29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sinema müzesi artık Beyoğlu’nda Kültür Servisi Türker İnanoğlu’nun, 2001 yılında Kavacık’ta kurmuş olduğu Türvak Sinema, Tiyatro Müzesi ve Sanat Kitaplığı, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın destekleriyle Beyoğlu’na taşındı. Arşivinde, 1000’in üzerinde cihaz, 4 bin 200 adet çeşitli Türk filmlerinin kopyaları, 6 binin üzerinde yerli film afişi, 10 binin üzerinde sinematiyatro lobi ve fotoğrafları, 12 bin saatin üzerinde TV programları ve TV dizilerinin bulunduğu ve Ulvi Uraz Kitaplığı dahilinde 45 bin ciltlik dermeye sahip dev bir kütüphaneye de sahip olan Türvak Sinema, Tiyatro Müzesi ve Sanat Kitaplığı, 2 Ocak Pazar günü Galatasaray’daki yeni adresinde kapılarını ziyaretçilerine açacak. Kültür Servisi Çin’de el yazması bir roman, açık arttırma ile 13.25 milyon yüene (yaklaşık 3.095 milyon TL) satıldı. Açık arttırmaya, Çin’in bölgesel egemenlik konusuyla ilgili olması nedeniyle, yabancıların katılımına izin verilmedi. Çing hanedanlığı (16441911) yıllarında Çin ile Ryukyu Adaları arasında seyahat eden Şın Fu adlı birinin yazdığı kitapta, yazarın gezdiği dönemde Diaoyü Adaları’nın Çin toprakları içerisinde yer aldığının belirtilmesi üzerine, kitabın, Çin ile Japonya arasındaki ihtilaflar arasında bulunan Diaoyü Adaları’nın Çin’e ait olduğunun “kesin kanıtı” şeklinde yorumlanması politik bir tartışma başlattı. Patti Smith’in anıları Türkçede Kültür Servisi Şair ve rock yıldızı Patti Smith’in “Just Kids” kitabı “Çoluk Çocuk” adıyla Türkiye’de okuyucuyla buluşuyor. Pek çok eleştirmen tarafından 2010’un en iyi kitapları arasında gösterilen ve son olarak prestijli National Book Awards’u kazanan kitap Yiğit Değer Bengi çevirisiyle Domingo Yayınevi tarafından yayımlandı. Kitap, iki âşığın, Patti Smith ile provokatif fotoğrafçı ve görsel sanatçı Robert Mapplethorpe’un yükselişini ve şöhret kapısını aralayışlarını nefes kesici bir içtenlik ve saflıkta anlatıyor. İran yönetimi muhalif film yönetmenlerine ceza yağdırdı, sinema dünyası büyük tepki gösterdi Panahi’ye 6 yıl hapis, 20 yıl yasak MEHMET BASUTÇU PARİS İran yönetimi, ülkenin önde gelen iki muhalif film yönetmeni, Cafer Panahi ile Muhammed Resulov’u 6’şar yıl hapis cezasına mahkum etti. Cannes ve Venedik festivallerinde ödüller kazanmış olan Panahi’nin ayrıca 20 yıl süreyle senaryo yazması, film çekmesi, ülke dışına çıkması ve yerli ya da yabancı basınla röportaj yapması da yasaklandı. Daha önce, “ülke yönetimine karşı propaganda yaptığı” gerekçesiyle üç buçuk yıl hapis cezasına çarptırılmış olan bir başka muhalif film yönetmeni Muhammed Nurizad da şu sıralar hapiste bulunuyor. Son Cannes Film Festivali jürisine davet edilen Cafer Panahi’nin İran dışına çıkması, politik görüşleri nedeniyle engellenmişti. Panahi’nin, festivalin kapanış gecesi töreninde boş kalan jüri üyesi koltuğundaki asıl suçlu, sansürcü zihniyetti. Tahran’da iktidarı hileli yollardan tutsak etmekle suçlananlarsa, tüm dünyayı kendilerine karşı olmakla suçluyorlardı. Türk sinema dünyasının uzun yıllar boyunca yakından tanıdığı bu klasik senaryonun gerilimi, üç ay önce Venedik Festivali sırasında yeniden yükseldi. Panahi, Kanada’da yaşayan İranlı yönetmen Mazdak Taebi’nin yardımıyla gerçekleştirdiği kısa filmi “Akordeon”un gösterimine katılmak için Lido adasına çağrılıydı. Dünyaca ünlü, 50 yaşındaki yönetmene pasaportu o zaman da verilmedi. İran’da dört Cafer Panahi ile birlikte Muhammed Resulov 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Panahi’nin “temel suçu”, muhalif lider Musavi’den yana tavır alması ve Yeşil hareket üstüne bir film çekmeye hazırlanması. Fransa Kültür Bakanı Mitterrand, “bu göstermelik adaletin haksızlığı karşısında duyduğu öfkeyi” dile getirdi. duvar arasına atılan muhalif sanatçılar, salıverildiklerinde ülke hapsine mahkumdular ve çalışmaları da yasaktı... Sansürcü zihniyetin uluslararası tepkilere öfkelenerek daha da sertleşmesi, o bilinen senaryonun temel öğelerinden biriydi ve bir gün mutlaka sahneye çıkacaktı. Bardağı taşıran damla (!) belki de Cannes ve Venedik’ten sonra Berlin Festivali’nin de Cafer Panahi’yi onurlandırmak istemesi oldu. 1020 Şubat tarihleri arasında 61. kez düzenlenecek olan Berlinale, Panahi’yi jüriye davet ediyordu... Uluslararası sinema çevreleriyle İran hükümeti arasındaki bilek güreşi devam ediyordu. Dün Tahran yönetimi yine kin kustu: Cafer Panahi 6 yıl hapse mahkum edilmiş, 20 yıl boyunca da film çekmesi yasaklanmıştı... “Temel suçu”, muhalif lider Musavi’den yana tavır alması ve muhalif Yeşil hareket üzerine bir film çekmeye hazırlanmasıydı. Cannes’da, Venedik’te alkışlanan, ödüller kazanan Panahi’nin mahkeme kararına 15 gün içinde itiraz hakkı vardı, ama hemen tutuklanıvermişti... Fransız sinema dünyası habere anında tepki gösterdi. Cannes Film Festivali yöneticisi Thierry Frémaux herkesi hemen eyleme davet ederek, Fransız Sinematek Başkanı CostaGavras‘ın yanı sıra Fransız Drama Yazarları ve Bestecileri Hak İzleme Örgütü (SACD) başkanı, ünlü yönetmen Bertrand Tavernier ile birlikte Panahi’ye destek komitesi oluşturmak için kolları sıvıyordu... Fransız yazar ve filozof BernardHenry Lévy, “Tahran senaryo suçu diye bir suç icat ederek, sanatçılarına ve tüm sivil topluma karşı savaş açmıştır. Artık çıldırmış olan bu rejime, sağduyunun sesini duyurmanın yolunu bulmalıyız” sözleriyle Fransız sinema dünyasına ve hükümetine sesleniyordu. Fransa Kültür Bakanı Frédéric Mitterrand da sıcağı sıcağına, “bu göstermelik, sözüm ona adaletin haksızlığı karşısında duyduğu öfkeyi” dile getirdi... Türk sinema dünyasının da bu tepkilere katılacağından kuşkum yok. Bakalım, Erdoğan hükümeti de resmi ağızlardan İranlı yöneticileri sağduyuya davet edecek mi? Dostları Zeki Ökten’i unutmadı Kültür Servisi “Sürü”, “Kapıcılar Kralı”, “Faize Hücum” gibi unutulmaz filmlerin yönetmeni Zeki Ökten, ölümünün birinci yılında dostları ve sevenleri tarafından düzenlenen gecede anıldı. Taksim’deki Çiçek Bar’da önceki gece gerçekleştirilen anma etkinliğinde, Ökten’in eşi Güler Ökten ile ailesinin yanı sıra aralarında Rutkay Aziz, Tarık Akan, Halil Ergün, Sinan Çetin, Tuncel Kurtiz, Nebil Özgentürk, Deniz Kavukçuoğlu, Umur Talu, Can Dündar, Berhan Şimşek’in de bulunduğu, sanat, medya, iş dünyasından çok sayıda seveni katıldı. Gecede, Nebil Özgentürk’ün hazırladığı “Zeki Ökten Belgeseli”nin gösterilmesinin ardından Ökten’in sevenleri ona duydukları özlemi dile getirdi. Ailesi ve dostları, Ökten’i geçen pazar günü mezarı başında da anmıştı. Bu arada etkinlik sırasında tiyatro sanatçısı Bülent Kayabaş fenalaşarak bayıldı. Geceye katılan Dr. Nihat Sevgiler’in yaptığı ilk müdahalenin ardından Alman Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırılan Kayabaş’ın tansiyonunun 5’e düştüğü ve komaya girdiği ögrenildi. Dün öğle saatlerinde ise, sağlık durumu iyiye giden Kayabaş hastaneden taburcu edildi. Osmanlı mahkeme kayıtlarıyla ilgili şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı çalışma ‘Kadı Sicilleri’ Türkçeye çevrildi Kültür Servisi İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın desteğiyle, Türkiye Diyanet Vakfı, İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) tarafından organize edilen projeyle, Osmanlı İmparatorluğu’nda, 1500– 1600 yılları arasında İstanbul kadılıkları (mahkemeleri) taÖnceki akşam Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan proje tanıtım toplantısında konuşan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) Başkanı Prof. Dr. M. Akif Aydın ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, hukuk alanına giren her konuda verilen kararlar ve belgelerin yer aldığı kadı sicillerinin Osmanlı’dan günümüze ışık tutacak bir kaynak niteliğinde olduğunu belirterek, be projenin Osmanlı İmparatorluğu’nun adaletini hukukunu, hoşgörüsünü bizlere aktardığını belirtti. Bugüne kadar Kadı Sicilleri’nin, Osmanlıcadan Türkçeye transkripsiyonu (Latin alfabesine çevrilmesi) ve Arapça kayıtların tercümesi, sayılı birkaç örnek dışında, hem bilimsel zorluklar nedeniyle, hem ekonomik olarak kârlı görülmediği için yapılamamıştı. Gökçer, ölümünün birinci yılında 12 ildeki 19 sahnenin fuayesinde açılacak fotoğraf sergileriyle anılacak. Fotoğraflarla rafından her türlü hukuki sorunun kayıtlarının tutulduğu 30 bini aşkın mahkeme defterleri (kadı sicili), Latin alfabesine çevrilerek ilk 15 cildi yayımlandı. 2011 sonuna kadar 24 bin sayfalık toplam 40 cilt yayımlanarak, Osmanlı kadı sicillerinin binde biri güncel Türkçeye kazandırılmış olacak. ANKARA (Cumhu Cüneyt Gökçer, öl riyet Bürosu) Türk tiyatrosunun us (DT) 12 ildeki 19 sa ümünün birinci yılında Devlet Tiyatro ta ismi lar hn riyle anılacak. DT ile esinin fuayelerinde açılacak fotoğraf ı’nın sergileDevlet Opera ve Ba müdürlerinden Gökç les er anısına, bugün Bü i’nin (DOB) eski genel düzenlenen törenle “Cüneyt Gökçer... yük Tiyatro fuayesinde gisi açılacak. Aynı anda Ankara Büyük Ustamız” adlı fotoğraf serTiyatro, Küçük Tiya tındağ Tiyatrosu, Şi na hinbaş Atölye sahnele si, Akün, Çayyolu Cüneyt Gökçer, İrftro, Alan ri, İzmir DT Konak, Bu İstanbul Cevahir, Üsküdar Tekel sahn Şarsa DT Ahmet Vefik eleri, Ömer Sabancı Kültü Paşa, Adana DT Diyarbakır DT Orha r Merkezi, Trabzon DT Atapark Haluk Hacı n On kezi sahneleri ile Er Asena, Antalya DT Haşim İşcan Kültü gan, zurum, Konya, Van r Merserginin açılışı yapı lacak. Sergide, Gökçve Sivas DT sahnelerinde er mında rol aldığı ve yönettiği oyunlarda ’in 60 yıllık sanat yaşan fotoğraflar yer ala cak. Cüneyt Gökçer ‘Hamlet’ rolünde. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle