25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 KASIM 2010 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER 3 Oyunlarımda savaş yok 5 çocuktan biri çalışıyor, şiddete uğrayan 3 kişiden biri de yine çocuk Suçlu ve yoksullar İstanbul Haber Servisi Son yıllarda yapılan çeşitli araştırmalar, dünyada ve ülkemizde çocuk suçlarının, ihmal ve istismar olaylarının, madde kullanımının, kayıp ve korunmaya muhtaç çocuk sayısının arttığını gösteriyor. Araştırmalara göre, Türkiye’de her 5 çocuktan biri suçlu, 4 çocuktan biri yoksul, her 5 çocuktan biri çalışıyor, şiddete uğrayan her 3 kişiden biri de yine çocuk. Uzmanlar, ülkemizde çocuk haklarına yeteri kadar önem verilmediğini belirtirken, hükümetlerin çocuklarla ilgili acil politikalar üretmesi, çocuk haklarının korunması gerektiğini vurguluyorlar. Her yıl 20 Kasım Dünya Çocuk Günü olarak kutlanıyor, bugünde çocuk hakları konusunda yapılması gerekenler bir kez daha yineleniyor. Araştırmalar, ülkemizde sokakta yaşayan çocuk ve genç sayısının yaklaşık 2530 bin kadar olduğunu gösteriyor. Cinsel istismar olaylarının yüzde 90’ının adli makamlara yansımadığı belirtilirken cinsel tacize uğrayan mağdurların yüzde 11’ini 05, yüzde 15’ini 615, yüzde 13’ünü 1217, yüzde 1’ini 2429 yaş arasındaki gençlerin oluşturduğunu gösteriyor. Ülkemizde 20022007 yılları arasında yapılan araştırmalar da başkasının malını ya da parasını çaldığı gerekçesiyle mahkemeye çıkarılan her 5 kişiden birinin de çocuk olduğunu ortaya koyuyor. Kayıp çocukların da giderek arttığı anımsatılırken ülkemizde 38 bine yakın çocuğun madde bağımlısı olduğu kaydediliyor. Dünyada ise 2 milyar 850 milyon çocuğun bulunduğu, her 5 dakikada 500 çocuğun da aile içi şiddete tanıklık ettiği, her bir saatte 230 çocuğun yaralanarak hastanelik olduğu, her 5 çocuktan birinin çalıştığı, günde yaklaşık 30 bin çocuğun da açlık nedeniyle yaşamını yitirdiği belirtiliyor. 7 günde trafiğe 111 kurban Haber Merkezi Kurban Bayramı dolayısıyla 9 güne çıkan tatilin geride kalan 7 gününde meydana gelen trafik kazalarında 111 kişi öldü, 597 kişi yaralandı. Tatilin ilk gününde trafik kazalarında 19 kişi yaşamını yitirdi, 75 kişi de yaralandı. Acı haberler tatil süresince devam etti. Buna göre trafik terörüne kurban gidenlerin gün gün sayısı şöyle gerçekleşti: 2. Gün (pazar) 17 ölü 102 yaralı. 3. Gün (pazartesi): 17 ölü 79 yaralı. 4. Gün (salı): 19 ölü, 48 yaralı. 5. Gün (çarşamba): 16 ölü, 89 yaralı. 6. Gün: (perşembe) 11 ölü, 97 yaralı. 7. Gün (cuma) 12 ölü, 111 yaralı. Yetkililer, tatil dönüşlerinin başlayacağı bugün ve yarın sürücüleri dikkatli olmaları konusunda uyardı. ÖDÜL ÜCRET N N 10 KATI Pers Kralı 1. Dareios köprü tamamlanınca mimar Mandroklees’i ücretinin 10 katı ile mükâfatlandırdıktan sonra MÖ 512 yılında 740 metre genişliğindeki köprüden Avrupa’ya geçti. Daha sonra Boğaz üzerindeki köprüyü oluşturan gemiler ayrıldı. Böylelikle Pers donanması, çeşitli filolar halinde Byzantion, Kalkhedon limanları ile İstanbul Boğazı kıyılarına demir attı. Boğaz’ın ilk köprüsü gemilerden STANBUL (AA) stanbul Boğazı’na ilk köprü, Pers kralı 1. Dareios’un skit seferi sırasında Samoslu mimar Mandroklees tarafından MÖ 512 yılında inşa edildi. Gemilerin birbirlerine demir kıskaçlarla çengellenmesiyle oluşturulan köprü, tarihte ilk defa iki kıtayı birbirine bağladı. Murat Arslan’ın “ stanbul’un Antik Çağ Tarihi/Klasik ve Helenistik Dönemler” adlı kitabında yer alan bilgilere göre mimar Mandroklees, Pers Kralı 1. Dareios’un, skit seferi sırasında kullanması için daha sonradan Persler, Helenler ve Romalılar tarafından tecrübe edilen bir teknik kullanarak tarihte ilk defa iki kıtayı birbirine bağlayan bir köprü oluşturdu. Mandroklees’in kullandığı bu teknikte birbirlerine demir kıskaçlarla çengellenen gemiler bir kıyıdan karşı kıyıya kadar belli aralıklarla dizilmiş. Daha sonra bu gemiler keten, kenevir lifleriyle papirüslerden yapılan halatlarla, karadan ağaç burgular ve çıkrıklar kullanarak gerdirilmiş. Gemilerin aralarına ise çarpışmaması ve gemiden gemiye geçiş sağlayacak kalasların desteklenmesi için bağlayıcı ve sabitleştirici çapraz kirişler konduktan sonra bunların üzerine yine tahtadan bir batan döşenir ve üzerine bir kat toprak atılmış. En son olarak da köprünün her iki yanına, yan duvar işlevi görmesi için merdivenler çakılarak bu korkuluklar, bir yandan atlar ve yük hayvanları açısından geçişi güvenli kılmış, diğer yandan da yapıyı daha da güçlendirmiş. Astsubaya esrar operasyonu HATAY (Cumhuriyet) Belen ilçesinde bir ihbarı değerlendiren polis, Mersin İl Jandarma Komutanlığı KOM Şube Müdürlüğü’nde görevli astsubay Ö.Ş’nin kullandığı aracı durdurmak istedi. Ancak Ö.Ş, bagajını açmadan olay yerinden kaçtı. İskenderun yolu üzerinde önlem alan polisin otomobiline çarpan Ö.Ş’nin bagajında 11 kilogram kubar esrar ele geçirildi. Öldürüp çöplüğe atmışlar SİVAS (AA) Altınyayla ilçesinde 2 gündür kayıp olan Feridun Taşdelen (27), çöplük alanında ölü bulundu. Gencin, başına poşet geçirildikten sonra boğulduğu belirlendi. Yücekaya mezraası yolu yakınlarındaki çöplük alanında bulunan Taşdelen’in cesedinin üzerinin hafif şekilde toprakla kapatıldığı ifade edildi. tarafından bir bildiri yazıldı. Refik Durbaş’ın kaleme aldığı metin şöyle: Çocukluğum Hak’tır, haklılığımdır benim. Çocukluğum en temel hakkımdır çünkü… Adımı çocukluğumdan alırım, yeryüzünden ve gökyüzünden, aydan ve yıldızlardan, akarsular ve denizlerden, kimliği kimliğimde yazılı ovalar ve dağlardan, ayvanın sarısından ve elmanın tadından, kavakların kederinden ve söğütlerin neşesinden alırım. Adım kendimdir, kişiliğimdir, benliğimdir. Kendim görüşlerimin ifadesi; kişiliğim her türlü bilgiyi edinme becerisi, benliğim din ve vicdan özgürlüğüdür. Soyadım fiziksel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve sosyal gelişmem açısından yeterli yaşam standardına ulaşma hakkına sahipliğimdir. Eğitim hakkına sahipliğimdir. Oyunlarımda savaş yoktur, başkasının hakkına tecavüz, hırsızlık, yalandolan, uyuşturucu kullanımı yoktur. Beşiğime tank, tüfek, bomba gölgesinin düşmesini istemem; düşlerimin talan edilmesini, geçmişimin tarihi ne kadar ki, ama geleceğimin tecavüze uğramasını da istemem. Rüyalarımda açlık, işkence, ceza ve yasadışı işlemler yoktur. Rüyalarımda derenin kumu güneştir, bulut yağmura kardeştir. Dağ dağa komşudur ama bulut yoksa başında dağ kimle konuşur? Ben aç kalırsam, çocukluğumu daha yaşamadan en zor koşullarda çalışırsam, tapusuz mal misali diyardan diyara savrulursam, her türlü tecavüze maruz kalırsam içinizdeki, kalbinizdeki çocuk ve çocukluğunuz kimle konuşur? Dünya yüzünde kim ki çocukluğu ile barışıktır, onun dünyası bütünüyle barıştır. Kar yağdı kar üstüne, nar düştü kar üstüne… Ateş içinde köz vardır, söz içinde söz vardır. Benim yüreğimde sevinç vardır, özgürlük vardır, çocukluğum vardır. Çocuğum, çünkü çocukluğum çocuktur benim. REFİK DURBAŞ ürkiye’de ilk kez 20 Kasım T 2010 Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle Refik Durbaş AYDINLANMA EMRE KONGAR Yeni CHP ve Kılıçdaroğlu V: CHP’nin Birinci Görevi Sevgili okurlarım, geçmiş bayramınız kutlu olsun. Bayram bitti ama pek çok kişinin “Bayram tatili” pazartesi gününe kadar sürecek. İnsanlar belki de bir “Korku İmparatorluğuna” dönüşen Türkiye’de biraz da bu karabasandan kaçıp kurtulmak için bayram tatilini bir vesile olarak kullanıyor. Biliyorsunuz bayram günlerinde “Yeni CHP ve Kılıçdaroğlu” konusunda yazılar yazdım. Böyle yapmamın en önemli nedeni, bir “Korku İmparatorluğuna” dönüşmüş olan Türkiye’de bayramın bile ağız tadıyla kutlanamaması, “Korku İmparatorluğu” karabasanının herkesi pençesine almış olmasıydı. Doğrusu bu durumda benim de “Bayram yazısı” yazmak içimden gelmedi… Onun yerine bu “Korku İmparatorluğunu” yıkabilecek demokratik bir siyasal güç olarak ortaya çıkan “Yeni CHP ve Kılıçdaroğlu” olayını irdelemeyi daha uygun buldum. Bugün “Yeni CHP ve Kılıçdaroğlu” konusundaki beşinci yazımı yazıyorum. Kılıçdaroğlu’nun “Türkiye’deki Korku İmparatorluğunu yıkacağız” söylemini son derece önemli ve doğru bir hedef olarak görüyorum… “Yeni CHP”nin hem birincil yani asli, hem de birinci yani ilk hedefinin bu “Korku İmparatorluğunu” yıkmak olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu “Korku İmparatorluğu” yıkılmadan Türkiye’nin demokratikleştirilmesi ve sorunlarının çözülmesi olanaklı değil. Türkiye’nin demokratikleştirilmesi görevinin niçin CHP’nin birincil yani asli hedefi olması gerektiğini geçen dört yazımda anlatmaya çalıştım: Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş olması, Çok Partili Düzene geçmiş olması, Türkiye’de Hukuk Devleti ve Sosyal Devlet kavramlarının anayasaya girmesini sağlaması, Ortanın Solu kavramıyla siyasete sınıfsal çözümlemeleri sokmuş olması, 12 Eylül askeri darbesinin getirdiği siyasal yasakların kaldırılmasına öncülük etmesi, hep, CHP’nin Türkiye’nin demokratikleştirilmesi konusundaki tarihsel misyonunu başarıyla uyguladığı dönüm noktalarıdır. Nitekim Deniz Baykal’ın da Genel Başkan olarak gerek Silivri’deki davalar, gerekse AKP’nin otoriter (totaliter?) bir rejime doğru kayması konusundaki tutum ve davranışları, CHP’nin bu tarihsel misyonuna uygun bir liderlik sergilemişti. Şimdi Kılıçdaroğlu, CHP liderliğiyle birlikte bu demokratikleştirme misyonunu da devralmış ve “Korku İmparatorluğunun” yıkılmasını birinci sıraya koymuş görünüyor. “Korku mparatorluğunun” yıkılması demokratikleşme açısından neden hayati bir önem taşıyor? Sorun, sadece bireysel hak ve özgürlüklerin, insanların özel yaşamlarının ihlal edilmesi değildir… Sorun, sadece herkesin her yerde her an izlenmesi, kaydedilmesi ve kayıtların medyaya sızdırılması değildir… Sorun sadece muhalif görüş sahiplerinin hapse atılması değildir… Sorun, “Korku İmparatorluğunun” demokratik siyaseti engellemekte oluşudur! Demokratik siyaset nasıl yapılacak? İktidar seçenekleri nasıl oluşturulacak? İnsanlar toplanacaklar, konuşacaklar, tartışacaklar, iktidarı eleştirecekler, siyasal etkinlik yapacaklar değil mi! İktidar kendisine seçenek oluşturacak güçteki liderleri içeri atarsa… Orta sağda iktidara rakip olabilecek kişiler, adları geçtiği anda karalanır, lekelenir ve hapisle tehdit edilirse… Olayların üzerine giden gazetecilerin, yazarların, bilim insanlarının, eğitimcilerin hayatları her türlü evrensel hukuk normu zedelenerek karartılırsa… Bu “Korku İmparatorluğunu”, adaletin veya emniyetin içinden eleştirenler bile soruşturmalar ve tutuklamalarla susturulur, hapse atılırsa… Siyaset nasıl yapılacak? İktidar seçenekleri nasıl oluşturulacak? Türkiye’nin önündeki sorunlar nasıl çözülecek? Siyaset, sorun çözme yeri ve sorun çözme yöntemidir. Siyasetin en etkilisi ise demokratik siyasettir. Demokratik siyasetin yollarını tıkayan bir “Korku İmparatorluğu” Türkiye’nin sorunlarının çözülmesini de engellemektedir. Bu nedenle CHP’nin birincil ve birinci hedefi “Korku İmparatorluğunun” yıkılması, demokratik siyasetin egemen kılınması ve böylece Türkiye’nin demokratikleştirilmesidir. Bütün öteki sorunların çözümü bu demokratikleştirme sürecinde çok daha kolaylaşacaktır… Kılıçdaroğlu bu umudu yaratmıştır! ekongar@cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org Gölbaşı’nda kuşkulu ölüm GÖLBAŞI (AA) Ankara’nın Balgat semtinde yaşayan Recep (55) ile Necla Atik (50) çifti yakınlarıyla bayramlaşmak için bayramın ilk günü, Gölbaşı’ndaki evlerine geldi. Bugünden sonra anne ve babalarından haber alamayan Atik çiftinin çocukları, komşularından evi kontrol etmelerini istedi. Kapıyı kırarak eve giren komşuları, çiftin cesedini buldu. Sahillerde bayram güneşi Haber Merkezi Muğla’nın Bodrum ilçesine Kurban Bayramı tatilini geçirmek için gelenler yazdan kalma günlerin keyfini çıkardı. İlçede hava sıcaklığı öğle saatlerinde 33 dereceye ulaştı. Tatilciler deniz suyu sıcaklığının 24 derece olduğu ilçede sahillere akın etti. Sıcaklığın 37 dereceye ulaştığı Antalya’nın Kemer ilçesinde de benzer görüntüler yaşandı. Yeni bir gezegen keşfedildi ANKARA (AA) İlk kez Samanyolu galaksisi dışında doğmuş bir gezegen keşfedildi. Jüpiter’den en az yüzde 25, Yerküre’den de 400 kat daha ağır olan gazdan oluşan gezegenin, daha sonra Samanyolu tarafından yutulan cüce bir galaksideki bir yıldızın yörüngesinde bulunduğu belirtildi. HIP 13044b adı verilen, hidrojen ve helyumdan oluşan gezegenin, Dünya’dan 2 bin ışık yılı uzaktaki Helmi akımı olarak adlandırılan bir grup yıldızın ait olduğu güneş sisteminde yer aldığı kaydedildi. Tapınakta 1654 cenin daha BANGKOK (AA) Tayland’ın başkenti Bangkok’ta geçen günlerde cenin bulunan bir Budist tapınağında dün yapılan aramalarda yasadışı kürtaj yapılan kliniklerden getirildiği düşünülen 1654 cenin daha bulundu. Polis, son bulunanlarla birlikte toplam 2002 cenin ele geçirildiğini kaydetti. Ceninlerin plastik çantalar içinde paketlenmiş halde bulunduğu, iki morg görevlisinin ceninleri tapınak içinde üç yere koyduklarını itiraf ettikleri kaydedildi. Tayland’da doğumun tehlikeli olabileceği veya tecavüz sonucu hamilelik gibi durumlar dışında, kürtaj yasağı bulunuyor. Kopuk kolunu 3 ay ayağında taşıdı ANKARA (AA) Çin’de 9 yaşındaki bir çocuğun kazada kopan kolu, 3 ay boyunca ayağına “aşılanarak” kurtarıldı. Daily Mail’in haberine göre, okuluna giderken bir traktörün çarptığı Ming Li adlı kız çocuğunun sol kolu koptu. Ancak kol çok kötü zedelendiği için hemen yerine dikilmesi olanaksızdı. Doktorlar, kopuk kolu, iyileşinceye kadar kızın sağ ayağına iliştirmeye karar verdiler. Henan vilayetine bağlı Zhengzhou’daki hastanenin doktorları, 3 ay sonra kolu bacaktan alarak yerine diktiler. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle