23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sayı 18 cummizah@gmail.com Bir İlkeli Yayıncılık Örneği “Sayın seyirciler... Şimdiki haberimiz Arjantin’den. İlkeli yayın anlayışını sürdürdüğümüz, kan, şiddet ve seks unsurlarına yer vermediğimiz için bu haberimizi görüntüsüz olarak sunuyoruz. “Buenos Aires’de işinden atılan bir itfaiye şefi, bir meyhanede zilzurna oluncaya kadar içti. Sonra sokağa çıkıp bıçağını çekti, bir kadını rehin alıp zorla genelev sokağına götürdü. Çocuk yaştaki kızların erkeklere peşkeş çekildiği bir eve girerek rehineyi üst kata sürükledi. Onu bir yatağa bağlayıp soymaya başladı. Önce suveterini, sonra eteğini çıkardı. Zavallı kadının sütyeniyle külotunu bıçağıyla parçalarken ağzından şehvet salyaları akıyordu. Hain emeline ulaştıktan sonra bıçağını kurbanının boğazına sapladı. Bıçağı kadının göğsüne doğru çekti. Bir yandan kurbanının kanını içiyor, bir yandan da keskin bıçağın kadını parçalarken çıkardığı sesle kendinden geçiyordu. Alnındaki ter damlacıkları, artık atmayan kalbin üstüne damlıyordu. Bıçağı göbeğe kadar indirdikten sonra çekti, aldığımız duyumlara göre sekiz kere sapladı. Daha sonra da kendi cinsel organını keserek kadının iki akciğerinin arasına özenle yerleştirdi. Olay yerine gelen Buenos Aires güvenlik güçleri, adamın ve kurbanının cesetleriyle karşılaştılar. “Düzeyli yayın yapmayı, kan, şiddet ve seks unsurlarına yer vermemeyi ilke edinen kuruluşumuz bu haberi sizlere görüntüsüz olarak sundu. Bizi anlayışla karşılayacağınızı umuyoruz. Şimdi Oklahoma’dan atını öpen kovboy haberini sunuyoruz...” Sinemada Devlet Adamları Sinemayı herkes gibi devlet adamları da sever elbette. Kimileri kamera karşısına geçecek kadar gönül vermiştir ona. Beyazperdede görünen en ünlü politikacı kuşkusuz Ronald Reagan’dı. Hollywood’dan Beyaz Saray’a geçen Reagan, sinema serüveni yaşayan tek devlet adamı değildi. İşte başka örnekler: Uganda Devlet Başkanı Godfrey Binaisa, (Hazreti Süleyman’ın Hazineleri, 1950) ve Afrika Kraliçesi (African Queen, 1951) filmlerinde küçük roller oynamıştı. Fidel Castro, bazı Hollywood yapımlarında kısa rollerde görünmüştü. En uzun rolü ise Meksika’da Tatil (Holiday in Mexico, 1946) filmindeydi. Kenya Devlet Başkanı Jomo Kenyatta, Sanders of the River filminde (1935), Afrikalı bir kabile şefini canlandırmıştı. Benito Mussolini, ABD yapımı The Eternal City’de (1914) figüranlık yapmıştı. Kamboçya Devlet Başkanı Prens Sihanouk, Alacakaranlık ve Angkor’da Fırtına adlı Kamboçya yapımlarında başrol oynamıştı. Leon Troçki, My Official Wife (1914) ve The Battle Cry of Peace (1915) adlı iki ABD filminde Rus nihilisti rollerinde görünmüştü. İsrail Savunma Bakanı Moshe Dayan, İsrail Başbakanı Yizhak Rabin, ABD Devlet Başkanı Theodor Roosevelt, Bulgaristan Başbakanı Georgi Dimitrov, İngiltere Kralı Edward VIII, Polonya Devlet Başkanı Ignace Paderewski çeşitli filmlerde kendilerini oynamışlardı. TAR HTE HERHANG B R GÜN... 13 KASIM: Ak Parti kendisini öylesine aşmış bir parti ki, Ak Partili milletvekilleri Mecliste olmadıkları zamanda bile oylarını kullanabiliyor, kendilerini Meclisteymiş gibi gösterebilyorlar. Soruyorum size bu “mükerrer” şey pardon “mükemmel” organizasyon hangi partide var?.. Bırakın partiyi hangi büyük takımda böyle bir saha organizasyonu var?.. 9 Kasım günü Mecliste yapılan oylamada 41 oy orada bulunmayan Ak Partili milletvekillerince kullanılmış.Tutanakla tespit edilen bu ustalık bana; “Doğduğun değil, bulunmadığın yer senin Vatanındır, senin Meclisindir” dedirtiyor. Bu durumu görünce 2011’de yapılacak Genel Seçimlerin ne kadar anlamsız olduğu görülüyor. Ak Partili milletvekilinin bulunmadan oy kullandığı bir yerde, Ak Partili seçmen de elbette bulunmadan oy kullanacaktır. Kanımca 2011 seçimleri boşuna yapılacaktır. Ülke artık Direkt Başkanlık sistemine geçerek seçimle zaman kaybetmemelidir. Ayrıca yerinde olmayan sadece Ak Partili milletvekilleri midir, yüzde 42’lik vatandaş yerinde midir?... Hahhah haaaaa!... 15 KASIM: Ak Parti’ye vurmak için fırsat arayan medyanın derdine bakar mısınız?.. İlk sınavda tam puan alan 350 kişi varken, kopya nedeniyle yenilenen KPSS sınavında bu kez tam puan alan bir kişi bile çıkmamış. Yüzde 42 medyası bunu kendine dert ediyor, neymiş, tam puan alan neden çıkmamış?.. Süper Ligin 12 haftası geride kaldı, tam puan alabilen var mı, üstelik şaibeli maçlar tekrar da edilmiyor?.. Üç büyüklerin toplamda 13 yenilgi aldığı 12 haftanın sonuna bakarsak, KPSS’ye giren vatandaş neden tam puan alsın ki?.. Üstelik insanlar tam puan alınca siz tutup“kopya çektiler” diyorsanız, ben de olsam özellikle birkaç tane yanlış yapıp tam puan almam, böylece kopya çektiğim anlaşılmaz!.. Biz haybeye mi kazateci olduk kardeşim!.. Bak vatandaşım da öğreniyor bu işlerin inceliklerini. Tam puan almayanları kutlarım. Örneğin; benim puanlarım da tam değil, neden derseniz Yalakalıkta Sınır Tanımayan KazaTeciler Örgütünün değerli bir üyesi olmama rağmen daha yüceler yücesi Başbakanımızın uçağına binemedim. 16 KASIM: “Bugün Bayraaaaaam, erken kaza yapın çocuklaaaaar” Sabahtan beri bu şarkı var dilimde… Eh ne de olsa Bayram günü bugün. Bayram; vatandaşlarımızın yollarda ölerek değerlendirdiği bir tatil dönemi. Ak Parti bu alanda da büyüklüğünü gösterdi ve bu bayramı da 9 günlük bir tatile çevirdi. 9 gün doğrusu trafik kazasında ölmek isteyenler için gayet güzel bir süre. Ülkemizde trafik kazasında ölünebilecek o kadar çok duble yol var ki… Oysa eskiden bu denli duble yol yokken bu ülkenin insanları “duble”yi fazla içerek, trafiğe çıkıp ölmeye çalışırlardı. Duble üstüne duble içenlerin çıktıkları o dar yollarda gerçekleşirdi eskiden kazalar. Ak Parti 8 yılı geride kalan iktidarı süresince rakıya yaptığı müthiş zamlarla “duble” içmeyi sona erdirdi. Böylece duble rakı kazalarının yerini Duble Yol kazaları aldı. Artık güzel ölüm yaşamak isteyen vatandaşlarımız duble yollarda şöyle geniş geniş, ferah ferah ölebiliyorlar. Bu yüzde 42’nin gözünden kaçan çok önemli bir hizmettir. Ülkemizde artık öylesine duble yollar, öylesine köprülü kavşaklar var ki ölme de yolunda yat!.. Bu nedenle uzun bayram tatilleri çok yerinde oluyor. Ancak bazı aileler trafik kurbanlarını yeterli bulmuyor olacaklar ki hâlâ kurban kesebiliyorlar. İktidara kurban olmuş bir kalem olarak, onlar da “iyi kesimler” diyorum!.. MÜMTAZ ARIKAN  ya tapu dairesinin tapusu yoksa?..  paran varsa 112 tane ambulans gelir!..  adalet sarayında, adaletin kralı da olsun!..  ikiz gecekondular...  ingilizcem zayıf, almancam kilolu...  Türkiye çocuklar karete şampiyonasında, ogün samast birinci olur!..  istisnalar el kaideyi bozmaz!  önemli olan yüz değil, bölgesel güzellik!..  garibaninki boş yıldızlı oteldir!  canlı yayında konuklarla birleşip reklama girdik!  iki lensim önüme aksın ki...  doktor bey sık sık saygı duyuyorum. MODELDEN KAR KATÜR Ç Z M Karikatürcüler de ressamlar gibi zaman zaman modelden çizim yaparlar. Ancak, ressamlardan farklı olarak, birkaç tahtaları eksik olduğu için (eksik tahtalar: şövale, palet vs.) modele pek sadık kalmazlar... İşte, bu hafta yoldan geçen bir modeli çevirip karşımıza oturttuk ve değişik açılardan çizdik... Bakalım beğenecek misiniz? C HAN DEM RC C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle