21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHUR YET 29 EK M 2010 CUMA 8 HABERLER Bir dağın yamacında duruyoruz bazen, bir ormanda ağaçların arasında... Bazen deniz kıyısında yapayalnız dolaşıyoruz... Bir aşağı, bir yukarı dolaşıyoruz yeryüzünde... Sorunları çözemiyoruz... Bedelli askerliği, sıkmabaşı tartışıyoruz. Peki biz laik demokratik Cumhuriyeti savunuyor muyuz? Bugün Cumhuriyetimizin kuruluşunun 87. yıldönümü. Bizim Cumhuriyetimizin kuruluş tarihi, ulusal kurtuluş savaşı üzerinden gerçekleşmiş, köklü bir devrimi içerir. Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte neler gerçekleşmiştir, eğitim sisteminde neler olmuştur bugün hiç konuşulup tartışılmaz. Medrese eğitimine son verilmeseydi, kadına seçme seçilme hakkı tanınmasaydı, Yurttaşlar Yasası (Medeni Kanun) benimsenmeseydi, hilafet kaldırılmasaydı bugün Türkiye nerelerde olurdu? Cumhuriyetimizin 87. yıldönümünü kutlarken emperyalizmin kurduğu tuzaklara, terör belasına, etnik ve dinsel kimlik üzerinden yapılan siyasete şöyle bir bakıp şu soruyu sormak gerekiyor: “Türkiye nereye götürülmek isteniyor?” Laiklik olmadan demokrasinin “D”sinden söz edilmez... Mustafa Kemal Atatürk’ün deyişiyle “vaziyet ve manzarai umumiye” hiç de iç açıcı değil... Bir deniz kıyısında sonbaharı yaşıyor insanlar... Umutlar çoğalmıyor eskisi gibi... Büyük kentlerde yaşayanlar bir başka havada... Burnumuzun dibindeki savaşlar hiç ilgilendirmiyor toplumun büyük kesimini... Irak’ta ölen çocuklar, gençler... Bilmem büyük kentlerin varoşlarında yaşayan o yoksul insanlarımız “Cumhuriyet Bayramı” dediğimizde ne düşünüyorlar! Duygularım beni alıp götürüyor bir başka evrene... İçim buruk! Fazıl Hüsnü Dağlarca yaşıyor olsaydı bugün ne derdi acaba? “Yarı aydınlıklar ki sahipsiz Ve mavi serçeler sabahtan erken. Çocuğum şarkı söyle sokaklarda Sesin güzelliğini kaybetmeden. ” Yıldızların sonsuz çocukluğunu anlatır Dağlarca... Ruhumuzun denizlere açılan sakinliğini. Dağlarca gür sesiyle haykırır: “Toplumcularımız ileri derlerken Son sesleri asılı kalır dağa Yok olur birey Katarlar yaşamlarını Bayrağa Şehitler büyük toplumcularımız Onlardır yurdumuzun ulusal beği Uğruna Düştükleri toprak Hepimizin ekmeği” Cumhuriyet Devrimi, kulu birey yaptı, eğitim sistemini değiştirdi, fabrikalar kurdu, çağdaş bir toplum yaratmak için Köy Enstitülerini kurdu. Atatürk’e karşı çıkanlar, Kemalizmi yerden yere vuranlar bugün Atatürk’e çok şey borçludur... Kemalizm gericilik değil ilericiliktir. Atatürk’ün ölümünden sonra tek parti döneminde etnik ve dinsel kimliği öne çıkarmışlar, CHP içinde yuvalanmışlardı. Bunlar daha 1946’da Türkİslam sentezini yaşam biçimi olarak görmüş, solculara karşı savaş açmışlardı. Yakın tarihimizi bilmeyenler Sinan Meydan’ın “Cumhuriyet Tarihi Yalanları” kitabını (İnkılap Yayınları) okumalı, kimi gerçeklerle yüzleşmelidir. Dinciler, tarikatçılar ve sözde liberaller Kurtuluş Savaşı’nın başlamasında Atatürk’ün hiçbir etkisinin olmadığı yalanını bir gerçekmiş gibi yazıp çiziyorlar. Yazı ve dil devrimine karşı çıkan bunlardır! Türkiye’de kadınlar 1934 yılında seçme ve seçilme hakkını elde ederken kimi Avrupa ülkelerinde bu yoktu. Mustafa Kemal’in en temel politikalarından biri tüm dünyayla (Türk dünyası bunun içinde) kültürel, sosyal ve ekonomik politikaları geliştirmekti. Sinan Meydan, kitabında, Atatürk’ün Osmanlı tarihi konusunda ilk bilimsel çalışmayı başlattığını anlatıyor. Manevi kızı Prof. Dr. Afet İnan’dan ilgilenmesini istediği konulardan birisi de Piri Reis’in yaşamının araştırılması, Fatih ve Mimar Sinan’ın heykellerinin dikilmesidir. Atatürk ne diyordu: “Bir toplumun dili olmazsa tarihini yazamaz... ” Atatürk bu yüzden kurmuştur Türk Dil ve Tarih Kurumu’nu... 87 yıllık laik demokratik Cumhuriyetimizi korumak ve kollamak zorundayız. Onun için büyük bir sınavla karşı karşıyayız. Kuşkularımızdan kurtulup toplum olarak demokrasimizi ve özgürlükleri daha da geliştirmek, askersivil, aydın, emekçi tüm insanlarımızın görevidir. Türkiye artık askeri darbeleri yaşamayacaktır... Cumhuriyetimizin 87. yılı kutlu olsun! POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Yalın Gerçekler... [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 ANKARA (Cumhuriyet Büro su) Yargıtay Cumhuriyet Başsav cılığı’nın “tüzük değişikliklerini 15 gün içinde uygulayın” uyarısı üzerine, CHP Parti Meclisi’nin (PM) 3 Kasım günü toplanması kararlaş tırıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun PM içinden “en az” 13 genel başkan yardımcısı ile bir genel sekreter ataması bekleniyor. CHP’nin 21 Aralık 2008 tarihli kurultayında tüzük değişiklikleri gerçekleştirilmiş ve bu değişiklik lerin PM’nin belirleyeceği tarihte yürürlüğe girmesi kararlaştırılmış tı. CHP’nin son kurultayında da tü züğün yürürlük tarihi bir kez daha ertelendi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan CHP’ye gönde rilen yazıda bu erteleme geçersiz sa yılırken CHP yönetimi kararın ge reğini yerine getirmek için düğ meye bastı. CHP PM 3 Kasım Çarşamba günü saat 14.30’da top lantıya çağrıldı. Toplantıda, de ğiştirilmiş olan CHP Tüzüğü uya rınca merkez yönetim kurulunun görevlendirilmesi bekleniyor. CHP’ye ‘tüzük vitrini’ CHP PM, 3 KASIM’DA TOPLANIYOR Meclis Türk ve Tuğluk için formül arıyor AYŞE SAYIN ANKARA TBMM Başkanlı ğı, kapatılan DTP’nin eşbaşkanla rı Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk’ün, anayasanın 84. madde sinin değişmesini gerekçe göste rerek milletvekilliklerinin iadesi için yaptığı başvuruya “çıkış yolu” arıyor. Meclis’te hukuki olarak iki ismin milletvekilliklerinin iadesi nin hukuki olarak mümkün olma dığı belirtilirken alınacak lehte bir kararın da “siyasi” olacağına dik kat çekiliyor. 12 Eylül’de yapılan referan dumla kabul edilen anayasa deği şikliği paketinde, anayasanın 84. maddesinde yapılan değişiklikle, partilerin kapatılması durumunda milletvekili üyeliklerinin düşece ğine ilişkin hüküm kaldırıldı. BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da hafta başında 11 Aralık 2009’da kapatılan DTP’nin eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un milletvekilliklerinin iadesi iste miyle TBMM Başkanlığı’na baş vuruda bulunmuştu. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, ilk kez böyle bir durum ya şanması nedeniyle Meclis Kanun lar Kararlar Dairesi’ne kapsamlı ça lışma yapılması talimatı vermesi nin yanı sıra, hukukçulardan da gö rüş istemeye karar verdi. Konuya ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmede bulunan eski Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Dinçer, beyan ve eylem leriyle partilerinin kapatılmasına karar verilen milletvekillerinin üyeliklerinin düşürülmesinin, ce za yasalarına konu olan “suç ve ce zalarla” ilgisi olmadığını belirte rek bu işlemin “anayasal yaptı rım” olduğuna işaret etti. Ahmet Türk Aysel Tuğluk
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle