21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada yolculuk edince, karada güçlü bir ışık gördüklerinde vücut dengeleri bozuluyormuş, görme sorunu çıkıyormuş. Pat diye havalandırmaya düştü, donup kaldı. Uçmayı denedi olmadı, tümüyle kanatlarının arasına büzüldü. Önüne yem niyetine bizim bulgur aşımızdan bi parça koyduk, su koyduk, yok. Yanaşmıyor. Biraz sohbet etmeyi denedim, “Nil Deltası’nı biraz bilirim” dedim, “İskenderiye’den Dimyat’a Nil Deltası’nda yolculuk ettim, nasıl da bereketli yerler” dedim, “yaşanacak yeri de biliyorsunuz” dedim, yok... Mısır diyor, Nil demiyor!.. Havalandırmaya bir dizi ad taktım, biri de çekirgenin sıçrayamadığı yer. 7 metre yüksekliğinde bir kutu gibi olduğundan, oraya düşen kalıyor. Pek çok çekirgenin son durağı oldu! Bıldırcın kardeş de uzun yolculuğunda bizim gibi Silivri Hapishanesi’ne düştü... Ne yapsak ne etsek, uçursak... Hava da karardı, yağmur da şiddetli. Hiç değilse mukavva bir kutuya koyup bu geceyi sağlıklı geçirmesini sağlasak... Derken, havalandırma kapısının kapanma saati geldi. Nöbetçi gardiyan Bünyamin, bizi bıldırcının etrafında bakışır görünce, “Buraya da mı düşmüş” dedi. “Göç mevsimi ya, buradan geçerken güçlü ışıklar yüzünden düşüyorlar, bir haftada 10’u geçti” deyip aldı elimizden. Hemen boynunun altına baktı, “Kravat yok” dedi, demek ki dişi. Erkeklerin boyun altında bir çizgi olurmuş. Bünyamin, Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nde av ve yaban hayatı okumuş. Seyfe Gölü kıyısında doğduğu için merak sarmış. İyi bildiği belli. “Otur, biraz bilgi ver, şimdi bunu nasıl uçuracaksın, nasıl beslenecek” dedik, “Yasak” dedi, “hemen kapınızı kapatıp çıkmam gerek. Görevimin sınırları dışına çıkamam.” Koğuşa girdik. Havalandırma kapısı kapandı. Aklımız bıldırcında... Gece hücreme çıktım. Yatağımın yanına karımın gönderdiği son kitapları koymuştum. Biri, Pablo Neruda’nın “Kuşlar Sanatı”, Neruda’nın 45 kuşla ilgili şiiri. Biri “Kaliforaniya bıldırcını”... Bizimkine özgürlük dileyip önce onu okudum: “bir gölde gördüm, bir suret, bir kuş / güzelliğiyle kanıp giden / bir meyve, tüylü bir çiçek / saf armuttan bir kuş, / bir hava koşulu, / kumdan, dumandan bir yumurta: / yaklaşıp seslendim gözleri / parıldadı düşmanca bir şaşmazlıkla / alevden bir mızrak gibi, / giymişti gururunun üstüne / iki tüylü iki sancak gibi: / görür görmez onu / gözden yitirdim / baş başa kaldım alacakaranlıkla / dumanlı, puslu, geceyle, / yalnızlığıyla yolun.” Neruda’yı kapattım... Prof. Hikmet Birand’ın kitaplarından birinde mi okumuştum ne; Türkiye, dünyadaki kuşların en önemli üç göç yolundan birinin üzerinde. Üstelik iki koldan, biri İstanbul Boğazı, öteki Çoruh Vadisi... Derken aklıma, yıllar yıllar önce, TRT’de Gezelim Görelim programındaki o unutamadığım sahne geldi... Karadenizliler göç mevsiminde kıyıya ışık koyup önüne ağ geriyor. Uzun yoldan gelen bıldırcınlar ilk gördükleri ışığa yöneliyor, ağa çarpıp düşüyor... Bakanlık bu avı yasaklamış ama, kimi Karadenizliler yapıyor... Programın sunucusu Yılmaz soruyor: Beyefendi ağ gerip binlerce bıldırcın avlıyorsunuz... “Evet, avlıyoruz...” Ama bıldırcın avlamak yasak değil mi? “Yasak...” Eee? “Hanımefendi, bıldırcınlar yasağa rağmen geliyorlar!” GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Herhalde o dönemin kuvvet komutanlarına âdet yerini bulsun diye bir dava açılacak. Balbay’ın Ergenekon delili sayılan o dönemde yaşanan günleri içeren not defteri mi? Ha, o mu? Hani şu hükümeti zor kullanarak devirecek olduğu iddia edilen notlar mı? Var mı yok mu bilinmeyen uyduruk Ergenekon örgütünü kanıtlayan delil diye savcıların çantalarındaki dokunulmaz belgeler arasında yerini koruyor. Köşe yazıları “Balbay neden hâlâ içeride” diye soruyor. Sorunun yanıtı: Saç düştü kel göründü özdeyişine örnek! Meğer günlüklerde darbe planlarında adları geçenlerin… darbe hazırlıklarını günü gününe açığa çıkaran Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’in günlüğünün… hükümeti silah zoruyla devirecekleri iddiasını yargılayan Ergenekon’la uzak yakın ilgisi yokmuş… Ama darbe hazırlıklarının söz konusu olduğu günleri not defterine yazan Mustafa Balbay… …değil tabanca, çakısı bile olmayan Mustafa Balbay ve notları var ya; o notlar ve Balbay… …hükümeti darbe ile devirecek ne idüğü belirsiz Ergenekon örgütünün ta kendisiymiş! Bu mantığa, savcının vardığı bu sonuca vay canına mı desek… memleketimizde böyle şaşırtıcı olaylar da izleniyor diye hayıflansak mı ya da darbeleri ifşa eden günlüklere eyvallah diyen, ne ki gazetecinin notlarını suç delili sayan mantığa bir yuh mu çeksek... insan aciz kalıyor. Yoksa bu ikilem karşısında şaşırsak mı, ağlasak mı, gülsek mi, ne yapsak? İstanbul Özel Yetkili Başsavcılığı’nın Oramiral Özden Örnek’in günlükleriyle Ergenekon’un ilgisi olmadığı kararı pek çok taşı yerinden oynatabilir. Örneğin Silivri Mahkemesi Başkanı bir duruşmada “Savcı Bey kaldı ki darbe çalışmaları diye bahsettiğiniz olaylar ile ilgili bir tahkikat bile yapılmadı bildiğim kadarıyla. Var mı bu tahkikat?” diye sormuş; Ergenekon soruşturmalarını yürüten Zekeriya Öz ekibinden Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, bu soruya herkesin merak ettiği şu yanıtı vermişti: “Davanın (Ergenekon davasının) özü Ayışığı, Sarıkız, Yakamoz’dur.” Şimdi aylardır içeride yatan Balbay yine: “Ben buradayım, Amiral Örnek veya darbeciler nerede?” diye sorarsa… tek bir gün tutukluluk yaşamayanların yetkisizlik kararı ile Ergenekon davasından sıyırdığını söyleyerek tahliye talebinde bulunursa… Hâkimler heyeti aylardır her cuma günü açıkladığı ikiye bir ret kararının bir benzerini mi açıklayacak? Doğal olarak bugüne dek zaten bir türlü yanıtlanamayan bir soru akla geliyor: Askerin açıkladığı darbe planlarının Ergenekon’la bağlantısı yok ise... o günleri, hepimizin izlediği o günleri yansıtan gazeteci notları neden Ergenekon kanıtı ve… …tek suçu Atatürkçü düşünceye inanmak ve savunmak olan Balbay neden hâlâ 603 gündür içeride? Ergenekon sanığı, tek suçu bu hükümete, Başbakan’ına karşı olan diğer Ergenekon sanığı Tuncay Özkan… benzeri suçlardan diğer gazeteciler, profesörler… yıllardır, aylardır neden içeride olduğunu irdeleyen soruları sorular kovalıyor. AKP’nin yargıyı tekeline aldığı şu günlerde! [email protected] SAYFA 29 EK M 2010 CUMACUMHUR YET 12 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 29 Ekim Oslo Y 5 Helsinki Y 7 Stockholm Y 6 Londra Y 14 AmsterdamY 12 Brüksel PB 13 Paris B 15 Bonn PB 13 Münih PB 12 Berlin PB 11 BudapeştePB 11 Madrid PB 18 Viyana PB 11 Belgrad PB 11 Sofya Y 9 Roma PB 18 Atina Y 16 Zürih PB 11 Moskova PB 3 Aşkabat PB 19 Taşkent PB 17 Baku Y 17 Bişkek PB 11 Tiflis Y 19 Kahire PB 28 Şam B 25 İstanbul Y 14 Edirne B 12 Kocaeli Y 12 Çanakkale B 11 İzmir B 16 Manisa Y 16 Denizli ? ? Zonguldak Y 12 Sinop Y 12 Samsun Y 14 Trabzon Y 16 Giresun Y 16 Ankara Y 13 Eskişehir Y 9 Konya Y 12 Sıvas Y 14 Antalya Y 20 Adana Y 26 Mersin Y 26 Diyarbakır Y 24 Şanlıurfa Y 25 Mardin Y 22 Siirt Y 25 Hakkâri Y 18 Van Y 18 Kars Y 15 Ülkemiz geneli parça lı ve çok bulutlu, Edirne ve Kıyı Ege dışında kalan tüm ülke yağışlı geçecek. Yağışlar Marmara’nın do ğusu, Batı ve Orta Kara deniz, İç Anadolu’nun do ğusu, Doğu Akdeniz ile Kırklareli, Tekirdağ, Gire sun, Gümüşhane, Erzin can, Tunceli, Bingöl , Ma latya ve Adıyaman çev relerinde kuvvetli, Batı Karadeniz’in iç kesimle rinde yükseklere karla ka rışık yağmur ve kar diğer yerlerde yağmur ve sa ğanak şekilde olacak. Ha va sıcaklığı ülke genelin de 35 derece artacak. Milli Güvenlik Kurulu önceki günkü toplantısında, Türkiye’nin iç ve dış tehdit değerlendirmesinin yer aldığı Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin (MGSB) değiştirilmesi yönünde Bakanlar Kurulu’na tavsiye kararı aldı. Yapılan MGK bildirisinden ve basına sızan bilgilerden, hükümetin MGSB metninde iç tehditlerin sayıldığı bölümden ‘irtica’ ifadesinin çıkarılması yönündeki hazırlığın kurulun başkanı olan Cumhurbaşkanı ve asker üyeleri tarafından da benimsendiği anlaşılıyor. Toplantı sonrasında Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in Türk ceza hukukunda ‘irtica’ diye bir kavram ya da suç olmadığını, bu tanımın siyasetçileri ve siyasi partileri yıpratmak için kullanıldığını vurgulayan sözleri hükümetin bu konuya yaklaşımının ipuçlarını sergiliyor. Bu durumda yeni iç tehdit değerlendirmesinde temel kriter ne olacak? Bu soruyu MGK üyelerinden Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e yönelttik. “Sizin bölücü, irticacı ya da farklı isimlerle getireceğiniz tanımlamaları başkaları başka türlü yapabilir” dedikten sonra MGK’nin önceki günkü toplantısında alınan karar ışığında iç tehdidin belirlenmesinde temel alınacak kıstası şöyle izah etti: “Burada önemli olan ‘şiddet’ kavramıdır. İçinde şiddet barındıran hareket ve akımlar ülke için birincil tehdittir. Soldan sağdan ayrımı yapmıyoruz. Devlet mekanizmasına karşı, halkımıza karşı şiddet içeren oluşumlar ve şiddet uygulayan oluşumlar öncelikli tehdit unsurlarıdır. Toplumun benimsemediği marjinal düşünceleri ortaya koyanlar olabilir. Bunlar, ifade özgürlüğü çerçevesinde Avrupa insan Hakları Sözleşmesi ve mahkeme içtihatları kapsamında belirtilen çerçevede kalmak üzere kendilerini ifade edebilirler. Ancak bunun topluma ve ülkeye karşı tehdit öngörmesi ancak şiddete sarılmasıyla alenileşir.” Ergin’in sözlerinden, gerek bölücü akımlar gerekse aşırı dinci akımlardan hangilerinin tehdit oluşturduğunun belirlenmesi aşamasında, bu hareketlerin şiddet içerip içermediği ya da şiddet uygulanmasına teşvik edip etmediğinin devlet kurumlarının değerlendirmelerinde öncelikli kriter olarak ele alınacağı sonucu çıkıyor. Yeni hükümet değiştirebilir Belgenin 2011 seçimlerine az bir süre kala değiştirilmesi, siyaset üstü olması gereken MGSB’nin iç siyasete alet edildiği iddialarını da beraberinde getirmişti. Adalet Bakanı Ergin’e bunu anımsattığımızda konunun seçimle alakası olmadığını savunarak, “Üç ay önce yapsaydık o zaman da ‘son sene’ derdiniz. Hükümetlerin göreve başladıkları tarihle seçim süreci arasında bu tür çalışmalar yapma hakkı vardır” yanıtını verdi. Peki ya seçimlerden başarıyla çıkacak yeni hükümetin iç ve dış tehdit değerlendirmeleri ve öncelikleri bugünkü AKP hükümetinden farklı olursa ne olacak? “Bu tür belgeler, dinamik, yaşayan belgelerdir. Dönemin ihtiyaçlarına göre düzenlenir. Zaman zaman dünyada ve bölgemizde çok hızlı değişmeler yaşanıyor. Bölgede oluşan yeni siyasi ve ekonomik birliktelikler bu tür belgeleri de oluşan yeni şartlara göre revize etmenize neden olabilir” diyen Adalet Bakanı Ergin, 2011 seçimlerinde farklı bir tablo çıkması durumunda, yeni hükümetin yeni tehdit değerlendirmelerini MGK gündemine taşıyabileceğine işaret ediyor. Herkes AKP gibi düşünmüyor AKP’nin etkisi altındaki mevcut MGK’nın ‘irtica’ konusuna ve iç tehdit önceliğine yönelik yukarıda ortaya konan bakışının, toplumun diğer kesimleri tarafından paylaşıldığını söylemek pek mümkün değil. Önceki gece bizimle birlikte Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayan yüzlerce başkentli arasından “İrtica, asıl şimdi ve geçmişte hiç olmadığı kadar Türkiye için öncelikli tehdittir” diye yükselen sesler, bakalım seçimlerde kendi tehdit değerlendirmelerini uygulatma şansını yakalayabilecek mi? ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER Yenitehditdeğerlendirmesinintemelkıstası Ergin: ‘Şiddet’ içeren akımlar öncelikli tehdittir [email protected] AKP’nin verdiği yasa önerisinden, milletvekilleri ve bürokratlar yararlanacak Vekil yine kendine çalışacak ANKARA (Cumhuriyet Bü rosu) AKP Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak’ın TBMM Başkanlığı’na verdiği yasa teklifiyle, görevini kötüye kullanma suçuna verilen ceza ların üst sınırının 2 yıla indiril mesi öngörülüyor. Teklif yasa laşırsa, haklarında görevi kötü ye kullanma suçundan doku nulmazlık dosyaları Meclis’te bekleyen çok sayıda milletvekili de yararlanacak. Konuyu TBMM gündemine taşıyan CHP Konya Milletveki li Atilla Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlama sı istemiyle TBMM Başkanlı ğı’na sunduğu soru önergesinde, AKP’nin genel yönetim anlayı şı göz önüne alındığında bu ta sarının yadırganmaması gerek tiğini vurguladı. Kart, şöyle de vam etti: “Kamu yönetiminde idari denetim mekanizmaları nı işlevsiz hale getiren, parti cemaat memuru anlayışını ku rumsal hale getiren, Kamu İhale Kurumu mevzuatını on larca kez değiştiren, Sayış tay’ın performans denetimini ortadan kaldıran ve böylece kamu harcamalarını denetle nemez hale getiren bir siyasi ik tidarın, tüm bu aşamalardan sonra, adli sürece de el atma sı kaçınılmazdır. Yapılan bu düzenlemeyle, kamu görevli lerinin işlemiş oldukları rüşvet, irtikap, evrakta sahtecilik, zim met gibi suç türlerine tipiklik unsuru sebebiyle uymayan, ancak suç olduğu sabit olana ve kamu zararına yol açan ey lemlerin artık cezasız kalma sının yolu açılmaktadır. Kamu yönetimini ve yargısal deneti mi tümden işlevsiz hale geti recek olan bir düzenleme söz konusu olacaktır.” Söz konusu düzenlemeden, başta Ankara ve İstanbul Bü yükşehir belediyelerindeki bü rokratlar olmak üzere haklarında TBMM’de 100’den fazla dosya bulunan milletvekillerinin de “kurtarılacağına” işaret etti. Bugün itibarıyla TBMM’de ki dokunulmazlık tezkerelerinin 32’sinde suç çeşidi olarak “gö revi kötüye kullanmak” yer alıyor. Bazı vekiller hakkında birden fazla dosya bulunuyor. FARUK KESKİN ANTALYA Antalya’nın Manavgat ilçesine bağlı Side beldesindeki FatmaTurgut Şen İlköğretim Okulu’nda öğrenci lerin din derslerinde sınıfa baş ları örtülü ve takkeli olarak alın dıkları öğrenildi. Kız öğrenci lerden başlarını örtmelerini, er kek öğrencilerinden ise takke ta karak sınıfa gelmelerini isteyen din dersi öğretmeni Aysel Er başi, sınıfta çektiği öğrencilerin fotoğraflarını da sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta yayımladı. 35 kişi mevcutlu 4A sınıfı öğrencilerinden Ahmet Naci’nin babası Gürsel Naci’nin tepki göstermesi üzerine uygulamaya son veren öğretmen Erbaşi’ye okul idaresinin sadece uyarıda bu lunduğu belirtildi. Naci, böylesi ne bir uygulamanın okul idaresi nin bilgisinin haricinde yapıla mayacağını belirterek şöyle ko nuştu: “Bu öğretmenin daha 10 yaşında olan çocuğumdan din derslerinde takke takması nı istediğini duyduğumda bunu kabul etmemiş, tepki göster miştim. Çünkü ben çocuğumu medreseye değil, Cumhuriyet Türkiyesi’nin okuluna gönde riyorum. Ancak öğretmen ta rafından ısrarlar sürmüş olacak ki sonraki günlerde eşim ben den habersiz çocuğuma takke almak zorunda kalmış. Olayı, çocuğum Ahmet’in ‘baba öğ retmenimiz fotoğraflarımızı Fa cebook’ta yayınlamış’ dediğinde öğrendim. Okul Müdürü Meh met Yılmaz’a giderek böyle bir şey kabul edemeyeceğimi ve bu öğretmenin benim çocuğu mun dersine girmesini isteme diğimi de bildirdim. Yaklaşık iki saat sonra beni telefonla arayarak uygulamaya son ve rildiğini ve ilgili öğretmenin de uyarıldığını söyledi. Bu ara da Facebook’taki fotoğrafı da kaldırdılar.” Türbanlı öğretmen Erbaşi’nin de derslere peruk takarak girdi ği öğrenildi. Okul Müdürü Meh met Yılmaz ise konuyla ilgili so rulara “Ben o işi hallettim” di ye yanıt verdi. ANTALYA FATMATURGUT ŞEN İLKÖĞRETİM OKULU DİN DERSİ ÖĞRETMENİNİN İNANILMAZ İSTEĞİ YTÜ’de 26 öğrenci, direnerek kazandı İstanbul Haber Servisi Yıldız Teknik Üni versitesi’nde (YTÜ) geçen hafta, türbana karşı gösteri yapan ve 10 gündür okula alınmayan 26 öğrenciye yönelik yasak kalktı. Öğrenciler, dire nerek kazandıklarını belirterek üniversiteleri ge ricilere teslim etmeyeceklerini kaydetti. Üniver sitelerde dün “Anadolu Gençlik Derneği” imza lı fetva gibi bildirilerin dağıtılmak istenmesi ger ginlik yarattı. Bildiride saldırgan ifadelerin yer alması, kadına yönelik aşağılayıcı söylemler bu lunması dikkat çekti. YTÜ Rektörü Prof Dr. İsmail Yüksek yasağın kalktığını duyurduğu yazılı açıklamasında, üni versitede şiddet içeren eylemlerin fikirlerin önü ne geçtiği, farklı siyasi görüşlere sahip iki grup öğrencinin birbirine zarar verdiği ve yaralanma lar olduğu belirtildi. Eylemlerine yönelik değerlendirme yapan öğ renciler ise olayların türban afişinin asılmasıyla başladığını, kendilerini Müslüman Gençlik ola rak tanıtan grubun saldırısıyla olayların başladı ğını anımsatarak “Çevik kuvvet o gün olaylara yansız müdahale etseydi ne arbede yaşanır ne de kimsenin burnu kanardı. Yaşanan olaylardan sonra, geçen pazartesi gününden itibaren rektörün emriyle okula alınmadık. Biz de eyleme başladık. Bize saldırının temel nedenleri arasında cuma namazına gitme mek, Aziz Nesin’in ve benzerlerinin kitapla rını okumak ve kıyafetlerimizin çağdaş olma sıydı. Demokratik mücadelemiz, özerk üni versite istemimiz, kavgamız sürecek, üniver siteleri gericilere teslim etmeyeceğiz” dedi. Taslak yasalaşırsa, “görevi kö tüye kullanmak” suçundan 2 yıl 2 ay 20 gün ile 2 yıl 9 ay 10’ar gün arasında hapis cezalarına çarptı rılan ve temyiz dosyaları Yargı tay’da bekleyen RTÜK üyeleri de kurtulacak. Bu çerçevede eski RTÜK Başkanı Zahid Akman, mevcut Başkan Prof. Dr. Davut Dursun, Başkanvekili İlhan Yer likaya, kurul üyeleri Abdulvahap Darendeli, Taha Yücel ve eski üyeler Arif Merdol, Şaban Sevinç ve Paşa Yaşar’ın alacakları ceza en fazla 2 yıl olacağı için bu cezalar ertelenecek ve söz konusu isimler cezaevine girmeyecek. RTÜK üyeleri de kurtulacak Kızlar örtülü, erkekler takkeli 5. SINIF ÖĞRENCİSİ TÜRBANLA DERSE GİRDİ YUSUF ZİYA CANSEVER VAN Van’ın Vali Mithat Bey İlköğretim Okulu 5. sınıfın da okuyan 12 yaşındaki E.S. dün türbanla derse girdi. Van Mil li Eğitim Müdürü Ali İhsan Sayılır, gerekenin yapılacağını ve mevzuata uyacaklarını söyledi. Önceki gün babasıyla birlikte okula giden ve öğretmeni tara fından derse alınmayan E.S, dün başındaki beyaz türbanıyla sı nıfa alındı. Sabah saatlerinde türbanıyla sıraya giren E.S. daha sonra arkadaşlarıyla birlikte and okuyarak içeri girdi. Baba Mem duh Sönmez, kızını türbanla sınıfa bıraktığını ve sorun yaşa madığını söyledi. Okul yönetimi konuyla ilgili açıklama yapmadı. ‘YÖK LİYAKATA DEĞİL, SADAKATA BAKIYOR’ MİNE ÖZGÜR KASTAMONU Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Gökçebay, katıldığı törende “YÖK liyakata de ğil sadakate bakıyor” dedi. Kastamonu Üniversitesi İnebo lu ve Cide Meslek Yüksek Okulları’nın akademik yıl açılış törenine katılan Rektör Prof. Dr. Bahri Gökçebay, YÖK’e sert eleştirilerde bulundu. Üniversitelerde kadrolaşma yapıl dığı uyarısında bulunan Gökçebay, “Kadrolaşma da liya kata göre yapılmadığı için, kurumlar yararlı işler yap mak yerine çevrelerine zarar vermeye başladılar. Böyle çalışan kurumlardan biri de YÖK’tür” diye konuştu. ÜKD, türbanı Danıştay’a taşıdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Üni versite Konseyleri Derneği (ÜKD), Yükseköğ retim Kurulu’nun (YÖK) İstanbul Üniversite si’ne türbanlı öğrencilerle ilgili gönderdiği ya zının iptali için Danıştay’a başvurdu. ÜKD söz cüsü Özgür Aydın, Danıştay’a yaptıkları başvu runun mücadelelerinin önemli bir adımını oluş turduğunu belirtti. Aydın, Aydınlanma mücade lesinin mahkeme kararlarıyla kazanılamayaca ğının bilincinde olduklarını, Aydınlanma’nın ancak ilerici ve bilimsel fikirlerin toplumsal ha yata hâkim kılındığında sağlanacağını söyledi. Bakana başörtüsü hediye ettiler Haber Merkezi Milli Eğitim Bakanı Ni met Çubukçu, Isparta’da bazı açılış ve ziyaret lerde bulundu. Daha sonra AKP İl Başkanlığını ziyaret eden Bakan Çubukçu, İl Kadın Kolları Başkanı Gülsüm Tunçbilek’in odasında bir süre partili kadınlarla sohbet etti. Tunçbilek, Bakan Çubukçu’ya başörtüsü hediye ederek, “Başörtü sü sorununun çözülmesi temennisiyle size bu başörtüyü hediye ediyoruz” dedi. Eminağaoğlu hakkında soruşturma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ada let Bakanlığı, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu hakkında soruşturma açtı. Bakanlık soruşturmanın nedeninin, “Emi nağaoğlu’nun öne sürüldüğü gibi Hrant Dink’in suçsuz olduğu yönünde hazırladığı tebliğname ye değil, göreviyle uyuşmayan konuşma ve açıklamalarına dayandığını” bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle