16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHUR YET 20 EK M 2010 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Sıranın Gelmesini Bekleyenlere Sevgili Deniz’i yitirdiğimizi arkadaşlar haber verdiğinde pasaport kontrolünden geçiyordum. Türklerin Almanya’ya “entegrasyonu” konulu bir sempozyuma katılmak için yoldaydım. Deniz mavi siyah bir sonsuzluğa giderken, Alman Başbakanı Merkel, “Almanya’da çokkültürlü toplum tezinin iflas ettiğini” ilan ediyordu. Alman Cumhurbaşkanı Wulf ise Türkiye’nin resmi konuğu olarak Ankara’daydı. O da “Türklerin entegre olmadıkları yolundaki iddiaların doğru olmadığını, bu iddianın tüm Türkler için geçerli olamayacağını” açıklıyordu. Bizim büyüklerimizse Almanya’daki Türklere “entegre olun artık” buyruğunu verdiler aynı gün. Biz Almanya’nın Essen kentinde Türklerin Alman toplumuna uyumunu ve ama aynı zamanda anadillerini öğrenme hakkını tartışırken, Türkiye’de Kürtlerin anadillerini öğrenme hakkı konusu da KCK duruşmaları nedeniyle bir kere daha gündemdeydi. TV kanalında izlediğim bir Kürt politikacısı oğlunun “özgürlük için” dağa çıktığını anlatıyor, KCK davasının hukuki değil, siyasi bir dava olduğunu, bu nedenle hukuki değil siyasi bir karar verilmesini istiyordu. Cüneyt Özdemir’in KCK tutuklularının serbest bırakılmasını isteyen Kürt siyasetçiye uzun süredir Silivri’de tutuklu bulunanları hatırlatmasını ise, galiba telefon bağlantısı pek iyi çalışmadığı için olsa gerek, o arkadaş duymadı, doğal olarak bir yorum yapamadı. Yoksa oradaki davanın da siyasi bir dava olduğunu ve orada aylardır yatan aydınların da serbest bırakılması gerektiğini söylerdi herhalde. Sevgili Deniz’i arkadaşları İstanbul’da sonsuzluğa uğurlarken biz de yüreklerimizi İstanbul’a doğru göndererek bu uğurlamaya katıldık Essen’den. Onu anarken Vaziyet köşesindeki sürekli uyarısını da anlattık. İnsanlar tek tek toplama kamplarına ya da ölüme götürülürken sıranın kendilerine gelmeyeceğini zannedenlerin de, sıra geldiğinde, kendilerini savunacak kimsenin kalmadığını nihayet gördüklerinde duydukları hayreti pek güzel anlatan o ünlü anekdot ve onu köşesinde sürekli yineleyen Deniz hakkında konuşurken, HSYK seçimlerinin sonuçlarını öğrendik. Uzaklarda öğrenince bu türden ibretlik sonuçları “evet” ya da “yetmez ama evet” diyen arkadaşların, insanı savunacak insanların sayısının giderek azalıp azalmadığı konusundaki düşüncelerini de merak ettiğimizi itiraf ettik birbirimize. Kimisi umutsuzdu ve “yetmez ama evet” diyenlerin şimdi de “yetmez ama evet” diyeceklerini ve “artık yeter” demeyeceklerini söylerken, ben de sonsuz iyimserliğimle belki artık “gazetelerin ve gazetecilerin muhalif olmak gibi bir görevlerinin olmadığını” ilan eden genel yönetmenin özlü sözüyle piyasaya çıkan pek yeni bir gazeteyle birlikte postmodern zamanların kahramanlarının da günün birinde “yeter artık” diyebileceklerini anlatıyordum ki, güldü arkadaşlar. Karışık, karmaşık cümlelerle konşurken “entegrasyon” denilen ucube kavrama fazla yüklenmemeleri gerektiğini söyledim, bunu söylerken, kimi zaman var olmayan durumları anlatan kavramların insan eliyle üretilip piyasaya sürüldüğünü, ama bu sanal kavaramların pek de bir işe yaramadığını anlatmak istiyordum aslında. Sürekli ve ısrarla “demokrasi”den söz ederken Diyarbakır ve Silivri’yi unuttuğumuzu, hep “demokrasi” ve hatta “ileri demokrasi” diyerek yargıyı daha bağımsız, tarafsız kılmak isteyenlerin sürekli ve ısrarla anlatarak daha bağımlı, daha taraflı bir yargı yaratmaktaki müthiş ustalıklarını da anlatmak istiyordum. Anlatabildiğimi sanmıyorum. Çünkü Frankfurt’ta da aynı kanıtlarla ve Deniz’in bunca yıldır anlattıklarını da tekrar ederek memleketteki son gelişmeleri, Anayasa Mahkemesi’ni, HSYK durumlarını, KCK ve Silivri davalarını, telefonları sürekli dinlenen, ama sözlerine hiç ama hiç kulak asılmayan insanların da artık sıraya girdiklerini söyledim de kimi arkadaşlar “evet ama yetmez” diye yanıt verdiler. Evet, ben de öyle diyorum artık; “evet ama size, bize bu kadarı yetmez arkadaşlar...” Bizim bizi savunacak kimse kalmayana kadar kulaklarımızı tıkamak, gözlerimizi kapatmak ve artık zamanı geldiğinde acı gerçeği görmekten başka çaremiz kalmamıştır. Gerçeği zamanında görmek ve değiştirmeye çalışmak gerektiğini anlatmıştı büyük ustalar, anlamak zordu herhalde, anlayamadık. Güle güle Sevgili Deniz. Sen hep uyardın, ama herkes götürülürken sıranın kendisine gelmeyeceğini zanneden Alman papaza benziyoruz artık biz de. eposta: [email protected] Diyarbakır’da ikinci duruşması yapılan KCK TM davasında iddianamenin özeti okunmaya başlandı Kürtçe savunma istemine retMAHMUT ORAL DİYARBAKIR Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 103’ü tutuk lu 19’u firar toplam 151 kişinin yar gılandığı KCK Türkiye Meclisi da vasında sanıkların Kürtçe savunma taleplerini, Türkçe bildikleri anla şıldığı için reddetti. Mahkeme, 7 bin 578 sayfalık iddianamenin özetinin okunmasını kararlaştırdı. Aralarında BDP’li 12 belediye başkanı, il ve belediye meclis üye leri, gazeteci, sendikacı, avukat, in san hakları savunucusu ve sivil top lum kuruluşu üye ve yöneticilerinin bulunduğu, “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, örgüt üye si ve yöneticisi olmak, örgüte yar dım etmek” suçlamalarıyla hakla rında 15 yıl ile ağırlaştırılmış ömür boyu arasında değişen hapis cezaları istenen, 103 tutuklu, 19’u firarda, toplam 151 sanıklı KCK Türkiye Meclisi davasının ikinci oturumu dün gerçekleştirildi. Aynı mahkemedeki tutuklu sanık Serdar Ziriğ’in yar gılandığı dava dosyasının bu dos yayla birleştirildiği açıklanırken, birleştirme kararıyla 103 olan tutuklu sanık sayısı 104’e yükseldi. Oturumda ilk olarak söz alan sa nık avukatlarından Mehmet Bay raktar, bir dilin yasaklanması ve en gellenmesine ilişkin yasal düzenle meler bulunmadığını belirtip, sa nıklar ve mağdurlar için Kürtçe tercüman hazır edilmesini istedi. Bu nun üzerine mahkeme başkanı tüm sanıkların eğitim ve sosyal ko numlarından Türkçe bildiklerinin anlaşıldığını, soruşturma safhasın da sanıkların Türkçe savunma yap tıklarını, tercüman aracılığıyla ya pılacak yargılamanın yargılama sü resini uzatacağını belirterek, oy birliğiyle bu talebin reddine karar verdiklerini açıkladı. Mahkeme başkanı, ayrıca, sanık vekillerinin iddianamenin okunma ması ve özet okunmasına ilişkin ta lebini ise sanıklara yüklenen suçun anlatılması gerektiği gerekçesiyle iddianamenin özetlenerek okunma sını kararlaştırdıklarını söyledi. Ar dından kimlik tespitine geçildi. Mahkemeye protesto Mahkeme başkanı, kimlik bilgile rini Kürtçe anlatmak isteyen tutuk lu sanıklara izin vermeyerek, dava dosyasında yer alan bilgilerini oku du. Sanıkların çoğu da protesto ama cıyla, heyetin Türkçe sorularına “evet, tabii, doğru, yanlış” anla mına gelen Kürtçe “erê, belê, rast e, ne rast e” sözcüklerini kullanarak ya nıt verdi. Bazı sanıkların Kürtçe ko nuşurken zorlanmaları izleyenleri güldürürken emekli Astsubay Meh met Abbasoğlu, anadilini bilmedi ğini belirterek Türkçe konuştu. Sanık Mehmet Tari de Kürtçe konuşarak, “Kürt dili üzerindeki baskınızı ve kararınızı kınıyorum” diyerek mah keme heyetini protesto etti. Sanıklar Ali Şimşek, Fırat Anlı, Necdet Atalay, Zülküf Karatekin, Hüseyin Kalkan, Nadir Bingöl, Ferhan Türk, Emrullah Cin, Ay dın Budak, Abdullah Akengin ve Şeyhmus Dayan, isimleri okununca Türkçe “buyurun” anlamına gelen “Keremke” diye yanıt verdi. Tutuklu sanıklardan avukat Siracettin Ir mak, eski DİSKİ Genel Müdürü Yaşar Sarı ve Abdurrahim Tan rıverdi de kimlik bilgilerini mahke meye Türkçe söyledi. Salona takviye kuvvet Sanıklardan bazıları okunan adres bilgilerinin yanlış olduğunu ileri sü rüp, Kürtçe olarak yeni adreslerini söyledi. Ancak mahkeme başkanı Kürtçe söylenenleri anlamayınca, eski adres bilgilerini kayda geçirdi. Duruşmanın öğleden sonraki bö lümünde de savcılık iddianamenin özetini okudu. Bu arada, BDP’li milletvekillerden birinin dünkü ilk duruşma sırasında cep telefonuyla fotoğraf çektiği an laşılması üzerine, duruşma salonun da güvenlik önlemleri arttırıldı. Sa londa önceki gün yalnız jandarma gö rev yaparken, dün ise takviye olarak salona polisler de alındı. ‘Başbakan’ın meşruiyeti bitti’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP’nin aldığı oyların da “şaibeli olduğunu” savunan Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “2.5 milyon tehditle oy veriyorsa, senin başba kanlığın bitmiştir, bir saniye bile o koltukta durma, istifa et” yanıtı verdi. Bu açıklamayla Erdoğan’ın, partisine oy verenleri “onursuz lukla” suçladığını belirten Demirtaş, “Parti tabanımızda Başbakan’ın meşruiyeti bit miştir” görüşünü dile getirdi. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Erdoğan’ın 2007 seçimlerinden sonra yaptığı “balkon” konuşması ve referan dum sonrasında, her oyun saygıdeğer olduğu yönündeki sözlerini anımsatarak “Bilmiyo rum, aradan uzun yıllar mı geçti, Sayın Başbakan bu arada bir beyin ameliyatı mı geçirdi, biz başka bir ülkede mi yaşıyoruz yoksa Kızılcahamam’da konuşan AKP ge nel başkanı değil miydi anlayamadık doğ rusu” dedi. Başbakan’ın “silah bırakın, öyle sandığa gidin” sözlerine işaret eden Demir taş, “Başbakan eğer bu çağrıyı PKK’ye ya pıyorsa anlamlıdır. Hükümet bunun koşul larını yaratır, PKK’nin legalleşmesini ka bul eder, zeminini hazırlar, gel seçime gir, der. Ama bu çağrıyı BDP’ye yapıyorsa, Al lah akıl fikir versin diyorum” dedi. Bu yaklaşımın açıkça bir siyasi partiyi “suçlu gösterme çabası”, Anayasa Mahke mesi’ne “suç duyurusu”, sokaktaki “çetele re” de “BDP’ye saldırın” çağrısı olduğunu kaydeden Demirtaş, “Eğer BDP’nin silahı siyaset yöntemi olarak kullandığına dair elinizde en küçük bir delil varsa bugün An kara Cumhuriyet Savcılığı’na davet ediyo rum. Elinizde delil yokken bir partiyi zan altında bırakıyorsanız da iftiracısınız, ya lancısınız” diye konuştu. Milletvekilleri ağladı Her oy kadar BDP’ye gelen oyların da onurlu olduğunu kaydeden Demirtaş, “Or tada bir şaibe varsa senin partinin içinde dönen şaibelerdir Sayın Başbakan” dedi. Demirtaş, kürsüden kapatılan HEP, ÖZ DEP, DEP, HADEP, DEHAP ve DTP’nin logoları ile DTP milletvekili Mehmet Sin car’ın da aralarında bulunduğu bazı Kürt si yasetçilerin fotoğraflarını gösterdi. Bu sıra da Başkanlık Divanı kürsüsünde bulunan Kürt işadamı Savaş Buldan’ın eşi Iğdır Milletvekili Pervin Buldan’ın da aralarında bulunduğu bazı milletvekillerinin gözyaşla rını tutamadığı görüldü. Konuşmasında KCK davasını da değerlen diren Demirtaş’ın bulunduğu kürsü ile grup başkanlık divanı kürsüsü önüne, davadan tu tuklanan partililerin kelepçelenmiş fotoğrafları konuldu, bazı milletvekilleri de fotoğrafları elinde taşıdı. Demirtaş, Kürtçe savunma yap mak isteyen sanıkların bu taleplerine izin ve rilmemesini eleştirdi. Demirtaş, “Senin mil letvekillerinin mahkemeye düştüğünde anadilde savunma yapma durumu yok ki sorunu olsun. Biz anadilimizde savunma yapmak istiyoruz” dedi. ‘Gardiyanlar soruşturulsun’ BDP Genel Başkanı Demirtaş, daha önce dile getirdiği, Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde kalanlara gardiyanlarca işkence yapıldığı iddialarına dikkat çekerek, önceki gün 7 tu tuklunun yaralandığını, revir yerine hücre ye kapatıldığını belirterek Adalet Bakanlı ğı’nın acilen müfettiş görevlendirmesini ve “A takımı” diye nitelendirilen gardiyanlar la ilgili soruşturma başlatılmasını istedi. Grup toplantısında KCK TM davasında yargılananların kelepçeli fotoğrafları ön plandaydı. DAĞA GÖNDERDİ İDDİASI Dış Haberler Servisi Danimarka yargısı, Roj TV’nin banka hesapları üze rindeki tedbirin kaldırılmasına karar ver di. Danimarka’da Roj TV’yi kapatma davası açılması kararıyla birlikte kanalın banka hesaplarına da el konulmuştu. Roj TV yöneticilerinin bu karara karşı Kopenhag şehir mahkemesinde açtığı davada, kanalın banka hesapları üzerin deki tedbirin kaldırılmasına karar veril di. Karara gerekçe olarak Danimarka polisinin Roj TV yönetimini yasalar hakkında yanlış bilgilendirmesi gösteril di. Yargıç, “Polis Roj TV hesaplarına, mahkeme masraflarını karşılamak için el konulduğunu söylüyor. Ama ifade özgürlüğü kamu giderlerinden daha önemlidir” ifadesini kullandı. Da nimarka başsavcılığı ise banka hesapla rıyla ilgili davanın kapatma davasıyla il gisi olmadığını vurguladı. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bü rosu) Diyarbakır’da 16 yaşındaki D.K’yi 600 TL’yi vererek dağa gön derdiği iddiasıyla yargılanan BDP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Baş kanı Osman Baydemir, beraat etti. D.K, polis ve jandarmanın Baydemir aleyhinde ifade vermesi için kendisine baskı yaptığını belirtti. D.K.’ye 600 TL verip, terör örgütü PKK’ye militan olarak gönderdiği iddia edilen Baydemir’in “örgüt üyeliği ve yardım yataklık” suçlamasıyla yargı lanmasına devam edildi. Duruşmada KCK/TM davasında da yargılandığı için adliyede olan Baydemir ve avukatları hazır bulundu. Baydemir, savunmasında D.K’yi tanımadığını ve bir araya gelme diğini belirtti. Silaha her zaman karşı ol duğunu ifade eden Baydemir, “Silaha her zaman karşı çıktım. Herhangi bir şekilde 16 yaşındaki bir kişinin silaha sarılmasına yardımcı olduğum düşü nülemez. Bu bana yapılan siyasi geç mişimdeki en büyük iftiradır. Çabam silahlı çatışma ve savaşın sona ermesi ne yöneliktir” dedi. D.K. ise Baydemir ile ilk kez mahkeme huzurunda bir araya geldiğini, hakkında örgüt üyesi olmak suçundan dolayı yapılan yargılama sıra sında Şırnak’ın Silopi ilçesinde jandarma ve polisin kendisine baskı yapması sonu cu böyle ifade verdiğini anlattı. Mahke me de Baydemir’in beraatine karar verdi. ROJ TV’NİN HESAPLARI BDP lideri Selahattin Demirtaş, ‘oyları meşru değil’ diyen Erdoğan’a grup toplantısında ağır yanıt verdi KARAYILAN INDEPENDENT’A KONUŞTU ANKARA’DA KRİTİK GÖRÜŞMELER ‘Olumlu bir şey olursa ateşkesi uzatırız’ LONDRA (ANKA) İn giliz The Independent gaze tesine konuşan PKK lideri Murat Karayılan, PKK’nin ay sonuna kadar uzattığı ateş kese ilişkin “Olumlu bir şey olursa eğer, tek taraflı ateş kesi uzatırız” dedi. Murat Karayılan, hafta so nunda Kandil’de konuştuğu İn giliz The Independent gazete sine, “Türk otoritelerinin ba rışçıl bir çözüm bulmaları konusunda zamanın tüken diğini” iddia etti. Örgütün ekim ayı sonuna uzattığı tek taraflı ateşkes konusunda karar ver mek için 15 gün daha bekleye ceğini söyleyen Karayılan, şöy le devam etti: “Olumlu bir şey olursa eğer, tek taraflı ateşkesi uzatırız. Ancak so mut adımlar yoksa, gelişme leri değerlendirip kendimizi savunmak için yapmamız ge rekeni yaparız.” The Independent de örgütün, “Ankara’nın, ABD’den sağ lanan gözetleme teknolojisi nin desteği ve özel kuvvet lerle PKK liderlerini hedef alan daha sofistike bir ope rasyon planlamasından korktuğunu” yazdı. Üçlü mekanizmanın alt komitesi toplandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) PKK’ye yönelik ey lem planının hızlandırılması için başlatılan girişimler çer çevesinde Türkiye, Irak ve ABD’den oluşan üçlü meka nizmanın alt komitesi dün Ankara’da kritik bir toplantı yaptı. Türk, ABD ve Iraklı yetkil lerin nisan ayından sonra ilk kez üçlü mekanizma çerçevesinde masaya oturduğu bu toplantıya, Genelkurmay Başkanlığı, İçiş leri Bakanlığı ve Dışişleri Ba kanlığı’ndan yetkililer katıldı. Toplantıda Irak’ı Ulusal Gü venlik Bakanı Şirvan el Vai li’nin yardımcısı, ABD’yi ise Irak’taki komutanlığından bir asker temsil etti. Ana günde mini, PKK’ye karşı eylem pla nının uygulamadaki ayrıntıları nın oluşturduğu toplantıda bu çerçevede atılan adımlar ve uy gulama için yapılması gere kenler ele alındı. Toplantıda ayrıca bakanlar düzeyinde yapılacak üçlü me kanizma üst düzey toplantısı nın hazırlıkları da görüşüldü. Üçlü mekanizma üst düzey toplantısının da bu ay içinde yapılması öngörülüyor. talyanlar polisle gerilim yaşadı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) KCK davasının dün görülen ikinci oturumunda, insan hakları örgütleri adliye önünde sanıklara destek eylemine devam etti. İtalyan grup ile polis arasında kısa süreli gerilim yaşandı. Adliye çevresinde geniş güvenlik önlemleri alınırken aralarında dış ülkeler den gelen delegasyon temsilcilerinin de bulunduğu kalabalık bir grup, adliye bi nasının yakınındaki Büyükşehir Belediye binası önünde toplandı. Önceki gün başsavcılığın itirazı üzerine Yıldız Parkı’ndan sökülen çadır da belediye binası önüne kuruldu. Davanın sağlık nedenleri ile tahliye edilen tek sanığı olan Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş çıkışta yaptığı açıklamada, “Mahkeme Kürtçe savunmayı kabul etmeyerek politik bir karar vermiştir. Bu kararın sürece katkısı olacak bir karar olduğunu düşünmüyorum” diye konuştu. Hakkâri’de büyük operasyon HAKKARİ (Cumhuriyet) Hakkâri’de Ci loSat Dağları’nda bir grup PKK’linin olduğu ih barını alan güvenlik güçleri bölgede geniş çaplı operasyon başlattı. Hakkâri Dağ ve Komando Tu gay Komutanlığı’ndan havalanan helikopterler, bölgeye özel eğitimli komandolar indirirken ope rasyona köy korucuları da katıldı. Yaklaşık 3 bin asker ve korucunun katıldığı operasyonun daha çok CiloSat Dağı eteklerindeki Cehennem ve Cennet vadilerinde yoğunlaştığı belirtildi. Cezaevleri için Meclis’e mektup İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği (İHD) Cezaevi Komisyonu, cezaevle rinde yaşanan hak ihlalleri, işkence ve baskılara dikkat çekmek için TBMM İnsan Hakları Ko misyonu’na, Başbakan Recep Tayyip Erdo ğan’a ve Meclis’te grubu bulunan partilere, “Hapishanelerde neler yaşanıyor biliyor musu nuz?” başlıklı mektuplar gönderdi. Galatasaray Meydanı’nda toplanan İHD’liler adına konuşan Ümit Efe, cezaevindekilerin görüş yasakları, havalandırma ihlali, yemeklerin yetersiz olma sı, televizyon kanallarının kesilmesi gibi hak ih lallerine uğradıklarını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle