16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHUR YET 20 EK M 2010 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU CHP Nedir? Orhan Bursalı, CHP’yi irdeleyen dört yazı yazdı, bence “CHP nedir” sorusunu kaçınılmaz bir biçimde gündeme getirdi. ‘Yönetmek’ ve YÖNETMEK CHP’liler anlaşılan çok kızmışlar. Ama partinin bugünkü durumu da ortada değil mi? Biz geçen seçimlerden önce, “bu böyle olmayacak” diye düşünüyorduk. CHP’liler belki ayırdında değil ama şimdi işleri çok daha zor. Bursalı da bu durumu görmelerine yardımcı olmaya çalışıyor. Bursalı, CHP için “yönetemezsiniz” demiyor; YÖNETEMEZSİNİZ diyor. Çünkü, kapitalist devletin parlamenter biçiminde devletleri, kimi ender durumların dışında, bürokrasiler, müsteşarlar, sermayenin örgütlerinin temsilcileri, bu devletlerin ait oldukları hegemonya sistemlerinin öncelikleri (hatta gizli açık uzmanları) yönetiyor. Ekonomik, siyasi istikrarı, hükümetlerin yalpalamalarına karşı güvence altına almak için de zaten bu gerekiyor. Hükümetlerin görevleri de sermaye birikim rejiminin düzenleme araçlarını işletmek, ait oldukları uluslararası ilişkileri korumakla sınırlı kalıyor. Bir de özgün bir muhalif söyleme, bu söylemi maddileştiren bir toplumsal harekete ait olan, bu hareketin programını uygulamaya kararlı sıra dışı hükümetler var. Bunlar devletle hükümet arasındaki farkı, iktidarın nerede yattığını bilerek ama kendi programlarını uygulamak üzere hükümete geliyor, hemen kolları sıvayıp iktidar olmaya, oldukça da programlarını uygulamaya, YÖNETMEYE koyuluyorlar. Bu partilerin başarısı, kendilerini destekleyen sınıflar blokunu, ait oldukları hareketi koruyabilmelerine, devlet makinesi üzerindeki etkilerini arttırmaya devam edebilmelerine bağlı oluyor. Bir nokta, arzuladıkları rejimin hukuksal çerçevesi, meşrulaştırıcı söylemi yerleştikten sonra, toplumda çoğunluğu temsil edip etmemelerinin de bir anlamı kalmıyor. AKP’nin ikinci gruba ait, sıra dışı bir parti olduğu, ikinci döneminde, gerçekten YÖNETME aşamasına geçtiği söylenebilir. Bursalı, CHP’nin bugün YÖNETECEK parti gibi durmadığına dikkat çekiyor. Çünkü hükümete gelip, devleti, bürokrasinin, uluslararası ilişkilerin oto pilotuna bağlayarak yönetme konforuna yerleşmek artık söz konusu değil. Bu konforun koşulları AKP YÖNETİMİ döneminde ortadan kalktı. Şimdi ortada yeniden yapılanma sürecinde büyük yol almış bir devlet makinesi var. CHP, bu makine üzerinde yönetmeye çalışacaksa AKP’lileşmesi de kaçınılmaz olacaktır. Yok eğer, CHP, YÖNETMEK istiyorsa, bir harekete, yaygın örgütlenmeye, büyük maddi olanaklara, güçlü söyleme sahip, devlet makinesini kullanabilen bir parti karşısında, önce seçimleri kazanabilecek, sonra da bu devle makinesine müdahale edebilecek yapıya ulaşmalıdır. Bunun için de CHP’nin önce yapması gereken, arzuladığı temsil ilişkisini, bu ilişkinin önüne koyduğu öncelikler listesini, hangi toplumsal dinamiklere, hareket(ler)e dayanmak istediğini, tüm bunları hangi söylemle ifade edeceğini, hem sözüyle hem de etkinlikleriyle topluma önermelidir. Bu bağlamda CHP adına iyimser olmak kolay değil. Referandum döneminde CHP’nin çalışkan bir başkanı olduğunu gördük. Ama parti örgütünün durumu, partinin temsil ilişkileri, söylemi söz konusu olduğunda, karşımıza çok bulanık bir görüntü çıkmadı mı? Bir kimlik sorunu var! CHP kendini tanımlamakta zorlanıyor. Türkiye’de siyaset o kadar sağa kaydı, dincileşti ki “orta”nın solu, artık “sağ” içinde bir yere işaret ediyor. Sosyal demokrat tanımına gelince, o bugün iflas etmiş bir hareketin adı. II. Dünya Savaşı sonrasında “sosyal demokrasi” sosyalizm hedefini terk ederek, kapitalizmi, toplumsal uzlaşma ve refah devleti yoluyla, büyük kitle sendikalarına dayanarak yönetmeyi amaçlayan bir düzenleme partisine dönüşmüştü. 1970’lerde kapitalizmin yapısal kriziyle birlikte, sermaye toplumsal uzlaşmayı bozunca SD’lerin bir krize, gerileme dönemine girdiğini görüyoruz. SD, bu gerilemeyi, Tony Blair döneminde, neoliberal küreselleşmeyi, serbest piyasa ilkesini benimseyerek, emekçi sınıflarla temsil ilişkisini kopararak, “orta sınıfa” yönelerek bir süre için durdurabildi. Mali krizle birlikte, sosyal demokrasinin krizi yeniden başladı. Şimdi, orta sınıflar hızla yoksullaşır, en gerici refleksleri öne çıkarken sosyal demokrasinin kimi temsil ederek hangi uzlaşmanın aracı olacağı belli değil. Ancak, CHP liderliği, yeni durumun bu özelliklerinin (sınırlarının, olasılıklarının) farkında görünmüyor. Hareket, örgüt ve söylem inşa etmek yerine, sermayeden, yerli, yabancı medyadan onay almak için, “serbest piyasa” diyor, Amerikan sağını anımsatan “tek oranlı gelir vergisi” fikriyle oynuyor. CHP, AKP’nin söyleminin alanına girerek, kendi görüntüsünü bulanıklaştırıyor. Böylece CHP bırakın emekçi kesimleri, sermayeye bile bir ekonomik, sosyal program öneremiyor... Bu yüzden “CHP nedir?” sorusu hâlâ cevabını arıyor! [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com ‘Türbanda yetki TBMM’dedir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Barosu Yönetim Kurulu, YÖK’ün üniversitelere gönderdiği ve türbanlı öğrencilerin dersten çıkarılmayarak sadece haklarında tutanak tutulmasına ilişkin yazısının “yok” hükmünde olduğunu bildirdi. Barodan yapılan açıklamada, üniversitelerdeki türbana ilişkin sorunu çözecek olan makamın da YÖK değil, TBMM olduğu kaydedildi. Açıklamada, uygulamanın, üniversitelerde büyük bir kargaşaya yol açtığı belirtildi. Kemal Kılıçdaroğlu, HSYK seçimleri ve Haşim Kılıç’ın son açıklamalarını değerlendirdi ‘Kılıç hukuk dersi veremez’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıç daroğlu, “HSYK’nin Adalet Ba kanlığı’nın yan kurulu haline gel diğini, Anayasa Mahkemesi’nin de ‘AKP’nin Anayasa Mahkemesi’ gibi bir görüntünün ortaya çıktı ğını” vurgularken “Yargıda tuz koktu” dedi. CHP lideri, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın “statükonun kibirlileri” sözlerine de Hanefi Avcı’nın “Haliç’te Ya şayan Simonlar” kitabına gönder mede bulunarak tepki gösterdi. Kı lıçdaroğlu, “Sırtını sağlam yere dayadım diye bize hukuk dersi ve receksin, yemezler. Hukukun Ha liç bölümünde yaşıyor, kokulara alışkın” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu grup top lantısında yaptığı konuşmada İstan bul’daki toplantılar hakkında bilgi verdi ve bölgesel düzeyde bu tür top lantıların süreceğini bildirdi. Kılıç daroğlu’nun konuşması ana başlık larıyla şöyle: Gizli oturum takıyye: Gizli oturum isteyince, biz de herhalde cid di gelişmeler var, bilgi verecekler, de dik. AKP’nin gerçekleri ve bizim ko nuşmalarımızı kamuoyundan gizle mek için, takıyye yöntemi ile kapa lı oturum istediğini hemen anladık. Kapalı oturum sırasında bir grup baş kanvekili Twitter’dan mesaj gönde riyor, bazıları kuliste maç izliyor. Şili’de kader değil: 2 işçinin cesedi 5 aydır çıkarılamıyor. Baş bakan, Zonguldak’taki kaza için “kader” diyor. Şili’de kader olma yan şey Türkiye’de neden kader oluyor? Şili’de ölmeyen maden işçisi Türkiye’de neden ölüyor? Çünkü orada akıl ve mantık var. HSYK seçimleri: Anayasa de ğişikliklerinden sonra HSYK’ye Ba kan ve müsteşarın yanı sıra, Müste şar Yardımcısı ve Personel Genel Müdürü de girdi. Deniz Feneri da vasına bakan savcı da seçildi. Dü şünün Almanya ikinci Deniz Fene ri davasını açmak üzere biz hâlâ bi rincisinin ne olduğunu bilmiyoruz. Adalet Bakanlığı bürokratlarının HSYK’de yerini almasıyla kurul Adalet Bakanlığı’nın yan kuruluşu haline geldi. Bakan söyleyecek hep si tak tak tak yapılmış olacak. Buna da biz “bağımsız yargı” diyeceğiz. Ali Dibocu bakan: Bu HSYK, 12 Eylül Anayasasının getirdiği HSYK’den daha mı bağımsız? O ka dar ki o değişikliklere destek veren bir yazarımız “Adalet Bakanlığı liste mi hazırlamış? Bu çok büyük bir iddiadır. Bunu birilerinin dü zeltmesi lazım” diye yazıyor. Bu bir iddia değil saygıdeğer yazarımız, bir gerçek. Hep Adalet Bakanı’yla konuşursanız size gerçek bilgileri vermezler. Ali Dibocudan Adalet Ba kanı olur mu? Sen uygar bir top lumda Adalet Bakanı değil millet vekili olamazsın. Bakan “Liste id diası seçim iradesine saygısızlık” diyor. Saygısızlık olan o listeyi ha zırlamaktır. Bazılarına ‘Günaydın’: De mokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı dayanamamış artık. “Adalet Ba kanlığı kendi bürokratlarının da içinde olduğu listeyi seçtirmek için 2 bin kişiyle sahada çalışma yürüttü. Hâkimler ve savcılar üze rinde baskı kurdu Adalet Bakan lığı” diyor. Günaydın, yeni mi fark ettiniz. Bir milletvekilinin savcıya “Sayın savcı o dosyayı ben incele dim. Orada yolsuzluk yoktur” di ye yazı yazdığını yeni mi fark ettin sen? Yargıcın “üzerimde kurumsal baskı var” diye istifa ettiğini öğre nemedin mi sen? Bürokratların ana yasa değişikliğinin ruhu gereği aday olmamaları gerekir... Anayasanın ruhu mu kaldı? AKP’nin ruhu var orada şimdi. Tuz koktu: RTÜK’e grupları temsilen üyeler seçiliyor. RTÜK’e seçilenler ile Anayasa Mahkeme si’ne seçilenler arasında hiçbir fark yok. Onların yakalarında, AKP’nin yargı mensubu olarak bir etiket ta şıyacak. Yargıda tuz koktu, kokular gelmeye başladı. Yurttaşlar 12 Ey lül’den çok daha ağır koşullarla karşı karşıya. Hiç değilse o zaman medyanın bir kısmı itiraz edebili yordu, direnenler vardı. Şimdi tam bir suskunluk var. Net görmemiz la zım; Silivri iktidara direnenlerin gittiği yerdir. Kılıç’a yanıt: Yeni üyelerin yemin töreninde “AKP’nin Ana yasa Mahkemesi” gibi bir görüntü vardı. Kılıç “Değişime karşı çı kan, statükonun kibirli mensup ları” dedi. Değişime hiç itirazımız yok, ama sorun şu; değişim, ileriye mi geriye doğru mu? Sayın Kılıç, hülle yoluyla Anayasa Mahkemesi üyeliğine atananı, hangi gerekçeyle, ahlakla kabul ettiriyorsunuz? Bütün bunları içine sindireceksin, “HSYK de değişti, biraz daha sırtımı sağ lam yere dayadım” diye başlaya caksın konuşmaya, bize hukuk der si vereceksin. Yemezler. Hukuk fa kültesinde bile okumadın sen. Hukuk fakültesinde okumayan bir adamın bana hukuk dersi vermeye yetkisi de olmaz. Sayın Başkan, öyle anlaşılı yor ki hukukun Haliç bölümünde ya şıyor, kokulara alıştı. CHP lideri Kılıçdaroğlu grup toplantısında yaptığı konuşmada yargıda tuzun koktuğunu söyledi. Bütçede aslan payı seçime Hükümetin Meclis’e sunduğu Merkezi Yönetim Bütçesi’nde kurum bütçelerinde en yüksek artış Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın oldu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP hü kümeti, genel seçimlerin yapılacağı 2011 yılı bütçesinde, seçim harcamalarında önde gelen ku rumların bütçelerini bir önceki yıla göre ciddi biçimde arttırdı. Çok sayıda kurumun bütçesi de, hükümetin yüzde 5.3 olarak belirlediği 2011 yıl sonu enflasyon hedefini katladı. Bunlardan raylı sistemler gibi altyapı yatırımlarını ger çekleştiren Ulaştırma Bakanlığı’nın 2011 büt çesi, 2010’daki bütçesinin 2.5 katı oldu. Özür lüler İdaresi’nin bütçesi yüzde 70, kömür yar dımlarının dağıtıldığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü’nün yüzde 66, Ta rım Reformu Genel Müdürlüğü’nün yüzde 50, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kuru mu’nun bütçesi ise yüzde 38 arttırıldı. Hükümetin Meclis’e sunduğu 2011 yılı Mer kezi Yönetim Bütçesi’nde dikkati çeken bazı ku rum bütçeleri şöyle: Kurum bütçelerinde en yüksek artış Dış Ti caret Müsteşarlığı’nın oldu. Dış Ticaret Müs teşarlığı’nın (DTM) 2011 bütçesi 2010’a göre yüzde 531 artışla 788 milyon 694 bin TL ola rak gerçekleşecek. DTM’yi yüzde 264 artarak 6 milyar 525 milyon TL’ye çıkan Ulaştırma Ba kanlığı ile yüzde 128 artışla 257.5 milyon TL’ye çıkan Türkiye İstatistik Kurumu izledi. Bütçe artışı açısından, bu kurumları sırasıy la yüzde 70 ile Özürlüler İdaresi Başkanlığı, yüz de 66 ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Ge nel Müdürlüğü, yüzde 61 ile Cumhurbaşkanlı ğı, yüzde 50 ile Tarım Reformu Genel Müdür lüğü, yüzde 45 ile Devlet Personel Başkanlığı, yüzde 41 ile AB Genel Sekreterliği, yüzde 38 ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Ku rumu Genel Müdürlüğü izledi. Hükümet Orta Vadeli Programı’nda 2011 so nu tüketici enflasyonunu yüzde 5.3 olarak be lirlerken Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi bir önceki yıla göre yüzde 20 artarak bu raka mı neredeyse dörde katladı. Diyanet’in bütçe si 3 milyar 179 milyon TL’ye ulaştı. Devlet Su İşleri’nin yüzde 12’lik bütçe artışı enflasyonu 2.5’e, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün yüz de 10’luk artışı da 2’ye katladı. Milli Savunma Bakanlığı’nın bütçesi yüzde 12 arttırılırken Jandarma’nın yüzde 17, Danış tay’ın yüzde 21, Milli İstihbarat Teşkilatı ve Dış işleri Bakanlığı’nın yüzde 27, Başbakanlık’ın ise yüzde 28 arttırıldı. MERKEZ YÖNET M BÜTÇES CHP’nin grup toplantısına CHP’nin es ki genel başkanı Deniz Baykal ve CHP Genel Sekreteri Önder Sav da katıldı. Baykal’ın Sav’a bakışları dikkat çekti. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ/ AA) Hayrünnisa Gül’den bir ilk Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, resmi zi yaret için Türkiye’ye gelen Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff’u, Çan kaya Köşkü’nde resmi törenle karşıladı. Törende bir de ilk yaşandı, Cumhurbaş kanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül, ilk kez kırmızı halıda yürüyerek res mi karşılama törenine katıldı. Çankaya Köşkü’nde Hayrünnisa Gül ve konuk cumhurbaşkanın eşi Bettina Wulff, eşle rinin Onur Kıtası’nı denetlemesi sırasın da arkalarından yürüdü. Daha sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Wulff, eşleriyle birlikte Çankaya Köşkü’nün Bü yük Şeref Kapısı önünde gazetecilere poz verdi. Hayrünnisa Gül bugüne kadarki karşılama törenlerinde kırmızı halıda yü rümüyordu. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) ETBALIK TEPKİSİ Erdoğan Bakan’ı azarladı ERDEM GÜL ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan, bakanlığının çalışmala rın anlatırken milletvekillerine et ve balık üretimine ilişkin doyurucu bilgi vermeyen Tarım Bakanı Mehdi Eker’i, “Vatandaşın kafa sını karıştırmayın” diye azarladı. Et fiyatlarında artışın önleneme yişi nedeniyle ortaya çıkan tepki ler, AKP’nin grup toplantısında Tarım Bakanı Eker’e fatura olarak yansıdı. Kızılcahamam kampında süre yetişmediği için söz alamayan milletvekilleri için dün genel mer kezde yapılan grup toplantısında milletvekilleri bakanları soru yağ muruna tuttu. Milletvekillerinin sorularına yeterli ve doyurucu ya nıtlar veremeyen Eker’e milletve killeri tepki gösterdi. Edinilen bilgilere göre Bakan Eker, milletvekillerine tarım ve hayvancılıktaki gelişmeleri içeren bir bilgi notu dağıttı. Dağıtılan bil gi notunda yer yer alan tablolarda kırmızı et ve balık üretimine yer verilmemesi milletvekillerince eleştirildi. Erdoğan da et ve balık üretimine ilişkin bilgilere yer ve rilmeyişine kızdı. Erdoğan kızgın lığını, “Hayvancılığa bu kadar destek veriyoruz. Niye üretim artmıyor? Ayrıca bu dağıttığın tablodaki rakamlar çelişkilerle dolu. Ben matematik bilgimi mi unuttum diye düşündüm. Böyle tablo mu olur? Bu bilgiler va tandaşın kafasını daha da karış tırır. Doğru dürüst bilgilendir me yapalım” sözleriyle ifade etti. Başbakan Erdoğan Kızılcaha mam’da da milletvekillerinden gelen sorular üzerine bakanların yanıtlarına sık sık müdahale etti. Milletvekillerinin çoğunluğu, ba kanlardan illerine yönelik teşvik projeleri istedi. Bakanların “Eğer ödeneğimiz arttırılırsa biz de si ze aktarırız” yanıtı vermeleri üzerine Erdoğan bakanlara, “Ba hane üretmeyin, çözüm bulun” uyarısında bulundu. ‘Operasyon bitiyor’ HSYK’ye bakanlık listesinin ‘blok’ olarak seçilmesini eleştiren Bahçeli, sıranın Yargıtay ve Danıştay’da olduğunu söyledi ANKARA (Cumhuriyet Büro su) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HSYK üyeliklerine Adalet Bakanlığı listesinin “blok” olarak seçilmesiyle AKP hükümetinin yar gıdaki “siyasi operasyonu” büyük öl çüde tamamladığını belirterek “Sı ranın Yargıtay ve Danıştay’a gel mesi beklenmektedir” dedi. Bahçeli, partisinin grup toplantı sında HSYK seçimlerini eleştirdi. AKP zihniyetinin adalet mekaniz masında egemen kılınması için sür dürülen “sistemli çabalarda yeni ve ileri bir merhaleye” geçildiğini kaydeden Bahçeli, şunları söyledi: “Adalet Bakanlığı’nın atadığı, doğ rudan siyasi iktidara bağlı olan bazı bürokratlar da bu yolla kurula girmişlerdir. Bu şekilde yargıdaki siyasi operasyon da büyük ölçüde tamamlanmıştır. Anayasa Mahke mesi’nin kuşatmasının tamamlan masını takiben, sıranın Yargıtay ve Danıştay’a gelmesi beklenmektedir. Bu çabaların AKP’nin kendi yar gısını oluşturma çabalarının ise hayırlarına olmayacağını ve bir gün ters tepeceğini herkes mutlaka yaşayarak görecektir.” Konuşmasında, 8. Cumhurbaşka nı Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili or taya atılan “suikast” iddialarına da değinen Bahçeli, tartışmaların son bulması için soruşturmanın bir an ön ce sonuçlandırılması ve milletin ka fasında oluşan soru işaretlerinin or tadan kaldırılmasını istedi. Bahçeli, Özal’ın ölü müyle ilgili ‘sır ve gizem’in aralanması gerektiğini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle