Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                CMYB  C M Y B  SAYFA CUMHUR YET 20 EK M 2010 ÇARŞAMBA  4 HABERLER  GLOBALPOLİTİKÜLTÜR  ERGİN YILDIZOĞLU  CHP Nedir?  Orhan Bursalı, CHP’yi irdeleyen dört yazı  yazdı, bence “CHP nedir” sorusunu kaçınılmaz  bir biçimde gündeme getirdi.  ‘Yönetmek’ ve YÖNETMEK  CHP’liler anlaşılan çok kızmışlar. Ama  partinin bugünkü durumu da ortada değil mi?  Biz geçen seçimlerden önce, “bu böyle  olmayacak” diye düşünüyorduk. CHP’liler belki  ayırdında değil ama şimdi işleri çok daha zor.  Bursalı da bu durumu görmelerine yardımcı  olmaya çalışıyor.  Bursalı, CHP için “yönetemezsiniz” demiyor;  YÖNETEMEZSİNİZ diyor. Çünkü, kapitalist  devletin parlamenter biçiminde devletleri, kimi  ender durumların dışında, bürokrasiler,  müsteşarlar, sermayenin örgütlerinin  temsilcileri, bu devletlerin ait oldukları  hegemonya sistemlerinin öncelikleri (hatta gizli  açık uzmanları) yönetiyor. Ekonomik, siyasi  istikrarı, hükümetlerin yalpalamalarına karşı  güvence altına almak için de zaten bu  gerekiyor. Hükümetlerin görevleri de sermaye  birikim rejiminin düzenleme araçlarını  işletmek, ait oldukları uluslararası ilişkileri  korumakla sınırlı kalıyor.  Bir de özgün bir muhalif söyleme, bu  söylemi maddileştiren bir toplumsal harekete  ait olan, bu hareketin programını uygulamaya  kararlı sıra dışı hükümetler var. Bunlar devletle  hükümet arasındaki farkı, iktidarın nerede  yattığını bilerek ama kendi programlarını  uygulamak üzere hükümete geliyor, hemen  kolları sıvayıp iktidar olmaya, oldukça da  programlarını uygulamaya, YÖNETMEYE  koyuluyorlar. Bu partilerin başarısı, kendilerini  destekleyen sınıflar blokunu, ait oldukları  hareketi koruyabilmelerine, devlet makinesi  üzerindeki etkilerini arttırmaya devam  edebilmelerine bağlı oluyor. Bir nokta,  arzuladıkları rejimin hukuksal çerçevesi,  meşrulaştırıcı söylemi yerleştikten sonra,  toplumda çoğunluğu temsil edip etmemelerinin  de bir anlamı kalmıyor.  AKP’nin ikinci gruba ait, sıra dışı bir parti  olduğu, ikinci döneminde, gerçekten  YÖNETME aşamasına geçtiği söylenebilir.  Bursalı, CHP’nin bugün YÖNETECEK parti gibi  durmadığına dikkat çekiyor. Çünkü hükümete  gelip, devleti, bürokrasinin, uluslararası  ilişkilerin oto pilotuna bağlayarak yönetme  konforuna yerleşmek artık söz konusu değil.  Bu konforun koşulları AKP YÖNETİMİ  döneminde ortadan kalktı. Şimdi ortada  yeniden yapılanma sürecinde büyük yol almış  bir devlet makinesi var. CHP, bu makine  üzerinde yönetmeye çalışacaksa AKP’lileşmesi  de kaçınılmaz olacaktır.  Yok eğer, CHP, YÖNETMEK istiyorsa, bir  harekete, yaygın örgütlenmeye, büyük maddi  olanaklara, güçlü söyleme sahip, devlet  makinesini kullanabilen bir parti karşısında,  önce seçimleri kazanabilecek, sonra da bu  devle makinesine müdahale edebilecek yapıya  ulaşmalıdır. Bunun için de CHP’nin önce  yapması gereken, arzuladığı temsil ilişkisini, bu  ilişkinin önüne koyduğu öncelikler listesini,  hangi toplumsal dinamiklere, hareket(ler)e  dayanmak istediğini, tüm bunları hangi  söylemle ifade edeceğini, hem sözüyle hem de  etkinlikleriyle topluma önermelidir.  Bu bağlamda CHP adına iyimser olmak kolay  değil. Referandum döneminde CHP’nin  çalışkan bir başkanı olduğunu gördük. Ama  parti örgütünün durumu, partinin temsil  ilişkileri, söylemi söz konusu olduğunda,  karşımıza çok bulanık bir görüntü çıkmadı mı?  Bir kimlik sorunu var!  CHP kendini tanımlamakta zorlanıyor.  Türkiye’de siyaset o kadar sağa kaydı,  dincileşti ki “orta”nın solu, artık “sağ” içinde  bir yere işaret ediyor. Sosyal demokrat  tanımına gelince, o bugün iflas etmiş bir  hareketin adı.  II. Dünya Savaşı sonrasında “sosyal  demokrasi” sosyalizm hedefini terk ederek,  kapitalizmi, toplumsal uzlaşma ve refah devleti  yoluyla, büyük kitle sendikalarına dayanarak  yönetmeyi amaçlayan bir düzenleme partisine  dönüşmüştü.  1970’lerde kapitalizmin yapısal kriziyle  birlikte, sermaye toplumsal uzlaşmayı bozunca  SD’lerin bir krize, gerileme dönemine girdiğini  görüyoruz. SD, bu gerilemeyi, Tony Blair  döneminde, neoliberal küreselleşmeyi, serbest  piyasa ilkesini benimseyerek, emekçi sınıflarla  temsil ilişkisini kopararak, “orta sınıfa”  yönelerek bir süre için durdurabildi. Mali krizle  birlikte, sosyal demokrasinin krizi yeniden  başladı. Şimdi, orta sınıflar hızla yoksullaşır, en  gerici refleksleri öne çıkarken sosyal  demokrasinin kimi temsil ederek hangi  uzlaşmanın aracı olacağı belli değil.  Ancak, CHP liderliği, yeni durumun bu  özelliklerinin (sınırlarının, olasılıklarının) farkında  görünmüyor. Hareket, örgüt ve söylem inşa  etmek yerine, sermayeden, yerli, yabancı  medyadan onay almak için, “serbest piyasa”  diyor, Amerikan sağını anımsatan “tek oranlı  gelir vergisi” fikriyle oynuyor. CHP, AKP’nin  söyleminin alanına girerek, kendi görüntüsünü  bulanıklaştırıyor. Böylece CHP bırakın emekçi  kesimleri, sermayeye bile bir ekonomik, sosyal  program öneremiyor...  Bu yüzden “CHP nedir?” sorusu hâlâ  cevabını arıyor!  erginy@tr.net  http://erginyildizoglu.blogspot.com  ‘Türbanda yetki TBMM’dedir’  ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)   Ankara Barosu Yönetim Kurulu, YÖK’ün  üniversitelere gönderdiği ve türbanlı  öğrencilerin dersten çıkarılmayarak sadece  haklarında tutanak tutulmasına ilişkin  yazısının “yok” hükmünde olduğunu bildirdi.  Barodan yapılan açıklamada, üniversitelerdeki  türbana ilişkin sorunu çözecek olan makamın  da YÖK değil, TBMM olduğu kaydedildi.  Açıklamada, uygulamanın, üniversitelerde  büyük bir kargaşaya yol açtığı belirtildi.  Kemal Kılıçdaroğlu, HSYK seçimleri ve Haşim Kılıç’ın son açıklamalarını değerlendirdi  ‘Kılıç hukuk dersi veremez’  ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)   CHP Genel Başkanı Kemal Kılıç  daroğlu, “HSYK’nin Adalet Ba  kanlığı’nın yan kurulu haline gel  diğini, Anayasa Mahkemesi’nin  de ‘AKP’nin Anayasa Mahkemesi’  gibi bir görüntünün ortaya çıktı  ğını” vurgularken “Yargıda tuz  koktu” dedi. CHP lideri, Anayasa  Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın  “statükonun kibirlileri” sözlerine  de Hanefi Avcı’nın “Haliç’te Ya  şayan Simonlar” kitabına gönder  mede bulunarak tepki gösterdi. Kı  lıçdaroğlu, “Sırtını sağlam yere  dayadım diye bize hukuk dersi ve  receksin, yemezler. Hukukun Ha  liç bölümünde yaşıyor, kokulara  alışkın” dedi.  CHP lideri Kılıçdaroğlu grup top  lantısında yaptığı konuşmada İstan  bul’daki toplantılar hakkında bilgi  verdi ve bölgesel düzeyde bu tür top  lantıların süreceğini bildirdi. Kılıç  daroğlu’nun konuşması ana başlık  larıyla şöyle:  Gizli oturum takıyye: Gizli  oturum isteyince, biz de herhalde cid  di gelişmeler var, bilgi verecekler, de  dik. AKP’nin gerçekleri ve bizim ko  nuşmalarımızı kamuoyundan gizle  mek için, takıyye yöntemi ile kapa  lı oturum istediğini hemen anladık.  Kapalı oturum sırasında bir grup baş  kanvekili Twitter’dan mesaj gönde  riyor, bazıları kuliste maç izliyor.  Şili’de kader değil: 2 işçinin  cesedi 5 aydır çıkarılamıyor. Baş  bakan, Zonguldak’taki kaza için  “kader” diyor. Şili’de kader olma  yan şey Türkiye’de neden kader  oluyor? Şili’de ölmeyen maden işçisi  Türkiye’de neden ölüyor? Çünkü  orada akıl ve mantık var.  HSYK seçimleri: Anayasa de  ğişikliklerinden sonra HSYK’ye Ba  kan ve müsteşarın yanı sıra, Müste  şar Yardımcısı ve Personel Genel  Müdürü de girdi. Deniz Feneri da  vasına bakan savcı da seçildi. Dü  şünün Almanya ikinci Deniz Fene  ri davasını açmak üzere biz hâlâ bi  rincisinin ne olduğunu bilmiyoruz.  Adalet Bakanlığı bürokratlarının  HSYK’de yerini almasıyla kurul  Adalet Bakanlığı’nın yan kuruluşu  haline geldi. Bakan söyleyecek hep  si tak tak tak yapılmış olacak. Buna  da biz “bağımsız yargı” diyeceğiz.  Ali Dibocu bakan: Bu HSYK,  12 Eylül Anayasasının getirdiği  HSYK’den daha mı bağımsız? O ka  dar ki o değişikliklere destek veren  bir yazarımız “Adalet Bakanlığı  liste mi hazırlamış? Bu çok büyük  bir iddiadır. Bunu birilerinin dü  zeltmesi lazım” diye yazıyor. Bu bir  iddia değil saygıdeğer yazarımız,  bir gerçek. Hep Adalet Bakanı’yla  konuşursanız size gerçek bilgileri  vermezler. Ali Dibocudan Adalet Ba  kanı olur mu? Sen uygar bir top  lumda Adalet Bakanı değil millet  vekili olamazsın. Bakan “Liste id  diası seçim iradesine saygısızlık”  diyor. Saygısızlık olan o listeyi ha  zırlamaktır.  Bazılarına ‘Günaydın’: De  mokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı  dayanamamış artık. “Adalet Ba  kanlığı kendi bürokratlarının da  içinde olduğu listeyi seçtirmek  için 2 bin kişiyle sahada çalışma  yürüttü. Hâkimler ve savcılar üze  rinde baskı kurdu Adalet Bakan  lığı” diyor. Günaydın, yeni mi fark  ettiniz. Bir milletvekilinin savcıya  “Sayın savcı o dosyayı ben incele  dim. Orada yolsuzluk yoktur” di  ye yazı yazdığını yeni mi fark ettin  sen? Yargıcın “üzerimde kurumsal  baskı var” diye istifa ettiğini öğre  nemedin mi sen? Bürokratların ana  yasa değişikliğinin ruhu gereği aday  olmamaları gerekir... Anayasanın  ruhu mu kaldı? AKP’nin ruhu var  orada şimdi.  Tuz koktu: RTÜK’e grupları  temsilen üyeler seçiliyor. RTÜK’e  seçilenler ile Anayasa Mahkeme  si’ne seçilenler arasında hiçbir fark  yok. Onların yakalarında, AKP’nin  yargı mensubu olarak bir etiket ta  şıyacak. Yargıda tuz koktu, kokular  gelmeye başladı. Yurttaşlar 12 Ey  lül’den çok daha ağır koşullarla  karşı karşıya. Hiç değilse o zaman  medyanın bir kısmı itiraz edebili  yordu, direnenler vardı. Şimdi tam  bir suskunluk var. Net görmemiz la  zım; Silivri iktidara direnenlerin  gittiği yerdir.  Kılıç’a yanıt: Yeni üyelerin  yemin töreninde “AKP’nin Ana  yasa Mahkemesi” gibi bir görüntü  vardı. Kılıç “Değişime karşı çı  kan, statükonun kibirli mensup  ları” dedi. Değişime hiç itirazımız  yok, ama sorun şu; değişim, ileriye  mi geriye doğru mu? Sayın Kılıç,  hülle yoluyla Anayasa Mahkemesi  üyeliğine atananı, hangi gerekçeyle,  ahlakla kabul ettiriyorsunuz? Bütün  bunları içine sindireceksin, “HSYK  de değişti, biraz daha sırtımı sağ  lam yere dayadım” diye başlaya  caksın konuşmaya, bize hukuk der  si vereceksin. Yemezler. Hukuk fa  kültesinde bile okumadın sen. Hukuk  fakültesinde okumayan bir adamın  bana hukuk dersi vermeye yetkisi de  olmaz. Sayın Başkan, öyle anlaşılı  yor ki hukukun Haliç bölümünde ya  şıyor, kokulara alıştı.  CHP lideri Kılıçdaroğlu  grup toplantısında yaptığı  konuşmada yargıda tuzun  koktuğunu söyledi.  Bütçede aslan  payı seçime  Hükümetin Meclis’e sunduğu  Merkezi Yönetim Bütçesi’nde kurum  bütçelerinde en yüksek artış Dış  Ticaret Müsteşarlığı’nın oldu.  ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)  AKP hü  kümeti, genel seçimlerin yapılacağı 2011 yılı  bütçesinde, seçim harcamalarında önde gelen ku  rumların bütçelerini bir önceki yıla göre ciddi  biçimde arttırdı. Çok sayıda kurumun bütçesi de,  hükümetin yüzde 5.3 olarak belirlediği 2011 yıl  sonu enflasyon hedefini katladı. Bunlardan  raylı sistemler gibi altyapı yatırımlarını ger  çekleştiren Ulaştırma Bakanlığı’nın 2011 büt  çesi, 2010’daki bütçesinin 2.5 katı oldu. Özür  lüler İdaresi’nin bütçesi yüzde 70, kömür yar  dımlarının dağıtıldığı Sosyal Yardımlaşma ve  Dayanışma Genel Müdürlüğü’nün yüzde 66, Ta  rım Reformu Genel Müdürlüğü’nün yüzde 50,  Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kuru  mu’nun bütçesi ise yüzde 38 arttırıldı.  Hükümetin Meclis’e sunduğu 2011 yılı Mer  kezi Yönetim Bütçesi’nde dikkati çeken bazı ku  rum bütçeleri şöyle:  Kurum bütçelerinde en yüksek artış Dış Ti  caret Müsteşarlığı’nın oldu. Dış Ticaret Müs  teşarlığı’nın (DTM) 2011 bütçesi 2010’a göre  yüzde 531 artışla 788 milyon 694 bin TL ola  rak gerçekleşecek. DTM’yi yüzde 264 artarak  6 milyar 525 milyon TL’ye çıkan Ulaştırma Ba  kanlığı ile yüzde 128 artışla 257.5 milyon  TL’ye çıkan Türkiye İstatistik Kurumu izledi.  Bütçe artışı açısından, bu kurumları sırasıy  la yüzde 70 ile Özürlüler İdaresi Başkanlığı, yüz  de 66 ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Ge  nel Müdürlüğü, yüzde 61 ile Cumhurbaşkanlı  ğı, yüzde 50 ile Tarım Reformu Genel Müdür  lüğü, yüzde 45 ile Devlet Personel Başkanlığı,  yüzde 41 ile AB Genel Sekreterliği, yüzde 38  ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Ku  rumu Genel Müdürlüğü izledi.  Hükümet Orta Vadeli Programı’nda 2011 so  nu tüketici enflasyonunu yüzde 5.3 olarak be  lirlerken Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi  bir önceki yıla göre yüzde 20 artarak bu raka  mı neredeyse dörde katladı. Diyanet’in bütçe  si 3 milyar 179 milyon TL’ye ulaştı. Devlet Su  İşleri’nin yüzde 12’lik bütçe artışı enflasyonu  2.5’e, Karayolları Genel Müdürlüğü’nün yüz  de 10’luk artışı da 2’ye katladı.  Milli Savunma Bakanlığı’nın bütçesi yüzde  12 arttırılırken Jandarma’nın yüzde 17, Danış  tay’ın yüzde 21, Milli İstihbarat Teşkilatı ve Dış  işleri Bakanlığı’nın yüzde 27, Başbakanlık’ın ise  yüzde 28 arttırıldı.  MERKEZ YÖNET M BÜTÇES  CHP’nin grup toplantısına CHP’nin es  ki genel başkanı Deniz Baykal ve CHP  Genel Sekreteri Önder Sav da katıldı.  Baykal’ın Sav’a bakışları dikkat çekti.  (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ/ AA)  Hayrünnisa Gül’den bir ilk  Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, resmi zi  yaret için Türkiye’ye gelen Almanya  Cumhurbaşkanı Christian Wulff’u, Çan  kaya Köşkü’nde resmi törenle karşıladı.  Törende bir de ilk yaşandı, Cumhurbaş  kanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa  Gül, ilk kez kırmızı halıda yürüyerek res  mi karşılama törenine katıldı. Çankaya  Köşkü’nde Hayrünnisa Gül ve konuk  cumhurbaşkanın eşi Bettina Wulff, eşle  rinin Onur Kıtası’nı denetlemesi sırasın  da arkalarından yürüdü. Daha sonra  Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Wulff,  eşleriyle birlikte Çankaya Köşkü’nün Bü  yük Şeref Kapısı önünde gazetecilere poz  verdi. Hayrünnisa Gül bugüne kadarki  karşılama törenlerinde kırmızı halıda yü  rümüyordu. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ)  ETBALIK TEPKİSİ  Erdoğan  Bakan’ı  azarladı  ERDEM GÜL  ANKARA  Başbakan Tayyip  Erdoğan, bakanlığının çalışmala  rın anlatırken milletvekillerine et  ve balık üretimine ilişkin doyurucu  bilgi vermeyen Tarım Bakanı  Mehdi Eker’i, “Vatandaşın kafa  sını karıştırmayın” diye azarladı.  Et fiyatlarında artışın önleneme  yişi nedeniyle ortaya çıkan tepki  ler, AKP’nin grup toplantısında  Tarım Bakanı Eker’e fatura olarak  yansıdı. Kızılcahamam kampında  süre yetişmediği için söz alamayan  milletvekilleri için dün genel mer  kezde yapılan grup toplantısında  milletvekilleri bakanları soru yağ  muruna tuttu. Milletvekillerinin  sorularına yeterli ve doyurucu ya  nıtlar veremeyen Eker’e milletve  killeri tepki gösterdi.  Edinilen bilgilere göre Bakan  Eker, milletvekillerine tarım ve  hayvancılıktaki gelişmeleri içeren  bir bilgi notu dağıttı. Dağıtılan bil  gi notunda yer yer alan tablolarda  kırmızı et ve balık üretimine yer  verilmemesi milletvekillerince  eleştirildi. Erdoğan da et ve balık  üretimine ilişkin bilgilere yer ve  rilmeyişine kızdı. Erdoğan kızgın  lığını, “Hayvancılığa bu kadar  destek veriyoruz. Niye üretim  artmıyor? Ayrıca bu dağıttığın  tablodaki rakamlar çelişkilerle  dolu. Ben matematik bilgimi mi  unuttum diye düşündüm. Böyle  tablo mu olur? Bu bilgiler va  tandaşın kafasını daha da karış  tırır. Doğru dürüst bilgilendir  me yapalım” sözleriyle ifade etti.  Başbakan Erdoğan Kızılcaha  mam’da da milletvekillerinden  gelen sorular üzerine bakanların  yanıtlarına sık sık müdahale etti.  Milletvekillerinin çoğunluğu, ba  kanlardan illerine yönelik teşvik  projeleri istedi. Bakanların “Eğer  ödeneğimiz arttırılırsa biz de si  ze aktarırız” yanıtı vermeleri  üzerine Erdoğan bakanlara, “Ba  hane üretmeyin, çözüm bulun”  uyarısında bulundu.  ‘Operasyon bitiyor’  HSYK’ye bakanlık listesinin ‘blok’ olarak seçilmesini eleştiren  Bahçeli, sıranın Yargıtay ve Danıştay’da olduğunu söyledi  ANKARA (Cumhuriyet Büro  su)  MHP Genel Başkanı Devlet  Bahçeli, HSYK üyeliklerine Adalet  Bakanlığı listesinin “blok” olarak  seçilmesiyle AKP hükümetinin yar  gıdaki “siyasi operasyonu” büyük öl  çüde tamamladığını belirterek “Sı  ranın Yargıtay ve Danıştay’a gel  mesi beklenmektedir” dedi.  Bahçeli, partisinin grup toplantı  sında HSYK seçimlerini eleştirdi.  AKP zihniyetinin adalet mekaniz  masında egemen kılınması için sür  dürülen “sistemli çabalarda yeni  ve ileri bir merhaleye” geçildiğini  kaydeden Bahçeli, şunları söyledi:  “Adalet Bakanlığı’nın atadığı, doğ  rudan siyasi iktidara bağlı olan  bazı bürokratlar da bu yolla kurula  girmişlerdir. Bu şekilde yargıdaki  siyasi operasyon da büyük ölçüde  tamamlanmıştır. Anayasa Mahke  mesi’nin kuşatmasının tamamlan  masını takiben, sıranın Yargıtay ve  Danıştay’a gelmesi beklenmektedir.  Bu çabaların AKP’nin kendi yar  gısını oluşturma çabalarının ise  hayırlarına olmayacağını ve bir  gün ters tepeceğini herkes mutlaka  yaşayarak görecektir.”  Konuşmasında, 8. Cumhurbaşka  nı Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili or  taya atılan “suikast” iddialarına da  değinen Bahçeli, tartışmaların son  bulması için soruşturmanın bir an ön  ce sonuçlandırılması ve milletin ka  fasında oluşan soru işaretlerinin or  tadan kaldırılmasını istedi.  Bahçeli, Özal’ın ölü  müyle ilgili ‘sır ve  gizem’in aralanması  gerektiğini belirtti.   
            
    
