22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 26 OCAK 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 ‘Ergenekon bağlantısı araştırılıyor’ EL KAİDE OPERASYONLARI YILDIRIM’IN SORGUSU SÜRÜYOR Başbuğ, ‘Balyoz’ planõ kapsamõndaki iddialara yumruğunu kürsüye vurarak tepki gösterdi ‘Vicdansõzlõktõr,lanetliyorum’ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Genelkurmay Başkanõ Orge- neral İlker Başbuğ, Taraf gazete- since gündeme getirilen “Balyoz” darbe planõ kapsamõndaki iddialara sert yanõt verdi. Konuşmasõ sõrasõnda ara ara yumruğunu kürsüye vuran Başbuğ, “Talimnamelerimizden taarruzla ilgili bölüme baktığımız zaman, özellikle hücum bölümü, biz askere ne dedirtiyoruz? ‘Allah Allah diye’ taarruz ettiriyoruz. Ordu nasıl Allah’ın evine bomba atmayı düşünür? Vicdansızlık- tır, lanetliyorum” dedi. Başbuğ, “Türk ordusunun da bir sabrı” ol- duğunu söyledi. Başbuğ, Kurtuluş Savaşõ komu- tanlarõndan Kâzım Karabekir için düzenlenen anma toplantõsõnõn ar- dõndan gazetecilere açõklamalarda bulundu. Başbuğ, Genelkurmay Ka- rargâhõ Orbay Salonu’nda yaptõğõ konuşmasõnda, Taraf gazetesince gündeme getirilen Balyoz darbe pla- nõ kapsamõnda İstanbul’da camilerin bombalanacağõ iddialarõna sert tepki gösterdi. Bazõ eklemelerle basõnda yer alan konunun 7 yõl önce yapõlan bir plan semineri olduğunu belirten Baş- buğ, olaydan sonra 24 saat içinde açõklama yapõldõğõnõ kaydetti. TSK’nin şüpheli bilgilere dayanarak değerlendirme ve açõklama yapma- sõnõn olanaklõ olmadõğõnõ belirten Başbuğ, Kara Kuvvetleri’nin konu- ya ilişkin kapsamlõ bir çalõşma yü- rüttüğünü, bu hafta içinde sonuç- lanmasõ beklenen değerlendirme so- nuçlarõnõn basõna açõklanacağõnõ kay- detti. Başbuğ, TSK’nin ciddi bir ku- rum olduğunu belirterek, “Tabii o günden itibaren, her iddiayı ince- lemek durumundayız. İnceleniyor olması, bunun kabulü anlamına gelmiyor. Çalışmalar devam edi- yor. Kara Kuvvetleri Komutanlı- ğı detaylı incelemelerine devam ediyor. İnceleme sonuçlandıktan sonra, bu hafta içinde sizlerle pay- laşacağız” diye konuştu. “Vahim iddiaların” gündeme ge- tirildiğini belirten Başbuğ, yumru- ğunu kürsüye vura vura konuşmasõ- nõ şöyle sürdürdü: “Eğitimde kullandığımız dokü- manlara talimname deriz. Talim- namelerimizden taarruzla ilgili bö- lüme baktığımız zaman, özellikle hücum bölümü biz askere ne de- dirtiyoruz. ‘Allah Allah’ diye taar- ruz ettiriyoruz. Ordu nasıl Al- lah’ın evine bomba atmayı düşü- nür? Vicdansızlıktır, lanetliyorum. Ordunun Mehmetçiği Allah Al- lah sesleriyle eğitim yapıyor. Ta- limnamemizde var. Böyle bir or- dunun kişileri çıkacak Allah’ın evlerine bomba atacak, orada iba- detine yapanlara... Lanetliyorum! Kendi uçağını düşürmek vesaire yapacak. Lanetliyorum! Türk or- dusunun da bir sabrı var. Bu asker şimdi bölgede elinde silahla bu milleti bekliyor. Bu ordunun tü- münü nasıl itham edersiniz. Hiç mi vicdan yok.” ‘Güney Amerika ordusu değiliz’ Genelkurmay Başkanõ olarak so- rumluluklarõ bulunduğunu, bütün per- soneli düşünmek zorunda olduğunu anlatan Başbuğ, “Görev ve sorum- lulukları olanlar sorunları çöz- mekle de vazifelidirler. Sorunları çözmek de bizim görevimiz” diye konuştu. Kimsenin TSK’yi Güney Amerika’daki veya Kafkaslar’daki bazõ ülkelerin ordularõ yerine koy- mamasõnõ isteyen Başbuğ, yalnõzca so- runlarõ dile getirmekle, “şikâyet et- mekle” yetinmediğini, kökenine in- mek için de çaba gösterdiğini kaydetti. “TSK’ye karşı faaliyetler olduğu- nu” yineleyen Başbuğ, bilgilerin sõz- dõrõlmasõ sorununun diğer ülke ordu- larõ ve diğer kurumlar için de geçer- li olduğunu dile getirdi. Bilgi sõzdõ- rõlmasõ konusunda bazõ yapõsal ek- sikliklerin tamamlanmasõ gerektiğini kaydeden Başbuğ, şu anda TSK’nin hedefte olduğunu ve ön planda gö- ründüğünü kaydetti. Başbuğ, şöyle ko- nuştu: “Sızdırmalarla ilgili ciddi mücadele içinde olmamız lazım. Genelkurmay Başkanı olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komutanı- yım. Bu elbette bana sorumluluk ve- riyor. Yetkili makamlarda olmak si- ze şikâyet etme durumuna yol aç- maz. Yetkili kişiler sorunları çöz- mek konusunda vazifelidir. ‘Sade- ce şikâyet ederim’; hayır, öyle bir şey yok. Bir sorun varsa bunun köke- nine inerek çözmek görevimiz.” Başbuğ, bilgi sõzdõrmaya yönelik TSK’nin yürüttüğü faaliyetlere iliş- kin de ilk kez rakamlara dayalõ somut bilgiler verdi. Başbuğ, şu değerlen- dirmeyi yaptõ: “Bugüne kadar TSK içinde bil- gi sızdırmasıyla ilgili kişi, bilgi sız- dırması kapsamında açılan soruş- turma adeti 61’dir. Bunlardan 9’u kovuşturma, yani yargı safhasına dönüşmüştür. Bir tanesi sonuç- landırıldı. Bir subaya 3 yıl hapis ce- zası verildi ve TSK’den tart edildi (uzaklaştırıldı). Çeşitli rütbelerde 10 kişi de tutukludur. Bu konuda hata yapanları bulup, yargıya gö- türerek sonuçlandırmamız lazım.” ‘Devlet de tedbir almalı’ TSK’den bilgi sõzdõrõlmasõ konu- sunda kendilerine görev düştüğü gi- bi devlete de görevler düştüğünü be- lirten Başbuğ, mücadeleyi kurum olarak tek başlarõna yürütemeyecek- lerini vurguladõ. Başbuğ, “Görüş, dü- şünce ve tekliflerimi Sayın Cum- hurbaşkanımız ve Sayın Başba- kanımıza da arz ettim. Bunların so- nuçlandırılmasını da takip edece- ğiz. Bizim dışımızda da tedbirler alınması zorunluluğu var” dedi. ‘Hicap duyuyorum’ Başbuğ, kamuoyunda sürekli gün- demde tutulan “darbe” iddialarõndan duyduğu rahatsõzlõğõ da dile getirdi. Başbuğ, “Bunu söylemekten hicap duyuyorum ama söylemek zorun- dayım, son dönemde darbe, darbe iddiaları gündemi teşkil etmektedir. Hicap duyuyorum. Bu kapsam- Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ, “Türk ordusunun da bir sabrõ var. Bu asker şimdi bölgede elinde silahla bu milleti bekliyor. Bu ordunun tümünü nasõl itham edersiniz. Hiç mi vicdan yok” dedi. daki iddialardan fevkalade ra- hatsızız” diye konuştu. TSK’nin burada pozisyonunun net olduğunu birkaç kez söylediğini, bir kere da- ha yineleme ihtiyacõ duyduğunu be- lirten Başbuğ, şöyle konuştu: “Ben 1960’ta askeri lise öğren- cisiydim. 1962’de genç bir teğ- men olarak kıtaya katıldım. 50 yıl, Türkiye’nin yaşadığı olayları, gör- evim nedeniyle bazı detaylı, bazı si- zin gibi yaşayan birisiyim. Türki- ye’de bazı olaylar yaşandı. Bugün bu olayların geride kaldığını de- ğerlendiriyoruz. Bu süreçte yaşa- nan olaylardan herkesin kendi başına düşen dersleri çıkardığını düşünüyoruz.” ‘Kim menfaat sağlıyor?’ Orgeneral Başbuğ, bugün artõk 2010 yõlõna gelindiğini, artõk Silah- lõ Kuvvetler olarak Türkiye’nin, top- lumun, huzura ve barõşa ihtiyacõ ol- duğunu düşündüklerini vurgulayarak, şunlarõ kaydetti: “Bugün herkesin, 72 milyonun, bizce artık yürekten inanması gereken husus şu olma- lı: Biz diyoruz ki, demokraside, de- mokratik yönetimlerde en önem- li husus, iktidarların seçimlerle, de- mokratik yöntemlerle el değiştir- mesidir ve bu düşünceye herkesin de yürekten inanması gerektiğini değerlendiriyoruz. Bu kadar net, açık olarak bu konuyla ilgili dü- şüncelerimi ifade ettikten sonra... Ben de haklı olarak şunu söylü- yorum: Peki bu darbe iddialarının, darbe ile ilgili iddiaların devamlı gündemde kalmasından kim men- faatleniyor? Bunu da sormak be- nim hakkım. Ben, Silahlı Kuv- vetler olarak bundan rahatsızlık duyuyorum. Türk milletinin de ra- hatsızlık duyduğu kanaatindeyim. O zaman kim bundan menfaatla- nıyor? Bu yararlı bir şey değil, ya- rarlı bir konu olduğunu da dü- şünmüyorum. Ama bu soruyu da sormakta haklı olduğumu da de- ğerlendiriyorum.” Orgeneral Başbuğ, Kâzõm Kara- bekir’i anma toplantõsõnõn ardõndan konuşmasõnõn nedenini, “Bugün hiçbir şey söylemesek yanlış yo- rumlara gidecekti. Böyle bir nok- tadayız. Düşüncelerimi sizlerle paylaşmanın yararlı olacağını dü- şündüm” diye açõkladõ. Başbuğ, açõklamalarõ sõrasõnda “Bir soru sorabilir miyiz?” diyen bir gazete- ciye “Hayır” yanõtõnõ verdi. Başbuğ, konuşmasõnõn sonunda da soru al- mayacağõnõ söyledi. Karabekir’den gönderme Başbuğ, darbe iddialarõ konusun- da yaşanan bilgi kirliliğine ilişkin de ölümünün 62. yõldönümünde anõlan Kâzõm Karabekir’in sözlerinden alõntõ yaparak anõmsatmada bulundu. Karabekir’in İstiklal Harbimiz adlõ kitabõndaki “Vatandaş! Yanlış bil- gi felaket kaynağıdır. Her işin ev- vela hakikatini ara ve öğren, son- ra münakaşasını istediğin gibi yap” sözlerini anõmsatan Başbuğ, “Bugün buna çok ihtiyacımız ol- duğunu düşünüyorum” dedi. İDDİANAME Poyrazköy’de karar yarõn İstanbul Haber Servisi - Anaya- sa Mahkemesi’nin “askere sivil yargı yolunu açan düzenleme- nin iptaline ilişkin kısa kara- rı”nõn ulaştõğõ İstanbul 12. Ağõr Ceza Mahkemesi, Poyrazköy’de ele geçen mühimmata ilişkin ha- zõrlanan iddianamenin kabul edi- lip edilmeyeceğine çarşamba gü- nü karar verecek. Ergenekon so- ruşturmasõ kapsamõnda İstanbul Cumhuriyet Savcõlõğõ’nca 21 ve 28 Nisan 2009 tarihleri arasõnda Poyrazköy Keçilik mevkiinde yapõlan kazõlarda ele geçirilen mühimmatla ilgili 5’i tutuklu 17 kişi hakkõnda hazõrlanan iddia- namenin açõklanmasõ için bekle- nen Anayasa Mahkemesi’nin “as- kere sivil yargı yolunu açan düzenlemenin iptaline ilişkin kısa kararı”, 12. Ağõr Ceza Mah- kemesi’ne ulaştõ. Anayasa Mah- kemesi’nin söz konusu kararõnõ inceleyen mahkeme, iddianame- nin kabul edilip edilmeyeceğini yarõn açõklayacak. Başbuğ, Kâzım Karabekir için düzenlenen anma toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Başbuğ, bu arada panelde konuşma yapan panelistlere birer plaket verdi. (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ) Emekli Orgeneral Çetin Doğan, ‘Balyoz Darbe Planõ’yla ilgili iddialarõ yanõtladõ ‘Konuşmamda bazı yerler eksik’ Haber Merkezi - İstanbul’daki 1. Ordu Komutanlõğõ’nda “harp oyun- ları” kapsamõnda askeri darbe için hazõrlatõldõğõ ileri sürülen “Balyoz Darbe Planı”yla ilgili iddialarõ ya- nõtlayan dönemin 1. Ordu Komutanõ emekli Orgeneral Çetin Doğan, tartõşõlan plan ve senaryolarõn dö- nemin Genelkurmay Başkanõ tara- fõndan bilinmemesinin olanaksõz olduğunu açõkladõ. Doğan, 5-7 Mart 2003’te Selimiye Kõşlasõ’nda yapõ- lan seminerde “Meclis’e ve hükü- mete ültimatom” bölümü de içeren banda kaydedilmiş konuşmanõn “kendisine ait olduğunu, ancak ir- ticalen dile getirdiği görüşlerin bazı bölümlerinin silindiğini ve yazılmasından kaçınıldığını” söy- ledi. Doğan, tutuklanacak gazete- ciler ve hazõrlanan kabine listesini reddederek iddia sahiplerini ka- muoyu önünde yüzleşmeye çağõrdõ. İnternet üzerinden yayõn yapan “www.t24.com.tr” adlõ haber site- sine açõklama yapan Doğan, 1. Or- du Komutanlõğõ’nõn Selimiye Kõş- lasõ’nda düzenlediği seminerde ele alõnacak konularõn “önceden Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Ge- nelkurmay Başkanlığı’na gönde- rildiğini” vurgulayarak, toplantõda “kendisinin direktifiyle hazırla- nan ileri tarihli en tehlikeli ve riskli senaryonun” da irdelendiğini belirtti. Seminere 29 general ile 133 subayõn katõldõğõ bilgisinin doğru olduğunu kaydeden Doğan, toplantõya Genelkurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlõğõ’ndan da personelin katõldõğõnõ anõmsattõ. Doğan, “Sonuçlar Genelkurmay ve Kara Kuvvetleri Komutanlı- ğı’na doğal olarak gönderildi. Zamanın Genelkurmay Başka- nı’nın bilmemesi olanaksızdır. Plan değişikliği üst komutanlar- ca onaylandı” dedi. Toplantõdaki konuşmalarõn “planların yeterlili- ği üzerinde odaklandığını, mevcut iktidara darbe ya da gayrimeşru müdahalenin söz konusu olma- dığını” ifade eden Doğan, “Laik Cumhuriyet ilkelerine karşı son zamanlardaki davranışlar” ko- nulu belgenin üst komutanlara gön- derdiği belge olduğunu bu belgede yer alan konularõn İstanbul Valili- ği’nde her ay yapõlan toplantõlarda yer aldõğõnõ belirtti. Doğan, 5-7 Mart 2003 tarihlerinde yapõlan se- minerde banda kaydedilmiş olan ve güncel gelişmelerden hareketle “Meclis ile hükümete ültimatom verilmesi” fikrini de içeren ko- nuşmalarõn “kendisine ait oldu- ğunu, ancak bazı bölümlerinin ya- yımlanmasından kaçınıldığını” ifade etti. Doğan, bu iddiasõna örnek olarak, “Hani bugün de gidip onu şu anda yapın diye gideceğim yok, yanlış anlamayın” sözlerinin yayõmlanmamasõnõ gösterdi. Balyoz Darbe Planõ kapsamõnda yayõmla- nan tutuklanacak gazeteciler ve as- kerin hazõrladõğõ kabine listesini reddeden Doğan, “İddia sahiplerini ekran başına ve karşımda ispat- larını sunmaya davet ediyorum. Kamuoyu önünde yüzleşmeye ça- ğırıyorum. Hesabını veremeye- ceğim hiçbir eylem ve söz bulun- mamaktadır” diye konuştu. Doğan, açõklamasõnda şu gö- rüşlere ver verdi: “İşin aslı, Ordu Plan Semineri’nde yaptığım ko- nuşmalardan kimi bölümler ve Plan Semineri’nin ‘jenerik’ se- naryosundan işe yarayacağı sa- nılarak kopyalanan kırıntılar ile uydurma kroki ve iğrenç olayların paketlenerek bir uy- durma ‘Balyoz Planõ’ imal edil- miş olması ve bu planın, ger- çekmiş gibi Taraf gazetesinde ya- yımlanmasından ibarettir. Bu oyunu bozmak ve bir şekilde bu oyunda yer alan kişi ve ku- ruluşları Türk adaletine teslim etmek benim boynumun bor- cudur. Darbe yapmak, bu amaç- la cami bombalamak ve uçak dü- şürmek gibi planlar akıl dışı ve dehşet verici iddialardır. Tu- tuklanacak gazeteciler ile kabi- nede yer alacak kişilere dair lis- telerinin hazırlanmasi da dahil olmak üzere, bu plan ve listele- rin hiçbirinin emrim altında ya da haberim dahilinde yapılma- sı söz konusu değildir.” Doğan’õn 1. Ordu Komutanlõğõ yaptõğõ dönemde Genelkurmay Başkanlõğõnõ emekli Orgeneral Hil- mi Özkök yürütüyordu. Balyoz Darbe Planõ’yla ilgili iddialarõn ortaya atõldõğõ günlerde Özkök, “İzzet-ü ikbal ile görevden ay- rıldım. Torun kovalıyorum” açõk- lamasõyla yetinmişti. Dönemin 1. Ordu Komutanõ emekli Orgeneral Çetin Doğan, tartõşõlan plan ve senaryolarõn dönemin Genelkurmay Başkanõ tarafõndan bilinmemesinin olanaksõz olduğunu açõkladõ. İstanbul Haber Servisi - Terör örgütü El Kai- de’ye yönelik düzenlenen operasyonlarda, İstan- bul ve Kocaeli’de gözaltõna alõnan 45 kişi adliye- ye sevk edildi. Bursa’da dün 9 kişi daha gözaltõ- na alõnõrken Van’da gözaltõna alõnan aralarõnda Yüzüncü Yõl Üniversitesi öğretim görevlisinin de bulunduğu 5 kişi, adliyeye sevk edildi. İstanbul’da emniyetteki işlemleri tamamlanan 45 kişi, minibüslerle Beşiktaş’taki İstanbul Adli- yesi’ne getirildi. Basõn toplantõsõ düzenleyen İs- tabul Valisi Muammer Güler, yakalanan zanlõ- larõn ikinci Ergenekon iddianamesinde adõ geçen kişilerle bağlantõlõ olduklarõ yönündeki haberle- rin anõmsatõlmasõ üzerine, “O konuyla ilgili araştırma ya- pılıyor. Çünkü bir kısmıyla ilgili o iddianamede adı ge- çen bazı şahıslarla irtibatla- rın olduğu anlaşılıyor” dedi. Güler, operasyonda 3 el bom- basõ, bir sis bombasõ, 7 taban- ca ve çeşitli miktarda mühim- mat ile bol miktarda örgütsel doküman ele geçirildiğini be- lirtti. Öte yandan zanlõlarõn cep telefonlarõnda, örgütün Afganistan’daki kamplarõnda komutan- lõk yapan Türk yurttaşõ terörist Serdal Erbaşı ve diğer Türk üyelerin, casuslukla suçladõklarõ arka- daşlarõna önce işkence yaptõklarõnõ, ardõndan öl- dürdüklerini gösteren görüntü ortaya çõktõ. Mustafa Kaplan fikir babası Örgüt üyeleri arasõnda iki kadõn satõcõsõ, iki eşcinsel ve iki imamõn bulunduğu iddia edildi. İmamlardan birinin örgütün Avrupa yakasõ so- rumlusu, bir öğretmenin de Anadolu yakasõ so- rumlusu olduğu ortaya çõktõ. Emekli imam Meh- met D’nin elebaşõ, Vakit Gazetesi eski yazarõ Mustafa Kaplan’nõn ise örgütlenmenin fikir ba- basõ olduğu iddia edildi. Oluşumun yurtdõşõ irti- batõnõ sağlayan Kaplan, Avrupa ve Azerbay- can’da örgütün üst düzey isimleriyle buluşup toplantõlar yapõyordu. Alõnan kararlar Kaplan aracõlõğõyla İstanbul’a getiriliyordu. Kaplan “çay içelim” adõ altõnda buluştuklarõ mekânlarda me- sajlarõ örgüt üyelerine söylüyordu. Bu arada Kaplan’õn oğlunun 15 gün önce üzerinde uyuştu- rucu madde ile yakalandõğõ öğrenildi. ‘TansuveÖzer Çillerdegelecek’ HATİCE TUNCER Birinci Ergenekon davasõnda, Cumhuriyet ga- zetesinin bombalanmasõ ve Danõştay’a silahlõ baskõn dosyasõ sanõğõ Osman Yıldırım “Al- parslan Arslan’ın bir istihbarat örgütü bağ- lantısı olduğunu tahmin ediyorum” dedi. İfa- delerin ciddiye alõnsa her şeyin ortaya çõkacağõ- nõ iddia eden Yõldõrõm, “Arkasından Tansu Çiller de Özer Çiller de gelecek” diye konuştu. Silivri’de görülen Birinci Ergenekon davasõna bir ay aranõn ardõndan devam edildi. Başkan Köksal Şengün 130. oturumu açtõğõ sõrada Üm- raniye’de ele geçirilen bombalarõn bulunduğu gecekondunun sahibi olduğu iddia edilen tutuk- lu sanõk Mehmet Demirtaş söz istedi. Demir- taş, olay yeri inceleme tutanağõ hazõrlanõrken çekilen kayõtlara ilişkin TÜBİTAK raporuna göre mahkemenin karar vermesini talep etti. Daha sonra Şengün, 7 oturum boyunca çapraz sorgusu süren Osman Yõldõ- rõm’õ kürsüye çağõrdõ. Danõş- tay cinayetinin üzerine yõkõl- mak istendiğini savunan Yõl- dõrõm, Cumhuriyet gazetesine bomba attõktan sonra eylemde yer alan İsmail Sağır, Erhan Timuroğlu ve Tekin Irşi’yi polise teslim etmek istediğini anlatarak “Alparslan kabul etmedi. ‘Devletin önemli ku- ruluşlarõna patlayõcõ yerleştireceğiz, yakalanan arkadaşlarõ böylece kurtacağõz’ dedi” ifadelerini kullandõ. Başkan Şengün’ün “Bunları daha ön- ce niye söylemedin” diye sormasõ üzerine Yõl- dõrõm, “Şimdi aklıma geldi” diye konuştu. Hâkim Özese, Yõldõrõm’õn bazõ organize suç örgütü soruşturmalarõnda adõ geçen İbrahim Genç’e “Harekete geçme zamanı gelmiştir” ifadelerinin bulunduğu bir mektup yazdõğõnõ be- lirterek, “Madem şifreli mektup yazıyorsunuz orada neden şifre kullanmadınız” diye sordu. Yõldõrõm şöyle konuştu: “Eğer ben de sizin kül- türünüze, eğitiminize sahip olsaydım ben ora- da olurdum. İbrahim Genç’i alıp sorgulasaydı- nız, o ipin ucunu çekseydiniz çorap söküğü gibi giderdi. Arkasından Tansu Çiller ile Özer Çiller de gelecek.” “İbrahim Genç’in ipucu olduğunu söylü- yorsun, nedir bu ipucu” sorusuna Yõldõrõm “Özer Çiller, Tansu Çiller, Mehmet Ağar bu şekilde devam ediyor” diye yanõtladõ. Muammer Güler. Osman Yıldırım.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle