18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 OCAK 2010 SALI CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER ‘Hazmedeceksin’... Evet, Sayın Başbakan demokrasiye inanıyorsanız, sizin de dediğiniz gibi demokratik muhalefeti, medyadan gelen eleştirileri, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, sendikalardan, meslek örgütlerinden gelen eleştirileri, direnişleri, hele de işçinin hak arama eylemlerini içinize sindirecek, hazmedeceksiniz... Rejimi demokrasi olan hangi ülkede bu boyutlarda yandaş medya üretilmiş, en sınırlı ölçeklerde bağımsız gazeteciliğin yapılmasına katlanamaz iktidar örneği yaşanmıştır? İpin ucunu öylesine kaçırdınız ki.. görmezden gelinemeyecek haberler çok sınırlı, çok sansürlü verildiği halde, medyadan, gazetecilerden bunların hesabını soruyor, apaçık tehdit ediyorsunuz... Rejimi demokrasi olan hangi ülkede işçinin sigortalı, yasal çalışanından daha büyük sayılarla yasadışı kayıt dışı çalıştırılanı, bir o kadar işsizi varken çalışma çağındaki nüfusunun ancak her 50 kişisinden biri sendikal haklardan yararlanabilmektedir? İşte o, bir daha asla güvenceli, toplusözleşme düzeni olan iş bulamayacak, aslında bugünün gerçeklerinde sigortalı iş, hatta kayıt dışı iş bulmaları da zor 12 bin TEKEL işçisini, işlerini kaybetmemek için direnmelerini, böylesine ağır suçlama, tehdit etme hakkınız olabilir mi? Evet Sayın Başbakan, sivil diktatoryanın sizin iktidarınız döneminde nasıl son bulduğunu (!) anlamakta zorluk çekilse bile, diktatoryal eğilimli bir Başbakan’ın dahi, işten atılmamak için direnen işçilerin karşısına çıkıp, kolay kolay “yetimin hakkını size yedirmem” diyebileceğine siyaseten inanmak güç.. Kamu işletmesi TEKEL’i satma, özelleştirme kararı verirken, hele de adı demokratik, sosyal devlet olan bir rejimde, iktidarın Başbakan’ın baş sorumluluğu işçinin çalışma hakkını, işini koruma değil midir? Bu koruma ille de kâr eden, kamuya gelir getiren kamu işletmesini satma isterisi gündemdeyse, öncelikle satışla birlikte işçinin iş güvencesinin alınması önlemleri ile olabilirdi. Olmadı, gönüllü işçinin sorumluluğunu üzerinize aldınız, onlara kamu işletmelerinde iş yaratma sorumluluğunuz yok mu? Kamuoyunu kıdem, ihbar tazminatlarını veriyoruz sözü ile kandırabilir misiniz? Zaten özel sektör işvereni bile işçiyi işten atarken bu tazminatları ödemek zorunda olduğunu, ödemezse gecikme faizi ile ödemek zorunda kalacağını bilir. Geçici, iş güvencesiz, hak edilmiş ücretinin üçte birleri ölçeğinde 4C ile kimi kandırıyorsunuz?.. Siz, şimdi bu korkunç soğukla savaşarak iş- ekmek hakkı için ölümüne direnen işçiyi “yetimin hakkını yedirmem” sözü ile suçlarken hükümetinizin iktidarı, sizin sorumluluğunuzda gerçekleştirilmiş özelleştirme talanında, kamu malının, işçisiz, ucuza satışın hesabını vermezseniz, asıl yetimin hakkını yedirdiğinizi kimseler görmüyor mu sanıyorsunuz? Evet bir tek TEKEL’in içki bölümünü satın alanlar nasıl oluyor da üç yıl sonra üç katı kârla başkalarına satış yapabiliyorlar? Yetim hakkından, bu büyük vurgunun hesabını vermek, iktidarınızın, sizin sorumluluğunuzda değil mi? Yandaş sermaye yaratmak çarpık demokrasimizde siyasi iktidarların, liderlerin genel eğilimi, suçu sayılabilir. Ancak sizin iktidarınızda yaşanan boyutlar, örnekler öncekileri aratan, dudak uçurtan boyutlarda değil mi? Hem de çoluk-çocuk, akrabayı taallukatla birlikte... Çocuk yaşta siyasi lider, bakan çocuklarının, böylesine büyük büyük işadamları olup, zenginleştikleri bir başka iktidar örneği yok galiba. Kamuoyuna yansımış, yani bilinen, duyulmuş örneklerin her biri bile, bir başka ülkede siyasi liderin siyasal yaşamına son verilmesi sonucunu getirecek nitelikte siyasi skandal sayılır. Dün yolumu kesen bir vatandaş, mizah ve çizer olamadığı için, ya da mizahçılarımızın sizin şu tarihe yazılacak “yetimin hakkını yedirmem” sözünüzden yola çıkılarak, iz bırakacak etkinlikte bir kara mizah örneği yaratılamamasından nasıl da hayıflanıyordu. Siz belki ayırımında değilsiniz ama bilebildiğimiz siyasi iktidarların hiçbiri sizin kadar şanslı değillerdi. Siyasi liderlerin hiçbiri de medyaya, eleştirilere karşı sizin kadar tepkili, hoşgörüsüz, öfkeli olamadılar. Demokrasinin olmazsa olmazı, alfabesi kuvvetler ayrılığında; yasama ile yürütme yasaların öngördüğü çerçevelerin, ölçülerin dışında emrinizde. Zaten kendiniz tüm açıklamalarınızda son kararların tekil elinizde olduğunu açıklamaktan haz duyuyorsunuz. Yargının yandaş hizmetleri yetmiyor, AB’ye uyum bir kez daha gerekçe yapılarak yargı bağımsızlığını daha da geriye götürecek reçeteler arayışı gündemde. Hükümet icraatlarınızı, kamu yararı, hukuka uygunluk çerçevesinde denetleme görevli Cumhurbaşkanlığı onay makamı gibi işletiliyor. Sözde özerk kurumların, YÖK benzerlerinin halleri ortada... Evet Sayın Başbakan, çoğunluk iktidarı, gücü elinizde, demokrasiyi hazmetmekten siz bu kadar uzak kalır, gündemdeki birkaç örnekten de görüldüğü üzere tehditlerle sesini çıkarmaya çalışanları ezme, susturma eğiliminde olursanız.. demokrasi kültürü eksik bir toplumda, nasıl bir örnek oluşturursunuz? [email protected] ‘Kod’ gidiyor, ‘risk analizi’ geliyor Maliye Bakanõ Mehmet Şimşek, “kod siste- mi”nin yerine “KDV İadesi Risk Analizi Pro- jesi”nin geleceğini belirterek projeyi tanõttõ: Mükellefler KDV iadelerine esas teşkil eden belgelerin önemli bir kõsmõnõ elden kâğõt ortamõnda veya CD ile vergi dairelerine vermeyecekler, bu- nun yerine söz konusu belgeleri, aynen e-beyan- namede olduğu gibi, İnternet Vergi Dairesi üze- rinden Gelir İdaresi Başkanlõğõ sistemine aktara- caklar. Bu önlem süreyi kõsaltacak. KDV iade taleplerinde halen vergi dairele- rince VEDOP sistemi üzerinden manuel olarak ya- põlan analiz ve kontrol işlemlerinin hemen hemen tamamõ bilgisayar teknolojisi kullanõlarak ger- çekleştirilmektedir. Bürokrasi azalacak. Bu model ile tedarikçilerin vergisel uyumlarõ ölçülmekte ve bu mükellefler detaylõ analizlere ta- bi tutulmaktadõr. Bu sayede iade sürecinde sahte fatura düzenleyen veya kullanan mükelleflerin hõz- lõ tespit edilmesi mümkün hale gelecektir. Hükümetin tek hatasõnõn merhamet olduğunu söyleyen Şimşek’e göre, AKP TEKEL işçileri için her şeyi yaptõ AKP’ninsuçumerhametmişTEKEL konusunda içinin rahat olduğunu söyleyen Şimşek’in sözlerine Türk-İş’ten yanõt geldi. Sendika Mali Sekreteri Atalay, “Bakan Şimşek işçilerden özür dilemeli” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Maliye Bakanõ Mehmet Şimşek, Anka- ra’da 42 gündür süren TEKEL işçilerinin eylemine yönelik olarak “Yani bizim hükümetimizin varsa bir hatası, açık- ta kalan işçilerimize karşı merhamet beslemesi... Eğer bir hata varsa o da merhametli olduğumuzdan kaynakla- nıyor” dedi. Türk-İş Genel Mali Sekreteri ve Demiryol-İş Sendikasõ Genel Başkanõ Ergün Atalay, Bakan Şimşek’in sözleri- ne tepki göstererek, bu sözlerin devlet ada- mõ ciddiyetinden uzak olduğunu belirtti. Atalay, Şimşek’in işçilerden derhal özür dilemesi gerektiğini kaydetti. Şimşek, “KDV İadesi ve Risk Anali- zi Projesi” ile ilgili düzenlediği toplantõ- nõn ardõndan sorularõ yanõtlayarak, işçiler için ellerinden geleni yaptõklarõnõ söyledi. ‘Merhamet gösteren sultan’ Şimşek, TEKEL işçilerine ilişkin bir so- ru üzerine şöyle konuştu: “TEKEL işçilerinin bir tek derdi var o da ‘Biz eski maaşõmõzla devam edelim’ ama ortada TEKEL’in eskisi gibi bir faaliyeti yok. Vatandaştan aldığımız paraları TEKEL işçilerine bu şekilde vermemiz ne hakka ne de hakkaniye- te uygundur. Hiçbir şekilde bunun yapılması doğru olmaz.” Türk-İş Genel Mali Sekreteri ve De- miryol-İş Sendikasõ Genel Başkanõ Er- gün Atalay, yaptõğõ açõklamada işçilerin Şimşek’ten “merhamet duygusunun kaybedilmesini değil, hak ve adalet is- tediğini” söyledi. Atalay, şunlarõ kay- detti: “Sayın Bakan eğer sözünü etti- ği kadar merhametli olsaydı işçilere 4- C gibi kölelik koşullarını reva gör- mezdi. Maliye Bakanı’nın tebaasına merhamet gösteren bir sultan edasıyla yaptığı bu konuşma temsil ettiğimiz tüm kitleyi incitmiştir. Şimşek, Türk işçilerinden derhal özür dilemelidir.” Klute, “Başbakan’ın sizler için iddialarını hayretler içinde karşıladık. İşçilerin yaratıcılığını tartışmak doğru değildir. Sayın Başbakan’ın sizin taleplerinizi Avrupa Birliği yolunda önemli bir adım olarak görmesi gerekir. Siz sadece Türkiye’yi değil, mücadelenizle Avrupa’yı da demokratikleşti- riyorsunuz” diye konuştu. Yurtiçinden ve dõşõndan destek yağdõ Aliağa’da pankart gözaltısı ŞAHAP AVCI ALİAĞA - Aliağa Demokrasi Plat- formu bileşenleri, ENKA Spor Salo- nu’nda yapõlan Aliağa PETKİM ve To- faş basketbol karşõlaşmasõnda TEKEL işçilerine destek vermek için “TE- KEL işçisi yalnız değildir” pankartõ açmak isterken polisler tarafõndan kar- ga tulumba gözaltõna alõndõlar. Kara- kola getirilen platform üyeleri serbest bõrakõlõrken, pankart Demokrasi Alanõ’nda açõlabildi. Petrol-İş Aliağa Şube Başkanõ İsmail Doğan, “TEKEL işçilerinin sesini duyurmamıza izin vermediler, bizle- ri gözaltına aldılar. TEKEL işçileri ıs- lanırken biz de ıslanıyoruz, üşürken biz de üşüyoruz. Bizler Aliağa De- mokrasi Platformu olarak TEKEL iş- çileri mücadeleye devam ettiği süre- ce toplanıp, yaşadığımız her alanda onların sesine ses katacağız” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -TE- KEL işçilerinin eylemi 42. gününde de devam ediyor. Brandalardan kurdukl arõ çadõrlarda geceyi geçiren işçiler, yaktõklarõ ateş ve so- balarla õsõnmaya çalõşõyor. TEKEL işçilerine destek ziyaretleri de sürüyor. Avrupa Parla- mentosu Milletvekili Jurgen Klute ve Al- manya Gõda İşçileri Sendikasõ üyesi Sela- hattin Yıldırım, Türk-İş Genel Merkezi’ne gelerek Mustafa Türkel ile görüştü. Klute, TEKEL işçilerinin eyleminin “şu an- da Avrupa’da yürütülen en önemli işçi mü- cadelesi olduğunu” belirterek “Siz sadece Türkiye’yi değil, mücadelenizle Avru- pa’yı da demokratikleştiriyorsunuz” dedi. Daha sonra işçilere seslenen Klute, TEKEL işçilerinin son 10 yõlõn en tayin edici göste- risini gerçekleştirdiğini söyledi. CHP’li TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Ko- misyonu üyeleri Ahmet Ersin, Çetin Soysal, Malik Ecder Özdemir ve Ali Rıza Ertemür imzasõyla komisyon başkanlõğõna yapõlan baş- vuruda, komisyonun devreye girerek, işçilerin haklarõnõn verilmesi ve direnişin bitirilmesi için hükümet nezdinde girişim yapmasõ istendi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçda- roğlu ve CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Cev- det Selvi’nin de aralarõnda bulunduğu bazõ CHP’li milletvekilleri işçilere destek ziyaretinde bulundu. Kõlõçdaroğlu, işçileri hiçbir zaman yal- nõz bõrakmayacaklarõnõ ifade etti. Kõlõçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn işçilere yönelik söylediği “Biz yetim hakkı ye- dirmeyiz, kasayı soydurmayız” sözlerine tepki göstererek, “Sayın Başbakan, TEKEL işçisi yetim hakkı yiyenlere karşı duruyor. Yetim hakkı yiyen hayali ihracatçı senin par- tinden milletvekili değil mi? Yetim hakkı- nı sen birilerine yediriyorsun zaten” dedi. ‘Açılımı TEKEL işçisine yap’ TEKEL işçilerinin Türkiye’de tarih yazdõğõnõ ifade eden Kõlõçdaroğlu, “Burada Batmanlı, Diyarbakırlı, Siirtli, İstanbullu, İzmirli var. AKP’ye söylüyoruz, açılım yapacaksan gel TEKEL işçisine açılım yap” dedi. Türkiye Değişim Hareketi (TDH) lideri Mustafa Sarıgül de TEKEL işçilerine des- tek ziyaretinde bulundu. Öte yandan Türk-İş Genel Başkanõ Mustafa Kumlu bugün yapõlacak olan işçi ve memur konfederasyonlarõ toplantõsõna katõlmayacağõnõ açõklayan Hak-İş’e bir davet yazõsõ gönderdi. Belediye ve itfaiye işçilerinden tütün emekçisine destek İtfaiyeciden destek grevi İstanbul Haber Servisi - İstanbul Bü- yükşehir Belediyesi’nde (İBB) taşeronlaş- maya karşõ bir süredir direnişte bulunan itfaiye işleri ve Esenyurt Belediyesi’nde sendikalõ ol- duklarõ için işten atõlan Esenyurt işçileri, TE- KEL işçilerine destek olmak ve ortak mü- cadeleye katkõ sağlamak için iki günlük aç- lõk grevine başladõ. Türk-İş 1. Bölge Temsil- ciliği’nin Taksim’de bulu- nan binasõnda başlayan aç- lõk grevi öncesi süreç hak- kõnda bilgi veren Belediye- İş Sendikasõ 5 No’lu Şube Başkanõ Nihat Altaş, ilk etapta 20 itfaiye, 10 Esen- yurt işçisi, 5 de sendika tem- silcisinin açlõk grevine başladõğõ- nõ, sayõnõn diğer sendikalarõn des- teğiyle 50 kişi ulaşacağõnõ söyledi. Altaş, Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan’õn önceki gün yaptõğõ açõklamalarda TEKEL işçilerinin şahsõnda tüm işçi ve emekçilere saldõrdõğõnõ belirtti. Altaş, “Şu anda direnişimizi, 2 günlük olarak Türk-İş 1. Bölge’de açlık grevi yaparak sürdüreceğiz” diye konuştu. Türk-İş 1. Bölge Temsilcisi Faruk Büyükkucak da Erdoğan’õn Türki- ye’de insanlara “biat” edeceksiniz de- diğini ifade ederek “Erdoğan, kor- ku imparatorluğu yaratarak sen- dikaları suçluyor. TEKEL işçisi özlük haklarına saldırıya, it- faiye işçisi taşeronlaşmaya, Esenyurt işçisi de sendikasız- laştırmaya karşı. Bunun ne- resi suç? Biz mücadele et- meye devam edeceğiz” dedi. Ülkemizde 200’ü aşkın alışveriş merkezi bulunmaktadır. Bir alışveriş merkezini günde yaklaşık 30 bin-50 bin kişinin ziyaret ettiği ve toplam ziyaretçi sayısının 10 milyon kişiyi bulabildiği öngörülmektedir. Bu denli büyük sayıda insanın ekonomik ve sosyal faaliyeti yanında sanatla iç içe olması AVM’lerde kurulacak “uydu sanat merkezleri” ile gerçekleşecek. Bu projenin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda kabul görmesine ve yasal altyapı çalışmalarının başlamasına öncülük eden kişi kendini sanata ve kültüre adayan bir Türk kadını olan İnci Aksoy. Kendisi EKAV/Eğitim ve Kültür Vakfı’nın başkanı. Bir Türk kadının istediğinde neler yapabileceğini gösteren örneklerden biri. Kendisine bu proje ile amaçlananın ne olduğunu sorduğumuzda, öncelikle bize Atatürk’ün “Sanatsız kalan bir ulusun hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözünü hatırlatarak, kültürel kalkınmanın ekonomik kalkınmanın ayrılmaz parçası olduğunu ve bu nedenle büyük rağbet gören AVM’lerde özellikle gençleri en etkin şekilde kültür ve sanata yönlendirilebilme düşüncesini esas aldıklarını belirtiyor. Ziyaret edenlerin milyonlarca olması nedeniyle AVM’lerin halkın sanatla bütünleşmesini sağlamada önemli işlevi olacağını vurguluyor. Bu projeye Kültür ve Turizm Bakanlığı sahip çıkmış ve yasal zemin için çalışmalar başlatılmış durumda. Yani artık AVM’lerde sanat merkezleri oluşturmak şart olacak. Bu sanat merkezlerinde resim sergileri, dinletiler, söyleşiler, edebiyatçılarla imza günleri gibi etkinlikler yapılacak. Bunun için 200 m2’lik bir alan, bu etkinliklerin yapılması için tasarlanacak. İnci Aksoy’a göre bu sanat merkezleri ile, halk, sanatsal etkinliklerden haberdar olacak ve sanat ortamında sosyalleşecek. Sanatın geliştirici özelliği ile sanatı günlük hayatın aktivitesi haline getirecek; sanatın birleştirici özelliği ile de toplumsal barışın sağlanmasına katkıda bulunacaktır. İnci Aksoy’u bu projeye iten husus, kendi vakfındaki sanata ve kültüre yaptığı katkıları daha geniş bir kesime ulaştırma isteği. EKAV bu amaçla Türkiye’de “Ekavart TV” adında ilk online sanat televizyonunu kurmuş. Bu konuda İnci Aksoy bakın neler diyor: “Sanatı her kesime ulaştırmak olan vakfımızın amacını gerçekleştirmede internetin gücünün yadsınamayacağını gözlemledik. Gençler Facebook gibi sitelerde sosyalleşiyorlar. Ben de onların sanat ortamında sosyalleşmelerini nasıl sağlarım diye düşününce, bu online sanat televizyonu doğdu. 1 Ağustos 2008 tarihinde ‘sanatla randevunuz var’ sloganı ile yayına başladık. Arkasından AVM’lerde sanat merkezleri fikrini geliştirdik.” İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olmasının sanat adına çok önemli olduğunun altına çizen İnci Aksoy, ülkemizde kadınların artan rolü için de şunları söylüyor: “Polyanna’cı kadınlar kitaplarda kaldı. Şimdi günümüzde ne istediğini bilen, kendi ayakları üzerinde durabilen, çalışan, üretken, kendi gücünü kendinden oluşturan, samimi, güven veren, başkası değil kendi olan kadınlar var.” Bunu daha iyi anlamak için Süzer Plaza’daki Ekavart Gallery’e gitmek gerekiyor. Yaşamını yurtdışında sanatla iç içe geçiren otuz yaşındaki, bizce sıra dışı ressam olan Ardan Özmenoğlu’nun resim sergisini gezince, sanatın ve kadınlarımızın ülke kalkınmasındaki rolünü düşünmeden edemiyorsunuz. AVM’lerde Uydu Sanat Merkezleri Zorunlu Oluyor M A L İ Y E C İ G Ö Z Ü Y L E / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com Haber Merkezi - Özgürlük ve Dayanõşma Partisi ÖDP Genel Başkanõ Alper Taş, TEKEL işçilerinin 43 gün- dür sürdürdükleri direnişe destek olmak için Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan’a açõk bir mektupla seslendi. Hoşgörüden, tahammülden, medeniyetlerin buluşma- sõndan söz eden Erdoğan’õn karşõsõna ne zaman hakkõnõ arayan bir emekçi çõksa öfke kustuğunu hatõrlatan Taş, “Bu öfke sizin fakirin fukaranın yanında olmadığınızı or- taya koyuyor. Bu öfke sizin ‘komşusu açken tok yatan- larõn’ yanında yer aldığınızı ortaya koyuyor” dedi. Taş, şöyle davam etti: “Sayın Başbakan geldiğiniz ye- re dönün bir bakın, bir lokma bir hırka felsefesinden nereye geldiniz. Siz Sayın Başbakan, kötülük düzenini devraldınız ve şimdi kötülük düzenini daha büyük ka- rarlılıkla sürdürüyorsunuz. Bilirsiniz ki ‘kötülük yap- makta düzen kuranlar için çetin azap vardõr’. Bir an ön- ce kötülükten vazgeçin, iyiliğe geçin ve bu iyiliği TE- KEL işçilerinin haklarını teslim ederek gerçekleştirin.” Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU VALİ ÖNAL: EYLEMİ BİTİRİN Ankara Valisi Kemal Önal, dün yaptı- ğı açıklamada TEKEL işçilerinin kaldığı çadırların sökülmesi konusunda ısrarını yinelerken, Tek Gıda-İş Sendikası, vali- liğin tebligatına yanıt verdi. Sendika Ge- nel Başkanı Mustafa Türkel ve Genel Sekreteri Mecit Amaç tarafından gönde- rilen cevap yazısında TEKEL işçilerinin eylemlerini sürdüreceği kaydedildi. ÖDP: TEKEL İŞÇİSİ SADAKA DEĞİL, HAK İSTİYOR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle