Katalog

CMYB C M Y B 26 OCAK 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 SÖZ ÇİZGİNİN Turhan Selçuk TENCERE YUVARLANMIŞ, KAPAĞINI BULAMAMIŞ.. Olaylar kamuoyunun gözü önünde cereyan ediyor: Abdi İpekçi cinayetinden sonra olup bitenler yeniden ortaya döküldü. Uğur Mumcu’yu bir kez daha andık. Hrant Dink cinayeti öncesi ve sonrası olanlar ise hâlâ belleklerdeki tazeliğini koruyor. Her üç cinayeti işleyen tetikçiler de yakalandı. Ama bu tetikçilerin arkasındaki güçler, cinayet planlarını yapanlar, tetikçilere yardım edenler, hatta İpekçi’nin katilini cezaevinden kaçırıp yeni cinayetlerde kullanmak isteyenler bir türlü açığa çıkartılamadı. İşin ilginç yanı, olaylar kamuoyunun zaten gözü önünde olduğu için, kimlerin bu sıralarda yetkili ve sorumlu mevkilerde bulunduğu biliniyor. “Derin Devlet” denilen olgu da esas olarak bu mevkiler bağlamında ele alınan bir kavram: Yani iddialara göre “Derin Devlet” öyle bir olgu ki, değişen siyasal iktidarlara karşın, devlet içindeki varlığını ve etkinliğini, kimi zaman iktidarları bile etkileyecek, hatta değiştirebilecek bir güçte sürdürüyor. Şimdi burada bir an durup düşünmek gerek: Bu “Derin Devletin” mevkileri kimin denetiminde? Tabii ki siyasal iktidarın. O halde asıl sorun siyasal iktidarlar ile “Derin Devlet” denilen görevlilerin ilişkisinde ortaya çıkıyor. Siyasal iktidarlar mı “Derin Devleti”, yoksa “Derin Devlet” mi siyasal iktidarları oluşturuyor, denetliyor ve kullanıyor? Güçlü siyasal iktidarlar bürokrasiyi ve dolayısıyla “Derin Devleti” oluşturur, denetler ve kullanır. Zayıf siyasal iktidarlar ise “Derin Devletten” etkilenir ve hatta onun oyuncağı bile olabilir. Koalisyon iktidarları göreli olarak tek parti iktidarlarına göre daha güçsüzdür. Tek seçim döneminde iktidar olanlar, birden çok seçim kazanarak iktidarını sürdürenlere göre daha zayıftır. Şimdi AKP iktidarı ile “Derin Devlet” kavramı arasındaki ilişkilere bakalım: AKP, 2002 yılından beri tek başına iktidardadır. Sadece hükümet değil, Cumhurbaşkanlığı da uhdesindedir. Çok uzun süredir Türkiye, AKP iktidarı kadar güçlü bir iktidar görmemiştir. Her kuruma, her mevkiye istediği kişileri atamıştır. Her istenen kişi ya da kurum, her yerde her zaman dinlenmekte, izlenmekte ve kayıt altına alınmaktadır. Bürokrasiye tam anlamıyla egemendir. İddialar üzerine, asker, sivil ayrımı yapılmadan bütün görevliler yargı önüne çıkarılmaktadır. Askeri kuruluşların en gizli karargâhlarında her türlü araştırma yapılabilmektedir. Bütün güvenlik ve istihbarat kuruluşları tam bir denetim altındadır. Özet olarak AKP döneminde siyasal iktidar bütünüyle “Derin Devlete” hâkimdir. Hrant Dink cinayeti 2007 tarihinde işlendi. Cinayetin failleri olarak tutuklananların, cinayet işlenmeden önce dinlendiği, izlendiği ortaya çıktı. Cinayet niçin önlenememiştir? Bu olayda ihmali görülenlerden neden hesap sorulmamaktadır? Yoksa AKP kendi “Derin Devletini” oluşturmuştur da onu mu korumaktadır? [email protected] www.kongar.org AYDINLANMA EMRE KONGAR Abdi İpekçi’den Hrant Dink’e: Derin Devlet Nerede? TÜREY KÖSE ANKARA - Hattat Holding AŞ tarafõn- dan Bartõn’õn Amasra ilçesine kurulmasõ planlanan termik santral için ÇED süre- ci başlatõlõrken, CHP Bartõn Milletveki- li Rıza Yalçınkaya “Çevre Bakanlığı ‘olmaz’ diyor; buna rağmen gizlice, hem de termik santral kapasitesini arttırarak ÇED süreci başlatılıyor. Amasra’yı enerji üssü yapmak istiyorlar. Amasra’ya kıydırmayız. Gerekirse 100 bin kişi Ankara’ya yürürüz” dedi. Amasra’da termik santral girişimine hõz ve- rilirken yörede yaşayanlar santrala karşõ mü- cadelelerini sürdürüyor. CHP Bartõn Millet- vekili Rõza Yalçõnkaya, 2007 yõlõnda yapõlan 1/100 bin ölçekli Bartõn-Zonguldak- Karabük çevre düzeni planõnda termik sant- ralõn yer almadõğõna dikkat çekerken “Firma itiraz etti, santral işlenmemiş, diye, ba- kanlık kabul etmedi. Kasım ayında plan as- kıdan indi. Planda santral yok, ama ara- lık ayında ÇED başvurusu yaptılar” dedi. Yalçõnkaya’nõn Bilgi Edinme Yasasõ doğ- rultusunda yönelttiği “Amasra’da termik santral kurulmasına yönelik bir başvuru yapılmış mıdır?” sorusuna 2007 yõlõnda Enerji Piyasasõ Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafõndan verilen yanõtta “Amasra ilçesine kurulması planlanan 645.5 megavat kurulu gücündeki, yerli taş kömürü/metan gazı ya- kıtlı ve akışkan yatak teknolojisiyle çalı- şacak üretim tesisi için Hema Elektrik Üre- tim AŞ tarafından 6 Mayıs 2005 tarihin- de üretim lisansı başvurusunda bulunul- muş, gerekli işlemlerin tesis edilmesini takiben şirkete 49 yıl süreli üretim lisan- sı verilmiştir” denilmişti. Yalçõnkaya’nõn “HEMA Endüstri AŞ firmasınca çevre dü- zeni planına yapılan itiraz Bakanlığınızca değerlendirilmiş midir?” sorusuna Çevre ve Orman Bakanõ Veysel Eroğlu tarafõndan 11 Kasõm 2008 tarihinde verilen yanõtta ise “Bakanlığımızca 2007 yılında onaylanarak yürürlüğe giren çevre düzeni planına HE- MA Endüstri AŞ tarafından yapılmak is- tenen kömüre dayalı termik santralın adı geçen çevre düzeni planında gös- terilmesi için itirazda bulunulmuştur. Söz konusu itiraz bakanlığımızca de- ğerlendirilmiş ve planda Amasra il- çesine doğal, ekolojik, tarihi ve turis- tik yapısı doğrultusunda yüklenen kim- liği gereği termik santral için yer seçimi olarak daha uygun alanların araştırılma- sı yönünde görüşümüz talep sahibi firmaya ve EPDK’ye bildirilmiştir” denildi. Mücadelemiz sürecek Yalçõnkaya, “Bakanlığın olumsuz görü- şüne karşın sinsice, arkadan dolanarak bir şeyler yapıldığını” vurgularken “Gizlice, hem de termik santral kapasitesi dört kat arttırılarak ÇED süreci başlatılıyor. Neye güveniyorlar? Amasra’yı mahvetmek, Bar- tın’ın canına okumak istiyorlar. Termik santral her yere kurulabilir ama bir Amas- ra’yı yeniden yaratmak kolay değil. Eğer ısrarlı olurlarsa 100 bin kişi yollara dökü- lürüz. Halk, sivil toplum örgütleri, termik santral istemiyoruz diye feryat ediyor. Mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. Bebeklerine acımadılar Yurt Haberleri Servisi - İstanbul’daki ailesinin yanõna giden Zonguldak Karael- mas Üniversitesi öğrencisi A.T, bindiği yolcu otobüsünün mola verdiği sõrada din- lenme tesisinin tuvaletinde doğum yaptõ. Bebeği tuvaletteki çöp kutusuna atan A.T. yola devam etti. Sağlõk durumu iyi olan bebeğin bulunmasõ üzerine A.T. gözaltõna alõndõ. Ankara’da S.Y. adlõ kişi ile yaşadõ- ğõ evlilik dõşõ ilişki sonucu hamile kalan V.A, evinin tuvaletinde doğurduğu bebeği poşete koyarak S.Y’nin işyerinin önüne bõraktõ. Bebek donarak öldü, evli ve 3 ço- cuk annesi V.A. tutuklandõ. S.Y. tutuksuz yargõlanmak üzere serbest bõrakõldõ. Çağlayan’dan pembe tablo Ekonomi Servisi - Türk dizi ve film- lerinden ülkenin tanõtõmõ ve ihracatta nasõl yararlanõlabileceğini belirlemek amacõyla düzenlenen toplantõda konuşan Devlet Bakanõ Zafer Çağlayan, “Dizilerde rek- lam yasağõyla ilgili bir düzenlemenin eşi- ğindeyiz” dedi. Çağlayan, “Türkiye’nin 2050 yõlõnda dünyanõn yükselen yõldõzla- rõndan, 5 ülkeden biri olacağõnõ” sözlerine ekledi. Hükümet temsilcilerince konmuş en iddialõ hedef, 2023 itibarõyla “dünya- nõn ilk 10 ekonomisinden biri olmak”tõ. Kapkaççılar yakalandı İstanbul Haber Servisi - Kartal, Pen- dik, Sultanbeyli ve Tuzla’da bazõ banka- larõn şubeleri, tapu daireleri ve döviz bü- rolarõ önlerinde meydana gelen kapkaç olaylarõna ilişkin çalõşma başlatan polis ekipleri, bazõ adreslere operasyon düzen- ledi. Operasyonda 3 kişi gözaltõna alõnõr- ken, 18 bin 265 dolar, 100 adet boş se- net, çalõntõ olduğu belirlenen çeşitli ban- kalara ait 7 adet kredi kartõ ele geçirildi. Hastanede klasik müzik İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İzmir Devlet Senfoni Orkestrasõ (İZDSO), hastalara çoksesli müzikle ulaşõyor. Sos- yal sorumluluk projesi kapsamõnda İZD- SO, “Klasik Müzikle Tedavi Konserleri” başlõğõyla İzmir Yenişehir’deki Suat Se- ren Göğüs Hastalõklarõ ve Cerrahisi Eği- tim ve Araştõrma Hastanesi’nde kemotera- pi hastalarõna müzikli dakikalar yaşattõ. Amasra Çevre Bakanlõğõ ‘olmaz’ diyor, şirket ÇED sürecini başlatõyor Termik santral inadõ