Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 2010 SALI
6 HABERLER
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Sun Express’in insanı çıldırtan 4 saatlik
rötarının ardından cumartesi akşamı
Trabzon’a indiğimizde ılık bir hava ve dost
gülüşü karşıladı bizi... Otele girdiğimde
upuzun bir masanın çevresine dizilmiş
dostları beni beklerken buldum...
Gecenin en önemli konusu Cumhuriyet’in
tirajıydı... Hepsi söz verdi, artık her gün iki
Cumhuriyet alacak, birini dostlarına armağan
edeceklerdi...
Pazar günü ise Uğur Mumcu
anısına ÇYDD Trabzon
Şubesi’nin düzenlediği “Terör ve
Güneydoğu” konulu konferansa
yöre insanı büyük ilgi
göstermişti... Salondakilerin
büyük bölümü ayakta, bir
bölümü de halıya bağdaş
kurarak izledi bizi...
Salonda Trabzon’un eski Belediye Başkanı
Volkan Canalioğlu’nun yanı sıra Maçka’nın
CHP’li Belediye Başkanı Erdoğan Genç,
siyasi parti temsilcileri, ADD’liler, Trabzon’un
aydınlık yüzlü insanları, CUMOK’lar ve
TGB’lilerin de aralarında bulunduğu geleceğin
duyarlı gençleri de vardı.
Trabzon ülke sorunlarına çok duyarlı bir
kent... AKP’nin ortalığı kasıp kavurduğu
dönemde Canalioğlu gibi bir aydını belediye
başkanı seçecek kadar muhalif...
Diyarbakırspor aleyhine “PKK dışarı”
şeklindeki faşizane sloganları atmayacak
kadar da kardeş!..
Trabzon’daki iki gün boyunca ülkenin
gidişatından kaygı duyan her kesimden aynı
soru geldi; “Nereye gidiyoruz, AKP
faşizminden nasıl kurtulacağız?..”
Hep aynı yanıtı verdim, “Koşullar 1919
öncesinden hiç de kötü değil... Geldikleri gibi
giderler!.. CHP’nin yükseldiğini gösteren
anketlere bakın ve kardeş kavgasını bir tarafa
bırakıp birleşin...”
Trabzon’da ÇYDD yöneticilerinin yanı sıra
başta gazetemiz temsilcisi ve
www.viratrabzon.com sitesinin
sahibi Ahmet Şefik, ÇYDD
bülteni için bizimle röportaj
yapan İlhan Selçuk, Cumhuriyet
dostu avukat Fatih
Aliyazıcıoğlu, muzipliğini
Karadeniz sevecenliğiyle
birleştiren Davut Hacıhasanoğlu
ile arkadaşları bir an olsun yalnız bırakmadı
bizi...
Konferansın ardından kitap imzalatmaya
gelen Aysun Tirgil adlı bir hanımefendiyi
ikinci kez karşımda görünce, “Sizinkini
imzalamıştım ya” dedim... Güldü ve “O benim
ikizimdi” dedi...
Hep birlikte kahkaha attık... Öğrendim ki
Aysun Hanım ve ikizi Aynur Budak büyük
birer aşk serüveninin ardından evlenmişlerdi...
Peki, ben Karadeniz dostluğu ve
konukseverliğini, güleç yüzlerinde taşıyan o
ikizlerin kitaplarını imzalarken bir başka
coğrafyada neler yaşanmıştı acaba?..
Trabzon Kardeşliği...
Tanyeri ağarırken soğuk bir
rüzgâr eşarbının altına gizlenmiş
saçlarını dağıttı... Balkondan
aşağıyı izledi bir süre...
Yağmurun ıslattığı sokaklarda
sahipsiz köpekleri, çöp
yığınlarında yiyecek arayan
kedileri...
Ve de ürkek kanatlarını cılız
bedenlerine saran yusufututan
kuşlarını...
Yağmur nice kanları
temizlemişti o sokaklardan...
Nice platonik sevdalılar
yürümüştü gözlerinin pervasızca
kilitlendiği kaldırımlardan!..
Sevmediği bir bedenin
kollarında uyumak mıdır yaşam
diye düşündü!.. Ya da ölmek
daha mı iyiydi teninin çekmediği
bir tenin kumpasında olmaktan?..
Rüzgârın kanatlarına gizlenmiş
garip bir ölümün zalim sahibi onu
seçmişti bu kez... Belli ki gece
boyunca uyumamış, beyninde
kara bir kümeye dönüşen virane
törelerin gizemli bezirgânlarına
öfkelenmişti!..
Annesi, babası ve
ağabeyleriyle çatışmasını
anımsadı!.. Sonra feodal
baskıların akraba evliliğini
dayattığı kurallara yönelik boş
isyanını!..
Kurtuluş bir melek gibi
kanatlanıp uçmaktı karanlığın
halen hükmettiği yalnız
sokaklara!.. Bir an olsun tereddüt
etmedi ve kınalı parmaklarıyla
demir korkuluklardan güç aldı!..
Sonra gözlerini kapatıp
boşluğa bıraktı kendini!..
Prangalarından kopmuş esir bir
bedenin çırpınışıyla
beton zemine
çarptığında, yalnız
kalmış bir şivan kör
sokaklarda çığlığa
dönüştü...
Artık sevmediği
bir bedenin değil,
kurtuluşun kapısı
olan ölümün tam ortasındaydı!..
Diğeri işte bu çığlıkla uyandı...
Yan tarafına döndü ki kardeşi
yatağında yoktu! O hışımla önce
pencereye sonra balkona koştu...
Sonra hiç düşünmeden ana
rahminde birlikte büyüdüğü o
mecnun bedenin yanına attı
kendini... İkinci çığlık birincisinin
ikiziydi ve de benzer kaderlerin
ölüme bile yalnız gitmeyeceğini
göstermişti...
Bu dram önceki gün saat
05.00’te Diyarbakır’ın Bağlar
beldesinde yaşandı.
Çınar ilçesinin İncirtepe
köyünde oturan 21 yaşındaki
Hediye Demirel zorla dayısının
oğluyla evlendirilmek istenmişti.
Sonra da ikizi Kadriye ile birlikte
nişan alışverişi yapmaları için
Diyarbakır’daki abisinin evine
gönderilmişti...
Töre baskısıyla sevmediği
biriyle evlendirilmek
istenen genç kız daha
fazla dayanamamış ve
çaresiz bedenini
abisinin oturduğu
apartmanın beşinci
katından aşağıya
bırakmıştı!.. İkizinin
intiharına
dayanamayan Kadriye de hemen
ardından kendini ölümün
kucağına atmıştı...
Yalnızca ana rahminde değil,
Kürtçe ninnilerin yankılandığı
tahta beşikte, çamurlu okul
yollarında ve ırgatlığa
soyundukları tarlalarda da
hayatlarının her saniyesini aynı
hüzün ve aynı coşku ile
yaşamışlardı... Yalnız gözyaşları
değil, kahkahaları da, tarifsiz
acıları da kardeşti onların!..
Beraber gelmişlerdi
Güneydoğu’nun virane bir
köyünde yoksul yaşama ve
beraber gitmişlerdi töreye isyan
bayraklarının dikildiği
mezarlıklara!..
İkizlerin 2 ağabeyi ile bazı
yakınları gözaltına alınırken
savcılık bu trajik olayla ilgili
soruşturma başlattı...
Kadriye ve Hediye ise dün
İncirtepe köyünde, 1997’de yün
yıkamak için gittikleri Göksu
Baraj göletinde boğulan anneleri
ve kız kardeşlerinin yanına
gömüldü!..
Başlık parası, berdel, kuma ve
akraba evliliği... 21. yüzyılda katı
töre anlayışının egemenliğini
sürdürdüğü bir coğrafyada
kadının töreye isyanı halen trajik
ölümlerle sonuçlanıyor!..
Karadeniz’de aşkla evlenen
ikizler... Güneydoğu’da akraba
evliliğine zorlanan ana rahminin
kader kardeşleri... Türkiye
çelişkiler ülkesi...
Kadını vuran alçak çelişkiler!..
Ne diyordu o ünlü töre
türküsünün nakaratında; “Ölmem
mi beni taşlara vurun... Tabuta
kanımı sürün... Aynı tabut
içinde... Beni kardeşime
götürün!..”
Ölüm Kardeşliği!..
BİLİM ve SİYASET
ORHAN BURSALI
Demokrasi Mücadelesi - 2
Ne demiştik dün: “60 yıldır, sağcı sivil siyaset ve as-
keri destekçileri, ekonomiyi durmadan çökerttikleri, 60
yılda 20. IMF koltuğuna sığındılar ve dünya rekoru kır-
dılar. Ekonomiyi büyütebilmek için, sürekli dışarıdan ser-
maye, hammadde, ara mal ve makine techizat, yüksek
teknoloji ithal etmek zorunda kaldılar. Dışarıya, ekonomik
ve siyasal, mecbur oldukları için işbirlikçi karakterleri-
ni korudular!.. Ve tabii ki, ülkemizdeki millete ait tüm
zenginlikleri (şirket, yol, köprü vb.) peşinen ve tümden
satarak sermaye üretebildiler! Ekonomide üretim, 70
milyon insanımıza hep az geldi. Sonuç: İşsizlik ve yok-
sulluğa berdevam. Daha iyi bir demokrasi, hukuk, ada-
let, yasa, sosyal adalet, insan hak ve özgürlükleri için
mücadele eden halkın öncüleri olan aydınlarımızın, dü-
şünürlerimizin, gençlerimizin, Kürtlerin, Türklerin, Er-
menilerin... 60 yıldır başlarını uçuruyor sağcı iktidarla-
rın tümü, birbirlerinin izleyici olarak; ve karanlık bir çağ
yaşatıyorlar ülkeye...”
Bu fotoğrafı göremeyenler, tek tek ağaçlarla, olay-
lar ve görüntüleriyle uğraşıyorlar. Neymiş? Askermiş
bütün bunların nedeni! Asker, sadece bu tablonun
bir parçası! Dahası, az kısmı! Esası ise, seçilmiş siya-
setçilerdir! Kötü ekonomiyi; bağnaz, geri, feodal kül-
türel ve sosyal yapıyı yöneten siyasal yapıdır! Ülkeyi
yönetimlerinde ise, askeri payanda olarak kullandılar
hep! Bu yapıyı sürdüremeyip çuvalladıklarında, halkı
susturmada polisi, MİT’i, mahkemesi vb. yetmediğinde
ise, işbirliği halinde askeri devreye soktular...
Asker, bugün geriye baktığında bütün bunları görüyor
mu, şüpheliyim... Bu açıdan asker, geçmişte, bir iki mı-
rın kırın dışında, Atatürkçü ve onun mirasının izleyici-
si olamadı!
Bugün de iktidarda, geçmişin karanlık çağının sür-
dürücüsü olduğunu durmadan kanıtlayan bir iktidar var!
Bu iktidar da, geçmiş siyasi iktidarlar ve liderleri gi-
bi tamamen işbirlikçidir!
Olmaya mecburdur! Ekonomik gerçekler, iktidar-
da kalabilmeleri için onları işbirlikçi kılıyor! IMF’ye muh-
taçlıkları kılıyor. Sıcak sermaye akışına olan zorunlu-
lukları kılıyor! Normal bir ekonomik canlanmada, he-
men büyümeye başlayan cari açık, onları işbirlikçi kı-
lıyor! Bu iktidarı 8 yıldır ayakta tutan, dışarıdan büyük
sermaye akışı oldu! Bu, onların yarattıkları bir olgu de-
ğildi, ama yalandan şişinip durdular!
Bu iktidar işbirlikçidir! Zapsu bunu bütün salakla-
rın anlayabileceği bir dille anlatmıştı Amerikalılara: “Er-
doğan’ı, bu iktidarı kullanın, delikli taştan aşağı süpü-
rüp atmayın!”
AKP, işbirlikçilikle, iktidarda kalabilir! Bunu kötü ya-
parsa, orada kalamayacaktır.
Bu iktidarı da geçmiş karanlık dönemin parçası kı-
lan diğer özelliği, çalışana, emeğe olan düşmanlığı-
dır! Daha dün Erdoğan TEKEL işçilerine, “ideolojik mü-
cadele ediyorsunuz” dedi. Basını da, işçilerin direniş-
lerine ilişkin haberler yayımlayarak, işçileri hükümete
karşı kışkırtmakla suçladı! Komik bir şey daha yaptı ve
“Hazine’nin parasını sizlere peşkeş çektirmem” dedi!
Yani, herkese evet, ama emekçilere hayır!
Emekçi düşmanlığı, işbirlikçi sağcı/ dinci siyasal ik-
tidarların doğal karakteridir! Erdoğan, bunlar arasın-
da en tutarlısı ve en açık davrananıdır! “Sosyal uyanış,
ekonomik gelişmeyi aşmıştır” sloganının tipik bir uy-
gulamasını görüyoruz! İktidar, artık askeri sosyal uya-
nışı bastırmak için kullanamayacağını da düşünerek,
polisi askeri güce doğru yapılandırıyor!
İktidarın diğerlerinden fazlası, dinci karakteri ve bun-
dan ileri gelen, olabilecek en otoriter bir siyasal yö-
netim çabasıdır. Medyanın doğal görevini yaparak
TEKEL işçileri haberini vermesi bile sinirine dokunu-
yor!
Ordu’yla mücadelesinin özünde de bu var. Herkes
gibi asker de artık darbe döneminin bittiğini biliyor. Şim-
di, askere karşı mücadelesinin temelinde, polisiye des-
tekli büyük bir otoriter–dinci siyasal iktidar kurma is-
teği yatıyor!
İktidar ve başı, tam zamanında Balyoz’u piyasaya
sürmüştür! Kendisine, sivil dikta rejimi kurma
suçlamalarının yöneltildiği ve bu görüşün giderek
yaygınlık kazandığı bir sırada!
Bugün belki de daha büyük bir demokrasi müca-
delesi verilmek zorunluğu var... Bu iktidar, geçmiş-
tekilerden daha gözü kara, daha kararlı, daha yalan-
cı, daha dini istismarcı, halkı daha aldatıcıdır!
Bugün, yine demokrasi mücadelesi içindeyiz... Hu-
kuk devleti için, insan hak ve özgürlükleri için, sosyal
adalet-insanca ve hakça bir düzen için... Siyasal ger-
çekleri halka anlatmayı en üst düzeyde sürdürmek
zorundayız!
obursali@cumhuriyet.com.tr
Kadriye - Hediye Demirel.Aysun Tirgil, Aynur Budak.
İnternetten
protesto eylemi
Haber Merkezi -
Türkiye’nin en çok ziyaret
edilen sitelerinden
“Bobiler” tarafõndan
düzenlenen bir protesto
gösterisi için yüzlerce
Türk genci, Google Maps
üzerinden “Türkiye’deki
internet yasaklarõnõ,
internet pahalõlõğõnõ”
protesto etmek için
Taksim Meydanõ’nda
toplandõ. Dünyada ilk kez
gerçekleşen sanal
eylemde, “Hem sansürü,
hem kotalõlardaki fahiş
fiyat artõşõnõ, hem yavaş
interneti hem de telefon
hattõ olmaksõzõn internet
bağlantõlarõnõ protesto
ediyorum” denildi.
İzmir’de hafif
şiddette deprem
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - İzmir’in
Dikili ilçesi Çandarlõ
beldesinde dün sabaha
karşõ hafif şiddette bir
deprem meydana geldi.
Boğaziçi Üniversitesi
Kandilli Rasathanesi’nin
verilerine göre, saat
03.10’da meydana gelen
depremin büyüklüğü 4
olarak ölçüldü. Çandarlõ
ve Dikili’nin yanõ sõra
İzmir kent merkezinde
de hissedilen depremde
can ve mal kaybõnõn
yaşanmadõğõ bildirildi.
AA muhabirine
Liyakat Ödülü
ANKARA (AA) -
Anadolu Ajansõ’nõn
Muğla Büro Müdürü
Kenan Gürbüz, “Dünya
Fotoğraflarõ-Gala
Ödülleri” yarõşmasõnda,
“Liyakat Ödülü” aldõ.
“Dört Mevsim”
kategorisinde Gürbüz’ün
iki fotoğrafõ liyakat
ödülü aldõ. Merkezi
Londra’da bulunan
Dünya Fotoğraflarõ
Galasõ’nõn yõllõk
yarõşmasõna Gürbüz’ün
“Yedigöller’de İki
Mevsim” ve “Muğla’da
İlkbahar” adlõ
fotoğraflarõ katõldõ. Gala
Ödülleri girişimi, 47
ülkenin fotoğraflarõnõn
gelirini muhtaç çocuklar
için kurulmuş olan
“Save the Children”
vakfõna bağõşlõyor.
Sinemada yangın
İstanbul Haber
Servisi - İstiklal
Caddesi’nde 12
numarada bulunan Fitaş
Pasajõ içerisinde henüz
belirlenemeyen bir
nedenle, öğle saatlerinde
yangõn çõktõ. Yangõnõn
çõkardõğõ yoğun duman
sebebiyle pasaj
içerisindeki AFM
sinemalarõndaki
seyirciler, arka kapõdan
tahliye edilirken yangõn
işyerlerine sõçramadan
yurttaşlarca ve itfaiye
ekiplerince söndürüldü.
Haber Merkezi - Yurt genelinde et-
kili olan kar yağõşõ ve soğuk hava İz-
mit’te can aldõ. İstanbul Valiliği ka-
muda çalõşan özürlülerin 25-26-27
Ocak 2010 tarihlerinde üç gün sürey-
le idari izinli sayõlacaklarõnõ açõkladõ.
Kocaeli’nin İzmit ilçesinde bir pa-
sajdaki dükkânõnda 12 yõldõr yalnõz ya-
şayan Ziya Tunalı’dan (69) haber ala-
mayan esnaf, polise haber verdi. Ba-
rõndõğõ dükkânõ kontrol eden polis,
Tunalõ’nõn cesedini buldu. Donarak
öldüğü tahmin edilen Tunalõ’nõn cese-
di, Kocaeli Asri Mezarlõk Morgu’na
kaldõrõldõ. Yurt genelinde son 24 saat-
te 85 kişi sobadan sõzan karbonmonoksit
gazõndan zehirlendi, Bolu’da 2 kişi
hayatõnõ kaybetti. Hakkâri’nin Yük-
sekova ilçesi Altõnoluk köyünde yaşa-
yan kalp hastasõ 70 yaşõndaki Mahbut
Çakmak, aniden fenalaştõ. Kar ambu-
lansõyla köye ulaşan 112 Acil Servis
ekipleri, yaşlõ kadõnõ hastaneye kaldõr-
dõ. Çakmak’õn sağlõk durumunun cid-
diyetini koruduğu bildirildi.
Muş-Kulp karayolunun Kozma Da-
ğõ mevkisinde etkili olan kar yağõşõ ve
tipi nedeniyle 15 araçta mahsur kalan
toplam 120 kişi, Karayollarõ ekiplerinin
3 saatlik çalõşmasõ sonucu kurtarõldõ. Ay-
rõca yurt genelinde toplam 4191 köy yo-
lu ulaşõma kapandõ. Van’da etkili olan
kar nedeniyle Ankara-Van ile İstanbul-
Van seferini yapan uçaklar, Diyarbakõr’a
yönlendirildi. Bölgedeki yoğun kar ya-
ğõşõ nedeniyle, Ardahan, Kars ve Art-
vin’de de birçok karayolu kapandõ.
Baraj ve dere dondu
Balkanlar üzerinden gelen soğuk ve
yağõşlõ havanõn etkisinde olan Edir-
ne’de, gündüz sõfõrõn altõnda 7, gece ise
sõfõrõn altõnda14 dereceye kadar düşen
hava sõcaklõğõ nedeniyle Tunca Neh-
ri’nde yer yer buzlanmalar oluştu. Edir-
neli amatör balõkçõlar, kayõklarõnõ buz tu-
tan nehirden çõkartamadõ. Kentte kar ka-
lõnlõğõ 14 santimetreye ulaştõ. Hava sõ-
caklõğõnõn sõfõrõn altõnda 11 dereceye
düştüğü Kõrklareli’nde, Kayalõ Baraj gö-
lü yer yer buz tuttu. Şeytan Deresi’nin
buz tutmasõnõ yurttaşlar şaşkõnlõkla kar-
şõlarken, derenin daha önceden hiç buz
tutmadõğõ ifade edildi. Aydõn’õn Söke il-
çesinde aşõrõ yağõşlar ve kar sularõyla de-
bisi artan Büyük Menderes Nehri, Sö-
ke Ovasõ’nda taşkõnlara neden oldu. Sö-
ke-Bağarasõ karayolu sular altõnda kal-
dõ. Tarõm alanlarõ zarar gördü.
Cumaya kadar sürecek
İstanbul’da kar yağõşõ ve soğuk hava
nedeniyle kent yaşamõ olumsuz etkile-
niyor. Kar yağõşõnõn bugün durmasõ bek-
lenirken, yetkililer havanõn açmasõ ne-
deniyle kent genelinde perşembe gününe
kadar ayaz ve buzlanma görüleceği
uyarõsõnda bulundular. Ayaz nedeniyle
kentteki sõcaklõk eksi 8 derece dolayla-
rõnda hissedilecek. Hava sõcaklõklarõ
cuma gününden itibaren hissedilir oran-
da yükselecek. Bugün İstanbul’daki en
düşük sõcaklõğõn eksi 3, en yüksek sõ-
caklõğõn ise 2 derece olmasõ bekleniyor.
İSKİ’den yapõlan açõklamada, su tesisatõ
ve sayaçlarõ, donma riskine karşõ “talaş,
bez, karton ve benzeri maddelerle sa-
rılmalıdır” denildi.
Çağlar: Olağan şartlar
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Mü-
dürü Mehmet Çağlar, ülkede olağan
kõş şartlarõnõn beklendiğini kaydetti.
Marmara ve Batõ Karadeniz bölgeleri ile
Ege Bölgesi’nin iç kesimlerinde hava sõ-
caklõklarõnda yarõndan itibaren 2 ila 5 de-
rece artõş olacağõnõn tahmin edildiğini
bildiren Çağlar, “Marmara ve Batı Ka-
radeniz bölgeleri ile Ege Bölgesi’nin
iç kesimlerinde eksi 15 derece ve al-
tında sıcaklık beklenmiyor” dedi.
Kar yağõşõ ve soğuk hava İzmit’te can aldõ, ulaşõm etkilendi, yüzlerce kişi yolda mahsur kaldõ
Türkiye bembeyaz
Yurt genelinde etkili olan kar yağışı ve soğuk hava Kayalı Barajı ve Tunca Nehri’ni dondurdu. Yaşamı felç eden kar çocukları sevindirdi. (AA)
Çok sayıda
araç yollarda
mahsur kaldı.
‘Üniversite hastanelerinde
istifa eden doktor çok olur’
İstanbul Haber Servisi - İstanbul
Sağlõk Müdürü Doç. Dr. Ali İhsan
Dokucu, Tam Gün Yasasõ ile birlik-
te özellikle üniversite hastanelerindeki
hekimlerin istifa edebileceğini, bura-
larda kayõplarõn olabileceğini belirtti.
Sağlõk muhabirleri ile bir araya
gelen Dokucu Tam Gün Yasasõ’yla
birlikte Sağlõk Bakanlõğõ hastanele-
rinde çok fazla istifa olmayacağõnõ be-
lirterek “Ancak üniversite hastane-
lerinde durum daha farklı olabilir”
dedi. İstanbul’un ekim-kasõm ayla-
rõnda aile hekimliği uygulamasõna
geçmesinin planlandõğõnõ anõmsatan
Dokucu, Anadolu’dan 3 bine yakõn
hekimin getirilerek eğitileceğini söy-
ledi. Dokucu, bazõ özel hastanelerde
de sezeryan oranlarõnõn yüzde 100 ol-
duğunun altõnõ çizdi. Domuz gribi sal-
gõnõn korkulduğu kadar ağõr geçme-
diğini söyleyen Dokucu, “Korkul-
duğu kadar ağır bir salgın olmadı.
Sağlık riskini oluşturan her du-
rumda gerekli tedbirleri almak zo-
rundayız” yanõtõnõ verdi.
DOKUCU’DAN ‘TAM GÜN’ DEĞERLENDİRMESİ KAMYON
GEÇİDİ YIKTI
İstanbul’da E-5 Karayolu Av-
cılar istikametine gitmekte
olan Muammer Bayrak yöneti-
mindeki 34 DN 1234 plakalı
hafriyat kamyonunun açık
olan damperi öğle saatlerinde
Beylikdüzü mevkisinden ge-
çerken üst geçite çarptı. Çarp-
ma sonrası üstgeçidin bir bölü-
mü çöktü. Kaza anında üst ge-
çitte yürümekte olan Hüsnü
Balkanlı (51) adlı bir yurttaş
ise yaralandı. Bayrak gözaltına
alınırken, Balkanlı’nın duru-
munun iyi olduğu bildirildi.
Kaza nedeniyle E-5 Karayolu
Büyükçekmece-Avcılar yönü
uzun süre trafiğe kapatıldı.