24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Dış Haberler Servisi - Lübnan’õn başkenti Beyrut’tan 90 kişiyle havalanan Etiyopya Havayollarõ’na bağlõ bir yolcu uçağõ, kalkõştan çok kõsa bir süre sonra Akdeniz’e düştü. Beyrut Havaalanõ’ndaki yetkililer, Addis Ababa’ya gitmek üze- re 83 yolcu ve 7 kişilik mürettebatla kö- tü hava şartlarõnda yola çõkan Boeing 737- 800 tipi yolcu uçağõnõn kalkõştan beş da- kika kadar sonra, yerel saatle ve Türki- ye saatiyle dün sabaha karşõ 02.00’de radardan kaybolduğunu duyurdu- lar. Uçağõn, sahil köyle- rinden Naameh yakõnla- rõnda, 3.5 kilometre açõk- ta düştüğü belirlendi. ET409 sefer sayõlõ uçaktakilerin çoğunun Lübnanlõ ve Etiyopyalõ yolcular olduğu; ayrõca Fransa, İngiltere, Rusya, Kanada, Suriye ve Irak’tan yolcular da bu- lunduğu açõklandõ. Uçak yolcularõ arasõnda Fransa’nõn Beyrut büyükelçisinin eşi Marla Pietton da bu- lunuyordu. Uçakta bir de Türk yolcu bu- lunduğu öne sürülüyor. Ankara’daki Lübnan Büyükelçiliği uçakta Türk yol- cu bulunup bulunmadõğõyla ilgili henüz resmi bir bilginin kendilerine ulaşmadõ- ğõnõ duyurdu. Uçakta çocuklarõn da bu- lunduğu bildirildi. Kurtarma ekipleri, hayatta kalanlar olmasõ ihtimaline karşõ helikopter ve donanma gemileriyle arama çalõşma- larõnõ yürütse de, yolcularõn sağ kur- tarõlma olasõlõğõnõn çok düşük olduğu belirtiliyor. Arama kur- tarma çalõşmalarõnda şu ana kadar 23 kişinin cesedine ulaşõldõğõ, henüz sağ kalan bir yolcuya rastlanmadõğõ bil- diriliyor. Etiyopya Havayollarõ, kaza yerine bir soruşturma ekibi gönderdi. Lübnan’da BM Barõş Gücü de 3 ge- mi ve 2 helikopterle arama kurtarma çalõşmalarõna katõldõ. Lübnanlõ as- kerler de kaza yerinin yakõnõndaki sa- hillerde aramalarõnõ sürdürüyor. Kesin olmamakla birlikte kazanõn kötü hava koşullarõndan kaynaklandõğõ düşünülüyor. Havanõn önceki günden beri yağmurlu ve fõrtõnalõ olduğu ak- tarõldõ. Görgü tanõklarõ, uçağõn alev- ler içinde denize düştüğünü anlatõyor. İngiliz yayõn kurumu BBC’ye göre Abdül Mehdi Salaneh adlõ bir gör- gü tanõğõ, “Havada, denizin üze- rinde bir parlama gördük. Uçak düşüyordu. Hava koşulları çok kö- tüydü, yağmur ve fırtına vardı” de- di. Uçağõn en son 25 Aralõk’ta olağan kontrolden geçtiği ve kontrol sõrasõnda herhangi bir teknik arõza saptanma- dõğõ açõklandõ. SAYFA CUMHURİYET 26 OCAK 2010 SALI 12 DIŞ HABERLER [email protected] CMYB C M Y B KAVŞAK ÖZGEN ACAR Raşomon’laşan Mumcu Suikastı! Aradan 17 yıl geçti. Olayı yaşayanlar ya da sonradan öğrenenler Uğur Mumcu’nun öldürülmesi olayını, ünlü Japon Filmi “Raşomon”a benzetmeye başladılar! Ünlü Japon yönetmen Akira Kurosava’nın ortaçağda Japonya’da bir haydudun evli bir kadına tecavüzünü anlatan1950 yapımı filmi, çeşitli ödüllerin yanı sıra Oscar da kazanmıştı. Filmde, tecavüz olayına karışanların ya da tanıkların “gördüklerini değil, görmek istediklerini” anlatarak olayı nasıl saptırdıkları izleyicileri büyülemişti! Mumcu olayını da insanlar ya yaşlılığın belleklerinde yarattığı doğal erozyon nedeniyle ya da görmek istedikleri biçimde bugün anlatıyorlar, yazıyorlar. İsterseniz o güne dönelim! O gün Cumhuriyet’in Genel Yayın Yönetmeniydim. Telefon çaldı. Ankara Haber Müdürümüz Işık Kansu aradı. Sabah konuşmuş, günün haberlerini değerlendirmiştik. Herhalde gündeme eklenecek yeni bir haber var, diye düşündüm. Işık, aşırı soğukkanlı bir sesle, “Abi! Uğur Mumcu’yu kaybettik! Uğur öldürüldü! Arabasına bomba konulmuş!” dedi. Aramızda bir sessizlik oldu. “Nasıl olmuş” sorusuna “Şimdi öğrendik. Arkadaşları olay yerine gönderdim! Gelişmeyi bildireceğim. Şu anda başka bir şey bilmiyorum!” yanıtını verdi. Konuşmamız bitti. Aşağıya yazıişlerine inip acı haberi vermek için odamdan çıktım. Yanımdaki odada o zaman “Genel Yayın Koordinatörlüğü” görevini yüklenmiş Hikmet Çetinkaya’ya suikastı söyledim. Şaşırdı. Ayağa kalktı. Ağlayarak Nadir Nadi Bey’in odasına girdi. Ben de yazıişleri odasına girerek durumu açıkladım. Sonrasında Hikmet’ten Ankara’ya gidip çalışmalara katkıda bulunmasını rica ettim. İlk resmi tepki İçişleri Bakanı sevgili dostum İsmet Sezgin’den “Katilleri bulmak devletin namus borcudur!” biçiminde geldi. Bir geri dönüş yapalım. Yıl 1985... Erzurum’daki İran Konsolosluğu, Atatürk Üniversitesi’nde okuyan yoksul kız öğrencilere türbanımsı “sıkmabaş” takmaları için karşılıksız burs veriyor. Her burs alan, bir başka arkadaşını burs alması için konsolosluğa götürüyor. Böylece “sıkmabaş” zincirinin pilot bölge Erzurum’da dalga dalga büyüyüp başarıya ulaşması üzerine “sıkmabaş” olayı İstanbul, Ankara ve öteki üniversitelere sıçrıyor. İran’ın Humeyni Devrimi’nin Türkiye’ye köktencilik ihracı böylece başlıyor. Bilimin başının sıkılması ile Türkiye’de laiklik karşıtı cephe de açılmış oluyor. Değerli hocam, demokratik, toplumsal devleti öngören 1961 Anayasası’nın mimarlarından Prof. Dr. Muammer Aksoy, üniversitelerdeki bu gelişmeye karşı değerli aydın meslektaşları ile 1989’da “Atatürkçü Düşünce Derneği”ni kurdu. Sen misin Türk insanını Atatürk ile düşündürmek isteyen! 31 Ocak 1990’da kurşunlanarak öldürüldü. Bedri Koraman 1985-6’da Humeyni ile alay eden bir karikatür yayımladı. O tarihte Milliyet’in Ankara haber müdürüydüm. İran Büyükelçisi aradı. Gazetenin Humeyni’den özür dilemesini istedi. Bu isteği Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç’e ilettim. Doğal olarak reddetti. İran’ın Türkiye’ye köktendincilik ihracına karşı değil ödün vermek, daha sonra benzeri yayın siyasasını Hürriyet’te de arttırarak sürdürdü. Aksoy’dan 35 gün sonra öldürüldü. “Atatürk’ün anıtına çelenk koyan müftü” olarak tanınan Turan Dursun da Emeç’ten altı ay sonra 4 Eylül 1990’da “İslami Hareket Örgütü” militanlarınca “Muhammet’i küçük düşürdüğü” gerekçesiyle kurşunlandı. Bir eylemci yakalandı. Ömür boyu cezaya çarptırıldı. Tetikçi Muzaffer Dalmaz, o günden beri, kaçak olarak İran’da yaşıyor. İlahiyat Fakültesi profesörü Bahriye Üçok, “Kuran’a bağlı kalınmak koşulu ile İslam dinini çağdaş ve gerçekçi bir anlayışla” yorumladı. 1988’de TV açık oturumunda “sıkmabaş” zincirine tepki olarak “İslamda örtünmenin ve oruç tutmanın zorunlu olmadığını” söyledikten sonra Dursun’u öldüren “İslami Hareket Örgütü”nden tehditler almaya başladı. Dursun’dan bir ay sonra evine gönderilen bir kargo paketini açarken içindeki bomba ile o da öldürüldü. Mumcu’nun neler yazdığını, nelerin peşinde olduğunu bir daha yazacak değiliz. 24 Ocak 1993’te arabasına konulan bomba ile öldürüldü. Katiller sıradan insanlar değillerdi. Üçok’a gönderilen pakete, Mumcu’nun arabasına konulan bombaların düzeneğini hazırlayacak biçimde özel eğitilmiş kişilerdi! Peki, Mumcu’yu kimler neden öldürdü? Öncül olayları anımsadıktan sonra sınıf arkadaşım olan dönemin Milli Emniyet Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Büyükelçi Sönmez Köksal’ı “Genel Yayın Müdürü” olarak ziyaret ettim. Bu soruyu ona sordum. “İzlerin İran’da Kum kentinde İran istihbaratınca eğitilen Türk eylemcilere uzandığını” söylemekle yetindi! Aksoy, Üçok olaylarını da soruşturan Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Nusret Demiral, Mumcu olayının soruşturmasını da yüklenmişti. Bu olay hakkında “Sanıklar yurtdışı bağlantılı ise çözümü olanaksız!” diyerek izlerin sınır ötesine geçtiğini açıklamıştı. “Kudüs Ordusu”, “İslam Hareketi Örgütü”, “Hizbullah” gibi İran kaynaklı Müslüman terör örgütlerinin çeşitli eylemlerinden derlenen istihbaratta Mumcu eylemine karışanlardan bazıları yakalandıysa da “gözcü-elebaşı” Oğuz Demir de Dursun’u öldüren eylemci gibi 17 yıldır kaçak olarak İran’da yaşıyor! Sezgin, MİT’in ve kendi bakanlığının istihbaratı doğrultusunda müsteşar yardımcısı olan sınıf arkadaşım Vali Riza Akdemir’i bu konuda inceleme yapmak, oraya kaçan sanıkları istemek üzere Tahran’a gönderdi. Sağ dünyanın insanı Akdemir, 29 Nisan 1960 SBF olaylarında sınıf arkadaşlarım CHP Gençlik Kolları Genel sekreteri Hikmet Çetin’i, Fikir Kulübü Başkanı Yalçın Küçük’ü ve SBF Dernek Başkanı Özgen Acar’ı TBMM’deki tahkikat komisyonuna ihbarından ve “yokluklarında tutuklama kararı” çıkarılmasında rolü olduğu için SBF’den bir yıl uzaklaştırmıştı! Akdemir, Tahran’dan döndükten sonra her nedense “Mumcu İran Dosyası” kapatıldı. Devlet de “namus borcunu” ödeyemedi! Şimdi bakıyorum da bu somut olaylar unutulmuş, Mumcu suikastında “derin devlet parmağı” aranıyor! Anlaşılan Mumcu’yu, Ergenekon davasından dolayı içeride olan “Atatürkçü Düşünce Derneği” üyeleri öldürdü! Belki de suikastın planı Ankara’da “Kozmik odada” çelik dolapların arkasında, duvara gömülü gizli kasalarda saklanıyordu! Aramada herhalde yargıç, bu gizli kasayı göremedi! “Balyoz Dosyası” ile bağlantısı olamaz, çünkü Mumcu, bu dosyadan 10 yıl önce öldürülmüştü. Bana kalırsa Uğur Mumcu’yu “köşesine göz diktiği” için Mustafa Balbay öldürttü! Şimdi de utanmadan her yıldönümünde günah çıkartmak için Mumcu’ya ağıt yakıyor. Ah Mustafa ah!!! Elmek: [email protected] Faks: 0312. 442 79 90 47 üyeli Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlõğõ’na AKP’li Çavuşoğlu getirildi AKPM’ye ilk Türk başkan ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - Avrupa Konseyi Parla- menterler Meclisi (AKPM) Başkanlõ- ğõ’na AKP Antalya Milletvekili Mev- lüt Çavuşoğlu seçildi. 318 üyeli Mec- lis’te, 47 ülkenin parlamenterleri tek aday olan Çavuşoğlu’nun başkanlõğõ- nõ alkõşlarla onayladõ. İspanyol Luis Maria de Puig’in yerine seçilen Ça- vuşoğlu, 1949’dan yana AKPM Baş- kanlõğõ’na seçilen ilk Türk. Avrupa Demokratlar Grubu tara- fõndan aday gösterilen Çavuşoğlu, meclise hitaben yaptõğõ ilk konuşma- sõnda Mevlana’nõn, “Gene gel, gene gel” dizeleriyle başlayan dörtlüğünü okudu ve ayrõmcõlõğa ve hoşgörüsüz- lüğe yol açan õrkçõlõğõn, yabancõ düş- manlõğõnõn, antisemitizmin, İslamo- fobinin, bütün diğer hastalõk derece- sindeki korkularla birlikte kökünün ka- zõnmasõ gerektiğini söyledi. Çavuşoğlu, göçlerin de tehdit olarak değil, fõrsat olarak görülmesi ge- rektiğini belirterek “Dinler ve kül- türler arası diyaloğu güçlendirme- miz gerekir” dedi ve her türlü tero- rizme karşõ mücadele çağrõsõ yaptõ. ‘Anayasa reformlara engel’ Yeni AKPM Başkanõ, düzenlediği basõn toplantõsõnda ise bir soru üzerine, Türkiye’deki reformlarõn önündeki en bü- yük engelin anayasa olduğunu söyledi. Türkiye’den bir başkan seçilmesinin çok uzun bir süre aldõğõnõ kaydeden Çavuşoğlu, Türkiye’nin iç sorunlarõ ve askeri müdahaleler yüzünden yakõn za- mana kadar “gözlem sürecinde” bir üye olduğunu hatõrlattõ. Çavuşoğlu, AKP hükümeti tarafõndan yapõlan reformlar sa- yesinde Türkiye’nin gözlem sürecin- den çõkarõldõğõnõ, böylece bir Türk’ün aday olmasõnõn mümkün hale geldiğini savundu. Çavuşoğlu’nun konuşmasõnõ Devlet Bakanõ ve Başmüzakereci Ege- men Bağış, TBMM Dõşişleri Komisyo- nu Başkanõ Murat Mercan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanõ Melih Gökçek, Antalya Belediye Başkanõ Ha- san Sipahioğlu ve Alanya Kaymakamõ Hulusi Doğan da izledi. Çavuşoğlu, Ankara Üniversitesi Ulus- lararasõ İlişkiler Bölümü’nü bitirdikten sonra Amerika’da Long Island Üniver- sitesi’nde ekonomi yüksek lisansõ yap- tõ. AKP’nin kurucu üyelerinden olan Ça- vuşoğlu, 2007’den bu yana AKPM’de “Türk Delegasyonu”, “Göç, Sığınma ve Nüfus Komitesi”, “Turizm, Eko- nomik İşler ve Gelişme Komitesi” başkanlõklarõ yaptõ. Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül gön- derdiği mesajla, Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan ise telefonla arayarak Ça- vuşoğlu’nu kutladõ. UĞUR HÜKÜM PARİS - Avrupa Birliği üyesi beş ülkede gerçekleştirilen bir ka- muyoyu araştõrmasõna göre Avru- palõlarõn yüzde 58’i Türkiye ile 2005’te girilen resmi üyelik süre- cinden dönülmesini “dürüst” bul- muyor. Boğaziçi Üniversitesi Av- rupa Çalõşmalarõ Merkezi tarafõn- dan Madrid Özerk Üniversitesi, Granada Üniversitesi ve Avrupa Diyalog Derneği’nin işbirliğiyle gerçekleştirilen araştõrmanõn so- nuçlarõ, AB’de eğitimli kesimin Türkiye’nin üyeliğine daha sõcak baktõğõnõ da ortaya koydu. Almanya, Fransa, İngiltere, İs- panya ve Polonya’da 5 bin kişiy- le yapõlan araştõrmada yüzde 58’lik bir kesim, Türkiye’ye “tam üye- lik”ten farklõ bir statü önermeyi, “terbiyesizlik, dürüst olmamak” diye niteliyor. Fakat “Türkiye’nin üyeliğinden yana mısınız” soru- su yöneltildiğinde ise 47’si “Evet”, diğer bir yüzde 47’si de “Hayır” diyor. “Ülkenizde halkoylaması yapılsa, cevabınız ne olur” so- rusunda karşõlõk, yüzde 52’lik bir kesim Türkiye’nin üyeliğine “Ha- yır” diyeceğini ifade ederken yüz- de 41 evet diyor. “Hayır”cõlarõn başõnõ yüzde 64.4 ile Fransõzlar çe- kiyor. Yüzde 62 ile Almanlar 2. sõ- rada. Polonyalõlarõn yüzde 54.1’i ve İspanyollarõn yüzde 53.2’si Türkiye’ye “Evet” diyorlar. DİPLOMAYLA BİRLİKTE DESTEK ARTIYOR EtiyopyauçağıAkdeniz’edüştü Muammer Aksoy. Çetin Emeç. Turan Dursun. Bahriye Üçok. Uğur Mumcu. Sönmez Köksal. Mustafa Balbay. Avrupa Demokratlar Grubu tarafõndan aday gösterilen ve karşõsõna rakip çõkmayan AKP Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, AKPM Başkanõ oldu. Başkan olarak ilk konuşmasõnda din ve kültürler arasõ diyaloğu geliştirme çağrõsõ yapan Çavuşoğlu, Türkiye’deki reform sürecinin ilerlemesi için anayasanõn değişmesi gerektiğini söyledi. ULUSAL YAS İLAN EDİLDİ- Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman, sabotaj olasılığının düşük olduğunu söyledi. Lübnan Başbakanı Saad Hariri de kaza nedeniyle ulusal yas ilan etti. (AP) T.C. ÜNYE 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI Sayõ: 2008/609 Talimat Satõlmasõna karar verilen gayrimenkulün cinsi, kõymeti adedi, evsafõ: Ordu ili Ünye İlçesi Yay- cõ köyü 406 parselin tamamõ 7520 m2’dir, killi tõnlõ toprak yapõsõna haiz taban arazi taş kestane- si mevkiinde olup 1/2’si tarla, 1/2’si fõndõk bahçesidir. Arazinin 1 m2’si 8 TL’dir. 7520 m2 x 8 TL = 60.160 TL arazi değeri olur. Dava konusu taşõnmaz üzerinde L şeklinde brüt 225 m2 üze- rine 2,5 katlõ teraslõ verandalõ, dõşõ sõvalõ üçüncü sõnõf A grubu yeni bina mevcutur. Ulaşõm güç- lüğü nakliye dikkate alõndõğõnda binanõn arsasõz temel dahil toplam değeri 220.000 -TL’dir. Ara- zi ve binanõn toplam değeri ise 60.160 TL + 220.000 TL = 280.160 TL olup muhammen bedelle açõk arttõrma suretiyle satõlõktõr. Satõş şartlarõ:1- 08.03.2010 günü saat 10.00-10.10 arasõnda Ünye İcra Müdürlüğü önünde açõk arttõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu arttõrmada tahmin edilen kõymetinin %60’õnõ ve rüçhanlõ ala- caklõlar varsa alacaklarõ mecmuunu ve satõş masraflarõnõ geçmek şartõyla ihale olunur. Böyle bir bedel ile alõcõ çõkmazsa en çok arttõranõn taahhüdü baki kalmak kaydõyla taşõnmazlar 18.03.2010 günü aynõ yer ve saatler arasõnda ikinci arttõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu arttõrmada da bu miktar el- de edilememişse gayrimenkuller en çok arttõranõn taahhüdü saklõ kalmak üzere arttõrma ilanõnda gösterilen müddet sonunda en çok arttõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttõrma bedelinin ma- lõn tahmin edilen kõymetinin %40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhanõ olan alacakla- rõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geç- mesi lazõmdõr. Böyle bir bedel ile alõcõ çõkmazsa satõş düşecektir. 2- Arttõrmaya iştirak edecekle- rin, tahmin edilen kõymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir banka- nõn kesin ve süresiz teminat mektubunu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin ve Türk parasõ iledir, alõ- cõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. KDV, ihale damga pulu bedeli, tapu alõm harcõ, tahliye masraflarõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler, tapu satõm harcõ ve tellaliye satõş bede- linden ödenir. Türk parasõ dõşõnda kalan yabancõ devlet paralarõ teminat olarak kabul edilmez. 3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarõnõ hususiyle fa- iz ve masrafa dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmele- ri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõ tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacak- lardõr. 4- İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen sorumlu olacaklardõr. İhale farkõ ve temer- rüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn dairemizce tahsil olunacak bu fark, varsa öncelikle te- minat bedelinden alõnacaktõr. 5- Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dai- rede açõk olup masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir. 6- Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak is- teyenlerin dosya numarasõ ile Müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur. 7- Adresleri tapuda ka- yõtlõ olmayan alakadarlara gönderilen tebligatlarõn tebliğ imkânsõzlõğõ halinde işbu satõş ilanõ İİK 127. md. gereği tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 12.01.2010 (İc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Adlarõna tebligat yapõlamayan ilgililere gaze- te ilanõ tebligat yerine geçerlidir. Basõn: 3571 ACI KAYBIMIZ Cemiyetimiz üyesi, sürekli basın kartı sahibi değerli arkadaşımız ORHAN TUNCEL 24 Ocak 2010 Pazar günü vefat etmiştir. Kaybı topluluğumuzda üzüntü yaratan Tuncel’in cenazesi 27 Ocak 2010 Çarşamba günü saat 11.00’de TRT İstanbul Televizyon Müdürlüğü’nde (Ulus) yapılacak törenin ardından öğle namazından sonra Ortaköy Camisi’nden alınarak Marmara Adası’nda toprağa verilecektir. Orhan Tuncel’i sevgi ve saygıyla anarken ailesine, basın topluluğuna başsağlığı dileriz. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle