Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
16 HAZİRAN 2009 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Bir Kirli Tezgâh
Var Amma
Ergenekon şüphelisi emekli üsteğmen-avukat
Serdar Öztürk‘ün bürosunda bulunduğu ileri sürü-
len ve Genelkurmay Başkanlığı Bilgi Destek Dai-
resi tarafından hazırlandığı iddia edilen plan habe-
ri, AKP ile Silahlı Kuvvetler arasında gerginlik ya-
ratmayı mı amaçlıyor?
Yoksa, sevimsiz olduğu kadar; tehlikeli bir olgu-
yu mu su yüzüne çıkartıyor?
“AKP ve Gülen’i Bitirme Planı” başlıklı haberin Ta-
raf gazetesinde yayımlandığı günden bu yana, bu iki
sorunun yanıtını arayanlardan daha çok, peşin yar-
gı ile TSK’yi mahkûm etmek isteyen yorumlar ağır-
lıktadır. O yorumlara, bir de Başbakan’ın önceki gün
partisinin Şanlıurfa kongresindeki konuşması ekle-
nince, ortaya çok sevimsiz bir tablo çıkmıştır.
Zira Erdoğan, tıpkı biz sade yurttaşlar gibi, olayı
söz konusu gazetenin haberi ile öğrendiğini “İşte son
günlerde gazetelerin yaptığı haberleri görüyorsunuz.
AK Parti üzerinde oynanması düşünülen oyunları gö-
rüyorsunuz. Şu anda bizler de bunları araştırıyoruz.
Gerekirse biz de ilgililerle, onlara yönelik davalar aça-
cağız..” tümceleri ile açıklıyor.
Bu açıklama, Başbakan’ın kendisine bağlı bir
anayasal kurumda düzenlenmiş olduğu iddia edi-
len “yasadışı bir tertibin” belgelerini bulan poli-
sin durumdan İçişleri Bakanlığı’nı haberli kılma-
dan önce, yandaş medyaya aktardığının ipuçla-
rını veriyor.
Zaten üstünde sayısız kuşku örtüsünün bulundu-
ğu o soruşturmayı yönetenler adına, bu ayıplanacak
bir durum değil midir?
Kriminal inceleme isteği
Dün önce Genelkurmay Askeri Savcılığı, 13 Ha-
ziran sabahı başlattığı soruşturmanın “...şu ana ka-
dar elde edilen deliller değerlendirildiğinde, ele ge-
çirildiği iddia edilen belgelerin Genelkurmay Baş-
kanlığı’nın herhangi bir biriminde hazırlandığına iliş-
kin bir kanaate varılmadığını” kamuoyuna açıklarken,
“üzerinde gerekli ve zorunlu kriminal incelemelerin ya-
pılması amacıyla habere konu olan belgenin 12 Ha-
ziran 2009 tarihinde ele geçirildiği şekliyle İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan ve ulaştırıldığı şekliy-
le Taraf gazetesinden istendiğini, ancak belgenin ken-
dilerine henüz ulaşmadığını” da bildiriyor.
Böylesine önemli bir “belge”nin sahte olup ol-
madığını ortaya koyacak kriminal araştırma, herhal-
de öncelikle Genelkurmay Harekât Dairesi’nde gö-
revli Deniz Kıdemli Piyade Kurmay Albay Dursun
Çiçek’in imzasının gerçek mi, yoksa sahte mi oldu-
ğunu da ortaya çıkartacağı için İstanbul Cumhuriyet
Başsavcılığı’nın askeri savcının isteğini bir an önce
yerine getirmesi yararlı olacaktır.
Genelkurmay Başkanlığı “belgenin doğruluğu is-
pat edilirse sorumluların yasalar çerçevesinde yargı
makamları tarafından cezalandırılacağına dair gü-
vencemiz tamdır, TSK bu konunun en yakın takip-
çisi olacaktır” sözleri ile, böyle bir çalışma yapılmış
olsa bile, bunun kurumsal olmadığını apaçık söyle-
miş oluyor.
Dahası bir adım daha atılarak, şayet belge sahte
ise, TSK’nin bunun kimler tarafından ve ne amaçla
hazırlandığının ortaya çıkarılmasının da sonuna ka-
dar takipçisi olacağı da vurgulanıyor.
Genelkurmay Başkanlığı’nın ve ona bağlı askeri sav-
cılığın dünkü açıklamaları, bir yılı aşkın bir süredir de-
vam eden bir soruşturmanın yepyeni bir kavşağa gel-
diğini göstermiyor mu?
Erdoğan, Şanlıurfa’da yaptığı konuşmada sözü edi-
len belgenin bir “kirli tezgâh”ın varlığını ortaya çı-
karttığını söylemişti.
Bir bakıma haksız değildir Sayın Başbakan.
Ortada bir kirli tezgâh var. Var ama, o tezgâhın se-
naryosunu yazanlar ve ipleri ellerinde tutanlar kim?
Onun kanıtlanması gerekiyor.
Elde edilecek kanıt, Ergenekon soruşturmasını da
yepyeni bir aşamaya getirmiş olacaktır.
obirgit@e-kolay.net; Faks: 0 216 302 82 08
ENTERNET / MEHMET SUCU
Türk.İnternet.com sitesi geçen haf-
ta, gazeteciliğin ölümü de kurtuluşu
da Web’den olacak kehanetinde bu-
lundu. BusinessWeek.com’un kı-
demli editörü John Byrne’ı kaynak
alan sitedeki yazı kısaca şöyle;
John Byrne’a göre Times gazete-
si, okuyucularının Web’e taşınması
üzerine en azından 2000 yılından be-
ri geleneksel yayıncılıkta zor zaman-
lar yaşamaya başladı ve artık en-
düstriyel geleneklere bağlı kalmanın
zamanı çoktan geçmiş durumda.
Byrne “Medya kuruluşları ölüm çem-
berinde” diyor. Byrne medya impa-
ratorluklarının beş aşamada çöke-
ceklerini söylüyor: Birinci aşama ba-
şarının verdiği kibir ki bu direkt ola-
rak ikinci aşamaya, yani daha fazla-
sını isteme aşamasına geçişi bera-
berinde getiriyor. Byrne “Medya şir-
ketleri diğer firmaları satın alarak
mantıksız olup olmamasına bakmak-
sızın bir hareketlilik sağladılar. Örnek
olarak Boston Globe’un The New
York Times tarafından alınışı sayıla-
bilir” diyor.Anlamsız firma büyüme-
leri, ortada bir sorun olduğunu red-
detme safhasını beraberinde getiri-
yor. “Doğruyu söyleme gücüne sahip
olan kişiler de takım oyuncusu ol-
mamak veya iyimser olmamak suç-
lamalarıyla susturuldular.” Gerçeklik
devreye girdiğinde ise firmalar “kur-
tarılmayı arama” evresine geçiyorlar.
Byrne “Medya bir resesyon değil, ile-
ri düzeyde depresyon durumundadır”
diyor. Byrne insanların gazete okuma
oranlarının reklamcılığın çöküşü ile iyi-
ce düşürüldüğünü, bunun da eko-
nomi sadece bir resesyon yaşarken
medyada depresyon benzeri bir or-
tam yarattığını ifade ediyor. Beşinci
ve son evre ise GM’in de şu anda ya-
şadığı gibi ilgisizlik veya ölüme tes-
lim olma durumu.Şirketler değişime
gitmeliler. Byrne’ın bu konuda tavsi-
yeleri var. Byrne’a göre Business-
Week’in on-line versiyonu oldukça iyi
gidiyor. “Medya firmalarının okuyu-
cuları ile derin ve samimi bir ilişki kur-
maları gerekiyor. Pek çok firma bu ko-
nu hakkında vaazlar vermekte.. ama
aslında bunu sağlayabilen ya da sağ-
lamaya çalışan çok az şirket mevcut.”
Byrne tüm arama motorlarının site
markasını görmezden geldiği bir or-
tamda Google’ın buna hayati önem
verdiğinin altını çiziyor ve Business-
Week.com’un site trafiğinin yarısın-
dan fazlasının Google aracılığı ile ger-
çekleştiğini ekliyor. Byrne ayrıca rek-
lamcıların medya özelliklerine sahip
olması gerekmediğini de vurguluyor.
Byrne “Öylesine ölüme mahkûm edil-
miş durumdayız ki.. niye, herhangi bir
reklamcı aynı izleyici oranına Face-
book’tan 0.10 dolar CPM* ile sahip
olabilecekken BusinessWeek.com’a
40 dolar CPM ödesin ki? Pek çok rek-
lamcı buna yanaşmayacaktır” diyor.
Sonrası mı? Gazeteciliğin bir son-
rası yok. Byrne “Hikâyeler tıpkı kamp
ateşi gibi insanları sohbet etmeleri için
bir araya toplayabilmemizi sağlıyor”
diyor. Byrne ayrıca bağlılığın nasıl öl-
çüldüğüne de dikkat edilmesi ge-
rektiğini belirtiyor. Sitede geçirilen za-
manın, bağlılığın ölçülmesinde vi-
deoya kıyasla rakamları ön plana çı-
karttığını ve bir hikâyeyi okurken bil-
gisayarının başından ayrılan kişilerin
de bu rakamları etkilediği söyleniyor.
Byrne, “Bazen okuyucularımızın yap-
tıkları yorumlar hikâyeden daha faz-
la trafik çekiyor” diyor ve ekliyor: “Ba-
zı hikâyeler 5000 yoruma bile ulaşa-
biliyor.” Gazetecilerin okuyucular ile
etkileşimini cesaretlendirmek adına
firma “Yazarlarla Diyalog” adı verilen
bir bölüm bile yaratmış. Business-
Week.com okuyucu tarafından yazı-
lan hikâye ve makaleleri de yayımlı-
yor.. ancak oldukça nadiren. Byrne,
“Okuyucu sunularına pek yer vermi-
yoruz” diyor ve ekliyor: “Yalnızca
yaklaşık olarak haftada bir kez en iyi
yorumcularımızın yazılarını yayımlı-
yoruz.”
Aslında Byrne’ın öngörülerinin ço-
ğuna katılmamak olası değil. Yeni bir
dönemde yeni bir yayıncılık çeşidine
hazır olmalıyız gibi görünüyor. Ya-
yıncılık çeşidi değişecek ama.. Ga-
zetecilik özünde değişmeyecek. Çün-
kü yine habercilik kaygısı olanlar ka-
zanacak. İyi yorumlar, iyi yazarlar oku-
nacak. Yine haberlerde 5N1K ara-
nacak. Okur yorumları ise daha hız-
lı ve verimli olacak.
Yayının tarafsızlığı veya hangi hol-
dinge bağlı olduğu, hangi cemaatin
arkasında olduğuna göre değerlen-
dirilecek. Kısacası, gazetecilik yine
gazetecilik olacak.. Ama yayıncılık çe-
şidi değişecek.
mehmet@cumhuriyet.com.tr
Gazetecilik Gazetecilik Olarak Kalacak
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Uzun yõllardõr
Almanya’da gazetecilik yapan Ali
Gülen ile Vedat Ali Aydın’õn bir
süre önce yayõmlanan “AKP’nin
Feneri Böyle Söndü” kitabõnda
kõsmen değindikleri Offenbach ve
Frankfurt’taki sözde konut koope-
ratifi (OFWG) ile ilgili yolsuzluk ve
sahtecilik hakkõnda yürütülen so-
ruşturmanõn yõl sonuna kadar da-
vaya dönüşeceği bildirildi. Aynõ za-
manda hukukçu olan Gülen ve Ay-
dõn, özellikle bu kooperatif dava-
sõnõn AKP’nin bazõ ünlü isimlerinin
yanõ sõra Zekeriya Karaman ve
Aykut Zahid Akman gibi isimle-
rin başõna yepyeni dertler açabile-
ceğini iddia ettiler.
Cumhuriyet’in sorularõnõ yanõt-
layan iki gazeteci, kooperatif yol-
suzluğunun başlõ başõna bir vurgun
olduğuna dikkat çekerek, Türki-
ye’deki savcõlarõn kamusal yetki-
lerini kullanarak kendiliğinden ha-
rekete geçmesi gerektiğini dile ge-
tirdiler.
Deniz Feneri ile ilgili bir haberi
yüzünden çalõştõğõ gazetenin yazõ iş-
leri müdürlüğü görevinden ayrõlmak
zorunda kalan ve halen Frank-
furt’ta araştõrmalar yaparak ayakta
durmaya çalõşan Ali Gülen, yõl so-
nuna dek bu kooperatif dosyasõnõn
davaya dönüşeceğini bildirdi. Gü-
len şunlarõ söyledi:
Kooperatif vurgunu kötü
“Biz ilk kitabımızda bu koo-
peratif skandalına da yer verdik.
Deniz Feneri e.V.’ye gelen yardım
paralarıyla kurulan şirketlerden
biri de Offenbach ve Frankfurt
Konut Yapı Kooperatifi’dir. Kı-
sa adı OFWG olan bu koopera-
tifin üç yöneticisinden ikisi Deniz
Fener’cidir. Mehmet Gürhan ile
Türkiye’deki televizyonların ah-
lak bekçisi Aykut Zahid Akman.
Bu kooperatif, 1600 kişiden beş
yıl boyunca ayda ortalama 80’er
Avro aidat almıştır. Ek olarak,
Alman devletinden üyeler adına
konut teşvik primi çekmiştir.. ki
bu, kişi başına yılda ortalama 800
Avro’dur. Yetmemiştir. Üye ol-
mayan bazı Türkler’in ad ve ad-
resleri bulunup onlar adına da
Alman devletinden teşvik primi
alınmıştır. Yani naylon üye bulup
Alman devletini dolandırdıkları
ileri sürülmektedir.”
Açõkça Alman devletinin ve ka-
mu kaynaklarõnõn “söğüşlendiği-
ni”, bunun ise Alman yargõ ve de-
netim kurumlarõnõn takibinden kur-
tulmasõnõn çok zor olduğunu, koo-
peratif olayõnda sadece vatandaş-
larõn dolandõrõlmadõğõnõ, adlarõna
sahte belge düzenlenen 33 kişinin
aracõlõğõyla Konut Teşvik Primle-
ri alõndõğõnõn tespit edildiğini be-
lirten Ali Gülen, şunlarõ söyledi:
“Konut Teşvik Yardımları’nın
toplanmasının ardından koope-
ratif bir anda yok oldu. Ortada
tek bir tuğla bile yoktu, halen de
yok. Bu kooperatife yetki verip
konut teşvik primi çektiren yüz-
lerce Türk, şimdi maliyeyle bo-
ğuşuyor. Çünkü maliye, parala-
rı onlardan geri istiyor. Ayrıca sa-
dece Frankfurt’un bir semtinde
33 Türk adına sahte belgeyle ko-
nut teşvik primi almış bu koope-
ratif. O sırada yöneticilerden bi-
ri de tabii ki Zahid Akman.”
ALMANYA MEKTUP GÖNDERDİ
Kürt ve Yezidi
mültecilere geri
gidin baskõsõ
‘AKP Hüseyin’i üzmez, kadınları üzer’
İstanbul Haber Servisi - Halkevleri ve
Öğrenci Kolektifi üyeleri; 14 yaşõndaki B. Ç.
adlõ kõz çocuğunu taciz eden ve tutuksuz yar-
gõlanan eski Vakit gazetesi yazarõ Hüseyin
Üzmez’e yumurta ve şemsiye ile tepki gös-
teren Pınar Koyuncular ve Nergiz Şimşek
hakkõnda dava açõlmasõnõ protesto etti.
Galatasaray Meydanõ’nda toplanan Hal-
kevleri ve Öğrenci Kolektifi üyeleri, “Tacize
tecavüze karşı mücadelemiz yargılana-
maz”, “Emeğimiz, bedenimiz, kimliği-
miz bizimdir” dövizleri taşõrken, “AKP Hü-
seyin’i üzmez, kadınları üzer..”, “Kız
kardeşime dokunma” sloganlarõ attõlar.
Grup adõna açõklama yapan Semra Ocak,
kadõnlara yönelik erkek egemen ve gerici sal-
dõrganlõk biçimlerine karşõ mücadele eden Põ-
nar Koyuncular ve Nergiz Şimşek’in toplam
15 yõla kadar hapis cezasõ istemiyle yargõ-
lanacaklarõnõ söyledi.
Üzmez’i aklamak için elbirliği edenlerin
şimdi de kadõnlara karşõ birleşeceğini belir-
ten Ocak, “Soruşturma süresince gerici
egemen zihniyetin çirkin yüzünü her dav-
ranışı ve açıklaması ile sergileyen Üzmez,
kadınların protestosu sonrasında ‘İşim yok
da avratlarla mõ uğraşacağõm’ demişti” gö-
rüşünü dile getirdi.
Kadõnlara yapõlan bu saldõrõlarõn örgütlü
mücadele ile sağlanabileceğini anlatan Ocak,
“Eylem hakkında savcılık tarafından baş-
latılan soruşturmaya derhal son verilme-
lidir. Tacizi, tecavüzü protesto eden ka-
dınlar değil tecavüzcüler yargılanmalı ve
cezalandırılmalıdır” diye konuştu.
Hakkõnda 15 yõl istemiyle dava açõlan Põ-
nar Koyuncular, AKP’nin kendine benzeyen
bir toplum yaratmak isteğidini söyleyerek, da-
vanõn bunun bir ispatõ olduğunu söyledi.
Meclis 1 Temmuz’da tatile giriyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM
Başkanõ Köksal Toptan’õn, Meclis’in 1 Tem-
muz’da tatile girebilmesi için iktidar ve muha-
lefet grup başkanvekilleriyle bir araya gelmesi-
nin ardõndan 1 Temmuz’da tatil kararõ alõndõ.
Toptan ile görüşen AKP Grup Başkanvekilleri
Bekir Bozdağ ve Mustafa Elitaş, tatil kararõ
için partilerle uzlaşma sağlandõğõnõ bildirdiler.
Öymen sahte belgeyi sordu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Ge-
nel Başkan Yardõmcõsõ Onur Öymen, Adalet
Bakanõ Sadullah Ergin’e “bir Alman vakfõnõn
CHP’ye parasal yardõmda bulunduğuna ilişkin
sahte belgenin kimler tarafõndan hazõrlandõğõ-
nõn tespiti için araştõrma başlatõlõp başlatõlma-
dõğõnõ” sordu. Öymen, soru önergesinde, “Bu
sahte belgenin hazõrlanmasõndan ve basõna ve-
rilmesinden sorumlu olanlar hakkõnda ne gibi
bir işlem yapõlmõştõr?” ifadesini kullandõ.
Yüksel Çapkın yeni müdür olabilir
İstanbul Haber Servisi - İzmir Emniyet
Müdürü Hüseyin Çapkõn’õn görüşmelerde
bulunmak üzere Ankara’ya gelmesi, Celalet-
tin Cerrah’tan boşalan İstanbul Emniyet Mü-
dürlüğü’ne atanma önerisi olarak yorumlan-
dõ. Çapkõn’õn emekliliğine 1.5 yõl kaldõğõ, bu
süre sorununun aşõlmasõ için İstanbul Emni-
yet Müdürü iken vali yapõlacağõ belirtildi.
MHP’de kongre çekişmesi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP Ge-
nel Sekreteri Cihan Paçacõ yaptõğõ yazõlõ açõk-
lamada, Koray Aydõn’õn olağanüstü kongre is-
teminin “geçersiz” olduğunu açõkladõ. Paçacõ,
MHP merkez organlarõ olan merkez yönetim
kurulu ve merkez disiplin kurullarõnda kongre-
nin olağanüstü toplanmasõnõ zorunlu kõlacak
bir boşalma olmadõğõnõ, olağan kongre takvi-
minin işlediğini ve ekim ayõnda sonuçlanacağõ-
nõ belirtti. Aydõn ise Yargõtay Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’na başvurularak kongre toplanma-
sõ için hukuki sürecin başlatõlacağõnõ bildirdi.
D İ Y A R B A K I R
(Cumhuriyet Bürosu) -
Güneydoğu Anadolu Böl-
gesi’nde yaşanan sorunlar
ve 12 Eylül 1980 askeri
darbesinin ülke genelinde
yarattõğõ karõşõklõk nede-
niyle Almanya’ya iltica
eden binlerce Kürt ve Ye-
zidi, Alman hükümetince
geri gönderilmek isteni-
yor. Alman İlticacõlar Der-
neği’ne göre çoğunluğu
Kürt ve Yezidi olan 7 bin
735 mülteciye “Etnik ve
dini baskı yok, ülkene
dön” mektubu gönderildi.
Birçok mülteci itiraz hak-
kõnõ kullansa da mahke-
meler bunlarõ reddediyor.
Alman İlticacõlar Der-
neği’nin verilerine göre
son birkaç ay içerisinde
Alman makamlarõnca ço-
ğunluğu Kürt ve Yezidi
olan 7 bin 735 mülteciye
mektup gönderilerek, Tür-
kiye’de durumlarõn dü-
zeldiği bildirildi ve ülke-
lerine geri dönmeleri is-
tendi.
Mektubu alan göçmen-
ler ise eyalet mahkemele-
rine dava açtõ. Bunlardan
bazõlarõ üst mahkemelere
taşõndõ. Ancak mültecile-
rin talepleri mahkemeler-
ce reddedildi. Berlin ve
Hessen eyalet yüksek
mahkemeleri ile Lunen-
burg yerel mahkemesinin
ret kararlarõnda Türki-
ye’de insan haklarõnda
ilerleme olduğu vurgula-
narak şöyle denildi:
“AB sürecinde açıkla-
nan paketler de ortaya
koydu ki Türkiye’de
toplu işkence, insan hak-
ları ihlali gibi uygula-
malar yok. Reformlara
imza atan Türkiye’nin
Güneydoğusu’ndan ge-
len insanlar izlenmiyor,
şiddet görmüyor. Din
baskısı iddiası doğru de-
ğil. Türk devletinde
farklı etnik gruplara,
dinlere koruma var.
Farklı dini gruplar için
de bir tehlike yok. Dev-
let ne kendisi şiddet uy-
guluyor, ne dolaylı yol-
dan yapıyor. AB’ye
uyum döneminde de-
mokratik bir süreç oluş-
tu. Geri gönderme olay-
ları yasaldır, ülkenize
dönebilirsiniz.”
Yerel ve üst mahkeme-
lerin bu kararõnõn ardõndan
mültecilerin tek umudu
olarak eyalet meclislerinin
alacağõ nihai karar kaldõ.
Eyalet meclisleri de ret ka-
rarõ verirse sõğõnmacõnõn,
ailevi durumu, çocuğu-
nun eğitimi gibi koşullar
gözetilerek iki veya üç ay
içinde Almanya’yõ terk
etmesi gerekiyor. Kendi-
liğinden gitmemesi duru-
munda ise polis zoruyla
Türkiye’ye gönderilece-
ği belirtiliyor.
İstanbul Haber Servisi - Özgürlük ve Da-
yanõşma Partisi (ÖDP) Genel Başkanõ Hayri
Kozanoğlu, ÖDP’nin gençleri, kadõnlarõ ve
emekçileri ön saflara çõkararak eşitlik, özgürlük
ve devrim vurgusuyla önümüzdeki günlerde
yeniden yapõlandõrõlacağõnõ belirtti.
Kozanoğlu, partinin İstanbul İl Başkanõ
Hüseyin Yeşil ile birlikte ÖDP İstanbul İl Baş-
kanlõğõ binasõnda dün basõn toplantõsõ düzen-
ledi. ÖDP’nin 20- 21 Haziran tarihlerinde An-
kara’da yapõlacak 6. Olağan Kongresi önce-
sinde basõn mensuplarõnõn sorularõnõ yanõtla-
yan Kozanoğlu, kongre sonrasõ partinin ye-
niden yapõlanma yoluna gideceğini belirterek
“Solun, 1970’lerde olduğu gibi toplumu ha-
rekete geçirme zamanı gelmiştir. Böyle
bir konjonktürde partimizin köklü bir ye-
nilenmeye, emekçi kitlelerin yaşam ve ça-
lışma birimlerini temel alan bir mücadele
örgütü haline gelmeye ihtiyacı vardır. Önü-
müzdeki dönem hem ÖDP örgütünde hem
de kurullarında daha da gençleşerek, daha
kadınlaşarak, daha emekçileşerek değişimin
öznesi olabilme güvenini yeniden kazanmak
zorundadır” dedi.
‘Aday olmayacağım’
Kriz ortamõnda milliyetçi, faşist akõmlarla
dinsel gericiliğin geniş kitlelerin korku ve öf-
kesini fõrsat bilme tehlikesi karşõsõnda solun,
daha özgür, demokratik ve eşitlikçi Türkiye’nin
mücadelesini vermek zorunda olduğunu be-
lirten Kozanoğlu, “Bu nedenle kongre çağ-
rımızdaki ‘eşitlik, özgürlük, devrim’ vurgu-
su çok önemlidir” dedi.
Baõmsõz Milletvekili Ufuk Uras’õn geçen
günlerde partiyle yollarõnõ ayõrmasõnõ “kendi
seçimi” şeklinde değerlendiren Kozanoğlu,
önümüzdeki kongrede genel başkanlõğa aday-
lõğõnõ koymayacağõnõ belirterek “ÖDP solu,
sosyalistleri kendi dümen suyuna sokmaya
çalışan, adeta sömürgeleştirilmek için gay-
ret sarf eden sol liberal eksenle de milliyetçi
devletçi otoriter çevrelerle de arasında
mesafe koymaya kararlıdır” diye konuştu.
ÖDP lideri
Kozanoğlu,
ÖDP’nin gençleri,
kadõnlarõ ve
emekçileri daha
fazla ön saflara
çõkararak eşitlik,
özgürlük ve devrim
vurgusuyla
önümüzdeki
günlerde yeniden
yapõlandõrõlacağõnõ
belirtti.
ÖDP’de hedef yeniden yapılanma
OFWG ile ilgili yolsuzluk soruşturmasõ Zekeriya Karaman ve Zahid Akman’õn başõna yeni dertler açabilir:
Almanya peşlerine düştü
Skandal patladığında Almanya Deniz Fe-
neri ile ilgisi olmadığını söyleyen Kanal 7’nin
patronu Zekeriya Karaman, Deniz Feneri
e.V.’nin başı olan, Almanya’daki Kanal 7
Int.’i yöneten Mehmet Gürhan’a maaş bağ-
lamış. Kanal 7’den Mehmet Gürhan’a her ay
9 bin Avro ödeme talimatı vermiş.
Genel Başkan Kozanoğlu, ‘Solun, 1970’lerde olduğu gibi toplumu harekete geçirme zamanõ gelmiştir’ dedi