23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM ‘Benim Babam Bir Kahramandı’ Önümüzdeki Pazar, 21 Haziran Atatürkçüler için yi- ne çok anlamlı bir buluşma var: İzmir’de Gündoğdu Meydanı’nda “Tam Bağımsız Türkiye İçin Cum- huriyet Mitingi”nde bir araya geleceğiz. Yurdun her yerinden yurtseverler İzmir’e akacaklar. Bir araya gel- memizi engellemeye çalışan, kendi zavallılıklarını anti-demokratik tehditler olarak bize yansıtan o acı- nası örümcek kafaların akıllarına sığamayacak bir coş- ku ve kararlılıkla o meydanı dolduracağız. Ve o muhteşem İzmir-Ege halkı başta olmak üzere laik, de- mokratik, özgür Türkiye’ye inanan herkes yeri göğü inletecek. Pazar İzmir’e gidemeyecek İstanbullu yurttaşları- mız ise 21 Haziran (Babalar Günü) akşamüstü, Esenkent Rıfat Ilgaz Açık Hava Tiyatrosu’nda “Be- nim Babam Bir Kahramandı” etkinliğine davetliler. Burada izleyicileri yine duygu dolu konuşmalar ve si- ne-vizyon gösterisi dışında Cahit Berkay ve Mazlum Çimen’in müziği, Genco Erkal, Arif Duman ve Öz- türk Tatar’ın şiir dramaları bekliyor. Bu etkinliğin bana ilk haberini ulaştıran, Dolunay Kışlalı oldu. Ahmet Taner Kışlalı’nın yeri gönlüm- de hiç doldurulamaz. Her gün siyasi gündemle ilgili görüşmelerimiz, karşılıklı sevgi ve saygımız çerçe- vesinde, bu olağanüstü klas insanla olan dostluğu- muzu her hatırladığımda, göğüs kafesim şişiyor. Tür- kiye, bir asırda belki ancak iki elin parmağı kadar ye- tiştirdiği bu düzeyde değerleri, bir serseri kurşun ya da bombayla kaybetti. Şimdi attığımız her adımda, on- ların sorumluluğu da var. Abdi İpekçi, Muammer Ak- soy, Bedrettin Cömert, Uğur Mumcu, Nesimi Çi- men, Metin Altıok, Çetin Emeç, Gaffar Okkan, Ne- cip Hablemitoğlu, Bahriye Üçok, Metin Göktepe, Hrant Dink ve daha nice ismi, alçaklar yok ettiler. Hrant Dink cinayeti davasıyla ilgili yaşanan her olum- suz gelişme, hem içimizde hem yargı sistemimizde koca bir yara. Neredeyse menfur suikastın işlendiği günden itibaren, bu konuda İstihbaratçıların ve Em- niyetçilerin sorumsuzlukları, görev ihmalleri, iletişim kopuklukları akıl almaz boyutlarda. Bu kadar “ben ge- liyorum” diye açık sinyaller vermiş bir cinayeti, İstih- baratçılardan Jandarmaya, sade polisten Emniyet mü- dürlerine kaç birim, kaç sorumlu durduramıyorsa, ora- da mantık, etik ve kural dışı birçok ilişki devreye gir- miş demektir. Milliyet muhabiri Nedim Şener, mesleğinin gere- ği, cinayete yol açan tüm ihmaller hakkında kitap yaz- mış. Şimdi hakkında “28 Yıl Hapis İstemi” ile dava açıl- mış. Böylesine acayip bir ülkede yaşıyoruz... Cina- yetin bir numaralı sanığı Ogün Samast için ise yal- nız 20 yıl hapis istenmiş! Bunu hangi vicdan, hangi hukuk, hangi demokrasi mantığı izah edebilir? Yeri gelmişken bir noktayı söylemeden geçeme- yeceğim: Hrant Dink’in yakın çevresindeki yazar ar- kadaşları, akıl almaz bir mantıkla, bu cinayetin göl- gesini ve faturasını, “ulusalcı”lara ihale etmeye kalk- tılar! Halbuki olayın başından itibaren aşırı dinci-mil- liyetçi fraksiyonların bir işi olduğu ortaya çıktı. Yani aksine, cinayeti işleyen grup, Atatürkçü-ulusalcı sol kökenli grupla neredeyse tam siyasi karşıt! Ama ne hikmetse, bir at gözlüğü ve ilkel bir mantıkla bu ılım- lı İslamcı, 2. Cumhuriyetçi ve Dink’e yakın yazar gru- bu, “Bunlar da bayrağı seviyor, bunlar da Türkiye Cum- huriyeti bütünlüğünden yana ve bunlar da Ermeni soy- kırımına inanmıyor, demek ki bunların hepsi aynı” di- yerek bu çamuru çekinmeden sıçrattılar. Halbuki ulu- salcılar; Agos gazetesinin iddialarının aksine, cinayeti işleyen aşırı dinci-muhafazakâr grubun tam karşısında yer alan, tamamen ters siyasal eğilimlere oy veren, A’dan Z’ye farklı bir kitle… Umarım Dink’in değerli eşi bunu görüyordur. Bu pazar ben İzmir Mitingi’nde konuşmacılardan biriyim. Her 21 Haziranı, normalde kendimin ve bir ku- şağın kahramanıyla geçiririm: Dr. Suphi Baykam’ın mezarına giderim. Babam en sevdiğim gün olan Cu- ma günü, yılın en sevdiğim, en uzun günü olan 21 Ha- ziran’da, en sevdiğim yer olan sahillerden birinde Si- lifke’de, 1996’da vefat etmişti. İnanıyorum ki, bana tüm siyasi ve insani değerleri anneciğimle beraber öğ- reten kahramanım, bu Pazar buluşmamızın bir gün gecikmesinde beni mazur görecek… [email protected];Faks: 0212 227 34 65 PERİHAN ERGUN Ben bu üç kavramın, kök- leri ulusa dayanan koca bir çınarın dalları ve yapraklarıyla görüntüye girdiğini düşünü- rüm. Önderimiz Atatürk ve ondan asırlar önce yaşamış dünyaca ünlü büyük düşü- nürler de bilim ve sanatsız bir toplumla çağdaşlığın yaka- lanamayacağını özsözleriyle gelecek kuşaklara aktarmış- lardır. Bunlar kesilip biçilerek yok edilirse kökler de kuru- yup yozlaşır. Övüncümüz olması gere- ken üniversite ve yüksek- okullarda bu değerlerin sim- gesi olan öğretim görevlile- rine gereken değer verilmi- yor. Oysa bizim bilim insanla- rımız araştırmalarıyla, bul- gularıyla dünyaca çok övün- ce değer bulunuyor. Örne- ğin; son duyumum AÜ Mü- hendislik Fakültesi Fizik Bö- lümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yalçın Elerman’ın dört dok- tora öğrencisi eşliğinde Araştırma Grubu, “üstün so- ğutucu malzeme” geliştir- mede çok özellikli bir bulu- şa imza atmışlar.. 2008’in sonlarında, dev- let üniversitelerinin araştırma görevlisi asistanlarla yar- dımcılarının ödentilerinin top- tan kesilmesine tepki gös- terilerini kınayarak izlemiş, bilime indirilen bir darbe da- ha, demiştik. Geçen hafta izleyip öğ- rendiğim bir konuyla bilim adına gene büyük bir üzün- tü yaşadım. Kendisini öğ- rencim sayarak, bana gurur veren başarılı bir işadamı- mızın küçük oğluyla ilgili üzüntüsü bu tutumun örne- ği niteliğinde. Oğul üstün başarıyla İs- tanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği’ni bitirdikten sonra ABD’de burslu olarak yedi yıl kalıp yüksek lisans ve doktora yaparak doçent un- vanını aldı. İngilizceyi bütü- nüyle bilmekte, Almancaya da mesleki gereksinmeleri kadar sahip. Eşi de aynı ni- teliklerde. Orada yaşantıla- rı çok iyi olduğu halde va- tanlarına dönmeyi yeğle- mişler. Donanımlarına güvenerek seçicilikle İstanbul üniversi- telerinin birkaçına başvurup kabul de görmüşler. Gelin görün ki, yardımcı doçent olarak, alacakları maaşın devlete bağlı olanlarda 1.300 veya 1.400 özellerde 1.000 TL olduğunu öğrenmişler. Bu durumda öğretmenlik ve idarecilikte 30 yılımı verdik- ten sonra emekli aylığımın bin lirayı bulmayışına artık hayıflanmayacağım. Bilimsel kariyerleri olan gençlerimizin bilim, kültür, sanat ve birçok uzmanlık alanında bir Cumhuriyet ka- dını olarak değerlendirilme- lerini görmek isteyeceğim. Pazar günü yapılan Öğ- renci Seçme Sınavı’nda bin- lerce çocuğumuzun “Ge- le!.” çekerek istedikleri bö- lümlere girebilmekteki sı- kıntılarını da onlarla birlikte yaşadım. Çünkü eğitimde altyapıları yetersiz. Özel kurslar, yaşamlarını zorluk- la sürdürenler için olanaksız. Temelde ortaöğretimi güç- lendirmek kimsenin umu- runda değil. Eğitim sistemi- miz ortaçağ koşulları içinde; birçok yerde okul ve öğret- menden yoksun veya yeter- siz. Köy Enstitüleriyle yatılı bölge okulları 1950’lerde kapatılmış. Halkın çocukla- rı tarikat ve cemaatlere tes- lim edilmiş. Fethullah’ın okulları Ilımlı İslam koşu- sunda almış başını gidiyor. Kadın haklarını yıllardır si- vil toplum kuruluşlarında, siyasette, kitaplarımda, gün- lük yazılarımda savunagel- miş kişiliğimle Sayın Nimet Çubukçu’nun MEB’ye geti- rilişine sevinmiştim. Ondan eğitimde yenileşme ve ge- liştirme beklerken, okulla- rın belediyelerce yönetilme- sini isteyişine doğrusu çok şaşırdım. Yerel yönetimlerin birçoğu kendi hizmetlerini bütçe az- lığı nedeniyle yerine getire- mez ve hatta görevlilerinin maaşlarını bile ödemekte zorluk çekerlerken, büyük bütçe gerektiren eğitim hiz- metlerinde ne derece başa- rılı olabilirler? Bunlar her- halde yerkürede değil baş- ka gezegenlerde yaşıyor!.. Bunca sözden sonra bir teşekkür borcumu da yerine getirmeliyim. Geçen hafta “Mayınlı Topraklar!” başlıklı yazımın bir yerinde Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şim- şek’e ait olduğunu medya- dan öğrendiğim “Buraların satılmasını istemiyorsanız ki- ralayalım” önerisini kabul edememiş, epeyi ağır suç- lamalarda bulunmuştum. Hemen yazının çıktığı gün gazetemden telefonum alın- mış, Basın Danışmanı Sibel Tokgöz aracılığıyla “Böyle bir ifade kullanmadığını, yan- lış bir duyum olduğunu” say- gı ve sevgilerle ilettiler. Bu duyarlı ve uygar dav- ranışı tüm yöneticilerde gör- mek istemek vatandaşlık hakkımız olsa gerek. Sayın Bakan’ın bu inceliğinin, tüm hükümet erkânına da örnek olması dileğimi ekleyerek, teşekkürlerimi gönderiyo- rum. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com HARBİ SEMİH POROY 16 Haziran Bilim, Kültür, Sanat Yeterince Değerlendirilmiyor! HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] BULUT BEBEK NURAY ÇİFTÇİ [email protected] SAYFA CUMHURİYET 16 HAZİRAN 2009 SALI 18 İran kaynıyormuş. Türkiye ise fokurduyor! Cukka Soner Önal: “Deniz Feneri’nden bir kuruş bile kasaya girmedi çünkü paralar ceplerde cukka oldu!” Şeyler Avni Kurtuldu: “Dolmabahçe şeylerini açıklamak sonunda, ‘şeyinin şeyini şey yaptığımın şeyi’ sözünün sahibine kalacak!” Cerrah Ozan Şentürk: “İstanbul Emniyet Müdürü Celaletin Cerrah, Osmaniye’ye vali atanmış. Osmaniyeli falcılar yaşadı!” YağmurDeniz Diyanet İşleri’nin işgüzarlığı! BİR kitap çalışması için Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesine giriyor yazar Utku Erişik ve Mustafa Kemal Atatürk’e ilişkin herhangi yazı bulamadığı gibi adının bile geçmediğini görüyor: “Oysa isterdim ki, Milli Mücadele döneminde dört koldan işgal ettiği yurdumuzda camileri de yerle bir etmekten çekinmemiş olan emperyalistlere dünyanın ilk ve en görkemli antiemperyalist savaşıyla yanıt veren Mustafa Kemal’imizin kurduğu tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin en azından İslam için önemi vurgulansın! Diyanet’in başındaki Ali Bardakoğlu ve Bardakoğlu’nun başbakanı Recep Tayyip herhalde Diyanet İşleri Başkanlığı’nı Atatürk’ün 3 Mart 1924’te kurduğunu ve aydın bir din adamı olan Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi’yi de bizzat kendisinin atadığını biliyordur! Ama ne yazık ki bu tarihi bilgileri bile internet sitesine koyma gereği duymamışlar!” Aman, buna da şükür! Şimdi devir emperyalistlerin devri. Şeyhülislam Dürrizade Abdullah’ın Milli Mücadeleyi isyan, Kuvayı Milliyeyi eşkıya hareketi, Mustafa Kemal’i ise asi olarak niteleyen ve “katli vaciptir” diyen fetvasını da “tarihi belge” diye yayınlayabilirlerdi! Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” AVRUPA Birliği ile baş başa baş müzakerecilikten sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış, üç ay kadar önce “AB Sürecinde Sivil Toplumla Diyalog” toplantısı düzenlemişti. Kendinden menkul toplantı çok başarılı(!) geçmiş ki 18 Haziran’da Ankara’da “Kadın ve Avrupa Birliği Süreci” başlıklı bir toplantı daha düzenlenecekmiş. Toplantıya katılanlara, üstüne 100’er lira para bile verilecekmiş; diş kirası niyetine! Toplantıya katılımcı bulmak için Devlet Bakanlığı’ndan valiliklere genelge gönderilmiş. Öteki valilikler nasıl yaptı bilinmez ama sultanın Bursa’daki daimi temsilcisi ve valisi Şahabettin Harput’un yardımcılarından biri yani bir vali yardımcısı konuyu el yazısıyla not düşerek havale ederken aynen şöyle diyor: “Kadının Statüsü Birimine; uç dernekler hariç tüm derneklere tebliği.” Valiliğin yazısı Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Bursa Şubesi’ne de gönderiliyor ve ADD Yüksek Disiplin Kurulu üyesi Lütfü Kırayoğlu yazıyı okuyunca nedir bu “uç dernekler” diye meraklanıyor. Hemen Bursa Valiliği’ni arıyor, doğal olarak ilgili kimseyi bulamıyor. Ankara’dan 218 13 87 numaralı telefondan Devlet Bakanlığı’na ulaşıyor. Fakat burada da telefon defalarca el değiştiriyor. Ankara’dakiler topu sonunda yine Bursa Valiliği’ne atıyor. Lütfü Kırayoğlu şimdi şu soruların yanıtını verebilecek bir yetkili arıyor: “Bu uç dernekler hangileridir? Uç olmak Türkiye’nin menfaatlarına göre mi AB’nin menfaatlarına göre mi düzenlenmiştir? Örneğin ADD, AB’nin ülkemizdeki oyunlarına karşı çıktığına göre uç mudur? Bölücü örgüt yandaşı dernekler AB yanlısı olduklarına göre uç değil midir? ADD’nin Genel Başkanı emekli Orgeneral Şener Eruygur ve Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran sözde bir terör örgütünün üyesi olmak ve yönetmek suçlarından tutuklanmışlardır. Bu yazı ADD’ye gönderildiğine göre demek ki ADD uç örgüt değildir. O halde bu tutuklamaların sebebi nedir? Bu tür uç örgüt tanımlamaları bütün valiliklerce yapılmış mıdır? Bu tanıma uygun listeler yapıldıysa bu uç örgütlerle ilgili ne gibi işlem yapılmaktadır? Bu uç örgüt yöneticilerinden Silivri’de tutuklu olanlar var mıdır? Bursa Valiliği başka genelgeleri uç derneklere fakslamakta mıdır?” Uç dernekler SESSİZ SEDASIZ (!) BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Bir ülkenin is- kele ya da liman- larõ arasõnda gemi işletme işi. 2/ Tev- fik Fikret’in, şim- di müze olarak kullanõlan evi... Eski dilde su. 3/ Letonya’nõn para birimi... Tuzlanõp kurutulmuş yiye- cek. 4/ İşaret... Bü- yük Rus kentlerinin ya- kõnõndaki tatil evlerine verilen ad. 5/ Uşak’õn bir ilçesi... Tibet sõğõrõ. 6/ Bir yerde biriken sõvõla- rõ dõşarõya akõtmak için kullanõlan boru ya da oluk... Bir nota. 7/ Av- rupa Birliği’nin ortak pa- ra birimi... Telli balõkçõl. 8/ Üzerinde sarõ çizgiler bulunan küçük bir balõk. 9/ Yõkanõlan yer, hamam... Göl- gede kalan yan. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Mermilerde ve ateşli silahlarda çap. 2/ Varõlmak is- tenen bir amaca doğru geçilmesi gerekli dönemlerden her biri... Erendiz Atasü’nün bir öykü kitabõ. 3/ Asa- lak bir böcek... İnce yapõlõ. 4/ Rey... Bir savaş uçağõ ti- pi. 3/ Azarlama, serzeniş... Bir renk. 6/ Yavru yapma- ya alõşkõn kümes hayvanlarõ için kullanõlan sözcük... Hastalõk, dert. 7/ Yaz yağmuru... Dar, uzun ve hafif bir yarõş kayõğõ. 8/ Anadolu halklarõnõn en eski ana tanrõ- çasõ... “Yine bu yõl --- sensiz içime hiç sinmedi” (Şar- kõ). 9/ Karagöz balõğõnõn yavrusu. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 K I Z K U Ş U A A L A S U M A K M I R R A U L A I S A R İ O D Ş U H E T İ E Ç A R İ M A M I R M A K A L İ N O S T A L J İ P İ E T A L A 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle