17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 20 ARALIK 2009 PAZAR 10 DIŞ HABERLER osna-Hersek hâlâ kan ağlõyor Tecavüz kurbanı Semka Agic, 20 bin Boşnak kadının ‘90’lardan beri yaşadığı karabasanı anlattı ÇİMEN TURUNÇ BATURALP BRÜKSEL - Bosna-Hersekli bir tecavüz kurbanõ Semka Agic. Batõ Balkanlarõn hari- tasõnõn kanla yeniden çizildiği 1992-95 yõlla- rõnda payõna düşen karabasandan hâlâ kurtul- maya çalõşan 55 yaşõnda bir kadõn. 1992 yõlõnda 19 yaşõndaki oğlunu toprağa verdikten bir haf- ta sonra başlayan esareti tam 11 ay sürmüşt. Av- rupa’nõn göbeğinde sayõlarõ 50 binlere vardõ- ğõ söylenen tecavüz kurbanlarõndan biri olarak artõk tek istediği, ona tecavüz eden saldõrganõn “suçlu” olduğunun ilan edilmesi. Agic’e mücadelesinde destek olan Boşnak psikolog, saldõrganlarõn mahkûm edilmeleri- nin tecavüz kurbanõ kadõnlarõn suçun kendi- lerinde değil, onlarda olduğunu kabullenebil- meleri için çok önemli olduğunu vurguluyor. Mahkûm olanların sayısı 20’lerde Avrupa Konseyi’ne göre 1992-1995 arasõ te- cavüz veya cinsel şiddete maruz kalmõş kadõn sayõsõ 20 bin civarõnda. Mahkûm olan teca- vüzcülerin sayõsõ ise savaş bittikten 14 yõl son- ra hâlâ 20’lerde. Uluslararasõ İnsan Haklarõ Der- neği’nin raporuna göre saldõrganlarõn birçoğu bugün de görevde bulunan polisler. Birçokla- rõ kurbanlarõ ile iç içe, özgürce yaşõyor. Bosna-Hersek hükümeti konuyu ihmal etmek ve hak ettiği ilgiyi göstermemekle suçlanõyor. Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nda sesleri- ni duyurmaya gelen bir grup kadõn, Bosna Her- sek hükümetine baskõ yapõlmasõnõ istiyor. 17 yõl- dõr mücadele eden üç kadõn, bir tecavüz kurbanõ, bir psikolog ve bir Sõrp insan haklarõ eylemci- si, Bosna Hersekli binlerce kadõnõn hayatõnõ mahveden bu gizli iç kanamayõ anlattõlar. Önce Agic’le konuştuk. Parmağõ tetikte, nef- ret dolu bir düşmanõn defalarca tecavüzüne uğ- ramõş bir kadõnõn yaşadõklarõnõ kendi ağzõn- dan dinlemenin ne derecede zor olabileceği- ni biraz olsun tasavvur edebilmek bile müm- kün değilmiş meğer. 17 yõl öncesinin çare- sizliği ile hesaplaşõrken Semka çok güçlüydü, kararlõydõ. Korkularõ aşmõştõ. Ben ise dinler- ken çok çaresizdim. Çünkü küçük bir masa- nõn etrafõndaydõk ve onun çõrpõnõşlarõnõ din- lerken ip gibi akan gözyaşlarõmdan kaçacak hiçbir yer yoktu... B 1992-1995 yõllarõnda 20 bin civarõnda Boşnak kadõn tecavüze uğramõş olmasõna rağmen çoğu Sõrp polis olan tecavüzcüler ellerini kollarõnõ sallayarak dolaşõyor, hatta görevlerine devam ediyor. Bosna-Hersek’teki Kadõn Sivil Top- lum Kuruluşlarõ Birliği Koordi- natörü Duska Andric-Ruzicic, savaş sona ereli 14 yõl olmasõna karşõn teca- vüze uğrayan kadõnlarõn haklarõnõ sağlamak adõna ciddi adõmlar atõlmadõğõnõ söylüyor. - Bosna’da tecavüze uğramış kaç kadın var? RUZİCİC- 20 bin kadar olduğunu sanõyo- ruz. Ama bunu asla öğrenemeyiz. - Saldırganların kaçı cezalandırıldı? - 13 kişi Lahey’de, 6 kişi Bosna-Hersek’te Ulusal Mahkeme’de mahkûm edildi. Saldõr- ganlarõn çoğu aynõ şehirlerde yaşõyor. Bos- na’daki ulusal veya yerel mahkemelere git- mesi gerekenler var. Bunlarõn suçlarõ La- hey’e gidenler kadar büyük görülmüyor. Oraya büyük balõklar gidiyor. Küçük balõk- larõn yani daha düşük rütbelilerin Bosna- Hersek’te yargõlanmalarõ gerekiyor. - Niye Brüksel’desiniz? Avrupa Parla- mentosu’na (AP) niye geldiniz? - Uluslararasõ İnsan Haklarõ Derneği ve Bosna Hersek’ten 12-14 kadõn sivil toplum kuruluşu birlikte, geçen ekim ayõnda bir kampanya başlattõk. Savaşta tecavüze uğra- dõğõ için travma yaşayan kadõnlarõn haklarõ için mücadele edeceğiz. Savaş sona ereli 14 yõl oldu. Ama bu kadõnlar için ciddi hiçbir şey yapõlmadõ. - Ne yapılmalı? - Bütün Bosna-Hersek’i kapsayan bir kanun çõkarõlmasõnõ istiyoruz. Yerine göre değişen yasalar istemiyoruz. Tecavüze uğrayan tüm kadõnlarõn sivil savaş mağduru olarak kabul edilmesini istiyoruz. En fazla Bosnalõ Müs- lüman kadõnlarõn tecavüze uğradõğõnõ biliyo- ruz, ama mağdur olan tüm kadõnlar için ada- let istiyoruz. Buraya savaşta tecavüz ve iş- kence yüzünden mağdur olan kadõnlarõn iyi- leştirilmesi için ulusal düzeyde bir strateji belirlenmesi konusunda AB kurumlarõnõn Bosna-Hersek’e baskõ yapmasõnõ istemek için geldik. Ülkemizin ekonomik gelişme gibi birçok alanda AB’nin desteğine ihtiyacõ var. Ama savaşõn psikolojik travmalarõnõn getirdiği sonuçlar da unutulmamalõ. AB’den psikososyal programlar için destek istiyo- ruz. Nüfusun yaklaşõk yüzde 40’õnõn travma sonrasõ sendromu yaşadõğõ tahmin ediliyor. Ben savaşta babamõ kaybettim örneğin. Bu travmalar herkesi farklõ etkiliyor. - Siz Bosna’da yaşıyan bir Sırpsınız. Niye Bosnalı Müslüman bir kadının davası uğ- runa mücadele ediyorsunuz? - Ben, Bosnalõ Müslüman bir kadõnõn davasõ uğruna mücadele vermiyorum. Ben “teca- vüze uğramış bir kadının” davasõ uğruna, milliyetçilik yüzünden, başka bir milliyetten olduğu için tecavüze uğramõş bir kadõnõn davasõ uğruna mücadele veriyorum. Aynõ zamanda bir Hõrvat veya bir Müslüman ta- rafõndan tecavüz edilen bir Sõrp kadõnõnõ da savunurum. İnsan haklarõnõ savunuyorum. Bunun benim ne olduğumla bir ilgisi yok. - Diğer Sırplar ne düşünüyor sizin bu alanda aktivist oluşunuz için? Sonuçta belli ki suçluların çoğu “Sırp”. - Evet onlar “suçlu”. Bana sorarsanõz suçlu- larõn milliyeti olmaz. Suçlu suçludur. Benim için fark etmez. Psikolog Teufika İbra- himefendic, “savaştan yıllar sonra hâlâ bitmemiş bir hikâye var” diyor. Bu hikâye- nin bitmesi için daha da çok yõllar geçeceğini söyleyen İbra- himefendic şöyle devam ediyor: “Çünkü birçokları ancak şim- di konuşacak cesareti bulabil- diler. Yıllar sonra aile birey- leri bu kadınların çocukları- na, kocalarına olan davranış- larından, ne kadar değiştikle- rini fark ediyorlar. Bu dene- yimleri artık içlerinde taşıya- mıyorlar. Konuşmak zorun- dalar. Bazen televizyonda ba- zen evlerinde anılarını tetikle- yen basit bir şey oluyor ve ha- yatlarındaki bütün kontrolü kaybediyorlar” İBRAHİMEFENDİC - O anda çok zayõf ve çaresiz olu- yorlar. Yardõm arõyorlar. Mah- kemeye intikal eden çok az va- ka var. Lahey’deki savcõlar en büyük sorunun, kadõnlarõn teca- vüzcülerin isimlerini bilmeme- leri ve tanõmamalarõ olduğunu ifade ediyorlar. Biz oluşturdu- ğumuz sivil toplum kuruluşlarõ birliği sayesinde mağdurlarõn durumuna dikkat çekerek onla- rõn adalete ulaşmalarõnõ ama da- ha da önemlisi onlarõn rehabili- tasyonuna olanak tanõyacak bir onarõm süreci oluşturulmasõnõ istiyoruz. - Savaşta tecavüze uğramak nasıl bir etki yaratır bir ka- dında? - Bu kadõnlarõn “dilsiz reak- siyonlar” dediğimiz değişik reaksiyonlarõnõ fark edebilmek tecavüz ile ilişkilendirmek çok zor. Yõllar önce yaşanmõş bir şey. Utanç ve suçluluk duygu- su var. Hâlâ “niye oldu”, “Ni- ye ben”, “Ben ne yaptım ki bu başıma geldi” diye düşü- nüyorlar. Bu travmayı kimse unutamaz Tecavüze uğrayan kadõnlarõn sayõsõnõn fazla olmasõ onlarõ ra- hatlatmõyor. Yaşadõklarõ travma kendilerine olan saygõlarõnõ, kendilerine ve başkalarõna duy- duklarõ güveni doğrudan etki- ler. Tahrip eder. Bu öylesine büyük bir travmadõr ki vücudu- nuza saplanmõş bir bõçak kadar zarar verir size. Bir silahõn vü- cudunuzda açtõğõ kur- şun yara- sõndan farklõ değil- dir. Teca- vüz son de- rece gaddar bir düş- manlõk ifadesidir. Ama bu savaşta yaşandõ- ğõnda da- ha da büyük bir gaddarlõğõn kurbanõ haline gelirsiniz. Bu- nun neden olduğu travmayõ hiç kimse unutamaz. Bazen hiç beklenmedik küçük bir olay, bir hareket, tecavüz kurbanõnõ anõlarõna döndürür. - Ne gibi? - Örneğin bir kadõnõn kocasõ- nõn kadõnõn elini her zamankin- den biraz fazlaca sõkmasõ, onu olayõ yaşadõğõ duygulara geri döndürebilir. Bazõ kadõnlar ise tecavüz olayõnõ hiç hatõrlamaz- lar. Olayõ yaşayanlar kendileri değildir sanki. Bazõlarõ için bu ölçüde bir şiddetle başka türlü başa çõkmalarõ mümkün değildir çünkü. Bunlar çok zor vakalar- dõr. Hatõrlamadõklarõ için de suç- luluk duygusu taşõrlar üstelik. Bütün duygularõnõ yitirmişlerdir. Ne sevgi, ne nefret duyabilirler. Yaşama isteği kalmamõştõr. Bosna Hersek’teki kadõnlar için eğitsel bir yaklaşõm içinde olmak çok önemli. Onlara bu yaşanan olayõn seksle ilgisi ol- madõğõnõ öğretmek çok önem- lidir. Bu bir düşmanlõk, bir suç- tur. Bu ikisi arasõndaki farkõ on- lara öğretmek çok önemlidir. Bütün toplumda bu kadõnlarõn dinlenmesi için sevgi dolu bir atmosfer oluşturduk. Birçoklarõ hayatlarõnda ilk defa cinsellik yaşamõşlar. Bazõ- larõ saldõrganõ cezbettiklerini düşündükleri için kendilerini suçlu hissederler. Onlara 12 ya- şõndaki çocuklara da, 65-70 ya- şõndaki kadõnlara da tecavüz edildiğini anlatmaya çalõşõyo- rum. Bu bir nefret, şiddet, güç ifadesidir. Yargı süreci önemli Son yõllarda eşlerine destek veren kocalarõn sayõsõnda artõş var. Ama eşlerinin başõna gele- ni bilmeyen ve asla öğrenme- yecek erkekler de var. Kadõnla- rõn başvuracaklarõ bir yer ol- masõ, onlarõ rahatlatõyor. Mah- kemelerin bu bireysel davalarõ bir an önce sonuçlandõrmasõ çok önemli. Eğer 10 tane kü- çük dava sonuçlanõr ve saldõr- ganlar cezalandõrõlõrsa büyük davalar da daha kolay ilerler. O zaman daha çok kadõn gelecek ve şahitlik edecek. Bu onlara kendilerine yapõlandan kendi- lerinin sorumlu olmadõğõnõ, başka birinin sorumlu tutuldu- ğunu gösterecek. SEMKA AGİC - Oğlumu siper kazmak için götürdüler... Tek ço- cuğumdu. 19 yaşõndaydõ. Liseyi yeni bitirmişti. 3 Temmuz 1992’de ölüm haberi geldi. 11 Temmuz 1992’de de beni esir al- dõlar. 38 yaşõmdaydõm. Bir ma- ğazada tezgâhtarlõk yapõyordum. Sõrp bir polis şefinin emriyle ço- ğunluğu Hõrvat olan bir köye gö- türdüler. Kendisi de esir olan bir Hõrvat kadõnõn evinde esir edil- dim. 21 Mayõs 1993’e kadar 11 ay boyunca orada tutuldum. Ben o eve ilk götürülenlerdendim. 15 gün sonra başka kadõnlar da ge- tirildi. Bizi her sabah yakõnlardaki kasabalara götürüyorlardõ. Bura- larda Sõrplarõn ele geçirdikleri Müslüman veya Hõrvat evlerini te- mizliyorduk. Hepimiz Hõrvatlarõn evlerinde tu- tuluyorduk. Hõrvatlarõn çoğu ev- lerini bõrakõp kaçmõşlardõ. Bazõ ev- lerde iki kişi, bazõlarõnda 10-15 ki- şi tutuyorlardõ. İlk defa oraya git- tikten 15 gün sonra tecavüze uğ- radõm. Hatõrlõyorum çünkü ba- şaklar hasada hazõrdõ. O zaman ha- sada götürmek için kadõn toplu- yorlardõ. Hatõrlõyorum. Bir tek bunu hatõrlõyorum. - Bir kez mi tecavüze uğradınız? - Hayõr birçok kez. - Aynı kişi mi? - Evet hep aynõ ki- şiydi. - Bu adamı görseniz tanır mısınız? - Evet hatõrlõyorum. Onu mahkemeye verdim. - Şu anda özgür mü? - Evet - Sırp mıydı? - Evet - Görevli miydi? - Bilmiyorum. Üze- rinde üniforma vardõ. - Aynı evde kalan kadınlar birbirlerine yardım edemiyorlar mıydı? - (Gülüyor) Tecavüz edenlerin elinde silah olur, o anda diğerle- rinin yapabileceği tek şey kenara çekilmektir. Onlar silahlõ asker- lerdir. O anda tek düşündüğünüz canõnõzõ kurtarmaktõr. Ya size te- cavüz etmelerine izin verirsiniz veya öldürülmeye razõ olursu- nuz. Seçiminizi ona göre yapmak zorundasõnõz. Kendinizi koruya- mazsõnõz. Eğer kendinizi koru- maya kalkarsanõz daha da sinir- lenirler, döverler. Ne kadar sakin olursanõz o kadar az canõnõz yanar. - Başka kadınlar da oldu mu çev- renizde tecavüze uğrayan? - Evet bir kadõn vardõ akli denge- si yerinde değildi. Çok fazla çõğ- lõk atõyor ve kendisini korumaya çalõşõyordu. Neler olduğunu anla- yamõyordu. Onu çok dövüyorlar- dõ. “Tamam tecavüz et, ama be- ni öldürme” diyen kadõnlardan çok daha fazla yaralandõ o. Başka kadõnlar da oldu ama ben onlarõn hikâyelerini anlatmak istemiyo- rum. Sadece kendi hikâyemi an- latmak istiyorum. - Hırvatlara da tecavüz edildi mi? - Boşnak veya Hõrvatlar arasõnda ayrõm yapmõyorlardõ. Sõrp polisler ve askerler Sõrp olmayan bütün ka- dõnlara tecavüz ettiler. Bizler sa- dece “ötekiydik”. “Ötekilerin” karõlarõ, kadõnlarõydõk. - Saldırganlardan cezalandırı- lanlar oldu mu? - Esir tutulduğum şehirden 5 kişi Den Haag’daki savaş suçlularõ mahkemesine gönderildi. Savaş suçlusu olarak yargõlandõlar. Biri intihar etti. Biri 20 biri 10 yõla mah- kûm edildi. Bana tecavüz eden dü- şük mevkideydi. Onlar Den Ha- ag’da değil ulusal mahkemelerde yargõlanõyorlar. Ben onu mahke- meye verdim. ‘Artık önemli olan o adamın bunu yaptığını herkesin bilmesi’ - Mahkeme hangi aşamada? - İki yõldõr Bosna’da ulusal mah- kemenin başlamasõnõ bekliyo- rum. Ulusal Araştõrma Bürosu ulusal mahkeme adõna konu üze- rinde çalõşõyor. Bana bir resim gösterdiler ve bir isim verdiler. Ben o şehre dönüp kendim araş- tõrdõm. O adamõn adõnõ ve adresini buldum. Araştõrma Bürosu’na adõnõ verdim. Onun kimlikteki bir fotoğrafõnõn fotokopisini göster- diler. Ama bu fotograf bana te- cavüz ettikten 15 yõl sonra çekil- mişti. Onu tanõmam zordu. O resme bakõnca onun o adam oldu- ğuna yüzde 80 emindim. Bu ise davayõ başlatmaya yetmedi. Savcõ onu teşhis etmem için beni çağõracağõna dair söz verdi. Ben onun görmeyeceği şekilde bir pence- renin ardõndan gö- receğim. Bunu hâ- lâ yapmadõlar. - Bu adamı siz mi araştırdınız? - Evet. Evini gör- düm. Nerede yaşadõğõnõ buldum. Evli ama çocuğu var mõ bilmiyo- rum. Bitişiğindeki binada erkek kardeşi yaşõyor. - Saldırgandan şikâyetçi olmaya nasıl karar verdiniz? - Bunu ancak başõma gelen olaydan tam 15 yõl sonra yapa- bildim. Önce kendimi dine ada- dõm. Kapandõm. Ama bu bana yetmiyordu. Adamõ mahkemeye vermeye karar verdim.. Şimdi benim için onun 24 saat veya 24 yõla çarptõrõlmasõ önemli değil. Önemli olan onun bunu yapa- bilmiş biri olduğunun herkes ta- rafõndan bilinmesi. - Bosna Hersek’teki uluslarara- sı misyonlardan da tecavüz eden askerler oldu mu? - Evet hem de ne çok. Ama kendi ülkeleri tarafõndan korunuyorlar. - Aralarında Türk ordusundan bunu yapan birini duydunuz mu hiç? - Kesinlikle hayõr. Onlarõn son derece disiplinli olduklarõnõ du- yardõk hep. Şu ana kadar bir Hol- landalõ ve yüksek rütbeli bir Fransõz suçlu bulundu. - Şimdiki hayatınız nasıl? - Arkadaşlarõmõn, ailemin büyük bir desteği var. Ama herkes böyle değil. Bir sürü kadõn kendisini dõş- lanmõş hissediyor. Çünkü aileleri onlardan utanõyor. ‘Bizler sadece ötekiydik...’ Agic “Boşnak veya Hõrvatlar arasõnda ayrõm yapmõyorlardõ. Sõrp polisi ve askerleri Sõrp olmayan bütün kadõnlara tecavüz ettiler. Bizler sadece ‘ötekiydik’. ‘Ötekilerin’ karõlarõ, kadõnlarõydõk” diyor. Agic, 2 yıldır Bosna’da ulusal mahkemenin başlamasını bekliyor. Ancak şimdi konuşacak cesareti topladõlar ‘AB hükümete baskı yapsın’ Psikolog İbrahimefendic: 1992-1995 yılları arasındaki Bosna İç Savaşı’nda 100 binden fazla Boşnak’ın öldürüldüğü tahmin ediliyor. Toplu katliamların yıldönümlerinde binlerce kişi yas tutmaya devam ediyor. İbrahimefendic, mahkemeye giden çok az dava olduğu- na dikkat çekiyor. Bosna-Hersek Dõşişleri Ba- kanõ Sven Alka- laj, yargõ sürecin- deki yavaşlõğa yönelik eleştirile- re “savaç suçlu- larının, özellikle kadınlara teca- vüz edenlerin cezalandırılması için elimizden geleni ya- pıyoruz” yanõtõ veriyor. - Kadın Kuruluşları Birliği temsilcisi, sü- recin çok yavaş yürüdüğünü söylüyor. Buraya AP’de adalet aramaya geldiler. ALKALAJ - AP bu konudaki aktörlerden biri ama Bosna Hersek hükümeti de elinden geleni yapõyor. Hem soykõrõm suçlularõ hem savaş suçlularõ yargõlanõyor. Çok uzun sürüyor ama umuyoruz ki sonunda adalet yerini bulacak. - Sizce yeterince hızlı olacak mı bu? - Hayõr asla değil. - Konuştuğum tecavüz kurbanı, iki yıl geçmesine rağmen hâlâ davanın başla- madığını söyledi. - Kanõt toplayan savcõlarõn işi bu. Çok za- man alan bir süreç. Alkalaj, Baturalp’e konuştu. ‘Umuyoruz ki sonunda adalet yerini bulacak’ BOSNA-HERSEK DIŞİŞLERİ BAKANI Ruzicic.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle