17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 2009 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Atatürk’ün Eseri Parçalanırken Atatürk’ün eseri Türkiye Cumhuriyeti’dir. Türkiye Cumhuriyeti, yıkılan bir feodal imparatorluğun yerine kurulan bir ulus devlettir. Feodal imparatorluğu Atatürk yıkmadı. Bu imparatorluk bir askeri darbeyle yıkılmadı. Tersine, sonradan Atatürk adını alacak olan asker Mustafa Kemal, en alt rütbeden en üst rütbeye kadar subaylık kariyerinin bütün süreçlerinde, bu imparatorluğun ayakta kalması için savaştı. Aynı süreçlerde, imparatorluğun modernleşmesi, çağa uygun bir devlete dönüşmesi için yapılması gerekenleri de zihninde olgunlaştırdı. Böyle insanlara dâhi denir. Bir kurtuluş savaşının başarılı komutanı olmak ve ardından da bir ulus devlet kurmayı başarmak. Böyle bir başarı bütün insanlık tarihinde çok az komutan ve devlet adamına nasip olmuştur. Mustafa Kemal’in başarısı kaçınılmaz mıydı? Böyle olmadığı, yanlış anımsamıyorsam yaşamının son yıllarında kendisine sorulan “Mutlu musunuz” sorusuna yanıtında gizlidir: “Mutluyum, çünkü başardım...” Başarmasa ne olurdu? Bu coğrafyada herhalde laik bir ulus devlet değil, irili ufaklı birtakım sömürge Ortadoğu devletçikleri ortaya çıkardı. Kazanılan başarının ürünü ise, laik, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bu cumhuriyet, Ortadoğu, Kafkaslar ve Balkan toprakları arasındaki Küçük Asya’da, bütün Asya kıtasında bir yıldız gibi parladı. Genç, diri, enerji ve umut dolu bir ulus devlet olarak Avrupa’nın hasta adamının yerini aldı. Cumhuriyet devrimlerini burada tek tek sıralamanın gereği yok... Hepsinin toplamı, akıl ve çağ dışının yerini aklın ve çağdaşlığın almış olmasıdır. Bu toplam, ömrünü tamamlamış Osmanlı devletinin son yüz yılındaki aydınlanma çabalarının, bu uğurda bulunulmuş sayısız özverinin, verilmiş kurbanların ve elde edilmiş kazanımların, dâhi bir komutan ve devlet adamının önderliğinde, bir üst aşamada zafere ulaşmış olması demekti. Bu sözler bugün, ruhsuz ve bilinçsiz kimilerine, masal cümleleri gibi gelebilir. Bu nedenle de günümüzde bu zafer ve onu kazanan önderin kişiliği, bugüne kadar görülmedik ölçüde bir pervasızlık ve alçaklıkla, sözlü ve eylemsel saldırıların hedefindedir. Atatürk’ün eseri olan Türkiye Cumhuriyeti parçalanıyor. Parçalanma tek yönde değil, akla gelebilecek her yöndedir. Okulöncesinden yükseköğrenime kadar eğitim sisteminin bütünü aydınlanma düşüncesinden koparılmakta, bütün aşamalarda dinci eğitimin önündeki engeller bir bir kaldırılmaktadır. Üniversiteler medreseleşmekte, TÜBİTAK adlı bilim kuruluşu giderek bilim karşıtı bir ulema kurumuna dönüştürülmektedir. Hukuk hızla siyasallaşıyor ve gericileşiyor. Sivil, asker bütün muhalifler bir biçimde etkisizleştiriliyor. Ülke yağmalanıyor, satılıyor. Medya korkutulup sindiriliyor ve hızla el değiştiriyor. Parasal güç, siyasal iktidar sahiplerinin ve yandaşlarının elinde toplanıyor. Eninde sonunda bir siyasal partinin başkanı olan günümüz hükümet başkanı, geçici bir iktidar sahibi olarak değil de hiç geçmeyecek bir diktatör edasıyla konuşup davranıyor. Ulus devletin birleştirici üst kimliği olan Türkiye Türklüğü kavramı, kültürel-ulusal bir kavram olmaktan çıkarılıp daraltılarak etnik alt kimliğe indirgeniyor ve onun yerine bir ulus olmanın kültürel-tarihsel-ahlaksal derinliğinden yoksun yurttaşlık kavramı getirilmek isteniyor. Böylece ulus devlet yeniden etnik-feodal birimlere ayrılarak zorlama devletçik oluşumlarının yolu açılmış oluyor. Atatürk’ün eseri olan laik Türkiye Cumhuriyeti, dinci faşistlerin ve yandaşları olan faşist-liberal, faşist-demokrat, faşist-sol türedilerin elbirliği ile parçalanıp yok olmaya doğru hızla yol alıyor. Bütün bunların ardından, ne yapmalı, ne yapmalıyız sorusu gelecektir. Bu sorunun ise bir tek yanıtı var: Yapılması gereken, arkasına ABD emperyalizminin ve kısır görüşlü, çıkarcı AB ahmaklığının desteğini almış olan gerici ve işbirlikçi AKP iktidarına, demokrasinin bütün olanakları sonuna kadar kullanılarak son verilmesidir. Bunu sağlamak içinse, liberal, demokrat, sosyal demokrat ve sol güçlerin, ortak bir eylemlilik programıyla bir araya gelmeleri zorunludur. Bu ortak eylemlilik, her şeyden önce, bugün eseri ve kişiliği alçakça saldırıların hedefi olan dâhi bir kurtarıcı ve kurucunun anısına vefa ve namus borcudur. Bu başarıldığında günümüzün esip gürleyen muktedirlerinin ne kadar küçülecekleri, mütareke basınına gerçekten de rahmet okutan demokrat ve liberal kılıklı faşist türedilerin ise nasıl zavallılaşarak silinip gidecekleri gecikmeksizin görülecektir. [email protected]; Faks: (0212) 343 72 64 Anayasa Mahkemesi Türk ve Tuğluk’un da aralarõnda olduğu 37 kişiye siyaset yasağõ getirdi DTP kapatıldıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anaya- sa Mahkemesi, devletin ülkesi ve milletiyle bö- lünmez bütünlüğüne aykõrõ eylemlerin odağõ ha- line geldiği gerekçesiyle DTP’nin temelli ka- patõlmasõna oybirliğiyle karar verdi. Partinin PKK’yle bağlantõsõ da gözetilerek alõnan karar uyarõnca, DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk ve Diyarbakõr Milletvekili Aysel Tuğluk’un da ara- larõnda bulunduğu 37 kişiye 5 yõl süreyle siyasi yasak getirildi. Türk ve Tuğluk’un milletve- killikleri, gerekçeli karar Resmi Gazete’de ya- yõmlanõncaya kadar sürecek. Anayasa Mahkemesi, DTP hakkõndaki ka- patma davasõnõ müzakerelerin dördüncü gününde karara bağladõ. Salõ günü başlayan müzakereler, yaklaşõk 40 saat sürdü. Kararõ Mahkeme Baş- kanõ Haşim Kılıç açõkladõ. Kõlõç, DTP’nin ey- lemleri yanõnda, “terör örgütüyle olan bağ- lantıları da değerlendirildiğinde, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ay- kırı nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak ha- line geldiği” anlaşõldõğõndan kapatõlmasõna oy- birliğiyle karar verildiğini açõkladõ. Kõlõç, siyasi yasak getirilen 37 kişinin, gerekçeli kararõn Resmi Gazete’de yayõmlanmasõndan başlayarak 5 yõl süreyle, bir başka partinin ku- rucusu, yöneticisi, denetçisi olamayacaklarõnõ vur- guladõ. DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk ile Di- yarbakõr Milletvekili Aysel Tuğluk’un millet- vekilliklerinin, gerekçeli kararõn Resmi Gazete’de yayõmlandõğõ tarihten itibaren sona ereceğini be- lirten Kõlõç, parti tüzelkişiliğinin ise kapatma ka- rarõnõn verildiği tarihte sona ermesine hükme- dildiğini bildirdi. Anayasa Mahkemesi’nin Yar- gõtay Başsavcõlõğõ ile Meclis Başkanlõğõ’na ya- pacağõ bildirimin ardõndan DTP tüzelkişiliği so- na erecek. DTP milletvekilleri de bağõmsõz ha- le gelecek. Gerekçeli kararlarõn yayõmlanmasõ için belirlenmiş bir süre bulunmuyor. Mahke- menin gerekçeli kararõnõ yayõnlamasõ kimi zaman aylarca sürerken, geçmişteki kimi örneklerde ol- duğu gibi yõllarca da sürebiliyor. Türk ile Tuğ- luk, yasak süresi içinde yapõlacak bir seçimde ba- ğõmsõz aday olarak seçimlere katõlabilecek ve mil- letvekili de seçilebilecekler. ‘Açılımı sabote etmedik’ Haşim Kõlõç, mahkemenin “açılımı sabote et- tiği” şeklindeki eleştirileri çok haksõz ve acõ- masõz olarak gördüklerini belirterek şunlarõ söy- ledi: “Bizim bu partiye ilişkin gündemi tes- pit ederken, dışarıda sürmekte olan bir de- mokratikleşme süreciyle ilgili herhangi bir öngörümüz, herhangi bir değerlendirmemiz ya da buna bağlı olarak herhangi bir tasar- rufumuz asla olmamıştır.” ‘Partiler terör söylemi kullanamaz’ Parti kapatmalarla ilgili çağdaş dünyada ge- çerli olan, uluslararasõ anlaşmalarõn ve SPY’nin belirttiği ölçüler içinde hem ifade özgürlüğünün hem de örgütlenme özgürlüğünün kullanõlma- sõna ilişkin birtakõm ölçülerinin olduğunu vur- gulayan Kõlõç, “Bir siyasi parti; terör, şiddet ve baskı içeren eylem ve söylemleri kullan- ma hakkına sahip değildir. Terör ve şiddet içeren eylemler ve söylemlerle barışçıl söy- lemleri ve önerilerini birbirinden ayırmak zo- rundadır” dedi. AİHM’in de son yõllarda ver- diği kararlarda bu konu üstünde durduğunu, bu- nunla ilgili ölçütler yarattõğõnõ anlatan Kõlõç, şun- larõ söyledi: “Bir siyasi parti demokratik or- tam içinde amacı ve bu amaca ulaşmak için kullandığı araçlarını demokratik toplum değerleri ile uyum içinde kullanmak zorun- dadır. Eğer bu uygunluk yoksa bu siyasi par- tinin siyasi alanda bir toplum modeli öner- me hakkı da yoktur. Bir partinin savundu- ğu veya önerdiği inandığı toplumsal projesi ne kadar kutsal olursa olsun yöntem olarak terör ve şiddetle ilişki kurmuşsa bu amacının bence hiçbir anlamı yoktur.” Kõlõç, sorunlarõn çözüm yerinin yalnõzca parlamento olduğuna işaret ederk, “Siyasi ak- törlere çağrı yapmak istiyorum; öfke ve si- yasi gelecek endişelerinden arınarak, kay- bolan diyaloglar kurulmalıdır, milletimi- zin layık olduğu ve demokratik hukuk dev- letinin gerekli kıldığı anayasal ve yasal de- ğişiklikler bir an önce hayata geçirilmelidir” dedi. Kõlõç, bir gazetecinin “AİHM kararın- dan bahsettiniz. Bu, Batasuna Partisi ile il- gili mi” sorusu üzerine Kõlõç, şunlarõ söyledi: “...Çeşitli beyanatlar oldu, siyasilerimizin ve gazetecilerimizin. Ben bunu bir talihsizlik olarak görüyorum. (Anayasa Mahkemesi) AİHM’nin İspanya’daki Batasuna kararıyla ilgili, ‘İhlal yoktur’ şeklindeki kararını göz önünde tutmuştur. Tabii ki hepsi incelen- miştir, hepsi araştırılmıştır. Mahkeme he- yetimiz çok özverili, çok ince ve çok titiz bir çalışma yapmıştır.” SİYASETÇİLERDEN DEĞERLENDİRMELER ‘Terörle yandaş parti kabul edilemez’ ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Siyasilerden DTP’nin kapatõlmasõ ko- nusunda farklõ değerlen- dirmeler geldi. İsveç’te bulunan TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şa- hin, kapatma kararõnõn so- rumlusunun sadece Ana- yasa Mahkemesi olmadõğõ- nõ, Türkiye’nin, hâlâ siyasi partilerin kapatõldõğõ ülke olarak görülmeye devam etmesinin birinci derecede sorumlusunun siyaset ku- rumu olduğunu ifade etti. Şahin, “Anayasa Mahke- mesi Başkanı Sayın Haşim Kõlõç’ın da ifade ettiği gi- bi, üzerine düşen görev- leri, gerek anayasa deği- şikliği olarak, gerekse ya- sal değişiklik olarak yeri- ne getirmeyen Meclis’tir diye düşünüyorum. Mec- lis’in, Türkiye’nin bu gö- rüntülerden kurtulması için üzerine düşenleri kı- sa sürede yapması gerekir diye düşünüyorum.” dedi. Saygıyla karşılanmalı MHP lideri Devlet Bah- çeli, yaptõğõ açõklamada “Yüce mahkemenin bu kararını herkes saygıyla karşılamalı ve içinden geçmekte olduğumuz na- zik dönemde bölücü terö- rün amaçlarına hizmet edecek tartışmalardan özenle kaçınmalıdır” gö- rüşünü dile getirdi. CHP Sözcüsü Mustafa Özyürek, yaptõğõ açõkla- mada, siyasi partilerin ka- patõlmasõndan yana olma- dõklarõnõ ancak partilerin de hukuk kurallarõna uy- malarõnõn gerektiğini söy- ledi. Mustafa Özyürek, şun- larõ kaydetti: “Tabii ki bir partinin kapatılmasını istemeyiz ancak keşke DTP terör örgütü PKK ile arasına mesafe koyabilseydi. Onun şiddet uygulamala- rına yandaş olmasaydı ve bugünkü durum ortaya çıkmasaydı. Terörle yan- daş olan bir parti kabul edilemez. Bu bizim yasa- larımız açısından da böy- le Avrupa’da da böyle, AİHM kararları da böy- le. Bu bakımdan Anayasa Mahkemesi’nin kararı hukuki açıdan yerinde, doğru bir karardır.” AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “Siyasi partileri halkın desteği kurar, yine halkın deste- ği bittiği takdirde kapatı- lır. Anayasa Mahkeme- si’nin kararına herkes de- mokratik toplum ve hu- kuk devleti içinde uymak zorundadır” dedi. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ise kararõ değer- lendirirken prensip olarak AKP’nin siyasi partilerin kapatõlmasõna karşõ oldu- ğunu belirterek “Tüm ka- patma kararları, huku- kumuza ve demokrasimi- ze de zarar vermiştir. Kal- dı ki bugüne kadar verilen kapatma kararları her- hangi bir sorunu da çöz- memiştir” diye konuştu. SHP Genel Başkanõ Hü- seyin Ergün, DTP’nin ka- patõlmasõ kararõnõn “Tür- kiye demokrasisine ve Kürt açılımına zarar ve- receğini” ifade etti. Türk- İş Başkanõ Mustafa Kum- lu, “Türkiye bir an evvel ‘parti kapatma’ ayıbından kurtulmalı” dedi. ‘Siyasi mücadele sürecek’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ana- yasa Mahkemesi’nin “temelli kapatma” ka- rarõyla, Diyarbakõr Milletvekili Aysel Tuğ- luk ile birlikte “siyasi yasaklı” hale gelen DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, “sine-i millet” kararõnõn arkasõnda olduklarõnõ açõk- larken “siyasi mücadelemiz devam edecek” diyerek yeni oluşuma da açõk kapõ bõraktõ. Anayasa Mahkemesi’nin kapatma kara- rõ ve parti içinde “ılımlı” kanadõ temsil eden Türk ile Tuğluk’a siyasi yasak getirmesi, DTP içinde şok etkisi yarattõ. Gün boyun- ca çalõşmalarõnõ TBMM’de sürdüren Ahmet Türk, parti hakkõndaki karardan kõsa süre ön- ce bir grup milletvekiliyle parti genel mer- kezine geldi. Kararõ genel merkezdeki oda- sõnda televizyondan öğrenen Türk, Diyar- bakõr’da bulunan Grup Başkanvekili Sela- hattin Demirtaş dõşõndaki milletvekilleriyle kõsa bir değerlendirme toplantõsõ yaptõ. Toplantõnõn ardõndan kõsa bir açõklama ya- pan Ahmet Türk, “sine-i millet” kararõndan dönmeyecekleri mesajõnõ verdi. ‘Sancılı bir süreç yaşanıyor’ Türkiye’nin “sancılı” bir süreç yaşa- dõğõnõ belirten DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, şunlarõ söyledi: “Bizim özlemimiz bu sancılı sürecin uzamaması. Ger- çekten Türkiye’de halkları kucakla- yacak bir anlayışı egemen kılması. Parti kapatmakla bu sorun çözülmez. Böyle bir süreç elbette insanlarda kı- rılma yaratır. Amacımız çözüm.” Türk, “Sine-i millete dönecek misiniz” sorusu üzerine de “Arkadaşlarımız tah- min ediyorum ki bu konudaki dilek- çelerini Meclis’e ulaştıracaklardır” de- di. Bu arada, DTP Muş Milletvekili Nu- ri Yaman da gazetecilerin “İstifa edecek misiniz” sorusuna “Evet, kararımız ge- çerli. Ahmet Türk yasaklanacak en son insandı” yanõtõnõ verdi. DTP’liler istifalarõnõ Meclis Başkanlõğõ’na sunmayõ planlamasõna karşõn, Anayasa Mahkemesi’nin siyasi yasak kararõ aldõğõ Tuğluk ve Türk dõşõndaki milletvekilleri- nin üyeliğinin düşmesi için Meclis onayõ ge- rekiyor. DTP milletvekillerinin istifasõnõn Meclis tarafõndan kabul edilmesi duru- munda “ara seçim” gündeme gelebilecek. PARTİDEKİ ‘ŞAHİN’ KANAT GÜÇLENECEK ‘Ilımlılar’ yasaklandı Türk ve Tuğluk, partide “güvercin” olarak da ad- landõrõlan “ılımlı” kanadõ temsil ediyorlardõ. İki ismin yasaklanmasõnõn ardõndan kulislerde, yeni siyasi olu- şumda “Tabanımız dağa çıkmamızı istiyor” diyen Emine Ayna’nõn da arala- rõnda bulunduğu “şahin” kanadõn güçleneceği ve ra- dikalleşeceği değerlendir- mesi yapõlõyor. İmralõ’nõn belirleyici olacağõ yeni olu- şumda õlõmlõ kanadõ temsil eden Sõrrõ Sakõk, Nuri Ya- man, Hasip Kaplan’õn da aralarõnda bulunduğu isim- lerin “kitle partisi” niteli- ğinde yeni bir oluşum için- de yer alabileceklerine dik- kat çekiliyor. Parlamentoda 21 üyeyle temsil edilen DTP’nin ve- kil sayõsõ 19’a düşeceği için grup hakkõnõ yitire- cek. DTP Genel Başkan Yardõmcõsõ Emine Ayna, Bağõmsõz İstanbul Millet- vekili Ufuk Uras’õn katõlõ- mõyla yeni bir grup oluştu- rup oluşturmayacaklarõ so- rusuna “Öyle bir yaklaşı- mımız yok” yanõtõnõ verdi. DTP’LİLER SEÇENEKLERİ DEĞERLENDİRECEK Yol haritası belirlenecek DTP yönetimi, parti yetkili or- ganlarõ ve milletvekillerinin katõlõ- mõyla, bugün genel merkezde ge- niş katõlõmlõ bir toplantõ yaparak yol haritasõnõ belirleyecek. Ardõndan da basõn toplantõsõ düzenlenecek. DTP’lilerin, partinin yedeği olarak kurulan Barõş ve Demokrasi Parti- si (BDP) çatõsõ altõnda siyasete de- vam edip etmeyeceği de masaya ya- tõrõlacak. DTP’liler, “sine-i millet” kararõ açõklanmasõna karşõn, bunun olasõ sonuçlarõ, Meclis’te yeniden grup kurulma olanağõna kavuşul- masõ ve Meclis’in de milletvekil- lerinin istifasõnõ onaylamamasõ se- çeneklerini dikkate alarak çok se- çenekli yol haritasõ belirleyecek. Anayasa gereğince Meclis üye tamsayõsõnõn yüzde 5’i olan 28 milletvekilliğinde boşalma ol- masõ durumunda, 3 ay içinde ara seçim yapõlmasõ öngörülüyor. Parlamentoda halen 6 üyelik boş bulunuyor. DTP’liler ve İstan- bul Bağõmsõz Milletvekili Ufuk Uras’õn da istifa etmesi duru- munda ara seçim için gerekli olan rakama ulaşõlõyor. Ancak kulis- lerde bu seçeneğe fazla şans ta- nõnmõyor. Meclis’teki partilerin genel kurulda DTP milletvekille- rinin istifalarõnõ kabul etmeye- cekleri belirtiliyor. Kapatõlan 27. parti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, kurulduğu 1963 yõlõndan bugüne kadar DTP ile birlikte toplam 25 siyasi partiyi kapattõ. Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşundan önce de 2 siyasi parti kapatõlmõştõ. DTP kapatõlan 27. siyasi parti olurken bu çizgideki Halkõn Emek Partisi (HEP), Demokrasi Partisi (DEP) ve Halkõn Demokrasi Partisi (HADEP) de daha ön- ce Anayasa Mahkemesi tarafõndan kapatõlmõştõ. DTP Genel Başkanõ Türk, daha önceki ‘sine-i millet’ kararõnõn arkasõnda olduklarõnõ bildirdi. Milletvekillerinin hafta başõnda TBMM’ye istifalarõ sunmalarõ bekleniyor Meclis grubu düşecek Kapatma kararının ar- dından DTP’nin Meclis grubu da düşecek. DTP milletvekilleri yeni bir parti altında Meclis gru- bu oluşturmadığı sürece, bu partiye ayrılan grup odası ve Grup Başkanve- kili odaları da boşaltıla- cak. DTP’nin grubunun düşmesiyle Meclis’teki bağımsız milletvekili sayı- sı da 30’a yükselecek. Partilere göre, sandalye dağılımı şöyle olacak: AKP: 338, CHP: 97, MHP: 69, Bağımsız Mil- letvekili: 30, DSP: 8, DP: 1, TP: 1, Toplam: 544. BEŞ YIL SÜREYLE SİYASET YAPAMAYACAKLAR Beyan ve eylemleriyle partinin kapatıl- masına neden olan 37 kişiye 5 yıl süreyle siyasi yasak getirildi. Kılıç, 2 milletvekili ile 4 belediye başkanının da aralarında bulunduğu bu isimleri şöyle sıraladı: “Abdulkadir Fırat, Abdullah İsnaç, Ah- met Ay, Ahmet Ertak, Ahmet Türk, Ali Bozan, Ayhan Ayaz, Aydın Budak (Cizre Belediye Başkanı), Ayhan Karabulut, Aysel Tuğluk, Bedri Fırat, Cemal Ku- hak, Deniz Yeşilyurt, Ferhan Türk (Kı- zıltepe Belediye Başkanı), Fettah Dadaş, Hacı Üzen, Halit Kahraman, Hatice Adıbelli, Hüseyin Bektaşoğlu, Hüseyin Kalkan, İzzet Belge, Kemal Aktaş, Leyla Zana, Mehmet Veysi Dilekçi, Metin Tek- çe, Murat Avcı, Murat Taş, Musa Faris- oğlulları, Necdet Atalayı (Batman Bele- diye Başkanı), Nurettin Demirtaş ve Se- lim Sadak (Siirt Belediye Başkanı).” Aysel Tuğluk.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle