Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 2009 CUMARTESİ
6 HABERLER
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Atatürk’ün Eseri
Parçalanırken
Atatürk’ün eseri Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Türkiye Cumhuriyeti, yıkılan bir feodal
imparatorluğun yerine kurulan bir ulus devlettir.
Feodal imparatorluğu Atatürk yıkmadı.
Bu imparatorluk bir askeri darbeyle yıkılmadı.
Tersine, sonradan Atatürk adını alacak olan
asker Mustafa Kemal, en alt rütbeden en üst
rütbeye kadar subaylık kariyerinin bütün
süreçlerinde, bu imparatorluğun ayakta kalması
için savaştı.
Aynı süreçlerde, imparatorluğun
modernleşmesi, çağa uygun bir devlete
dönüşmesi için yapılması gerekenleri de zihninde
olgunlaştırdı.
Böyle insanlara dâhi denir.
Bir kurtuluş savaşının başarılı komutanı olmak
ve ardından da bir ulus devlet kurmayı başarmak.
Böyle bir başarı bütün insanlık tarihinde çok az
komutan ve devlet adamına nasip olmuştur.
Mustafa Kemal’in başarısı kaçınılmaz mıydı?
Böyle olmadığı, yanlış anımsamıyorsam
yaşamının son yıllarında kendisine sorulan “Mutlu
musunuz” sorusuna yanıtında gizlidir:
“Mutluyum, çünkü başardım...”
Başarmasa ne olurdu?
Bu coğrafyada herhalde laik bir ulus devlet
değil, irili ufaklı birtakım sömürge Ortadoğu
devletçikleri ortaya çıkardı.
Kazanılan başarının ürünü ise, laik, bağımsız
Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Bu cumhuriyet, Ortadoğu, Kafkaslar ve Balkan
toprakları arasındaki Küçük Asya’da, bütün Asya
kıtasında bir yıldız gibi parladı.
Genç, diri, enerji ve umut dolu bir ulus devlet
olarak Avrupa’nın hasta adamının yerini aldı.
Cumhuriyet devrimlerini burada tek tek
sıralamanın gereği yok...
Hepsinin toplamı, akıl ve çağ dışının yerini aklın
ve çağdaşlığın almış olmasıdır.
Bu toplam, ömrünü tamamlamış Osmanlı
devletinin son yüz yılındaki aydınlanma
çabalarının, bu uğurda bulunulmuş sayısız
özverinin, verilmiş kurbanların ve elde edilmiş
kazanımların, dâhi bir komutan ve devlet
adamının önderliğinde, bir üst aşamada zafere
ulaşmış olması demekti.
Bu sözler bugün, ruhsuz ve bilinçsiz kimilerine,
masal cümleleri gibi gelebilir.
Bu nedenle de günümüzde bu zafer ve onu
kazanan önderin kişiliği, bugüne kadar
görülmedik ölçüde bir pervasızlık ve alçaklıkla,
sözlü ve eylemsel saldırıların hedefindedir.
Atatürk’ün eseri olan Türkiye Cumhuriyeti
parçalanıyor.
Parçalanma tek yönde değil, akla gelebilecek
her yöndedir.
Okulöncesinden yükseköğrenime kadar eğitim
sisteminin bütünü aydınlanma düşüncesinden
koparılmakta, bütün aşamalarda dinci eğitimin
önündeki engeller bir bir kaldırılmaktadır.
Üniversiteler medreseleşmekte, TÜBİTAK adlı
bilim kuruluşu giderek bilim karşıtı bir ulema
kurumuna dönüştürülmektedir.
Hukuk hızla siyasallaşıyor ve gericileşiyor.
Sivil, asker bütün muhalifler bir biçimde
etkisizleştiriliyor.
Ülke yağmalanıyor, satılıyor.
Medya korkutulup sindiriliyor ve hızla el
değiştiriyor.
Parasal güç, siyasal iktidar sahiplerinin ve
yandaşlarının elinde toplanıyor.
Eninde sonunda bir siyasal partinin başkanı
olan günümüz hükümet başkanı, geçici bir iktidar
sahibi olarak değil de hiç geçmeyecek bir diktatör
edasıyla konuşup davranıyor.
Ulus devletin birleştirici üst kimliği olan Türkiye
Türklüğü kavramı, kültürel-ulusal bir kavram
olmaktan çıkarılıp daraltılarak etnik alt kimliğe
indirgeniyor ve onun yerine bir ulus olmanın
kültürel-tarihsel-ahlaksal derinliğinden yoksun
yurttaşlık kavramı getirilmek isteniyor.
Böylece ulus devlet yeniden etnik-feodal
birimlere ayrılarak zorlama devletçik
oluşumlarının yolu açılmış oluyor.
Atatürk’ün eseri olan laik Türkiye Cumhuriyeti,
dinci faşistlerin ve yandaşları olan faşist-liberal,
faşist-demokrat, faşist-sol türedilerin elbirliği ile
parçalanıp yok olmaya doğru hızla yol alıyor.
Bütün bunların ardından, ne yapmalı, ne
yapmalıyız sorusu gelecektir.
Bu sorunun ise bir tek yanıtı var:
Yapılması gereken, arkasına ABD
emperyalizminin ve kısır görüşlü, çıkarcı AB
ahmaklığının desteğini almış olan gerici ve
işbirlikçi AKP iktidarına, demokrasinin bütün
olanakları sonuna kadar kullanılarak son
verilmesidir.
Bunu sağlamak içinse, liberal, demokrat, sosyal
demokrat ve sol güçlerin, ortak bir eylemlilik
programıyla bir araya gelmeleri zorunludur.
Bu ortak eylemlilik, her şeyden önce, bugün
eseri ve kişiliği alçakça saldırıların hedefi olan
dâhi bir kurtarıcı ve kurucunun anısına vefa ve
namus borcudur.
Bu başarıldığında günümüzün esip gürleyen
muktedirlerinin ne kadar küçülecekleri, mütareke
basınına gerçekten de rahmet okutan demokrat
ve liberal kılıklı faşist türedilerin ise nasıl
zavallılaşarak silinip gidecekleri gecikmeksizin
görülecektir.
[email protected];
Faks: (0212) 343 72 64
Anayasa Mahkemesi Türk ve Tuğluk’un da aralarõnda olduğu 37 kişiye siyaset yasağõ getirdi
DTP kapatıldıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anaya-
sa Mahkemesi, devletin ülkesi ve milletiyle bö-
lünmez bütünlüğüne aykõrõ eylemlerin odağõ ha-
line geldiği gerekçesiyle DTP’nin temelli ka-
patõlmasõna oybirliğiyle karar verdi. Partinin
PKK’yle bağlantõsõ da gözetilerek alõnan karar
uyarõnca, DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk ve
Diyarbakõr Milletvekili Aysel Tuğluk’un da ara-
larõnda bulunduğu 37 kişiye 5 yõl süreyle siyasi
yasak getirildi. Türk ve Tuğluk’un milletve-
killikleri, gerekçeli karar Resmi Gazete’de ya-
yõmlanõncaya kadar sürecek.
Anayasa Mahkemesi, DTP hakkõndaki ka-
patma davasõnõ müzakerelerin dördüncü gününde
karara bağladõ. Salõ günü başlayan müzakereler,
yaklaşõk 40 saat sürdü. Kararõ Mahkeme Baş-
kanõ Haşim Kılıç açõkladõ. Kõlõç, DTP’nin ey-
lemleri yanõnda, “terör örgütüyle olan bağ-
lantıları da değerlendirildiğinde, devletin
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ay-
kırı nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak ha-
line geldiği” anlaşõldõğõndan kapatõlmasõna oy-
birliğiyle karar verildiğini açõkladõ.
Kõlõç, siyasi yasak getirilen 37 kişinin, gerekçeli
kararõn Resmi Gazete’de yayõmlanmasõndan
başlayarak 5 yõl süreyle, bir başka partinin ku-
rucusu, yöneticisi, denetçisi olamayacaklarõnõ vur-
guladõ. DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk ile Di-
yarbakõr Milletvekili Aysel Tuğluk’un millet-
vekilliklerinin, gerekçeli kararõn Resmi Gazete’de
yayõmlandõğõ tarihten itibaren sona ereceğini be-
lirten Kõlõç, parti tüzelkişiliğinin ise kapatma ka-
rarõnõn verildiği tarihte sona ermesine hükme-
dildiğini bildirdi. Anayasa Mahkemesi’nin Yar-
gõtay Başsavcõlõğõ ile Meclis Başkanlõğõ’na ya-
pacağõ bildirimin ardõndan DTP tüzelkişiliği so-
na erecek. DTP milletvekilleri de bağõmsõz ha-
le gelecek. Gerekçeli kararlarõn yayõmlanmasõ
için belirlenmiş bir süre bulunmuyor. Mahke-
menin gerekçeli kararõnõ yayõnlamasõ kimi zaman
aylarca sürerken, geçmişteki kimi örneklerde ol-
duğu gibi yõllarca da sürebiliyor. Türk ile Tuğ-
luk, yasak süresi içinde yapõlacak bir seçimde ba-
ğõmsõz aday olarak seçimlere katõlabilecek ve mil-
letvekili de seçilebilecekler.
‘Açılımı sabote etmedik’
Haşim Kõlõç, mahkemenin “açılımı sabote et-
tiği” şeklindeki eleştirileri çok haksõz ve acõ-
masõz olarak gördüklerini belirterek şunlarõ söy-
ledi: “Bizim bu partiye ilişkin gündemi tes-
pit ederken, dışarıda sürmekte olan bir de-
mokratikleşme süreciyle ilgili herhangi bir
öngörümüz, herhangi bir değerlendirmemiz
ya da buna bağlı olarak herhangi bir tasar-
rufumuz asla olmamıştır.”
‘Partiler terör söylemi kullanamaz’
Parti kapatmalarla ilgili çağdaş dünyada ge-
çerli olan, uluslararasõ anlaşmalarõn ve SPY’nin
belirttiği ölçüler içinde hem ifade özgürlüğünün
hem de örgütlenme özgürlüğünün kullanõlma-
sõna ilişkin birtakõm ölçülerinin olduğunu vur-
gulayan Kõlõç, “Bir siyasi parti; terör, şiddet
ve baskı içeren eylem ve söylemleri kullan-
ma hakkına sahip değildir. Terör ve şiddet
içeren eylemler ve söylemlerle barışçıl söy-
lemleri ve önerilerini birbirinden ayırmak zo-
rundadır” dedi. AİHM’in de son yõllarda ver-
diği kararlarda bu konu üstünde durduğunu, bu-
nunla ilgili ölçütler yarattõğõnõ anlatan Kõlõç, şun-
larõ söyledi: “Bir siyasi parti demokratik or-
tam içinde amacı ve bu amaca ulaşmak için
kullandığı araçlarını demokratik toplum
değerleri ile uyum içinde kullanmak zorun-
dadır. Eğer bu uygunluk yoksa bu siyasi par-
tinin siyasi alanda bir toplum modeli öner-
me hakkı da yoktur. Bir partinin savundu-
ğu veya önerdiği inandığı toplumsal projesi
ne kadar kutsal olursa olsun yöntem olarak
terör ve şiddetle ilişki kurmuşsa bu amacının
bence hiçbir anlamı yoktur.”
Kõlõç, sorunlarõn çözüm yerinin yalnõzca
parlamento olduğuna işaret ederk, “Siyasi ak-
törlere çağrı yapmak istiyorum; öfke ve si-
yasi gelecek endişelerinden arınarak, kay-
bolan diyaloglar kurulmalıdır, milletimi-
zin layık olduğu ve demokratik hukuk dev-
letinin gerekli kıldığı anayasal ve yasal de-
ğişiklikler bir an önce hayata geçirilmelidir”
dedi. Kõlõç, bir gazetecinin “AİHM kararın-
dan bahsettiniz. Bu, Batasuna Partisi ile il-
gili mi” sorusu üzerine Kõlõç, şunlarõ söyledi:
“...Çeşitli beyanatlar oldu, siyasilerimizin
ve gazetecilerimizin. Ben bunu bir talihsizlik
olarak görüyorum. (Anayasa Mahkemesi)
AİHM’nin İspanya’daki Batasuna kararıyla
ilgili, ‘İhlal yoktur’ şeklindeki kararını göz
önünde tutmuştur. Tabii ki hepsi incelen-
miştir, hepsi araştırılmıştır. Mahkeme he-
yetimiz çok özverili, çok ince ve çok titiz bir
çalışma yapmıştır.”
SİYASETÇİLERDEN DEĞERLENDİRMELER
‘Terörle
yandaş parti
kabul edilemez’
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Siyasilerden
DTP’nin kapatõlmasõ ko-
nusunda farklõ değerlen-
dirmeler geldi.
İsveç’te bulunan TBMM
Başkanõ Mehmet Ali Şa-
hin, kapatma kararõnõn so-
rumlusunun sadece Ana-
yasa Mahkemesi olmadõğõ-
nõ, Türkiye’nin, hâlâ siyasi
partilerin kapatõldõğõ ülke
olarak görülmeye devam
etmesinin birinci derecede
sorumlusunun siyaset ku-
rumu olduğunu ifade etti.
Şahin, “Anayasa Mahke-
mesi Başkanı Sayın Haşim
Kõlõç’ın da ifade ettiği gi-
bi, üzerine düşen görev-
leri, gerek anayasa deği-
şikliği olarak, gerekse ya-
sal değişiklik olarak yeri-
ne getirmeyen Meclis’tir
diye düşünüyorum. Mec-
lis’in, Türkiye’nin bu gö-
rüntülerden kurtulması
için üzerine düşenleri kı-
sa sürede yapması gerekir
diye düşünüyorum.” dedi.
Saygıyla karşılanmalı
MHP lideri Devlet Bah-
çeli, yaptõğõ açõklamada
“Yüce mahkemenin bu
kararını herkes saygıyla
karşılamalı ve içinden
geçmekte olduğumuz na-
zik dönemde bölücü terö-
rün amaçlarına hizmet
edecek tartışmalardan
özenle kaçınmalıdır” gö-
rüşünü dile getirdi.
CHP Sözcüsü Mustafa
Özyürek, yaptõğõ açõkla-
mada, siyasi partilerin ka-
patõlmasõndan yana olma-
dõklarõnõ ancak partilerin
de hukuk kurallarõna uy-
malarõnõn gerektiğini söy-
ledi. Mustafa Özyürek, şun-
larõ kaydetti:
“Tabii ki bir partinin
kapatılmasını istemeyiz
ancak keşke DTP terör
örgütü PKK ile arasına
mesafe koyabilseydi.
Onun şiddet uygulamala-
rına yandaş olmasaydı ve
bugünkü durum ortaya
çıkmasaydı. Terörle yan-
daş olan bir parti kabul
edilemez. Bu bizim yasa-
larımız açısından da böy-
le Avrupa’da da böyle,
AİHM kararları da böy-
le. Bu bakımdan Anayasa
Mahkemesi’nin kararı
hukuki açıdan yerinde,
doğru bir karardır.”
AKP Grup Başkanvekili
Mustafa Elitaş, “Siyasi
partileri halkın desteği
kurar, yine halkın deste-
ği bittiği takdirde kapatı-
lır. Anayasa Mahkeme-
si’nin kararına herkes de-
mokratik toplum ve hu-
kuk devleti içinde uymak
zorundadır” dedi. AKP
Grup Başkanvekili Bekir
Bozdağ ise kararõ değer-
lendirirken prensip olarak
AKP’nin siyasi partilerin
kapatõlmasõna karşõ oldu-
ğunu belirterek “Tüm ka-
patma kararları, huku-
kumuza ve demokrasimi-
ze de zarar vermiştir. Kal-
dı ki bugüne kadar verilen
kapatma kararları her-
hangi bir sorunu da çöz-
memiştir” diye konuştu.
SHP Genel Başkanõ Hü-
seyin Ergün, DTP’nin ka-
patõlmasõ kararõnõn “Tür-
kiye demokrasisine ve
Kürt açılımına zarar ve-
receğini” ifade etti. Türk-
İş Başkanõ Mustafa Kum-
lu, “Türkiye bir an evvel
‘parti kapatma’ ayıbından
kurtulmalı” dedi.
‘Siyasi mücadele sürecek’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ana-
yasa Mahkemesi’nin “temelli kapatma” ka-
rarõyla, Diyarbakõr Milletvekili Aysel Tuğ-
luk ile birlikte “siyasi yasaklı” hale gelen
DTP Genel Başkanõ Ahmet Türk, “sine-i
millet” kararõnõn arkasõnda olduklarõnõ açõk-
larken “siyasi mücadelemiz devam edecek”
diyerek yeni oluşuma da açõk kapõ bõraktõ.
Anayasa Mahkemesi’nin kapatma kara-
rõ ve parti içinde “ılımlı” kanadõ temsil eden
Türk ile Tuğluk’a siyasi yasak getirmesi,
DTP içinde şok etkisi yarattõ. Gün boyun-
ca çalõşmalarõnõ TBMM’de sürdüren Ahmet
Türk, parti hakkõndaki karardan kõsa süre ön-
ce bir grup milletvekiliyle parti genel mer-
kezine geldi. Kararõ genel merkezdeki oda-
sõnda televizyondan öğrenen Türk, Diyar-
bakõr’da bulunan Grup Başkanvekili Sela-
hattin Demirtaş dõşõndaki milletvekilleriyle
kõsa bir değerlendirme toplantõsõ yaptõ.
Toplantõnõn ardõndan kõsa bir açõklama ya-
pan Ahmet Türk, “sine-i millet” kararõndan
dönmeyecekleri mesajõnõ verdi.
‘Sancılı bir süreç yaşanıyor’
Türkiye’nin “sancılı” bir süreç yaşa-
dõğõnõ belirten DTP Genel Başkanõ Ahmet
Türk, şunlarõ söyledi: “Bizim özlemimiz
bu sancılı sürecin uzamaması. Ger-
çekten Türkiye’de halkları kucakla-
yacak bir anlayışı egemen kılması.
Parti kapatmakla bu sorun çözülmez.
Böyle bir süreç elbette insanlarda kı-
rılma yaratır. Amacımız çözüm.”
Türk, “Sine-i millete dönecek misiniz”
sorusu üzerine de “Arkadaşlarımız tah-
min ediyorum ki bu konudaki dilek-
çelerini Meclis’e ulaştıracaklardır” de-
di. Bu arada, DTP Muş Milletvekili Nu-
ri Yaman da gazetecilerin “İstifa edecek
misiniz” sorusuna “Evet, kararımız ge-
çerli. Ahmet Türk yasaklanacak en son
insandı” yanõtõnõ verdi.
DTP’liler istifalarõnõ Meclis Başkanlõğõ’na
sunmayõ planlamasõna karşõn, Anayasa
Mahkemesi’nin siyasi yasak kararõ aldõğõ
Tuğluk ve Türk dõşõndaki milletvekilleri-
nin üyeliğinin düşmesi için Meclis onayõ ge-
rekiyor. DTP milletvekillerinin istifasõnõn
Meclis tarafõndan kabul edilmesi duru-
munda “ara seçim” gündeme gelebilecek.
PARTİDEKİ ‘ŞAHİN’ KANAT GÜÇLENECEK
‘Ilımlılar’ yasaklandı
Türk ve Tuğluk, partide
“güvercin” olarak da ad-
landõrõlan “ılımlı” kanadõ
temsil ediyorlardõ. İki ismin
yasaklanmasõnõn ardõndan
kulislerde, yeni siyasi olu-
şumda “Tabanımız dağa
çıkmamızı istiyor” diyen
Emine Ayna’nõn da arala-
rõnda bulunduğu “şahin”
kanadõn güçleneceği ve ra-
dikalleşeceği değerlendir-
mesi yapõlõyor. İmralõ’nõn
belirleyici olacağõ yeni olu-
şumda õlõmlõ kanadõ temsil
eden Sõrrõ Sakõk, Nuri Ya-
man, Hasip Kaplan’õn da
aralarõnda bulunduğu isim-
lerin “kitle partisi” niteli-
ğinde yeni bir oluşum için-
de yer alabileceklerine dik-
kat çekiliyor.
Parlamentoda 21 üyeyle
temsil edilen DTP’nin ve-
kil sayõsõ 19’a düşeceği
için grup hakkõnõ yitire-
cek. DTP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Emine Ayna,
Bağõmsõz İstanbul Millet-
vekili Ufuk Uras’õn katõlõ-
mõyla yeni bir grup oluştu-
rup oluşturmayacaklarõ so-
rusuna “Öyle bir yaklaşı-
mımız yok” yanõtõnõ verdi.
DTP’LİLER SEÇENEKLERİ DEĞERLENDİRECEK
Yol haritası belirlenecek
DTP yönetimi, parti yetkili or-
ganlarõ ve milletvekillerinin katõlõ-
mõyla, bugün genel merkezde ge-
niş katõlõmlõ bir toplantõ yaparak yol
haritasõnõ belirleyecek. Ardõndan da
basõn toplantõsõ düzenlenecek.
DTP’lilerin, partinin yedeği olarak
kurulan Barõş ve Demokrasi Parti-
si (BDP) çatõsõ altõnda siyasete de-
vam edip etmeyeceği de masaya ya-
tõrõlacak. DTP’liler, “sine-i millet”
kararõ açõklanmasõna karşõn, bunun
olasõ sonuçlarõ, Meclis’te yeniden
grup kurulma olanağõna kavuşul-
masõ ve Meclis’in de milletvekil-
lerinin istifasõnõ onaylamamasõ se-
çeneklerini dikkate alarak çok se-
çenekli yol haritasõ belirleyecek.
Anayasa gereğince Meclis üye
tamsayõsõnõn yüzde 5’i olan 28
milletvekilliğinde boşalma ol-
masõ durumunda, 3 ay içinde ara
seçim yapõlmasõ öngörülüyor.
Parlamentoda halen 6 üyelik boş
bulunuyor. DTP’liler ve İstan-
bul Bağõmsõz Milletvekili Ufuk
Uras’õn da istifa etmesi duru-
munda ara seçim için gerekli olan
rakama ulaşõlõyor. Ancak kulis-
lerde bu seçeneğe fazla şans ta-
nõnmõyor. Meclis’teki partilerin
genel kurulda DTP milletvekille-
rinin istifalarõnõ kabul etmeye-
cekleri belirtiliyor.
Kapatõlan 27. parti
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi, kurulduğu 1963 yõlõndan bugüne
kadar DTP ile birlikte toplam 25 siyasi partiyi
kapattõ. Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşundan
önce de 2 siyasi parti kapatõlmõştõ. DTP kapatõlan
27. siyasi parti olurken bu çizgideki Halkõn
Emek Partisi (HEP), Demokrasi Partisi (DEP) ve
Halkõn Demokrasi Partisi (HADEP) de daha ön-
ce Anayasa Mahkemesi tarafõndan kapatõlmõştõ.
DTP Genel Başkanõ Türk, daha önceki ‘sine-i millet’ kararõnõn arkasõnda olduklarõnõ
bildirdi. Milletvekillerinin hafta başõnda TBMM’ye istifalarõ sunmalarõ bekleniyor
Meclis grubu
düşecek
Kapatma kararının ar-
dından DTP’nin Meclis
grubu da düşecek. DTP
milletvekilleri yeni bir
parti altında Meclis gru-
bu oluşturmadığı sürece,
bu partiye ayrılan grup
odası ve Grup Başkanve-
kili odaları da boşaltıla-
cak. DTP’nin grubunun
düşmesiyle Meclis’teki
bağımsız milletvekili sayı-
sı da 30’a yükselecek.
Partilere göre, sandalye
dağılımı şöyle olacak:
AKP: 338, CHP: 97,
MHP: 69, Bağımsız Mil-
letvekili: 30, DSP: 8, DP:
1, TP: 1, Toplam: 544.
BEŞ YIL SÜREYLE SİYASET YAPAMAYACAKLAR
Beyan ve eylemleriyle partinin kapatıl-
masına neden olan 37 kişiye 5 yıl süreyle
siyasi yasak getirildi. Kılıç, 2 milletvekili
ile 4 belediye başkanının da aralarında
bulunduğu bu isimleri şöyle sıraladı:
“Abdulkadir Fırat, Abdullah İsnaç, Ah-
met Ay, Ahmet Ertak, Ahmet Türk, Ali
Bozan, Ayhan Ayaz, Aydın Budak (Cizre
Belediye Başkanı), Ayhan Karabulut,
Aysel Tuğluk, Bedri Fırat, Cemal Ku-
hak, Deniz Yeşilyurt, Ferhan Türk (Kı-
zıltepe Belediye Başkanı), Fettah Dadaş,
Hacı Üzen, Halit Kahraman, Hatice
Adıbelli, Hüseyin Bektaşoğlu, Hüseyin
Kalkan, İzzet Belge, Kemal Aktaş, Leyla
Zana, Mehmet Veysi Dilekçi, Metin Tek-
çe, Murat Avcı, Murat Taş, Musa Faris-
oğlulları, Necdet Atalayı (Batman Bele-
diye Başkanı), Nurettin Demirtaş ve Se-
lim Sadak (Siirt Belediye Başkanı).”
Aysel Tuğluk.