Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 2009 CUMARTESİ
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Kürt Sorunu ile PKK’yi
Birbirinden Ayırmak
Tokat’taki saldırıyı PKK’nin üstlenmesini
beklemek bile gerekmiyordu, terör örgütünü
aklamak, kendi açılımlarını paklamak uğruna
yırtınanların iğrenç komplo teorilerinin gerçek
dışılığını görebilmek için.
Bu iğrenç komplo teorisinin mucitleri ve
destekçilerinin, ülkenin birlik ve beraberliği için
PKK’den de daha tehlikeli oldukları açıktır.
Açıkça gün yüzüne çıkmış olan hususlardan biri
de, Tayyip Erdoğan’ın açılımının A’dan Z’ye
yanlış olduğudur.
Bilindiği gibi, Tayyip Bey’in, temelinde Amerikan
siparişi yatan açılımı, Yankilerin bölgeden
çekilmeleri üzerine Kuzey Irak’ta PKK’nin
barınamayacağı varsayımına dayanmakta ve
bölgedeki Kürt devleti oluşumunun
koruyuculuğuna soyunması istenen Ankara’nın,
bu misyonu kabul ederken neler yapması
gerektiğinden yola çıkmakta, PKK’nin tasfiyesini
sağlamak için gerekli önlemlerin alınmasına
yönelmekteydi. Başka bir deyişle, AKP’nin büyük
bir fiyaskoyla sonuçlanan, ülkedeki gerginliğin
artmasından başka bir sonuç doğurmayan açılımı
PKK endeksliydi.
Aslında yapılması gereken ise daha geniş içerikli
bir Kürt açılımıydı.
Kuşkusuz, PKK Kürt sorununun önemli
bileşkelerinden biriydi, ama sorunu yalnızca
onunla sınırlamak büyük yanlıştı.
Yanlıştan yola çıkarak doğruya varmanın imkânı
olmadığı kısa sürede görüldü.
PKK ile mücadelenin polisiye yönünü yürüten
TSK’nin de birçok kez belirttiği gibi, sorunun
ekonomik, psikolojik, sosyal, politik yönleri vardı
ve bunlara eğilmeden konunun PKK ile
sınırlanarak çözülmesi olanaksızdı.
Ayrıca başta da belirttiğimiz gibi, PKK ne
yaparsanız yapın silah bırakmayacaktı.
Gücünün azalmasına karşın, varlığını
sürdürmeye çalışacak, hangi taleplere ne yanıt
verilirse verilsin silahtan vazgeçmeyecekti.
Bir an için PKK’nin zorlaşan koşullarda artık
varlığını sürdüremeyeceğini görüp, silah bıraktığını
ve siyasal alana kaydığını varsaysak bile, siyasi
taleplerinin nelere yönelik olacağını kestirmek için
fazla düşünmeye gerek yok.
PKK’nin lideri Abdullah Öcalan’ın, güya üniter
devlete yandaş olduğunu belirttiği açıklamalarında
ileri sürdükleri bile adı değişik bir ayrılık modelidir.
PKK’den başka bir tutum beklemek hayalciliktir.
Eğer Türkiye’de yaşayan Kürt kökenli
yurttaşlarımızın çoğunluğunun isteği de bu
doğrultuda olursa, PKK’nin taleplerini anlamak
daha kolaydır.
Bu takdirde, eninde sonunda PKK veya onunla
aynı görüşleri savunan birileriyle müzakere etmek
kaçınılmaz olacaktır.
Çağımızda, hiç kimseyi “sen benimle aynı
ırktansın, aynı dilden, aynı dindensin” diyerek zorla
bir arada yaşatmak imkânı yoktur.
Ama acaba, gerçekten durum bu mudur?
Gerçekten gerek bölgede, gerekse Anadolu’nun
dört bir yanında ve dünyanın en kalabalık Kürt
kenti İstanbul’da yaşayan Kürt kökenli yurttaşların
talepleri PKK’nin istekleriyle bağdaşmakta mıdır,
hatta onlar PKK’yi öz örgütleri olarak görüyorlar
mı?
Bahçeşehir Üniversitesi’nin son olarak yaptığı
bir araştırma, hem PKK’nin hem de onunla
yakınlığını gizleme gereğini bile görmeyen DTP’nin
konumları konusunda ciddi soru işaretleri
yaratmaktadır.
Yaşamsal bir konuyu tek araştırmanın verilerine
dayandırarak, çözüme ulaştırma iddiasında
bulunmak tabii ki yanlıştır.
Türkiye’nin her bölgesinde yaşayan Kürt
vatandaşlarımızın eğilimlerini, özlemlerini,
isteklerini yansıtan yeni araştırmalara da ihtiyaç
vardır.
Son araştırma, Türkiye’de Kürtler ile Türklerin
bir arada yaşama iradesinin var olduğunu
düşünenleri haklı çıkarır sonuçlar vermiştir.
Bu eylemci azınlığın karşısındaki sessiz
çoğunluğun hiç de ayrılıkçı talepleri
desteklemediğini gösteriyor.
Şimdi esas mesele, bu iradeyi güçlendirmek ve
Kürt kökenli yurttaşların sessiz çoğunluğunu
gürültücü eylemci azınlığa mahkûm etmeyecek
politikaları izlemektir.
PKK’ye duyulan tepkiyi, bir Kürt karşıtlığına
dönüştürmek ise, bu politikanın tam tersine
PKK’nin istediği sonuçları doğuracaktır. Bu gerçek
de böyle biline!
asirmen@cumhuriyet.com.tr
GİZLİ GÖRÜŞME İDDİASI
Cumhurbaşkanı’na
CHP’den yalanlama
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaş-
kanõ Abdullah Gül’ün Tiran’a giderken yap-
tõğõ açõklamalarla ilgili olarak CHP Genel
Merkezi’nden yazõlõ bir açõklama yapõldõ. Bu
açõklamada, “Bazı gazetelerde yer alan, bir
gazetede ise manşetten verilen habere gö-
re, Sayın Cumhurbaşkanı Arnavutluk’a
giderken gazetecilerin sorularını yanıtla-
mış, ‘siyasi parti liderleriyle tek tek defalarca
görüştüğünü ve bunu basõna yansõtmadõğõnõ’
söylemiştir. CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal basının, kamuoyunun bilgisi olma-
dan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile hiç-
bir görüşme yapmamıştır. Sayın Cumhur-
başkanı’nın daveti üzerine yapılan görüş-
me basına, kamuoyuna duyurulmuş, içeri-
ğin açıklanıp açıklanmaması ise davet sa-
hibinin takdirine bırakılmıştır” denildi.
Erdoğan, PKK’nin üstlenmesine karşõn Tokat saldõrõsõnõn altõnda başka bir şey arõyor
‘Ayrõ bir taktik olabilir’Erdoğan, Tokat’ta 7 askerin şehit olduğu PKK
saldõrõsõyla ilgili olarak “Bu işi bölücü terör örgütü
malum üstlendi. Tabii bu da ayrõ bir strateji, taktik
olabilir” dedi. PKK’nin farklõ örgütlerle işbirliği içinde
olduğunun bilindiğini söyleyen Başbakan, olayõn
gerçek yüzünü ortaya çõkarmaya çalõştõklarõnõ belirtti.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ABD ve
Meksika’ya yaptõğõ resmi zi-
yaretten Ankara’ya dönüşün-
de Esenboğa Havaalanõ’nda
açõklamalarda bulundu.
Tokat’ta 7 askerin şehit ol-
duğu terör saldõrõsõna değinen
Erdoğan, saldõrõyõ PKK’nin
üstlenmesine karşõn hükümet
kanadõndan ilk günden bu ya-
na gelen “provokasyon” id-
dialarõna bir yenisini ekledi.
Başbakan Erdoğan, şunlarõ
söyledi: “Tabii, ilk anda,
‘bunu kim yapmõştõr, kim et-
miştir’ gibi bunun üzerinde
güvenlik güçlerimizin yap-
tığı bazı değerlendirmeler
vardı. Sonunda bu işi bölü-
cü terör örgütü malum üst-
lendi. Tabii bu da ayrı bir
strateji, taktik olabilir. Ama
bölücü terör örgütünün o
bölgede farklı terör örgüt-
leriyle işbirliği halinde ol-
duğunu da zaten geçmişten
bu yana uygulamalarıyla
biliyoruz ve bu çalışmalarla
ilgili güvenlik güçlerimiz
tüm bunlara rağmen işin
gerçek yüzünü de ortaya çı-
karabilmek için çalışmalara
devam ediyor.”
Erdoğan, bir gazetecinin
“Bu tip saldırıların açılıma
karşı olabileceğine dair bir
şey mi kastettiniz” sorusu
üzerine “Bu tür saldırıların
hepsi bizim bu milli birlik ve
kardeşlik projemizde de-
mokratik açılım sürecimizi
engellemeye, baltalamaya
yani bu projeyle ilgili umut-
ları ortadan kaldırmaya yö-
nelik saldırılardır” dedi. Er-
doğan, saldõrõnõn terör örgü-
tünün Karadeniz’e inme ça-
lõşmasõnõn göstergesi olduğu-
nu söyledi. Erdoğan, “(Ger-
çek yüzü ortaya çıkacaktır)
ifadesini kullandınız, ger-
çek yüzü derken farklı bir
adres mi olabilir, başka bir
şey mi var arkasında bunu
mu kastettiniz” sorusunu da,
“Amaçlar” diye yanõtladõ.
Aynõ gazetecinin, “Yani terör
örgütü haricinde başka bir
yapılanma mı söz konusu”
sorusu üzerine de Başbakan
Erdoğan, “Ben böyle bir şey
söylemedim. Zaten bu tür
bir vahşeti, ancak terör ör-
gütü yapar, başkası yapa-
maz” karşõlõğõnõ verdi.
Şensoy’un ayrılması
Erdoğan, Washington Bü-
yükelçisi Nabi Şensoy’un
merkeze dönmesiyle ilgili ola-
rak da, “Dışişleri bakanları
bu tür ikili görüşmelere illa
katılır diye bir şey söz ko-
nusu değil. Fakat orada kar-
şılıklı olarak böyle bir teyit-
leşme olunca ısrar etmenin
zaten anlamı olmaz. Biz de
görüşmeyi baş başa yapma
durumunda olduk. Tabii
Türkiye Cumhuriyeti Dışiş-
leri Bakanı katılmadı da
ABD Dışişleri Bakanı katıl-
dı mı? Hayır, o da katılma-
dı ve biz Sayın Obama ile
bunu ikili olarak baş başa
gerçekleştirmiş olduk.”
Erdoğan, DTP’nin tavrõna
ilişkin bir soru üzerine de
“DTP alışılmış görevini ye-
rine getiriyor” yanõtõnõ verdi.
‘MUHALEFETLE BİR ARAYA GELMEK İSTEMEM’
Erdoğan bir gazetecinin cumhurbaşkanõ
Gül’ün “liderleri bir araya getirebili-
rim” yönündeki açõklamasõnõ anõmsat-
masõ üzerine şöyle konuştu:
“Sayın Cumhurbaşkanımız iyi ni-
yetle bu adımı ilk defa atmıyor. Bun-
dan önce de buna benzer adımlar at-
mıştır, fakat tabii atılan adımlarda bu
tür toplantıya katılanlar, Cumhur-
başkanlığı makamına da hakaret
içeren ifadelerde bulunmuşlardır ve
oralardan da herhangi bir netice
çıkmamıştır. Ben gelebilecek böyle
bir davete katılırım. Temenni ederim
ki, yine oradan da yine olumlu bir ne-
tice çıksın. Temennim budur... Ama
‘beklentiniz nedir’ derseniz. Bundan
öncekilerden farklı olmayacaktır.
Çünkü şehitlerimiz üzerinden siya-
si istismar konusu yapmak suretiy-
le kalkıp hükümeti ihanetle, hıyanetle
adeta hakarete maruz bırakan bir
anlayıştan ben hiçbir şey beklemi-
yorum ve onlarla bir araya gelmeyi
de arzu etmiyorum.”
Erdoğan, terörün tüm boyutlarõnõ ele al-
mak üzere bir süreç başlattõklarõnõ ifade
ederek “Bu beyefendiler bu çalışmaya
başından beri takoz oldular, çözüme
yönelik bir projeleri var mı? Yok...
Ama dikkat ederseniz sürekli ihanet,
hıyanet... Söyledikleri şey bu” dedi.
Muhalefetten Gül’e ret
Cumhurbaşkanõ’nõn siyasi tansiyonu düşürmek için liderlerle bir araya gelme
isteği, CHP ve MHP tarafõndan ‘taraf olduğu’ gerekçesiyle kabul edilmedi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP ve MHP, Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül’ün tansiyonu düşürmek için liderler-
le bir araya gelme isteğine olumsuz yanõt
verdi. CHP Grup Başkanvekili Kemal
Anadol, bu konudaki sorulara “Sayın
Cumhurbaşkanı olayın tarafıdır. ‘Tarihi
fõrsat’ diyerek bu açılımı başlatmıştır.
‘Güzel günler göreceğiz’ demiştir. Güzel
günler görmedik, 7 askerimizin şehadeti,
Habur’da yaşananlar, çadır mahke-
meleri ile karşılaştık. Ne için toplayacak
liderleri? Habur’da -Başbakan Erdo-
ğan dõşõndaki- liderler mi o mahkemeleri
kurdu? O utanç manzarasını liderler mi
yarattı” yanõtõnõ verdi.
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şan-
dır da “Sayın Cumhurbaşkanı 8 ay ön-
ce ‘güzel şeyler olacak’ dedikten sonra
Türkiye’yi savaş alanına döndürdüler.
Önce bu ‘güzel’ olacak hususların ge-
rekçesini millete açıklaması lazım” dedi.
MHP olarak Kürt açõlõmõnõ toplumun
birliği, bağõmsõzlõğõ ve bölünmez bütün-
lüğünü tehdit eden bir süreç olarak gör-
dükleri ve “bunu önleme gayreti içinde
olduklarını” belirten Şandõr, “Cumhur-
başkanı’nın kendisine yol arkadaşı ola-
rak başkasını arayıp bulması gerekir”
diye konuştu.
CHP, Tokat saldõrõsõnõn ardõndan iktidar sözcülerinin yaptõğõ açõklamalara dikkat çekti:
PKK’yi aklama çabasõna girdiler
HakkıS.Okay.
Kemal Anadol.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP Grup Başkanvekilleri
Kemal Anadol ve Hakkı Süha
Okay, Tokat’taki saldõrõnõn ardõn-
dan iktidar sözcülerinin yaptõğõ
açõklamalara dikkat çekerken Baş-
bakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç ile
Sanayi ve Ticaret Bakanõ Nihat Er-
gün’ü derhal istifaya çağõrdõ. Okay,
“Yapılmak istenen suçluyu ka-
yırmak, gizlemek, suçluyu de-
ğiştirmeye çalışmak, suçu gizle-
mektir” dedi.
Anadol ve Okay dün parlamen-
toda düzenledikleri basõn toplantõ-
sõnda son gelişmeleri değerlendir-
di. Anadol, Tokat’taki saldõrõnõn ar-
dõndan Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan,
Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arõnç
ve Sanayi Bakanõ Nihat Ergün’ün
yaptõğõ açõklamalara dikkat çekti.
Anadol, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devlet ciddiyetiyle bağdaşma-
yan, söyleyeceğini söylemeden
önce düşünmeyen bir yönetim,
bir başbakan yardımcısıyla kar-
şı karşıyayız. Arınç, bari her za-
man yaptığı gibi 7 askerimizin şe-
hit olmasından sonra da ağla-
maya başlasaydı daha isabetli
olurdu. Ergin, arkasında Erge-
nekon var, demek istedi. PKK’yi
aklama çabasına girdiler... PKK
gibi bir terör örgütünü aklama
peşinde olan, öncelikle hükü-
mette yer alan Başbakan Yar-
dımcısı ile Sanayi Bakanı’nı isti-
faya çağırıyorum.”
‘Atalay haddini aştı’
Okay da “suçluyu kayırma,
gizleme” çabalarõnõn üzerinde dur-
du. Okay, “Utanmasalar, karakol
baskınları, öğretmenevi, orduevi
baskınını da birilerine yükleye-
rek PKK’nin işi değil, diyecek-
ler. AKP’nin işi, PKK’yi akla-
mak olmuştur” açõklamasõnõ yap-
tõ. Okay, İçişleri Bakanõ Beşir
Atalay’õn “hıyanet” tartõşmasõn-
da partilerini hedef alan sözleriy-
le ilgili soruya da “İçişleri Baka-
nı, haddini aşarak hain ifadesi-
ni kullandı. 7 askerimizin şehit
edilmesinde suçluları gizleyip,
arkasında başka güç odaklarının
olduğunu söyleyip, suçu ve suç-
luyu kayıran, değiştirmeye çalı-
şan anlayış mı hıyanet içindedir,
yoksa bu açılımın sonunda böy-
lesine bedeller ödeneceği endi-
şesini dile getirenlerin mi yaptı-
ğı ihanettir” yanõtõnõ verdi.
MHP, ARINÇ’A YÜKLENDİ: KARA VİCDANIYLA BİZİ SUÇLUYOR
‘Terör örgütünün en
büyük koruyucusu AKP’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şan-
dır, Tokat’taki saldõrõyõ terör örgütü
PKK üstlenmeden önce partisiyle iliş-
kilendirmeye çalõştõğõnõ belirttiği Baş-
bakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’a sert
tepki gösterdi. Arõnç’õn “kara vicda-
nıyla” partisini suçladõğõnõ belirten
Şandõr, PKK’nin en büyük koruyucu-
sunun AKP olduğunu söyledi.
Şandõr, parlamentoda düzenlediği ba-
sõn toplantõsõnda, Tokat’taki saldõrõlarõn
ardõndan “Türkiye’de daha
çok ses getirecek, milliyetçi
duyguları daha fazla kö-
rükleyecek, özellikle bu söy-
lem içerisinde siyaset yapan
partilerin işini biraz daha
kolaylaştıracak bir eylemi
akıllıca planlamış olabilir-
ler” değerlendirmesi yapan
Arõnç’a tepki gösterdi.
AKP’ye ağır eleştiriler
Arõnç’õn aynõ zamanda Baş-
bakan vekili olduğu için elin-
deki bütün devlet olanaklarõ
bulunmasõna rağmen, saldõrõnõn sorum-
lularõ ile ilgili araştõrma yapmadan hem
MHP’yi suçladõğõnõ hem de milliyetçi
duygulara, Tokat halkõna hakaret ettiği-
ni belirten Şandõr, “Derin komplo, di-
yor. Kıt aklınca ve yüzüne vurmuş ka-
ra vicdanı ile MHP’yi suçlamaya ça-
lışıyor. Bugün PKK’nin en büyük
koruyucusu AKP’dir. PKK katliam-
larının gerçek sorumlusu da bizatihi
bu iktidarın yöneticileridir. Akan ka-
nın sorumlusu bizzat Bülent Arınç’tır,
AKP’dir, Başbakan’dır. Bize atfet-
meye çalıştığı bu menfur cinayeti ken-
disine iade ediyoruz” diye konuştu.
MHP olarak Kürt açõlõmõnõ “AKP’nin
PKK açılımı” olarak gördüklerini be-
lirten Şandõr, “AKP iktidarı girdiği bu
yolun, PKK açılımı olduğunu, İmralı
canisine ulaşacağını herkesten iyi bil-
melidir. Millet nezdinde PKK’yi ak-
lamak gibi bir mecburiyeti, her şeyden
önce değerlendiriyorlar, önemli görü-
yorlar. PKK’nin yaptığı eylemlerin ar-
kasına derin komplo, provokasyon
gibi, milliyetçilik duygularını suçla-
maya, MHP’yi suçlamaya
kalkışıyorlar. Bu kabul edi-
lemez. Bu derin komplo,
AKP’nin millete yaptığı
komplodur” dedi.
‘Lozan’ sorusu
Erdoğan’õn ABD ziyareti-
ni de değerlendiren Şandõr,
Türkiye’de Lozan dõşõnda
“dini ve etnik azınlık” ol-
madõğõna işaret ederek Er-
doğan’a şöyle seslendi: “Lo-
zan Barış Ant-laşması’nı
değiştirmeyi kabul ettiniz
mi? Türkiye’de milli azınlıkların var-
lığını kabul ettiniz mi? Bu yönde
anayasayı değiştirmeyi kabul ettiniz
mi? Eğer bunları kabul ettiyseniz, bu
doğrudan siyasi bölücülüktür, bu
millete hakarettir, Türkiye Cumhu-
riyeti Devleti’nin devlet hukukuna,
kuruluş hukukuna aykırıdır.”
Mehmet Şandõr, Washington Büyük-
elçisi Nabi Şensoy’un istifanõn gerçek
nedeninin de Obama’nõn “dini-etnik
azınlık” sözlerine, Başbakan Erdoğan’õn
itiraz etmeyişine tepki olarak ortaya
koyduğu bir tavõr olduğunu söyledi.
Mehmet Şandır.
Başbakan Erdoğan, Esenboğa Havaalanı’nda
açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. (AA)