21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
VİZYON • Testere Vl(sawvo Kevin Greutert'in yönettiği ve Tobin Bell, Costas Mandylor, Mark Rolston ile Betsy Russell'ın oynadığı Testere VI da, kesin bir ahlak anlayışına sahip ve hayat denen hediyenin değerini takdir etmediğine inandığı kişileri oynamak zorunda bıraktığı, korkunç hayatta kalma oyunları konusunda blr dahi olan, ölümcül kanser hastası Jigsaw'un entrikalarını takip ediyor. özel Ajan Strahm ölmüştür ve Dedektif Hoffman da Jigsavv'ın tartışmasız varisi olarak ortaya çıkmıştır. Ancak, FBI, Hoffman'a yaklaştıkça o da bir oyun başlatmaya zorlanır. Böylece Jigsavv'ın asıl büyük plânı sonunda anlaşılmıştır. Yönetmen Kevin Greutert, "Testere Vl'nın, biradamın yolculuğunu anlatmasını istedim ve bunun için en iyi yaklaşımın, seriye yeni bir karakter eklemek olacağını düşündüm" diyor. AŞKÜ Uflİr (L'uomoChe Ama) MariaSoleTognazzi'nin yönettiği filmin başrollerini Monica Bellucci, Pierfrancesco Favino, Xenia Rappoport ile Marisa Paredes paylaşıyor. Filmin konusu aşkla ilgili... Terk edilme hissini ve her şeyi kaybetme korkusunu da gözler önüne seriyor. Roberto, Sara'ya aşıktır. Ancak Sara, kendisine olan bu ilgiye rağmen, Roberto'nun hayatından dikkat çekmeden sessizce ayrılır. Roberto aldatıldığını keşfeder, sevdiği kadını kaybetme korkusu, kadının onu aldatmasından daha ağır gelir. Roberto'nun çektiği acıyı paylaşan tek bir kişi vardır, o da küçük kardeşi Carlo'dur. Filmdeki insanların tümü ya değişime uğrayacak ya da durumu kabullenecektir. Tesirsiz aşk bombası ALPER TURGUT Sinemanın birleştirici gücü 50. Selanik Uluslararası Film Festivali, değerli yönetmen \Vcrner Herzog'un toplu gösterimini gerçekleştirdi, onur ödülü AQI | Altın lskender'i sundu. Herzog, MoLI yaptığım özel söyleşide, basın S E L C U K konferansında ve ustalar sınıfında sinemamn büyüsüne, 40 yılı aşan süre gerçeği arayışına, insanm varoluş sorgulamasına, psikanalize, Türk sinemasına, kadın karakterlere, yeni teknolojilere ait ilginç saptamalarda bulundu. Ustalar smıfına Svving Time'dan (George Stevens/1936) Fred Astaire'in gölgesiylo rlans edişi sahnesiyle başlayan Herzog bu yalın çekimin sinemanın özünü, vuruculuğunu aktardığını belirtti. Sinemanın bir eğlence olduğunu söyleyen yönetmen 11 yaşında okulda izlediği Bavyera dağlan bclgeselinin etkisinde kalmış: "O fılnıde aynı plan iki kcz kullamlmıştı, böylesi bir hileyle bizi nasılda kandınyorlar diye düşünmüştüm" diyen Herzog Münih'e gelince Tarzan, Zorro, Dr. Fu Manchu fılmlerinden de çok etkileıımiş. becerilcriniz sizi asla ileri taşımaz" Sözleriyle açıklayan Herzog yetcneği ise "sonradan edinilmesi güçtür" diye tanımladı. 1yi bir anlatıcı ve bir sinema savaşçısı olmak istediğini bclirten yönetmen felsefenin, matematiğin bile kimi zaman gerçekle ilgili açık yanıtlar veremediğini bundan ötürü gerçeğc ulaşmak için her yolu denediğini açıkladı: "Gerçeği bulamayabilirsiniz anıa bu arayış varlığınıza anlam, saygı, dcğer katar". Yalnızlık çağı "Gecenin Kanatlan", siyasetten fcrsah fersah uzak bir mctinle, "canlı bomba" gibi meşakkatli bir konuya mcrak saran ancak intihar eylemcisini, yalnızca zaman ayarlı vc tesirsiz bir aşk bombasına çevirmeyi becerebiliyor. Bu film, kötü bir şaka gibi... "Kapitalizm Bir Aşk Hikâyesi" (Capitalism: A Love Story) ise dünyanın düzenini sorgulayayım derken, savaş çığırtanlığına soyunup, üstüne de Nobcl Banş Odülü'nü alan Barack Obama'dan medet uman bir belgesel... Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu... Hasan Sabbah'ın Alaınut Kalesi'ni mesken eyleyen fedailerinden girip, Japonlann ünlü Kamikaze pilotlarından çıksak ne fayda... İntihar eylemcileri, denk kuvvetlerin çarpışmadığı her türlü mecrada çıkıvcrirler karşımıza... lkiz kuleleri vuran yolcu uçaklan, savaş gemisine bodoslama dalan tckne, sürücüsüyle birlikte havaya uçan kamyon ve kamyonetler gibi motorize saldınlara ise hiç girmeyelim. Biz, direkt "canlı bomba" diye adlandırılan Ortadoğu orijinli eylem tarzına geçiş yapalım..llk canlı bomba, îsrail'in, Filistin topraklarında gerçekleştirdiği katliamların yanı başında doğdu. Yaratıcısı ise Hamas örgütü idi. Hamas, 1993-2004 yıllan arasında 400'ün üzerinde intihar komandosunu, çoğu sivil Israil hedeflerinc gönderdi. Ülkemizde ise tam 13 kez canlı bomba eylemi yapıldı. Bilanço mu? 35 yaşam yitti, onlarca kişi de yaralandı. Evet, göründüğü üzere bıçak sırtı diye tabir edebileceğimİ7, gayet ciddi ve elbette çetrefılli bir durum. Ve ortada bunca çekilen acı varkcn, çözüm üretınek yerine konuyu sulandımıaya kalkmak. Haliyle abes kaçıyor. Gecenin Kanatlan, politik yoksunluğu yüzünden işte bu hataya düşüyor. Soruna dikkat çekmeye çabalayacağına, aşk meşk mevzulan eşliğinde resmen dalgasını geçiyor. Aşk, sizin yedek forvetiniz mi? Maçın bitimine yakın oyuna sokacak ve son dakika golü attıracaksınız. Ama gcl ve gör ki, olmuyor, üstelik tepedcn tırnağa sakil duruyor. Gerçeği arayış Film çekmeyi, şiir yazmayı istcycn Herzog "filmlerinıin yapımcısı da olmalıyım" düşüncesiyle gecelerı fabrikada çalışmış gündüzleri okûla gitnıiş: "Sinema zorluklarla, yenilgilerle dolu bir uğraşı anıa yaşamınıza bir yön vcrmeniz onu bir biçemde doldurmanız gerekiyor" diyor yönetmen. "Tinsel dcncyinıler insana başkalannın yaşanılarını anlamayı, ruhlarını çözebilnıeyi öğrctir. Yoksulduk, çocukken sürekli açtım bu bana gercktiği zaman yemek yemeyi öğretti. Dünyayı gezerseniz dünya sizc kcndisini gösternıeye başlar. Yolculuklarım boyunca dünyayı ve insan ırkını sevdim" diyerek yol göstericisinin zamanının üçyüz yıl öncesinde olan ressam Hercules Seghers olduğunu belirtti. Seghers'in manzara çizimlerinin çılgınlığı, sonsuzluğu, boyutsuzluğu, bilinçsizliği yansıttığını, herkesin kcndi yolculuğuna çıkıp kendine yakın olan şeyleri kcşfctmesi gerektiğini vurguladı: "Mekânı üç boyuta dönüştüren Seghers'in varlığı, onuıı gibi biri olmak isteği bana çok şey kattı. Yüreğimize yakın olan sanatçıları buiursamz varlığınızı bile aşan şeyier yaratabilirsiniz. Elinizde çok iyi bir öykü varsa hiçbir şcyden korkmayın". Çoğunluğun onu melankolik bir sinemacı olarak bildiğini, bunun doğru olmadığını, dünyanın acımasızlığıyla Buster Keaton tarzı ince bir mizahla başa çıkmaya çalıştığını açıklayan Herzog, dünyanın sürekli değıştiğini, bu değişime de uyum sağlanıaj»ız gerektiğini betimledi: "Öykü anIatmsH|NUisan ırkının en önenıli olgusu. İnsan paleolitik çağlardan beri kendini anlatıyor. Günümüzde bizi öylesinc iletişim araçlarıyla besliyorlar ki giderek yalnızlaşıyoruz. Bu bir yalıtım değil. Bir anlamda varoluş yalmzlığı". Yctcnek ve beceri arasındaki ayrımı da "Öz becerinizle iyi filmler yapabilirsiniz ama sinemanın şiiri sonradan öğrcnilcmez. İzleyiciye aktaracak bir iletiniz yoksa 2009'da iki uzun, bir kısa metraj yapan 67 yaşındaki sinemacı yoğun yaratıcıhğını salt gereken çekimleri yapmasına, kurgu evresini hızlandırmasına borçlu olduğunu belirtti. Yeni teknolojilerin günümüz sinemasına çok şey kattığını belirten Herzog Avrupa sinemasının öldüğüne inanmadığını açıkladı: "Romanya, Avusturya, Filipinler'den, PerıTdan çok iyi örnekler geliyor. Son filmim My Son, My Son, What Have Yc Done'ı dijital çektim ama ben yine de tünı savaşımların güçlü anası selüloiti yeğlerim". Son yapımının Antik Yunan trajedisinden öğeler barındırdığım, psikanalizin ise 20. yüzyılın en büyük yanlışı ukluğunu belirtti: "Bedenin her karanlık noktasını deşnıek bencc hastalıklı, aptalca ve tchlikeli. Kör edici bir ışıkla evinizin her bölümünü aydınlatırsanız o ev barınılmaz hâle gelir. Aynı şey insan için de geçerli. İnsan varlığının her noktasını çözüme kalkışırsanız kendinizc dayanamazsınız. Psikanalizi ben engizisyona benzetiyorum". Türk sineması ve Almanya'daki ikinci kuşak Türkler hakkında ne düşünüyorsunuz sorumu Herzog şöyle yanıtladı: "Türk sineması hakkında çok şey bilmiyorum, ben yılda iki ya da üç film izlerinı. Almanya'da Türk kökenli çok sayıda yetenek yetişmeye başladı, bunlar yalnız yönetınenler değil içlerinde ilginç yazarlar da var. Onlar Almanca ve Türkçe olmak üzere her iki dildc kendilerini tanımlayabiliyorlar. Bu gerçekten etkileyici bir duruma dönüştü. On yıl içinde görünüyor ki Türk sanatçıların sayısı daha da artacak". Kadın karakterlehn azlığını, çoğunluk erkek kahraman odaklı filmler çevirdiği saptamamı Herzog "İçinde kadın kahramanlar olan fllmlerim de var, örneğin Land of Silence and Darkness'deki Fiııi Straubiııgcr lıarika bir kadıııdır. Üstelik kadınları severim. llginçtir ki yeni iki fîlınimim baş karakterleri kadınlar. Bu eksikliği ancak öyküyle bağlantılı olarak tanımlayabilirim. Aguirre: Tanrının Öfkesi'nde Ispanyol nıisyoneri bir kadının oynaması olanaksızdı. Kadın odaklı filmler yapan Ingmar Bergman'ın, Michelangelo Antonioni'nin bile bu seçimlcrinin nedenlerini bilmediklcrinden eminim". Gclecekte her şeyin değişebileceğini fakat sinemanın değerlerinin, büyüsünün, şiirselliğinin değişmeyeceğini vurguladı: "Medyamn hızlı gelişiminc karşın çağımız bir yalnızlık çağı. Bir tek sinema insanları birleştiriyor". Hızlandırılmış bir aşk ve atesli bir sevisme Gecenin Kanatlan'nı Serdar Akar yönetti. "Gemide" ve "Dar Alanda Kısa Paslaşmalar" gibi güzide yapıtları bizlere kazandıran Akar, kendi sinemasından da izler taşımayan bu içi bomboş fılmi niye çekti? Yanıtını beklemeden, filmin kötü olmasında en büyük sorumluluğu üstlenen senaryoya geçelim. Mahsun Kırmızıgül vc Ahmet Küçükkayah'nın ortaklaşa yazdıkları senaryonun hali perişan. Böylesi mesnetsiz vc karikatürize tipleri yaratmakta zorlandınız mı? Devrimciler, mafya bozuntularına benzetilmiş, ellerinde sadece bir tespih eksik. Final dcseniz tek kelimeyle facia... Diyaloglar bunaltıcı ve yapay, beylik söylemler ise sevimsiz. Adı "Hayat" olan apartman ve barış simgesi güvercinler gibi göndermelcr dahi basit kaçıyor. Filmin öne çıkan rollerinde, Beren Saat, Murat Ünalmış, Yavuz Bingöl, Erkan Petekkaya, Alper Kul, Cezmi Baskın, Ferit Kaya ve Arif Erkin var. Erkan Petekkaya, Alper Kul ve Fcrit Kaya, rollerinin hakkını ziyadesiyle vermişler, belirhnek isterim. Gecenin Kanatlan'nı çekenler, keşke 2005 tarihli "Vaat Edilen Cennet"i (Paradise Now) görüp feyiz alsalardı, canlı bomba fılmi nasıl kotanlır diyerek... Ilal böyleyken Gecenin Kanatlan'nı, sinemaseverlere önennem de mümkün değil. Neyse ki; haftaya büyük bir keyifle "Vavien"i yazacağız. Notunuzu şimdiden alın vc yerlcrinizi ayırtın, Vavien, kara mizahtan beslenen mükemmelc yakın bir film. 12 Eylül 1980 darbesinden hemen sonra çocuk yaştaki Gece'nin cvi, güvenlik güçleri tarafından basılır. Gözlerınin önünde anne ve babası katledilen Gece, bir anda büyür ve onu günümüzde bir canlı bomba adayı olarak buluruz. Ailesmi öldüren ekibin başmdaki polis yükselmiş, bakan olmuş, içindeki ncfrcti çoğaltan Gece de, gönüllülük ekseninde kendini feda etmeyi göze almıştır. Ancak eylem öncesi barındığı apartmanın kapıcısının oğlu Yusuf ile yakınlaşırlar. Hızlandınlmış aşk ve ateşli bir sevişme, Gece'nin yitirdiği tüm duyguları, bir anda geri getirir. Şimdi, karar verme zamanıdır. Ya intikammı alacak, ya da yeni bir hayata yelken açacaktır. Michael Moore kabuk değiştiriyor Kapitalizm Bir Aşk Hikâyesi, "Fahrenheit 9/11", "Benim Cici Silahım" ve "Sicko" gibi belgesellerle, hayranlığımızı kazanan Michael Moore'un son icadı... Ancak üstat hakkındaki şüphelerimiz büyüyor, çünkü o, gidcrck radikallikten vazgeçip, mcrkeze yanaşıyor. lsyancı kişiliği törpüleniyor, başkaldrn ruhu, at gözlüğüylc yer değiştiriyor. Hatta dine bile yakınlaşıyor. Belki de tek derdi cumhunyetçılerdır, demokrat Obama'yı kurtancı bellediğine göre... Kabul, kapitalizmin yarattığı buhrana kameralannı çcviriyor, varı yoğu para olan ve sıradan Amerikalıların çanına ot tıkayan şirketleri de didikliyor. Ama melanet, sadece Bush ile sınırlı değil ki... Obama, ezilenlerin sırtından inip, ezenlere de dur mu dedi? Vahşı, berbat, hain ve insana düşman bu sistem, çarklannı büyük bir zevkle döndürmeye devam ediyor. Obama, daha şimdiden umut taciri ve kukla olmakla suçlanıyor. Halkmın yüzde 66'ı, onun, Nobel Banş Ödülü'nü almasma karşı çıkıyor. Biliyorlar ki; bu korku imparatorluğu, dünyayı savaş alanına çevirmeyi sürdürecek ve yine evlatlannın kanı dökülecek. Kapitalizm, asla bir aşk hikâyesi değildir, olsa olsa 7iılınün dehşet veren tarihçesidir. [email protected] VİZYON No y Mehmet Bahadır Er ve Maryna Gorbach'ın yönettiği, Ali Taran'ın senaryosunu yazdığı No Ofsayt'ta Yıldırım Memişoğlu, Taylan Ertuğrul, Deniz Olgaç ile Ahmet Çakar rol alıyor. Ali Tarantula 45 yaşlarında, eğitimi sınırlı, 'kendinden menkul' otoriteye sahip biridir. Bu Ali Tarantula bir gün futboldaki ofsayt kuralına kafayı takıyor. Elinde tabureyle 'Telegole' programına giriyor. Durmuyor, Futbol Federasyonu'na dalıyor. Alen'iyle, Yücel'iyle, ömer'iyle, Mesut'uyla, Mehmet'iyle yani taraftar liderleriyle testı kebabı yeyip "ofsayta karşı el ele, kalp kalbe, omuz omuza, sırt sırta, tek yürek, tek bilek..." oluyor. Bu arada Hıncal Uluç televizyonlara çıkıp "...Ofsaytı kaldıralım... tabancayı daya futbolun kafasına... vur... ehe ehe ehe ehe... o olur!.." şeklinde çıkışlar yapıyor. Ali Tarantula elinde bir kutu lokum ile UEFA'ya kadar dayanıyor. UEFA yetkilisine elleriyle lokum yediriyor. Ofsayta karşı Almanya, Fransa, Italya ve Portekiz'de büyük destek sağlıyor, özellikle de Liechtenstein'da. Ve bir gün... Ali Tarantula'ya UEFA'dan bir mektup geliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle