02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 NİSAN 2008 CUMARTESİ 8 Çete lideri kalp krizinden öldü ? İstanbul Haber Servisi İstanbul’da suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla yargılanan Osman Dönmez’in tutuklu bulunduğu Takirdağ F Tipi Cezaevi’nde kalp krizinden öldüğü ortaya çıktı. Suç örgütüne yönelik 12 kişinin yargılandığı davaya dün İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmada çete lideri olduğu iddiasıyla yargılanan Dönmez’in, 22 Mart 2008’de kalp krizi sonucu öldüğü bilgisi verilerek tutanaklara yazıldı. İki kişinin tahliye edildiği davada duruşma ertelendi. Sönmez’in Şişli bölgesini haraca bağladığı Recep Çifçi’yi de öldürdüğü ileri sürülmüştü. HABERLER Görüşmeler sırasında korumalar gazetecileri salondan çıkarmaya kalkınca muhalefet sert tepki gösterdi Komisyonda ‘Türklük’ kavgası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Ceza Yasası’nın (TCY) 301. maddesiyle ilgili yasa değişikliği önerisi görüşmeleri sırasında TBMM Adalet Komisyonu’nda sert tartışmalar yaşanırken; AKP’lilerin bu madde kapsamındaki suçlar için “kovuşturma” yerine “soruşturma” aşamasında izin alınması ve bu iznin “Cumhurbaşkanı” tarafından değil “Adalet Bakanı” tarafından verilmesine dönük düzenlemeler içeren değişiklik önergesi kabul edildi. TBMM Adalet Komisyonu’nda dün TCY’nin 301. maddesine ilişkin öneri değiştirilerek benimsendi. AKP’li Veysi Kaynak’ın 301. madde de ? TBMM Adalet Komisyonu’nda TCY’nin 301. maddesinde değişiklik teklifi kabul edilirken görüşmeler olaylı geçti. CHP’liler düzenlemenin “AB direktifiyle” hazırlandığını belirtirken MHP’liler önerinin AB’nin “ahlaksız teklifi” olduğunu vurguladılar. AKP, izin konusunda geri adım atttı. Teklifteki soruşturma aşamasında iznin Adalet Bakanlığı’na verilmesi kararlaştırıldı. ğişikliği önerisi ele alındı. Toplantıya çok sayıda MHP milletvekili katılarak yoğun engelleme yaptı. Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya, görüşmeleri başlatmadan önce kameraman ve foto muhabirlerinin salondan çıkmasını istedi. suç olmaktan çıkarılmasının nedenlerini öğrenme hakkı bulunduğunu, kameraların dışarı çıkarılmaması gerektiğini” söyledi. Bu sırada Meclis’in güvenlik amiri bir polis, kameramanları dışarı çıkarmak istedi. CHP’li Halil Ünlütepe ile bazı milletvekili arkadaşları, “Burada basın mensuplarına müdahale edemezsiniz” diye tepki gösterdikleri polisi dışarı çıkardılar. Görüşmeler sırasında DTP’li Hasip Kaplan 301. maddenin yürürlükten kaldırılması doğrultusunda yasa önerisi verdiğini belirterek “Hrant Dink’in ölümüne neden olan 301, sabıkalı, katil bir maddedir” dedi. DTPMHP tartışması İfade özgürlüğü açısından 301. maddenin yasadan çıkarılmasının zorunlu olduğunu belirten Kaplan, “Türklük” yerine “Türk milleti” ifadesi getirilse de 80 yıllık uygulama Şimdi de ‘Polos’ tartışması ? ANKARA (ANKA) CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı “Meletus”a benzetmesinin ardından siyasette başlayan tartışmaya yeni bir boyut getirdi. İnce, Çelik’i Platon’un Gorgias diyaloglarında yer alan “Gorgias’ın çömezi, öğrencisi Polos’a” benzetti. İnce, Polos’un “üzerine vazife olmadığı halde söze karışan, bilmediğini biliyormuş gibi anlatan, söz söylemeyi meslek haline getiren, yanlışlıkları Sokrates tarafından ortaya konulan” bir karakter olduğunu belirtti. ‘Halk öğrensin’ Muhalefet milletvekilleri buna karşı çıkarken, MHP’liler “halkın Türklük ve Cumhuriyet değerlerine hakaretin nın devam edeceğini savunarak “Türk Ceza Kanunu’nun diğer maddelerinde Türk, Kürt, Laz, Arnavut, Çerkez gibi ırk, etnik kimliklere hakarete ceza verilmesi öngörülüyor. Zaten aşağılama müeyyide altına alınmış” diye konuştu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural ise önerinin anayasaya aykırı olduğu için görüşülemeyeceğini savundu. Vural, “Türklük” kavramının “etnisite”ye indirgenmesini kabul etmediğini vurgularken “Türk milleti bir bütündür, mozaik de değildir’’ dedi. Komisyon Başkanı İyimaya, “Türk milleti hepimizin ortak değeridir, ortak şemsiyemizdir’’ diye araya girerken; DTP’li Kaplan, “Kürt olmaktan gurur duyuyorum. Bana ‘Kürt değilsiniz’ diyemezsiniz. Aslımı inkâr edemezsiniz’’ diye konuştu. Öneri üzerinde söz alan CHP’li Halil Ünlütepe, eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve şimdiki Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in 301. maddenin kaldırılmasına karşı çıktıkları açıklamalarını anımsattı. Dinçer anıldı Eski TBMM Başkanvekili ve Ankara Anakent Belediye Başkanı Ali Dinçer, yaşamını yitirişinin birinci yıldönümünde başkentte düzenlenen çeşitli etkinliklerle anıldı. Dinçer için ilk tören Karşıyaka Mezarlığı’ndaki gömütü başında düzenlendi. Törene Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz, CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Zekeriya Akıncı, Ankara milletvekili Tekin Bingöl, Dinçer’in yakınları ve çok sayıda partili katıldı. Dinçer’i anma etkinlikleri kapsamında CHP Genel Merkezi’nde de “Sosyal Belediyecilik ve Metro Örneği” konulu panel düzenlendi. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) ‘Ödev verildi’ Ünlütepe, “Barroso, komiser edasıyla geldi. Mecliste 301 ile ilgili çalışma yapılacağını öğrendiğini, buna mutlu olduğunu söylüyor. Öğretmenin öğrenciye verdiği ödevi yerine getirdiğini söylüyor. Bu cüreti nereden buluyor, nasıl söylüyor?’’ diye konuştu. MHP’li Faruk Bal AB’nin Türkiye’ye bu düzenlemeyi dayatarak “ahlaksız teklifte” bulunduğunu savunurken “Türklük ve cumhuriyet değerleri Ermeni diyasporasından, Kandil’in uzantısı siyasilere, numaracı cumhuriyetcilere kadar birçok kesimi rahatsız ediyor. AB, AKP’yi en zayıf anında yakaladı. AKP, kapatılma davasına karşı milli ve meşru bir yol bulmalıdır. AKP, dışarıdan imdat istedi, imdadın faturası 301’’ dedi. İDDİALARA YALANLAMA DSP’den ‘şeffaf’ sandık önerisi ? ANKARA (ANKA) DSP Genel Sekreteri Masum Türker, önümüzdeki yıl yapılması planlanan yerel seçimlerde “şeffaf ” sandıkların kullanılmasını istedi. Türker, 22 Temmuz seçimlerinin sonuçlarının, kullanılan bilgi işlem programı denetlenmediği için şaibeli olduğunu öne sürdü. Hükümetten, bu konuda Yüksek Seçim Kurulu’na gerekli bütçeyi ayırmasını isteyen Türker, bu yöntemle şaibeli seçimlerin önüne geçilebileceğini savundu. Şener, başbakan gibi karşılandı Eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, dün geldiği Sıvas’ta başbakan gibi karşılandı. 22 Temmuz seçimlerinde AKP’den aday olmayı reddeden TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şener dün Sıvas Ticaret ve Sanayi Odası’nın davetlisi olarak eski seçim bölgesi Sıvas’a geldi. Kent girişinde yüzlerce araçlık konvoyla karşılanan Şener için kırmızı halı serildi, çiçekler verildi. Kendisini bekleyenlerle tokalaşan Şener, milletvekilliğinden uzak kaldığı dönemde memleket meselelerine uzak kalamadığını söyledi. Şener, “Bundan sonra da siyaset ve ekonomi ile ilgili konularda konuşmaya devam edeceğim” dedi. Uzun araç konvoyu eşliğinde kente giren Şener, kentin vergi rekortmenlerine de ödül verdi. (Fotoğraflar: AA) Tuğcu: 301 için tehdit gelmedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu, başkanlık yaptığı dönemde, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde toplantı nisabıyla ilgili karar öncesinde ne bir komutan ne bir asker ya da sivil kişiden ima dahi gelmediğini” belirtti. Tuğcu, yazılı bir açıklama yaparak, bir gazetede “Anayasa Mahkemesi’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde toplantı nisabının 367 olması gerektiği yolundaki karardan önce, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı ile telekonferans yoluyla konuşulduğu ve istedikleri gibi karar verilmezse darbe yapılacağı biçiminde, mahkemenin tehdit edildiğine” ilişkin iddiaların yer aldığını anımsattı. Tuğcu, açıklamasında şunları kaydetti: “Dönemin mahkeme başkanı olarak böyle bir olayın kesinlikle muhatabı olmadığım gibi ne bir komutan ne bir asker ya da sivil kişiden bu yönde değil tehdit, ima dahi gelmemiştir. Anayasa Mahkemesi üyeleri, önlerine gelen davaları her zaman ve her koşulda hukuka ve vicdani kanaatlerine göre, her türlü etkiden uzak olarak karara bağlarlar. Bundan kuşku duyulmamalıdır.’’ Yeni araştırma komisyonları ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tuzla tersaneleri ve uyuşturucu konusunda oluşturulan TBMM araştırma komisyonlarının mayısın ilk haftasında çalışmaya başlayacağı öğrenildi. AKP, “Uyuşturucu Başta Olmak Üzere Madde Bağımlılığı ve Kaçakçılığı Sorunlarının Araştırılması” ile “Gemi İnşa Sanayiindeki İş Güvenliği ve Çalışma Şartları Sorunlarının Araştırılması” amacıyla kurulan komisyonlarda görev alacak 20 milletvekilini belirlemeye başladı. Bakan’dan yanıt Sendikalar pes etmeyecek Emek örgütleri Sosyal Güvenlik Yasası’na karşı Cumhurbaşkanlığı nezdinde girişim başlatacak. Sonuç alınmazsa muhalefet partileriyle temasa geçilecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İşçi ve memur temsilcileri, yasalaşan sosyal güvenlik düzenlemelerine karşı itirazlarını çeşitli platformlarda sürdürmeye devam edecek. Türkİş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, sosyal güvenlikle ilgili tasarının yasalaşması sürecinde, taleplerinin gerçekleştirilmesi için çeşitli eylemler yapıp temaslarda bulunduklarını, bunun sonucunda da önemli ölçüde sonuç aldıklarını savundu. Kumlu taleplerinde hâlâ karşılanmayan konular bulunduğuna işaret ederek Cumhurbaşkanlığı nezdinde girişimlerde bulunacaklarını bildirdi. Türkiye KamuSen Yönetim Kurulu ise Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası ile ilgili görüşlerini bildirmek için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den randevu talep etti. Türkiye KamuSen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, başından beri kamu çalışanlarının yasanın kapsamında olmaması gerektiğini söylediklerini, ancak bu konudaki uyarıları dikkate alınmadığı için kamu çalışanları yönünden Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının gerekçelerinin ortadan kalkmadığını söyledi. Akyıldız, Gül ile görüşmelerinin gerçekleşmesi halinde yasanın kamu çalışanları açısından yeniden gözden geçirilmek üzere veto edilmesini talep edeceklerini bildirdi. Akyıldız, cumhurbaşkanı sürecinde bekledikleri sonucu alamazlarsa, muhalefet partileriyle görüşerek konunun Anayasa Mahkemesi’ne taşınması için çaba harcayacaklarını belirtti. Akyıldız, tüm bu seçeneklerin sonuçsuz kalması halinde ise idari mahkemeler yoluyla doğrudan davalar açarak yasayı, mahkemeler kanalıyla Anayasa Mahkemesi gündemine getirmeye çalışacaklarını kaydetti. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB de bundan sonra izleyecekleri tavrı birlikte belirleyecek. KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, yasanın çıkmış olmasına karşın önlerinde Cumhurbaşkanlığı, Anayasa Mahkemesi ve uygulama süreci bulunduğuna işaret ederek hak kayıplarını geri almak için tüm bu süreçlerde mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Cumhurbaşkanı’ndan randevu talep etmek de dahil, bundan sonraki tavırlarını yasaya birlikte itiraz ettikleri örgütlerle belirleyeceklerini kaydeden Tombul, 1 Mayıs’ta da bütün Türkiye’de yasaya karşı itirazlarını yükselteceklerini bildirdi. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ise düzenlemenin AB isteğiyle değil, basın meslek örgütlerinden gelen talep doğrultusunda yapıldığını söyledi. Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi’nin hem kendisine, hem de kendisinden önceki Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e gönderdiği değişiklik talebiyle ilgili mektubu okuyan Şahin, “Yani değişiklik iç dinamiklerden doğmuştur. Tabii AB süreciyle de ilgisi vardır” açıklamasını yaptı. M U R AT K A R AYA L Ç I N : Kaldırılmasın ama değiştirilsin CEMİL CİĞERİM Basın örgütlerinden değişikliğe destek Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç ile Basın Konseyi Temsilcisi olarak söz alan avukat Turgut Kazan hukuki sıkıntı yaratacak bazı hükümlerin düzeltilmesi koşuluyla, bu değişikliği, düşünceyi ifade özgürlüğü açısından desteklediklerini bildirdi. Kazan, yasa önerisinin en sakıncalı yanının cumhurbaşkanına “kovuşturma” yetkisinin verilmesi olduğunu ifade etti. Kazan, “İzin verecek makam kim olursa olsun, kovuşturma yetkisinin verilmesi çok tehlikelidir. Bir kişi hakkında dava açılacak, basında onunla ilgili haberler yer alacak, iddianame hazırlanacak, ondan sonra cumhurbaşkanı ya da yetkili makam kimse o izin vermeyecek. Ama o zamana kadar ben ağır bir suçlamanın hedefi olacağım, bu çok tehlikeli” dedi. TGS’den anayasa uyarısı ? İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) yaptığı açıklamada, gazetecilerin yıpranma hakkını ortadan kaldıran düzenlemenin anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi için gerekli hukuki çalışmaları sürdürdüğünü bildirdi. Açıklamada, tasarının kabulünden sonra TBMM Genel Kurulu’nda konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in, ‘’milletvekillerinin yıpranma hakkını da cesaretle savunmaları’’ gerektiğini vurguladığı kaydedilerek, “aynı cesareti gasp edilen gazeteciler ve diğer sigortalıları savunmak için de yazık ki gösteremediği’’ savunuldu. Taksim’de 1 Mayıs’ı bakanlar görüşecek Türkİş Başkanı Mustafa Kumlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın, 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasının Bakanlar Kurulu’nda değerlendirileceğini söylediğini ifade etti. 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama çağrısı yapan Türkİş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’la görüştü. Kumlu, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Atalay’ın Taksim Meydanı ile ilgili hassasiyetlerini dile getirdiğini belirterek, 1 Mayıs konusunda yasal düzenleme yapılması ile ilgili çalışma yaptıklarını ifade ettiğini belirtti. Kumlu, Atalay’ın konuyu pazartesi günü yapılacak Bakanlar Kurulu’nda değerlendireceklerini dile getirdiğini kaydetti. Konfederasyon başkanlarıyla Sendikalar, Toplu İş ile Grev ve Lokavt Yasa Tasarısı’nı görüşmek üzere bir araya gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de 1 Mayıs’ın tatil olmasından yana olduğunu belirterek, konunu bu haftaki Bakanlar Kurulu toplantısında karara bağlanabileceğini söyledi. (Fotoğraf: AA) SAMSUN Samsun SHP il örgütünün etkinliklerine katılmak üzere kente gelen SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, dün Yalova gemisinde gazetecilerle kahvaltılı sohbet toplantısında bir araya geldi. Türk Ceza Yasası’nın 301. maddesinde değişiklik öngören yasa önerisinde kovuşturma izninin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e verilmesinin doğru olmayacağını söyleyen Karayalçın, 301. maddenin önce AB Uyum Komisyonu’nda görüşülmesini protesto ettiğini ifade etti. Karayalçın şöyle devam etti: “301. maddenin kaldırılmasından yana değiliz. Ama değiştirilmesinden yanayız. Maalesef kimi siyasi partiler kamuoyunu etkilemek için 301. maddeyi yalnızca ulusça ya da inanç olarak kutsal değerlere ve kurumlara yapılan hakaret olarak göstermektedirler. İşin düşünce özgürlüğü ile ilgili bölümünden söz etmemektedirler.” Türkiye’nin 53 yıl sonra buğday ithal eden ülke durumuna düştüğünü anlatan Karayalçın, “Hiç üretim açığı ile karşılaşmayan Türkiye, ilk kez AKP hükümeti döneminde ihtiyaç duyduğu buğdayı üretemedi. 2005 yılında Türkiye’de 21.5 milyon ton olan buğday 17.2 milyon tona düştü” diye konuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle