23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 NİSAN 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 78’liler: Evren adı caddelerden silinsin İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ege 78’liler Dayanışma ve Demokrasi Derneği, sokak, cadde, üniversite gibi alanlardaki “Kenan Evren” adının kaldırılmasını istedi. Dernekten yapılan açıklamada, toplumların davranış ve düşünce biçimlerinin, içinde bulundukları ekonomik, siyasal ve demokratik gelişmelere paralel seyir izlediği vurgulandı. 1930’lu yıllarda Almanya’da Adolf Hitler’in adının sokaklara, caddelere verilmesinden övünç duyan Almanların, şimdi bunu utanç kaynağı olarak gördükleri anımsatılan açıklamada, “Tarihleriyle yüzleşen Almanlar, kendileri için utanç kaynağı olan bu tür isimleri bu alanlardan kaldırmışlardır” denildi. 7. Cumhurbaşkanı Evren’in adının da benzer biçimde, bu tür alanlardan kaldırılmasını isteyen dernek üyeleri, yaptıkları açıklamada şu görüşlere yer verdiler: “Aynı faşist mantıkla Şili’de, Arjantin’de, Yunanistan’da darbeyle iktidara el koyan yandaşları yargılanarak cezalandırılan, ancak bizde cumhurbaşkanı yapılan, iki milyon insanı işkence ve sorgudan geçirerek fişleyen, aileleriyle birlikte 10 milyon insanı perişan eden, milyonlarca insanı vatan haini ilan eden, ama kendisi ABD tarafından ‘bizim çocuklar’ ilan edilen Kenan Evren’in, yukarıda bu tür alanlara isminin verilmesini onur kırıcı buluyoruz. Bu isimlerin kaldırılarak yerine bilimsanatkültür alanlarında öncülük yapmış kişilerin, demokrasi savunucularının isminin verilmesini istiyoruz.” Yarının Tarihi... Stefan Zweig’in Can Yayınları’ndan çıkan (Ahmet Cemal’in güzel çevirisiyle) iki kitabı “Rotterdamlı Erasmus: Zafer ve Trajedisi” ve “Yarının Tarihi”ni bilmem okudunuz mu? Önce ikincisinden, “Yarının Tarihi”nden başlayayım.... Ahmet Cemal’in seçip Almancadan çevirdiği denemelerden oluşan “Yarının Tarihi”nde yazar, dünden yarına uzanan ortak bir Avrupa düşüncesini ortaya koyuyor. Çağdaş bir hümanizmin sözcülüğü nasıl üstlenilir? Yaşam, edebiyat ve düşünce iklimi nasıl oluşur ve gelişir? İnsanlığın var oluş tarihi, din, dil, ırk, mezhep, renk, sınır, ulus ayrımı gözetilmeden gerçekleşebilir mi? Tüm insanlığın yararını gözetmek ve öyle yaşamak... Yolculuk Balzac, Tolstoy, Rimbaud, Verlaine ve Proust’la başlıyor... Bunlar, yaşadıkları dönemin edebiyat ve düşünce iklimini değiştirmiş yazarlar ve şairler... Nedir düşünce iklimi? İnsanı kul değil, yurttaş yapan bir iklimdir... Oysa Türkiye’de edebiyat ve düşünce iklimini değiştiren yazarları, şairleri, müzisyenleri, sanatçıları, gerçek bilim insanlarını karınca gibi ezmeyi yeğledik... Nâzım Hikmet’ten Sabahattin Ali’ye; Oktay Akbal’dan Rıfat Ilgaz’a; Orhan Kemal’den Yaşar Kemal’e; Orhan Pamuk’tan Fazıl Say’a; Müjdat Gezen’den Tarık Akan’a dek kimilerini yok ettik, kimilerini ezdik tek parti döneminde, 1950 sonrası, 12 Mart’larda ve 12 Eylül’lerde... Eline silah verilen tetikçiler Uğur Mumcu’yu, Ahmet Taner Kışlalı’yı, Muammer Aksoy’u, Çetin Emeç’i, Turan Dursun’u, Onat Kutlar’ı, Musa Anter’i, Hrant Dink’i, Necip Hablemitoğlu’nu öldürmediler mi? 1980 öncesi işlenen cinayetler, katliamlar... Kurulan pusular... Öldürülen savcılar, bilim insanları, milletvekilleri, belediye başkanları, gençler, emekçiler... Adları saymakla bitmez. ??? Abdi İpekçi cinayeti aydınlatılabildi mi? “Yarının Tarihi”ni okuyup bitirdiğimde uzun bir yolculuğa çıkmış gibiydim... Aydın olmanın bilinci neydi, bir süre bu soruya yanıt aradım... Aydınlar bir sosyal sınıf oluşturmazlar, emekçi halkla birlikte yaşarlardı... Ama Türkiye’de aydınlar halktan koptu tıpkı sol partiler gibi ve yerini dinsel eksenli tarikat müritleri aldı... Mustafa Kemal bir aydındı; Balzac bir aydındı; Olof Palme bir aydındı; Willy Brandt aydındı... Şimdi Türkiye’ye karşı horozlanan, kendilerini “solcu” olarak gören kimi politikacılar, AKP’yi demokrasi ve özgürlüklerin simgesi olarak görüyorlar? Çünkü aydın değiller!.. Türkiye’de vatan, millet, Sakarya nutuklarının atıldığı dönemleri unutan bir toplumuz... 1 Mayıs katliamını; Kahramanmaraş’ı, Sıvas’ı unuttuk... Alın teri düşmanlığı yapan, “vatan, millet Sakarya” nutukları atan, “Komünistler Moskova’ya” diye kükreyenleri unuttuk... 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen emekçileri ezen, dinci faşistleri kışkırtanlar, şimdilerde 1 Mayıs’ı “öcü” olarak gösteriyorlar... “Taksim Alanı 1 Mayıs kutlamalarına kapalı, gidin bir başka yere!..” Stefan Zweig Kuzey Avrupa Rönesansının büyük ustasıdır... “Rotterdamlı Erasmus: Zaferi ve Trajedisi” hümanizmin tarihidir... Gerçek bir dünya yurttaşıdır Zweig... Bizim kuşağımızdan Erasmus’u okuyanlar, onu iyi bilirler. Avrupa’da 60’lı 70’li yıllardaki gençlik eylemleri ve bağnazlık... Zweig’in 1936 yılında yazdığı “Zorbalığa Karşı Özgür Düşünce” bizim yakın tarihimizle de örtüşür... Bu ne demektir? Bağnazlığın her türlüsüne karşı mücadele!.. Nazi egemenliğinin başladığı, kan döküldüğü dönemde ne diyor Zweig: “Zorbalığın karşısında düşünmeyi savunacaksın. Bireyin insan olarak kutsallığını ve dokunulmazlığını son bir kez daha deneyeceksin...” ??? Deneyenlere ne yaptık Türkiye’de? İlhan Selçuk’u sabaha karşı yatağından kaldırıp gözaltına aldık... Can Yücel’i de Yaşar Kemal’i de Çetin Altan’ı da gözaltına almış, hapis yatırmıştık. Diyelim ki o yıllar askeri darbe dönemleriydi, demokrasi askıya alınmıştı... Ya şimdi? Adını “sivil demokratik darbe” koymak sizce doğru olur mu? Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç’in TBMM’de 50 AKP’li milletvekili tarafından tekme tokat dövülmesi, bir başka deyişle linç edilmek istenmesi ne anlama gelir? Haydi lumpen liberaller, tarikat şeyhinin müritleri, Soros’un Çocukları! Yanıtını siz verin!.. AKP’lilerin saldırısına uğrayan Kamer Genç, ‘Meclis’te can güvenliğim yok’ dedi ‘Linç etmek istediler’ silmesi bu tertibin bir parANKARA (Cumhuriyet çası, yayın sürseydi bu kaBürosu) TBMM Genel Ku Şiddet değilmiş dar acımasızca saldıramazrulu’nda önceki gece AKP’li Başbakan Recep Tayyip lardı. Yaşıyorsam, CHP ve milletvekillerinin “linç giriErdoğan, kameralara MHP’lilerin sayesinde. şimi”yle karşı karşıya kalan yansıyan şiddet görüntü Eğer Erdoğan bu olayı kıTunceli Bağımsız Milletvekilerini görmezden geldi. Er namazsa başsorumlu kenli Kamer Genç, “Erdoğan cedoğan, bir gazetecinin, disidir. Etrafımda dolaşan binde bıçak taşıyor. Başba“Partiniz milletvekilleribirkaç tane milletvekili, ‘Sekan bıçak taşıyorsa, milletnin Kamer Genç’e şiddet vekili de taşıyordur. Ya benim ni öldüreceğiz, seni temizleuygulamasını nasıl değeryeceğiz’ dedi. Ölüme de, güvenliğimi sağlarlar ya da lendiriyorsunuz’’ sorusu her yere de gideriz, ama öyben genel kurula silahla geüzerine, “Partimin milletle beyaz gömlek falan giylirim. Kendimi AKP’lilere vekilleri hiçbir zaman şidmeyiz. TBMM Başkanı’nı yem etmem” dedi. det uygulamaz. Şiddet uyTBMM Genel Kurulu’nda gulayan bizzat o zatın ken göreve çağırıyorum. Ya beönceki gece Kamer Genç’e disidir. Çünkü her nim can güvenliğimi sağlasaldıran AKP’liler, saldırılahareketi şiddettir’’ kar yacaklar ya da ben genel kurula silahla geleceğim.” rını kuliste de sürdürdüler. Çok şılığını verdi. Genç, bir soru üzerine sayıda AKP milletvekili küfürler ederek Genç’e yumruk “Korksam Tunceli dağlaatmaya çalışırken araya giren CHP’li Mevlüt rında politika yapmam. Ama çevremde o Aslanoğlu’nun bacağı, gelen tekmeler nede kadar insan belirince bir anda beni öldüniyle kanadı. CHP ve MHP’lilerin oluşturdu recekleri şüphesine de kapıldım” dedi. Genç, ğu “etten duvar” sayesinde Genç, yumruk sözlerini “Erdoğan cebinde bıçak taşıyor. lardan korundu. Genç, dün parlamentoda dü Bunlar da bıçak atabilirler. Meclis TV de zenlediği basın toplantısında olayı anlatırken yayın yapmıyor, Başbakanlık makamındaşunları söyledi: ki kişi bıçak taşıyorsa milletvekilleri de ta“Kimseye hakaret etmedim. Eleştiri gö şıyordur” diye sürdürdü. TBMM Başkanı Köksal Toptan, Genç’e yörevimi yerine getirmek için söz hakkımı kullandım. Başbakan’a, Cumhurbaşka nelik şiddet eylemlerini nasıl değerlendirdinı’na ‘sayın’ demek zorunda değilim. Ama ğinin sorulması üzerine, “Kürsüde konuşan Cumhurbaşkanı makamına seçtikleri kişi arkadaşın sözleri güzel değildi, şık değildi. nin karısında 65 milyar liralık bir yüzük var Ancak şık olmayan sözlere karşın ondan dasa bunu nereden aldığını sormak hakkım ha kötü bir karşılık vermek ve fiili hareketdır. Bazı AKP milletvekilleri etrafımı ku te bulunmak milletvekillerimize yakışan şattı. CHP ve MHP milletvekilleri beni ko bir hareket değil” dedi. rudu. Bu arada Meclis TV yayını kesti. İsCHP Grup Başkanvekilleri Kemal Anamailağa Camii’nde bir vatandaş linç edil dol, Hakkı Süha Okay ve Kemal Kılıçdadi. Beni de linç etmek istediler. Yayının ke roğlu, dün yazılı açıklamayla saldırıyı kınadılar. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART TMO’nun pirinç satışından en büyük pay, mısır ithalatında Unakıtan’ın oğluyla hareket eden firmaya gitmiş. musakart@yahoo.com hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle