03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 NİSAN 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türkiye’de adli raporların yanlış hekimlere hazırlatıldığını söyleyen Prof. Dr. Ümit Biçer: 3 GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Raporların yüzde 55’i yanlış MELTEM YILMAZ Barroso Konuştukça Batıyor... “Biz demokratik bir laiklikten yanayız. Dinin ya da laikliğin topluma zorla dayatılması kabul edilemez.” Bu söz, yurdumuzu şereflendirmekte olan AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’ya ait. Haydi diyelim ki, Türkiye’de, “Jose Manuel Efendi, Allasen bu ne demek bir açıklasana” diye soracak babayiğit yok. Koskoca Avrupa’da da mı yok? Uygarlığın, çağdaşlığın, laikliğin, demokrasinin beşiği Avrupa’da? Biri çıksa da Barroso’ya sorsa: “Hadi n’olur, şu lafı biraz açsana? Demokratik laiklik ne demek? Sen bu lafı Avrupa’da ne zaman duydun, kimden duydun ya da nerede okudun? Hadi bir kaynak göster. Avrupa’dan birkaç demokratik laiklik örneği verirsen ayrıca memnun oluruz!” ??? Bugüne kadar Avrupalıların Türkiye’yi ve Türkler’i yönlendirdiğini, deyim yerindeyse kafaya aldığını sanırdık. Barroso örneği gösteriyor ki, tersi doğruymuş. Koskoca Avrupa Birliği’nin koskoca Komisyon Başkanı (ki ona AB’nin Başbakanı da diyorlar), kaşla göz arasında tezgâhçılığı nasıl da öğrenmiş... Türkiye’de bir partinin sözcüsüymüş gibi konuş.. Hukuka ve yargı kurumlarına meydan oku.. Yargıtay’a, Anayasa Mahkemesi’ne gözdağı ver.. Türkiye’nin temeli, çimentosu olan laikliği gözden çıkar.. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerine ve felsefesine say, söv... Ama, Anıtkabir’i ziyaret etmeyi de ihmal etme. Sanki Atatürk konu mankeni... Sonra İstanbul’a git, Fener Patriği’ne destek çık. Çok önemliymiş, çok yeriymiş, çok zamanıymış gibi, ‘ekümenik’ takıl. Ama, ‘ayıp olmasın’ diye İstanbul Müftüsü ile de buluş. Hükümet temsilcileri ve bütün partilerle görüşüyormuş havası yarat. Ama, ana muhalefet partisi liderini oteldeki odana, ayağına çağır. ??? Barroso, çok tehlikeli bir oyun oynuyor. Bilerek veya bilmeyerek... AB Komisyonu’nun başındaki bir adamın, Türkiye’deki iç siyaset ummanına böylesine balıklama dalması, beklemediği sonuçlar doğurabilir. O sonuçlar, TürkiyeAB ilişkilerinde de onarılmaz yaralar açabilir, hatta AB’nin kendi içinde de ciddi sıkıntılara yol açabilir. Barroso, Anayasa Mahkemesi’nin ‘hukukun üstünlüğü ve demokrasi ile uyumlu bir karar’ almasını isterken, ne yaptığının farkında mıdır? Yüksek Mahkeme yargıçlarına, “Bırakın hukuku, anayasayı falan da.. şöyle orta yol bir kararla bu işi geçiştirin” demek, hangi komisyon başkanının haddinedir? Türkiye’nin ‘Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti’ olarak AB üyesi olmasını isteyen hangi aklı başında AB yetkilisi böyle konuşabilir? Barroso, konuştukça batıyor. ‘Demokratik laiklik’ diye olmayan bir kavram uydurarak batıyor. ‘Demokrasiyle uyumlu’ karar alın diye, Anayasa Mahkemesi üyelerini, peşin peşin, ‘Kapatırsanız antidemokrat olursunuz’ diye tehdit ederek batıyor. Sadece kendi batmıyor. Kendiyle birlikte AB değerlerini de batırıyor. [email protected] Kocaeli Üniversitesi Adli Bilimler Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ümit Biçer, yargıçların, bilirkişilere özel ve teknik bilgi gerektiren davalarda geç başvurması nedeniyle, Türkiye’de işkence suçlarına ilişkin “hayati tehlikesi yok” yönünde hazırlanan raporların yüzde 55’inin yanlış olduğunu belirtti. Biçer, “Bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) elinde, Türk yargı kararları yaz boz tahtasına döndü” dedi. AİHM’nin emekli Türk yargıcı Rıza Türmen de uzmanları doğrulaya rak, “Söz konusu nedenlerle Türkiye’den AİHM’e gelen raporların inandırıcılığı azalıyor” değerlendirmesini yaptı. Kocaeli Üniversitesi Adli Bilimler Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Biçer, insan hakları ihlali ve işkence suçlarında hekimlerin “hayati tehlikesi yok” sonucunu içeren raporlarının, daha sonra adli tıp kurumlarında bilirkişilerce yapılan karşılaştırmada hatalı sonuç verdiğine dikkat çekti. Biçer, davalarda adli tıp uzmanı bilirkişilere başvurulmadığını da söyledi. Biçer, “Birinci basamak sağlık hekimleri tarafından ‘hayati tehlikesi yok’ şeklinde hazırlanan raporların yüzde 55’i yanlış, adli raporların bu hekimlerce yanlış düzenlenmesi nedeniyle Türkiye’deki davalar AİHM’ye taşınıyor ve orada bozuluyor. Buradaki sorun şu: Türkiye’de adli raporlar yanlış hekimlere hazırlatılıyor. İşkence olaylarında acil servis ya da sağlık ocağı hekimlerine rapor hazırlatılıyor, kimi zaman otopsiyi pratisyen hekim yapıyor” dedi. AİHM’nin eski Türk yargıcı Rıza Türmen, Türkiye’den AİHM’ye giden davalarda, birinci basamak hekimi ile adli tıp uzmanının verdiği rapor lar arasında farklılık olduğunu doğrulayarak, bu raporların Türkiye’ye olan inandırıcılığı azalttığını belirtti. Türkiye’den gelen her davanın raporu için böyle bir genelleme yapmanın güç olduğunu kaydeti. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza hukuku ve Kriminoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Füsun Sokullu Akıncı ise yargıçların, kendi mesleklerinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümleyebilecekleri konularda bile işlerinin yoğunluğunu gerekçe göstererek bilirkişilere başvurduğunu ifade etti. Bilirkişilerden gereksiz yere yarar lanıldığını, bu durumun da davaların uzamasına yol açtığını savunan Akıncı, şunları söyledi: “Yargıçların ellerinde inanılmaz sayıda dosya var. Bunların altından kalkabilmek ve hüküm kurabilmek için yargıç bazen gerekmediği zaman da bilirkişiye gidiyor. Sanığın ya da mağdurun yaşını, akli durumunu hekimlere sormalıdır, bilirkişiye değil. Bilirkişiye danışılacak konu, molüker genetik incelemedir, yani ölümün adli muayenesi ve otopsisidir. Her şey bilirkişiye sorulduğu için de davalar gereksiz yere uzuyor.” Kaçak bina çöktü 9 kişi yaralandı ? MERSİN (Cumhuriyet) Mersin’de Yeni Hal Mahallesi, 6080. Sokak’ta bulunan A. Ö.’ye ait 2 katlı evin üzerine kaçak yaptırılan inşaat, beton dökme işlemi sırasında 6067. Sokak’ta bulunan Osman Karçin’e ait 2 katlı evin üzerine göçtü. Göçük sonucu A. Ö. ile evde bulunan 1 aylık Zeynep, Mecit (2), Gülcan (6), Nurcan (6), Meryem (6) ve Bahar Engin (8), Muhittin Aykurt (24) ile Hüseyin Aykurt (53) yaralandı. Meryem Engin’in durumunun ağır olduğu öğrenildi. Google da kapatıldı ? İstanbul Haber Servisi Youtube adlı sosyal paylaşım sitesine erişimin engellenmesinin ardından dünyanın en büyük arama sitesi Google da Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararı ile kısmi olarak kapandı. Sitenin en çok kullanılan servislerinden biri olan Google gruplarına erişimin engellenmesi, ADSL kullanıcıları gibi Türk Telekom altyapısı üzerinden internete bağlanan ve Türk Telekom DNS’lerini kullananlar için geçerli olduğu bildirildi. Mahkemeden Gökçek’e tarih dersi Bombaya 2 tutuklama ? İstanbul Haber Servisi Kadıköy’de bir işyeri yakınına bomba konulması olayının ardından başlatılan operasyon kapsamında gözaltına alınan 3 kişiden terör örgütü DHKP/C üyesi oldukları ileri sürülen Tekin Tangün ve Aysun Akdağ tutuklandı. Ele geçirilen zaman ayarlı, boru tipi ve tahrip gücü yüksek bombanın bulunduğu çantanın da Akdağ’a ait olduğu ileri sürüldü. ‘Camili amblem Ankara’yı yansıtmıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 3. İdare Mahkemesi, Ankara Anakent Belediye Meclisi’nin Ankara’nın “Hitit Güneşi” olan ambleminin değiştirilmesine yönelik kararını iptal etti. Mahkeme Anakent Belediyesi’ne adeta “tarih” dersi vererek başkentin Hititlere dayanan geçmişine işaret etti ve bugünkü Kocatepe Camisi’nin yer aldığı amblemin “Ankara’nın kendine özgü karakteristiğini, tarihsel ve kültürel kimliğini yansıtmadığını” vurguladı. Avukat Rahmi Kumaş, başkentin “Hitit Güneşi Kursu” olan ambleminin değiştirilmesine yönelik Ankara Anakent Belediye Meclisi’nin 14 Ocak 2005 tarihli ve 59 sayılı kararının iptali istemiyle Ankara 3. İdare Mahkemesi’nde dava açmıştı. Dosyayı görüşen mahkeme, belediyenin eski Hitit Güneşi Kursu’nun değiştirme amacına yönelik savunmasını inandırıcı ve hukuka uygun bulmayarak amblemin değiştirilmesinde kamu yararı olmadığına işaret etti. Kararda şu vurgu yapıldı: “Tarihsel geçmişindeki Hitit, Frig, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı etkileriyle kültürel dokusu şekillenen Ankara günümüze yansıyan kent kimliğini ağırlıklı olarak Ulusal Kurtuluş Savaşımız sırasında da yönetsel merkez olarak kullanılan TBMM’nin bulunduğu yer olmasından ve ulu önder Atatürk öncülüğünde yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti niteliğine kavuşmasından almaktadır. Buna karşın uyuşmazlık konusu amblemden kullanılan görsel öğelerin ayrı ayrı ve bir bütün olarak kompozisyonu ile Ankara’nın kendine özgü karakteristiğini, tarihsel ve kültürel kimliğini yansıttığından söz edilemez.’’ Kararda, “Ankara’yı kendine özgü kimliğiyle tanıtıcı nitelikte olmayan figür ve şekillerden oluşan amblemin belirlenerek kabulüne ilişkin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır’’ denildi. Erol Ölmez ifade verdi ? İstanbul Haber Servisi “Ergenekon Soruşturması’’ kapsamında tutuklanan Erol Ölmez, ek ifade verdi. Tutuklu bulunduğu Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nden Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirilen Ölmez, Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün odasına alındı. Yarım saat ifade veren Ölmez, daha sonra cezaevine gönderildi. Ölmez’in ek ifade talebinin ardından savcılığa çağrıldığı belirtildi. Ölmez, daha önce İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na başvurup, “hafıza kaybı olduğunu, cezaevinde tedavi gördüğünü ve kendisini toparlamak üzere olduğunu’’ belirterek, ek ifade verme talebinde bulunmuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle