24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 16 ARALIK 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 11 CMYB C M Y B İŞÇİNİNEVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER ‘Tencerem Boş’ Geçen cumartesi akşamı CEM TV’de eski SPK Başkanı Doç. Dr. Doğan Cansızlar ile son ekonomik gelişmele- ri konuştuk. Kendisinin farklı görüşleri var. Bunları sizinle paylaşmak istiyorum. Doğan Bey küresel krizin doğmasın- da sermayenin küreselleşmesine, yani vatansız olmasına karşın bu fonların de- netiminin uluslararası nitelikte olmaması, lokal düzeyde kalmasının çok önemli et- ken olduğunu belirtiyor. “Sermaye, pa- ra seyahat ederken uğradığı ülkelerde- ki lokal denetimler yetersiz ve küresel ni- telik taşımadığından serbestlik fütur- suzluğa dönüştü. Buna örnek ülkemiz- deki yüksek faiz ve düşük kur politika- sını gösterebiliriz” diyor. Yani eğer ulus- lararası denetim mekanizmaları olsa idi, sıcak para elini kolunu sallayarak ge- lir ama giderken elini kolunu sallaya- mazdı. Bu tespite karşı kendisine şu soruyu sordum; bu durumda kapitalizmin ve- ya serbest piyasa ekonomisinin çöktü- ğünü söyleyebilir miyiz? Kendisi buna cevap olarak şunları söyledi: “Hayır. Sa- dece kontrolsüz serbest piyasa ekono- misinin zaafları ortaya çıktı. Kamunun yönlendirme ve düzenleme anlamında denetim ve müdahalesinin olması ser- best piyasa ekonomisinin niteliğini or- tadan kaldırmaz. Bu müdahale olması gereken bir mekanizmadır.” Doğan Bey, kontrollü ve devletin gerektiğinde piyasada etkin denetim yaptığı ser- best piyasa ekonomisinin her şeyi dev- letin planladığı sosyalist ekonomiyle ay- nı olmadığını ve küresel krizin bu eko- nomik düşünce biçimini değiştirme- yeceğini belirtiyor. Ancak Bretton Wo- ods’dan itibaren kurulan ve gelişen uluslararası mali kuruluşların yeniden ya- pılanması ve IMF dışında bir küresel de- netim kuruluşunun kurulması gerektiğini de vurguluyor. Küresel kriz başladığında Türkiye ekonomisi sağlıklı mıydı, şeklindeki so- rumuza “IMF’nin düşük kur yüksek fa- iz politikasını dayatması, devamlı artan cari açık, giderek düşen ekonomik bü- yüme, elini kolunu sallayan yabancının cirit attığı bir ekonomiye sağlıklı bir ekonomi demek mümkün değildir. Hü- kümet 2002’den itibaren hazır ekonomik reçeteyi uyguladı.Ona sadık kaldı. An- cak 6 yıllık iktidarı döneminde IMF’ye muhtaç olmayacak bir ekonomiyi ya- ratmak için hiçbir çaba harcamadı. Bol likidite sarhoşluğuna giren ekonomimi- zi rüya âlemine götürdü. Oysa sanal bü- yüyen bir ekonomi yerine IMF’siz bir ekonomiyi oluşturma olanağı vardı. Tür- kiye bu şansı bu iktidarla kaçırdı.” Tabii Doğan Bey burada siyasal iktidarın bunu isteyebilecek nitelikte olduğu var- sayımını yapıyor. Oysa zaten AKP, IMF’li bir ekonominin varlığını sürdürmek ve Batı’ya bağımlılığı devam ettirmek için siyasal iktidar oldu. Yani varlık sebebi buydu. Doğan Bey, küresel kriz için hükü- metin önlem almada geciktiğini, tek tek alınan önlemlerin tek başına faydalı önlemler olmasına rağmen ambalajı(!) ol- madığından beklenen sonuçları getir- meyeceğini de düşünüyor. Varlık barı- şının iyi bir önlem olduğunu belirterek 30-35 milyar dolardan fazlasını bekle- memek gerektiğinin altını çiziyor. Yerli hisse senedi yatırımcıları kazançlarına uygulanan yüzde 10 stopajın sıfırlan- masının krize çözüm anlamında dolay- lı fayda sağlayacağını ancak yabancı- larla olan eşitsizliğin bu vesile ile kal- kacağını olumlu bulduğunu belirtiyor. Merkez Bankası’nın uygulamalarını des- tekliyor. 2009 bütçesini gerçekçi bulup bul- madığını ve IMF’nin bütçe üzerinde neden bu kadar durduğunu kendisine sorduğumda şu cevabı alıyorum: “2009 bütçesi yüzde 4 büyümeye göre belir- lenmiş durumda.Oysa tüm büyüme ra- kamları 2009’da bu büyümenin ger- çekleşmesinin olanaksız olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla bu orana göre be- lirlenen özellikle ekonominin büyümesi ile doğru korelasyon içinde olan dolay- lı vergilerin gerçekçi olmadığını, buna göre tahsis edilen gider ödeneklerinin de fazla olduğunu ve IMF’nin buna iti- raz ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. IMF ile anlaşmanın uzun sürmesinde bele- diyelere aktarılacak paylar ile gerçekçi bulunmayan gelir tahminlerinin belirle- yici olduğunu da iddia edebiliriz.” Doğan Bey gerçekçi olmayan bu bütçenin mutlaka revize edileceğini de düşünüyor. 2009 yılı temel ekonomik gösterge tahminleri de şöyle: “Dolar 1.60-1.70, enflasyon oranı yüzde 11-12. Yüzde 1- 2’yi aşan büyüme olmaz. Resesyon kesinlikle olacaktır.” Bazı akademis- yenlerin aksine Doğan Bey, deflasyon (fiyatlar genel düzeyinin sürekli düşüş durumu) beklemiyor. Yıllarını bürokraside ekonomi ala- nında geçirmiş ve altı yıl sermaye pi- yasasını yönetmiş bir kişinin bu tespit- leri dikkate değer. Son olarak şunu be- lirtelim ki, Doğan Bey bu kriz karşısın- daki refleks ve becerilerini dikkate al- dığımızda ve geçmiş dönemleri hatır- ladığımızda siyasi iktidarın gidici oldu- ğunu iddia ediyor. Haydi hayırlısı... Serbest Piyasa Ekonomisi Çökmez M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com Yabancı kasımda satışa geçti Ekonomi Servisi - İMKB verilerine göre yabancõ yatõrõmcõlar kasõm ayõnda 330.9 milyon dolarlõk sa- tõş gerçekleştirdi. Kasõmda yabancõ yatõrõmcõlar 2.82 milyar dolarlõk alõş, 3.15 milyar dolarlõk da sa- tõş işlemi gerçekleştirdi. Orion Investment tarafõndan hazõrlanan yabancõ işlemler araştõrmasõna göreyse, kasõm ayõnda en çok alõş gerçekleştirilen hisse 14.3 milyon dolarla Turk- cell oldu. Kasõm itibarõyla en çok yabancõ çõkõşõy- sa 50.7 milyon dolarla Vakõflar Bankasõ hisselerinde gerçekleşti. Bu yõlõn ocak-kasõm döneminde en fazla yaban- cõ alõmõ yapõlan hisse 153.2 milyon dolarla Türk Te- lekom olurken, en çok satõş ise 869 milyon dolar- lõk işlemle Migros oldu. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Türkiye İstatistik Kurumu (TÜ- İK) bu yõlõn üçüncü üç ay- lõk dönemine ilişkin gay- ri safi yurtiçi hasõla (GSYİH) büyüme hõzõnõ yüzde 0.5 olarak açõkladõ. Dokuz aylõk büyüme ra- kamõ yüzde 3 oldu. İkin- ci çeyrekte yüzde 1.9 olan büyüme hõzõ da yüzde 2.3 olarak re- vize edildi. Bu sonuçlara göre, Türkiye ekonomisi, küresel kriz başlamadan yavaşladõ. Krizin başlan- gõcõ eylül ortalarõnõ bul- masõna karşõn, TÜİK’in açõkladõğõ temmuz, ağus- tos ve eylül verileri bü- yüme hõzõnõn binde 5’e gerilediğini ortaya koydu. 2008 üçüncü üç aylõk döneminde, geçen yõlõn aynõ dönemine kõyasla cari fiyatlarla GSYİH, yüzde 13.7’lik artõşla 266 milyar 474 milyon YTL’ye çõktõ. GSYİH sa- bit fiyatlarla da geçen yõ- lõn aynõ dönemine göre yüzde 0.5 arttõ. Dokuz aylõk verilere göre 2008 Ocak-Eylül döneminde, GSYİH ge- çen yõlõn aynõ dönemine göre cari fiyatlarla yüzde 15.6 artarak, 731 milyar 277 milyon YTL oldu. Aynõ dönemde sabit fi- yatlarla artõş yüzde 3’te kaldõ. TÜİK ikinci çeyrek için yüzde 1.9 olarak açõkladõğõ GSYH büyü- mesini yüzde 2.3 olarak revize etti. Ekonomi Servisi - Wall Street’in yatõrõm da- nõşmanõ Bernard Ma- doff’un adõnõn karõştõğõ 50 milyar dolarlõk yol- suzluk skandalõ nedeniy- le, birçok Avrupa banka- sõ ve Japon Nomura Hol- dings’in milyarlarca dolar kaybõ bulunduğu ortaya çõktõ. HSBC, yaklaşõk 1 milyar dolar kaybetti. İngiliz Royal Bank of Scotland’õn potansiyel kaybõ 595 milyon dolar. Fransa’nõn dördüncü bü- yük bankasõ Natixis de 605 milyon dolarla ker- vana katõldõ. İtalya’nõn ikinci büyük bankasõ UniCredit SpA’õn, Ma- doff ile bağlantõlõ yatõ- rõmlarõ 75 milyon Avro. Japon Nomura Hol- dings’in zararõ 302 mil- yon dolar. İspanyol San- tander bank da Ma- doff’un ürünlerine 3.1 milyar dolar yatõrdõ. ABD Merkez Banka- sı ekonomideki gerile- menin etkilerini azaltmak umuduyla gösterge faiz- lerini indirmeye hazõrla- nõyor. İrlanda, bankalara 10 milyar Avro kadar ser- maye desteği sağlayacak. Fortis’in, parçalana- rak Hollanda ve Fransõz- lara satõşõnõn mahkemece dondurulmasõ, Belçika hükümetini zor durumda bõrakõrken, Türkiye For- tis satõşõn, işlemleri etki- lemeyeceğini duyurdu. ABD’de çökmenin eşiğindeki General Mo- tors ve Chrysler’in kõsa vadeli istikrara kavuş- masõ için Beyaz Sa- ray’dan mali yardõm bek- leniyor. Electrolux, 3 binden fazla kişiyi işten atacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye’deki işsiz sayõsõ, Eylül 2008 dö- neminde, geçen yõlõn aynõ dönemine gö- re 295 bin kişi artarak 2 milyon 548 bin kişi oldu. İşsizlik oranõ ise 1 puanlõk ar- tõşla yüzde 10.3 seviyesinde gerçekleşti. İş aramayõp çalõşmaya hazõr olan bir mil- yon 682 bin kişi ile birlikte toplam iş- siz sayõsõ 4 milyon 230 bine, işsizlik ora- nõ ise yüzde 17.7’ye çõktõ. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), üçer aylõk dönemler itibarõyla her ay ka- muoyuna duyurduğu hane halkõ işgücü anketinin “ağustos-eylül-ekim” dö- nemini kapsayan “Eylül 2008” sonuç- larõnõ açõkladõ. Kentsel yerlerde işsizlik oranõ 0.5 puanlõk artõşla yüzde 12.3, kõr- sal yerlerde ise 1.5 puanlõk artõşla yüz- de 7.1 oldu. Türkiye’de tarõm dõşõ işsizlik oranõ ge- çen yõlõn aynõ dönemine göre 1.3 puanlõk artõşla yüzde 13.3 seviyesinde gerçek- leşti. Bu oran erkeklerde geçen yõlõn ay- nõ dönemine göre 1.5 puanlõk artõşla yüz- de 11.8, kadõnlarda ise 0.2 puanlõk ar- tõşla yüzde 19.2 oldu. İşsizlerin sõklõk- la (yüzde 30) “eş-dost” aracõlõğõyla iş aradõğõ saptandõ. İşsizlerin 2 milyon 129 bin kişi ile yüzde 83.6’sõnõn daha önce bir işte çalõşmõş olduğu belirlendi. Ey- lül 2008 döneminde 1 milyon 653 bin kişi işe yeni başladõ veya iş değiştirdi, bunun toplam istihdam içindeki oranõ yüzde 7.4 oldu. Mevcut işsizlerin yüz- de 16.1’ini bu dönemde işten ayrõlanlar oluşturdu. İki kişiden bir kayıtdışı Eylül 2008 döneminde genç nüfusta işsizlik oranõ yüzde 20.1 olarak hesap- landõ. Bu oran 2007 yõlõnõn aynõ döne- minde yüzde 19 idi. Bu dönemdeki iş- sizlerin 70.6’sõnõ erkek nüfus oluşturdu. TÜİK’e göre, kayõt dõşõ istihdam edi- lenlerin oranõ, Eylül 2008 döneminde, 2007’nin aynõ dönemine göre 2.3 pu- anlõk azalõşla yüzde 45.9 oldu. Bu dönemde, geçen yõlõn aynõ döne- mine göre tarõm sektöründe kayõt dõşõ- lõk yüzde 88.1’den yüzde 87’ye, tarõm dõşõ sektörlerde ise yüzde 33.1’den yüzde 30.3’e geriledi. Anket sonuçlarõna göre, işsizlerin profili şöyle:  İşsizlerin yüzde 55.3’ü lise altõ eği- timli.  Yüzde 27.8’i bir yõl ve daha uzun süredir iş arõyor.  İşsizler sõklõkla (yüzde 30) eş-dost vasõtasõyla iş arõyor.  Yüzde 83.6’sõ (2 milyon 129 bin kişi) daha önce bir işte çalõşmõş. Eylülde işsizlik hõzlõ bir artõşla yüzde 10.3’e yükseldi. İşsiz sayõsõ ise 2 milyon 548 bine çõktõ. Genç nüfustaki işsizlik ise rekor bir seviyeye tõrmanarak yüzde 20’yi aştõ. ‘Aç kalmaktan korkan Araplar Türkiye’ye 9 milyar dolar ayırdı’ PELİN ÜNKER KEMER - Global krizin Türkiye’yi de vu- racağõnõ belirten Belek’teki National Golf Club ve yatõrõm danõşmanlõğõ şirketi Mineks In- ternational’õn yönetim kurulu başkanõ Bülent Göktuna, Körfez bölgesinden Ithmaar Bank, Abu Dhabi Investment House ve Gulf Fi- nance House’un stratejik işbirliğiyle oluştu- rulan Vision3’ün yatõrõm için Türkiye’ye 3 mil- yar dolar ayõrdõğõnõ, kaldõraçla bunun 9 milyar dolara çõkabileceğini söyledi. Ekim sonunda imzalanan niyet anlaşmasõnõn Türk ortağõ ve Körfez’den bazõ kuruluşlara Türkiye’ye yönelik yatõrõmlar konusunda danõşmanõ Göktuna, dünya nüfusunun 2020’de 8, 2050’de ise 15 milyara çõkacağõnõ hatõrlatarak şöyle konuştu: “Araplar aç kalmaktan korkuyor. Petrol içemeyeceklerini biliyorlar. Geçen yıl dün- yada mısır, buğday bulunamıyordu. Biz Arapları GAP’a yönlendirdik. Tahıl, bak- liyat, hayvancılık ve yaş sebze-meyve üre- timi düşünüyorlar. Geçen yıl Sudan’da benzeri yatırım yaptılar. Haccın bitmesiy- le bu yatırım ivme kazanır. Para hazır.” National Golf Club’da iş insanlarõnõn ka- tõldõğõ “Başkanın Golf Sopası” adlõ turnuvada konuşan Göktuna, “Krize Türkiye yaka- lanmadı deniyor ama bal gibi yakalandı. Türkiye tam 9’dan vuruldu. Avrupa’da ba- zı turnuvalar iptal edildi. Biz de krizin et- kilerini gelecek yıl hissedeceğiz” dedi. Türkiye’ye 2007’de 250 bin turist golf oy- namaya geldi. Bu 2008’de 300 bini buldu. 2009’da golf turisti sayõsõ 150, hatta 100 bi- ne inebilecek. Halen Türkiye’de 16 golf sahasõ bulunuyor. Bu, 400 milyon Avro’luk bir ya- tõrõmõ ifade ediyor. Yapõmõ sürenlerle birlik- te golf sahasõ sayõsõ 20’ye çõkacak ve toplam yatõrõm tutarõ 500 milyon Avro’yu bulacak. ‘President Putter Cup’õ (Başkanõn Sopasõ) Ali Şahin kazandõ. Madoff skandalõ büyüyor Türkiye’debüyümekrizegirmedendurmuş İstatistik Kurumu’nun üçüncü üç aylõk dönemine göre, ABD konut devleri Fannie Mae ve Freddi Mac ile yatõrõm bankasõ Lehman Brothers’õn eylülde batmalarõyla etkisi dalga dalga yayõlan krize, Türkiye neredeyse “sõfõr” büyüme hõzõ ile girdi. 3. çeyrekte büyüme hõzõ binde 5’e geriledi. Küresel krize küresel eylem Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) yarõn Strasbourg’da yaklaşõk 10 bin kişinin katõlacağõ bir Avrupa mitin- gi yapacak. Küresel krize karşõ, Avrupalõ sendikalarõn bir araya gelerek yaptõkla- rõ ilk küresel eylem olma özelliğini taşõ- yan eyleme Türkiye’den de DİSK katõla- cak. Ücretlerin sabit kalõrken çalõşma sa- atlerinin düşürülmesini talep eden eylem aynõ zamanda Avrupa sendikalarõnõn uluslararasõ ekonomik krize yanõtõ olacak. “Öncelik İşçi Haklarõna: Daha Çok Hak Daha Az Çalõşma” sloganõ ile düzenle- nen miting ETUC’un 2009’da devam ede- ceği bir dizi eylemin ilk adõmõ olacak. Mi- tingin yapõldõğõ gün DİSK de “Krizin Be- delini Ödemeyeceğiz” kampanyasõ çer- çevesinde Kadõköy Salõ Pazarõ’nda kri- ze karşõ “Tencerem Boş” protesto eyle- mi ve basõn açõklamasõ yapacak. Bülent Göktuna KRİZ GÜNLÜĞÜ TÜİK: Ülkede işsiz sayõsõ bir yõlda 300 bin kişi artarak 2 milyon 548 bine çõktõ İşsizlikte rekor artõş DİSK’in bugün Kadıköy Salı Pazarı’nda saat 12.30’da gerçekleştireceği “tencerem boş“ eylemi, doğrudan Türkiye’de yaşananlara karşı protesto içe- rikli değil. Avrupa sendikacılık hareketi ETUC’un dü- zenlediği uluslararası ölçekli eyleme katılımın, Türk kamuoyuna dönük duyurusunu yapma amaçlı. Doğrusu Türk-İş ve Hak-İş evrensel sendikal de- ğerlerini rafa kaldırmamış, iktidara yakın olma yarı- şı içine girmemiş olsalardı, üyesi oldukları ve katıl- mak zorunluluğu bulunan evrensel ölçekli protesto eyleminde, DİSK ile birlikte üye oldukları üst örgü- tün kararına uyarlar, gereğini yerine getirirlerdi. Anlaşılacağı üzere bugün ETUC’un ortak, evren- sel ölçekli eylemi Strasburg’da. Avrupa Parlamen- tosu’nun çalışma saatleriyle ilgili direktifleri görüş- me, onaylama saatleriyle bağlantılı, toplantı mer- kezinin önünde. Avrupa’nın üye ülkelerinin sendikal hareketlerinin ortak eylemi, üye sendikalardan 10 bin civarında katılımcı öngörülerek düzenlenmiş. Ulus- lararası sendikacılık hareketi, emek haklarının ge- liştirilmesi değerleri korunarak, ücret sabit çalışma saatlerinin düşürülmesi istemiyle yola çıkmış. ETUC’un emperyal düzenin son büyük krizini ge- rekçe göstererek, emek haklarını geriye götüren uy- gulamalara karşı, sendikal örgütler, emeğin ortak di- renişinin örgütlenmesinde ilk eylemi. Devamı kriz ge- rekçesiyle, işçiler aleyhine ülkeler özelinde farklı hak kısıtlamalarına karşı eylemler kampanyası olarak ön- görülüyor. Önceliğin halktan, işçilerden alınarak sermaye te- kelleri, piyasaların, bankaların kurtarılması yerine mil- yarlarla dünyalının, çalışanların haklarına verilmesi- ni isteme, anımsatma içerikli... Dünyada göreceli en örgütlü Avrupa sendikacı- lık hareketi, konfederasyonu ETUC’un eymelerinde ne kadar etkin, caydırıcı olabileceğini önceden kestirme olanağımız yok. Ancak son krizin ardından Yunanistan’da patlayan gençlik eylemleri, gelece- ğinden umutsuzluğa düşen kuşakların isyanı, dü- şündürücü ve ders verici olmalı... Uzun yıllardan son- ra ilk kez küreselleşme, kriz üzerinden tartışmalar- da bir yol ayrımından söz ediliyor. Emperyalizmin, piyasalar, insan için ekonomiyle ilişkisiz, sanal ek- senli emperyal çıkarlar düzenin, kapitalizmin bu bü- yük krizinden çıkış reçeteleri, ilk kez içerikleriyle gün- deme alınıyor, sorgulanıyorlar... ABD, AB krizden çıkış operasyonlarında hükü- metlerin yaptıkları dudak uçuklatan rakamlı krizden çıkış reçetelerinde, halktan toplanmış vergilerden kaynak aktarımında, piyasalar, bankalar, büyük şirketlerin kurtarılması operasyonlarında.. içerik sorgulaması galiba ilk kez gündeme geliyor. Han- gi şirketlere, ne kadar yardım yapıldığı, nasıl kulla- nıldığının sorularına yanıt aranıyor. Yanıt verilmiyor olunması eleştiriliyor. Evet ABD, AB hükümetlerinin aktardıkları dudak uçurtan kaynakların nasıl kulla- nıldığına ilişkin sorulara yanıt vermemeleri toplum- sal tepki yaratıyor. İşsizlik, büyük gelir kaybı, yaşam standardı kaybeden halklar, milyarlar artık düzeni ör- gütsüz de olsa, isyan, öfke duygularıyla sorguluyorlar. Hele de krizin reel ekonomilere, milyarlarla dün- yalıya yansımalarında daha işin başında olduğumuz, 2009’un sonuçlarının daha vurucu olacağı öngörü- leri, kaygıyı, birlite öfkeyi biliyor.. Türkiye’ye dönük ayağında AKP’nin, Erdoğan’ın söylemiyle krizden “kazançlı çıkma” hesabı, siyasi rant ayağında yerel seçimlerin yakınlığı bağlantısıyla da işsiz kalan, yoksullaşıp yoksunlaşan çoğunluğa sadaka düzeni içinde daha fazla yaklaşmak, kısa dö- nemde yeni sadaka yöntemleriyle oy toplamaya bak- mak... Son sihirli reçete “yoksullara yardım aylığı bağ- lanması“... Başbakan Erdoğan, AKP iktidarı, ilk sıcak saat- lerinde fazla hissedilemeyen yaranın acısı çıkmadan önce, kitleleri mutlu edecek ataklar peşinde... Oy- sa en kapitalist yorumcular bile, bugünün krizi, iç- eriği, Türkiye’ye yansıyan, yansıyacak boyutları karşısında doğru ve yanlış adımların, yol ayrımının, tam da bu noktada verilecek kararlarla ilişkilendiri- yorlar. AKP’nin en uyanık siyasi oyunla, yerel seçi- me kadar seçmeni oyalama yaklaşımında; ülke kay- naklarını krizden vurgun yiyen işsiz kalan, yoksullaşan kitlelere sadaka yardımı önceliğinin, kitlelerin, ülkenin geleceğini karartma yanında, seçimlerde bile işine yaramayacağı uyarısını yapmaya çalışıyorlar... Bu çok kritik dönemeçte, çok kıt ülke kaynakla- rının, gelebilecek dış kaynak kullanımlarının gerçek ekonomiyi, üretimi canlandırma işisizliği arttırmama, çalışanları yoksullaştırmama içerikli olmaması halinde, AKP’nin umduğu gibi “seçimlere kadar durumun ida- re edilemeyeceği” uyarısını yapmaktalar... soner@cumhuriyet.com.tr IMF heyeti ocakta geliyor Ekonomi Servisi - Hazine Müsteşarlõğõ, IMF he- yetinin, ocak ayõ başõnda Türkiye’yi ziyaret edece- ğini bildirdi. Hazine’den yapõlan açõklamada, Tür- kiye ile IMF arasõnda bir program yapõlmasõna iliş- kin teknik çalõşmalarda önemli ilerlemeler sağlan- dõğõ belirtildi. Açõklamada, “Bu gelişmeler sonra- sında, Uluslararası Para Fonu ile yapılacak program kapsamındaki politikalar, yapısal dü- zenlemeler ve programın içeriğine ilişkin diğer hu- suslarda görüşmelerde bulunmak üzere bir IMF heyeti Türkiye’ye davet edilmiştir. Bu kapsam- da IMF heyeti, ocak ayı başında ülkemizi ziyaret edecektir” denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle