Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
16 ARALIK 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 11
CMYB
C M Y B
İŞÇİNİNEVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
‘Tencerem Boş’
Geçen cumartesi akşamı CEM TV’de
eski SPK Başkanı Doç. Dr. Doğan
Cansızlar ile son ekonomik gelişmele-
ri konuştuk. Kendisinin farklı görüşleri
var. Bunları sizinle paylaşmak istiyorum.
Doğan Bey küresel krizin doğmasın-
da sermayenin küreselleşmesine, yani
vatansız olmasına karşın bu fonların de-
netiminin uluslararası nitelikte olmaması,
lokal düzeyde kalmasının çok önemli et-
ken olduğunu belirtiyor. “Sermaye, pa-
ra seyahat ederken uğradığı ülkelerde-
ki lokal denetimler yetersiz ve küresel ni-
telik taşımadığından serbestlik fütur-
suzluğa dönüştü. Buna örnek ülkemiz-
deki yüksek faiz ve düşük kur politika-
sını gösterebiliriz” diyor. Yani eğer ulus-
lararası denetim mekanizmaları olsa
idi, sıcak para elini kolunu sallayarak ge-
lir ama giderken elini kolunu sallaya-
mazdı.
Bu tespite karşı kendisine şu soruyu
sordum; bu durumda kapitalizmin ve-
ya serbest piyasa ekonomisinin çöktü-
ğünü söyleyebilir miyiz? Kendisi buna
cevap olarak şunları söyledi: “Hayır. Sa-
dece kontrolsüz serbest piyasa ekono-
misinin zaafları ortaya çıktı. Kamunun
yönlendirme ve düzenleme anlamında
denetim ve müdahalesinin olması ser-
best piyasa ekonomisinin niteliğini or-
tadan kaldırmaz. Bu müdahale olması
gereken bir mekanizmadır.” Doğan
Bey, kontrollü ve devletin gerektiğinde
piyasada etkin denetim yaptığı ser-
best piyasa ekonomisinin her şeyi dev-
letin planladığı sosyalist ekonomiyle ay-
nı olmadığını ve küresel krizin bu eko-
nomik düşünce biçimini değiştirme-
yeceğini belirtiyor. Ancak Bretton Wo-
ods’dan itibaren kurulan ve gelişen
uluslararası mali kuruluşların yeniden ya-
pılanması ve IMF dışında bir küresel de-
netim kuruluşunun kurulması gerektiğini
de vurguluyor.
Küresel kriz başladığında Türkiye
ekonomisi sağlıklı mıydı, şeklindeki so-
rumuza “IMF’nin düşük kur yüksek fa-
iz politikasını dayatması, devamlı artan
cari açık, giderek düşen ekonomik bü-
yüme, elini kolunu sallayan yabancının
cirit attığı bir ekonomiye sağlıklı bir
ekonomi demek mümkün değildir. Hü-
kümet 2002’den itibaren hazır ekonomik
reçeteyi uyguladı.Ona sadık kaldı. An-
cak 6 yıllık iktidarı döneminde IMF’ye
muhtaç olmayacak bir ekonomiyi ya-
ratmak için hiçbir çaba harcamadı. Bol
likidite sarhoşluğuna giren ekonomimi-
zi rüya âlemine götürdü. Oysa sanal bü-
yüyen bir ekonomi yerine IMF’siz bir
ekonomiyi oluşturma olanağı vardı. Tür-
kiye bu şansı bu iktidarla kaçırdı.” Tabii
Doğan Bey burada siyasal iktidarın
bunu isteyebilecek nitelikte olduğu var-
sayımını yapıyor. Oysa zaten AKP,
IMF’li bir ekonominin varlığını sürdürmek
ve Batı’ya bağımlılığı devam ettirmek için
siyasal iktidar oldu. Yani varlık sebebi
buydu.
Doğan Bey, küresel kriz için hükü-
metin önlem almada geciktiğini, tek tek
alınan önlemlerin tek başına faydalı
önlemler olmasına rağmen ambalajı(!) ol-
madığından beklenen sonuçları getir-
meyeceğini de düşünüyor. Varlık barı-
şının iyi bir önlem olduğunu belirterek
30-35 milyar dolardan fazlasını bekle-
memek gerektiğinin altını çiziyor. Yerli
hisse senedi yatırımcıları kazançlarına
uygulanan yüzde 10 stopajın sıfırlan-
masının krize çözüm anlamında dolay-
lı fayda sağlayacağını ancak yabancı-
larla olan eşitsizliğin bu vesile ile kal-
kacağını olumlu bulduğunu belirtiyor.
Merkez Bankası’nın uygulamalarını des-
tekliyor.
2009 bütçesini gerçekçi bulup bul-
madığını ve IMF’nin bütçe üzerinde
neden bu kadar durduğunu kendisine
sorduğumda şu cevabı alıyorum: “2009
bütçesi yüzde 4 büyümeye göre belir-
lenmiş durumda.Oysa tüm büyüme ra-
kamları 2009’da bu büyümenin ger-
çekleşmesinin olanaksız olduğunu ortaya
koyuyor. Dolayısıyla bu orana göre be-
lirlenen özellikle ekonominin büyümesi
ile doğru korelasyon içinde olan dolay-
lı vergilerin gerçekçi olmadığını, buna
göre tahsis edilen gider ödeneklerinin
de fazla olduğunu ve IMF’nin buna iti-
raz ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. IMF
ile anlaşmanın uzun sürmesinde bele-
diyelere aktarılacak paylar ile gerçekçi
bulunmayan gelir tahminlerinin belirle-
yici olduğunu da iddia edebiliriz.”
Doğan Bey gerçekçi olmayan bu
bütçenin mutlaka revize edileceğini de
düşünüyor.
2009 yılı temel ekonomik gösterge
tahminleri de şöyle: “Dolar 1.60-1.70,
enflasyon oranı yüzde 11-12. Yüzde 1-
2’yi aşan büyüme olmaz. Resesyon
kesinlikle olacaktır.” Bazı akademis-
yenlerin aksine Doğan Bey, deflasyon
(fiyatlar genel düzeyinin sürekli düşüş
durumu) beklemiyor.
Yıllarını bürokraside ekonomi ala-
nında geçirmiş ve altı yıl sermaye pi-
yasasını yönetmiş bir kişinin bu tespit-
leri dikkate değer. Son olarak şunu be-
lirtelim ki, Doğan Bey bu kriz karşısın-
daki refleks ve becerilerini dikkate al-
dığımızda ve geçmiş dönemleri hatır-
ladığımızda siyasi iktidarın gidici oldu-
ğunu iddia ediyor. Haydi hayırlısı...
Serbest Piyasa Ekonomisi Çökmez
M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U pamukm superonline.com
Yabancı kasımda satışa geçti
Ekonomi Servisi - İMKB verilerine göre yabancõ
yatõrõmcõlar kasõm ayõnda 330.9 milyon dolarlõk sa-
tõş gerçekleştirdi. Kasõmda yabancõ yatõrõmcõlar
2.82 milyar dolarlõk alõş, 3.15 milyar dolarlõk da sa-
tõş işlemi gerçekleştirdi.
Orion Investment tarafõndan hazõrlanan yabancõ
işlemler araştõrmasõna göreyse, kasõm ayõnda en çok
alõş gerçekleştirilen hisse 14.3 milyon dolarla Turk-
cell oldu. Kasõm itibarõyla en çok yabancõ çõkõşõy-
sa 50.7 milyon dolarla Vakõflar Bankasõ hisselerinde
gerçekleşti.
Bu yõlõn ocak-kasõm döneminde en fazla yaban-
cõ alõmõ yapõlan hisse 153.2 milyon dolarla Türk Te-
lekom olurken, en çok satõş ise 869 milyon dolar-
lõk işlemle Migros oldu.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Türkiye
İstatistik Kurumu (TÜ-
İK) bu yõlõn üçüncü üç ay-
lõk dönemine ilişkin gay-
ri safi yurtiçi hasõla
(GSYİH) büyüme hõzõnõ
yüzde 0.5 olarak açõkladõ.
Dokuz aylõk büyüme ra-
kamõ yüzde 3 oldu. İkin-
ci çeyrekte yüzde 1.9
olan büyüme hõzõ da
yüzde 2.3 olarak re-
vize edildi. Bu sonuçlara
göre, Türkiye ekonomisi,
küresel kriz başlamadan
yavaşladõ. Krizin başlan-
gõcõ eylül ortalarõnõ bul-
masõna karşõn, TÜİK’in
açõkladõğõ temmuz, ağus-
tos ve eylül verileri bü-
yüme hõzõnõn binde 5’e
gerilediğini ortaya koydu.
2008 üçüncü üç aylõk
döneminde, geçen yõlõn
aynõ dönemine kõyasla
cari fiyatlarla GSYİH,
yüzde 13.7’lik artõşla 266
milyar 474 milyon
YTL’ye çõktõ. GSYİH sa-
bit fiyatlarla da geçen yõ-
lõn aynõ dönemine göre
yüzde 0.5 arttõ.
Dokuz aylõk verilere
göre 2008 Ocak-Eylül
döneminde, GSYİH ge-
çen yõlõn aynõ dönemine
göre cari fiyatlarla yüzde
15.6 artarak, 731 milyar
277 milyon YTL oldu.
Aynõ dönemde sabit fi-
yatlarla artõş yüzde 3’te
kaldõ. TÜİK ikinci çeyrek
için yüzde 1.9 olarak
açõkladõğõ GSYH büyü-
mesini yüzde 2.3 olarak
revize etti.
Ekonomi Servisi -
Wall Street’in yatõrõm da-
nõşmanõ Bernard Ma-
doff’un adõnõn karõştõğõ
50 milyar dolarlõk yol-
suzluk skandalõ nedeniy-
le, birçok Avrupa banka-
sõ ve Japon Nomura Hol-
dings’in milyarlarca dolar
kaybõ bulunduğu ortaya
çõktõ. HSBC, yaklaşõk 1
milyar dolar kaybetti.
İngiliz Royal Bank of
Scotland’õn potansiyel
kaybõ 595 milyon dolar.
Fransa’nõn dördüncü bü-
yük bankasõ Natixis de
605 milyon dolarla ker-
vana katõldõ. İtalya’nõn
ikinci büyük bankasõ
UniCredit SpA’õn, Ma-
doff ile bağlantõlõ yatõ-
rõmlarõ 75 milyon Avro.
Japon Nomura Hol-
dings’in zararõ 302 mil-
yon dolar. İspanyol San-
tander bank da Ma-
doff’un ürünlerine 3.1
milyar dolar yatõrdõ.
ABD Merkez Banka-
sı ekonomideki gerile-
menin etkilerini azaltmak
umuduyla gösterge faiz-
lerini indirmeye hazõrla-
nõyor.
İrlanda, bankalara 10
milyar Avro kadar ser-
maye desteği sağlayacak.
Fortis’in, parçalana-
rak Hollanda ve Fransõz-
lara satõşõnõn mahkemece
dondurulmasõ, Belçika
hükümetini zor durumda
bõrakõrken, Türkiye For-
tis satõşõn, işlemleri etki-
lemeyeceğini duyurdu.
ABD’de çökmenin
eşiğindeki General Mo-
tors ve Chrysler’in kõsa
vadeli istikrara kavuş-
masõ için Beyaz Sa-
ray’dan mali yardõm bek-
leniyor.
Electrolux, 3 binden
fazla kişiyi işten atacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye’deki işsiz sayõsõ, Eylül 2008 dö-
neminde, geçen yõlõn aynõ dönemine gö-
re 295 bin kişi artarak 2 milyon 548 bin
kişi oldu. İşsizlik oranõ ise 1 puanlõk ar-
tõşla yüzde 10.3 seviyesinde gerçekleşti.
İş aramayõp çalõşmaya hazõr olan bir mil-
yon 682 bin kişi ile birlikte toplam iş-
siz sayõsõ 4 milyon 230 bine, işsizlik ora-
nõ ise yüzde 17.7’ye çõktõ.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK),
üçer aylõk dönemler itibarõyla her ay ka-
muoyuna duyurduğu hane halkõ işgücü
anketinin “ağustos-eylül-ekim” dö-
nemini kapsayan “Eylül 2008” sonuç-
larõnõ açõkladõ. Kentsel yerlerde işsizlik
oranõ 0.5 puanlõk artõşla yüzde 12.3, kõr-
sal yerlerde ise 1.5 puanlõk artõşla yüz-
de 7.1 oldu.
Türkiye’de tarõm dõşõ işsizlik oranõ ge-
çen yõlõn aynõ dönemine göre 1.3 puanlõk
artõşla yüzde 13.3 seviyesinde gerçek-
leşti. Bu oran erkeklerde geçen yõlõn ay-
nõ dönemine göre 1.5 puanlõk artõşla yüz-
de 11.8, kadõnlarda ise 0.2 puanlõk ar-
tõşla yüzde 19.2 oldu. İşsizlerin sõklõk-
la (yüzde 30) “eş-dost” aracõlõğõyla iş
aradõğõ saptandõ. İşsizlerin 2 milyon 129
bin kişi ile yüzde 83.6’sõnõn daha önce
bir işte çalõşmõş olduğu belirlendi. Ey-
lül 2008 döneminde 1 milyon 653 bin
kişi işe yeni başladõ veya iş değiştirdi,
bunun toplam istihdam içindeki oranõ
yüzde 7.4 oldu. Mevcut işsizlerin yüz-
de 16.1’ini bu dönemde işten ayrõlanlar
oluşturdu.
İki kişiden bir kayıtdışı
Eylül 2008 döneminde genç nüfusta
işsizlik oranõ yüzde 20.1 olarak hesap-
landõ. Bu oran 2007 yõlõnõn aynõ döne-
minde yüzde 19 idi. Bu dönemdeki iş-
sizlerin 70.6’sõnõ erkek nüfus oluşturdu.
TÜİK’e göre, kayõt dõşõ istihdam edi-
lenlerin oranõ, Eylül 2008 döneminde,
2007’nin aynõ dönemine göre 2.3 pu-
anlõk azalõşla yüzde 45.9 oldu.
Bu dönemde, geçen yõlõn aynõ döne-
mine göre tarõm sektöründe kayõt dõşõ-
lõk yüzde 88.1’den yüzde 87’ye, tarõm
dõşõ sektörlerde ise yüzde 33.1’den
yüzde 30.3’e geriledi.
Anket sonuçlarõna göre, işsizlerin
profili şöyle:
İşsizlerin yüzde 55.3’ü lise altõ eği-
timli.
Yüzde 27.8’i bir yõl ve daha uzun
süredir iş arõyor.
İşsizler sõklõkla (yüzde 30) eş-dost
vasõtasõyla iş arõyor.
Yüzde 83.6’sõ (2 milyon 129 bin
kişi) daha önce bir işte çalõşmõş.
Eylülde işsizlik hõzlõ bir
artõşla yüzde 10.3’e yükseldi.
İşsiz sayõsõ ise 2 milyon 548
bine çõktõ. Genç nüfustaki
işsizlik ise rekor bir seviyeye
tõrmanarak yüzde 20’yi aştõ.
‘Aç kalmaktan korkan Araplar
Türkiye’ye 9 milyar dolar ayırdı’
PELİN ÜNKER
KEMER - Global krizin Türkiye’yi de vu-
racağõnõ belirten Belek’teki National Golf
Club ve yatõrõm danõşmanlõğõ şirketi Mineks In-
ternational’õn yönetim kurulu başkanõ Bülent
Göktuna, Körfez bölgesinden Ithmaar Bank,
Abu Dhabi Investment House ve Gulf Fi-
nance House’un stratejik işbirliğiyle oluştu-
rulan Vision3’ün yatõrõm için Türkiye’ye 3 mil-
yar dolar ayõrdõğõnõ, kaldõraçla bunun 9 milyar
dolara çõkabileceğini söyledi. Ekim sonunda
imzalanan niyet anlaşmasõnõn Türk ortağõ ve
Körfez’den bazõ kuruluşlara Türkiye’ye yönelik
yatõrõmlar konusunda danõşmanõ Göktuna,
dünya nüfusunun 2020’de 8, 2050’de ise 15
milyara çõkacağõnõ hatõrlatarak şöyle konuştu:
“Araplar aç kalmaktan korkuyor. Petrol
içemeyeceklerini biliyorlar. Geçen yıl dün-
yada mısır, buğday bulunamıyordu. Biz
Arapları GAP’a yönlendirdik. Tahıl, bak-
liyat, hayvancılık ve yaş sebze-meyve üre-
timi düşünüyorlar. Geçen yıl Sudan’da
benzeri yatırım yaptılar. Haccın bitmesiy-
le bu yatırım ivme kazanır. Para hazır.”
National Golf Club’da iş insanlarõnõn ka-
tõldõğõ “Başkanın Golf Sopası” adlõ turnuvada
konuşan Göktuna, “Krize Türkiye yaka-
lanmadı deniyor ama bal gibi yakalandı.
Türkiye tam 9’dan vuruldu. Avrupa’da ba-
zı turnuvalar iptal edildi. Biz de krizin et-
kilerini gelecek yıl hissedeceğiz” dedi.
Türkiye’ye 2007’de 250 bin turist golf oy-
namaya geldi. Bu 2008’de 300 bini buldu.
2009’da golf turisti sayõsõ 150, hatta 100 bi-
ne inebilecek. Halen Türkiye’de 16 golf sahasõ
bulunuyor. Bu, 400 milyon Avro’luk bir ya-
tõrõmõ ifade ediyor. Yapõmõ sürenlerle birlik-
te golf sahasõ sayõsõ 20’ye çõkacak ve toplam
yatõrõm tutarõ 500 milyon Avro’yu bulacak.
‘President Putter Cup’õ (Başkanõn Sopasõ) Ali
Şahin kazandõ.
Madoff
skandalõ
büyüyor
Türkiye’debüyümekrizegirmedendurmuş
İstatistik Kurumu’nun üçüncü üç
aylõk dönemine göre, ABD konut
devleri Fannie Mae ve Freddi Mac ile
yatõrõm bankasõ Lehman Brothers’õn
eylülde batmalarõyla etkisi dalga dalga
yayõlan krize, Türkiye neredeyse “sõfõr”
büyüme hõzõ ile girdi. 3. çeyrekte
büyüme hõzõ binde 5’e geriledi.
Küresel krize küresel eylem
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu
(ETUC) yarõn Strasbourg’da yaklaşõk 10
bin kişinin katõlacağõ bir Avrupa mitin-
gi yapacak. Küresel krize karşõ, Avrupalõ
sendikalarõn bir araya gelerek yaptõkla-
rõ ilk küresel eylem olma özelliğini taşõ-
yan eyleme Türkiye’den de DİSK katõla-
cak. Ücretlerin sabit kalõrken çalõşma sa-
atlerinin düşürülmesini talep eden eylem
aynõ zamanda Avrupa sendikalarõnõn
uluslararasõ ekonomik krize yanõtõ olacak.
“Öncelik İşçi Haklarõna: Daha Çok Hak
Daha Az Çalõşma” sloganõ ile düzenle-
nen miting ETUC’un 2009’da devam ede-
ceği bir dizi eylemin ilk adõmõ olacak. Mi-
tingin yapõldõğõ gün DİSK de “Krizin Be-
delini Ödemeyeceğiz” kampanyasõ çer-
çevesinde Kadõköy Salõ Pazarõ’nda kri-
ze karşõ “Tencerem Boş” protesto eyle-
mi ve basõn açõklamasõ yapacak.
Bülent
Göktuna
KRİZ GÜNLÜĞÜ
TÜİK: Ülkede işsiz sayõsõ bir yõlda 300 bin kişi artarak 2 milyon 548 bine çõktõ
İşsizlikte rekor artõş
DİSK’in bugün Kadıköy Salı Pazarı’nda saat
12.30’da gerçekleştireceği “tencerem boş“ eylemi,
doğrudan Türkiye’de yaşananlara karşı protesto içe-
rikli değil. Avrupa sendikacılık hareketi ETUC’un dü-
zenlediği uluslararası ölçekli eyleme katılımın, Türk
kamuoyuna dönük duyurusunu yapma amaçlı.
Doğrusu Türk-İş ve Hak-İş evrensel sendikal de-
ğerlerini rafa kaldırmamış, iktidara yakın olma yarı-
şı içine girmemiş olsalardı, üyesi oldukları ve katıl-
mak zorunluluğu bulunan evrensel ölçekli protesto
eyleminde, DİSK ile birlikte üye oldukları üst örgü-
tün kararına uyarlar, gereğini yerine getirirlerdi.
Anlaşılacağı üzere bugün ETUC’un ortak, evren-
sel ölçekli eylemi Strasburg’da. Avrupa Parlamen-
tosu’nun çalışma saatleriyle ilgili direktifleri görüş-
me, onaylama saatleriyle bağlantılı, toplantı mer-
kezinin önünde. Avrupa’nın üye ülkelerinin sendikal
hareketlerinin ortak eylemi, üye sendikalardan 10 bin
civarında katılımcı öngörülerek düzenlenmiş. Ulus-
lararası sendikacılık hareketi, emek haklarının ge-
liştirilmesi değerleri korunarak, ücret sabit çalışma
saatlerinin düşürülmesi istemiyle yola çıkmış.
ETUC’un emperyal düzenin son büyük krizini ge-
rekçe göstererek, emek haklarını geriye götüren uy-
gulamalara karşı, sendikal örgütler, emeğin ortak di-
renişinin örgütlenmesinde ilk eylemi. Devamı kriz ge-
rekçesiyle, işçiler aleyhine ülkeler özelinde farklı hak
kısıtlamalarına karşı eylemler kampanyası olarak ön-
görülüyor.
Önceliğin halktan, işçilerden alınarak sermaye te-
kelleri, piyasaların, bankaların kurtarılması yerine mil-
yarlarla dünyalının, çalışanların haklarına verilmesi-
ni isteme, anımsatma içerikli...
Dünyada göreceli en örgütlü Avrupa sendikacı-
lık hareketi, konfederasyonu ETUC’un eymelerinde
ne kadar etkin, caydırıcı olabileceğini önceden
kestirme olanağımız yok. Ancak son krizin ardından
Yunanistan’da patlayan gençlik eylemleri, gelece-
ğinden umutsuzluğa düşen kuşakların isyanı, dü-
şündürücü ve ders verici olmalı... Uzun yıllardan son-
ra ilk kez küreselleşme, kriz üzerinden tartışmalar-
da bir yol ayrımından söz ediliyor. Emperyalizmin,
piyasalar, insan için ekonomiyle ilişkisiz, sanal ek-
senli emperyal çıkarlar düzenin, kapitalizmin bu bü-
yük krizinden çıkış reçeteleri, ilk kez içerikleriyle gün-
deme alınıyor, sorgulanıyorlar...
ABD, AB krizden çıkış operasyonlarında hükü-
metlerin yaptıkları dudak uçuklatan rakamlı krizden
çıkış reçetelerinde, halktan toplanmış vergilerden
kaynak aktarımında, piyasalar, bankalar, büyük
şirketlerin kurtarılması operasyonlarında.. içerik
sorgulaması galiba ilk kez gündeme geliyor. Han-
gi şirketlere, ne kadar yardım yapıldığı, nasıl kulla-
nıldığının sorularına yanıt aranıyor. Yanıt verilmiyor
olunması eleştiriliyor. Evet ABD, AB hükümetlerinin
aktardıkları dudak uçurtan kaynakların nasıl kulla-
nıldığına ilişkin sorulara yanıt vermemeleri toplum-
sal tepki yaratıyor. İşsizlik, büyük gelir kaybı, yaşam
standardı kaybeden halklar, milyarlar artık düzeni ör-
gütsüz de olsa, isyan, öfke duygularıyla sorguluyorlar.
Hele de krizin reel ekonomilere, milyarlarla dün-
yalıya yansımalarında daha işin başında olduğumuz,
2009’un sonuçlarının daha vurucu olacağı öngörü-
leri, kaygıyı, birlite öfkeyi biliyor..
Türkiye’ye dönük ayağında AKP’nin, Erdoğan’ın
söylemiyle krizden “kazançlı çıkma” hesabı, siyasi
rant ayağında yerel seçimlerin yakınlığı bağlantısıyla
da işsiz kalan, yoksullaşıp yoksunlaşan çoğunluğa
sadaka düzeni içinde daha fazla yaklaşmak, kısa dö-
nemde yeni sadaka yöntemleriyle oy toplamaya bak-
mak... Son sihirli reçete “yoksullara yardım aylığı bağ-
lanması“...
Başbakan Erdoğan, AKP iktidarı, ilk sıcak saat-
lerinde fazla hissedilemeyen yaranın acısı çıkmadan
önce, kitleleri mutlu edecek ataklar peşinde... Oy-
sa en kapitalist yorumcular bile, bugünün krizi, iç-
eriği, Türkiye’ye yansıyan, yansıyacak boyutları
karşısında doğru ve yanlış adımların, yol ayrımının,
tam da bu noktada verilecek kararlarla ilişkilendiri-
yorlar. AKP’nin en uyanık siyasi oyunla, yerel seçi-
me kadar seçmeni oyalama yaklaşımında; ülke kay-
naklarını krizden vurgun yiyen işsiz kalan, yoksullaşan
kitlelere sadaka yardımı önceliğinin, kitlelerin, ülkenin
geleceğini karartma yanında, seçimlerde bile işine
yaramayacağı uyarısını yapmaya çalışıyorlar...
Bu çok kritik dönemeçte, çok kıt ülke kaynakla-
rının, gelebilecek dış kaynak kullanımlarının gerçek
ekonomiyi, üretimi canlandırma işisizliği arttırmama,
çalışanları yoksullaştırmama içerikli olmaması halinde,
AKP’nin umduğu gibi “seçimlere kadar durumun ida-
re edilemeyeceği” uyarısını yapmaktalar...
soner@cumhuriyet.com.tr
IMF heyeti ocakta geliyor
Ekonomi Servisi - Hazine Müsteşarlõğõ, IMF he-
yetinin, ocak ayõ başõnda Türkiye’yi ziyaret edece-
ğini bildirdi. Hazine’den yapõlan açõklamada, Tür-
kiye ile IMF arasõnda bir program yapõlmasõna iliş-
kin teknik çalõşmalarda önemli ilerlemeler sağlan-
dõğõ belirtildi. Açõklamada, “Bu gelişmeler sonra-
sında, Uluslararası Para Fonu ile yapılacak
program kapsamındaki politikalar, yapısal dü-
zenlemeler ve programın içeriğine ilişkin diğer hu-
suslarda görüşmelerde bulunmak üzere bir IMF
heyeti Türkiye’ye davet edilmiştir. Bu kapsam-
da IMF heyeti, ocak ayı başında ülkemizi ziyaret
edecektir” denildi.