Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 OCAK 2008 PERŞEMBE 4 HABERLER Hukukçulardan öğretim üyelerine, yerel yöneticilerden kadınlara kadar her kesim türban konusunda endişeli DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘Türban’ Sorunu Çözüldü mü? “Türban” sorunu acaba AKP – MHP mutabakatıyla çözüldü mü? Bakalım: AKP ile MHP’nin vardıkları uzlaşma sonunda, anayasanın 10. ve 42. maddelerindeki değişiklikler genel ifadeleri içerdiklerinden, çözüm aslında, YÖK’ün ek 17. maddesinde bulunuyor. Eskiden “...Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine göre uygun hareket etmek zorundadırlar...” diyen 10. maddenin şu şekle sokulmasında mutabakata varıldı: “...Devlet organları ve idari makamları, bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetinden yararlanılmasında kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır.” “Kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir” diyen 42. maddenin ise “...Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir” şeklinde değiştirilecek. 42. maddedeki “yükseköğrenim” ibaresinin, türbanın ilköğretime ve liseye kadar uzanabileceği endişesini taşıyan AKP adına anayasa hazırlayan Ergun Özbudun’un uyarısıyla konulduğunu da belirtelim. ??? 42. maddenin değiştirilecek olan şekli de sorunun çözümünü YÖK Yasası’nın ek 17. maddesine bırakıyor. YÖK Yasasının ek 17. maddesi de “yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kaydı ile yükseköğretim kurumlarında kılık kıyafet serbesttir. Hiç kimse başının örtülü olması sebebiyle yükseköğrenim hakkından yoksun bırakılamaz, bu yönde düzenleme yapılamaz. Ancak başın örtülmesi kişinin yüzünün açık ve kimliğinin tanınmasına imkân verecek ve çene altından bağlanacak şekilde olması gerekir” hükmünü getiriyor. AKP ile MHP’nin üstünde anlaştıkları çözüm şekli bu. Acaba bu düzenleme türban konusunu çözmeye yetecek mi? Konuya şimdilik hukuki açıdan bakalım. Bilindiği gibi, türban sorununun anayasal boyutu, YÖK Yasası’nın ek 16. maddesinin 1989 yılında iptali ile ortaya çıkmıştı. Ek 16. madde “Yükseköğrenim kurumlarında dershane, laboratuvar, klinik, poliklinik ve koridorlarda çağdaş kıyafet ve görünümde bulunmak zorunludur. Dini inanç sebebiyle boyun ve saçların örtü veya türbanla kapatılması serbesttir” hükmünü içermekteydi. Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kararında ve AİHM’nin Leyla Şahin ile ilgili Büyük Daire kararında, türbanın yasaklanmasının gerekçesi olarak bunun diğer öğrenciler üzerinde baskı oluşturacak bir simge olması gerekçe gösterilmişti. ??? Durum böyle olunca, son yasal değişikliğin de bir kez daha Anayasa Mahkemesi ve AİHM’den dönmesi olasılığı var. CHP tutum değiştirmezse, değişiklikleri Anayasa Mahkemesi’ne götürecektir. Değişiklik yalnız anayasa içinde gerçekleştirilmiş olsaydı, Anayasa Mahkemesi’nin bunu şekil açısından ele alabileceği, öze giremeyeceğini ileri süren hukukçular var. Gerçi eski YÖK Başkanı ve anayasa profesörü Erdoğan Teziç o halde bile yapılacak değişikliklerin anayasanın değiştirilemez ikinci maddesini hükümsüz kılan anayasaya karşı hile hükmünde olacağını, bu durumda ortaya bir usul sapması çıkacağını bu yüzden yine Yüksek Mahkeme’nin esasa girebileceğini ileri sürmüştü, ama konu hukukçular arasında tartışmalıydı. Şimdi ise, YÖK Yasası ek 17. maddesini bir başvuru üzerine Anayasa Mahkemesi esastan inceleyebilecektir. Gerçi ek 17. maddede eski ek 16. daki “dini inaç sebebiyle boyun ve saçların örtü ve türbanla kapatılması” ibaresi yer almıyor, bu yüzden de bunun dini bir simge olmadığını ileri sürme kapısı açık kalıyor ama, unutmamak gerekir ki, yukarıda da belirtildiği gibi, her iki yüksek mahkemede önceki kararlarında türbanın bir simge olduğunu kabul etmişlerdir. Bu yüzden, yeni düzenleme “türban” sorununu çözmüyor, çözümün anahtarı yine Anayasa Mahkemesi’ne kalıyor. Sorunun diğer yönlerini de yarın ele alalım. ‘Cumhuriyetle hesaplaşılıyor’ ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) Hukukçular, kadın örgütleri, akademisyenler türban özgürlüğü konusundaki kaygılarını dile getirirken AKP ile MHP’nin “Cumhuriyetle hesaplaştığına” dikkat çektiler. Türban için anayasal düzenleme yapma çalışmalarına, toplumun çeşitli kesimlerinden tepki yağmaya devam ediyor. Konuya ilişkin dün yapılan açıklamalar şöyle: Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu: Temel hak ve özgürlükler kapsamında olmadığı AİHM kararlarıyla açıkça ortaya konulan, devrim yasalarıyla bağdaşmadığı Anayasa Mahkemesi kararlarıyla vurgulanan bir kıyafet biçimine serbesti yaratılmaya çalışılıyor. Bu durum gelecekte ? AKP ve MHP’nin türbanı üniversiteye sokma girişimine tepkiler sürüyor. Yapılan açıklamalarda, yasa tasarısıyla laikliğin zedeleneceği ve laiklik olmadan demokrasiden bahsedilemeyeceği, Cumhuriyetin temel değerlerinden birinin yara alacağı vurgulanarak “laik hukuk düzenini sarsan, toplumsal yapıyı değiştiren sonuçlar ortaya çıkacağı” uyarısı yapıldı. mevcut laik hukuk düzenini sarsan, toplumsal yapıyı değiştiren sonuçlar yaratacaktır. Yargı kararlarıyla söz konusu kıyafete serbesti tanınmamasının asıl gerekçesi de budur. AİHM bile bu noktaya işaret ederken, bu durumun kurtuluş mücadelesinin sembolü Türk yasama organınca gözetilmemesi son derece manidardır. ‘Bilimsel felsefeyle bağdaşmaz’ ODTÜ Senatosu: Çağdaş toplumda üniversitelerin işlevi bilimsel temelli, çoğulcu, kişisel özgürlüklere saygılı ve toplumda kadınerkek eşitliğini sağlayıcı eğitim vermektir. Bu çerçevede, dini nitelikli kıyafet ve özellikle İslami bir sembol olan türban kullanılmasının laik ve bilimsel eğitim felsefesi ile bağdaşması mümkün değildir. Üniversiteler her türlü inancın özgürce yaşandığı yerler değil, her türlü inancın bilimsel açıdan özgürce tartışıldığı yerlerdir. ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği: Laik toplumsal düzen tehdit edilmektedir. İşbirliği içinde olanlar, Cumhuriyetle hesaplaşma içindedirler. Cum huriyetle sağlanan ülke birliğini parçalamaya yönelik bir sürecin önü açılacaktır. Kadının bireysel özgürleşmesi önünde en büyük engel olagelmiş tesettürün, bir özgürlük ve hak simgesi olarak sunulması, dinsel duyarlılığı olan insanlara söylenebilecek en büyük yalandır. Hedef alınan, laik toplum düzenimizdir. Yaklaşan toplumsal ve iktisadi krizin üzerini örtmeye yetecek büyüklükte bir türban bulmaya ise AKP iktidarının gücü yetmeyecektir. Çankaya Belediye Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz: Türkiye’nin laik ve üniter yapısının yarattığı ve hepimize övünç veren iç barışını, deyim yerindeyse sabote edercesine, türbanla yatıp türbanla kalkanların bozmaya kalkışmaları akıl alır bir şey değildir. Hukuk dururken, türban konusunu ulemaya havale eden bir başbakanın olduğu yerde, laiklik nasıl güvence altında tutulacaktır? Tüm okulları ve kamuoyunu dini sembollerle doldurma hevesleriyle dopdolu bir iktidarın; her şeyi sıraya koyup laikliği rötuşlamayı hızlandırması, içlerinde iktidara karşı pek tereddüt bulunmayanları bile tereddüde sevk etmişse, bu iktidarın foyası açığa çıkmış demektir. ‘Cumhuriyet tarihinde bir ilk’ Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü: Sorun aslında basit bir türban sorunu değildir. Bizce AKP ile son zamanlardaki tavrı dolayısıyla ulusalcı olduğuna, üniter devlet kavramını benimsediğine artık inanamadığımız MHP’nin işbirliğinin asıl hedefi; Cumhuriyet ve demokrasinin temel ilkelerini zedelemektir. Bu temel ilkelerin olmazsa olmaz koşulundan biri, belki de en önceliklisi laikliktir. Laikliğin olmadığı bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Kadınlarımızın kılık ve kıyafetleri konusunda sadece erkeklerin karar veriyor olması ve yapılmak istenen değişikliğin anayasa maddesi haline getirilmesi niyeti ise olayın en vahim noktasıdır. SHP Merkez Yürütme Kurulu: Olay, Atatürk devrimlerinin ana unsurlarından olan laikliğin yıpratılması ve devrimlerden geri adım atma olarak nitelendirilmelidir. Cumhuriyet tarihinde ilk defa iki siyasi parti, AKP ve MHP, Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu laik Cumhuriyetin kurumlarını yıkmak amacıyla işbirliği yaparak harekete geçmiştir. Yazılı açıklama yaptı İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN TÜSİAD’tan Bahçeli’ye sert yanıt Ekonomi Servisi TÜSİAD, türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasına yönelik uyarısına tepki gösteren MHP lideri Devlet Bahçeli’ye sert yanıt verdi. TÜSİAD’tan yapılan açıklamada, MHP, çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmanın gereği olan demokratikleşmenin önünü kesmekle” suçlandı. TÜSİAD’ı partisinin önceki günkü grup toplantısında, “Kürt kimliğinin tanınması ve Kürtçe’nin serbest bırakılması için rapor hazırlamakla” suçlayan Bahçeli’ye, TÜSİAD yazılı açıklama yaparak yanıt verdi. “Türkiye’yi AB üyeliği sürecinden koparmaya çalışanlar, demokrasi dersi veremez’’ başlığıyla yapılan açıklamada, TÜSİAD’ın, “yüksek öğrenimde türban konusunun acele ve özensiz biçimde ele alınmasının, Türkiye’yi, AB üyeliğinde ifadesini bulan çağdaş medeniyet seviyesine erişme sürecinden koparmaya çalışan bir kesim için fırsat yarattığı ve bu kesimin gizli gündemini açığa vurduğu” değerlendirmesinde bulunduğu aktarıldı. ‘Toplumsal çatışma artar’ KESK Başkanı İsmail Hakkı Tombul: Gerçek anlamda özgürlükçü bir laiklik benimsenmeden, devletin her türden inanç, mezhep ve inançsızlık karşısında eşit mesafede olması sağlanmadan atılacak adımlar, tüm toplumu kapsamayacak, toplumsal çatışmayı arttıracak ve belirli çevrelerin çıkarlarına hizmet edecektir. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi: Yükseköğrenim kurumlarında kuşkusuz her türden kıyafet serbest olmalıdır... Ancak ne yazık ki türban bu kapsamda değerlendirilemez. Çünkü dinsel semboller ya da anlamlar içeren kıyafetler, ancak laikliğin gerçek anlamda teminat altına alındığı koşullarda serbest olabilir. Bunun içinse devlet bütçesinden hiçbir dinin mensupları için kaynak ayrılmamalı, devlet bu alanda sadece düzenleyici ve denetleyici olmalı, din dersleri anayasal zorunluluk olmaktan çıkarılmalı, bir kimsenin reşit olsun ya da olmasın bir dinin ibadetine ya da ritüeline katılmaya ya da dinsel nedenlerle örtünmeye zorlanması her kim tarafından yapılırsa yapılsın suç sayılmalı. Avrupa ADD Başkanı Dursun Atılgan: Çağdaş Türkiye’nin yüz akı kadınlarımızın kılık kıyafetine dayalı siyaset yapanlar, TBMM’nin ‘büyüklük’ sıfatına ve ‘Yüce Meclis’ ifadesine gölge düşürmektedirler. Müdaheneci Himaye Partisi, ‘Türban Maskeli Karşıdevrim’ konusunda Anti Kemalist Partiye payanda olmayı, AKP’nin Cumhurbaşkanı seçiminde olduğu gibi sürdürüyor. namikzafer@yahoo.com Açık Öğretim Lisesi sınavlarına türbanla girilmesinin yolu açılıyor ‘Demokrasi sicili’ vurgusu Demokrasinin farklı düşünceyi duymak isteyen bir duruş ve üslup olduğu belirtilen açıklamada, adı anılmadan MHP’nin “demokrasi siciline” göndermede bulunularak şunlar kaydedildi: “Bu duruş ve üsluba sahip olmayanların dilinde, demokrasi söylemi inandırıcılığı olmayan bir slogana dönüşür. Demokrasi sicili yıllardır belli olan ve bugün de bir kez daha, en temel eleştiri ve ifade haklarını kullananlara ‘Meclisin akıl hocalarına ihtiyacı yok’ diyen bir kesimin, ‘eşitlik, öğrenim hakkı’ gibi söylemlerle ortaya çıkmasındaki samimiyetin takdirini kamuoyuna bırakıyoruz.” Sırada açık lise var FIRAT KOZOK MHP’den yanıt geldi TÜSİAD’ın açıklamalarını yanıtlayan, MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici, “TÜSİAD’ın başörtüsü konusunda gösterdiği özeni, AKP’nin ekonomi politikalarında ve TBMM’den geçirmeye çalıştığı başta 301. madde olmak üzere Vakıflar Yasası’nda da göstermesini temenni ediyoruz” dedi. asirmen?cumhuriyet.com.tr ‘Krizin etkisi sınırlı olur’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilen Ekonomi Değerlendirme Toplantısı’nın ardından, Türk ekonomisinin, son dönemde izlenen politikalar sonucunda istikrara kavuştuğu ve riskler karşısında kendisini koruyabilme özelliğini geliştirdiği savlanırken, küresel ve yerel şoklara direnebilme kabiliyetinin bulunduğu ileri sürüldü. Açıklamada, Türkiye’nin olası bir krizden sınırlı olarak etkileneceği savunuldu. ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, türban serbestisinin üniversiteler dışında hiçbir kurumu kapsamayacağını açıklamasına karşın Milli Eğitim Bakanlığı Açık Öğretim Lisesi (AÖL) sınavlarına başörtüsü ile girilebilmesinin önünü açmaya hazırlanıyor. Bakanlık, tüm Türkiye’de hafta sonu gerçekleştirilen ve sarıklı, kara çarşaflı öğrenci görüntüleriyle gündeme gelen AÖL sınavlarında başörtüsü serbestisi için düğmeye bastı. 14 Aralık 2005 tarihli Açık Öğretim Lisesi Yönetmeliği’nin 45. maddesinde geçen, “Sınavlarda, kılık kıyafetin öğrencinin rahatlıkla tanınmasını sağlayacak şekilde sade ve temiz olması esastır” ibaresinin Danıştay tarafından iptal edildiğini anımsatan bakanlık yetkilileri, bu gelişme sonrası yeni bir düzen leme yapılmadığını ifade etti. Konuyla ilgili Merkezi Sistem Sınav Yönergesi’nde bir değişiklik yapılmasının planlandığını belirten yetkililer, çalışmaların ardından yaşanan karmaşanın da çözüme kavuşturulacağını savundu. Yetkililer, “Devlet memurlarında sakal yasak ama bizim öğrenciler içinde sakallı, yaşlı insanlar, 6070 yaşında nineler var. Yönergede, ‘başörtüsü, çağdaş kıyafetler olabilir ama türban olamaz’ gibi bir düzenleme yapılacak. Çalışma devam ediyor” dediler. Mevzuat, NisanMayıs dönemine yetişecek Yetkililer, hükümetin anayasada yapacağı “türban” düzenlemelerinin beklenmeyeceğini, nisan ve mayıs aylarında yapılacak AÖL sınavlarında yeni mevzuatın geçerli olmasını umduklarını söylediler. Bakanlık, türban, sarık, cüppe, peçe, kara çarşafla AÖL sınavlarına katılan öğrencilerle ilgili ise soruşturma açma kararı aldı. Kuryelerin, Ankara’daki merkeze getirdikleri sınav evrakları arasındaki bu öğrencilerle ilgili tutanaklar incelenecek. Bu durumdaki öğrenciler hakkında devrim yasaları çerçevesindeki kılıkkıyafet kurallarına uymamaktan soruşturma açılacak ve sınavları geçersiz sayılacak. Bu öğrencileri sınav salonlarına alan öğretmen ve yöneticilerle ilgili soruşturma yapılacak. Baykal: Rejimi tahrip ediyorlar Sivil ve demokratik bir mücadele yürüttüklerini söyleyen CHP Genel Başkanı, AKP ve MHP’nin türbana serbestlik getiren önerilerinin kabul edilmesi durumunda Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını açıkladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, türban konusundaki anayasa değişikliği hazırlıklarıyla ilgili uyarılarda bulunurken “Bunun laik Cumhuriyete karşı darbe niteliğinde olduğunu ifade ediyoruz. 1015 sene sonra bütün kadınların tesettürlü olduğu bir Türkiye mi istiyoruz, yoksa daha çağdaş, modern bir ülke mi istiyoruz?” diye sordu. CHP MYK toplantısında türbanla ilgili son gelişmeler değerlendirildi. CHP lideri Baykal, AKP ve MHP’nin uzlaştığı önerinin anayasanın 2. maddesinde yer alan laiklik ilkesi ve 24. maddeye aykırı olduğunu vurgularken “Yapılmak istenen değişikliğin amacı dini ve siyasi bir simge olan türbana serbestlik tanımaktır. AKP ve MHP yetkililerinin yaptıkları açıklamalarla bu amaç ortaya çıkmıştır. Biz Anayasa Mahkemesi’ne taşırız. Bu konuda karar yüce mahkemenindir ama biz eski kararlarına, içtihatlarına baktığımızda bu düzenlemenin laiklik ilkesine aykırı olduğunu açıkça görüyoruz” dedi. nuçlar doğurur” uyarısında bulundu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “laikliğin güvencesi benim” sözlerinin inandırıcı olmadığını kaydeden Baykal, şunları söyledi: “Bir temel bir ilkenin güvencesi şahıslar olamaz, güvence anayasal olur, kurumsal olur. Bunun temel güvencelerinden biri de yargıdır. Başbakan’ın şahsı, AKP ve AKP’nin Milli Görüş geleneğinden gelen çoğunluğu laikliğin güvencesi diye sunuluyor. Buna kimse itibar etmez. 1015 sene sonra bütün kadınların tesettürlü olduğu bir Türkiye mi istiyoruz yoksa daha çağdaş bir ülke mi istiyoruz? Türkiye’nin seçim yapması gereken konu bu. Bu gidişle Türkiye İran, Suudi Arabistan gibi bütün kadınların tesettürlü olduğu bir ülke konuma düşürülecektir. Türbanlı kızlarımız, laiklik karşıtı hareketlerin Türkiye’yi dinselleştirmek isteyenlerin kurbanlarıdır. Bizim türbanlılarla sorunumuz yok. Sorunumuz Türkiye bu noktaya getirenlerledir. O bakımdan türban takan kızlarımıza sahip çıkmamız doğal.” ‘İran fındık kulisi yapıyor’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Nevzat Artık, İran’ın, elindeki yüksek alflatoksinli fındığı satabilmek için, fındıktaki azami aflatoksin limitinin 20 ppb olarak belirlenmesi için kulis yaptığını söyledi. Ulusal Gıda Kodeksi Komisyonu’nun tanıtımı amacıyla yapılan toplantıda konuşan Artık, “Nisandaki toplantıda, bizim tezimiz destek gördü. İran’ın tezi uygun bulunsaydı, İran elindeki fındıkları kolay satabilecekti’’ dedi. Öğrencilere ‘Nutuk’ hediyesi ? İstanbul Haber Servisi Bahçelievler Belediye Başkanlığı, ilçedeki tüm eğitim ve öğretim kurumlarına yeni yıl armağanı olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün Söylev (Nutuk) adlı eserini dağıttı. Başkan Osman Develioğlu, her yıl Atatük ile ilgili eserleri gençlere sunduklarını belirterek, “2008’in ilk armağanı olarak Ata’mızın Nutuk adlı eserini gençlerimize armağan ettik. Bunun yanı sıra İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un yaşamını ve anılarını anlatan eserleri de gençlerimize hediye edeceğiz” dedi. ‘Demokrasiyi kullanıyorlar’ “Demokrasiyi kullanarak Cumhuriyeti tahrip ediyorlar” diyen CHP lideri; referandum olasılığı konusunda da “Cumhuriyetin temel ilkeleri, laiklik bir referandumla gelmemiş ki... Kurtuluş Savaşı şartlarında cumhuriyeti kuranlar Türkiye’nin yönünü bir laik cumhuriyet olarak belirlemişlerdir. Bunu referanduma götürmek laik Cumhuriyeti yok etmek demektir. Bu toplumu birbirine düşürmeye dönük bir davranıştır, referandum vahim so ‘Kurumlar bizi bağlamaz’ Baykal, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın türban konusundaki sözleriyle ilgili olarak da, “Biz sivil ve demokratik bir mücadele yürütüyoruz. Kurumların ne düşündüğü bizi bağlamaz” demekle yetindi. Baykal’ın ayrıca “Türban serbestisinin Türkiye’yi nereye götüreceğini anlatmaya çalışıyoruz. Bunun laik Cumhuriyete karşı darbe niteliğinde olduğunu ifade ediyoruz. Bu mücadelemiz sürecek” dediği öğrenildi. Baykal partisinin MYK toplantısında türbanla ilgili gelişmeleri değerlendirdi. CUMHURİYET 04 K