04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 OCAK 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Tarif Kemal Öncü: “Yasa maddesi, ‘türban, Kuran’da tarif edildiği şekilde bağlanır’ diye değiştirilsin!” Ya ğ m u r E k i m AKPEl Kadı ilişkisi ABD basınındaymış... “En son kocalar duyarmış!” DÜNE kadar, altta bir bez, üstte bir bez ile başlarına çift bez saran türbanlılar, inançlarına göre giyinme özgürlüğünün mücadelesini vermiyorlar mıydı? AKP’nin Cumhurbaşkanı yaptığı Abdullah Gül’ün karısı Hayrünnisa, bu mücadele doğrultusunda kafasına sardığı bezler için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni mahkemeye verip ülkesini elin “gâvur”larına şikâyet etmemiş miydi? İslamcı AKP ile AKP’nin arka bahçelisi Türkİslamcı MHP, üniversitelerden başlamak üzere türbanı kamusal alana sokmak için el ele verdiğinden beri bakıyorum da “türban özgürlükçüleri”nin hiç sesi çıkmıyor. Niye çıksın, amaçlarına ulaşıyorlar diyorsanız ben biraz farklı düşünüyorum. Çünkü AKP’nin İslamcı erkekleri ile MHP’nin Türkİslamcı DÜZ ÇİZGİ ÜMİT ZİLELİ Obama, soykırım demiş: Hey Obama Obama Sakın girme obama! Bir daha Ahmet Önen: “Orhan Pamuk yeniden yargılanacakmış. İkinci Nobel yolda desenize!” erkekleri, yasalaştırmaya çalıştıkları türbanın nasıl bağlanacağını kendilerince bazı kurallara bağlıyorlar: “Çene altından düğüm atılacak.” İtiraz eden yok! Hani nerede inancına göre giyinme özgürlüğü! Ayşe gibi üç düğüm atmak yasak, Benazir gibi düğüm atmamak yasak, Emine gibi çene üstünden düğümlemek yasak, Fatma gibi bezi tepeden kıvırmak yasak, Hatice gibi bezin ucunu arkadan aşağıya salmak yasak. İslamcı AKP ile Türkİslamcı MHP’li erkekler nasıl uygun gördüyse türban öyle bağlanacak. Eski Türkİslamcılardan ve İslamcı iktidarın sözcüsü Cemil Çiçek açıkladı; yasaya türbanın nasıl bağlanacağını gösteren fotoğraf koymayı Düğüm bile düşünmüşler. Hele fotomodelliği siyasilerden birinin karısına yaptırsalardı çok güzel olurdu da; peki ne oldu, başta Hayrünnisa olmak üzere bunca yıldır mücadele veren türbanlıların hakkı, hukuku, inancı, dini, imanı ve en önemlisi inancına göre giyinme özgürlüğü! Çene altından düğüme yobaz takımı itiraz etmediğine göre o zaman işin içinde başka iş var demektir. Çene altına bakıp düğüm kontrolü yapılamayacağına göre her tarikatın türbanı serbest bırakılmış olacaktır. Ama bir de kadınların başlarını örtmesinin hangi dinin kuralı olduğunu ve hangi kutsal kitapta yazdığını bir açıklasalar sanırım Musevilikte yeni bir dönem açmış ve İslamiyeti daha fazla yozlaştırmamış hatta İslamiyete göre yasa yapmadıklarını da göstermiş olacaklar! Şeriat Devleti!.. O fotoğrafları gördünüz mü?.. Açık lise sınavlarına giren türbanlı, sarıklı, çarşaflı “öğrencilerin” fotoğraflarından söz ediyorum. Yanlış okumadınız, sarıklı ve çarşaflı öğrenciler!.. Onları içeriye buyur eden öğretmeni soracak olursanız, o perukluydu!.. Sınıflarda sınava giren başı açık öğrenci neredeyse yoktu!.. Aynı sıralarda AKP ile MHP’nin kurmayları harıl harıl, üniversitelerde ama sadece üniversitelerde(!) türban yasağını kaldıracak “sihirli formül” üzerinde son pazarlıkları yapıyorlardı. Buldular da: Çene altı formülü!.. Koca koca adamlar, gayet ciddi yüz ifadeleriyle mümtaz Türk medyasının önüne çıkıp “çene altı türban modeli”ni üniversitelere uygun bulduklarını anlattılar!.. Televizyonlar, gazeteler hemen başların nasıl bağlanması gerektiğini göstere göstere izah etmeye başladılar!.. Yorumcu arkadaşlar bu müthiş buluşu övmekten helak oldular!.. Toz duman arasında rektörlerin feryadı da kaynadı gitti tabii: Cetvelle mi ölçeceğiz!.. ??? Ama ben en çok hukuk profesörü Ergun Özbudun’un acıklı hallerine güldüm!.. Önceki gün o televizyon senin, bu televizyon benim dolaşıp duran “AKP anayasa taslağı”nın mimarlarından Özbudun, gayet dertli bir yüz ifadesiyle uyarmaya çalışıyordu: Bu formülle peçeye engel olursunuz ama çarşafa değil... Ortaöğretime de girer... Yaa, işte böyle!.. Özbudun çok dertliydi çoook, sanki kullanılıp köşeye atılmış, üstüne de fena halde aldatılmış, biraz da ezik bir havası mı vardı ne?!.. Hele aynı ekipten Serap Yazıcı’nın sözleri tam evlere şenlikti: Bir kişi başını öyle kapatabilir ama alt tarafında da çarşaf olabilir!.. Dikkatinizi çekerim, bu sözler muhalefete değil, Tayyip Bey’e anayasa taslağı hazırlayan arkadaşlara ait!.. Eleştiriler iyice yükselip, keskinleşmeye başlayınca Tayyip Bey grup toplantısında zehir zemberek bir yanıt verdi. Türbanın yalnızca üniversitelerde serbest olacağını söyledi. Bunun dışındaki söz ve hareketler için de şu müthiş lafı etti. Provokasyonlar olacaktır!.. Tayyip Bey’in bu veciz açıklamasına göre Konya’da açık lise sınavlarına giren sarıklı, çarşaflı, sıkmabaşlı arkadaşlar provokatör oluyorlar!.. Bu durumda, Van’da ve Konya’da “Sınırsız özgürlük isteriz” diye haykıran çarşaflılar ne oluyor? Tabii ki provokatör!.. İstanbul’da meşalelerle yürüyüp “Her yerde örtünmek istiyoruz” diye çığrışanlar? Elbette provokatör!.. Peki, “Türban kamuda da kalkacak, sırasıyla inşallah” diyen AKP Konya Milletvekili ve de Anayasa Komisyonu üyesi Hüsnü Tuna’nın sıfatı ne oluyor bu durumda?. Peki, “Adım adım gideceğiz” açıklaması yapan AKP milletvekili ve Kadın Kolları Başkanı Fatma Şahin’e “provokatör Fatma” diye mi sesleneceğiz bundan böyle?.. Peki, “Türbanlı belediye başkanı da olmalı” diyen AKP’li Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaban azılı bir provokatör mü oluyor bu şartlarda?.. Korkarım Tayyip Bey, “türbanı kotarıyoruz” heyecanıyla söylediği sözlerin önünü arkasını göremiyor, hesaplayamıyor!.. Biri çıkıp, “Ey Başbakan, önce kendi partine bak, provokatörler asıl orada kaynamakta” dese, ne diyecek koskoca Başbakan?.. ??? Aslında iş tamamen çığırından çıktı... Dincifaşist kafa sonunda toplumu ortasından çatlatmayı başardı... Ama hâlâ yangına körükle gitmeyi sürdürüyor... Bunu yaparken “yanlıştan dönüş yolunu” dinamitlediğinin farkında mı bilemiyorum. Dinci gazeteler şimdiden “bu kadarı yetmez” diye bağırmaya başladılar bile... Yarın, ortaöğretimde, ilköğretimde, “Ben de ablalarım gibi okumak istiyorum” diyen “kurgulanmış” kız çocukları ortaya çıkmayacak mı sanıyorsunuz?.. Kamuda zaten delinmiş olan sıkmabaş yasağının fiilen ortadan kalkacağını, başı açık kadınların akıl almaz baskılarla karşılaşacağı günlerin ne kadar yakında olduğunu görmüyor musunuz?.. Şeriat devletine dönüşmek üzereyiz, anlamıyor musunuz?!.. Sözüm bu ülkenin aydınlık insanlarına; ayağa kalkma, direnme, Cumhuriyetin kazanımlarını savunma vaktidir... Ortaçağ karanlığına direnmeyenlerin yarın ağlamaya bile hakkı olmayacaktır... Ve bu işin yarını yoktur, kalmamıştır!.. e posta: umitzileli?gmail.com Ahlaksız Avni Kurtuldu: “RTE’ye göre Batı’nın ilmini değil ahlaksızlığını almışız. Bu durumda Batı ilim sahibi ahlaksız, biz sadece ahlaksız oluyoruz!” SESSİZ SEDASIZ (!) Boyun fıtığında yeni tedavi yöntemi! BOYUN fıtığından yakınan yurttaş, İstanbul Kozyatağı’nda “Central Hospital” adında özel bir hastaneye gidiyor. Hastanede muayene için kapısını çaldığı ortopedi uzmanı Dr. Hüseyin Güray Akın, hasta yurttaşa bazı önerilerde bulunuyor; dinlenmesini, gerekirse kolunu askıya almasını, derin nefes alıp vererek gevşemesini, masaj yapmasını falan söylerken bu arada bazı hareketleri göstererek anlatmaya başlıyor. Yurttaş, doktorun gösterdiği hareketlerin namazda yapılan hareketler olduğunu anlıyor. Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Gülhan Elmas: “Atatürk’e hakaret eden profesörün cezası iyi hali sebebiyle uygulanmayacakmış. Atatürk’e hakaret eden profesörün ‘iyi hali’ ne acaba?” İyi hal Doktor, boyun fıtığı tedavisi için hastaya namaz kılmasını önermekle kalmıyor, üzerinde hastanenin adının bulunduğu çizgili kâğıda yapması gerekenleri de küçük notlar halinde yazıyor. Doktor, kâğıda yazdığı notlardan birinde aynen şunu öneriyor: “Abdest!” Böylece, abdest almak ve namaz kılmak boyun fıtığı tedavisinde bir yöntem olarak dünya tıp literatürüne geçmiş oluyor. Şu işe bakın ki dini bir şeylere alet etme konusunda Arap çöllerindeki bedeviler bile bu denli yaratıcı olamıyor. MHP’ye yeni slogan: Ya AKP’yi sev ya terk et! Yargıya Meydan Okuyanlar... ALPASLAN BERKTAY Bu Cumhuriyet akıl ve bilim üzerinde kuruldu ve hukukun üstünlüğü, meşruiyet üzerinde varlığını sürdürdü. Gerçeklere tersinden bakan Cumhuriyet düşmanları ise bu meşruiyeti ve kimliği tersine çevirebilmek çabasında.. Başbakan bir imamdır. Çankaya’daki kafa arkadaşı da kendisi gibi imam okulu çıkışlıdır. İmam kafası değişmez, başlangıçta ne ise odur. Sorgulamaz. Uzaktan kumandalıdır. İmam kafasıyla namaz kıldırılır. İmam kafasıyla devlet yönetilmez. Ben yönetirim diyen, yüzüne gözüne bulaştırır. Demokrasiyi dillerinden düşürmeyenler, kaşla göz arasında devleti imamlarla doldurdular. Son olarak da gözleri üniversitelere çevrildi. Üniversitede imamlar!.. Nasıl bir kompozisyon ise.. Bu, Amerikan işi bir imam operasyonudur! Oyçokluğuna dayanarak “Türkiye’yi pazarlayanlar”, “babalar gibi satanlar”, çağdışı ve Atatürk Cumhuriyeti karşıtı, bölünmüş bir Türkiye peşinde koşanlar, tarihin akışını tersine çevirip “Avrupa’nın Hasta Adamı”nı hortlatacaklar! Türban sorunu, AKP’nin zamirini açıkça ortaya döktü. Kıyafet devrimine karşı türbanla karşıdevrim! Türban, şeriatın yeşil bayrağı! IMF, parababaları, tarikatlar marifetiyle ve de el çabukluğuyla kendilerini iktidarda buluverenler, gaflet, dalalet, hatta hıyanet içindeki bedhahlar sahnede.. Türbanın arkasından kara çarşaf ve çuval gelir; Afganistan’a, Bangladeş’e, Endonezya’ya dek bu böyle.. Çankaya’da da bir Ayetullah! Askerinin başına çuval geçirilmesini doğal karşılayıp “Wolfowitz haklı! Rumsfeld haklı!” diyebilenler, kadının çuvala sokulmasını da doğal, demokrasinin gereği sayacaklardır. Şeriatın bayrağı türban şimdi Çankaya’da! First Lady’nin başında.. Atatürk’ün yerine oturan kişi, onun resminin önünde eşi ile birlikte poz veriyor, onun “Çankaya Sohbetleri”ne benzetmeye çalışarak “Düşünce Sofrası” düzenliyor, şov yapmaktan öteye ne düşünce üretiyor ise.. Onun kafa dengi olan kişinin büyük boy resmi de Atatürk’ünkü ile yan yana.. Yani, benzetmek gibi olmasın, 2’nci Atatürk gibi bir şey.. Ne var ki, bu tür ısınma hareketleri Yargıtay Başsavcısı’nı ikna edemiyor ve kendisi, ortada bir siyasal partinin kapatılmasına varacak anayasa suçu bulunduğunu bildiriyor. Başbakan koltuğundaki kişi, imamlıktan gelen bir alışkanlıkla bağırıp çağırarak yargıya meydan okuyor! Oysa yargı ile çatışan, bindiği dalı keser. Bu da, attan düşmeye benzemez. Daha önce de yargıya meydan okuyanlar oldu ve bu, onlara iyi gelmedi. Son olarak, türbanı üniversiteye sokmaya çalışıyor. CIA çiftliğinde beslenen ılımlı Müslüman Hoca Efendi, çömezine “Geriye! Daha geriye!” demiş, o da daha geriye gidiyor. “Hayatta en hakiki mürşit, bilim değil, imamdır!” deyip, türban bahanesiyle imamlarını bilim yuvasına doldurmaya çalışıyor. ??? Tastamam şu aynı günlerde, La Sapience Üniversitesi’ne Papa 16. Benedickt’i öğretim üyeleri ve öğrenciler sokmuyor. Çünkü Papa, “Dünya dönüyor” diyen Galileo’yu suçlamış. Aslında, dünya dönüyor ve bilim de laiktir, diyorlar. Fethullah Efendi’nin öğrencisi ise, yargıya olduğu gibi bilime de meydan okuyor ve büyük bir cesaretle bilim yuvasına imamlarını sokmaya çalışıyor! Bilim ve imam.. En hakiki mürşit hangisi? Oysa, imamın yeri cami.. ??? Yargıya meydan okuyan babayiğit! Onun kafası mı sağlam, Yargının duvarı mı, denemek istiyor! Yargıya destek! Şeriatın türbanına hayır! Aklın ve kadının köleliğine hayır! Ankara’da yargıçlar vardır! KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HARBİ SEMİH POROY BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 31 Ocak www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ “Kızılyara” da 1 denilen tehlikeli bir kan çıbanı. 2/ 2 Zekâ geriliğinin ileri biçimi... Kur 3 naz, açıkgöz. 3/ 4 Küçük körfez... 5 Ödenti. 4/ Mezopotamya’da kurul 6 muş eski bir kral 7 lık... Ceviz büyük 8 lüğünde bir domates cinsi. 5/ Kara 9 batmamak için ayağa takı1 2 3 4 5 6 7 8 9 lan bir çeşit örgülü ayak 1 K A Y A B A Ş I lık. 6/ Bir cetvel türü... 2 A L E M K U R S Ölen bir kimseden kalan 3 Y E M E N İ K İ her şey. 7/ Bir işi yaptıraN bilme gücü... Eski ve bi 4 A M E T İ S T N İ M E D A linmeyen bir tarihi anlat 5 B İ L AM makta kullanılan deyim 6 A K İ S T E L EME sözü... Argoda esrar. 8/ Es 7 Ş U kiden elyazması kitaplara, 8 I R K D AMA K güveden koruyacağına 9 S İ N AME K İ inanılarak yazılan ve tılsımlı sayılan sözcük. 9/ Devlet hizmetinde aylıkla çalışan kimse... Mersin’in bir ilçesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Arap abecesiyle yazılan bir yazı türü. 2/ Alanında üstünlüğü kabul edilen, örnek alınan kimse... Enerji. 3/ Suudi Arabistan’ın para birimi... Kötü, fena. 4/ İtalya’nın en uzun ırmağı... Eskişehir yöresine özgü, çubuk biçiminde bir tür helva... Bir gösterme sıfatı. 5/ Yunan abecesinde bir harf... Keçi ya da inek sütünün özel bir mantarla mayalanmasıyla hazırlanan ekşi içecek. 6/ Bir anlatımda verilmek istenen öz. 7/ Kendir tohumu... İlaç. 8/ Balede, bacakların boylu boyunca yere değmesini sağlayacak biçimde ayrılmasına dayanan figür... İki atla çekilen bir gezinti arabası. 9/ Kitap, defter gibi şeylerin kime ait olduğunu belirtmek için konan küçük kâğıt. CUMHURİYET 17 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle