18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ŞUBAT 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER MUMCU: 7 ‘Kuşadası ve Tüpraş ne oldu?’ İZMİR/ANKARA (Cumhuriyet ) Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, İzmir ve Ankara’da yaptığı konuşmalarda AKP hükümetini eleştirerek Galataport ihalesinin Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na geri gönderilmesinin AKP’yi sorumluluktan tamamen kurtarmayacağını söyledi. Mumcu ‘‘Galataport’u kurtardık, ama olan Kuşadası’na, olan Tüpraş’ın 14.7’sine oldu’’ dedi. Mumcu, partisinin İzmir il binasında düzenlediği toplantıda, Galataport’un iadesinin hükümete ‘‘imdat simidi’’ olduğunu söyledi. Bunun hükümeti önemli bir suçtan alıkoyduğunu kaydeden Mumcu, ‘‘Şu ana kadar devam eden hukuksuzluklar zinciri, teşebbüs safhasında kalmış olmasa bile bir suçu ortaya çıkarmıştır. Galataport’u kurtardık, ama olan Kuşadası’na, olan Tüpraş’ın 14.7’sine oldu’’ diye konuştu. Erkan Mumcu daha sonra geldiği Ankara’da partisinin grup toplantısına katıldı. Burada yaptığı konuşmada da Galataport ihalesiyle ilgili gelişmelere dikkat çeken Mumcu, ‘‘Abdüllatif Şener’in onurlu tavrı hükümet için nazar boncuğudur. Ama bu, hükümeti hukuki, ahlaki mesuliyetten kurtarmaz. Şimdi sıra geldi Dubaiport’a. Verdiğiniz imtiyazlar göreceksiniz yargıdan dönecek’’ dedi. ‘İhale yenilenecek’ Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Danıştay’ın yürütmeyi durdurma gerekçesine bağlı olarak ihalenin yenileneceğini kaydetti. Unakıtan, ihaleye ilişkin süreci ‘‘YPK’den karar geri çekildi. Türkiye Denizcilik İşletmeleri’nin iptal kararı vermesi lazım. Bunun bana gelmesi lazım ve son olarak da Başbakan’ın onaylaması gerekecek. Yeni süreçte Danıştay’ın gerekçesine uygun bir ihaleye çıkılması lazım’’ sözleriyle anlattı. Yeni ihaleyi Özelleştirme İdaresi’nin yapacağını belirten Unakıtan, yeni sürecin TDİ İhale Komisyonu’nun kararını vermesiyle başlayacağını ifade etti. Şener: Son sözü Özelleştirme İdaresi Başkanlığı söyler Erdoğan: Ben ne dersem o olur NAZAR BONCUĞU Başbakan’ın ihale öfkesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Galataport ihalesinin Devlet Planlama Teşkilatı’ndan (DPT) Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na (ÖİB) iadesi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la, yardımcısı Abdüllatif Şener’in arasını açtı. Şener, ‘‘Bu işlemi Yüksek Planlama Kurulu’nun (YPK) onayına sunmuyoruz. Bundan sonraki kararı ÖİB verecek’’ derken Erdoğan, ‘‘Bu konuda YPK’de onay makamı şahsımdır. Ben onay verirsem YPK kararı çıkar. Ben onay vermediğim zaman çıkmaz’’ dedi. Erdoğan, iptal kararında kendisi dışında bir ismin etkili olamayacağını belirtirken isim vermeden Şener’e yüklendi. Şener, dün sabah Sermaye Piyasası Kurulu’ndaki ‘‘SPK AB Eşleştirme Projesi’’ konulu toplantıya girerken gazetecilerin sorusu üzerine, Galataport ihalesiyle ilgili uygulama sözleşmesi ve dosyanın, 29 Eylül’de, YPK onayı için, kendisine bağlı bulunan DPT’ye gönderildiğini anımsattı. Dosya üzerindeki inceleme sürerken konuyla ilgili bazı yargı kararlarının çıktığını söyleyen Şener, bu durumun doğal bir sonucu olarak da önceki gün itibarıyla dosyanın YPK sekretaryası tarafından ÖİB’ye gönderildiğini belirtti. Şener, ‘‘Yani bu işlemi YPK ona ? Şener, Galataport ihalesinde dosyayı Özelleştirme İdaresi’ne geri gönderdiklerini belirterek ‘‘Anlamı şu, bu işlemi Yüksek Planlama Kurulu’nun onayına sunmuyoruz’’ dedi. Erdoğan ise Şener’i hedef alarak ‘‘Bu konuda YPK’de onay makamı şahsımdır. Benim dışında bir arkadaşın vereceği bir kararla değil, benim onayımla yürürlüğe girer ya da girmez’’ diye konuştu. yına sunmuyoruz’’ dedi. Şener, dosyanın yeniden gözden geçirilmesi için ÖİB’ye gönderildiğini anımsatarak ‘‘Bunu değerlendirecek olan artık ÖİB’dir. Süreci bundan sonra nasıl götüreceklerinde kararı doğrudan doğruya ÖİB verecek’’ dedi. Şener’in açıklamalarından yaklaşık 3.5 saat sonra konuşan Başbakan Erdoğan ise isim vermeden Şener’i hedef aldı. Romanya Başbakanı Calin Popescu Tariceanu ile düzenlediği ortak basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Galataport ihalesiyle ilgili hükümetin nasıl bir yol izleyeceği sorusu üzerine şunları söyledi: ‘‘Galataport ihalesiyle ilgili medyada birçok şey yazılıyor, söyleniyor. Yalnız bunların hiçbirisi bu yazıldığı çizildiği gibi değil, hiç alakası yok. Yani kişiye bağımlı bir karar söz konusu değil. Şu anda gerek bağımsız kurumlar gerekse bu konuyla ilgili yargı organı değerlendirdi. Tüm bunlar göz önüne alınarak olay önümüze gelecektir. Önümüze geldikten sonra da nihai kararı ona göre biz vereceğiz. Ve bu nihai karar da değerlendirildikten sonra açıklanacaktır.’’ Bazı yayın organlarının DPT’yi bir onay makamı olarak gördüğünü söyleyen Erdoğan, ‘‘DPT bir onay organı değildir. DPT bir danışma kuruludur. Medya bunu hâlâ öğrenemedi’’ dedi. Bu konuda YPK’deki onay makamının kendisi olduğunu savunan Erdoğan, şöyle konuştu: ‘‘Ben onay verirsem YPK kararı çıkar. Ben onay vermediğim zaman YPK kararı çıkmaz. Benim dışında bir arkadaşın vereceği kararla değil, benim onayımla yürürlüğe girer veya benim onayım olmazsa yürürlüğe girmez. Bu nu da değerli arkadaşlarımızın, basın mensubu arkadaşlarımızın bilmesi lazım. Ve bu konuda karar verilecektir.’’ Galataport ile ilgili mevcut ihaleyi iptal etseler bile ihaleden vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, ‘‘Yeni bir şekliyle bunu ihale ederiz. Yani bu yeniden ihale edilecektir. En kötü ihtimalle ben basın mensubu arkadaşlarıma duyurayım’’ diye konuştu. ÖİB Başkanı Metin Kilci ise NTV’de soruları yanıtlarken YPK sekretaryasının önceki akşam dosyayı iade ettiğini bildirdi. Dosya üzerinde kısa sürede bir değerlendirme yapıp TDİ’ye vereceklerini açıklayan Kilci, ‘‘Çünkü ihale yapişletdevret yöntemine göre TDİ tarafından yapıldı. İhalenin iptalinin de TDİ tarafından yapılması gerekiyor. Biz değerlendirmemizi yaparız, ihale komisyonu bir karar alır, bu karar yeniden Bakan’a arz edilmek için bize gelir’’ dedi. Danıştay 6’ncı Dairesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararının sıradan bir yürütmeyi durduran ara karar olmadığını belirten Kilci, ‘‘Çok kapsamlı gerekçesi var. Bunun değerlendirmesini TDİ yönetimi yapacak ve kararını verecek’’ diye konuştu. İHALE AYNI KOŞULLARDA AÇILAMAZ TDİ’YE VERİLECEK Galataport ‘imar’sız kaldı OKTAY EKİNCİ ayandığı ‘imar planı’, yüksek yargı tarafından durdurulan Galataport ihalesinin, yasalar değiştirilmezse yeniden aynı koşullarda açılması artık mümkün değil. Danıştay’ın hukuka aykırı bulduğu plandaki imar koşullarına göre tasarlanan ‘mimari projeler’ de yasal dayanağını yitirdiğinden, ‘ruhsat’ verme olanağı da kalmıyor... Yargının imar planlarını iptal etmesi durumunda ise 1200 metrelik kıyı kuşağına ‘‘oteller, alışveriş merkezleri, konut ve ofis daireleriyle eğlence tesisleri’’ öngören tüm vaziyet planları, mimari projeler ve kentsel tasarım projeleri de ‘geçersiz’ olacaklar... Galataport davasında Danıştay’ca durdurulan imar planlarının, başta kıyı yasası ve koruma yasalarıyla yapılaşmayı düzenleyen mevzuata aykırılığı da yargı kararıyla belirlenmiş oldu... Şimdi, aynı yasalara uygun hazırlanması gereken yeni planlarda ve yeni mimari projelerde de özellikle kıyının kamuya açık kullanımını engelleyen ‘rant binaları’ artık yer alamayacak. Böylece, projenin asıl ‘yatırım çekiciliği’ni oluşturan ‘ayrıcalıklı yapılaşma’dan yoksun bir Galataport projesine, ‘özelleştirme müşterisi’ de kolay bulunamayacak... Özelleştirme İdaresi, Galataport için yeniden ihale yapabilmesi için, öncelikle ‘‘yasalara uygun yeni imar planı’’ gerekiyor. Yürürlükte olan ve Danıştay kararına da esas tutulan ilgili yasalara göre ise yeni hazırlanacak planda başlıca şu koşulları gözetmek zorunlu: Kıyıdan ilk 50 metrelik kuşak, yapılaşma olmadan ‘‘halka tümüyle açık’’ bırakılacak ve Meclisi Mebusan Caddesi’nden bu kuşağa serbestçe yaya ulaşım sağlanacak; İkinci 50 metrelik kuşakta sadece toplumun yararlanmasına açık, tek katlı ve ‘günübirlik’ tesislere yer ayrılacak; bunların tüm alanın en çok yüzde 5’i kadar yoğunlukta düzenlenmesi esas alınacak; Alanın diğer kesimlerinde yapılacak binaların da kamusal kullanımlara ayrılması; iptal edilen plan ve projedeki özellikle konut, ofis vb. gibi ‘özel kullanım’ türlerinin ERDOĞAN’IN AÇIKLAMASI D AKP’DEN DESTEK Ofer’in gözü, F1 pistinde Spor Servisi 152 milyon dolara mal olan ve Formula 1 Türkiye Grand Prix’si dışındaki tüm organizasyonlarda zarar eden İstanbul Park Pisti’nin, İsrailli işadamı Sami Ofer’in sahibi olduğu gruba satılacağı öne sürüldü. Özelleştirme kapsamında Türkiye’deki birçok işletme ve gayrimenkule para yatırmak isteyen Ofer grubu, Galataport ihalesinin iptal sürecine girmesinin ardından gözünü İstanbul Park Pisti’ne dikerken söz konusu yatırımcının, pistte bir dizi araştırma yaptırttığı ortaya çıktı. İş çevrelerince ihalelerde AKP hükümetinin desteğini aldığı da öne sürülen Ofer, incelemelerin ardından Motorsporları ve organizasyonu AŞ’nin malı olarak gözüken Akfırat’taki Formula 1 Pisti’ne talip oldu. Pistin Ofer’e satılmasıyla ilgili kesin kararı ile önümüzdeki günlerde verilecek. ise kesinlikle yer almaması gerekiyor; Tüm alan, yine iptal edilen gibi sadece kendi içinde değil, Koruma Kurulu’nun 7.7.1993 gün ve 4720 sayılı SİT kararı gereğince ‘‘Beyoğlu Planı’’yla bağlantılı ve bütünleşmiş olarak planlanacak. Proje alanındaki Saray, Nusretiye ve Kılıç Ali Paşa Camileri, Tophane Çeşmesi, Saat Kulesi gibi tarihi yapıların ve Tophanei Amire binasının Boğaiziçi’ne bakan cephelerinin örtülmemesi, çevrelerinde de 100’er metrelik koruma alanları bırakılarak, kentsel siluetteki etkilerinin sürdürülmesi gerekiyor. 4 5 Devlet Bakanı Şener’in, Erdoğan’ın başbakanlığa gelmesinden sonra özelleştirme ile ilgili nihai kararları veren Özelleştirme Yüksek Kurulu’ndan alınması sayesinde OferKutman ortaklığına Kuşadası Limanı’nın yolunu açan ÖYK kararı imzalanabilmişti. Şener, aynı ortaklığa çok daha büyük bir ihale olan Galataport’u vermeyerek rövanşı almış oldu. ‘AYRICALIK’LI İMAR Başbakan Yardımcısı, Erdoğan’ın isteklerini yerine getirmedi diye görevden alınmıştı Şener, hükümetle kavgalı MURAT KIŞLALI ANKARA Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında sık sık ortaya çıkan görüş ayrılıkları dikkat çekiyor. Abdullah Gül’ün başbakanlığı dönemindeki 58. Hükümet’te Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) kendisine bağlanan ve Özelleştirme Yüksek Kurulu’na (ÖYK) atanan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığa gelmesiyle önce hükümet sözcülüğünden alınmış, sonra ÖİB ile ilişkisi koparılmış, en sonunda da ÖYK’den çıkarılmıştı. Şener’in o dönemde görevden alınmasında, özelleştirme ödemelerinin ötelenmesiyle ilgili kararlara imza atmamasının rol oynadığı ifade edilirken, ele yeni geçen bulgular, Devlet Bakanı’nın o dönemde ÖYK’de beklemekte olan Kuşadası Limanı ihalesinin kararına da imza atmadığını ortaya çıkardı. YENİ KURALLAR Galataport ihalesi sırasındaki Mimarlar Odası açıklamalarında, çok sayıda yasaya aykırı olan imar planı ve projelerin yüksek yargıdan döneceği ve bu nedenle ihalenin de eninde sonunda ‘geçersiz’ olacağı belirtilmişti. (21 Eylül 2005 Gazeteler) Bunun gerçekleşmesini sağlayan hukuksal kazanımlar arasında, ‘kıyı yönetmeliği’nde yapılan değişikliğe karşı Şehir Plancıları Odası ile Harita Mühendisleri Odası’nın açtıkları dava önemli bir yer tutuyor. Hükümet ‘‘imar rantlarına dayalı özelleştirme’’lerini gerçekleştirebilmek için 2004’teki kıyı yönetmeliği düzenlemesinde, ‘‘limanlarda turistik tesisler’’ eklemişti. Odaların buna karşı açtıkları davada da Danıştay, 5 Ekim 2004 tarihli kararıyla anayasadaki ‘‘kıyının kamuya açık kalması’’ ilkesine aykırı bulmuştu... Galataport için 1994’teki ‘turizm merkezi’ kararına dayalı olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca onaylanan planlar da işte bu ‘iptal edilmiş’ yönetmeliğe göre düzenlendiğinden, durdurulmuş oldu. Ancak, konunun mimarlık ve şehircilik çevrelerindeki temel tartışma konularından biri de aynı alandaki ‘planlama yetkileri’nin yerel yönetim yerine ‘Hükümet’te olması. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, ‘‘imar yetkisinden yoksun’’ bırakılması, AB’nin kentleşme hukuku ile de çelişiyor. Özetle, Boğaziçi kıyısındaki KaraköySalıpazarı arasında bir daha böylesine ‘ayrıcalıklı rantlar’ öngören bir ‘hükümet projesi’ artık kolay kolay gündeme bile gelemeyecek. ‘KIYI HUKUKU’ ? Gül’ün başbakanlığı döneminde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) kendisine bağlanan Şener, Erdoğan’ın Başbakan olmasıyla önce hükümet sözcülüğünden alınmış, sonra da ÖİB ile ilişkisi koparılmıştı. Şener, Kuşadası Limanı ihalesi öncesi, ÖİB hâlâ kendisine bağlıyken sonradan ihaleyi alan Royal Caribbean’ın Amerika’daki başkanı John Tercek’i, makamında kabul etmiş, ancak Tercek, bu görüşmeden ‘‘terslenerek’’ ayrılmıştı. Daha sonra ÖİB tarafından yapılan ihalede, İhale Komisyonu, 4 Mart 2003 tarih ve 6 sayılı kararı ile ‘‘TDİ’ye ait Kuşadası Limanı’nın işletme hakkının en yüksek teklifi veren Limaş AŞ’ye verilmesine, bu şirketin yükümlülüklerini yerine getirememesi durumunda ise teminatın gelir kaydedilmesine, bu hususların ÖYK’nin onayına sunulmasına’’ karar vermişti. Erdoğan 14 Mart 2003’te Başbakan olunca, Şener’i önce Hükümet sözcülüğü görevinden almış, 25 Mart 2003’te de ÖİB’yi Şener’den alarak Maliye Bakanı Unakıtan’a bağlamıştı. Şener son olarak nisan ayında da, özelleştirmeler ile ilgili nihai kararı veren ÖYK’den çıkarılmıştı. ÖYK daha sonra yasaya aykırı bir şekilde aldığı kararla Kuşadası Limanı’nın işletme hakkının, ihalede ikinci sırada gelen ama İhale Komisyonu Kararı’nda yer almayan OferKutman ortaklığındaki Royal Carribean ortak girişim grubuna vermişti. Şener’in görevden alınmasına neden olarak o dönemde gösterilen konuların başında ise özelleştirme uygulamalarındaki ötelemeler geliyordu. Şener’in, ÖİB’nin kendisinden alınması üzerine 26 Nisan 2003’te yaptığı basın toplantısında ‘‘ÖİB’nin alacaklarının, ÖYK kararları ile ye ŞEYH DE İSTİYOR Personel, elektrik, ısınma ve bakım gibi giderler nedeniyle F1 organizasyonunda kazanılan paraları tüketen İstanbul Park Pisti’nin, aylardır zar zor ayakta durduğu ve finans aktarımı yapılamaması halinde yakın bir gelecekte, “kapısına kilit vurulma” tehlikesi ile karşı karşıya olduğu iddia ediliyor. İsrailli işadamı Sami Ofer’in yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri’nden adı gizli tutulan bir şeyhin de pist için bilgi aldığı, sızan haberler arasında. KUŞADASI LİMANI niden vadelendirilerek yıllara yayılmasına son verdik’’ demesi de dikkati çekmişti. O dönemde ÖYK’de bekleyen ve Şener’in imzalamadığı kararlar arasında Deniz Nakliyat’ın, ortakları arasında AKP İstanbul Milletvekili Cengiz Kaptanoğlu’nun da yer aldığı Armatörler Nakliyat ve Turizm şirketine taksitle 59 milyon dolara yaptığı satışın kalan 29.5 milyon dolarlık bölümünün, 2003’te bitmesi gereken vadelerinin 2016’ya dek uzatılmasını ve faiz oranının düşürülmesini öngören öteleme kararı da yer alıyordu. Beklemekte olan bir başka karar da, 1 milyon metrekare arazi üstünde 40 bin metrekare kapalı alana sahip, 180 lojmanı bulunan ve 190 milyon dolara kurulmuş gazete kağıdı üreticisi SEKA Balıkesir’in, Yeni Şafak gazetesinin sahibi ve Başbakan’a yakınlığıyla bilinen Albayrak Şirketler Grubu’na 1.1 milyon dolara satışını içeriyordu. Her iki karar da Şener’in görevden alınmasını takiben imzalanmıştı. PLANLAMA YETKİSİ 1 2 3 CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle