18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 ŞUBAT 2006 PERŞEMBE 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Dilek Türker’in ‘Zaman Adında Bir Kadın’ adlı oyunu pazar günü Akatlar Kültür Merkezi’nde Ayşe Kulin’e ödül ? ANTALYA (AA) Yazar Ayşe Kulin’e, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) Kardelenler Projesi’ne desteğinden dolayı Aspendos Rotary Kulübü’nce ‘Meslek Hizmet Ödülü’ verildi. Antalya Sheraton Otel’de düzenlenen ödül töreninde konuşan Ayşe Kulin, bu ödülün çocuklarına ve torunlarına bırakacağı en şerefli belge olduğunu söyledi. Ayşe Kulin, ‘‘Kardelenler benim adeta vatan borcum. Bu proje benden ne isterse onun arkasında duracağım. Ben bu projeyle ülkemi tanıdım’’ diye konuştu. Ayşe Kulin’e ödülü Aspendos Rotary Kulübü Başkanı Hakan Duran verdi. Tarih boyunda bir kadın... ECE BAKTIAYA Dilek Türker, ‘tiyatro’ dolu sanat yaşamının kırk birinci yılını kutluyor, daha nice, ‘oyun dolu’ yıllar diyerek... 41 yıllık sanat yaşamına sığdırılan onlarca oyuna bir yenisi daha ekleniyor böylece: ‘Zaman Adında Bir Kadın’. Bir kadının hikayesi gibi görünse de, o kadının özelinden 150200 yıllık geçmişimizi, o kadının gözünden geleceğimizi anlatıyor oyun. Acılar... Kadın evlat, kadın toplum, kadın baba, kadın anne ilişkileri... Şarkılar söylüyor arada Dilek Türker, çünkü ‘aşk var’ diyor; kadın aşkı anlatıyor çünkü... ‘‘Aşk konuşabilmektir...’’ diyor. ‘‘Aşk bitince konuşacak ne kalır geriye? Eğer konuşabiliyorsanız, havadan sudan konuşabiliyor, ufacık birşeye gülebiliyorsanız, tanımadığınız bir çocuk için ağlayabiliyorsanız ya da hiç bitmeyen savaşlar dert oluyorsa ikinize de, akşamları güneş batarken günbatımı üzerine söyleyecek sözünüz varsa, siz aşıksınız...’’ Melisa Gürpınar’ın oyunu Sanatçının, 1990’da kurduğu Tiyatro Ayna, son olarak Melisa Gürpınar’ın yazdığı oyunu sahneleyerek, ‘ilk’leri sahneleme geleneğini de sürdürüyor. 15 yıldır Tiyatro Ayna’da sahnelenen tüm oyunlar özel yazılmış. Kimler yok ki Tiyatro Ayna için oyun yazanlarn arasında! Geleneği başlatan Aziz Nesin olmuş... Ataol Behramoğlu, Dinçer Sümer, Rekin Teksoy, Nezihe Araz, Tuncer Cücenoğlu, Prof. Tarık Minkari, Mahmut Tekgöz ve son olarak Melisa Gürpınar’la bugüne gelmiş... ‘‘Dünya görüşü birbirinden çok farklı olan yazarlarla da çalıştım. Ama bir ortak nokta vardı; hepsi samimiydiler, hepsi yurtseverdiler, hepsi sanatın o güzele doğru değiştirici gücüne, toplumsal etkisine inanmış insanlardı. Teşekkür borçluyum hepsine. Bu ciddi bir emek. Malzeme aşamasına dönüşmeden önce projelerin fikirleri benden çıkıyor tabii. Her sanatçının söylemek istediği bir söz vardır. Kendisini, kendisiyle ifade eder. Özlemlerini, sözünü... Fakat bunun için bir malzeme lazımdır. O malzemenin benim toplumsal kaygılarımı dile getirirken estetik kaygılarıma da yardımcı olması gerek. Bütün bunları bir araya getirirken bu çalışmalar içinde galiba farkında olmadan çok güzel bir hayat yaşamışım. Şikayetler var belki hayatın içinde... Ama canımızı sıkan bu hoyratlıklar, kabalıklar, benim arztalep sefaretleri dediğim o müthiş kitle kültürünü adeta sanatmış, savunulması, olması gereken gibi dayatmalar... Tüm bu zorluklar da hayata dair. Bunların içinde nasıl oluyor bilmiyorum ama şöyle bir baktığımda çok güzel bir hayat bu diyebiliyorum. ‘Ben ne yaptım da bunu hakettim’ diye hayıflanacak birşey yok.’’ Dilek Türker, hem sanatçı insan, hem de kadın özlemlerini doyuran, besleyen bir metin yazdığını söylüyor Melisa Gürpınar’ın. Söylemek istediği sözü söylermak istenen müthiş bir kadın gücü var. İşte bu baskıyı, sarmalı aşabilecek, ‘kadın’ denen gücün yok edilemiyecek birşey olduğunu anlatan bir oyun ‘Zaman Adında Bir Kadın’...’’ Trajikomik bir öykü Pembe danteller içinde sokakta gezen yoksul bir kadın oyundaki... Gerçeküstü bir biçimde sahnelenmiş, ama ülkenin 150 yılını yaşayan bir kadının özeliden, bizim toplumumuza ve dünyanın geneline çok önemli sözler söylüyor. İnsanın acımasızlığı içinde güzelliğini de sergileyen, kadının kendi macerasının şiirini söyleyen bir oyun. Bu oyunda herkes var... Geçmişle gelecek arasındaki gidip gelmeler içinde sevginin o inanılmaz gücü bilinçle birleşiyor. Zaman zaman bir melek, zaman zaman bir tanrıça, bir kahin, bir meddah, bir soytarı, bir cadı oluyor oyunda canlandırdığı karakterde Dilek Türker. ‘‘O trajikomik öykünün içinde kendi maceramızı zaman içinde yaşıyorum va insana ait birşey anlatıyorum. Bir tanrı anadan başlayıp bugüne uzanıyor ve bugünün sokakta gezen kadınını anlatıyoruz. Süreç içinde değişen kadın figürü değil, yaşayan kadın figürü anlatılıyor. Kadının kafasında yaşanıyor her şey...’’ diyor. Melisa Gürpınar’ın ‘Tiyatromuzun Cesaret Anası’, Ataol Behramoğlu’nun ‘‘Enerjinin sanata dönüşmesi’’, Ressam Muzaffer Akyol’un ‘yürek zenginliğinin simgesi’ sözleriyle tanımladığı Dilek Türker, 41 yıllık sanat yaşamının muhasebesini yaparken ilk günkü heyecanı yaşıyor sanki. 1965’te Muhsin Ertuğrul’la Şehir Tiyatroları’nda başlayan sanat yaşamı, henüz 20’li yaşlardayken rol aldığı Shakespeare, Brecht, Lorca oyunlarıyla sürmüş. Ve ardından Almanya. Orda da sürdürmüş sanatını ve bugün 41. yılında. ‘‘Daha bir 40 yıl daha bu işi götürme niyetim var...’’ diyor Dilek Türker, bize, geçmişe ve geleceğe ‘ayna’ tutarak. Mahmut Gölgöz’ün yönettiği oyunun dekor ve kostüm tasarımı Osman Şengezer, müzik Nurettin Özşuca, ışık tasarımı Yüksel Aymaz imzalarını taşıyor. Dilek Türker oyunun bir sahnesinde... Yeni bir dergi: Koara ? Kültür Servisi Aylık müziksinemaedebiyat dergisi Koara yayın hayatına başladı. 3 Şubat’ta İstanbul’da tüm gazete ve dergi bayilerinde, diğer şehirlerde ise büyük kitapçılarda ve önceden belirlenmiş noktalarda 5 YTL fiyatla satışa sunulacak. Derginin ilk sayısında, Gökhan Akçura’nın ‘İstanbul Twist’, Selda Tan Özdemir’in ‘Caz’ı Görmek’, Alper Çeker’in ‘Eve Yalnız Dönenler: Ernest Hemingway’, Özgür Doruk’un ‘Swayzak’ yazılarının yanı sıra ‘Fütürist Sinema Manifestosu’ yer alıyor. ? Melisa Gürpınar’ın ‘Tiyatromuzun Cesaret Anası’, Ataol Behramoğlu’nun ‘‘Enerjinin sanata dönüşmesi’’, Ressam Muzaffer Akyol’un ‘yürek zenginliğinin simgesi’ sözleriyle tanımladığı Dilek Türker, 41 yıllık sanat yaşamının muhasebesini yaparken ilk günkü heyecanı yaşıyor sanki. ken, oyuncu olarak daha güvenle yoluna devam edebileceği duygusunu vermiş sanatçıya. Her şeyin alınırsatılır bir meta olarak algılanması bu çağın yükselen değerleri arasında olmasını, sanal bir dünyada yaşamaya itilirken renkli ama içi boş dünya oyuncağının elimize verilişini kaygıyla karşılarken, bu durumu ‘köleleşmenin yeni bir yöntemi’ olarak yorumluyor. Sanatın, bu renkli oyuncaklar içinde, insanı geliştirici, mutlu bir dünyaya aydınlık bir kapı açan gücünün yok edilmesi ise en vahim sonucu bu durumun. İşte tam bu noktada kadının kullanılması söz konusu: ‘‘Bu toplumda kadınlarla ilgili ciddi bir oyun var. Tüm dünyada var, tamam, ama ben önce kendi yuvama, kendi kültürüme, kendi coğrafyama bakarım. Kadın, tüketim ekonomisi içinde çok önemli pazarlar oluşturan bir mal. Kadın, toplum sanatından, kültüründen ve bunu üreten bilim insanlarından, aydınlarından, yurtseverlerden hep uzak tutuldu. Bir kültüre, bir coğrafyaya aşık olduğu zaman hayatın nasıl anlamlandığının bir örneğiyim ben aslında. Hayatımı anlamlandıran ne oldu? Bu ülkeye olan sevgim, coşkum, tutkum, sanatçı oluşum, üretimim... Atatürk Devrimi’nin değerleri olağanüstü olanaklar sağladı kadınlarımıza. Ama bu kadınlarımız geniş kitlelere yayılamadı. Kadınımız sıkıştırılmış. Büyük bir baskıyla koyu bir dogma içinde kendini emin hisseden kadın var bir de. Kimi tarafından vah vah denilen, kimi tarafından bravo denilen... Diğer tarafta bunun karşıtı olarak bunu reddederken hiç durmadan vücudunun kadınsal malzemeleriyle gündeme gelen, bunu da devrim sonucu çağdaş kadın, uygar kadın sembolü olarak gören kadın... Turhan Selçuk’un karikatüründe de olduğu gibi rezaletle cehalet arasında, gözlerden uzak tutul Feridun Düzağaç gala konseri ? Kültür Servisi Feridun Düzağaç, yarın saat 21.00’de İstanbul Yeni Melek Gösteri Salonu’nda beşinci stüdyo albümü ‘Bir Devam Filmi / Siyah Beyaz Türkçe Dublaj’dan şarkılar seslendireceği bir gala konseri verecek. Kaydı 2005 yılı KasımAralık aylarında yapılan, 2.5 yıllık aradan sonra çıkardığı bu albümün yapımcılığını Düzağaç’la birlikte Cengiz Köroğlu, Tolga Çebi ve Sunay Özgür üstleniyorlar. (0 212 292 19 65) BUGÜN ? OSMANLI BANKASI MÜZESİ SİNEMASI’nda 19.00’da ‘Dünyanın İşçileri’ adlı filmin gösterimi. (0 212 334 22 70) dört bir yanındaki illerden gelen çocukların yüzde 69’unu ilköğretim öğrencileri oluşturdu. Belli yaş gruplarındaki öğrenciler, özel programlar çerçevesinde atölye çalışmalarına katılabiliyor. Hafta sonu sunulan ücretsiz programlar için randevu alınması gerekiyor. Öğrenci gruplarının da birer saatlik sergi gezileri için pazartesi ve cuma günleri dışında randevu alması gerekiyor. Müzede, işitme ve görme engelli ziyaretçilere yönelik programlar da sürdürülüyor. Fiziksel engelli ziyaretçiler, bu hizmetlerden refakatçileriyle birlikte ücretsiz olarak yararlanabiliyor. KÖROĞLU SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Tiyatro sanatçısı Mediha Köroğlu, dün Konak Sahnesi’nde düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlandı. Törene, Köroğlu’nun eşi Çetin, oğlu Ali Cem ve kızı Ayşe Köroğlu, kardeşi Meliha Akman ile çalışma arkadaşları katıldı. İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü Yaşar Ürük, ‘‘Buz üstüne yazı yazmak kolay değildir. Mediha Abla buz üstüne yazı yazdı. Karşıyaka Oda Tiyatrosu’na onun adını vereceğiz’’ diye konuştu. 75 yaşında yaşamını yitiren Köroğlu, Alsan cak Hocazade Camii’ndeki namazın ardından Urla İskelesi Mezarlığı’nda toprağa verildi. Eşi Çetin Köroğlu ile 1961 yılında kurucuları arasında yer aldıkları Ankara Meydan Sahnesi’nin kapanmasıyla İzmir Devlet Tiyatrosu ailesine katılan sanatçı, yaş haddinden emekli olmuştu. Gözyaşları ve alkışlarla uğurlanan Köroğlu’nun rol aldığı oyunlar arasında ‘‘Ocak’’, ‘‘Karaların Memetleri’’, ‘‘Keziban’’, ‘‘Gecikenler’’, ‘‘Teknik Arıza’’ ve ‘‘Yaz Misafirleri’’ bulunuyor. PİCASSO SERGİSİNE İLGİ SÜRÜYOR Kültür Servisi Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde (SSM) 26 Mart 2006 tarihine dek sürecek ‘Picasso İstanbul’da’ sergisini bugüne dek 115 bini ziyaretçi gezdi. Düzenlenen etkinlikler kapsamında Picasso İstanbul’da sergisi çerçevesinde yürütülen eğitim programına katılan öğrenci sayısı ise 18 bini geçti. Müzenin sergi kapsamında çocuklar ve gençler için düzenlediği eğitim programlarına, bugüne kadar 35’i İstanbul dışından olmak üzere toplam 371 okul katıldı. Zonguldak, Şanlıurfa, Çorum, Çankırı, Bursa gibi Türkiye’nin CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle