Katalog

12 ARALIK 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA ORMAN TALANI Gözler, Acarkent gibi Saip Molla Ormanı üzerine kurulu villalardan oluşan siteye çevrildi 9 Beykoz Konakları da farklı değil A carkent için verilen bütün izinler Beykoz Konakları için de geçerliydi. Orman Bakanı Osman Pepe’nin iddiasına göre Beykoz Konakları’nda da yüzde 6 yapılaşmanın üzerine çıkılmış, 57 bin 907 metrekare olarak verilen inşaat izni yok sayılarak 907 bin 215 metrekarelik yapılaşma gerçekleşmişti. MİYASE İLKNUR koz Konakları projesine girdi. 1996 yılında yapılan anlaşma gereği Tepe İnşaat, yüzde 60’ı kendisinin, yüzde 40’ı mal sahiplerinin olmak üzere inşaatlara başladı. Acarkent için verilen bütün izinler Beykoz Konakları için de geçerliydi. Orman Bakanı Osman Pepe’nin iddiasına göre, Beykoz Konakları’nda da yüzde 6 yapılaşmanın üzerine çıkılmış, 57 bin 907 metrekare olarak verilen inşaat izni yok sayılarak 907 bin 215 metrekarelik yapılaşma gerçekleşmişti. Beykoz Konakları’ndaki 401 villa için inceleme yapan ve 20 Eylül 2006’da raporunu teslim eden Başmüfettiş Mehmet Yener, tapuların iptali isteminde bulundu. Orman Bakanı Pepe de son yaptığı açıklamada, Acarkent’ten sonra inceleme sırasının Beykoz Konakları’na geldiğini söyledi. Osman Pepe neler yapmalı? stanbul ormanlarındaki imar tahribatını irdeleyen bu yazıların geçen perşembe günü yayımlanan İ ilkini “Orman Yasası’ndaki yüzde 6 inşaat kuralı”na ayırdık. Yasaya 1987’de eklenen bu “yatay yapılaşma” oranıyla, tüm araziye yayılabilecek yoğun inşaatlara davetiye çıkarıldığını anlattık ve sorduk: “Acaba bu talan kuralı 19 yıldır neden yürürlükte?” Cuma günü işte bu “tahribat”ı önleyebilmek için 1995’te ilan edilen SİT kararına dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı R.T. Erdoğan’la birlikte ilgili belediyelerin tepkilerine ve “iptal davalarına” değinerek şunu sorduk: “Ormanı SİT ilan eden kurulu dağıtanlar, aynı karar uyarınca inşaatları neden durdurmadılar?” Cumartesi günkü yazımız ise talana sağlanan “orman içi otoyol” desteğine ayrıldı. İstanbul’un nazım planlarında olmayan; ayrıca koruma kurulunun da onayı bulunmayan SİT içindeki otoyolun, aynı güzergâhtaki arazi sahiplerinden birine ihale edilmesi rastlantı mıydı? Pazar yazımızda, işte böylesine “teşvik” gören orman yağmasıyla oluşmuş yasadışı yerleşmelerin “belediye” yapılarak ödüllendirildiğini belgeledik. Yapılarının neredeyse tamamı kaçak olan bu “imarsız belediyeler”i yönetenlerin de aynı imar suçlarını işleyenler olması, acaba nasıl bir hukuk devleti anlayışıydı? Pazartesi de ormanlarla doğal bütünsellik gösteren su havzalarının İSKİ yönetmeliğindeki değişikliklerle nasıl durmadan imara açıldığını sergiledik. O kadar ki 1996’dan itibaren ranta dönük her değişiklik yargıda durdurulduğu halde, derhal “benzeri” devreye sokularak adeta “hukukla inatlaşılan” bir süreç yaşanıyor. Şimdiye dek 4 kez iptal edilen ve her seferinde yeniden onaylanan bu düzenlemelerle, ormanlarda ve havzalarda 7 milyon işgalci nüfusa imar olanağı sağlanıyor. Bu nüfusun ise siyasi eğilim olarak hep “dincimuhafazakâr”lardan yana olması acaba ne anlama geliyor? eykoz Konakları da Acarkent gibi Saip Molla Özel Ormanı üzerine kurulu villalardan oluşan bir site. Acarkent, Saip Molla1’de, Beykoz Konakları ise Saip Molla2’de bulunuyor. Orman Bakanı Pepe, Acarkent’ten sonra inceleme sırasının Beykoz Konakları’na geldiğini söyledi. Arazilerin alınış öyküleri ve inşaatların yapım süreci de benzer özellikler taşıyor. met Acar yapacaktı. Arazi, noter sözleş çok önceye dayanıyor. 1987 yılında Niyazi AdıBilindiği gibi Acarkent arazisi Paşabah mesi ile Niyazi Adıgüzel ve İsmet Acar’ın güzel, eşi Figen Adıgüzel, hukuk müşaviri çe’de, aralarında eski Orman Bakanı Hasan üzerine geçirildi. Ancak Adıgüzel harçları Fahrettin Doğan ve yeğeni Ahmet Özuygun Ekinci’nin de ortak olduğu Moda AŞ’ye ödeyemedi ve tapu İsmet Acar’ın yeğeni adına fiktif bir şirket kurarak Tatlıcı’nın araaitti. Orman Kanunu’nda yapılan değişiklik Yaşar Keskin üzerine alındı. Ortaklar ara zisine bitişik özel orman alanını Fuat Devele özel ormanlara yüzde 6 inşaat izni veril sındaki anlaşmazlıklar ve Adıgüzel’in ölü cioğlu’ndan 1 milyar liraya satın aldı. Ancak mesinin ardından Moda AŞ, yapılaşma için münden sonra Uyum Kooperatifi projesi ra paranın yarısını ödemeden öldürüldü. ön izin aldı. Bu arada araziyi de ortaklar sa fa kalktı ve Acarkent için kollar sıvandı. Geri kalan 500 milyonu Necati Kurmel alatışa çıkardılar. Niyazi Adıgüzel ve ortaklaBeykoz Konakları’nın yapıldığı Saip Mol rak arazinin üçte birinin sahibi oldu. Geri karı bu araziyi gözüne kestirdi. Paşabahçe la Ormanı2’deki arazinin yarısı Mehmet Sa lan üçte ikilik hisse Adıgüzel ailesi ile gizli Uyum Yapı Kooperatifi kurulacaktı buraya. lih Tatlıcı’ya, geri kalanı Necati Kurmel’e ortaklara kaldı. Kurmel süreç içinde diğer İnşaatı da Sarıyer Uyum’un müteahhidi İs ait. Salih Tatlıcı’nın bu arazideki sahipliği hisseleri de alarak Salih Tatlıcı ile ortak Bey B TATLICI İLE TEPE İNŞAAT MAHKEMELİK Bu arada arazi sahiplerinden Tatlıcı, inşaatları yapan Tepe İnşaat’ın 60 villayı zamanında bitiremediğini ve sözleşme gereği kendisine 5 milyon 600 bin dolar ödemesi gerektiğini öne sürerek dava açtı. Sözleşmeye göre, Tepe İnşaat’ın villaları zamanında bitirememesi halinde her gün ve her villa için toprak sahiplerine 50 dolar ceza ödemesi gerekiyor. Tepe İnşaat da Tatlıcı aleyhine dava açarak villaların zamanında bitirildiğini, ama noter ihtarına karşın mal sahiplerinin villaları teslim almadığını öne sürdü. SÜRECEK ‘ACARİSTANBUL’LA İLGİLİ OLUMLU YA DA OLUMSUZ RAPOR YOK’ Acar, Acaristanbul projesi için “Yollar hariç bütün binalar tamamlandığında yüzde 6’yı geçsin devletime bilabedel burayı bağışlayacağım” dedi. SORULARA YANIT YERİNE... Geçen beş gündeki bu beş temel sorumuza yanıt beklerken Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe helikopterlerle düzenlediği “havadan gözlem gezisi”nde şunu söylemesin mi: “Özel ormanları 2. derece SİT yaparak imara açan kurul üyeleri arasında mimarlar odası başkanı da var…” (Vatan10 Aralık 2006) Oysa sözünü ettiği “üye” 1995’teki SİT kararından ötürü dönemin “muhafazakâr” kültür bakanınca hemen görevden alındığı gibi; mahkemeyi kazanınca Erzurum Kurulu’na atanmış; ardından yine mahkeme kararıyla geri döndüğü halde bu kez de Antalya Kurulu’na gönderilerek “İstanbul’dan uzak kalması” sağlanmıştı… Üstelik, “imar vermiyor; vatandaşı mağdur carkent ormanlarını SİT ilan eden ediyor…” Koruma Kurulu üyeleri görevden denerek… Özel hemen alınmışlardı... (04.03.1997 ormanların 2. tarihli Yeni Yüzyıl gazetesi) derece SİT olması ise Orman Bakanlığı’nın “yasal dayatması”ydı. Çünkü Orman Yasası’ndaki 1987 değişikliğiyle zaten imar verilmiş, yine Orman Bakanlığı projeleri de onaylamıştı. Bu tür “yasal yapılaşma izni” bulunan alanlara kesin inşaat yasağı anlamındaki 1. derece SİT kararı hukuken olanaksızdı. Bu nedenle kurul, hiç değilse yüzde 6 oranının “aşılmasını önlemek” için 2. derece SİT kurallarını getirmiş; ancak belediyeler buna bile “Yetki bizimdir; çünkü biz seçilmişiz” diyerek karşı çıkmışlardı… Nitekim kuruldaki Büyükşehir Belediyesi temsilcisi de özel ormanlarda SİT disipliniyle ilgili her karara “muhalefet şerhi” koyuyordu... E ski Beykoz Belediye Başkanı Köseler hakkında niye Danıştay “Dava açılsın” dedi? İSMET ACAR:17 Aralık 2002’de Anayasa Mahkemesi Orman Bakanlığı’nın devlet ormanlarında ve özel ormanlarda izin vermeyi sağlayan 3.4. bendini iptal etti. Yani Sayın Orman Bakanı ve Orman İdaresi o günden sonra ne devlet ormanlarında ne de özel ormanlarda istese de izin verme imkânı kalmadı. Hiçbir izin, ön izin, kesin izin, inşaat izni hepsi. Bununla ilgili yasal düzenleme gerekliydi. Bununla ilgili yasal düzenleme ne zaman yapıldı? Temmuz 2004’te. Bu yetmedi yönetmelik de iptal edildi. Yönetmelik tadilatının yapılması lazım. 26.05.2005’te özel ormanlardaki yönetmelik tadilatı Resmi Gazete’de yayımlandı. Resmi Gazete elimize geçer geçmez hemen müracaat ettim. Bir buçuk ay sonra Orman Bakanlığı’ndan gelen yazı da “Serdaroğlu özel ormanında yüzde 6 yapılaşma ile ilgili kesin izin verilebilmesi için istenen tüm belgelerin dosyanızda mevcut olduğu anlaşılmış olup talebinizle ilgili yasal işlemler devam etmektedir” deniliyor. zel ormanlar için ‘Ö fon bedeli alınması hükmü yok’ İsmet Acar, mahkemenin bu yönde karar verdiğini söyledi smet Acar’la söyleşimizin İ Acaristanbul’la ilgili bölümünü de bugün yayımlayarak Acarkent, Acaristanbul ve İsmet Acar’la ilgili konulara artık nokta koyuyoruz. Saip Molla Ormanı ile ilgili suçlamalarımızı üç gün sürdürmüştük. Bu suçlamalara İsmet Acar’ın verdiği yanıtları da üç gün boyunca yayımlayarak hakkaniyetli davrandığımıza inanıyoruz. Gelelim Acaristanbul’a... İSMET ACAR: Acaristanbul projesi için 2001’de ön izin talebinde bulunduk. Bölge müdürlüğünden orman mühendislerinden oluşan 5 kişilik bir ekip araziye geliyor, şu paftada gördüğünüz gibi yapılaşmalar, sosyal tesis ve ticari alanlar, şu yapılaşma dışı verimli orman alanları, buraya dokunmayacaksınız, bunlar koordinatlara bağlı diyor. Deniyor ki, bu planda yapılaşma için ayrılan bölgede orman sahalarının yüzde 6’sını inşaat alanı TAKS olarak kullanacaksın. Komisyon imzalamış, bölge müdürü tasdik etmiş. Ön izin raporu onaylanıp Ankara’ya gönderilmiş, Bakanlıkça da 12 ay süreyle ön izin verilmiş. Bu sürede harcınızı yatırmadığınız söyleniyor? Ön izin 12 ay süreyle verilmiş. Beykoz biliyorsunuz doğal SİT alanı içerisinde. Ön izin için ÇED raporu, vaziyet planı, onaylı mimari avan projeleri, SİT Kurulu kararı ve ağaç rölöve planı isteniyor. Tabii SİT alanı olduğu için bütün inşaat alanı yüzde 6’ının içinde kalacak. Yollar dahil bunun içine. Yollar dahil 5.99 hazırlanan planda. Şu gördüğünüz proje bittiği zaman sosyal ve ticari tesisler hepsi içinde yüzde 6 yapılaşma olacak. Ön izin için verilen 12 ay süre SİT kurulu raporu, vaziyet planları, mimari avan projelerini tamamlamak için yetmedi. O arada 24.05.2002’de yeni bir yönetmelik çıkardılar. O yönetmelikte süreler 24 aya çıkarıldı. Uzatmalar da 12 aya çıkarıldı. Yeniden başvurduk ve tadilata göre süremizi 24 ay uzattılar.. riz. 12 Kasım’da kesin izin inceleme raporu kayda girdi. Sonradan öğreniyoruz ki, 07.11.2002 tarihinde seçimi kaybeden iktidar yasal dayanağı olmadan “uygun görülmemiştir” diye bölge müdürlüğüne yazı yazıyor. Bu yetmiyor, o kadar kasıt içindeler ki, hükümet devir tesliminden iki gün önce Orman Bakanı Nami Çağan bitmiş olan ön izin olurunu da iptal ediyor. KASIM SEÇİMLERİ İkinci talihsizliğimize bakın. Yeni hükümet Bu süre içinde istegeldi. Yeni bakana olan nen tüm belgeler tabiteni anlatacağıma dilat gereği İstanbul Beykoz 2. Asliye HuBölge Müdürlüğü’ne kuk Mahkemesi’ne 4.10.2002 tarihinde başvurdum. Türkiye’de verildi. Görevli kobu konuda uzman kim misyon verdiğimiz ise bilirkişi tespit edilbelgeleri inceledi. Bu sin dedim. SİT Kurubelgelerin ÇED ralu raporlarında deniporu hariç her türlü işyor ki, “ÇED raporulemi tamamlandı. Sanu Çevre Bakanlığı dece bakanlıktan belverir.” ge bekleniyordu, keACAR: Yeni Verilen raporu Orsin izin inceleme rahükümet geldi. man Bakanlığı’nın kaporunda bölge müYeni bakana olan bul edip etmeme yetkidürlüğü ruhsat öncesi ibraz edilmek ko biteni anlatacağıma si var mı, yok. SİT kurulu kararlarını kabul şuluyla kesin izin vemahkemeye edip etmeme yetkisi var rilmesi yönünde rabaşvurdum. mı, yok. Ağaç rölöve por verdi. Bölge müplanını kendisi tasdik dürlüğü onayladı. Bu arada 2 Kasım seçimleri oldu mu? etmiş. SİT kurulunca da mimari avan Bizim talihsizliğimizin başlangıcı proje planı, 1/1000 vaziyet planı bu seçimlerdir. 3 Kasım’da gidip bu onaylandığına ve kesin izin için isbelgelerin tamamını o dönemin tenen tüm belgeler Orman Genel İmar ve Daire Başkanı benim hem Müdürlüğü’ne gönderildiğine göre şerim olan Artvinli Ömer Kes kesin izin verilmesi gerekmektedir. Demin sorduğunuz harç var ya kin’e verdim. Şansınız yaver gidiyor. Her dö o fon bedelidir. Fon bedeli devlet ornemde bir Artvinli buluyorsunuz. manlarında uygulanan kullanım be Bulmaz olsaydım. Hemşerim delidir aslında. Özel ormanlardan olmaz olsaydı. Bütün dosyaları ona kullanım hakkı adı aldında bir fon bıraktım. Dedim ki, verilmeyecek bedeli alınması hükmü yoktur. Biz se bekletelim seçimden sonra veri Acarkent’le ilgili fon bedeli ödedik, A ‘DANIŞTAY KARARI LEHİMİZE ÇIKTI’ Bir ay sonra hiçbir talebim olmadan bir yazı daha geldi. “Her türlü belgeniz tamamdır ama bizim 3. İdare Mahkemesi’ne açtığımız ruhsat iptali davası reddedildi, Danıştay nezdinde temyiz edildi. Onun sonucuna göre bakacağız” denildi. Danıştay kararı lehimize çıktı. Yine izin yok. 18 Nisan 2006’da var olan bütün belgelerden dosyamızı hazırlayarak uzun uzun gelmişi geçmişi anlatarak TAKS, KAKS hesaplarını ekleyerek “Allahaşkına kesin izin raporumuzu verin, inşaatımız bekliyor” dedik. Bugüne kadar olumlu ya da olumsuz bir rapor yok. Yahu olumsuz verin, hiç olmazsa bilelim yasal hakkımızı kullanalım. Acaristanbul’la ilgili genel tablo bu. Bu arada Acaristanbul’la ilgili Mimarlar Odası SİT kurulu kararları için 2004 yılı içinde iki tane dava açtı. DÜZELTME: Dün bu sayfada yayımlanan İsmet Acar’la yapılan söyleşimizde, Doğa Koleji yerine Dost Koleji yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. 2 sonra sosyal ve ticari tesisler için fark istediler. Mahkemeye intikal etti. Mahkeme özel ormanlar tapulu mülktür, fon bedeli alınmaz yönünde karar verdi. SİT kurulu Acaristanbul arazisini 2. derece SİT alanından 3. dereceye nasıl kaydırdı? Tam tersine benim aleyhime karar verdi. Orman Bakanlığı’nın şu alanda yüzde 6 kullanabilirsin dediği yerlerde SİT kurulu “yapılaşan yerler 3. derece SİT alanı, yapılaşmayan yerler de 1. derece SİT alanıdır” dedi. Mimarlar Odası SİT kurulu kararının iptali için dava açtı. Belediyeye de ruhsatların iptali için dava açtı. Mahkeme konuyu bilirkişiye verdi ve sonuçta dava reddedildi. Şu anda temyiz aşamasında. İkinci açılan davada idare mahkemesi planlarla ilgili davayı reddetti, ruhsat iptali ile ilgili davada Orman Bakanlığı’nın yüzde 60 yapılaşma gerekçesini gerekçe yaparak yürütmeyi durdurma kararı verdi. Belediye tarafından yürütmeyi durdurma kararı bize 7 Kasım 2005’te tebliğ edildi. Aynı gün inşaatları durdurduk. Belediye orda su basmanı seviyesine gelen blokların projelerine uygun olduğu için temel üstü ruhsatını verdi. Çağan döneminde Orman Bakanlığı’nın “yüzde 60 yapılaşma vardır” diye hiçbir hesap kitap yapılmadan, bilirkişi raporlarında böyle olmadığı belirtildiği halde ruhsat iptaline karar verdi. Bu da yüce Danıştay’da. Tekrar ediyorum, yetkili yetkisiz kim varsa gelip incelesin, yollar hariç Acaristanbul projemde bütün binalar tamamlandığında yüzde 6’yı geçsin devletime bilabedel burayı bağışlayacağım. İLK ALINACAK ÖNLEMLER Çevre ve Orman Bakanı’nın orman yağmasına karşı asıl yapması gerekenler açıkça ortadadır. Birincisi, ormanların korunabilmesi için Orman Kanunu’nu “yetersiz” kılan, bu nedenle “çare”nin ancak SİT kararlarında arandığı “onur kırıcı mevzuatı” düzeltmelidir. Ormanı kendi bakanlığı yerine Kültür Bakanlığı’nın korumaya alması, Pepe’yi hiç rahatsız etmez mi? İkincisi; özel ormanlarda imar adına tahribatın artarak sürmesini sağlayan yüzde 6 kuralı yasadan hemen çıkartılmalıdır. Pepe’nin bunun yerine önerdiği “toplam yüzde 5 oranında inşaat” kuralı da orman talanına “ödün”dür. Çünkü yüzde 5 bile imar hukukunda ancak “kırsal alan” için geçerlidir ve hatta en çok 250 m2’lik yapı sınırlaması vardır. Orman, kırsaldan daha değerli değil midir? Üçüncüsü; İstanbul’un kuzeyindeki ormanlara “son darbe”yi indirecek “3. köprü” projesine de yine Pepe’nin açıkça karşı çıkmasını bekliyoruz. Benzer şekilde ormanlarla içi içe konumdaki su havzalarını imara açan İSKİ yönetmeliğine ve “turizm” adına ormanın pazarlanmasını sağlayan “tahsis” mevzuatına da… Dördüncüsü ise Türkiye’nin çevre ve orman bakanı, hem çevrenin hem de ormanın başlıca düşmanı olan “kaçak işgaller”in parayla tapuya bağlanması anlamındaki “2B arazilerinin satışı” konusunu artık ağzına bile almamalıdır. Bir yandan yasadışı orman talanına af hazırlayıp öbür yandan “imar sınırını aşan”lara yüklenmekle yetinmek, ne çevrecilikte ne de ormancılıkta inandırıcı olabilir… Beşinci dileğimiz ise Çevre Bakanlığı’na “özerk”liğinin geri verilmesidir. Ormana imar iznini hangi çevre bakanı verebilirdi ki? Ama orman bakanı verebiliyor! BİTTİ CUMHURİYET 09 K