19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM 2006 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y Y Y Y PB Y 24 21 25 24 25 25 25 26 21 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y PB Y PB PB B 21 22 22 20 26 24 27 25 27 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B PB PB PB PB PB PB Y 30 28 30 30 27 29 27 20 21 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey ve batı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Kıyı ve Kuzey Ege, Batı Karadeniz’in batısı, Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusu ile Eskişehir ve Sinop çevreleri gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Hava sıcaklığı yağış alan yerlerde biraz azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y Y B B 13 13 16 19 20 20 22 23 23 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B B B B B Y B Y B 20 21 27 20 20 19 23 22 21 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y B Y B Y B Y B B 11 29 6 34 20 26 15 34 30 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada AB Dönem Başkanı Finlandiya’nın, Kıbrıs sorunundaki son engeli aşarak Türkiye’nin üyelik yolunda ilerlemesine olanak tanımak diye gösterdiği plana, Maraş’ın BM, Gazi Magosa’nın AB denetimine açılmasına başımızdaki hükümet tepki gösterir gibi oldu. Rumlar planı kabul edebilirdi; zira, iki yıl sonra Kıbrıs sorununun önemli dayanak noktalarımızdan biri olan bu iki kentin, BM’den ve AB’den Ada’nın meşru tek egemen devleti kabul ettikleri Kıbrıs Cumhuriyeti’ne (Güney Kıbrıs yönetimine) geçmesi olasıydı. ??? MA Talat, bu kez AB çağrılısı olarak Brüksel yollarına düştü. Orada AB’ye meze olduk, diyor. Nihayet başına saksı düştü de belleği veya mantığı yerine mi geldi, kestirmek zor. Ama Brüksel’de Fin planını kabul etmesini dayatan görüşmelere tanık olduğu kesin. Bu sonuca varmak için Dışişleri Bakanlığı’ndan Mahmut Gürer’in sızdırdığı bilgilere göz atmak yeterli. Bu bilgiler, Talat’ın, örneğin AB denetimindeki Gazi Magosa’nın (iki yılda 20 milyon dolarcık) getirisine razı, ancak Fin planını ‘‘eksik’’ buluyor. Tamamlayıcı öğe ise KKTC Ercan Havaalanı’nın uluslararası ticarete açılmasının sağlanması imiş. Bunu istiyormuş. Şayet Ercan Havaalanı ticarete açılmayacak olursa bu, izolasyonların büyük ölçüde kalkmayacağını gösterirmiş. Talat böylece izolasyonların kalkacağını vaat eden AB’yi (geniş politik yeteneği sayesinde) köşeye sıkıştırdığını sanıyor. Rumlar komşudan gelen kaza tavuğu esirgemedikleri için ufak tefek itirazlarla (Rumlarla birleşmeye dünden can ve göbek atan) Talat’ı rahatlatabilirler. RTE ve AKP, KKTC’de hükümeti düşürmek için bütün gücünü seferber eder; ne ki, Fin planı gibi Kıbrıs’ın bir bölümünü daha elden çıkaran planlara (son Fin planına) söz gelip dayanınca; Talat istediği kadar bu planın muhatabı Türkiye’dir diye dursun, hükümet ‘‘Bizden çok KKTC’nin görüşü önemli’’ deyip topu Talat’a atıveriyor. Hükümetin Kıbrıs politikası dönme dolap! ??? Bu sırada Güney Kıbrıs’a hava ve deniz limanlarımızı açmazsak AB müzakerelerini askıya aldıracaklarını Yunan Dışişleri Bakanı Bakoyanni de, Rum lideri Papadopulos da, uyarı niteliğinde de olsa AB Komisyonu adına Olli Rehn de söylüyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise RTE ile görüşmesinden sonraki basın toplantısındaki açıklamalarında Kıbrıs Cumhuriyeti’ne limanlarımızı açmamız koşulunu yerine getirmemizi açık bir dille yineledi. Merkel AB’ye üyeliğimize karşı olduğunu, ama ‘‘ahde vefa’ya sadık kalacaklarını’’ söylüyor. Nedir ‘‘ahde vefa’’? Koalisyon protokolünde daha önceki hükümetin Schröder’in Türkiye’nin üyeliğine verdiği destek. Merkel’le aynı gün Hıristiyan Birliği genel sekreteri, tam üyelik değil imtiyazlı üyeliği yeğlediklerini açıklıyor. Merkel, Almanya’ya dönüşünde web sitesinde yayımladığı mesajda ‘‘AB şu anda Hırvatistan ve Türkiye’yle katılım müzakereleri yürütüyor, ama aynı zamanda biliyoruz ki, tahmin edilebilir gelecekte başka üye kabul edemeyiz. Türkiye’yle müzakereler ucu açık bırakılarak yürütülmeli’’ dedi. 2007’de dönem başkanlığını üstlenecek olan (bizimki bu dönemde Almanya’nın desteğini daha güçlendireceğine inanıyor) Merkel, ‘‘AB’nin sınırlarının çizilmesi çağrısı’’ yaptı. RTE’nin eli, Başkan Bush ve Merkel görüşmelerinde boş kaldı. Bizimkiler AB üyeliğine doğru gittiğimizi sanıyor; oysa, sular tersine akıyor. ‘SOYKIRIM TASARISI ZARAR VERİR’ ‘DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ’ SORUSU GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Rehn’den Fransa’ya eleştiri: Ciddi olun BRÜKSEL (AA) AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Fransa’da sözde Ermeni soykırımına ilişkin yasa tasarısını eleştirerek bu yönde atılacak adımların vereceği zararlara dikkat çekti. Rehn, basına yaptığı açıklamada, söz konusu yasa tasarısının Fransa’nın ve Fransız parlamenterlerin ‘‘sorunu’’ olduğunu belirterek ‘‘Ancak bu,ABTürkiye ilişkilerinde ağır sonuçlar getirecektir’’ dedi. Rehn, yasa tasarısının Fransa’da onaylanması halinde Ermeni meselesine ilişkin tartışmaların da bloke olacağını, Türkiye’de fikir özgürlüğü adımlarının zarar göreceğini söyledi. Rehn, açıklamasında, Ankara’da yaptığı son temaslara da değindi ve Türklerin, Türkiye’de daha fazla düşünce özgürlüğü isteyen Fransa’nın kendi yasalarıyla bu özgürlüğü kısıtladığını düşündüklerini bildirdi. Fransız parlamenterleri sorumluluklarını üstlenmeye davet eden Rehn, ‘‘Hedefimiz bu sorunun ciddi tartışmalar çerçevesinde değerlendirilmesidir. Fransız parlamenterlere, bilinçli olacakları konusunda güveniyorum. Bu konuda sorumlu olmamız gerektiği için açıklamamı kamuoyuna da yansıtıyorum’’ dedi. Teziç, Chirac’a mektup gönderdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’a bir mektup yazarak sözde Ermeni soykırımını inkârın yasaklandığı yasa tasarısına ilişkin endişelerini iletti. Teziç, Fransa’nın önde gelen kamu hukukçularından Prof. Georges Vedel’in de bu tür konuların yasayla düzenlenmesinin Fransız Anayasası’na uygun olamayacağını açık şekilde belirttiğine atıfta bulunarak ‘‘Bu raporun günümüzde Fransız siyasi çevrelerince tekrar hatırlanmasının da yararı olacağı düşünülebilir mi’’ dedi. Teziç, taşıdığı endişeleri ve yöneltmek istediği soruları, mektupta şöyle belirtti: Birinci Dünya Savaşı’nda, büyük devletlerin Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Ermeni çetelerini kışkırtarak, destekleyerek, Türklerle Ermeniler arasında acıların yaşanmasından hiç sorumlu olmadıkları söylenebilir mi? Tarihi olayların, yasayla yazılmak istenmesine tepki gösteren tarihçilerinize, Fransa’nın artık değer vermediği söylenebilecek mi? Ermeni soykırımının inkârını suç sayan yasanın düşünceyi açıklama hürriyeti ile çelişmediği söylenebilecek mi? Yaptırımlar netleşiyor Fransız Meclisi, tartışmalı yasayı kabul ederse siyasi ilişkiler en alt düzeye çekilecek, askeri alanda ‘kırmızı liste’uygulaması başlayacak, Fransız şirketlerin önü kesilecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sözde Ermeni soykırımının inkâr edilmesine ceza verilmesini öngören yasal düzenlemenin görüşülmesine iki gün kala, AnkaraParis hattında sıkıntı en üst noktaya taşındı. Dışişleri Bakanlığı stratejisini, insan hakları, demokrasi, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü ve Avrupa değerleri kavramları üzerine kurarken tasarının yasalaşması durumunda alınacak önemler de belirlendi. Siyasi alanda ilişkiler en alt düzeye çekilecek, Fransız firmalarının Türkiye’deki ihalelere girmesinin önü kesilecek, askeri açıdan ise ‘‘Kırmızı liste’’ uygulaması başlatılacak. Ankara’ya göre, Fransa Sosyalist Partisi hem ülkedeki Ermeni oylarına hem de Türkiye karşıtı gruplara mesaj verip oy kazanma çabası içine giriyor. Böylece Türkiye karşıtlığını malzeme yapan sağcıların elinden bu kozu almak istiyor. Söz konusu tasarının parlamentodan geçmesi ve Cumhurbaşkanı tarafından da imzalanması durumunda Türkiye’nin öngördüğü yaptırımlar da netleştirilmeye başlandı. Bu durumda iki ülke ilişkileri siyasi alanda en alt düzeye çekilecek. Kanada örneğinde olduğu gibi karşılıklı ziyaretler askıya alınacak, siyasi diyalog, zorunlu konular dışında kesilecek. önlemlerin de önünü kestiği kararına varmıştı. Bu çerçevede Ankara, Fransa ile ikili temaslar da dahil siyasi, kültürel, askeri ve ekonomik ilişkileri en alt düzeye çekecek. Planlanmış ziyaretler ve temaslar iptal edilecek. Ekonomik önlemlerin başında ise Fransa’nın Türkiye’deki ihalelerden dışlanması geliyor. Türkiye ile Fransa arasındaki ticaret hacmi 10 milyar dolar civarında bulunuyor. Tasarının yasalaşması halinde, Fransa’nın en ağır darbeyi ekonomi cephesinde alacağı belirtiliyor. Fransız firmalarının başta nükleer enerji santralları olmak üzere tüm ihalelerden dışlanması seçeneği de değerlendirmeye alındı. Hükümet direkt olarak çağrı yapmasa da sivil toplum örgütlerinin Fransız mallarına karşı boykot girişimlerine de engelleyici olmayacak. Fransız firmalarının Türkiye’de talip oldukları ekonomik değer 14 milyar Avro civarında. Büyükelçinin durumu Paris Büyükelçisi Osman Korutürk’ün de çekilmesi gündeme gelebilecek, ancak Dışişleri Bakanlığı, konunun ilk gündeme geldiği mart ayında yaptığı değerlendirmede, büyükelçi çekmenin sorunun çözümüne katkı sağlamadığı, hatta alınabilecek nucu 47 yaşında şehit edilen Belgrad Büyükelçimiz Galip Balkar... Lübnan uyruklu Ermeni teröristler Haroutiony Levonian ve Raffi Elbekian saldırıdan bir süre sonra yakalandılar, suçlarını itiraf ettiler. 20’şer yıl ağır hapis cezasına çarptırıldılar. 1987’de Levonian sağlık gerekçeleriyle serbest bırakıldı. 1990’da da Elbekian! Levonian özgür kaldıktan sonra Erivan’a yerleşti, Elbekian da Beyrut’a. Elbekian serbest kaldıktan sonra şöyle diyordu: ‘‘Yurdumuzu başkaları işgal etti. 2000 yıldan beri savaş halindeyiz. Yurdumuz Van, Erzurum, Muş, gururumuz Ağrı, Maraş, Antep ve birçok yer işgal edilmiştir... 21 yaşında Büyükelçi Galip Balkar’ı öldürme görevini üstlendim. Çünkü büyükelçi katliam yapılmadığını iddia ederek Ermeni aleyhtarı kampanyaya katılmıştı. Çok faaldi. Bu yüzden onu seçtik.’’ Balkar’ın yanı sıra Ermeni terör örgütü ASALA’nın saldırılarıyla şehit düşenlerin acı öyküsünü öğrenmek isteyenler Bilal Şimşir’in ‘‘Şehit Diplomatlarımız’’ kitabına başvurabilirler. ??? Dün Ermeni teröristlerin silahla yaptığını bugün Fransa Parlamentosu yasayla yapıyor. 12 Ekim Perşembe günü Fransa Parlamentosu’nda görüşülecek olan yasanın başka bir anlamı yok. Yasaya göre, Ermeni soykırımının varlığını inkâr edenler 14 yıl arasında hapis cezasına, 45 bin Avro’ya kadar da para cezasına çarptırılacak. Ne diyor katil Elbekian: ‘‘Galip Balkar çok faaldi. Katliamın yapılmadığını iddia ediyordu... Onun için öldürdüm...’’ Ne diyor Fransa: ‘‘Soykırımın yapılmadığını iddia edenler suçludur!’’ Her şeyden önce Fransa’nın tarihiyle, Fransız ihtilalinin ruhuyla, Fransa’nın AB içinde temsil ettiğini sandığı düşünce özgürlüğü felsefesiyle ters düşen bir yaklaşım. Bu gidişle Fransız aydınlarının yeni bir devrim daha yapmaları gerekecek! Nerede Voltaire’in ‘‘Düşüncelerine katılmıyorum ama, onları özgürce söylemen için canımı feda edebilirim’’ yüceliği? Voltaire ile birlikte değerlerini de mi gömdünüz? Nerede İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin düşünce özgürlüğünü, bireyin kendisini ifade etme hakkını güvence altına alan temel değerleri? Yoksa insan hakları, insan haklamalarına mı dönüşüyor? ??? Fransa’nın böyle bir yasa çıkarmasının nedenlerini, olasılıkları sıralamaya kalksak kim bilir kaç madde üretiriz. Somut olarak görünen o ki, Avrupa’da Türkiye karşıtlığı başlıca seçim malzemesi. Kim daha çok karşıysa, o daha çok oy alacak. Artık aklın aydınlığı yok, seçim sandığının o küçük deliğinden yansıyacak iktidar ışığı var. Fransa’daki siyasilerin deyim yerindeyse, oykırıma uğramamak için soykırım iddialarını yasa düzeyine çıkarmak istediği anlaşılıyor. Bir başka neden de şu görünüyor: Türkiye’yi Avrupa’dan uzak tutmanın bir yolu karşılıklı soğukluğu derinleştirmek! Fransa’nın bu girişimi belki veba gibi bir salgın olarak öteki ülkelere de sıçrayacak. Ankara’da devlet katlarındaki yaygın tepki şu: Fransa Türkiye’yi kaybediyor! Sadece Türkiye’yi mi? Fransa kendisini de kaybediyor! ankcum?cumhuriyet.com.tr TALAT, BRÜKSEL’DE KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Brüksel’de, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile görüştü. Görüşmede AB Dönem Başkanı Finlandiya’nın hazırladığı Kıbrıs planının ele alındığı belirtilirken Talat, ‘‘çok olumlu bir görüşme olduğunu’’ söyledi. Görüşmenin neden uzun sürdüğünün sorulması üzerine ‘‘Her şeyi konuştuk’’ diyen Talat, Brüksel ziyareti kapsamında bugün Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell ve AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ile bir araya gelecek. (Fotoğraf: AA) TTK ORTAYA ÇIKARDI Tiyatrolar kızgın ? Baştarafı 1. Sayfada ‘İşbirliği’belgesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Tarih Kurumu (TTK), 1. Dünya Savaşı sırasında Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu’na nasıl ihanet ettiklerini bir kez daha belgeledi. TTK, bir Osmanlı bürokratı olan Boghos Nubar Paşa’nın yazdığı mektubu ortaya çıkarıp Ermenilerin 1. Dünya Savaşı sırasında Fransızlar ve Ruslar ile Osmanlı’ya karşı işbirliği içinde olduğunu gösterdi. TTK üst yazısında, ‘‘1. Dünya Savaşı sırasında Ermenilerin masum olduğunu iddia edenlere ithaf olur’’ tümcesiyle, Nubar Paşa’nın dönemin Fransa Dışişleri Bakanı Stephan Pichon’a yazdığı 30 Kasım 1918 tarihli mektubu yayımladı. Boghos Nubar Paşa o dönemde aynı zamanda Ermeni Milli Komitesi Başkanlığı görevini yürütüyordu. Mektupta şu ifadeler bulunuyor: ‘‘Sayın Bakan, Ermeni Milli Komitesi adına, şu hususları hatırlatarak aşağıdaki bildiriyi arz etmekle şeref duyarım: Sizin de gayet iyi bildiğiniz gibi, en büyük fedakârlıklar ve sürekli ıstıraplar pahasına savaşın başından beri İtilaf Devletleri’nin gayesine sarsılmaz bağlılığımızın bir nişanesi olarak; Ermenilerin fiili bir şekilde savaşan taraf olduğunu; Fransa’da ilk günden bu yana hizmet eden gönüllülerinin Fransız bayrağı altında Yabancı Lejyonu’nda zafer elde ettiklerini; Cumhuriyet Hükümeti’nin talebi üzerine Ermeni Milli Komitesi tarafından silah altına alınan Ermeni gönüllülerin Filistin’de ve Suriye’de, Fransız birliklerinin hemen hemen yarısını teşkil ettiklerini ve General Allenby’nin zaferinde büyük payları olduğunu, bunun da Allenby (İngiliz Komutanı) ve Fransız komutanlar tarafından resmen beyan edildiğini, Kafkasya’da Rus imparatorluk ordusundaki 150 bin Ermeni’den ayrı olarak komutanları Antranik ve Nazarbekoff’un komutası altında, 40 binden fazla gönüllünün bir kısım Ermeni vilayetlerinin kurtuluşuna katkıda bulunduğunu, Lütfen Sayın Bakan, üstün saygılarımın teminatı olarak kabul buyurunuz’’ ‘Olasılık yüksek’ Tasarının kabul edilmesi ihtimali Dışişleri Bakanlığı yetkililerine göre, seçim dönemine rastlaması nedeniyle yüksek görülüyor. ‘‘Bu tasarı Avrupa kültürünün temeline, düşünce ve fikir özgürlüğüne karşı bir girişimdir’’ diyen bir Dışişleri yetkilisi, Türkiye’nin tasarıya karşı hem siyasi hem de ekonomik düzeyde elinden gelen çabayı gösterdiğini ve girişimlerde bulunduğunu, ancak yasaya karşı çıkacak çok sayıda milletvekili seçim bölgelerinde olacakları için tasarının Meclis’te kabulünün mümkün olduğunu belirtti. caloğlu ve CHP Genel Sekreteri Mehmet Sevigen de Hadi Çaman Tiyatrosu’na gelerek tiyatroculara destek verdi. Hacaloğlu ve Sevigen, özel tiyatrolarla ilgili bir önerge hazırladıklarını bildirdiler. Özel Tiyatrolar Derneği Başkanı Hadi Çaman, konuyla ilgili olarak “28 yıldır bütün özel tiyatroların başvurusundan sonra yapılan yardım, bu yıl, bu hükümetin dikkatsizliği yüzünden iptal edildi. Ankara’ya bir an önce bu konuyu halletmeleri için baskı uyguluyoruz. Ama AB’de yol alma savaşı verdiğimiz için onların istediği yasalar paketler halinde görüşülüyor. Dolayısıyla sevgili Meclisimizin ve hükümetin bize ayıracak zamanı yok” dedi. Yılların tiyatro oyuncusu Yıldız Kenter ise düşüncelerini şöyle dile getirdi: “Avrupa Birliği ülkelerinde özel tiyatroların devlet desteği vardır ve bu, yasa ile saptanmıştır. Bizde ise bu iş keyfidir. Destek verir, keyfi yoksa vermez, canı isterse değiştirir, beğenmez ise kaldırır. Bugün sa natı, sanatçıyı ciddiye almayan bir garip tutum sergilenmektedir. Uyum yasası çıkarken ‘Özel Tiyatrolara Destek’ yasasını atlamışlar, daha doğrusu unutmuşlar!” Özel tiyatrolara ödeneğin kesilmesinin ülkemiz yasalarının henüz buna hazırlıklı olmamasından kaynaklandığını söyleyen tiyatro yönetmeni Işıl Kasapoğlu, “Fransa gibi bir ülkeden örnek vermek zorundayım ki, 15 yıl boyunca ödenekli bir tiyatroyu yönettim ve devletten ödenek aldım. Son yıllara değin Fransa’da özel tiyatrolara sağlanan ödeneğin gerçekleşebilmesi için söz konusu tiyatronun varoluş yasasının ‘şayet kâr ederse’, bu kârı tekrar tiyatroya yatırım yapma (döndürme) zorunluluğu vardı. Zannediyorum ki ilgili yasalarda tiyatronun ‘ödenek alabilmek’, bakanlığın ise ‘ödenek alabilecek kuruluşları saptayabilmek’ için gerekli değişiklikler yapmaları şart. En başta siyasi bir gelişme olarak beni korkutan olaylar aslında IMF’nin Maliye’ye dayatması” dedi. CHP, ‘FRANSA’YA MİSİLLEME’ TASARISINA KARŞI ÇIKTI ‘Cezayir’ yanlış olur ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sözde Ermeni soykırımına karşı çıkanlara hapis cezası getirmeye hazırlanan Fransa’ya ‘‘Cezayir soykırımı kararı’’ misillemesiyle karşılık verilmesi planına CHP karşı çıktı. CHP Milletvekili Şükrü Elekdağ ‘‘Eleştirdiğimiz ülkelerin konumuna düşeriz’’ dedi. Şükrü Elekdağ’la basın toplantısı düzenleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Fransa’da gündeme gelen tasarıya karşı Paris’te yürüttükleri girişimleri anlattı. Öymen, ‘‘Bu tasarı Türk halkına karşı savaş ilanıdır, dedik. Türkleri atalarının Ermeni katili olmadığını söyleme hakkından yoksun bırakamayacaklarını, tasarı çıkarsa TürkFransız ilişkilerinin büyük zarar göreceğini anlattık. TürkFransız dostluğu küçük iç politika hesaplarına feda edilmemeli’’ dedi. Türkiye’nin tasarıya karşı kararlı bir tutum sergilemesi gereğini vurgulayan Öymen, ‘‘Küçücük Ermenistan, koskoca Türkiye’yi esir almak istiyor. Avrupa’dan da destek buluyorlar. Jacques Chirac Ermenistan’a gidiyor, oysa bir tek kez Türkiye’yi ziyaret etmedi’’ açıklamasını yaptı. Öymen, yurttaşları ve sivil toplum örgütlerini ‘‘Türkiye’yi şamar oğlanı haline getirme, sanık sandalyesine oturtma girişimlerine karşı’’ tepki göstermeye çağırdı. CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Fransız işadamlarıyla görüşmesine dikkat çekerken ‘‘geç kalındığını’’ vurguladı. Tasarının parlamentodan geçmesi durumunda hükümetin senatoya sevk etmemesi için baskı yapılabileceğini aktaran Elekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Türkiye’de bugün yasadışı olarak çalışan 70 bin Ermeni vatandaşı var.Yasalar uygulanmalı, bunlar kademeli olarak geri gönderilmelidir. Erivanİstanbul uçak seferleri kısıtlanmalıdır. Kamu ihalelerine Fransa’nın sokulmayacağı kararı alınma Elekdağ: Fransa’ya lıdır. Fransa böyle bir karar alırsa be karşı alınacak önlemlerde geç kalındı. delini ödeyeceğini bilmelidir.” ‘Hata diyemeyiz’ TBMM’de Cezayir konusunda Fransa’ya karşı bir teklif verildiğini duyduklarını belirten Dışişleri yetkilisi, ‘‘Fransa ile aramızdaki soruna üçüncü ülkeleri karıştırmamak gerekir. Hem Cezayirliler istemiyorlar hem de Fransa’nın yaptığının aynısını biz yaparsak artık onlara ‘yanlış ve vahim bir hata yapıyorsunuz’ diyemeyiz’’ görüşünü dile getirdi. Fransız yatırımlarının çoğunun Türklerle ortaklık biçiminde olduğunu ve bu şirketlerde çok sayıda Türk vatandaşının işçi olarak çalıştığını anımsatan yetkili, tasarı nedeniyle Fransız işadamlarının diken üzerinde olduklarını ve tasarı aleyhinde yoğun çaba harcadıklarını söyledi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle