19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İran Şahı’nın 2. Selim’e hediye ettiği kitaptaki bir sayfalık minyatür açık artırmada Eşsiz başyapıt ‘Şehname’ satışta ÖZGEN ACAR ANKARA Şah İsmail’in oğlu Şah Tahmasp’ın 2. Selim’e hediye ettiği “Şehname (krallar tarihi)” adlı el yazması kitaptan “bir sayfalık bir minyatür” yarın Londra’da 1 milyon sterlin (yaklaşık 3 milyon YTL) tahmini değerle müzayedeye çıkıyor. Resimli, el yazması bu “Şehname” kitabı sanat dünyasının olağanüstü eşsiz başyapıtı olarak kabul ediliyor. 3 milyon YTL’ye satılması beklenen, kitabın tümü değil, yalnızca minyatürlü bir sayfasıdır! “İran’ın Homeros’u” diye tanımlayabileceğimiz, “Akıllı bir adam, senin düşmanın bile olsa, cahil bir dosttan iyidir... Bilgili olan güçlü olur... Dünya, baştan başa aslı olmayan bir masaldan başka bir şey değildir...” sözlerinin sahibi epik yazar Firdevsi’nin (934?1024?) ünlü “Şehname”si yeniden gündemde. Fir C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Şehname: 3 milyon YTL (Sotheby’s) Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Dış Haberler: Özgür Ulusoy ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ?Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdare Müdürü: Hüseyin Gürer ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.37 Güneş: 7.03 Öğle: 12.58 İkindi: 16.06 Akşam: 18.42 Yatsı: 20.01 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 10 EKİM 2006 IŞIL ÖZGENTÜRK Öğrenci imecesi İmece sözcüğü bana hep geçmişi anımsatır. En çok da Köy Enstitüleri döneminde öğrencilerin, köylülerin, beyaz yakalıların emek ve gönül birliğiyle yaptıkları okullar, işlikler aklıma düşer. Meğerse imece sözcüğü unutulmamış ve Kocaeli Üniversitesi’nde okuyan bir grup öğrenci, içinde bulundukları maddi sorunların imece yoluyla aşılabileceğini akıl edip işe koyulmuş. Hikâye şöyle gelişmiş: İmecenin başını çeken Hüseyin Öztürk daha yirmi yaşında, geçen yıl tam 52 bin öğrencinin eğitim gördüğü Kocaeli Üniversitesi’nde kimya mühendisliği okuyor. Öztürk, Edirne’den gelmiş ve bir grup arkadaşıyla birlikte ilk depremzede çocuklara el uzatmışlar. İlkokul çocuklarına gönüllü ders , yaratıcı drama eğitimleri vermişler, birlikte etüt yapmışlar. Daha sonra üniversite öğrencilerinin yaşam koşullarının çok zor olduğunu görmüşler. Öyle ki, öğrencilerin en çok rağbet ettiği Yahya Kaptan Mahallesi’nde bile kiralar 800 YTL’yi bulmuş. Hüseyin hikayelerini şöyle anlatıyor: “Düşünün bir ev arkadaşımız ayrılınca kirayı ödeyemeyecek duruma geliyoruz Zaten bir sürü masrafımız var; ulaşım, yemek masraflarımız var. Örneğin hazırlık öğrencilerinin kitapları dünya parası... Neye, nasıl para ayıralım?.. Ellerine geçen para bir anda tükenen öğrenciler düşük ücretli işlerin kapısını aşındırıyorlar. Ya gezici kurye olup bir zarfa 25 kuruş, ya da anketörlük yapıp anket başına 5 YTL alıyorlar.. ya da bir markette stand görevlisi, bir kafede garson oluyorlar, tabii bulabilirlerse...” Üniversite öğrencilerinin durumunu böyle özetleyen Öztürk ve 50’ye yakın arkadaşı, bu yıl nisan ayında bir araya gelip, “Bu böyle olmaz” demişler. Fakülte sekreterlerini, öğretim üyelerini ziyaret edip, “Biz imece kurmak istiyoruz, fazla ev eşyalarını toplayıp arkadaşlar arasında paylaştıracağız, kitapları paylaşacak, ev arkadaşı bulunması için çalışacağız, ortaklaşa iş alıp yapacağız..” Üniversite yönetimi “olur” der demez de işe koyulmuşlar. Kampusta stand açmışlar, fakülte binalarını, şehir sokaklarını, minibüsleri afişlemişler, el bildirileri dağıtmışlar. Sonuçta bütün kent onlardan haberdar olmuş ve bir ağ kurulmuş.Yardımsever bir yönetici, apartmanlarının bodrum katını depo olarak kullanmalarına izin vermiş. Ardından 43 aile ev eşyası vermiş, depo tıka basa dolmuş. Üçer buzdolabı ve oturma grubu, dört çamaşır makinesi, ikişer elektirikli süpürge, tv ve ütü, on bir çekyat, altışar kitaplık ve masa, beş ocak, yedi elbise dolabı ve yığınla mutfak malzemesi. Eşyalar depoya taşınıyor ve hemen ihtiyacı olan 52 öğrenciye dağıtılıyor. Bu arada dağıtılan el ilanları ve asılan afişlerle olaydan haberdar olan kent halkı imeceye gönüllü olarak katılmaya başlıyor. 22 kişi 25 kiralık evi haber veriyor. Bu evlere 53 öğrenci yerleşiyor, 34 öğrenci birbiriyle buluşuyor ve ortak yaşamaya başlıyorlar. 6 öğrenci de iyi işlere giriyor. Şimdilerde imeceyi organize eden gençler dernekleşme yolunda.. “Kocaeli Öğrenci İmecesi Derneği”ni kurduktan sonra yapacak daha pek çok işleri var. Bu arada imececiler 12 Ekim’i “Öğrencinin Derdini Anlatma Günü” ilan etmişler, bir de yürüyüş var, günün sloganıysa şöyle: SEN DE GEL, DERDİNİ İSTEDİĞİN BİÇİMDE ANLAT.” Bu hafta içinde Kocaeli öğrencilerinin imecesi, bir yığın olumsuz haber içinde beni mutlu eden tek haber oldu. Daha fazla bilgi için www.ogrenciimecesi.org’a bakmanız gerekecek. İmeceniz bereketli olsun çocuklar. Ayrıca üniversite yöneticileri ve Kocaeli halkına da kocaman bir bravo! Not: Yerinde bir uyarı. Okuyucularımdan biri Ahlat’ın Van’a değil, Bitlis’e bağlı olduğu konusunda beni uyarmış. Bu yerinde ve doğru uyarı için teşekkür ederim. Sanırım,Van gölünde geçirilen bir gece ve ardından Ahlat’a gitmiş olmak bende bu yanılgıyı yarattı. Bir daha haritaya iyice bakmak gerektiğini öğrendim. [email protected] ? Şah İsmail’in oğlu Şah Tahmasp’ın 2. Selim’e hediye ettiği “Şehname (krallar tarihi)” adlı el yazması kitaptan “bir sayfalık bir minyatür” yarın Londra’da müzayedeye çıkarken başyapıt Şehname’nin Topkapı’dan ne zaman ve nasıl çıktığı, 1903’te Avrupa’nın ünlü Yahudi ailesi Rotchild’e nasıl satıldığı bilinmiyor. devsi, İzmirli ozan Homeros gibi, tarih öncesinden İS 7. yy’dan Sasani hanedanına kadar uzanan geniş bir zaman diliminde İran’da yaşamış gerçek ve gerçek dışı kralların öykülerini, “Şehname” adlı destansı bir kitapta toplamıştı. Firdevsi, 30 bin beyitten oluşan, 35 yılda tamamladığı kitabını 1010’da Gazneli Mahmut’a sunmuş, ancak bağlanan aylığı yetersiz bulunca krala karşı tutum almıştı. Halkın “dinsiz” dediği Firdevsi, ölümünde evinin bahçesine gömülmüş, ancak 1000. doğum yılında mezarına bir anıt dikilmişti. Çeşitli yüzyıllarda yeniden el yazması olarak resimlendirilmiş “Şehname”lerden bazı sayfalar bugün Christie’s ve yarın Sotheby’s müzayede evlerinde açık artırmaya çıkıyor. Yarın 3 milyon YTL’lik olağanüstü bir satış değeri beklenen, minyatürcü Mirak Ağa’nın (1520?1570?) yaptığı “Şehname” bir başyapıt olarak kabul ediliyor. Safevi Krallığı’nın kurucusu Türk beyi Şah İsmail’in döneminde el yazması olarak resimlendirilmesine başlanan bu yapıtı, oğlu Tahmasp, baş ressamı, dönemin harika çocuğu olan Mirak Ağa’ya tamamlattığı Şehname’yi 1568’de Osmanlı İmparatoru 2. Selim’e hediye etmişti. Topkapı Sarayı’ndan ne zaman çıktığı belli değil Anıtsal kitabın Topkapı Sarayı’ndan ne zaman, nasıl çıktığı, Avrupa’nın ünlü Yahudi aile reisi Baron Edmund de Rothschild’e 1903’te nasıl geçtiği bilinmiyor. Aile, Nazilerin 1940’larda Paris’te el koyduğu kitabı savaştan sonra geri aldı. 1958’de kitabı satın alan Amerikalı koleksiyoncu Arthur A. Hougton Jr. bu anıtsal baştapıtı parçalara ayırıp 78 sayfasını başkanı olduğu New York Metropolitan Müzesi’ne bağışlamış, geri kalanını piyasada satışa çıkarmıştı. Yarın satılacak olan, bunlardan yalnızca bir sayfadır. Houghton’un 1990’da ölümünden önce 118 sayfayı, Şah Rıza Pehlevi’nin koleksiyonundan İran’da kalan Willem de Kooning’in “Çıplak Kadın” adlı resmini İran hükümeti ile takas etmişti. Tablonun 9 milyon dolar olduğu öne sürülmüştü. Bu minyatürde Burzuy adlı bir bilgenin Hint dağlarında ölüleri dirilten büyülü bir otu araması, Hint racasının otu ancak gerçek bilimde bulacağını söylemesi, bilim öğrenmesi için kopya etmemek koşulu ile verdiği bir kitabı gündüz ezberleyip gece kayda geçirmesi anlatılıyor. Raca, daha sonra Burzuy’u satranç takımı ile İran Kralı Nuşirvan’a göndermişti. Sotheby’s, ayrıca 1340 yapımı bir Şehname sayfasını 10 bin, 1560’ta yapılmış birkaç sayfayı 910 bin ve hatta 46 bin sterlin arasında değişen değerlerle artırmaya çıkartacak. Öte yandan bugün Londra’da Christies de çeşitli dönemlerde yapılmış bazı “Şehname” örnekleriyle müzayedesini zenginleştirecek. Bunlar arasında yer alan, on yıl önce ölen İranlı bankacı ve sanayici Habib Sabet’in koleksiyonundan 18. yy’da Moğol sanatçılarca yapılmış, 50x30cm. boyunda 117 sayfalık bir Şehname 180 bin sterlin (500 bin YTL), Şiraz kentinde 16. yy’ın ilk yarısında resimlendirilen bir başka Şehname ise 100 bin sterline (280 bin YTL) alıcı bekliyor. Şehname’den bir örnek sayfa (Christie’s) Bilinçsiz tarım, antik kent kalıntılarını tehdit ediyor Tarih sulama kurbanı ABİDİN YAĞMUR MERSİN Mersin’in Erdemli ve Silifke ilçelerine bağlı köylere tarımsal sulama yatırımlarının yapılması, yöredeki arkeolojik eserler için yeni bir tehdit oluşturdu. Arkeologlar, Kilikya arkeolojisi açısından zengin olan yörede, köylülerin yeni tarla açmak için tarihi kalıntıları tahrip ettiğini belirtiyor. Yöredeki bazı jandarma karakollarının kapatılmasının da eser kaçakçılığının artmasına neden olduğu ifade ediliyor. İçel Sanat Kulübü’nün düzenlediği 11. Arkeoloji Günleri’ne katılan Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ümit Aydınoğlu, ErdemliSilifke arasında antik dönemdeki tarım çalışmaları hakkında bilgi verdikten sonra son dönemdeki tarımsal etkinliklerin arkeoloji çalışmalarına etkisine değindi. Dağ köylerine tarımsal sulama sağlayacak yatırımların son iki yıldır hızlandığını belirten Aydınoğlu, bu durumun özellikle antik kent kalıntılarının tehdit ettiğine dikkat çekti. Aydınoğlu, ‘‘Sulama imkânı geleceği için köylüler buldukları her yere tarla açıyorlar. Bunun için antik kent kalıntıları, sütunlar, duvarlar, mezarlar, lahitler tahrip ediliyor. Eğer yörede tahribat bu hızla sürerse bir iki yıl içinde elimizde antik kent kalıntısı kalmaz. Bu yöredeki kalıntıların korunması, Kilikya arkeolojisi açısından, Helenistik ve Roma dönemlerinde tarımsal organizasyon ve kent yapısının bütünlük içinde incelenmesi açısından önemli’’ diye konuştu. Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emel Erden de Uzuncaburç beldesindeki jandarma karakolunun geçen yıl kapatılmasının ardından Olba antik kentinde kaçak kazılar ve eser kaçakçılığının arttığını vurguladı. CUMHURİYET 20 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle