Katalog

10 EKİM 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cumhurbaşkanı, ‘2023Cumhuriyetin 100. Yılında Dünya ve Türkiye Sempozyomu’na katıldı 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Sezer’ den eğitim uyarısı Erdoğan’a kızının gezileri soruldu ?V AN (AA) CHP Hatay Milletvekili Gökhan Durgun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, ‘‘Kızınız Sümeyye Erdoğan, sizinle birlikte kaç resmi yurtdışı geziye, hangi sıfatla katıldı?’’ diye sordu. Durgun, TBMM Başkanlığı’na sunduğu önergesinde, ‘‘Sümeyye Erdoğan’ın, yurtdışı gezilerinizde eşinize tercümanlık yaptığı ve iç siyasetimizle ilgili bazı yorumlar yaptığı doğru mu?’’ sorusunu yöneltti. Eğer doğruysa, Dışişleri Bakanlığı ile bir sözleşme yapılıp yapılmadığını öğrenmek isteyen Durgun, ‘‘ABD’de büyükelçiliğimizde tercümanlık yapacak herhangi bir görevli yok mu?’’ dedi. Durgun, ‘‘Suudi Arabistan ziyaretinde, Sümeyye Erdoğan hangi sıfatla bulunmuştur? Almanya Başbakanı, Ankara’dan İstanbul’a giderken, Sümeyye Erdoğan da aynı uçakta bulunmuş mudur?’’ sorularını da yöneltti. Kaçağın Her Türlüsü... BURDUR Türkiye kaçakçılık cenneti... Akaryakıttan gübreye, cep telefonundan sigaraya, kavun ve karpuzdan tohuma dek ‘‘kaçağın’’ her türlüsü var Türkiye’de... Burdur üzerinden Dinar’a giderken yol boyunca üreticilerle konuşuyorum. Çal’da, Çardak’ta üreticilerin sorunlarını dinliyorum... Söyledikleri şu: ‘‘Ne elde kaldı ne cepte, perişanız.’’ En büyük sorun ürünlerinin değerini bulmaması, devletin üreticiyi elinin tersiyle itmesi... İthal tohumla yerli ürün nasıl alınır? Sorun bu!.. Tohum sıradan bir ürün değil! Prof. Dr. Türkel Minibaş’ın dediği gibi, tarımın en önemli girdisi, insan ve hayvan beslenmesinin öğesi. Minibaş’ın sorduğu soruyu ziraat mühendislerine yöneltiyorum: ‘‘128 tohum şirketi, 50 civarında fide üretim tesisi, 2 bin 500’ün üstündeki bayisiyle Türkiye tohumculuğu, Norvartis, Mansonto, Cargill, Dupont, ADN ve Bayer’le rekabet edebilecek mi?’’ Yanıt: ‘‘Hayır!’’ CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Gürol Ergin’in, TBMM’de görüşülecek olan ‘Tohumculuk Yasa Tasarısı’na karşı çıkmasından neden rahatsız oldular?.. CHP’li Ergin’in, yıllarca ziraat odaları başkanlığı yaptığı, olayda kimlerin çıkarlarını kolladığını bildikleri için... Birileri, ‘‘Türkiye Tohumcular Birliği’’ni kurup kendi yandaşlarını oraya atayarak bu işten milyonlarca doları aralarında pay edecek... Vahşi kapitalizmin yapısı böyledir... Çünkü ortada 30 milyar dolarlık bir pazar payı var!.. Bu ‘‘Tohum Birliği’’, AKP’nin ‘‘Üretici Birliği’’ numarasının bir benzeri... Yandaşlarını koruma, kollama ve doyurma... ??? Üreticiler TBMM’de görüşülecek olan ‘‘Tohumculuk Yasa Tasarısı’’nın geri çekilmesini istiyor... Tarım kesimini çokuluslu şirketlerle, onların yerli taşeronlarının egemenliğine teslim etme amacı taşıyan ‘‘Tohumculuk Yasa Tasarısı’’ birilerini zengin etmek için değil midir? AKP iktidarı, Türkiye’yi ‘‘sıkmabaş’’, ‘‘Kuran kursları’’, ‘‘imam hatipler’’le bilerek geriyor, bu işleri sessiz sedasız gerçekleştirmek için... Dazkırı’da, Dinar’da, Burdur’da, Çardak’ta üreticilerle konuşurken aynı sorun gündeme geliyor: ‘‘Bu tasarı, Türkiye’nin tohum gücünü tümüyle kırarak, alanı çokuluslu şirketlere açmaktır. ‘Devlet sucukçuluk mu yapacak’ diyerek Et ve Balık Kurumu’nu tasfiye eden zihniyet, bunun sonunda hayvancılık sektörünü çökertti. AKP iktidarı ise şimdi ‘devlet tohumculuk mu yapar?’ diyor.’’ Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, tohum üreticiliğinin tarım kesimi için stratejik bir öneme sahip olduğunu vurgulayıp, bir saptama yapıyor: ‘‘Tarım kesimi çokuluslu şirketlere teslim edilince, bağımsız bir tarım politikası izlenemez.’’ Türkiye’nin tohum üretme gücünü çokuluslu şirketlere kırdırmak isteyen AKP düşüncesinin gerçek kimliği açık açık ortaya çıkmıştır... Eğer yasa çıkarsa üretici perişan olacaktır... Üzüm Üreticileri Sendikası Genel Başkanı Adnan Çobanoğlu, ‘‘Konuyu bazı üreticiler biliyor, bazıları ise bilmiyor’’ deyip ekliyor: ‘‘AKP tarım kesimini bir kenara itmiş. Eğer bu yasa yürürlüğe girerse, iki yıl sonra kendi tohumuyla ürettikleri ürünler nedeniyle üreticiye, pazarlarda korsan kitap, korsan kaset satanlar gibi davranılacaktır.’’ ??? Denizli, Burdur, Muğla ve İzmir Çeşme... Anason üretimi ‘‘ölü noktası’’na geldi bu yörelerde... Rakı üreticileri, bu nedenle gözlerini Güney Afrika ve Uzakdoğu ülkelerine çevirdi. Bazı kuruluşlar anosunu, yerli üreticisinden almıyor... Neden, niçin? Rakı ‘‘haram’’ olduğu için mi? AKP iktidarı anason üreticisine gözdağı verdiği için mi? Türkiye’de anason üreticisi perişan, fiyatlar ‘‘ithalat’’ yüzünden yüzde 50 düştü... Anason üreticileri ürünlerinin kilogramını 1.70 YTL’den bile satamıyor... Anason kırsal alanda ve yaylalarda gelişir... Burdur Gölü kıyısındayım... Havada yağmur sıkıntısı var... Türkiye 50 yıldır anason ithal etmiyordu. 1970’li yıllarda hava koşulları nedeniyle anason darlığı çekilmişti... Üreticiler diyor ki: ‘‘Pamukçuluk, tütüncülük öldü, şimdi sıra anasonda...’’ Bir Türkiye düşünün ki, yılda 25 bin ton kaçak sigara giriyor, gümrük kapıları kevgire dönmüş, Bakan Bey koltuğunda oturuyor... Devlet salt sigaradan 2.5 milyar dolar vergi kaybına uğruyor. Tütüncülük, pamukçuluk, anasonculuk ölmüş kimin umrunda!.. ? 2020’li yıllarda Türkiye’yi yönetecek insanların bugün ulusal eğitimden geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı Sezer, gelecekteki başarının, eğitimin içeriğinin çağdaş olmasıyla mümkün olabileceğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 2020’li yıllarda Cumhuriyet bayrağını devralacak neslin bugün ulusal eğitim sürecinden geçtiğini belirterek ‘‘Bu eğitimin içeriğinin, çağdaşlığın gereklerini yansıtması asıl olmalıdır. Geleceğimizi, özgür düşünmeyi öğrenmiş, bilim ve aklı ön planda tutan kuşaklarla güvence altına alabiliriz’’ dedi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) tarafından düzenlenen ‘‘Stratejik Öngörü: 2023Cumhuriyetin 100. yılında Dünya ve Türkiye’’ konulu çalıştaya katıldı. Burada bir konuşma yapan Sezer, bu tür toplantıların, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) tarafından düzenlenen ‘‘Stratejik Öngörü: 2023Cumhuriyetin 100. Yılında Dünya ve Türkiye’’ konulu çalıştaya katıldı. (Fotoğraf:AA) 2023 vizyonuna ilişkin önemli bir çerçeve oluşmasına yardımcı olacağını vurgularken ‘‘Toplumun her bireyinin, kendisinin ve içinde yaşadığı ülkenin bugününde ve geleceğinde söz sahibi olduğundan hareketle, sivil inisiyatifin karar ve strateji oluşumuna katılmalarının giderek artan bir oranda sağlanması sağlıklı bir gelişmedir. Bu biçimde, yurttaşların düşüncelerinin devlet tarafından daha çok dikkate alınmasının yolu açılacak ve bireylerin ülke sorunları konusunda çözüm arayışı çabalarına ortak edilmesi olanağı yaratılacak tır’’ değerlendirmesini yaptı. Sezer, Türkiye’nin uluslararası barış ve istikrar konusunda çok dikkatli davranması gerektiğine de dikkat çekti. Bu konudaki en özlü yaklaşımın Atatürk tarafından gerçekleştirildiğini ifade eden Sezer, ‘‘İçeride ve dışarıda barışçıl, gerçekçi ve saydam bir siyasa, kuşkusuz ülkemiz için bir seçenek değil, bir zorunluluktur. Bu nitelikleri taşıyan bir siyasanın temel olarak etkin bilimsel çalışmalar, stratejik öngörü ve girişim yeteneği gerektirdiği bir gerçektir’’ diye konuştu. Cumhuriyetin özgür lükçü ve aydınlanmacı hedef ve niteliklerinin 2023 yılı için Türkiye’nin önünde aydınlatıcı işlev göreceğini ifade eden Sezer şunları kaydetti: ‘‘Stratejik öngörü, devletlerin ulusu ve ülkesiyle, kendi olanak ve kaynaklarını, dışsal ve nesnel koşullara karşı ölçme, planlama ve kullanma yeteneği gerektirir. Ulusal ve doğal kaynaklarımızdan, teknolojik olanaklarımızdan en etkin biçimde yararlanabilmek ise ulusal birlik ve egemenliğin bir arada korunmasıyla gerçekleşebilir. Bu nedenle Cumhuriyetimiz, ulusun birliği ve ege A NTALYA ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART menliği ilkesi üzerine kurulmuştur. Atatürk, ulusçuluk düşüncesini ve Türk ulusunun niteliklerini, ortak yarar temelinde her yurttaşa eşit hak ve özgürlük verilmesini öngören biçimde tanımlamıştır. Bu dışsal ve nesnel koşullar nasıl değişirse değişsin, ulusun birliği ve egemenliği, ülkemizin geleceğini öncelikle belirleyen temel ilkeler arasında yer alacaktır.’’ Sezer, küreselleşme konusuna da dikkat çekerken ‘‘Bu kapsamda, ülkemize ilişkin stratejik öngörü çalışmalarında, küreselleşmenin ulusal yararımıza ve Cumhuriyet hedeflerimize uygunluğunu, öncelikli ve belirleyici ölçüt olarak almamız gerekmektedir’’ dedi. 2023 yılında Cumhuriyet bayrağını devralacak neslin bugün ulusal eğitim sürecinden geçtiğini anlatan Sezer, ‘‘Bu eğitimin içeriğinin, çağdaşlığın gereklerini yansıtması asıl olmalıdır. Geleceğimizi, özgür düşünebilmeyi öğrenmiş, bilim ve aklı ön planda tutan kuşaklarla güvence altına alabiliriz’’ değerlendirmesini yaptı. Sezer, bölgeler arasındaki kalkınmışlık farklarının da en aza indirgenmesinin zorunlu olduğunu söyledi. Karayalçın: 301. madde değişmeli ? ANKARA (ANKA) SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Finlandiya Parlamento Başkanı Lipponen ve eski Yunanistan Dışişleri Bakanı, PASOK Genel Başkanı Papandreou ile SHP Genel Merkezi’nde görüştü. Karayalçın, görüşme sırasında yaptığı açıklamada, CHP ve DSP’nin karşı çıktığı üç sosyal demokrat partinin ittifakının gerekli olduğunu belirterek ittifak için olanak bulunduğunu ifade etti. Karayalçın, SHP olarak son günlerin tartışma konusu TCK’nin 301. maddesinin değiştirilmesini öngördüklerini kaydetti. Karayalçın, maddeye eleştiri tanımı getirilebileceğini belirtti. AKP’li üyenin laiklik korkusu GÜRSU KUNT Fransız parlamentosu “Ermeni soykırımının inkârını suç sayan teklif”i yasalaştırmaya hazırlanıyor. Uluslararası istikrara katkı Sezer, Türkiye’nin Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkaslar’da istikrara katkı sağlayacak oluşumlarda bulunması gerektiğini de söyledi. Uluslararası istikrar ve güvenlik için ise Silahlı Kuvvetler’in uluslararası platformda caydırıcı olmasının zorunlu olduğunu dile getiren Sezer, bu kapsamda Türkiye’nin güvenlik bekleyen değil, güvenlik üreten bir ülke olması gerektiğini vurguladı. Toplantıda konuşan Terörle Mücadele Koordinatörü ve ASAM Yönetim Kurulu Başkanı Edip Başer, Türkiye’nin 2020’li yıllar için ortak akla önem vermesi gerektiğini belirtirken, ‘‘Ortak aklı en etkin kullanan yönetimler, en sağlıklı öngörü yeteneğine sahip olur’’ dedi. ASAM Başkanı Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu konuşmasında, Türkiye’nin bağlı olduğu demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı değerlerinin aslında çağdaş uygarlığın ana değerlerini oluşturduğuna dikkati çekerken, ‘‘Ancak her fırsatta işaret ettiğiniz üzere bütün bu değerlerin ve geniş anlamda uygarlığın temel taşı laikliktir. Mustafa Kemal Atatürk’e göre ülkeler çok, uygarlık tektir’’ diye konuştu. ‘Cezayir soykırımı’ anıtı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Fransa Parlamentosu’nda görüşülecek olan sözde Ermeni soykırımının inkârını suç sayan teklifin kabul edilmesi halinde, Büyükşehir Belediyesi’nin Fransa’nın Cezayir soykırımını kınayan bir anıtı Paris Caddesi’ne koyabileceğini belirtti. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, 170. Belediye Meclisi toplantısında, Meclis üyeleri, Paris Caddesi’nde Fransa’nın Cezayir’deki soykırımını anlatan bir anıt yapılması için önerge verdi. Suroğlu İHD’ye başvurdu ? TUNCELİ (AA) AKP Tunceli İl Başkanı Veli Suroğlu, terör örgütü PKK tarafından kaçırılan oğlunun kurtarılması için İnsan Hakları Derneği (İHD) Tunceli temsilciliğine başvurdu. İHD Tunceli Şubesi Başkanı Avukat Barış Yıldırım, her ne sebeple olursa olsun insanların insancıl hukuka aykırı olarak özgürlüklerinden mahrum bırakılmasının, iradeleri dışında alıkonulmasının hiçbir koşulda meşru ve mazur görülemeyeceğini belirtti. ANTALYA Antalya İl Genel Meclisi’nce hazırlanan iç tüzük taslağına ‘‘Demokratik ve laik Cumhuriyete, Atatürk ilke ve inkılaplarına namus ve şerefim üzerine ant içerim’’ diye yemin maddesi de eklendi. Ancak AKP Grup Başkanı Ali Yalçınkaya, ‘‘Ben zaten Müslümanım, yemin etmem’’ diye karşı çıktı. AKP Grup Başkanı Ali Yalçınkaya, önce ‘‘Herkesin namus kavramı farklı’’ diyerek metni eleştirdi. Yalçınkaya’nın bu itirazı ‘‘Milletvekilleri, memurlar, doktorlar, eczacılar da yemin ediyor. Hepsinin namusu farklı mı’’ tepkilerine neden oldu. Yemin etmemekte kararlı olan Yalçınkaya bu kez de ‘‘Ben zaten Müslümanım ve yemin etmeye gerek duymuyorum’’ dedi. Konu, Ali Yalçınkaya’yla birlikte, Niyazi Çetin, Ayşe Güniz Yılman ve Mine Kaya’nın önergeleriyle ‘‘Meclis iç tüzüğünün daha iyi anlaşılması’’ talebiyle ertelendi. İl Genel Meclisi CHP Grup Başkanı İsmet Uysal da, 81 kent arasında ilk kez Antalya’da iç tüzüğün uygulamaya geçeceğini anımsatarak ‘‘Ancak AKP’liler yemin bölümüne takıldı. Önce iç tüzükte yer alan kılık kıyafet bölümüne itiraz ettiler, ardından da yemin metnine. Sonunda oy oranları fazla olduğu için önerge verip, daha sonra görüşülmesini sağladılar. Laiklik ve Atatürk ilkeleri için yemin etmek onlara ağır geliyor olabilir. Bu yüzden de takiye yapıyorlar’’ diye konuştu. TBMM’yi örnek alarak iç tüzük hazırladıklarını belirten Uysal, ‘‘Şimdi bu olayla kafalarının arkasındakini bir kez daha gördük. Madem Müslümanım her şeyi doğru yaparım diyorsun, o zaman seçimlere de gerek yok’’ dedi. [email protected] AnkaraBolu iktidar hattı Sekreteri Bolu Belediye Başkan Yardımcısı olan AKP’li Mehmet Güner’in eşi de ilin TBMM ile anlaşmalı tek eczanesinin sahibi RUJHAT AVŞAR BOLU Sekreterini Bolu Belediye Başkan Yardımcılığı görevine getirmesiyle gündeme gelen AKP Bolu Milletvekili Mehmet Güner’in eşinin eczanesinin de TBMM anlaşmalı olduğu belirlendi. 90 eczane arasından sadece Güner’e ait olanla anlaşma yapılması dik kat çekti. Mehmet Güner’in sekreteri Yurdanur Aybar, geçen hafta Bolu Belediyesi’ne dördüncü belediye başkan yardımcısı olarak atandı. Bolu Belediye Başkanı AKP’li Alaaddin Yılmaz, Aybar’ın Ankara’da çalışmaya devam edeceğini belirterek ‘‘Bürokrasiyi bilen bir başkan yardımcımız oldu, rahatladık. Yur danur Aybar, Bolu Belediyesi’nin Ankara’daki işlerinden sorumlu olacak’’ diye konuştu. Sekreterini Bolu Belediye Başkan Yardımcısı yapmasıyla gündeme gelen AKP Bolu Milletvekili Mehmet Güner’in eşi Habibe Güner’in işlettiği eczanenin kentteki TBMM’yle anlaşmalı tek eczane olduğu belirlendi. Kentte 90 eczane arasından sadece Gölyüzü Eczanesi’yle anlaşma yapılması dikkat çekerken Habibe Güner, ‘‘Eşim Mehmet Güner, çocuklarımız ile AKP Bolu Milletvekili Metin Yılmaz’ın eşi ve çocuklarına hizmet veriyoruz. Zaman zaman da eski Refah Partisi Bolu Milletvekili Mustafa Yünlüoğlu’na hizmet veriyoruz’’ diye konuştu. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 BAŞBAKAN ERDOĞAN’DAN SARKOZY’E DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ YANITI ‘Fransa önce kendine baksın’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘‘Ermeni tasarısı’’nın reddi için “Komisyona, isteyen istediği ile katılsın. Tarihçi şartı koşmayın. TCY’nin 301’inci maddesini kaldırın. Ermenistan ile Türkiye arasındaki sınırın açılmasını sağlayın” koşullarını öne süren Fransa İçişleri Bakanı Nicol Sarkozy’ye ‘‘düşünce özgürlüğü konusunda Fransa’nın Türkiye’ye söz söyleyecek durumda olmadığı, önce kendisine bakması gerektiği’’ mesajını verdi. Erdoğan, Sarkozy’nin önerilerine ‘‘Açık, şeffaf taraf biziz. İyi niyetli yaklaşımlara gerekli karşılığı alamadık’’ yanıtını verdi. 301. maddenin konuyla ilgisi olmadığını söyleyen Erdoğan, sınır kapısı konusunda ise ‘‘Önce bizim iyi niyetli yaklaşımlarımıza Ermenistan’ın gerekli karşılığı vermesi gerekir’’ dedi. Konu, dün toplanan Bakanlar Kurulu’nda da ele alındı. Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken yasa tasarısının yanlışlığını Fransa’ya her düzeyde anlattıklarını kaydederek ‘‘Fransa böyle bir yalanın arkasında durmamalıdır. Türkiye’den fikir özgürlüğünün genişletilmesi için talepte bulunulurken, birliğin en büyük ülkelerinden Fransa’da böyle bir tasarının ortaya konması karşısında bizim beklentimiz AB bir değerler birliği ise bu değerlerle temelden çelişen bir tasarıya karşı koyulmalıdır’’ diye konuştu. CUMHURİYET 05 K