19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM 2006 SALI 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Tiyatroyla zenginleşen bir yaşam noktalandı Agop Ayvaz aramızdan ayrıldı ıllarını tiyatroya, Türk tiyatrosuna vermiş olan Agop Ayvaz, geçen hafta 95 yaşında öldü ve onunla birlikte tiyatro tarihimizden bir yaprak daha, belki de yeterince okunmadan, özenle korunmadan uçup gitti. Acaba ben mi yanılıyorum? Sanmam... 8 Ekim tarihli ‘Cumhuriyet’te çıkan yazısında Hadi Çaman’ın sorduğu soruyu ben de sormadan edemiyorum. Bir tiyatro emekçisi olan Agop Ayvaz Bey’in arşivini ve 50 yıl hiç aralıksız yayımladığı Ermenice tiyatro dergisi “Kulis”i hangi kurum, hangi ödenekli tiyatro ya da hangi tiyatro müzesi sahiplenecek? Umalım ki ilgili kurum ve kuruluşlar bir an önce bu yolda gerekli girişimlerde bulunurlar. Çünkü, kendisinin de her fırsatta belirttiği gibi; “Kulis, Türk Tiyatrosu arşivi için önemli bir belgedir.” Agop Bey’in çocukluk yılları Direklerarası’nda geçmiş. O günleri onun ağzından dinlemek ayrı bir tattı kuşkusuz... “Ramazan aylarında Şehzadebaşı’nda dolaşmak saatler sürerdi. İki taraflı tiyatroların önü hıncahınç dolu olur, halk içeriye kampanayla çağrılırdı. Bir yanda Naşit Bey’in Tiyatrosu, karşısında Kel Hasan’ın Tiyatrosu...Tarihi bir tiyatro semti yok edildi gitti. Düşün, orada kimler oynamamış ki; Mınakyan, Kınar Hanım, Naşit Bey, Dümbüllü İsmail... Şimdi ise onlardan bir iz dahi bulamamak ne acı, ne kadirbilmezlik.” Gerçekten de öyle. Bugün, oralarda, bir hanın içinde, bir berber dükkânının duvarında gelişigüzel asılı eski bir resimden başka tek bir ize rastlamak mümkün değil... Aynı şey Beyoğlu için de geçerli değil mi? Mesela, ben şimdi merakla bekliyorum eski Lüksemburg, bizim yetişti Y ? Agop Ayvaz Bey, 50 yıl kesintisiz olarak çıkarttığı aylık tiyatro dergisi ‘Kulis’in sahibi olmanın ötesinde, yaşamını tiyatroya adamış bir gözlemci, değerli bir arşivci olarak tiyatro tarihimizde yerini alacaktır. rul’dan öğrendim” derken, Muhsin Bey’e olan inancının altını özellikle çizer: “ Onunla çok yakın bir dostluğum oldu. Nasıl imkânsızlıklar içinde çalıştığını izledim. Darülbedayii yaşadım.... Sadece benim için değil, Türk tiyatrosu için çok sevgili, çok değerli olan Muhsin Ertuğrul’un mezarının nerede olduğunu eminim ki genç tiyatrocuların çoğu bilmez. Ben, sadece anma günlerinde değil, kendimde güç buldukça giderim onun ziyaretine.” “Kulis”i 1946 yılında çıkartmaya başlar Agop Ayvaz. 1996 yılında, 50 yıllık bir mücadelenin ardından, ne yazık ki kapatmak zorunda kalır dergiyi. “50 yılı nasıl mı tamamladım?” der. “Ömrümün daha çok kısmını ona vererek...” Dergiyi kapattığında 85 yaşındadır. “ Öldüğüm zaman belgelerim müzeye bırakılsın isterim” der. “Ama, oraya konulan her şeyin değeri çok iyi bilinmeli. Çok iyi korunmalı. İyi işleyen bir tiyatro müzemizin olması kaçınılmaz. Evet, bir Tiyatro Müzesi var ama, yeterli mi bilemiyorum. Bu müzenin her yönüyle zenginleştirilmesi, takviye edilmesi gerek. Yunanistan’da ve Ermenistan’da tiyatro müzelerini gezdim. ‘Leblebici Horhor’un ilk Yunanca temsilinden aksesuvarlar bile korunmuş. Ermenistan’da ise buradaki ünlü Ermeni tiyatrocuların resimleri asılı duvarlarda. Hangi tarihlerde hangi oyunlarda oynamışlar belirlenmiş. Biz bu iş için maalesef bir hayli geciktik... Muhsin Hoca Tepebaşı’ndaki Tiyatroyu müze yapacaktı ama yaktılar o güzelim binayı. Yapıcı değil, yıkıcıyız.” Mehmet Esen, Seren için oynayacak ? Kültür Servisi Tiyatrocu Mehmet Esen, bugüne dek 1500 kere sunduğu meddah gösterisini bugün saat 21.00’de Oyuncular Tiyatro Kahve’de lösemi hastası 11 yaşındaki Seren için oynayacak. Doğaçlamaya dayalı bu gösterisi için şunları söylüyor Esen: “Oyun güncel olan ne varsa onu konu alabiliyor. Bir oyuncu olarak, ustalarım Erkan Yücel’den, Münir Özkul’dan öğrendiklerim doğrultusunda gerçekleştiriyorum bu gösteriyi. “Esen’in bu gösterisi, aynı yerde haftnın belli günleri izlenebilir. (0 212 245 13 14) TİYATRO MÜZESİ SİLİNEN İZLER Ataköy’de Tezhip Sergisi ğimiz Saray Sineması’nın yerine yükselecek olan binayı... En azından bir iz, bir işaret taşıyacak mı acaba geçmişten? Agop Ayvaz, tiyatrosuz yaşayamayacağını Direklerarası’na gidegele anlar ve 19 – 20 yaşlarında 1 lira gündelikle Şark Tiyatrosu’na girer. İki yıl hep ‘uşak’ ve ‘polis’ rollerine çıkar. Sonra bir akşam, “Kara Değirmen Cinaye ti” oynanırken şans Agop Bey’in yüzüne güler, çünkü ‘âşık’ rolündeki aktör gelmez ve apar topar onu çıkartırlar sahneye. Elde ettiği başarı sayesinde uzun süre ‘âşık’ rollerinin değişmez kahramanı olur. Naşit Bey, Sait Köknar, Agopyan Efendi, Çobanyan Efendi, Kınar Hanım heyetlerinde oynar. “Tiyatroyu ben bu saydığım kişilerden ve öncelikle Muhsin Ertuğ Attilâ İlhan anılıyor Anma töreninde gençler, sanat ve edebiyat dünyasının önemli isimleri ve yazarın yakınları birer konuşma yapacak Kültür Servisi Düşünür, yazar, şair, Türk edebiyatının usta kalemi Attilâ İlhan, ölümünün birinci yılında mezarı başında anılıyor. Bugün saat 12.00’de Aşiyan Mezarlığı’nda yapılacak anma töreninde gençler, sanat ve edebiyat dünyasının önemli isimleri ve Attilâ İlhan’ın yakınları birer konuşma yapacaklar. 15 Haziran 1925’te İzmir’in Menemen ilçesinde doğan Attilâ İlhan, lise son sınıftayken CHP Şiir Armağanı’nda “Cebbaroğlu Mehemmed’’ şiiriyle ikincilik ödülünü, pek çok ünlü şairi geride bırakarak aldı. Daha sonra kaydolduğu İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeyken “Yığın ve Gün’’ gibi dergilerde şiirleri çıkmaya başladı. 1948’de ilk şiir kitabı “Duvar’’ı kendi olanaklarıyla yayımladı. 1949’da üniversite ikinci sınıftayken “Nâzım Hikmet’i kurtarma hareketine’’ katılmak üzere gittiği Paris’e, 1951’de “Gerçek’’ gazetesindeki bir yazısından dolayı kovuşturmaya uğrayınca, yeniden gitti. Türkiye’ye döndükten sonra hukuk fakültesine devam etti, ancak son sınıfta gazeteciliğe başlayınca, öğrenimini yarıda bıraktı. 1953’te Vatan gazetesinde sinema eleştirileri yazmaya başladı. Sekiz yıl İzmir’de kaldığı dönemde Demokrat İzmir gazetesinin başyazarlığını ve genel yayın yönetmenliğini yürüttü. 1973’te Bilgi Yayınevi’nin danışmanlığını üstlenerek Ankara’ya taşındı. 1981 yılına kadar Ankara’da yaşadı, ‘’Fena Halde Leman’’ adlı romanını tamamladıktan sonra İstanbul’a yerleşti. Gazeteciliğe Milliyet ve Gelişim Yayınları ile devam etti, Güneş ve Meydan gazetelerinde yazdı, 1996 yılında gazetemizde yazmaya başladı. Yazarlığının yanı sıra yıllarca TRT 2’de, son olarak da Kanaltürk’te haftada bir gün “Attilâ İlhan’la Sohbet’’ programında izleyicileriyle buluşmaktaydı. APITLARI... Yapıtlarından bazıları şöyle: Şiir: Duvar, Sisler Bulvarı, Yağmur Kaçağı, Ben Sana Mecburum, Bela Çiçeği, Yasak Sevişmek, Böyle Bir Sevmek, Elde Var Hüzün, Ayrılık Sevdaya Dahil, Kimi Sevsem Sensin. Romanöykü: Sokaktaki Adam, Aynanın İçindekiler, Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Yaraya Tuz Basmak, O Karanlıkta Biz, Fena Halde Leman, Allahın Süngüleri, Yengecin Kıskacı. Denemeanı: Hangi Sol, Hangi Batı, Hangi Seks, Hangi Sağ, Hangi Atatürk, Hangi Edebiyat, Hangi Laiklik, Hangi Küreselleşme. Attilâ İlhan’ın Defteri: Gerçekçilik Savaşı, İkinci Yeni, Faşizmin Ayak Sesleri, Sosyalizm Asıl Şimdi, Aydınlar Savaşı, Kadınlar Savaşı. Klasik müzik konserleri beşinci yılına giriyor ? Kültür ServisiAtaköy Marina’nın içinde yer alan Crowne Plaza, ramazan ve bayram süresince “Tezhip Sergisi ” başlıklı karma sergiye ev sahipliği yapıyor.Altın ve boya kullanılarak kitap süsleme sanatı olarak tanımlanan Türk tezhip sanatında, sadece kitaplarda değil, hat levhalarında, fermanlarda, hatta ahşap ve deri üzerine, geleneksel Türk motifleri uygulanıyor. Sergi, Sabriye Şeker ve Şeker Sanat Evi öğrencilerinin tezhip uygulamasıyla geleneksel motiflere bağlı kalarak yaptıkları resimlerinden oluşuyor. Sabriye Şeker, Hong Kong, Malta, Londra ve New York’ta ülkemiz adına sergilere katıldı. Ayrıca, birçok kişisel ve karma serginin yanı sıra, Turgay Tuna ile birlikte, “Hebdomon’dan Bakırköy’e” ve “Ayastefenos’tan Yeşilköy’e” adlı iki özel sergi gerçekleştirdi. Sergi, 27 Ekim’e kadar Crowne Plaza İstanbul Sedef Fuaye’de görülebilir. ? Kültür Servisi Bu yıl Filmekimi’nde müzikseverleri de çekecek en önemli filmlerden biri ünlü Kanadalı müzisyen Leonard Cohen hakkındaki ‘Leonard Cohen I’m Your Man’ belgeseli. Belgeselin en çarpıcı yanı ise, U2’dan Nick Cave’e, Jarvis Cocker’dan Beth Orton’a, Rufus Wainwraight’tan Antony’ye birçok ünlü sanatçının Cohen parçalarını yorumladıkları konser görüntüleri. Bu belgeselin gösterimiyle birlikte Filmekimi kapsamında ‘Cohen ve ben’ Leonard Cohen Yorumları başlıklı çok özel bir konser de veriliyor. Konserde Türk rock ve alternatif müzik sahnesinden özgün adlar, Cohen’in sevilen şarkılarını veya onunla bağlantılı yapıtları yorumlayacak. 17 Ekim Salı 22.00’de Balans Music & Performance Hall’de gerçekleşecek konserde Teoman, Göksel, Hayko Cepkin, Nem ve Portecho gibi sanatçılar kendi Cohen yorumlarını seslendirecek. (www.iksv.org/filmekimi) Mozart hâlâ Boğaziçi’nde Kültür Servisi Boğaziçi Üniversitesi’nin Çarşamba akşamları düzenlediği Klasik Müzik Konserleri beşinci yılına giriyor. Son iki yıldır, ana sponsor Akbank ve ulaşım sponsoru THY sayesinde gerçekleşen konser dizisinin bu yılki teması, ‘Mozart Hâlâ Boğaziçi’nde!’ olarak belirlendi. Boğaziçi Üniversitesi’nin müzik tarihi hocası ve Müzik Koordinatörü Evin İlyasoğlu’nun hazırladığı konser dizisi, Betin Güneş yönetimindeki Turkish Chamber Orchestra’nın 11 Ekim akşamı saat 19.30’da vereceği ‘Mozart İstanbul’da’ başlıklı konseriyle başlayacak. Albert Long Konser Salonu, 18 Ekim’de de TerciKorad İkilisi ve Yunan gitarcı Fotis Koutsothodoros’u ağırlayacak. SKİ ZAMAN DANSLARI Kasım ayı konserleri, Brüksel’den gelen La Cetra d’Orfeo (Orfeo’nun Liri) adlı toplulukla başlıyor. 1 Kasım günü saat 19.30’da gerçekleşecek olan konserde topluluk özgün sazları, şarkıları, giysileri ve Lieven Bert ekibinin eski zaman danslarıyla 16. 18. yüzyıllardan tablolar çizerek ‘Bir Aşk Yolculuğu’ başlıklı rengârenk bir gösteri sunacaklar. Dünyaca tanınmış piyano sanatçımız İdil Biret, 8 Kasım’da vereceği konserde romantik çağın derinliklerine inerek Schumann ve Chopin’in yapıtlarını seslendirecek. Çağımızın en ünlü şancılarından, İngiliz soprano Emma Kirkby, duru sesi ve yaratıcı yorumuyla Shakespeare zamanı şarkılarını söyleyecek. Kirby’e London Baroque gibi Avrupa’nın önde gelen ‘eski müzik’ hott Daniel MüllerSc Leonard Cohen Yorumları topluluğunun eşlik edeceği ‘Shakespeare in Love’ adlı konser 15 Kasım akşamı yapılacak. 22 Kasımda verilecek konser ise Mozart’ın müziğiyle mektuplarını birleştirecek. Avusturya’nın parlayan piyanisti Gottlieb Wallisch, Hugo Wolf dörtlüsüyle birlikte Mozart’ın piyano konçertolarını yorumlarken, bas Zafer Erdaş, bestecinin bu süreçte yazdığı mektupları okuyacak. 29 Kasım günü ise soprano Birgül Su Ariç ve Ege Yaylı Çalgılar Beşlisi Mozart’ın en güzel konser ve opera aryalarını sunacaklar. Ç USTADAN ROMANTİK TRİOLAR’ Alman çellist Daniel MüllerSchott, Litvanya asıllı piyanist Robert Kulek ile 6 Aralık akşamı müzikseverlere ‘Beethoven’den Şostakoviç’e’ bir yolculuk yaptıracak. Uludağ Üniversitesi Konservatuvar Orkestrası, Prof. Koral Çalgan yönetiminde ünlü Türk kemancısı Cihat Aşkın ve onun keşfettiği onbeş yaşındaki Emre Ergin’e 13 Aralık akşamı bir barok programda eşlik edecek. Çellonun bir başka ünlüsü Adrian Brendel, Ayla Erduran (keman) ve Ayşegül Sarıca (piyano) ile bir trio oluşturup Beethoven, Brahms ve Rachmaninof’un romantizminde, ‘Üç Ustadan romantik Triolar’ başlığıyla 20 Aralık’ta bir program sunacak. 27 Aralık akşamı yapılacak olan dönemin son konserinde ise bas Burak Bilgili, Kolombiyalı soprano Eglise Guiterrez, İspanyol mezzo soprano Nancy Herrera ve Meksikalı bariton Luis Ledesma’ya piyanist Danielle Orlando eşlik edecek. Konserler, çarşamba akşamları saat 19.30’da Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampus’taki Albert Long Konser Salonu’nda gerçekleştiriliyor. (0 212 359 6793 / 359 67 55) Emma Kirkby ‘Ü E Y ’’Çeyrek’’ Karma Resim Sergisi ? Kültür Servisi İstasyon Sanat Akademisi üyesi 26 sanatçının yapıtlarından oluşan ‘’Çeyrek’’ adlı resim sergisi, Ayasofya Müzesi’nde açıldı. Sergide, aralarında AA İstanbul Bölge Müdürlüğü eski muhabiri Nurcan Doğmuş, Şehnaz Atalay, Nurten Balcı, Berna İkbal, Müjde Kılıçkıran, Betül Kiper, Berta Penso, Necla Umur ve Nihal Ügüdür’ün de bulunduğu 26 sanatçının toplam 70 tablosu yer alıyor. Sergi, 18 Ekim Çarşamba gününe kadar açık kalacak. Akademimiz Şeref Üyesi Ord. Prof. Dr. SEDAT ALP’in vefatını büyük bir üzüntü ile öğrendik. Ailesine, yakınlarına ve bilim camiasına başsağlığı dileriz. TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ YTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü’nden 20062007 öğretim yılında almış olduğum 06022013 seri No’lu kimlik kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. NAİME SEZGİ TEKNE CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle