13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 OCAK 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 15 yeni üniversite açmaya hazırlanan hükümetin gerekli kaynağı nasıl yaratacağı belirsiz 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA AKP’nin sandık yatırımı FIRAT KOZOK Nasılsınız İyi misiniz? Herkes birbirine soruyor: ‘‘2005 yılı nasıl geçti?’’ İşadamları yanıt veriyor: ‘‘Çok iyi, çok iyi geçti. Vergi oranları beklediğimizin üzerinde oluştu. Eh, uygulamanın geriye dönük yapılması, kaymaklı ekmek kadayıfı gibiydi. Üstelik kaymak iki kattı. Kârımıza kâr kattık. Yaşasın AKP iktidarı’’ Peki işçi, üretici, memur, emekli, dul ve yetim ne diyor: ‘‘Paramız pul oldu. Kredi borcumuzu ödeyemez hale geldik. 700 milyon emekli maaşıyla, 750 milyon öğretmen maaşıyla geçinmemiz olanaksız. Yirmi yıllık işçiyim, maaşım asgari ücretten. Durumlar çok kötü.’’ İşsizlik giderek büyüdü 2005 yılında. Yoksulluk ise dalga dalga yayıldı. Üretici perişan!.. İşsiz gençler yılbaşı akşamı Taksim Meydanı’nda direğe tırmanıyorlardı, televizyonlarda izlemişsinizdir... Ankara’da ise direk bulamadılar ama bir direğin üzerindeki saati aşağıya devirdiler... Bir genç ise kutlamalara dönerci bıçağıyla gelmişti... Samsun’da da dayı, yeni yıl şerefine tetiği çekti, 6 yaşındaki yeğenini ‘‘kazaen’’ öldürdü... İzmir’de alkollü gençler caddede eğlenen gençlerin üzerine sürdüler otomobillerini... Bu olup bitenleri televizyonlardan izleyen köylüler görüntüler karşısında çok şaşırdılar... Avrupalılar da öyle!.. Dediler ki: ‘‘Türkler ne güzel eğleniyor böyle, ne çağdaş görüntüler bunlar!’’ ??? Köylülerin şaşkınlığının nedeni başkaydı... ‘‘Hani büyük kentlerde yaşayanların parası yoktu. Baksanıza.. binlerce insan meydanları doldurmuş. Parası olmayan meydanları doldurur mu hiç? Bizim paramız yok, evden çıkamıyoruz. Köy meydanı bomboş...’’ Ben bu yıl yeni yıla Manisa’da girmek isterdim... Şöyle Spil Dağı eteklerinde filan... Yanımda, Pamuklu Mensucat Fabrikası’nı devletten 3 milyon 751 bin dolara alan ve 4.5 ay sonra da sadece fabrika arazisinin bir bölümünü 13 milyon 750 bin dolara satan Manisa Ortak Girişim Grubu olmalıydı... Bu üstün başarının ya da uyanıklığın sırrını OGB Yönetim Kurulu Başkanı ve Belediye Başkanı Bülent Kar’dan öğrenmeliydim; ‘‘Manisalıların hakkı Manisa’da kalsın’’ formülüyle ‘‘Manisa Modeli’nin nasıl yaşama geçtiğini... TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın da aralarında bulunduğu milletvekilleri Pamuklu Mensucat’ın fabrikasını ve arazilerini ticaret odası ve esnaf odası olmak üzere 47 kişiye verilmesine destek olmuşlar. İyi yapmışlar!.. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı fabrikayı satarken, özel imar yetkisini kullanıp bir de kıyak yapmış hemşehrilerime!.. Helal olsun!.. Böylece kent merkezindeki 145 dönüm araziden 55 dönümü belediyeye kalmış... Fabrikayı alan grup ise elindeki 90 dönümün 55 dönümünü KİPA TESCO şirketine 13 milyon 750 bin dolara satmış... Eh, alan razı satan razı, ne denir... KİPA TESCO oraya alışveriş merkezi kuracak... Şimdi Manisa Ortak Girişim Grubu’nun elinde 35 dönüm daha arazi var... 4.5 ay önce 3 milyon 751 bin dolara fabrikayı ve araziyi al, 4.5 ay sonra da arazinin bir bölümünü sat ve para kazan... Güzel iş doğrusu... CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören, ‘‘Yağma Hasan’ın böreği’’ne benzeyen bu ‘‘kıyak özelleştirme’’nin peşinde, iz sürüyor. Yeni gelişmeler olursa bana haber verir... Ne de olsa hemşehriyiz!.. ??? Ben de Manisa Ortak Girişim Grubu’nun böylece yeni yılını kutlamış oldum. Nasılsınız, iyi misiniz? İyisiniz, iyisiniz!.. Yaşasın AKP iktidarı!.. Bal tutan parmağını yalar!.. Hep mesir macunu yalanacak değil ya!.. Nasıl geçti 2005? Taksim Meydanı’ndaki direğe tırmanan gençler, büyük kentleri kuşatan gasp, soygun ve hırsızlık... Yeni Bosna’da bir gecede üç ayrı işyerini birden soyuyorlar hırsızlar. Olay yerine polis geliyor ve işyeri sahiplerini suçluyor: ‘‘Kasada para saklanır mı yahu?’’ Peki kasa ne işe yarar?.. Terörden doğan zararlar ? ANKARA (AA) CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde, ‘‘Sizce terörle mücadele yerel bir olgu mudur, yoksa ulusal bir olgu mudur?’’ dedi. Kesimoğlu, önergesinde, ‘‘Eğer terör ulusal bir olguysa, terörle mücadele bağlamındaki Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da sekretarya görevi neden il özel idaresine verilmiştir’’ sorusunu yöneltti. ANKARA Son 3 yıldır üniversitelerin araştırma görevlisi almalarını Başbakanlık genelgeleriyle yasaklayan ve araştırma fonlarına el koyan AKP hükümeti, yeni açılacak 15 üniversiteye yaklaşık 175 milyon YTL ’lik kaynak aktaracak. Üniversiteler için 14 bin akademik personel ve 500 milyon YTL ’lik yıllık bütçe ayrılacak. Hükümetin bu kaynakları nasıl yaratacağı ise merak konusu. Hacettepe Üniversitesi öğretim görevlileri Mete Kaynar ve İsmet Parlak tarafından hazırlanan ‘‘Her İle Bir ÜniversiteTürkiye’de Yükseköğretim Sisteminin Çöküşü’’ adlı kitap, iktidarın 15 yeni üniversite açma ? Hacettepe Üniversitesi’ndeki iki öğretim görevlisi tarafından hazırlanan kitapta, iktidarın yeni üniversite açma girişiminin milyonlarca YTL ’lik masraf doğuracağı belirtildi. Kitapta, ‘‘Bu politikaların yükseköğretim sisteminde açtığı yaralar da tamamen görmezden gelinmiş’’ denildi. girişiminin maliyetini gözler önüne serdi. Türkiye’deki üniversitelerin kuruluş süreçlerini ve eğitim istatistiklerini ele alan kitapta, ortalama bir üniversite şu şekilde tanımlanıyor: ? Türkiye’de ortalama bir müstakil üniversite demek, bünyesinde ortalama 959 akademik personelin çalıştığı, yine ortalama 21 bin 400 öğrencinin okuduğu, 33 milyon 143 bin 296 YTL ’lik bütçeye sahip ve 11 milyon 564 bin 630 YTL ’lik yatırım gerçekleştiren bir kurum demektir. Geçmişte ve günümüzde bulundukları ilde üniversite açılması için çaba gösteren, göstermiş ve göstermeye hazırlananların gereksinim duyduğu, şey işte bu potansiyeldir. ? Üniversitede, 12.871 profesör, 7.352 doçent, 15.328 yardımcı doçent, yani toplam 35.551 öğretim üyesi görev yapmaktadır. ? Bu üniversitede, 14.802’si öğretim görevlisi olmak üzere toplam 60.354 öğretim yardımcısı (öğretim görevlisi, araştırma görevlisi, uzman, eğitimöğretim planlamacısı vb.) görev yapmaktadır. Ortalama Türk üniversitesinde görev yapan toplam akademik personel sayısı 95.906’dır. ? Bu üniversitede, 21 bin 399 lisans öğrencisi eğitimöğretim çalışmasını sürdürürken, 1006’sı yüksek lisans, 308’i ise doktora öğrencisi olmak üzere 1314 kişi lisansüstü eğitim almaktadır. ? 2002 yılı bütçesine göre, bu üniversite 28 milyon 648 bin 944 YTL ’si personel, 4 milyon 494 bin 352 bin YTL ’si diğer cari harcamalar olmak üzere toplam 33 milyon 143 bin 296 YTL ’lik bütçeye sahiptir. ? Bu üniversitede, 11 milyon 564 bin 630 YTL ’lik bir yatırım gerçekleştirilmiştir. ? Bu üniversitenin öz gelirleri, devlet yardımları ve Hazine transferleri toplamından oluşan toplam 46 milyon 221 bin 624 YTL ’lik bir bütçesi vardır. Kitaptaki verilere göre, yeni açılacak 15 üniversiteye yaklaşık 175 milyon YTL ’lik kaynak aktarılacak, üniversiteler için 14 bin akademik personel ve 500 milyon YTL ’lik yıllık bütçe ayrılacak. ? Hükümetlerin genel anlamda düşüncesi, kervan yolda düzülür misali, önce adı üniversite olan bir kurum açmak, sonra da zaman içerisinde buraya elden geldiği ve olanaklar elverdiği ölçüde üniversite niteliği kazandırmaktır. DÜZENLEMELERİ ELEŞTİRDİ ÇİZMEDEN YUKARI 2006 yılına silah sesleri ve tacizlerle girdik. MUSA KART Asgari ücrete iptal davası ? ANKARA (Cumhuriyet) Halkın Kurtuluşu Partisi, 2006 yılı için belirlenen asgari ücretin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’da dava açtı. ‘‘Asgari ücret arttırılsın, sefalet ücreti istemiyoruz, para babaları için değil, halk için bütçe’’ yazılı dövizler taşıyan bir grup partili dün Danıştay önünde toplandı. Burada bir açıklama yapan Genel Başkan Yardımcısı Metin Bayar, 2006 yılı için belirlenen asgari ücretin, ‘‘sefalet ücreti’’ olduğunu ve bu ücret ile işçi sınıfıyla adeta ‘‘alay edildiğini’’ söyledi. Orgeneral Özkök: Teröristler büyük olanak kazandı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, terörle mücadeleyle ilgili son yasal düzenlemelerin teröristlere büyük olanak kazandırdığını bildirdi. Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek düzenlemelerde değişiklik yapılabileceği mesajı verdi. Orgeneral Özkök, Türkiye Emekli Subaylar Derneği’nin yayın organı ‘‘Birlik’’ dergisine açıklamalarda bulunarak, terörle mücadele konusunda yapılan düzenlemeleri eleştirdi. Orgeneral Özkök, ‘‘Hiç olmazsa, Avrupa Birliği ülkelerindeki kanunlara yakın kanunlara sahip olalım’’ dedi. Mevcut düzenlemelerin teröristlere büyük olanaklar kazandırdığını belirten Genelkurmay Başkanı Özkök, ‘‘Türkiye, tedbirlerini yaşadığı ve içinde bulunduğu şartlara göre tespit etmek ve uygulamak zorundadır’’ dedi. Terörle Mücadele Yasası’nın bir an önce güncellenmesi gerektiğine işaret eden Orgeneral Özkök, yasaları uygulamada irade gösterilmesi gerektiğini de vurguladı. Orgeneral Özkök, ‘‘Uygulama iradesi gösterildiği takdirde, terör ve terörün destekçileriyle mücadele kolaylaşacaktır’’ görüşünü kaydetti. Bazı kesimlerin demokrasi söylemini kullanarak, bilerek veya bilmeyerek teröre destek verdiğini söyleyen Orgeneral Özkök, ‘‘Terorizm, demokrasinin baş düşmanıdır’’ dedi. ‘Gerekirse değişir’ Cemil Çiçek ise, Bakanlar Kurulu’nun ardından Özkök’ün eleştirilerinin anımsatılması üzerine, toplantıda bu konunun gündeme gelmediğini söyledi. Bu konuların esas itibarıyla MGK’de gündeme geldiğine dikkat çeken Çiçek, konuyla ilgili bir değişiklik yapılabileceği mesajını verdi. Çiçek, şunları kaydetti: ‘‘Terörle mücadele, süreklilik arz eden bir konudur. Onun için mevzuat düzenlemeleri gerektiğinde her zaman yapılabilir. Bu konuda yapılmış çalışmalar var. Bakanlık olarak bir taslak hazırlamıştık, ümit ediyorum önümüzdeki günlerde eğer, bu ihtiyaçlara göre tekrar güncelleştirmek gerekirse, bunları da yapabiliriz, bu konuda yeterli hazırlığımız var.’’ Öğrenciler adliyede ? BALIKESİR (AA) Balıkesir Üniversitesi Çağış Yerleşkesi’nde başlayan, Necatibey Eğitim Fakültesi ile kent merkezinde devam eden öğrenci olaylarının ardından gözaltına alınan 27’si öğrenci 31 kişi, adliyeye sevk edildi. Balıkesir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde üç gündür gözaltında tutulan 31 kişinin ‘‘ideolojik amaçlı darp’’ suçlamasıyla Balıkesir Adliyesi’ne gönderildiği belirtildi. [email protected] Erdoğan ile Baykal arasındaki söz düellosu siyaset üslubunu tartışmaya açtı ‘Üç noktalı’ yeni yıl polemiği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Deniz Baykal arasında son dönemde yaşanan ‘‘kimlik’’ tartışması, 2005’in son günlerinde ‘‘üç nokta’’ polemiğine dönüştü. TBMM Genel Kurulu’nda 14 Aralık’ta başlayan 2006 yılı Bütçe Yasası’nın ilk gün görüşmelerine, Baykal ve Başbakan arasındaki ‘‘kimlik’’ tartışması damgasını vurdu. 26 Aralık’ta yapılan bütçe üzerindeki son görüşmelerde Baykal bu kez Erdoğan’a, ‘‘yumuşak karnı’’ olan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın uygulamalarını eleştirerek vurdu. Unakıtan kaynaklı yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını gündeme getiren Baykal, Maliye Bakanı’nı istifaya çağırdı. Baykal’ın bu çıkışına Erdoğan’ın yanıtı hem sert hem de ‘‘üslup düzeyi’’ açısından tartışma yaratacak nitelikte oldu. Baykal’a ‘‘Yattınız kalktınız, bakanıma belden aşağı vurdunuz. Oğlundan başladınız, eşinden çıktınız, edep var, adap var ya!’’ diye çıkışan Erdoğan’ın, ‘‘İddiasını ispatlamayan... İşte oraya üç nokta koyuyorum’’ sözleri siyasette yeni bir polemiğin de başlangıcı oldu. Erdoğan’ın bu çıkışına bir süre sessiz kalan Baykal, 29 Aralık’ta, kamuoyunun hiç de alışık olmadığı bir üslupla yanıt verdi: ‘‘O üç nokta, Başbakan’ın yakasına rozet gibi yapışmıştır. Uygun görüyorsa onu yakasından alıp daha uygun yerine koyabilir. Ben yakasını uygun gördüm.’’ Baykal’a, AKP yöneticileri ‘‘özür dile’’ çağrısı yaparken Genel Başkan Yardımcısı Akif Gülle, Erdoğan’ın ‘‘üç nokta’’ ifadesini ‘‘müfteri’’ anlamında kullandığını ileri sürdü. Kınaytürk yaşamını yitirdi ? İstanbul Haber Servisi Gazeteci Hamit Kınaytürk, tedavi gördüğü Özel Çapa Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi Hamit Kınaytürk’ün cenazesi, 4 Ocak 2006 tarihinde Teşvikiye Camii’nde öğle vakti kılınacak namazın ardından Kozlu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. DTP’Lİ BELEDİYE BAŞKANLARININ MEKTUBU PROPAGANDA YAPMAKLA SUÇLANIYORLAR Düzeltme ve özür ? 1 OCAK 2006 tarihli gazetenin 10. sayfasında Enver Arpalı fotoğrafının yerine teknik bir hata sonucu 9 Eylül Üniversitesi Rektörü Emin Alıcı’nın fotoğrafı çıkmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Roj TV savunmasına inceleme başlatıldı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Demokratik Toplum Partisi (DTP) üyesi 56 belediye başkanının Roj TV’nin kapatılmaması talebiyle Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’e gönderdikleri mektupla ilgili inceleme başlattı. Aralarında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in de bulunduğu 56 DTP üyesi belediye başkanı, 27 Kasım’da Rasmussen’e gönderdikleri mektupta ‘‘Türkiye’de çoğunlukla Kürt nüfusun yaşadığı bölgelerdeki 56 DTP üyesi belediye başkanı olarak, Roj TV davasının uluslararası düzlemde Türk hükümeti tarafından ele alınış tarzını çerçeveleyen antidemokratik yaklaşımlar konusunda ciddi kaygılarımız var. Maalesef, Türkiye ve Avrupa medeniyeti arasında basın ve ifade özgürlükleri konularında halen esaslı farklar mevcut olduğunu görüyoruz’’ dediler. Roj TV’nin, yayınlarını Avrupa’dan sürdürmek zorunda kalmasından rahatsız olduklarını belirten belediye başkanları, mektupta şu ifadelere yer verdiler: ‘‘Dileğimiz odur ki bir gün Roj TV başka hiçbir yerden değil, bizzat İstanbul, Ankara ya da Diyarbakır’dan yayın yapabilecek, Türk hükümetinin de desteğiyle kurulmuş birçok Kürtçe yayın yapan televizyon kanallarından biri olacaktır. Roj TV’nin kapatılması Türkiye’de hakikatli bir çoğulcu ve demokratik yaşam inşa edilmesi yönündeki çabalarımıza bir katkıda bulunmayacaktır.’’ Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı da dün Roj TV’nin kapatılmamasını talep eden mektupla ilgili inceleme başlattı. Mektupta suç unsuru bulunması halinde, DTP’li başkanlar hakkında dava açılması gündeme gelebilecek. Er Kırandi’yi teslim alanlara dava açıldı TUNCELİ (Cumhuriyet) Tunceli’de PKK tarafından 11 Temmuz günü kaçırılan jandarma er Coşkun Kırandi’yi militanlardan teslim alan insan hakları örgütleri temsilcileri, sanatçılar ve bu olayı izleyen gazeteciler hakkında ‘‘örgüt propagandası yapmak’’ suçundan dava açıldı. 11 Temmuz günü TunceliPülümür karoyolu Zağge mevkiinde yol kesme eylemi yapan PKK’lilerin kaçırdığı er Coşkun Kırandi 4 Ağustos günü merkeze bağlı Güleç köyünde bir grup insan hakları savunucusuna teslim edildi. Grupta bulunan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Selahattin Demirtaş, İHD Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Perinçek, sanatçı Ferhat Tunç, gazeteci Umur Hozatlı, DEHAP Tunceli İl Genel Meclis Üyesi Özgür Söylemez ile haberi takip eden gazeteciler Doğan Haber Ajansı muhabiri Ferit Demir, Anadolu Ajansı muhabiri Haydar Toprakçı ve Dicle Haber Ajansı muhabirleri Abdülkadir Özbek ve Rüştü Demirkaya hakkında TCK’nin 220/8, 53. maddelerinde yer alan ‘‘Terör örgütü propagandası yapmak’’ suçlamasıyla dava açıldı. Dava, Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi’nde 3 Mart’ta başlayacak. Tunceli Cumhuriyet Savcısı Sedat Ertaşkın tarafından hazırlanan iddianamede, Kırandi’nin kaçırılmasının ardından sunni gündem yaratıldığı, erin ailesinin ‘‘politik hatta anarşik’’ malzeme haline getirildiği savunuldu. İHD heyeti ‘‘sözde insan hakları savunucuları’’ olarak nitelendirilirken, kendilerine görev verilmediği halde devletin egemenlik sorumluluğu içinde yer alan bir konuda ortaya çıkarak PKK terör örgütü mensupları ile bizatihi görüşerek er Kırandi’yi teslim aldıkları vurgulandı. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle