10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 OCAK 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Gemi atıkları ortada kaldı ‘Gemilerden Atık Alınması ve Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’ kapsamında Türkiye’deki 73 limandan 11’i lisans alırken sayının çok düşük olması, gemi atıklarının nasıl alınacağı konusunda belirsizliğe yol açtı ÖZLEM GÜVEMLİ Çevre ve Orman Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanlığı’nın ‘‘Gemilerden Atık Alınması ve Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’’ 26 Aralık 2004’te Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Türkiye’nin deniz yetki alanlarında gemilerin normal faaliyetlerinden kaynaklanan atıkların, alınması, depolanması ve bertarafı ile ilgili tesislerin kurulması için yönetmelik ile tanınan bir yıllık sürede 73 liman başvuru yaptı, ancak sadece 11 liman lisans alabildi. Türkiye’nin 1990 yılında taraf olduğu ‘‘Denizlerin Gemiler tarafından Kirletilmesinin Önlenmesi Hakkında Uluslararası Sözleşmesi (MARPOL 73/78)’’ denizlerin, petrol, zehirli sıvılar, ambalajlı zararlı maddeler, pis sular ve çöpler ile kasıtlı bir şekilde kirletilmesinin önlenmesini, gemi kazaları sonunda oluşabilecek kirliliğini en aza indirilmesini hedefliyor. Tesis sayısı çok az Sözleşme gereği Türkiye’nin limanlarda, gemilerden kaynaklanan atıkların alınmasına yönelik yeterli kapasitedeki tesisleri oluşturması gerekiyor. Bu kapsamda hazırlanan yönetmeliğin uygulanması için tanınan bir yıllık sürenin geçen günlerde dolmasına karşın atık alma tesislerini kuran liman sayısı 11’de kaldı. Yönetmeliğin ‘‘Liman Yöneticilerinin Yükümlülükleri’’ başlıklı 6. maddesinde limanlarda, gemilerden kaynaklanan atıkların alınmasına hizmet edecek yeterli kapasite ve teknik donanıma sahip tesislerin kurulmasının zorunlu olduğu, sorumluluğun liman yöneticisinde olmak şartıyla tesislerin üçüncü kişilerce işletilebileceği belirtiliyor. Yönetmeliğin 8. maddesine göre de atık alma gemisi işletmek isteyen tüzel veya gerçek kişilerin valiliklerden lisans belgesi alması, sözleşme yaptıkları limanlardaki lisanslı atık kabul tesislerine vermesi gerekiyor. Bu kapsamda yükümlü liman işletmelerinin yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde Çevguldak: Erdemir Limanı.’’ Lisans işlemleri süre dolmasına karşın devam eden limanlar da şöyle: ‘‘Antalya: Petrol Ofisi Limanı, Ortadoğu Limanı İşletmeleri AŞ, Antalya Büyükşehir Belediyesi Yat Limanı. Artvin: Hopa Limanı. Aydın: Kuşadası Ege Limanı. Balıkesir: TCDD Bandırma Limanı. Bartın: Bartın Belediye Başkanlığı. Bursa: Gemport Limanı, Borusan Lojistik Limanı, PO Mudanya. Çanakkale: İçdaş. Hatay: TCDD İskenderun Limanı. İskenderun: Gübretaş İskenderun Limanı, İskenderun Demir Çelik. İstanbul: Atlaş Limanı, Gisaş Limanı, İDO, PO Çubuklu, PO Haramidere, İgsaş. İzmir: Ulusoy Çeşme Limanı, TCDD İzmir Limanı, Ege Çelik, İzmir Demir Çelik AŞ Limanı, PO Aliağa. Kocaeli: Sedef Limanı, Altıntel Limanı, Poliport Limanı, Turkuaz Limanı, TCDD Derince Limanı, Gübretaş, Körfez Tüpraş Limanı, Marmara Transport, Koruma Klor Alkali Limanı, Aslan Çimento, Aktaş Limanı, Petrol Ofisi Limanı, İstanbul Demir Çelik Fab. Limanı, İstanbul Gübre Sanayi, Diler Demir Çelik AŞ, Evyap AŞ, Kroman Çelik AŞ, Rota Limanı Körfez Gemi Acenteliği. Mersin: Ataş Limanı, Seka Taşucu Limanı, TCDD Mersin Limanı, Taşucu Belediyesi, Petrol Ofisi Limanı, Mersin Serbest Bölge Limanı, Mesbaş. Muğla: Marmaris Liman İşletmesi, Fethiye Limanı. Ordu: Ünye Belediyesi. Samsun: Petrol Ofisi Limanı, TCDD Samsun Limanı, Toros Limanı. Tekirdağ: Martaş Limanı. Trabzon: Trabzon Limanı. Petrol Ofisi. Yalova: Aksa Akrilik AŞ.’’ DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT TRT’de Söylenenler Doğru mu? Kuş gribi ya da eski adı ile tavuk vebası tam bir salgın hastalık görünümünde yaygınlaşıyor. Haber kanallarında kırmızı yazılarla ‘‘Son Dakika’’ anonsları ile verilen yeni hastalık haberlerini bir Türkiye haritasına işaretlerseniz, doğudan batıya o yayılmanın bugünkü bayramı nasıl gölgelediğini görürsünüz. En beklenmedik bir zamanda gelen salgın karşısında soğukkanlılığımızı yitirmeden, öne çıkan en büyük noksanlığımızın cehalet olduğunu hâlâ kavrayamayanlarımız varsa, onlara ülkemizden kuş gribi ile ilgili olarak çekilmiş televizyon görüntülerini, yabancı haber kanallarından da bir kez daha izlemelerini salık veririm. Mesela Fransızların TV 5 kanalında. Ve elbette öteki Avrupa ve ABD televizyonlarında. Her gün kendi televizyonlarımızda izlediğimiz o görüntüleri, ağızları şaşkınlıktan açılmış olarak yorumlayan yabancı haberciler, geri kalmış bir Türkiye imajının uzun yıllar o ülkelerin insanlarının beyinlerine yerleşmesine yardımcı olmaktadırlar. Aslında bu yayınların bırakacağı olumsuz imajdan, o habercileri değil kendi vurdumduymazlığımızı suçlamalı, sorgulamalıyız. Kuş gribinin önemli bir salgın halinde yerleşebileceğinin ilk haberleri Manyas’tan gelmişti. En az hasarla atlatılan o ‘‘başlangıç’’tan bu yana hükümet üstüne düşen planlı görevi yapmış mıdır? Atık sorunu... Bugüne dek atık alma işlemleri iki şekilde yapılıyordu. Gemi yanaştığı liman veya mendirekteki tesise atığı veriyordu. Transit geçiş yapan gemi ise atığını alabilecek donanımlara sahip tanker ve benzeri araçlara atığını aktarıyordu. Ancak atık alacak nitelikte araç olmadığında basit bir tekne ile bu iş halledilmeye çalışılıyordu. Denizcilik Müsteşarlığı’nın bu teknelere atık alması için verdiği lisans, yönetmelik nedeniyle iptal edilence 56 ay boyunca ciddi bir sıkıntı yaşandı. Şimdi transit geçiş yapacak gemilerin atık sorununun nasıl halledileceği ise hâlâ belli değil. Limanlarda atık alma tesisi kurulmasını zorunlu kılan yönetmeliğin uygulanması için tanınan bir yıllık süre 26 Aralık’ta doldu. Ancak sürenin bitmesine karşın lisans alan limanların sayısının çok düşük olması belirsizliğini koruyor. talOil, limanları yönetmeliğin yükümlülüklerinden muaf tutuldu. Bakanlık yetkilileri, lisans alamayan limanların işlemlerinin hızla değerlendirildiğini belirttiler. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre atık kabul tesisi lisanslarını alan limanlar şunlar: ‘‘Adana: Toros Gübre Limanı, Botaş Limanı. Çanakkale: Çanakkale Limanı, Akçansa Çimento. İstanbul: TCDD Haydarpaşa Limanı. İzmir: Pektim Limanı, İzmir Tüpraş Limanı. Kocaeli: İzmit Tüpraş Limanı, Solventaş Limanı, Alemdar Limanı. Zon Nasıl yanıtlayacaklar ki? Manisa’daki Tavuk Aşıları Üretim ve Tavuk Hastalıkları Araştırma Enstitüsü’nü özel sektöre devredemediği için kapatan zihniyet, bu soruyu hangi yüzle yanıtlayabilecektir ki? Ankara’daki Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nü, öteki tüm kamu kurumlarında olduğu gibi kendi kafasındaki adamları yönetime getirenler, o kafalardan kuş gribi ile zatürree hastalığı arasındaki teşhis farkının sağlıklı yanıtını alamadığı için ne yapmaktadırlar? Bilim ile tevekkülü, yani her şeyin Allah’tan geleceğini çatıştıran bir görüşün devlet televizyonunda öne çıkan programlarda yer almasını nasıl açıklamaktadır siyasal iktidarımız? 6 Ocak günkü ‘‘Cumhuriyet’’te Fırat Kozok, TRT’nin ‘‘Yolcu’’ adlı programında ‘‘Allah’ın bela ve kötü olaylarla kendisini anımsattığının’’ anlatıldığını duyuruyordu. Ne TRT, ne RTÜK ne de Diyanet İşleri Başkanlığı bu program ile ilgili bir yanıt verdi, açıklama yaptı. Yapmış olsalar ne söyleyebileceklerdi ki! Batı dünyası 21. yüzyıl insanını yetiştirmeyi programlarken hızlandırılmış tren kazasını, Malatya’da içme suyuna tifo virüsü karışması olayını hep o tevekkül ile açıklamakta ısrar eden kafa, aslında kutsal dinimizi yozlaştıranların payandası ile iktidar olduğunu biliyor. Bu yüzden de onlara olabildiğince hoşgörü ile davranıyor. TRT’yi bilinçli bir beyin yıkama aracı gibi kullanmaktan çekinmiyor. Salgını en az insan ölümü ile atlatmayı dilemek, bu bayram sabahında hepimizin ortak beklentisi olmalıdır. Öyle olsa bile kanatlı hayvan yetiştiriciliğimizin geçirmekte olduğu bu büyük depremin ekonomimizde açacağı derin uçurum kolay onarılamayacaktır. En az onun kadar bir başka büyük hasarın, kapısında beklediğimiz AB ülkelerinde bir kez daha yenilenen imajımızla ilgili olduğunu unutmamalıyız. Bugünkü bayram nedeniyle kesilecek kurban hayvanlarının neden olacağı o alışılmış görüntüleri en aza indirmek amacıyla önlemler alınmasına çaba gösterildiği bir sırada, kümeslerle iç içe yaşamakta olan yörelerde olup bitenlerin yansıdığı televizyon ekranları, dolaşım özgürlüğünde ısrar etmek isteyecekler için yepyeni bir handikap olacaktır. Başımızdakilerin vurdumduymazlığı ve ihmali yüzünden komşu İran bile hastalığın kendi topraklarına bulaşmasından korkarak Türkiye ile sınır kapısını kapatma gereğini duyuyorsa vay bizim köse sakalımıza. Sağlıklı, mutlu bir bayram dileğiyle. re ve Orman Bakanlığı’na atık kabul tesisi lisans başvurusunda bulunması zorunluluğu vardı. Bu süre içinde 7 limanın bulunduğu İstanbul’da sadece TCDD Haydarpaşa Limanı lisans alırken İzmir’deki TotalOil Aliağa, Kocaeli’deki To Ford Otosan’dan çevre raporu İstanbul Haber Servisi Ford Otosan, her yıl olduğu gibi bu yıl da ‘‘20042005 Çevre Raporu’’ yayımladı. Raporda, Ford Otosan fabrikalarında hava emisyonları, atıksuların arıtımı, atık yönetimi, ürünlerde kullanılan doğa dostu malzemelerle ilgili bilgi verildi. Ford Otosan Çevre Raporu’nda fabrikalarda ısınma ve proses amaçlı yakıt olarak doğalgaz kullanıldığı, hava emisyonlarının yasal limitlerin çok altında çıktığı belirtildi. Ford’un Kocaeli’ndeki fabrikasında, hava kirliliğine yol açacak uçucu organik bileşiklerin azaltılması amacıyla su bazlı boya kullanıldığına dikkat çekilen raporda, ‘‘Bu sayede solvent buharlarının çevreye yayılması önlenmektedir’’ denildi. Roporda, enerji tasarrufuna da büyük önem verildiği ifade edilerek İnönü Fabrikası’nda trafo ve kazan modernizasyonunun gerçekleştirildiği, Kocaeli Fabrikası’nda da soğutma kulelerinde sistem değişikliği yapıldığı anlatıldı. Geri dönüşümlü atıklarTehlikeli atıklarEvsel atıklar Boğazlar, 2005’i sakin geçirdi KEGKİ Genel Müdürü Salih Orakçı, boğazlardaki kazalarda düşüşün en önemli nedeninin devreye giren Gemi Trafik Hizmetleri (VTS) sistemi olduğunu söyledi Türk boğazları 2005 yılını sakin geçirdi. Bir yıl içinde boğazlarda meydana gelen toplam 24 kazanın 9’u İstanbul Boğazı’nda gerçekleşti. Kazaların hiçbirinde can, mal kaybı ve çevre kirliliği yaşanmadı. Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri (KEGKİ) Genel Müdürü Salih Orakçı, kazalarda bu düşüşün en önemli nedeninin 2004’ün başında devreye giren Gemi Trafik Hizmetleri (VTS) sistemi olduğunu söyledi. İstanbul Boğazı’ndan 2005’te toplam 54 bin 794, Çanakkale Boğazı’ndan 49 bin 77 gemi geçti. 2004 yılının ağustos ayında ÜsküdarSarayburnu arasında başlayan Marmaray deniz tarama ve temizleme çalışmalarına karşın diğer yıllara oranla daha az kaza meydana geldi. Bu kazaların en önemli nedeni ise gemilerin teknik yetersizlikleri ve personel hatası. Türk boğazlarının bir yılını değerlendiren KEGKİ Genel Müdürü Orakçı, bu yıl 2004’e oranla düşük de olsa geçiş yapan gemi oranlarında bir artış gerçekleştiğini belirterek, bu rakamların; Türk Boğazlarının artık gemi trafiğine doyduğunu gösterdiğini söyledi. Orakçı, 2004’te meydana gelen 126 adet gemi arızasından 85’inin makine arızası olduğunu ifade ederek ‘‘Boğazda bir gemi seyrediyor ve bilmediğimiz bir anda teknik bir nedenle arızalanıyor. Boğazda her zaman kaza olabilir. Önemli olan, bu kazaları önleyecek bilgileri onlara sunmamızdır. Kaptanlardan, sunduğumuz bilgi, talimat ve tavsiyeleri dikkate almalarını bekliyoruz. Arızalar kazaya dönüşebilir. VTS, arızalar sonucunda kaza olmasını engelleyen bir sistem. Bu yıl arızadan kaynaklanan çatışma olarak adlandırdığımız kaza hiç olmadı’’ dedi. İstanbul Boğazı’nda meydana gelen 9 kazanın 6’sının karaya oturma şeklinde gerçekleştiğini anlatan Orakçı, 3 kazanın da ‘‘çatma’’dan (geminin bir cisme çarpması) kaynaklandığını dile getirdi. Orakçı, 2004’te günde 149 olan geçiş ortalamasının, Marmaray deniz çalışSalih Orakçı malarının başladığı 12 Ağustos’tan itibaren 152’ye yükseldiğini ifade ederek bu çalışmaların trafikte olumsuz bir etki yaratmadığını kaydetti. Marmaray Projesi kapsamında 36 fazdan oluşan ve 27 ay sürecek bir deniz çalışma periyodu olduğunu anlatan Orakçı, ‘‘Her fazda değişik bir geçiş planlaması ve bu planlara uygun şamandıralama sistemi var. Denizcilik Müsteşarlığı, Liman Başkanlığı, DLH, proje sorumlusu firma, kılavuzluk firması TDİ ve KEGKİ elemanlarından oluşan Marmaray Deniz Çalışma Grubu, 24 saat esasına göre çalışıyor. Bir adet deniz trafik operatörü ve kılavuz kaptan, olası bir kazaya hızla müdahale edebilmek için tarak gemisi üzerinde görev yapıyor’’ diye konuştu. Orakçı, seyir güvenliği açısından 12 Ağustos’tan itibaren deniz trafiğinin tek yönlü olarak yapıldığını anlatarak bölgenin, günde 2 bin 500 adet seferin yapıldığı lokal trafik nedeniyle risk taşıdığını söyledi. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net Bir yıl içinde boğazlarda meydana gelen toplam 24 kazanın 9’unun İstanbul Boğazı’nda gerçekleşmesi dikkat çekti. Fabrikalarda oluşan tüm atıksuların, arıtma tesislerinden geçirildiği, yasal limitlerin çok altındaki değerlerle deşarj edildiği belirtilerek atıksu arıtma tesislerinde 2004 yılında Kocaeli Fabrikası’nda 400 bin metreküp, İnönü Fabrikası’nda 60 bin metreküpün yönetmeliklere uygun olarak arıtıldığı vurgulandı. Doğal kaynakların korunması ve tasarrufu, fabrikalarda kullanım için kuyu sularının tercih edildiği kaydedilerek İnönü Fabrikası deşarj suyunun bahçe sulamada kullanılması için resmi izinlerin alındığının altı çizildi. Kaynağında azaltma Raporda, fabrikalarda tehlikeli atıkların, teknik ve yasal standartlara uygun depolanması ve bertarafının ötesinde, bu atıkların kaynağında azaltılması çalışmalarının sürdürüldüğü ifade edildi. Kocaeli Fabrikası’nda üretilen transit araçların geri dönüşüm oranının yüzde 85’in üzerinde olduğu belirtilerek İnönü Fabrikası’ndaki Cargo kamyon imalatında yasal zorunluluk olmamasına karşın yüzde 90 oranında geri dönüşüm sağlandığı kaydedildi. TÜRK BOĞAZLARINDA 2005’TE MEYDANA GELEN KAZALAR: ? 16.1.2005 Okya: Panama bayraklı kuru yük gemisi, kötü hava koşulları nedeniyle İstanbul Boğazı kuzey girişinde manevra yapamadığı için yardım istedi. Operasyonun sonunda kazazede gemi Ahırkapı’ya çekilerek demirletildi. 12.2.2005 JM 2: Kuzey Kore bandıralı kuru yük gemisi İstanbul Boğazı’nın kuzey girişi 5 mil açığında su alması nedeniyle yardım istedi. Batma tehlikesine karşı karaya oturtulan gemi, 26 Şubat’ta Büyükdere’ye çekilerek emniyet altına alındı. ? 20.2.2005 Meryem: Türkiye bandıralı kuru yük gemisi Bozcaada’nın kuzeyinde karaya oturdu. 10.3.2005 Bruno Salamon: Panama bayraklı dökme yük gemisi, Ahırkapı açıklarında karaya oturdu. ? 12.3.2005 Zim Novorossiysk: Malta bayraklı gemi, Haydarpaşa Limanı’ndan kalktıktan sonra kılavuz kaptanın gemiden ayrılmasının ardından karaya oturdu. 22.3.2005 Fauna: Rus bayraklı gemi, Vaniköy önlerinde makine arızası yaparak Mehmetçik Burnu’na çarptı. ? 27.3.2005 Orel 4: Ukrayna bayraklı kuru yük gemisi, İzmit Körfezi Dil Burnu açıklarında karaya oturdu. 10.4.2005 Ivyan: Türk bandıralı kimyasal tankeri Bandırma Fener Adası açıklarında karaya oturdu. ? 22.4.2005 Chinook: Cayman Island bayraklı tanker, Kilitbahir mevkiinde dümen kilitlenmesi sonucu karaya oturdu. 10.5.2005 Ivan Nazarov: Rus bayraklı gemi, dümen kumandasının yanlış anlaşılması nedeniyle Rumelihisarı’na çarptı. ? 17.5.2005 Aura: Kamboçya bayraklı gemi, dümen arızası nedeniyle Kandilli’de karaya çarptı. 18.5.2005 Yaşar Kaptan 2: Gürcistan bandıralı kuru yük gemisinde, Türkeli Feneri’nin 2 mil açığında iken yangın çıktı. Gemide bulunan 15’i Türk, 3’ü Romen toplam 18 personel kurtarıldı. ? 20.6.2005 Arbıt Raje: Kuzey Kore bayraklı kuru yük gemisi, İstanbul Boğazı Umuryeri mevkiinde karaya oturdu. 21.6.2005 Nicholas M: St. Vincent bandıralı dökme yük gemisi, Gelibolu Doğanaslan Demir açıklarında karaya oturdu. ? 16.8.2005 Turanlar 2: Türk bayraklı gemi, dümen arızası nedeniyle Anadolu Kavağı yakınındaki askeri iskeleye çarptı ve karaya oturdu. 11.9.2005 Nova: Comoros bayraklı kuru yük gemisinde, İzmit Poliport’ta yangın çıktı. 20.9.2005 Apache 1: Panama bandıralı boş tankerde, İstanbul Boğazı Kandilli önlerinde makine arızası meydana geldi. 26.9.2005 Euromed: St. Vincent bayraklı kuru yük gemisi, İstanbul Boğazı Karadeniz girişinde su almaya başladı. Gemi Büyükdere’ye demirletildi. 2.10.2005 Borda No 42: Bulgar bayraklı hurda askeri gemi, Karadeniz’den İstanbul Boğazı’na giriş yaparken su alarak karaya oturdu. 3.10.2005 Vereshchagino: Ukrayna bandıralı kuru yük gemisi, Anadolu Kavağı açıklarında makine arızası yaptı. 26.10.2005 Delaware: Gürcistan bayraklı kuru yük gemisi, hatalı seyir yapması sonucu Çanakkale Boğazı Akbaş önlerinde karaya oturdu. 18.10.2005 Avior: Comoros bayraklı gemi, Gemi Trafik Hizmetleri’nin uyarılarını dikkate almayınca Umuryeri’nde karaya oturdu. 16.12.2005 Nedar 2: Kuzey Kore bayraklı pirinç yüklü gemi, İstanbul Boğazı Umuryeri açıklarında uyarıları dikkate almadığı için karaya oturdu. 18.12.2005 Eagle Carina: Singapur bayraklı tanker, Bozcaada batı burnu açıklarında karaya oturdu. ÜSKÜDAR 2. AİLE MAHKEMESİ’NDEN 2005/246 Davacı Güfer Karataş tarafından davalı Şenol Karataş aleyhine açılan boşanma davasında; Ordu İli, Mesudiye İlçesi, Güzelce Köyü, Cilt No: 42, Hane No: 57, BSN: 98’de nüfusa kayıtlı Yusuf ve Ayşe oğlu, 01.12.1965 doğumlu davalı Şenol Karataş’ın adresine dava dilekçesi tebliğ edilemediğinden; 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi gereğince ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Duruşma günü olan 16.02.2006 günü saat 10.00’da davalının veya vekilinin duruşmada hazır bulunması, aksi takdirde yokluğunda yargılama yapılıp karar verileceği ilanen tebliğ olunur. Basın: 67 CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle