25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 milyon yazışma metni ile 150 defterlik arşiv, Londra’dan Ankara’ya gönderilmiyor ‘Osmanlı’nın karakutusu’ MUSTAFA K. ERDEMOL C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız ? Sorumlu Müdür: Mehmet Sucu ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç ? Avrupa Temsilcisi: Güray Öz Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Deniz Mah. Çelikbaş İş Merkezi Kat 6 Tel: 0242 2480057 Faks: 2487517 ? İdari ve Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 10 OCAK 2006 İmsak: 5.49 Güneş: 6.22 Öğle: 12.19 İkindi: 14.40 Akşam: 17.03 Yatsı: 18.29 Ünlü tablolar çalındı ? BELGRAD (AA) Sırbistan’ın başkenti Belgrad’ın kuzeyindeki Novi Sad Kent Müzesi’ne giren 2 hırsız, güvenlik görevlilerini bağlayarak müzeyi soydu. Çalınan eserlerin Rembrandt’ın ‘‘Babanın Portresi’’ (üstte) ve Rubens’in ‘‘Seneca’’ adlı tablolarıyla, İtalyan barok dönemi ressamı Pier Francesco Mola’nın bir minyatürü ve adı bilinmeyen bir 16. yüzyıl Hollandalı sanatçının resmi olduğu belirtildi. ? Türkiye’nin LONDRA Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği’ndeki Osmanlı arşivLondra lerinin Arşivler Genel MüdürlüBüyükelçiliği’ndeki isteğine karşın Ankara’ya arşivde, İngiliz ve Fransız ğü’nün gönderilmediği ileri sürüldü. Söz donanmalarının İstanbul konusu arşivin araştırmacılara da önünde demirlemelerinden kapalı tutulduğu kaydedildi. Londra’da Türkçe basılan hafOsmanlı topraklarındaki talık Haber gazetesinde Mustareformlara, fa Köker imzasıyla yayımlanan 2. Abdülhamid’in tahta habere göre, Türkiye’nin Tahran, çıkışından İstiklal Savaşı Paris, Viyana, Atina, Belgrad, Washington ve St. Petersburg elçilikleve sonrası döneme ait rindeki Osmanlı arşivleri Ankara’ya belgeler var. getirilmişken Londra elçiliğindekiler, Arşivler Genel Müdürlüğü’nün ısrarlı taleplerine karşın hâlâ yollanmadı. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Budak’ın ‘‘Osmanlı’nın Karakutusu’’ olarak tanımladığı arşiv, 1 milyon yazışma metni ile 150 defterden oluşuyor. Edinilen bilgiye göre söz konusu arşivler Özdem Sanberk’in büyükelçiliği döneminde diplomat, araştırmacı Dr. Bilal Şimşir tarafından tasnif edilmişti. RAŞTIRMACIYA KAPALI Tüm ısrarlara rağmen Ankara’ya taşınmayan arşivlerin araştırmacılara da kapalı tutulduğu öne sürüldü. Osmanlı deniz tarihi üzerinde araştırmalarıyla bilinen Erciyes Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Şakir Batmaz’a, üniversite rektörünün resmi yazısına karşın elçilikteki Osmanlı arşi A vinden, ‘‘Dışişleri Bakanlığı Dokümantasyon Dairesi’nin izni olmadığı’’ gerekçesiyle yararlanma izni verilmedi. Konunun Dışişleri Bakanı Abdullah Gül tarafından da bilindiği belirtiliyor. Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği, konuyla ilgili yazılı sorularımıza yanıt vermezken arşivin gönderilmemesinde Londra hükümetinin etkisi olduğu iddiaları gündeme geliyor. Türkiye’nin eski Londra Büyükelçisi Özdem Sanberk, konuyla ilgili görüşlerini birçok kez dile getirmişti. Sanberk şunları söylemişti: ‘‘Bu belgeler son derece önemli. Ortadoğu sorununda, Lozan konusunda İngiltere’nin siyasetini söz konusu belgelerde görmek mümkün. Türkiye’nin bu belgelere ve arşivlere sahip çıkması gerekir.’’ ELERİ İÇERİYOR? Büyükelçilikte kutularda tutulan arşivde, 1838 Türkİngiliz Ticaret Antlaşması, Mısır sorunu, Yunan sorunu, borçlar sorunu, TürkFransız ilişkileri, Paris Konferansı, Süveyş Kanalı sorunu, Osmanlı iç politikası ile ilgili gelişmeler, İngiliz ve Fransız donanmalarının İstanbul önünde demirlemeleri, azınlıklar konusu, Balkan sorunları, Brüksel Konferansı, Osmanlı topraklarında reformlar, 2. Abdülhamid’in tahta çıkışı, Kanuni Esasi’nin ilanı, İstanbul Konferansı, İstiklal Harbi ve sonrası ile Birinci Dünya Savaşı’na kadar olan döneme ait belge ve yazışmalar bulunuyor. N Denizanası küçük kızı öldürdü ? SYDNEY (AA) Avustralya’nın kuzey sahillerinde denizanasının saldırısına uğrayan 7 yaşındaki bir kız öldü. Polis, Cahe York Yarımadası’ndaki Umagico plajında denize giren kız çocuğunun, dokunaçlarının uzunluğu 3 metreye ulaşabilen bir tür denizanasına temas ettiğini, hastaneye kaldırılmasına rağmen kurtarılamadığını söyledi. SANBERK: ÇOK ÖNEMLİ Schwarzenegger kaza geçirdi ? LOS ANGELES (AA) Film yıldızı ve ABD’nin Kaliforniya Eyaleti Valisi Arnold Schwarzenegger, Los Angeles’taki evinin yakınında arka selesine aldığı oğluyla Harley Davidson marka motosikletiyle karşılarına çıkan bir araçla çarpıştı. Hastanede tedavi altına alınan Schwarzenegger’in dudağına 15 dikiş atıldığı, oğlunun kazayı küçük sıyrıklar ve morluklarla atlattığı bildirildi. Öteki aracın sürücüsününse yaralanmadığı belirtildi. ANTİK KENTE AB UMUDU İZMİRANTALYA Allianoi’de ikinci perde açılıyor İZMİR (AA) CHP İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü, Bergama ilçesinde yapımı süren Yortanlı Barajı’nda su tutulmasına, bilim kurullarının verdiği raporlar ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Kültür Komisyonu’nun yaklaşımı sonucu başlanılmadığını bildirdi. Trakya Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Ahmet Yaraş’ın 1998’den beri Allianoi Antik Kenti’nde kazı çalışması yürüttüğünü, Bergama Müzesi’ne 11 bin eser kazandırdığını, 32 makale yayımladığını belirten Ülkü, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi üyesi ve CHP Uşak Milletvekili Osman Coşkunoğlu’nun girişimiyle 1800 yıllık tarihi Allianoi Antik Kenti’ne, UNESCO ve AB fonlarından destek sağlanması umudunun doğduğunu da ifade etti. Ülkü, İzmir 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun verdiği, ‘‘çözüm üretilinceye kadar Yortanlı Barajı’nda su tutulmaması’’ kararından sonra, hükümetin bir alternatif geliştiremediğini de öne sürdü. Bakırçay Havzası’ndaki AKP’li belediye başkanları ve ilçe yönetimlerinin, Yortanlı Barajı’nda su tutulmamasından dolayı çiftçilere CHP’lileri hedef gösterdiğini kaydeden Ülkü, şöyle konuştu: ‘‘Yortanlı Barajı’nın yapımına karşı değiliz, yer seçimi hatalıdır. Barajda su tutulmasına CHP’liler değil, bilim kurullarının verdiği raporlar, AP Meclisi Kültür Komisyonu’nun yaklaşımı sonucu başlanılmadı.’’ Organ bağışında iki öncü il İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hemodiyaliz ve Transplantasyon Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Astarcıoğlu, Türkiye genelinde 2004’te 241 nakil yapıldığını, geçen yıl bu rakamın yaklaşık 300 olduğunu tahmin ettiklerini belirterek ‘‘Bu rakam ülkemizde olması gerekenin yüzde 15’i’’ dedi. İzmir ve Antalya’nın ülkenin önemli bir bağış yükünü karşıladığını belirten Astarcıoğlu, ‘‘Hastanemizde bu yıl 50 nakil yapıldı. Bunun 31’i canlıdan, 19’u kadavradan alınarak gerçekleştirildi’’ dedi. 20042005 yılları arasında tıp fakültesi hastanesinde 84 nakil gerçekleştirildiğini belirten Astarcıoğlu, bu artışta SSK ve yeşil kartlı hastaların düzenli sevkinin büyük bir rol oynadığını söyledi. Astarcıoğlu, ‘‘Türkiye’de organ naklinde gerçekten inanılmaz bir gelişme var. Çünkü yılda 810 nakille başladığımız organ naklinde, 300’lere ulaştık. Bu çok büyük bir rakam, ama bu Türkiye’de olması gerekenin yüzde 15’i demek. Bu sayının 15001800 olması gerekir’’ diye konuştu. Farenin intikamı fena oldu ? FORT SUMMER (AA) ABD’de, ev sahibinin bahçede yanan çalı çırpının içine attığı fare, evde yangın çıkararak intikam aldı. Luciano Mares (81) adlı ev sahibi, fareyi evde yakaladığını ve hayvandan kurtulmak için kuyruğundan tutarak bahçedeki çalı çırpı ateşine attığını anlattı. Mares, ancak alevler içindeki farenin koşarak eve girdiğini ve evde yangın çıkmasına yol açtığını söyledi. Evin tamamen yandığı bildirildi. Rengârenk bir gösteri inli Baolian Deng Operası sanatçıları ‘‘AnneÇ yi Kurtarmak’’ adlı operalarını, akrobatik ve şiirsel salınımların birleştirildiği ve çoğunlukla sosyal farklılıklar ve otoriteye isyanı dışavuran figürler eşliğinde sundular. Kıyafetlerdeki renklilik, Çin kültürünün zenginliğini vurgularken makyajlar da duygularına yenik insanoğlunun mantığıyla savaşımını ön plana çıkarmayı hedeflemiş. Mevsim şenlikleri kapsamında Baolian Deng’in de yer aldığı 8 opera aynı özgün formda gösteriler sunacak. (REUTERS) Atila Özer’in bir karikatürü satın alınarak koleksiyona konuldu Türk mizahına Japon ödülü CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Anadolu Üniversitesi Karikatür Sanatını Araştırma ve Uygulama Müdürü Prof. Atila Özer’in bir karikatürü 50 bin Japon Yeni karşılığında satın alınarak Mizah Merkezi koleksiyonuna konuldu. Japonya’nın Saitama kentinde 1990’dan bu yana düzenlenen ‘‘Best Cartoons of Nippon’’ sergisinde bu yıl 33 ülkeden 129 sanatçının 223 karikatürü yer aldı. Prof. Atila Özer sergiye iki çalışması ile katıldı. Sergide Özer’in çalışmalarından biri de 50 bin Japon Yeni karşılığında alınarak kent Mizah Merkezi’nin koleksiyonuna konuldu. Özer’in daha önce bir çalışması da Polonya’daki Varşova Karikatür Müzesi için alınmıştı. Özer, karikatürünün Japonya’da koleksiyona alınmasına çok sevindiğini belirterek çalışmalarına aynı hızla devam edeceğini söyledi. / IŞIL ÖZGENTÜRK Kurban hikâyeleri Film atölyesinde şenlikli bir gündeyiz, herkesin elinde onu en çok etkileyen fotoğraf ve hep birlikte o fotoğraflardan küçük hikâyeler üretiyoruz. En sevilen ders, herkes her türlü hikâyeyi kurabilir, yeter ki hikâyenin kendi içinde bir matematiği ve mantığı olsun. Nazan, ‘‘Beni bu fotoğraf çok etkiliyor’’ diyor. Fotoğrafta biri beş, diğeri üç yaşlarında iki kız çocuğu, ikisinin üstünde de aynı pazen pijamalar, süklüm püklüm, biraz kaygılı alçak bir duvarın üstüne oturmuşlar, arkada gün batıyor, müthiş bir kızıllık ve dağlardan dönen koyun sürülerinin kaldırdığı toz bulutları. Peki bu iki kız kardeş o duvarın üstünde ne bekliyorlar? İkisinde de aynı pijamalar, kaygılı bakışlarında biraz suç ortaklığı okunuyor. Kural şöyle, fotoğraf bir kere atölyeye getirildi mi artık kişisel olmaktan çıkıyor, yani fotoğraf sokağa düşüyor ve artık herkes o fotoğraf için kendi hikâyesini söyleyebiliyor. En gencimiz İsmet, ‘‘Bu kızlar’’ diyor ‘‘sanki sevdikleri bir hayvanı kaybetmişler gibi? Sanki onu aramışlar ama bulamamışlar.’’ ‘‘Öyle mi?’’ Bora hemen atılıyor, ‘‘Bu kızlar aylardır bir kuzuyu besliyorlardı, bir gece anneyle babayı mutfakta fısır fısır konuşurken gördüler ve kulak kabarttılar. Küçük kardeş bir şey anlamadı ama büyük artık kocaman bir koyun olan sevgili kuzularının Kurban Bayramı nedeniyle kesileceğini anladı. Gece yatarken karar verdiler, anneyle baba uyuyunca usulca kapıyı açıp bahçeye çıktılar ve bahçede her şeyden habersiz uyuklayan koyunu aldıkları gibi başladılar koşmaya.’’ Bora’nın hikâyesini bir başkası tamamlıyor, ‘‘Koyunun yeniden bulunmaması için mutlaka dereyi geçip öbür tarafta bırakmaları gerekiyordu. Koyunun dereyi geçmesi çok zor oldu, iki kardeşin resmen canları çıktı ama koyunu derenin öbür tarafına geçirmeyi başardılar. Bu arada kızlar yollarını kaybettiler. Şimdi öylece oturmuş, babalarının onları bulmasını bekliyorlar.’’ Evet, birinci hikâye böylece tamamlanmış ve ortaya şipşirin küçük bir kurban hikâyesi çıkmıştı. Tabii ardından aynı fotoğraf için başka hikâyeler geldi. Kardeş kıskançlığı, cinsel taciz üstüne yeni ve sert hikâyeler kuruldu ama bugün ben yazıma kurban hikâyeleri, diye başlık attım, bu kadar. Gelelim, bizim Seren’e, Psikolog Serdar Değirmencioğlu ve Çocuk Koordinasyonu çalışanları bir araştırma yapmışlar ve özellikle kurban kesimini izleyen çocuklarda çok ciddi travmalar oluştuğunu ortaya çıkarmışlar ve velileri internet üstünden uyarıyorlar. ‘‘Aman bu travmayı daha da arttırmayalım!’’ Seren haberi internetten indirmiş, işime yarar diye bana veriyor, ben de ona atölyede oluşturulan kurban hikâyesini anlatıyorum. O heyecanlanıyor, ‘‘Aynı olayı ben bire bir yaşadım’’ diyor. ‘‘Adadaki evimize küçücük bir kuzu geldi. Bakımını ben yapıyorum, ona sürekli tuz yalatıyorum, sanıyorum ki, kuzular tuz sever, hayır büyüyünce öğreniyorum, eti lezzetli olsun diye bana ha babam kuzuya tuz yalat, diyorlarmış. Sonra bir sabah kuzu yok oldu ve pirzola olmuş halde masaya geldi. O bayram iki gün ağladım ve aradan yirmi yıl geçti, hâlâ Kurban Bayramı’nı sevmem ve kurban eti yiyemem.’’ Son kurban hikâyesi, benim içimi açan, çok neşeli bir hikâye. Bir arkadaşımdan duydum ve anında çaldım. Efendim, pek çok yerin var ya, Sinop’un da bir Tarzan’ı varmış. Yaz kış yarı çıplak dolaşan bu adam koyu bir çevreciymiş. I2 Eylül öncesi, Sinop o zamanlar solcuların elinde, bütün duvarlar sol slogan yazılarıyla dopdolu. Solcular, imkânı yok, sağcıların tek bir duvar yazısına bile geçit vermiyorlar. Anında siliniyor. Ama tüm solcular karar vermişler, Tarzan slogan yazdığında silmek yok. Ve bir Kurban Bayramı sabahı, Sinoplular şaşırıp kalmışlar, bütün duvarlarda, çeşme başlarında, bilumum tabelalarda aynı slogan: ‘‘KURBAN KESMEK CİNAYETTİR!’’ Kim yazmış dersiniz? Efendim, bayramınız neşeli geçsin. isilozgenturk?superonline. com CUMHURİYET 20 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle