23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 OCAK 2005 CUMARTESİ + CUMHURİYET SAYFA DIZI Nobel ödüllü Andriç, halkların ortak belleğindeki olayları sonuç çıkarmadan gözlemleyerek bize rehber oluyor BatıdaDoğudadışladı, ezdi N erede oturduğumuzu bılıyor musun, dıye soruyor Kâzım. - Nerede olacak, plastık ıskemlelı bır kahvede - Adı ne pekı ? Sahı, adı neydı bu kahvenın^ Az once, ıçerıye gırerken kapının uzenndekı levlıa dıkkatımı çekmış, ne var kı yazıyı okumaya vakıt bulamamıştım - Çok mu onemlı adı7 - Elbette Lutvına Kahva'dayız - Ee, ne olmuş yanı ? Lutvına da nereden çıktı şımdı' - Lutvına Yanı Lulftı Lutfü'nun kalıvesı burası Iravnik Kroniği'nın gınş bolumundekı ılk cumle aklıma duşuyor bırden "Travnik'te Turk çarşısının ucııııda. Sumec'in golgelik kaynağuıın aşağısmda, Lutva'nın kahvesı vardır." Evde başladığım, uçakta okumaya devam edıp dun Saraybosna parkındakı ulu çınann golgesınde bıtırdığım romanı çıkarıyorum çantamdan, buraya gelmek ıçın neden bunca usteledığımı, Travnık yolculuğumuzun gerçck amacını bır çırpıda soyleyıverıyorum Kâzım'a - Anlamıştım zaten, dıyor Evvelsı gece yemekte sozu ıkıde bu- Andnç'e getırmenden bellıydı - lyı kı savaştan once oldu ustat - Hangı savaştan once> - Bu son savaştan canım Doğup buyuduğu, tutkuyla sevdığı bu toprakların kana bulandığını, oykulennı bıkıp usanmadan, eşsız bır anlatım gucuyle dıle getırdığı Bosna halkınm nasıl acımasızca bırbırını katlettığını ıyı kı gormedı tyı kı "etniktemızlik" başlamadan, Saraybosnd bombalannıadan, şu karşı tepelerde Hırvatlarla Muslumanlar bırbırlerıne sılah çekıp koylennı ateşe vermeden çekıp gıttı bu dunyadan - Evet, dıyor, Kâzım, haklısın Zamanında oldu tvo O dak noktasını Bosna halkınm oluşturduğu Andriç'in eseri Travnik Kroniği'nde yazar, Avrupa'nın ve Osmanlı'nın Bosna'ya farklı bakış açılarını ve bu iki ayrı dünyanın karşılaştığı, sonra da birbirini dışladığı süreci anlatarak tarihin romanını yazmayı deniyor. yayımlanan makalelerınden yararlanmış Ama kıtap asıl gucunu yazarın buyuk bır ustalıkla sergıledığı, gozumuzun onunde tum renklerıyle canlanan ınsan mahşennden, ıtadesını kentın toplumsal dokusuyla coğrafyasında bulan epık soylemden alıyor Anlatı boyunca brr gorunup bır yıten karakterler Bosna halkını temsıl edıyorlar Davranışları konuşma bıçımlen ya da sessızlıklerıyle, kadere boyun eğış ve ısyanlanyla, onun dunya goruşunu, varoluş bıçımını zorbahk ve ozgurluk karşısındakı kadercı tutumunu sergılıyorlar Başta Fransız Konsolos Daville ve yardımcısı des Fosses olmak uzere, Avusturya Konsolosu Von Mitterer ve şıpsevdı karısı, onlan gozetıp denetleyen, Istanbul'da padışahlar tahttan ındınldıkçe değışen, ya katledılen ya da surgune gondenlen, hepsı de bırbınnden ılgınç Turk vezırlen romanın gerçek kahramanları gıbı gorunseler de, anlatının odak noktasında Bosna halkı var Andnç Katolığı, Ortodoksu, Muslumanı ve Yahudısıyle, tum gen kalmışlıklanna karşın zengın bır ıç dunyası olan bu msanlann psıkolojısıne nufuz etmeyı bılıyor Ve bır bakıma, Nâzım Hiknıct'ın tnsan Manzaralan'nda yaptığı gıbı, sıyası olayların ardından mayalanan, yavaş yavaş kıpırdadığı, çok az devındığı ıçın durağan sanılan gunluk yaşamın aynntılanna yerleştmyor onlan Travnık kentını tum gerçeklığı ıçınde, belkı onemlı ama çok uzakta seyreden sıyası olaylann yansımalarıyla bırlıkte ele alıyor Bır coğrafyanın, Bosna ırmaklan orneğı akıp gıden zaman ve tanh ıçındekı değışmezlığını, Andriç oldu ama, yapıtı yaşıyor Oyleyse onu okumanın, yazarın renklı dunyasına gırıp orada dolaşmanın, Batı'yla Doğu'nun buluştuğu, ama her ıkısı tarafından da ezılmış, dışlanmış, kendı yolunu bır turlu bulamamış bu ulkeyı onun rehberlığınde keşfetmenın tam sırasıdır Kâzım, belkı savaştan soz ettığımız, geçmışın kotu gunlerını anımsadığımız ıçm sustu bırden Kendı dunyasına kapandı Onu bu konuda ralıat bırakmah, eskı yaraları deşmemelıyım 1807 yılında, Napolyon savaşlanyla bırden onem kazanan Travnik'te once Fransız, ardından da Avusturya konsolosluklarının açılmasıyla başlıyor Andrıç'ın romanı Ve Moskova bozgununun ardından Leıpzıg yenılgısıyle bırlıkte Napolyon'un tarıh sahnesınden çekıldığı 1814'e dek Avrupa'nın bu kuytu koşesınde olan bıtenlerı tum ayrıntıları sıyası ve toplumsal ılışkılen bellı bır tarıhsel yapıya oturtarak, bır vakanuvıs tıtızlığıyle, ama hıç de sıradan olmayan, çok zengın bır dılle anlatıyor Travnik Kroniğı. adından da anlaşılacağı gıbı, alışılmış anlamda bır roman değıl Ne hayalı bır kurgusu ne de okurun ılgısını çekmek amacıyla tasarlanmış bır entrıkası var Peş peşe sıralanan olaylar zıncırı bıre bır gerçek, kahramanlar da bır bakıma oyle Andnç, yabancı konsoloslarla onların yakın çevresındekı kışılen ") gerçek hayattan devşırmış Parıs ve Vıyana arşıvlennde yaptığı araştırmalar sonucunda ulaşmış onlara Gunluklennden, raporlanndan, donemın gazetelerınde tum yenılık ve reform çabalarına karşın nasıl olup da eskı duzenın surup gıttığını anlatıyor Onun bu yaklaşımının kadercı ve sınıf savaşını goz ardı eden, halkların mucadelesını tanhın ıtıcı gucu olarak gormeyen bır dunya goruşunden kaynaklandığını one surebılınz Tarihin romanını yazmak Ne var kı, kendısının de ıtıraf ettığı gıbı, "olaylardan sonuç çıkarmayıp onlan gozlemlerken" yetkın bır anlatım gucune, yerel efsane ve oykulerle halk turkulennden beslenen ozgun bır usluba ulaştığını yadsıyamayız Çok kulturlu bır toplumsal yapının gunluk yaşamını, bu yaşamın acı tatlı yonlennı, asıl onemlısı de, halkların ortak bellegınde ız bırakan olayları ele alıyor romanında Yonetıcılenn gaddarlığı, bıtmek Lutfü'nun kahvesl tukenmek bılmeyen Sırbıstan seferlerı, eşrafın ruşvetçılığı, reayarun korkaklığı, dız boyu yoksulluk ve hastalıklar, lstanbul Sarayı'nda donen dolaplann Travnık'tekı vezır konağına dek yansıyan sonuçlan, konsoloslann hukumetlenne yazdıklan raporlar ve bu raporlarda yer alan değerlendırmeler, Avrupa'nın ve Osmanlı'nın Bosna'ya farklı bakış açıları ve bu ıkı ayn dünyanın karşılaştığı, sonra da bırbırını dışladığı sureç, TVavnik Kronığı'nın çokseslı ıçenğını oluşturuyor Bır tanhsel roman sunmuyor bıze yazar, Toistoy'un Savaş ve Banş'ta yaptığı gıbı, tanhın romanını yazmayı denıyor Ayrıca kahramanlann ıçınde yaşadıkları coğrafyayı da katıyor anlatıya Orneğın kıtabın gırışınde, kent eşrafmın konsoloslan beklerken kendı aralarındakı konuşmalannı aktardıktan sonra, Bosna tarıhınde modernızmle geleneğın çatışmasnu ozetleyen goruşlennı, kentın topografyasına da değınerek ortaya koyuyor "İki yandan aşağıya doğru yuvarlanırmış gibı inıyordu tepeler, vadinın ucunda yalnızca yola ve yol boyunca akan ırnıağa yer bırakacak kadar dar açılı bır uçgen oluşturayorlardı. Aralanmış bır kıtaba benzıyordu kent, açık saylalannın her bûınde yer alan bahçeleri, sokakları, evleri, tarlalan, mezarhk ve camıleri okuyabılirdinız." Savaş yıllaflnda Başçarşı Gazi Hüsrev Camii. Savas'tan sonra Ba$çar$ı Savaş yıllarına yeniden dönmemek için geçmişin kin ve intikam duygularından arınılmalı Banş içinyeniden sevmek gerek A: ndnç'ı okurken gerçekten bır coğrafyayı okuduğunun farkına vanyor ınsan Travnık yalnızca dış mekânlarıyla değıl, adalan, ahırlan, avluları, Vezır konağında kurulan Dıvan'ı ve vışne rengı kumaşlarla kaplı sıralann uzennde duvara çakılı duran padışah tuğrasıyla da hayalımızde canlanıyor Yazar kahramanlann dış gorunuşlennı gerçekçı bır uslupla betrmlerken onların ıç dunyalannı da yansıtıyor Çızdığı portreler, ozellıkle de Osmanlı ve Turk tıplerı, davranışlarıyla olduğu kadar fızyolojık ozellıklerıyle de yer edıyor belleğımızde Doğa, tekduze akıp gıden zamana Bosnalı şalr Başahaglç In mezarı ve saat kulesl. koşut olarak sureklı yenılıyor kendını Gunduzler gecelerı, mevsımler yılları, doğumlar olumlen ısyanlar ve savaşlar banş gunlerını ızlıyor ama, yuzyıllardır değışmeyen kadenyle hep baş başa kalıyor Bosna Yazann deyunıyle "Konsoloslar Zamanı" sona enp tanhın akışı yavaşladıktan sonra da kendı sessızlığıne gomuluyor O gunlerden bu yana Travnık pek değışmemış Bosna kendı kadenyle baş başa yıne Radovan Karacic yonetımındekı Sırplar, yazann yırmmcı olum yıldonumu kutlamalanndan once, Vışegrad'da katlettıklen Muslumanlann cesetlerını Dnna Koprusu'nden ırmağa atmışlar, buradaysa Muslumanlar kent dışına surmuşler Sırplan Travnik Kroniği'nın Fransızca baskısına yazdığı onsozde (1996) Paul Garde bolgenın etnık açıdan "temizliği''nı, Ivo Andnç'ın ınandığı tum değerlenn, bızzat onu yuceltenler tarafından yok edıldığını yazıyor Kâzım'a bakıyorum Onumuzden akıp gıden suya dalmış kım bılır ne duşunuyor Dun Bosna ırmağının kaynağrnda, buz gıbı suya maşrapalannı daldrnp dılek dıleyen sevgılılenn arasında da boyle dalgın ve duşuncelıydı Sumeç gıbı dağın altından fışkırdıktan sonra çağlayarak akıp buyuyordu o su da Gelecek guzel gunlen, sureklı bır barışı mujdelıyordu sankı Ama Kâzım fayton muhabbetıne daldığımızda, ormanın derınlıklenne doğru bır fayton sefası yapma onenmı reddetmıştı Her an, savaştan kalma bır mayın altımızda patlayabılırdı çunku glngeneler zamanı da bltecek Az ılerde, yol boyunca akıp gıden, Ivo Andnç'ın deyımıyle metal çubuk gibı ıshk çalan Lavşa'yı oturduğum yerden goremıyorum Uğultusunu duyuyorum ama Evet, kentın sokaklannı bır anda dolduran Çıngeneler gıbı ıshk çalıyor Eylul ayındayız, hava sıcak Kışa çok var daha Ama yağmurlar başlayıp ırmaklar kabardığnıda, bız buradan kalkıp gıttıkten, Kâzım Saraybosna'dakı ışının başuıa, ben ulkeme dondukten bırkaç ay sonra, uısanlar evlenne kapanacak, bılıyorum Bır donem Konsoloslar Zamaıu nasıl sona erdıyse, C ıngeneler Zamanı da bıtecek Daha sıcak yerlere gıdecekler bu kentı bırakıp Evlı evıne koylu koyune, evı olmayan sıçan dehğıne çekılecek Ve Travnık'ın uzun suren haın kışı başlayacak yeniden "Vadinin her iki yamacıııda da toprak çamura donuşuyor, kaynaklarda su çoğahyor, dereler kabanp taşıyordu" dıve yazıyor Andnç "O gune dek goze çarpmavan seller yanıaçlardan gurultuyle kopup gelıyor, çağlayıp coşarak sarhoş ve kor bir köylu gibi kente dahyorlardı. Ve Lavşa, bulana durula akıyordu TVavnık'in ortasından. Bu sıılann gurultusunden kaçıp kurtulmanın. rutubetinden evlere sığuımanın mumkunu yoktu. Neredeyse odalara dek ulaşıyor, yataklara bile sızıyorlardı." Kış kıyamette, vezınn sılahtan Yunus Bey'ın deyımıyle, "ayüarın bile gozlerını yaşartan" soğukta, yıllar oncesınde olduğu gıbı ınsanlar yme bırbırlerıne sokulup ısınmaya çahşacak, sevışıp çoğalacak, belkı yıne bırbırlennı oldurecekler Travnık'ın -kısa ve guzel- yazı, belkı hıç donmemecesıne terk edecek ulkeyı Karamsarhğımı bağışla Kâzım Barışın yerleşmesı ıçın savaşın bıtmış ohnası yetmıyor Insanlaraı da değışmesı, geçmışı anımsarken kın ve ıntıkam duygularından annması, tanhın kotu hayaletlennden kurtulması dıyeceğım, yeniden bırbırlennı sevmesı gerek BİTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle