23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 OCAK 2005 CUMARTESİ + CUMHURİYET SAYFA HABERLER SÖZ ÇİZGİNİN T\ırhan SelçukDöRT ÇOCUĞUNU ÖLDÜRDÜ Cinnet getiren baba, ailesini kurşuna dizdi KASTAMONU(AA)- Kastamonu'nun ''" Taşköprü ilçesine bağlı Akdeğirmen köyünde yaşayan Halil tbrahim 1. (35), 5 çocuğuna, annesine ve eşine kurşun yağdırdı, ardından kendini vurdu. Edinilen bilgiye göre, akşam ailece gittikleri bayramlaşma ziyaretinden döndükten sonra tabancasıyla, hepsi kız çocuğu olan M (8), A(11),Y(11), G ( 5 ) v e 4 a y h k G , eşi A (35) ile annesi E'ye (80) kurşun yağdırdı. Halıl İbrahim 1, bir mermiyi de kendi kafasına sıktı. Olayda, çocuklar, M, A ve G olay yerinde, Y ise kaldınldığı Kastamonu Devlet Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. Ağır yaralanan Halil tbrahim I, annesi E, eşi A ve 4 aylık kızı G, Kastamonu Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. E, A ve G ameliyata alındı. Halil İbrahim 1. ise Ankara'ya sevk edildi. Silah sesleri üzerine eve gelen ailenin komşusu Ceınal Sarı da gördüklerinden etkilenerek kalp krizi 5K geçirdi. Sarı, Kastamonu Devlet * Hastanesi'nde tedavi altına alındı. '- , r 9 , ,, ^ m ^ Taksilerin sızdırmazlık raporu alması gerektiğini belirten uzmanlar dolum tesislerinin de taşınmasını istiyor îstanbul'da LPGtehdidi Madencilerin korkulu rîiyası: Pnömokonyoz • ZONGULDAK (AA) - Zonguldak havza- sında, 15 yılda 14 bin 236 maden işçisinde akciğer hastalığı olan "pnömokonyoz" sap- tandı. SSK Zonguldak Göğüs ve Meslek Hastalıkları Ilastanesi'nden alınan, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) maden ocakla- nnda çalışan ve emekliye aynlan işçilerle ilgili 1990-2004 tarihleri arasında tutulan istatistiklere göre, hastalık en fazla 1997 yı- lında 1760 işçıde, en az ise 2003 yılında 241 işçide görüldü. Ikinci gün bilançosu: 21 ölü I Haber Merkezi - Kurban Bayramı'nın ikinci gününde yurt genelinde meydana ge- len trafik kazalannda 21 kişi öldü, 52 kişi de yaralandı. Yozgat'm Yerköy ilçesınde, iki otomobilin çarpışması sonucu Yücel Budak, Ali Öztürk ve Kenan Duman öldü, 3 kişi yaralandı. Çankırı'dan Yapraklı ilçesi- ne giden Ismail Özen'in (72) kullandığı otomobil yol kenanndaki elektrik direğine çarptı. Kazada, süriicü ile eşi Şükrüye Ozen ve Leyla Uslu yaşamını yıtırdı. bmir-Ankara hattı kısalıyor • ANKARA (AA) - lzmır'ın Ankara'ya yüksek standartlı bir demiryolu hattı ile bağlanması amacıyla hazırlanan projenin, bu yıl içinde ihale edileceği bildirildi. 2006 yılında yapımına başlaııması planlanan hatla ilgili olarak Limanlar ve Hava Mey- danlan Inşaatı (DLH) Genel Müdürlüğü, •eski projedeki bazı kriterlere de bağlı ola- tak yeni bir proje hazırlıyor. Hazırlanan yeni proje ile Ankara ile Izmir arasındaki '824 kilometre olan demiryolu hattı 630 •kilometreye düşürülerek ulaşını büyük öl- 'çüde kısaltılacak. Süreli süriicü belgesi yolda ;• BRÜKSEL (ANKA) - AB, Türkiye'de de uzun süredir tartışılan süreli süriicü belgesi luygulaması için ilk adımı attı. Avrupa Par- lamentosu ulaşım komitesinin kabul ettiği •yeni süriicü belgesi tipi, kredi kartı biçımin- 'de ve geçerlilik süresi tüm üye ülkelerde kaynı olacak bicimde düzenlenecek. Kart, »sürücüyle ilgili tüm bilgilerin depolandığı ;bir çipe de sahip olacak. Yeni süriicü belge- "lerinin, otomobiller ve motosikletler için 10 lyû, kamyon ve otobüsler için ise 5 yıl ge- *çerlilik süresi bulunacak. Hayat kurtaracak icat *• tSTANBUL (AA) - Haliç Üniversitesi sBilgisayar Mühendisliğı Bölüm Başkanı fProf. Dr. Ali Okatan, "Ara Beni" adını ver- ><diği icadıyla bir deprem anında, enkaz al- tında ya da bir başka felakette hayat kurtar- Jmayı amaçlıyor Okatan, "Benim üzerinde îçalıştığım ve geliştirdiğim normal bir saatin "içine konan bu cihaz, 'bluetooth' (kablosuz siiletişim) teknolojisi ile bir deprem anında, *enkaz altında ya da bir başka felakette ciha- szı taşıyanın hayatta olup olmadığını, nerede *bulunduğunu bildiriyor" dedi. Okatan, cıha- »zın 35-40 gram ağırlığmda ve maliyetinin *17 dplar olduğunu bildirdi. SİBELBAHÇETEPE SEDAAKDOĞAN Son günlerde îstanbul'da sayı- lan hızla artan LPG istasyonla- rı, patlamaya hazır bomba gibi bekliyor. Istanbul'daki 83 LPG istasyonundan yalnızca 13 'ünün ruhsatlı olduğu, bu istasyonlarda olası bir deprem sırasında mey- dana gelecek patlanıanın, dep- remden daha fazla zarar verece- ğine dikkat çekildi. îstanbul trafiğinde kayıtlı yak- laşık 100 bin LPG'li aracm bu- lunduğu, kayıtlara geçmeyen araç- larla bu saymın daha fazla olabi- leceği tahmin ediliyor. Makine Mühendisleri Odası (MMO) İstanbul Şubesi Yöne- tim Kurulu Sekreter Üyesi Bat- talKılıç, istanbul trafiğinde 100 bin civannda LPG'li araç olduğu- nu belirterek Sanayi Bakanlı- • Istanbul'daki 83 LPG istasyonundan yalnızca 13'ünün ruhsatlı olduğu, bu istasyonlann olası bir deprem anmda depremin vereceği zarardan daha fazlasını verebileceği belirtildi. MMO istanbul Şubesi Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Battal Kılıç, LPG'li araçlarda meydana gelen patlamalarm kontrolleri arttırdığmı söyledi. ğı'nın yayımladığı genelge ile LPG'li araçlara sızdırmazlık ra- porunun sadece MMO tarafın- dan verilebildiğini söyledi. LPG araçlannın mutlaka sızdır- mazlık ıaporu alması gerektiği- ni vurgulayan Kılıç, son olarak Beyoğlu'nda park halindeki ara- cın infilak etmesinin nedeninı de araçtaki gaz sıkışmasma ve kaçak dönüşüm yapılmasına bağladı. Kılıç, bir deprem ülkesi olan Türkiye'de olası bir depremde LPG istdsyonlarmda meydana gelecek patlamalann adeta nük- leer bomba etkisi yaratacağına dikkat çekerek "Örneğin Avcılar Ambarlı'daki dolum tesisi tanı fay hattının üstüne yapılnuştır. Bir deprem sırasında buradaki pat- lanıa, nükleer paüama etkisi ya- ranr. Bu istasyonlar yerleşim alan- lannın dışında yapümalıdır" dı- ye konuştu. Kılıç, son dönemde LPG'li araçlarda yaşanan kazalardan son- ra 27 bin aracın kontrol için oda- ya başvurduğunu anlatarak şöy- le devam etti: "Bu araçlann 4 bi- nini kontrollerde uygunsuz oldu- ğu için gcri yolladık. Ama halen bu araçlardan 900 tanesi kontrol- lerini yaptınp geri gelmedi. Nor- malde taksilerin yüda bir, diğer araçlann ise yılda iki defa kont- rollerinin yapılması gerekir. Bize kontrole gelmesi gereken araç sa- yısı 66 bin civannda olması gere- kirken 20 bin araç başvurdu. Anıa son patlamalardan sonra bu sayı haftada 400'Ierden, 1200'lere ka- dar çıktı." MMO istanbul Şube Müdürü Faruk Sevim, denetimlerin özel sektör tarafından yapılmaması gerektiğine dikkat çekti. LPG ıstasyonlannın okul, has- tane gibi yerlere 50 metre uzaklık- ta, binalara da 3 ila 9 metre uzak- lıkta bulunması gerektiğini belir- ten Sevim, yönetmeliğe göre, bu istasyonlarda mutlaka bir sorum- lu müdür bulunması gerektiğini ammsattı. Sevim, "Bıı nıüdürler, çevre, kinıya, petrol mühendisleri arasuıdan seçilmelidir" dedi. Akrabalarıyla hasret gideren yurttaşlar, hüznü ve sevinci bir arada yaşadı Sınırkapılanna bayram akını •£, AKINBODUR Türkiye - Suriye sınırında her bayramda olduğu gibi yine duygusal anlar yaşandı. Sınır kapılarındaki aşırı yığılma, izdihama neden oldu. Sabah erken şaatlerden itibaren Esseleme Sınır Kapısı'ndan gelen Suriyeliler, Kilis'in Öncüpınar Sınır Kapısı'nda ksrşılandılar. (Fotoğraf: AA) VECDİ ALTINTAŞLI SON YOLCULUCUNA UCURLANDI İstanbul Haber Servisi - Gazetemizin Düzeltme Servisi'nin eski j çalışanlanndan Avukat Mehmet Vecdi Alüntaşlı (60), mide kanserine yenik düştü. Önceki gün yaşamını yitiren Altmtaşlı, dün Moda Camii'nde ikındi vakti kılınan cenaze namazının ardından Ümraniye Dılamurkuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi. Gazetemizin Düzeltme Servısi'nde 1975-1980 yıllan arasında görev yapar Mehmet Vecdi Altmtaşlı, yazıişleri bölümünde avukat olarck da çalıştı. Bir süredir kanser tedavisi gören Altmtaşlı, 2 ay önce ameliyat oldu. Evli ve bir çocuk babası olan Altınteşh, perşembe günü yaşamını yitirdi. HATAY/İDLtP-Kurban Bayramı'nı Su- riye'deki yakınlanyla geçirmek isteyen bin- lerce kişi dün sınır kapılanna akın etti. Her bayram olduğu gibi kavuşmalarda duygu- lu sahneler yaşandı. Hatayhlar sabahın erken saatlerinde Rey- hanlı ilçesindeki Cilvegözü ve Yayladağı il- çesindeki sınu- kapılanna akın etti. Cilve- gözü'nden Suriye'nin Babul El Hava Sınır Kapısı'ndan Idlip'e geçen Hatay Valisi Ab- dulkadir San'nın başkanlığındaki heyet Id- lip Valisi Seit Davut Ülya tarafından karşı- landı. Vali Sarı'nın tercümanlığını AKP Reyhanlı llçe Başkanı Fevzi Şanverdi yap- tı. Bayram süresince yaklaşık 21 bin kişi- nin Cilvegözü'nden Suriye'ye geçeceğini anlatan San, "Vatandaşlarmuz Suriye'ye konuk olarak değil, ev sahibi olarak gidiyor- lar" dedi. Idlip Valisi Illya da her iki ülke insanının, tarih boyunca aynı külrürü ve coğrafyayı paylaşarak dostluk içinde yaşa- dıklannı söyledi. İZDİHAM YAŞANDI Türkçe-Arapça şarkılar söylendi, halay- lar çekildi, kılıç-kalkan ekibinin gösterisi- nin ardından heyet Suriye'nin Lazkiye ken- tine geçti. Heyetin programını 63 gazeteci izledi. Sabah saatlerinde Reyhanlı'dan Su- riye'ye 8 kilometrehk araç konvoyu oluş- tu. Sınırdan geçince yakınlanyla kucakla- şan Hataylılann artık Suriye'de yabancıhk çekmedikleri görüldü. Yayladağı Sınır Ka- pısı'ndan geçenler de Lazkiye kentinde ya- kınlarıyla kucaklaştı. Kilisliler ise Suriye'den gelen konuklan- nı ağırladılar. Sabah erken şaatlerden itiba- ren Esseleme Sınır Kapısı'ndan gelen Su- riyeliler, Kilis'in Öncüpınar Sınır Kapı- sı'nda karşılandılar. Sınır kapılarında aşın yığılma nedeniyle izdiham yaşandı. 48 saat süreyle yakınla- nnın yanında konaklayacak olan Suriyeli- ler daha sonra ülkelerine dönecekler. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Beklentilerim Prof. Dr. Mesut Parlak'ın İstanbul Üniversitesi Rek- törlüğü'ne atanmasını memnuniyetle karşıladım. Za- ten üniversitede yapılan "eğilim belirlemesinde" orta- ya çıkan sonuçtan sonra, farklı bir atama yapılsaydı çok garip olurdu. "Antidemokratik" olurdu, demiyo- rum. Bu süreç, başından sonuna kadar antidemokra- tik. Fakat bir de, kendi iç mantığı var. Eğer yüzlerce oy farkla önde gelen bir adayın yerine bir başkası atan- saydı, açıklanması çok güç olurdu. Geçenlerde de yazdığım gibi, bu eğilim belirlemesi, benım için çok dramatik oldu. Çünkü çok değerli ve bu makama layık bulduğum üç dört meslektaşım, bir- birleriyle yanştılar. Ve doğrusu ben de çok zorlandım. Sayın Cumhurbaşkanımızın, en çok tercihe mazhar olan adayı atamasını, doğru ve memnuniyet verici buldum. Fakat her zaman, en çok tercih edilen adayın atanmasının bazı sakıncaları olduğunu da unutmamak gerekir. Zira unutmamak gerekır ki; şu anda, Türkiye üniversitelerindeki öğretim üyelerinin çok büyük bir bölümü, YÖK düzeni içinde öğretim üyesi sıfatını ka- zandılar ve özellikle taşrada bazı üniversitelerde garip "kadrolaşmalar" olduğunu üzüntüyle gözlüyoruz. Bence, gençliğinde ne gibi uçlarda dolaşırsa dolaş- sın; belli bir süre öğretmenlik yapan insan, bu mesle- ğin getirdiği ağırbaşlılık ve nesnelliği kazanır. Fakat bunun her zaman gerçekleşmediğinı söyleyebıliriz. Hatta bunun çok üzücü örneklerini de görüyoruz. • * • Bundan uzunca bir süre önce, kimı üniversiteleri- mizdeki bazı öğretim üyelerinin (genç ve yaşlı), sabah- ları "toslaşarak" selamlaştıklarını yazmış ve bunu çok ayıplamıştım. Hatta bunların, kendilerine sembol ola- rak "kurdu" aldıklarından bahisle; toslaşmalarından zi- yade, bırbirlerini "münasıp yerlerinden ısırmalannı" önermıştim. Bızim fakülteden (şımdilerde "Kızılelmacı" geçinen) bir meslektaş, bu konuda yazdığı bir kitapta, isım ve- rerek beni eleştirmış ve bunu yayımlayan İbrahim Derbeder ile köprülerı atmama neden olmuştu. Ay- dınlar Ocağı Genel Başkanlığı'nda da, ortalığı epeyce karıştıran bu meslektaşım; beni, "Bir bilim adamına yakışan objektiflikten uzak" bulmuştu. Ne dıyelim? Herhalde, kendini çok objektif sayıyordu... Bazı toplumsal bilimcilerimız; Osmanlı Imparatorlu- ğu'ndakı hoşgörüyu, laiklik ile karıştırıyorlar. Ve "Os- manlı'da cami, kilise, havra yan yanaydı" diyerek bu- nu laikliğin bir kanıtı olarak ileri sürüyorlar. Toplumsal bilımlerin böylesine ayaklar altına alınması, bu işi ya- panların kendi sorunları. Ancak bir de başkalarına sa- taşmıyorlar mı, doğrusu çok ayıp oluyor. • • • Defalarca dıle getırdiğim üzere, 12 Eylül'ün her şe- yıne karşıyım. (Ancak 12 Eylül döneminde de karşıy- dım.) 12 Eylül'e karşı olan ilk yazılarımı, Kasım 1980'den itibaren, Ufuklar dergisinde yayımlamaya başlamıştım ki; bu dergiyi çıkaranlar, şimdi bambaşka vadilerde at koşturuyorlar... YÖK düzenine karşı, en sert eleştirileri dile getir- mekten çekinmedim. Hatta Süreç Yayınlan'nda ya- yımlanan "Niçin YÖK Değil" başlıklı bir de kitapçık ka- leme aldım. (Kimileri gibi, YÖK'e o zamanlar karşı olup; daha sonra bellı makamlara gelince, "kıvırtanlar- dan" da değilim.) YÖK ile ilgili bütün endişelerim, ma- alesef gerçekleşti. Ancak bu öngörüm ile ıftihar et- mem de elbette söz konusu değil. YÖK düzeni içinde; "ülkücü kadrolaşma"nm yanı sı- ra, "dinci bir kadrolaşma" da yaşandı. Bundan önce defalarca dile getirdiğim üzere: bazı insanlar, akıllann- dan hayallerinden geçiremeyecekleri makamlara atanmayla geldiler. Ve bu insanların atadıkları insanlar; kendilerine benzemeyen nitelıkli ve yetenekli genç araştırmacıların önünü keserek kendilerine benzeyen, kendileri gibi araştırmacılann önünü açtılar. Bu türden insanlar, bugün maalesef bırtakım köşebaşlarını tut- muş bulunuyorlar. Ortalıkta "ilahiyatçı" diye gezinen bazı tiplere bakıyorum da, inanın utanç duyuyorum (Aralarındaki çok değerli bazı meslektaş ve arkadaşla- nmı tenzih ederim). ••• Zor bir dönemdi 12 Eylül. Ne toplumsal yaşamımız- dan, ne de siyasal yaşamımızdan söküp atamadık. Özellikle, "derin devlet" adı verilerek bir tür dokunul- mazlık sağlanan gruplarla "ülkücü" bazı gruplar ara- sındaki işbirliği, neredeyse günümüze kadar sürdü. Bir süre önce gene kaleme almıştım. İstanbul Üniversite- si'nde çıkan bir kavgadan sonra, polisin gözaltına al- mak için götürdüğü bir genç; "Beni niye götürüyorsu- nuz, ben ülkücüyüm" diyerek kurtulmak istiyordu. Herhalde kurtulmuştur... Ve bunların, birbirlerine karşı ne denli vefasız olduk- larını da; 12 Eylül sonrasında, Mamak'taki ülküdaşları- na yardım için nasıl çırpındığını anlatan Sayın Nihat Genç'ten öğreniyoruz. Aslında ibret alınacak çok şey- ler yaşandı bu ülkede. Doğrusunu isterseniz, uzun dönem için iyimser ol- makla beraber kısa dönemde, fazla beklenti içine gir- mek ıstemiyorum. Fakat öyle sanıyorum ki; artık, "hortumlama" dönemi önemli ölçüde geride kaldı. Si- lahlı Kuvvetlerimiz bile, bu konuda böylesine kararlı olursa sivillerin de kendilerini toplayacaklarını umut ediyorum. Aslında her şeyin başı, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlemesi. Eğer burada bir eksiklik olursa yolsuzlukların da önü alınamıyor, hortumlamalann da. Eğer bu toplumda, "çeteler"\e ilgisi olmayan insanlar, demokrasiye ne kadar gereksinim olduğunu anlar ve bu bilinçle davranırlarsa çözemeyeceğimiz hiçbir so- runumuz olamaz. Kıbrıs Harekâtı'nda görev almıştı DEMİRBAC TOPRAĞA VERİLDİ İstanbul Haber Servisi - Kıbrıs Banş Harekâ- tı'nda görev alan tugayın komutanı emekli Tüm- general Sabri Demirbağ (84), Îstanbul'da aske- ri törenle toprağa venldi. Demirbağ, solunum yet- mezliği nedeniyle yaklaşık bir aydır GATA has- tanesinde tedavi görüyordu. Sabri Demirbağ! ın naaşı dün Üsküdar Selimi- ye Camii'nde öğleyin kılınan cenaze namazının ardından Tuz- la'daki aile me- zarlığında defhe- dildi. Demir- bağ'ın cenaze tö- renine, ailesi ve yakınlarımn yanı sıra 1. Ordu Ko- mutanı Orgeneral Hurşit Tolon, es- (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) y Ka,-;, Kuvvet- leri Komutanı Aytaç Yalman, eski Deniz Kuv- vetleri Komutanı Oramiral Zahit Atakan, 3. Or- du Komutanı Orgeneral Oktar Ataman, emek- li Jandarma Komutanı Orgeneral NecatlÖzgen, emekli Orgeneral Nejat Üruğ ile üst rütbeli su- bayların da bulunduğu törene çok sayıda Kıbrıs gazisi katıldı. Demirbağ, Kıbns Harekâtı'nda adaya ilk inen birliğin komutan'.ydı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle