27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 MAZİRAN 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK il(rl C-Oİ2£VİMİ2 £NC MEIÎÎMİL. Ş TA3-A-LI İSTA.N'BUL Z3F3SDİ5Î A3DÜ1CAN2AZT IS" .VAC2HALAHI ÎTEKKH BÎSD3.N' Talya'ya geç satıip çıkıldı • ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Namus uğruna intihar eden ve kimse sahip çıkmadığı ıçin cenazesi Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi üyesi kadınlann omuz- lannda taşınan Talya Zaman için görkemh bir mezar yapıldı. Talya'nın mezannı ziyaret eden merkez üyesi kadınlar, görkemli mezar karşısında şaşkınlığa uğradı. Merkez gönüllü üyelerinden Hicran Karaduman, "Mezann kim tarafından yapıldığını öğrene- medik. Talya için geç kalmış pişmanlıklar yaşanıyor" dedi. HaîB AkdemiP törenle anıldı • DıYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Dıyarbakır'da 8 Haziran 1992'de uğradığı silahlı saldın sonucu yaşamını yitiren özgür Gündem îazetesi muhabın Hafız Akdemır, 13. jlüm yıldönümünde örenle anıldı. 3üyük postane inünde bir araya »elen sivil toplum irgütü temsilci ve iyeleri buradan ellerınde Vkdemir'in resimleri ve ;içeklerle Akdemir'in •urulduğu İskender Paşa 4ahallesi Büyükakar okağa kadar oirüdüler. Törene ;atılanlar ellerindeki içekJeri Akdemir'in nnesi Şefika *ıkdemir'e verdiler. Izartar'a bir utuklama daha I İstanbul Haber Servisi İmar Bankası'ndan etkisız olarak Hazine onosu satışına ilışkin 7 ski yöneticınin argılandığı davada adelerinin almabilmesi ;in Kemal ve Yavuz Izan hakkında gıyabi ıtuklama karan ıkartıldı. Şişli 7. Asliye eza Mahkemesi'ndeki uruşmaya. davanın ıtuksuz sanıldan Erol ;ürbaş, Yaşar Avni rüral, Bırol Çilingir, ürol Demirkol ve ilmi Başaran ile Imar ankası ana davası kap- ımında gıyabi tutukJu larak aranan Kemal ve avuz Uzan katılmadı. azeteci açığı I İstanbul Haber îrvisi - Dünya ukukçular Birliği aşkanı Richard lcphee. çalışanlann )laylıkla Kanada'ya >çmen olarak debileceğini belirterek [ellikle gazeteci ve tmeraman açığı ılunduğunu söyledi. cphee, "Kanada'da ızeteci ve kameraman ığı var Eğer Ingilizce ı da Fransızca liyorsanız, 4 yıllık da r deneyimıniz varsa hatlıkla göçmen olarak •lebilirsıniz" dedi. Turhan Feyizoğlu, sinemada çığır açan Yılmaz Güney'in yaşamöyküsünü yazdı 4 Bir GrkmKraF3 • Feyizoğlu'nun kitabında, eylemler, yürüyüşlen kampanyalar, gözaltı, tutukluluk, açlık grevleri ve firarla geçen siyasal yaşamıyla ilgili olarak Yılmaz Güney, "Ben komünist propaganda yapmıyorum diyemem. Başabilirsem gerçek bir komünist olabilirim" diyor. İstanbul HaberServisi-Ya- esjtsizlikdenkleıni" hikâyesı nede- zar Turhan Feyizoğlu'nun ka- leme aldığı 'Bir Çirkin Kral' adlı kitap, Türk sınemasının efsane, dâhı ve sıra dışı ismi Yıunaz Güney'ın renklı ya- şamöyküsünü gözler önüne seriyor. Feyizoğlu, "Ozan Ya- yıncılık"tan çıkan kitabı ne- den yazdığını şu sözlerle an- latıyor: "Televizyonyaşaıro- nuzda olmadığı birdönem- de ben ve benim gibi genç- ler, sinema oyunculann- danbiriolan YıbnazGü- ney'i o günün dergi ve gazetelerindeyayım- lanan haberleriyleta- rudıvesevdi. Sevdiği için bu gazete ve dergilerde yayımla- nan haberierini biriktirdi. Ar- şh yapü. 'Dünyada iki kusur- suz kişi vardır. Biri ölmüştür diğeri doğmamıştır' derler. Bu kitapta çocukluk dönemimde izlediğim fılm kahramanlar- dan biri oian 'çirkin kral' an- laübnıştnf Konyasürgünü Kitapta, türkülere konu olan Adana'nın Yenice Köyu'nde 193 7 yılında dünyaya gelen Yıl- maz Pütün'ün (Güney), 13 ya- şındayken okuduğu "Pal Sokağı Çocuİdan" kitabı ve kitabın kah- ramanı "Nemeçek" adlı çocuk ıle köyde hızlı koşan. şiiryazıp şi- ir okuyan Yakup adlı kişiden et- kilenerek hikâye ve şiire yöneldı- ği belirtilıyor. Hayatında dönüm noktası olan "Uç bilinmeyenli niyle Konya'ya sürgüne giden ve ömür boyu kamu haklarından mah- rumıyet cezasma çarptmlan Gü- ney'in "Bojnu BükükÖldüler" ro- manı ile de "Orhan Kemal Roman Ödülü"nü alışı aktanlıyor. Kitabın, Güney'in sinemacılığı bölümünde, set işçisi Çirkin Kral'ın 1959 yıhnda Aûf Yılmaz ın "Bu Vatanın Çocuklan" adlı Fılminde başrol oynayarak beyaz perdeye adım atması resmediliyor. "tkiside Cesurdu" filmiyle daha da tanınan Güney'in önce "çirkin adam" da- ha sonra da "Çirkin Kral" oluşu aynntılanyla okuyucuya sunulu- yor. "Fortakalyiyeıneyençocuğun* Alnn Portakal \e birçok ödül kazan- ması, Güney Filmcilik'i kurması, ilk önemlı fılmi "Umut*u yaratması, "YoP filmiyle Altın Palmiye'ye ulaşması da romanda yer alıyor. Kitapta. eylemler. yürüyüşler, kampanyalar, gözaltı. tutukluluk, açlık grevleri ve fırarla geçen siya- sal yaşamıyla ilgili olarak Yılmaz Güney, "Ben komünist propagan- da yapmrvorum diyemem. Başabi- lirsem gerçek bir komünist olabili- rim" drye konuşuyor. İlk hücreyi 1961 )ilında 24 yaşında tanıyan Güney, bir sanatçı olarak en çok imzayı hayran- lanna değil sürgünde bulunduğu ve her akşam uğramak zorunda olduğu karakolda polise verdığini söylüyor. Evlilikleri, çapkınlıklan, geceyaşan- tısı, silah sevgisi, hız tutkusu. "inti- hargnişnni", Yumurtalık Hâkimi Se- fa Mutiu'nun öldürülmesi ve yeraltı dünyasıyla ilişkileriyle sıra dışı oyun- cu, yönetmen. yazar Güney'in port- resi tamamlanıvor. Hikâyeci ve sinemacı. 'Bir Çirkin Kral' kitabında, Güney'in hikâyecitiğine, j sinemacılığına, hayatından kesitlere, sivasi etkinliklerine, ev litiklerine, genç denebilecek bir yaşta hayaünı ka>1>ermesine yer verilryor. Kitapta a\nca HajTİ Caner, Hüseyin Baş, Onat Kutlar, Atilla Dorsay, ' Tank Dursun Kakınç, Halit Refiğ'in Günev 'le [ yaşadıklan ve onunla sö>1eşileri de yer ahrken Çirkin * Kralfikralan,Nurer Uğurlu'nun "Yıhnaz Güney" > başhkh şüri ile Günev 'in kaleminden kendi ha>aö. ; kitabın Ugi çekki böİümleri olarak göze çarpryor. DUZYAZI İZFAŞ Genel Müdürü Ersözlü'ye yapılan saldın îzmir'deki sıkıntıyı tekrar gündeme taşıdı Rant kuşatmasındaki kentSERDARK1ZIK İZMİR- Ege'nin ıncisi, ran- tıyecilerin baskısı ve farkJı ge- rilımlerle bunalıyor. Fuar'da büfesi yıkılan işlet- mecinin, belediye şirketi İZ- FAŞ'ın Genel Müdürü Dilara Ersözlü'ye silahlı saldınsı. İstan- bul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın, kapkaçın İzmir'e kaydığı yolundaki saptamalan, gazeteci Hasan Tahsin'in silah- la tehdit edilmesı, rantiye kesi- minin gökdelen taleplen, kenti korumaktan başka çıkan olma- yanlann "istemezükçü" dıye ta- nımlanıp yatınmları engelle- mekle suçlanmalan, rantçılann Büyükşehir Belediye Başkanı AhmetPiriştina'yı yasadışı dav- ranmaya çağırmalan, kentın gün- demini belırlıyor. Geçmiş iktidarlann kentin tek yeşil alanı fuarda siyasi rüşvet olarak dağıttıklan ışletmeler ve büfelenn Pınştına yönetımınce yıkılmasıyla başlayan gerilim, • Geçmiş iktidarlann kentin tek yeşil alanı fuarda siyasi rüşvet olarak dağıttıklan büfelerin Piriştina yönetimince yıkılmasıyla başlayan gerilim, hafta sonu çıkarlan zedelenen kesimlerden gelen kurşunlarla büyüdü. Ersözlü yaralanırken saldınnın bireysel olmadığı iddia edildi. hafta sonu ekonomik çıkarlan ze- delenen kesimlerden gelen kur- şunlarla büyüdü. Ersözlü. bu ke- simlerin silahlı saldınsına uğ- rarken, saldınnın bireysel olma- dığı yolunda haberler yayılma- ya başladı. Yine İstanbul Emni- yet Müdürü Cerrah'ın, "îstan- bul'da bannma zorhığu çeken uzüi, Kalaşnikoflu kapkaç çete- leri, İzmir'e kayınaya başladı" sözlen sıkıntıyı büyürtü. Havadan para Bütün bunlann yanı sıra ye- rel seçimlerin ardından yeniden harekete geçen rantiye grupla- n, AKP'nin de desteğiyle 5-6 katlı binalannı 30- 40 kata yük- seltip "yaünm yapacağız'' adıy- la. "havadan para" kazanmak için baskılannı arttırdı. Örne- ğin, geçen dönem Konak Bele- diyesi'nden kentin merkezinde yoğunluğu arttıracak 35 katlı gökdelen için imar alan ancak büyükşehirde bu yatınmı engel- lenen Küçükbay Grubu, Pirişti- na'ya. yasadışı bir çağnda bu- lundu. Başkamn "y^salann arkası- na sığuıdığuıı" savunan Küçük- bay Grubu Yönetim Kurulu Baş- kanvekili AhmetKüçükbay, "Pi- riştina istedikten sonra bütün sorunlar aşıhr. Yönetici isterse, aynı yasa ile projeleri engelledi- ğî gibi geçit de verebiBr" dedi. Açıkça belediye başkanını suç işlemeye çagıran bu yaklaşım tepkilere yol açarken, kenti, kent- liyi değil, salt kendi çıkarlannı düşünen rantçılann gerçek yü- zünü gösterdi. Eski Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu yerel bir gazetede- ki köşe yazısında şu sözlerle so- runun çözümünün aciliyetini gösterdi: "Bu göriinmez grup- lar o kadarorganize ki, tüm ma- kamlan seçimK- seçimsiz ele ge- çirebilivorlar. Eğer günün birin- de, birisi yollanna taş ko>acak olursa, görünür göriinmez ne fauöeryapariar, ne fauller!„ Bu- güııterdelznıiruzerineveniovun- lar tezgâhlanı\or. tezgâh hazır- hklanortavadöküldü bik. Dtyo- rum ki, birileri bugünden başia- vıp geriye doğru şu imar' dalga- lannı' ve 'isimlerini' araşbrsa, çok iyi bir iş \apar." Bu kenti, Kordon'a otoyol, Konak'a Galleria, Fevzipaşa Bulvan'nda beton direkler üs- tünde metro ucubesinden kurta- ran ve kentlerini korumaktan başka bir çıkarlan olmayan "is- temezükçükr''e gelince... Onlar, 5- 6 katlı bınalan yıkıp, 30-40 katlı gökdelenler dikerek "ha- vadan" para kazanmak isteyen- leri yasalara ve kente saygılı ol- maya çağınyor bir; otel ve iş merkezi yapmaya soyunan ran- tiyecilere 2.5 yıldır kapalı tutu- lan Efes Oteli ile 6 aydır işleme- yen Mercury Oteli'ni işaret edi- yorlar iki; projelerin kentin da- ha uygun yerlerine kaydınlma- sını istiyorlar üç, rantiyecileri sanayi yatınmlanna yönelme- ye davet ediyor dört! Bu durumda bize de, Kor- don'daki iki katlı güzelim evle- rini yıkıpbugün dünyakenti ola- bılecek İzmir'i beton setlerle kuşatan o dönemin rantiyecile- nni ve onlara yol açanlan anım- satmak kalıyor. ORHAN BİRGİT Yaşasın Ûzgürlük... Koşar adımlaria AB kapısına ulaşmak için, birbiri ardına yasalar çıkarıyor; kendilerini bin yıldan beri ya- şadıklan topraklarda azınlık gibi görmek isteyenler için devlet televizyonunda haftada bir. beşer onar daki- kalık programcıklar yapılmasını uygulamaya geçiri- yoruz ya. Ya bugün ya da bu hafta içerisinde yine "Uyum Va- saları" kapsamında hazırlandığı söylenilen "Basın KanunuTasansrm daTBMM'degörüşu\mes\ için ge- nel kurul gündemine alacağız ya. Başbakan bu tür çalımlarla Gelişmiş Ülkeler Konferansı'nın onur ko- nuğu sıfatıyla ABD'ye hareket ederken Gözcü gaze- tesınde küçük bir haber; Star televizyonu, Hulki Ce- vizoğlu'nun Ceviz Kabuğu adlı haber programını ani bir kararla yayından kaldmvermiş. Diyeceksinız ki, daha önce de, aynı programa, bi- rilerinin keyfini kaçırdığı için atv'nin ekranları kapatıl- mış değil miydi? Oyleydi ve o birileri özel bir televiz- yona bu yönde baskı uyguladıklan için, o sırada Star TV'de de iktidara başkaldırı rüzgâriarının esmesinden yararlanarak Cevızoğlu, kendisine yeni bir pencere bulmuştu. Ama şimdi. Şimdi söz konusu televizyon, TMSF'nin tutsaklan arasında. Tıpkı aynı ismi taşıyan günlük gazete gibi, bir tür Rockefeller yayını yapmakla gö- revli. Üç maymunu oynayan medya O görevini tam bir uyum içerisinde yerine getire- bilmek amacıyla, örneğin aynı ismi taşıyan gazete ve televizyon, Başbakan Erdoğan'ın geçen hafta sonun- da AKP II Merkezi'nde imam hatip liselilerle görüş- meye giderken karşılaştığı protestolara da göz yum- muştu; Pendik'ten kalkacak hızlı treni yarım saat ge- ciktirdiği için perondan yükselen ıslık sesleri ve al- kışları da görmemiş, duymamıştı. Bu tür sadakatler, kimi özel medyamızda sık sık gö- rülüyor. Onları, tekelci sermayenin zorunlu sansürü- ne uymuş kimseler olarak algılayanlarımız da oluyor. Ama, bu zorunlu nedenlerle devlet kontrolü altına alınan medya organlarına uygulanan baskıya ne di- yeceksiniz? Iktidar, benzetmek gibi olmasın ama Sovyetler'in resmi organı Pravda'nın 2004 modelle- rini ısrarla televizyon ya da gazete olarak yayımlar- ken hem kendisini alkışlatmış oluyor, hem de bu or- ganlann girdi paralarını TMSF aracılığı ile biz vergi yü- kümlülerinin sırtına yüklüyor. Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, geçen hafta pazar günü Ankara Gazeteciler Cemiyetı'nde- ki bir törende, TMSF, elındeki basın araçlarının satı- lacağını yinelemek gibi kendisinin de yeterince inan- madığı bir misyonu yerine getirdi. Ama ne zaman ve nasıl? Aylardan beri bu soruyu yanıtlayan yok. Bu or- ganları açık arttırma ile satışa çıkartan da yok. Niye olsun ki? önceki gün bizim gazetede küçük bir haberle Er- bakan'ın kurduğu televizyona devletin kablolu yayı- nından yararlanmak için yapılan başvurunun bizzat Erdoğan tarafından engellendiği yazıldı. Ama tekzip edilemedi. Nasıl tekzip edılecek? Ulusal Kanal'ın kablolu ya- yından yararlanmak için Kanal Tek adlı bir kuruluş- tan yaptığı kira sözleşmesine karşın hile yöntemi ile, aynı logo ile bir başka sahte yayını ortaya çıkartan- lar kimler? Aydınlık dergisi, 16 Mayıs 2004 tarihli sayısında bu olayın geldiği yeni aşama için kapağında; "Tele- com'da 4 milyon dolarlıkrüşvet" manşetinı kullandı ve ağır suçlamalarda bulundu ama ilgililerin gıkı bile çıkmadı. Nasıl çıksın ki? Kıbns'ta kurulu ART televizyonu- nun yine devletin kablolu yayınından yararlanması için yaptlan sözleşmeye, hukuk dilinde gabin denilecek bir ekleme ile idarenin kanalın yayınını beğenmediği takdirde diledıği zaman sözleşmeyi geçersiz saya- cağını kayıtlara alan bir madde koymasını eleştirmiş- tim de, orada AKP'nin borazancıbaşılığını yapan im- za sahiplerinden tek kelime yanıt alamamıştım. Şimdi ister inanın, ister inanmayın. Bu kafa ile astığı astık, özgür televizyonlann sesi- ni kısmakta mahir olan AKP iktidan, Basın Yasası'na yeni bir biçım vererek uyum yasalan ışığı altında ön- ce kendisini, sonra da bazı saf vatandaşlarımızı kan- dırmakla meşgul değil mi? Görüşülmeye başlanacak olan yasa, belki kimi bürokratlarca uzun araştırma- lar sonunda iyi niyetle hazırlanmış olabilir. Ama, AKP'nin sadece birkaçını saydığım uygulamaları, bu çalışmaların birer teftiş fırçası olarak değerlendirildi- ğini göstermiyor mu? Bu saydığım örneklerden hangisini ana muhalefet partimiz CHP, pariamento gündemine taşıdı dersiniz? Onlar, hele şu olağanüstü kurultaylar toplama dö- nemini bırtamama erdirsinler. Belki daha sonra mu- halefet görevlerini de anımsamaları zamanı geldiği- nı farkederter... Faks: 0212- 677 07 62 obirgit(a e-kolay.net Basın özgürlüğü TGCödülüiçin başvuru İstanbul Haber Ser- visi - Türkiye Gazete- ciler Cemiyeti'nin (TGC)geleneksel "Ba- sın Özgürlüğü Ödülü" için başvurular. 30 Ha- ziran'da sona erecek. TGC Genel Sekrete- ri Turgay Olcayto yap- tığı yazılı açıklamada, ödülün, basın özgürlü- ğünün önemini vurgu- lamak amacıyla her yıl, konuyu savunan, bu uğurda çaba harcayan kişi ve kuruluşlara ve- rildiğini anımsattı. Ol- cayto, 1 Haziran 2003- 31 Mayıs 2004 tarihle- ri arasındaki dönemi kapsayan "2004 Basın Özgürlüğü Ödülü "nün Büyük Seçici Kuru- lu'nun, TBMM'de gru- bu bulunan siyasi par- tilerin bildirecekleri Merkez Yönetim Ku- rulu veya Genel Idare Kurulu üyelerinden l'er, Türkiye Barolar Birliği, Türkiye Gaze- teciler Sendikası, Ga- zete Sahipleri Birliği ve istanbul Üniversite- si'nden l'er, TGC'nın de 3 temsilcisinden oluştuğunu belirtti. Açıklamada özetle şöy- le denildi: "Ödüleada\tk,kişi- sel veya kuruluşlann kendibaşMirulan,gaze- te, dergi, T\ r , radyo ve- ya ajans kuruluşlannın yetkililerince aday gös- terme ile TGC yönetim kurulunca aday göste- rilerek gerçekleşecek. Adayhk için başvuru- lar en geç 30 Haziran saat 16.30'a kadar TGC'ye ulaşünlacak."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle