Katalog

Cumhurfyef SPOR ÜNY4 PORTO'YU BAŞARIDAN BAŞARIYA KOŞTURAN MOURİNHO'NUN, CHELSEA SERÜVENİİSAŞLADI F.BahçeDr. SEDAT HAYRAN B IVlourinho, 26 Mayıs Çarşamba gecesi, Schalke Auf Arena Stadı'nda Fransa temsilcisi Monaco'yu 3-0 gibi net skorla yenerek, milyonlarca Sarı - Lacivertli taraftarı sevindirdi. Fener'i de devler ligine direkt giden 16. takım yaparak, hem Fener'in ilacı ildu hem de bir yıl önce yazdığım yazımı ve beni doğruladı. u manşeti Fenerbahçelı- ler çok lyi anımsarlar. Yı- ne bu manşeti Aziz Yıldı- rım ve yönetıcılerı de çok iyı hatırlar. 2002-2003 futbol sezonunda çok kö- tü bır yıl geçiren, Lorant, Oğuz Çetin ve Tamer Güney gıbı 3 teknık adamla aranılan istikrarı bır türlü yakalayama- yarak UEFA'ya bile kalamayan Fener- bahçe'nın; teknık adam arayıştarı içıne gırdığı dönemde, (11.5.2003 tarihli) Star gazetesınde bu manşeti kullanmıştık. Çok sevdiğım, zeki, ve bıraz telaşe mu- düru Başkan Yıldırım'a da antrenörle ilgılı yaptığım araştırma bılgilerini ver- miştim. Ama olmadı olamadı. Kısmet Daum'a ımış, saygıyla karşılamak ge- rekır. Sıhırbaz Mourinho, o dönemler Fener'in ılacı olamadı ancak 26 Mayıs Çarşamba gecesi, Schalke Auf Arena Stadı'nda Fransa temsilcisi Monaco'yu 3-0 gıbı net skorla yenerek, milyonlar- ca sarı lacivertli taraftarı sevindirdi. Fe- ner'i de devler ligine direkt giden 16. takım yaparak, hem Fener'in ilacı oldu hem de bir yıl önce yazdığım yazımı ve benı doğrulamış oldu. Teşekkürler Mourinho...Fener'i burada noktalayıp. para ve prestij ligı olan şampıyonlar ligine doneiım. Şimdı devler lıgınde gundem. yeni Chelseali. eskı Portolu, tam 9 mılyon dolarla Av- rupa'nın en pahalı hocası olma ünva- nını elıne geçiren Jose Mourinho! Iki yıldır rakıplerine oranla kısıtlı butçe ve dar ola- naklar çerçevesınde muthış bır kon- sept tasarımı ve kendıne özgü strate- jisıyle, Porto'ya altın çağını yaşatan ve Avrupa'nın en büyuğü yapan müthiş tek- nık deha Jose Mourınho'nun Porto'su ayakta alkışlanmayı hak ettı dersek her- halde yanlış yapmayız! Karıyerıne, Bobby Robson us- tanın yanında tercüman olarak başla- yıp futbol zekası, kültür, teknık, taktik, strateji kısaca futbol adına ne varsa her şeyın deneyımını burada öğrenip pe- kıştırdıkten sonra Robson ıle yollarını ayırıp Benfica'ya gıtmesı, ardından çok zayıf bır takım olan Unıao Leira'yı Por- tekız lıgınde dordüncülüğe taşıyarak tüm dıkkatlen ustune çekmesi ve en so- nunda müthiş karıyer yapacağı Por- Ada Bobby Robson'un tercümanlığından bugünlere gelen Mourinho, artık dünyamn en pahalı teknik direktörü. to'nun başına geçmesi... Porto 2 yıl önce kelimenın tam anlamıyla Jose Mourinho ıle "Bır değişti pir değişti." Arka arkaya 2 yıl Portekiz Lıgi Şampı- yonluğu, bırıncı yılın sonu UEFA Kupa- sı Şampıyonluğu, ıkinci yılın sonu, Şam- piyonlar Lıgı Şampiyonluğu. Birde 'Re- kor Egalesi'l 1976 ve 1977 yıllannda art arda Lıverpool'u UEFA Kupası ve o za- mankı adıyla Şampıyon Kulüpler Ku- pası Şampıyonluğu olarak görmüştük. Bu rekor bu tarihe kadar kırılamamış- tı. Ama Mourinho ve öğrencilen bunu da başardılar. Adeta boş yok boşa pa- ra yok misalı, pes doğrusu! Başarıların mımarı Mourinho; saha ıçi sistem kur- gusunu Avrupa'da şımdilerde moda halıne gelen, mevkilen ne olursa olsun tehlike anında hemen o bölgede çoğa- larak rakıbı etkısiz hale getiren agresıf bir yapıyı var eden stratejiyle kurdu. Takımda, orkestra şefi Oeco dışında Al- berto, Valente, Costinha, Maniche ve gol bölgelerındekı önemlı silah olan Benni McCorthy le büyük başarılann sadece "Finansal değerieri milyon do- lar ya da Eurolarla ölçülebilen ve ün- lu yıldızlar topluluğu kadrolarla yapıl- madığını", kısıtlı olanaklarla da çok iyi bır takım ruhu yaratılarak bu işın başa- rılabıleceğıni tüm Dünya'ya gösterdi. Ve Mourinho; haklı olarak Av- rupa'nın da en büyük hocası oldu. Yeni başlayan Chelsea serüveninde, Porto başkanı Nuno Pinto ile Chelsea baş- kanı para babası Roman Abromovıch, Mourinho için FIFA'lık oldular. Protes- tolaryağdı, tehditler savruldu! Sonun- da, herzaman olduğu gibi paranın gücü gaiip geldi. Ama haklıydılar, bütün bu yapılanlar ona değerdi! Bu kez işi zor Çünkü; O, bir kalite, O, bir büyük teknik adamlığın göstergesi, O, bir Jose Maurinho... Şimdi akıllarda ki soru şu! Mütevazi takımla harikalar yaratan Mourinho, şimdi de yıldızlar topluluğu Chelsea'yi Premier üg ve Şampıyon- lar Liginde, aynı başanlarataşıyabılecek mi? Yıldızlar topluluğundan kurulu bir takımı yönetmek gerçekten her teknik direktörün harcı değil. Bence Mourin- ho'nun bu kez işı zor gibi... Nielsen: İyi hakem maçı ertesi gün unutur Mielsen'e göre )ir hakemde iört meziyetin )ulunması jerekiyor: îahsiyet, ;endine güven, •ağduyu ve ılçakgönüllülük. /i bir hakemin apmaması lerekenler ise: .şın tepki ermek, maçın endisi için ynandığını lüşünmek ve onsantrasyonu ağlayamamak. ) HAZİRAN 2004 SADI TEKELİOĞLU yaşındayken fut- bol oynadığı ku- lüpte kaleci ola- rak kesildi. Minikleredeantrenör- lükyapıyordu. Kulüp lokalindeki pa- noda, bır günlük hakemliğe özen- dirme kursu düzenleneceğini oku- du ve kursun ertesi günü elinde dü- dük miniklenn maçını yönetiyordu. Bu başlangıcın ardından hafta son- lannda sabahın saat sekizinde ha- zırdı miniklenn maçında hakemlik yapmaya. Seyirci protestolarına miniklerin anne babalarından duy- duklarıyla alıştı. iyı hakem olması- nı miniklerin maçlannı yöneterek bu ışe başlamasıyla açıklayan Kim Milton Nielsen, "Çocuklar bü- yüklerin kendilenne haksızlıkyap- malarını anlayamazlar" diyor. nan futbolcu kırmızı beyaz forma- lı bir beden ve iki bacaktı. Kim ol- duğuna bakmam." "Hakemlik bır anlamda bel- lekten silme, unutma becerisidir. Yaptığınız bir hatanın tazminatı olarak karar verdiğınız anda bi- tersiniz" diyor Nielsen ve ekliyor "Hakemlik kursunda bize ilk öğ- retilen şey birhata yaparsanız ve Kim Oİduğuna bakmam Nielsen, Tekelioğlu'na konuştu. Geçen hafta oynanan Şam- piyonlar Ligi finalinde iki atağı hak- sız yere ofsayt karanyla kesilen, dü- şürüldükten sonra yerde kıvranan Morientes'e faul dudüğünü o Mo- rientes olduğu için mi yoksa ken- disıne daha önce iki defa haksız- lık yapıldığı ıçın mı çaldığını soru- yorum. "Futbol tüm gücün bir adamda toplandığı, artık dünya- da eşi benzeri kalmamış diktatör- lüklerin sonuncusudur. Ve o dik- tatörlükte güç sahıbi olan ben- dim" diyor Nielsen ve ekliyor, "O an benim önümde yerde kıvra- Kim Milton Nielsen, 1960 Yılında Kopenhag'da doğdu. Bır hukuk bürosunda sistem analızcisi olarak çalışıyor. 1976 yılında hakemlik diplomasını aldı. Hollanda ile Galler arasında 1988 yılında oynanan maçta yan hakem olarak ilk uluslararası sınavını verdi. 1996 ve 2000 Avrupa Futbol Şampiyonası finalleri ile 1998 ve 2002 Dünya Kupası fınallerinde düdük çaldı. Bir kez UEFA kupası finali yönetti ve Şampiyonlar Ligi finalinde düdük çaldı. 45 maçla Şampiyonlar Liginde en çok maç yöneten hakem. ardından yeni bırhatayla bunu te- lafi etmeye çalışırsanız iki hata yapmış olursunuz." Kim Milton geçen sezon Da- nimarka üg şampiyonunu belirle- yecek derbi maçında çok bariz bir penaltıyı görememiş, bu hatanın ar- dından bir gözlük firması penaltı anının resmini reklamlarda kulla- nıp Kim Milton'a ithafen, "Gözlük lazımsa bizi tercih edin" sloganı- nı yazmıştı. Nielsen, "Hatanızı ka- bul edeceksiniz. Maçı yayınlayan TV kanalında gördüm. Bariz pe- naltıydı. Yanlış bir açıda bulun- muştum ve pozısyonu göreme- dim" diyor. Şampiyonlar Ligi'nde en çok maç yöneten hakem ün- vanını elinde bulunduran Nielsen formasını çıkarandan kartını esir- gemiyor ve bunun gerekçesinı "Se- yirciyı eğlendirmek güzel bir şey- dir. Ama bu forma çıkararak ya- pılmamalı. Golü yiyen takım fut- bolcunun formasını giymesini bek- lemek zorunda değil. Bu provo- kasyondurve futbolcunun şarla- tanlıkla provokasyon yapmaması gerekir" diyerek açıklıyor. Tuhaf meslek Hakemin, maçtan sonra gün- demde kalmasını başarısızlık ola- rak nitelendiren Nielsen, "Hakemlik tuhaf bir meslektir. İyı bır maç yö- nettiyseniz ertesi gün sizden hiç bahsedilmez. Işte başarı budur" di- yor. Nielsen, futbol hakemlığinın yal- nızlıktan hoşlanan insanlarca yapıl- ması gerektiğıni düşünüyor. Kim Milton Nielsen ARİF KIZILYAUN ahzılvalin(3- vahoo com Spor Sadece Futbol Değil Diyenlere Cumhurıyet Spor Ekı'nın 30. haftasını geride bıraktık. Hep bırlik- te... Futbol hegemonyasından biraz olsun sıyrılıp voleybol, basketbol, yüzme, tenis, yelken, otomobıl, fitness gibi etkınliklerin var olduğunu anım- sattık tüm Türkıye'ye. Yeri geldı Almanya'dakı arka- daşlarımız dünyaca ünlü Kıcker'ı bı- le kıskandıracak güzellıkteki haber ve yazılarıyla gundem yarattılar. Sadece şampiyon olup kupa aldıklarında gazete sütunlarında yer bulan Eczacıbaşı. Vakıfbank Guneş Sigorta, Yeşilyurt, Tuborg, Pınar Kar- şıyaka, Efes Pılsen, Ulkerspor, her hafta sayfalarımızda soluk buldu. Usta gazetecı Kahraman Bap- çum'un olımpiyat dızısı, kıtap olup ölümsuzleşecek güzellıkte. Ve 13 Ağustos'a dek de sürecek. Sözün özü; bızı ızlemeye devam edin. Yaz aylarında da deniz kenarın- da kolanızı, biranızı, kahvenizı ya da çayınızı içerken spor eki yanınızda olacak. Üstelik ücretsız. Evet, 30. sayımızda ıki önemli konuyu gündeme taşıdık. llkı Fener- bahçe. Beğenın beğenmeyin, kızın, isterseniz stadın önünden geçerken kafanızı çevırin ama ülkede bır Fener- bahçe gerçeği var. Oncelıkle kentin tam göbeğinde koskoca bır futbol mabedine sahıpler. Para basan bir darphane. Yurdun dört bıryanında açı- lan Fenerıum'lar, günde mılyarlarca liralık ciro yapıyor. Televizyon her ge- çen gün rayına oturuyor. Reklam ge- lırten, şunlarbunlarderken, Fenerbah- çe'nın aslında koşan. gol atan bir banka olduğunu fark ettık. Üstelik 25 milyon gönuldaşı bulunan kos- koca bır banka. Geçenlerde G.Saray- lı dostlarla konuşuyorduk. Bırı çıktı, "G.Saraylının cebınde 50 milyon ol- saneyapar"dedı. "Gezerdolaşır, si- nemaya gıder" dıye görüş belırttık. Ardından, "Pekı ya F.Bahçe" diye ikinci bır soru sorup yanıtını da he- men kendısı vermeyı yeğledı: "5 mil- yon borç bulup gıder Fenerium'a 55 milyona 3 yıldızlı forma alır, eve de yürüyerek gider" Işte Fenerbahçe aşkı. 1 saatte tanesı 4 milyar olan 10 bin koltuğu satıp 40 tnlyonu kasasın- da bloke edecek başka bir kulüp bı- liyor musunuz? Hilmi Türkay F.Bah- çe sevgisını kaleme aldı. Gündemimızdekı ıkıncı konu Avrupa Futbol Şampiyonası. Hafta so- nu Portekız'de başlıyor. Biz yokuz, çoğumuz TV'lerinın başında. Niçin? Çünkü önce Ingıltere, ardından Le- tonya kazasına uğradık. Uğramasak şimdı bu şöleninin bır parçası olacak- tık. Artık geçmışe sunger çekıp ge- leceğe, Ersun Yanal'ın takımına des- tek vermelıyiz ki ıkıncı evımız Alman- ya'da2006'dayıneTV'lenn başına çi- vılenmeyelim. Bu arada geçen haftakı ekımı- zin mızah sayfasında Ustun Yıldınm'ın serbest vuruş köşesindekı yorum TRT spikeri arkadaşımız Zafer Ak- yol'u üzmüş. "Eksı 25 derecesıcak- lık" ifadesi doğru mudur, yanlış mı- dırTürk Dil Kurumu uzmanlannasor- mak gerek ama bu işın emekçisi Ak- yol'u kırdıysak özur dılerız. Yenıden görüşene dek esenkalın. AÇIK KÖŞE Sevgıli Cumhurıyet Spor; Üniversiteyıllarımdan beri sü- rekli Cumhuriyet okuyan bır "Cum- huriyet kızı" olarak her hafta heye- canla takip ettiğim spor dergısin- den dolayı ne kadar gururduyduğu- mu anlatamam. Her zaman sporun dostluk, kardeşlik olduğunu düşü- nen ben ve benım gibi sayısız ınsa- nın duygularına tercüman olduğu- nuzdan eminim. Ve spor adına bun- ca çirkinliğın yaşandığı bu dönem- de bu sözü doğrular nitelikte ha- berler hazırtadığınız için hepini- ze teşekkür ederım. Sibel Gündoğdu Cumhurıyet Spor ekine; Öncelikle harcadığınız emek ve ortaya çıkardığınız ürün için hepinizi tebnk ede- rim. Bir kaç sayıdan ben sürekli gör- düğüm bir eleştiriyi ben de yinele- mek istiyorum. Futbol, basketbol, vo- leybol. motorsporları dışında da branşlar olduğunu, özellikle hent- bol, sutopu, eskrım gıbı spor dalla- K rına da önem vermenız gerektiğıni » hatırlatmak isterim. Cafer Sukesen SAYI 30