Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
-h
CUMHURİYET 18 ŞUBAT 2004 ÇARŞAMBA
HABERLER
Ankara Büyükşehir Belediyesi, ASKİ'nin yaptığı başvurulara yariıt vermeyerek depolarda bekletiyor
Afet jeneratörleri Gökçek'eMUSTAFA ÇAKIR
ANKARA - Melih
Gökçek yönetimindeki
; Ankara Büyükşehir Be-
lediyesi, Ankara Su ve
Kanalizasyon Idaresi'nin
(ASKİ) afetlerde kullanıl-
mak üzere aldığı 98 jenera-
törü değişik amaçlar için kul-
lanıyor. Büyükşehir beledi-
yesine 5 kez başvuruda bu-
lunarak jeneratörleri iste-
yen ASKl'nın "eB boş"
kalırkenjeneratörlerin bır
bölümünün Büyükşehir
Belediyesi'ne ait Al-
tınpark'ta bekJetildi-
ği öğrenildi.
KESK BAŞKANI EVREN:
Emekçilerden
hükümete
muhtıra
ALPERTURGUT
• KESKGenel
BaşkanıSami
Evren, AKP'nin
kamuoyunu
yanıltmak
konusunda
oldnkça başanlı
olduğunu
belirtti.
• ASKİ, afetlerde kullanılmak üzere alınan 98 jenaratörü Gökçek'ten kurtaramıyor.
Büyükşehir belediyesinin 23 Nisan törenlerinde kullanılmak için ASKÎ'den aldığı
jeneratörler kurumun bütün başvurulanna karşın geri verilmedi. Jeneratörlerin bir kısmı
belediyenin işlerinde kullanıhyor, bir kısmı da depolarda bekletiliyor.
Ankara Büyükşehir Belediye-
si, 2000 yıhnda ASKİ aracılığıy-
la afet malzemeleri aldı. Jenera-
tör, çadır, kesicı, su tanklan, ışıl-
daklar. battaniye ve kazma gibi
doğal afet durumunda kullanıla-
cak malzemeler. ASKİ Genel Mü-
dürlüğü ambanna yerleşhrildi.
Bir süre sonra Ankara Büyük-
şehir Belediyesi malzemeler ara-
sında bulunanjeneratörleri 23 Ni-
san Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı kutlamaları nedeniyle
düzenlenen kortej programında
TIR dorselerde kullanmak amacıy-
la tutanak karşılığında aldı. Am-
bardan 58 jeneratör Büyükşehir
Belediyesi'ne verildi. Ancak ara-
dan geçen yıllara karşın jenera-
törler ambara iade edilmedi.
İlginç gerekçe
Jeneratörlenn geri gelmemesi
üzerine ASKl ile Ankara Büyük-
şehir Belediyesi Eğitim ve Kültür
Dairesi Başkanlığı arasında ya-
zışma trafiği başladı. ASKl 14
Aralık 2001 tarihinde Büyükşehir
Belediyesi'nden jeneratörleri iste-
di. Ancak Büyükşehir yanıtındaje-
neratörlerin araçlar üzerinde mon-
teli olduğunu belirterek vereme-
yeceğini bildirdi.
Bunun üzerine ASKl, 10 Ocak
2002 tarihinde araçlar üzerindeki
jeneratörlerin sökülerek gönderil-
mesini istedi. Ancak ASKİ bu kez
de bir yanıt alamadı. ASKl 24
Ocak 2002 tarihinde bir yazı da-
ha yazarak jeneratörlerin ambar
müdürlüğüne teslimini istedi. Is-
temine yanıt alamayan ASKl, 12
Şubat tarihinde yine baş\r
uruda
bulundu. Yine olumsuz yanıt alan
ASKİ, 11 Mart 2002 tarihinde
Elektrik Makine ve Hizmet Daire
Başkanı Mehmet Acar ve Genel
Müdür Yardımcısı ErolBayrakta-
roğlu imzasıyla talebini tekrarladı.
Ancak aradan geçen zamana
karşın ASKl bu yazıya da bir yanıt
alamadı. Jeneratörleri iade etmeyen
büyükşehir belediyesi, 11 Nisan
2002 tarihinde 40jeneratörü daha
aldı. Bujeneratörlerde bir ara geri
getirilmesine karşın yeniden am-
bardan çıkanldı. Jeneratörlerin
büyükşehir belediyesi tarafından
değişik işlerde kulanıldığı belirtilir-
ken bir bölümünün de Altınpark'ta
bekletildiği öğrenildi.
Kamu Emekçilen Sendikalan Konfederasyonu
(KESK) Genel Başkanı Sami Evren, bugün
TBMM'de görüşülecek olan Kamu Yönetimi
Temel Yasa Tasansf nın antmetık olarak geçme
olasılığı bulunsa bıle toplumdan geçmeyeceğini
belirterek "Mutiaka başaracagız ve başanmız
Türkiye'deki deıtıokratikleşmenin önünü
açacak" dedi. Gazetemızi zıyaret ederek Kamu
Yönetimi Temel Yasa Tasansf na yönelik
eleştirilerini anlatan Sami Evren, TBMM'de
önünde bugün toplanacak olan bınlerce
emekçinin tasanyla ilgilı tepkılerini ortaya
koyacağını anlattı. Tasansı ıle ilgıli kampanyayı
1 yıldır sürdürdüklerini
anımsatan Evren. şöyle
devam etri: "AKP
kamuoyunu yandtmak
konusunda oldukça
başanh. Şeffafhk,
saydamlık vereformgibi
kavramlan öne çıkaran
bu parti, hiçbir zaman
samimi olmadı.
Tasannın hazırük
sürecinde sermaye
tabanh örgütkrle
tarüşan AKP, topluma
yüzünü dönmedi."
Evren, "tuzak" olarak
gördükleri yasayı
TBMM'den
geçirtmeyeceklerini
belirterek "Gündeme
getirirlerse Meclis
localanndan izleyeceğiz.
Görüşmeye başlarlarsa
eylemlerimiz süreklilik arz edecek. 21 Şubat günü
Samsun, Diyarbakır ve Adana'da. 22 Şubat
tarihinde ise İstanbuTda bölge mitingleri
yapacağız. Etkinlikierimiz yasaya karşı bir
kampanya biçiminde devam edecek" dıye
konuştu. "N'e tuzak yasa, ne bozuk düzen"
sloganının en temel şıarlan olacağına işaret eden
E\Ten, şunlan söyledi: "Ankara'da 6 Mart günü
toplanacak olan yüz binlerce Itişi, yani halk,
AkP'ye muhnra verecek. Bu mücadeleyi uzun
soluklu ptonhyoruz. Çerçeve yasa diğer yasal
düzenkmekrk gerçek amacma ulaşabilir.
Dolayısıyla bu sürec içerisinde sabuîa ve içtenlike
kampam anuzı sürdüreceğiz.'" Kampanya
sırasındâ kendılenne Türk-İş, DlSK, Tabipler
Odası, TMMOB, ADD, Türk Kadınlar Birlıği ile
yüzlerce demokratik kitle örgütü ve partinin
destek vereceğini söyleyen Evren, halkın bütün
kesimlerinı. üniversite çevrelerini, bilim
adamlanm, gençliği, kadınlan, köylüleri ve
küçük esnafi direnişe davet ettiklerini ifade etti.
1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
Kamu-Sen'e bağlı sendikalar hükümetin 15 ayını değerlendirdi:
'AKP'de laf çok iş yok'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
-Kamu-Sen'e bağlı bazı sendikalar,
AKP'nin 15 aylık icraatlannı değer-
lendirdi ve hükümetin bu süreçte
Türkıye'de yaşanan sorunlara çözüm
bulamadıgını bildirdi. AKP'nin sa-
dece kadrolaşma, kamu çalışanlan-
nın mağduriyeti, sosyal devlet olgu-
sunun zaafıyeti konula-
nnda çok başanlı oldu-
ğunu ıfade eden sendika-
lar, AKP'nin 15 aylık ik-
tidannda, halkın sorun-
lanru çözemediğini bil-
dirdi.
AKP'nin kamu çalı-
şanlan, emekçilen, dar gelirlileri
mağdur ettiğini vurgulayan sendi-
kalann genel başkanlan görüşlerini
şöyle dile getirdi:
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı
Şuayip Özcan: AKP iktidan eğitim
konusunda çok şey söyledi, ancak hiç
bir olumlu ış yapmadı. AKP, eğitim
emekçilerinin ekonomik ve özlük
haklan ile ilgili hiç bir olumlu adım
atmanuştır. Liyakat rafa kaldınlmış-
hr. AKP iktidan yandaşlannı, yöne-
tici konumlanna getirerek tam bir
•kadrolaşma harekân' başlatmıştır.
.AKP iktidannda eğitim alanında çı-
kanlan mevzuatlar, alınan kararlar,
yapılan tüm atamalar siyasidir. TÜ-
• Sendika yöneticileri tarafından yapılan
değerlendirmelerde, AKP'nin sadece kadrolaşma,
çalışanlann mağduriyeti ve sosyal devleti ortadan
kaldırma konusunda başanlı olduğu belirtildi.
BÎTAK'ta ve bilimsel kuruluşlarda
yapılan ve yapılmak istenen atama-
lar AKP kaynaklıdır ve siyasidir.
Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı
ÖnderKahved: AKP'nin 15 aylık ik-
tidannda, uyguladığı sağlık politi-
kalan sonucunda, Türkıye'de sağlık
alanında karanlık bir tablo ortaya
çıkmıştır. AKP'nin sağlıkta öne sür-
düğü politikalar, aldığı kararlar, yap-
tığı ve yapmak istediği uygulamalar
Türkiye gerçeğinden çok uzaktır.
'Sağhkta Dönüşüm Programı' adı
altında Türkiye'ye dayatılmak iste-
nen sağlık poh'tikalannın içinde sos-
yal devlet olgusunu görememekte-
yiz. Yurttaşlarımızın 'ücretsiz, nite-
Bkü, eşit' sağlık hizmetı-
ne ulaşması en doğal in-
sanlık hakkıdır.
Türk Yerel Hizmet-Sen
Genel Başkanı Mehmet
Ali Baz: AKP iktidara
geldiğinde 500 belediye-
de çalışanlar maaş ala-
mazken bu rakam şu anda 2 bin ci-
vanndadır. Yani yüzde 400'lük bir ar-
tış var. Birçok belediyede, çalışan-
lann sağlık giderleri ödenemiyor.
AKP'nin sorunlann çözümü olarak
kanunlaştırmayı amaçladığı, Kamu
Yönetimi Temel Yasa Tasansı, Tür-
kiye'yi 'fedaratif yapı' tehlikesiyle
karşı karşıya bırakacaktır.
Izmir
Siyasette
sürpriz
rüzgârlar
SERDARKmK
tZMÎR - CHP Izmir'de met-
ropol belediye başkanlıklan için
kıyasıya bir yanş ve pazarlık sü-
rüyor. AKP'nin "en önemli he-
def" diye tanımladığı Izmir'de,
CHP içinde özellıkle metropol
ilçelerde yoğun bir mücadele
söz konusu.
Mücadelenin boyutlan Izmir'i
çoktan aştı. Herkes neredeyse
tek seçici konumuna gelen Ge-
nel Başkan DenizBaykal'ı etki-
lemeye çalışıyor.
Pazarlıklar salt siyasetle ilgi-
li değil. Sözcüğün en geniş an-
lamını kapsıyor. Mücadelenin
ıki ayağını Izmir Büyükşehir
Belediye Başkanı AhmetPiriş-
tina ile tl Başkanı Alaattin Yük-
sel oluşturuyor. Üçüncü ayak,
genel merkez yönetimi.
Kulislere göre hpkı genel se-
çimlerde olduğu gibi bu kez de
genel sekreterle bazı yardımcı-
lan, tzmir'deki aday adaylan ko-
nusunda karşı karşıya geldi. Yer
yer diğer illerde de görülen bu
çatışma, îzmir için artık gizle-
nemiyor. Örneğin Buca'da Eş-
ref Erdem ve Mehmet Sevi-
gen'ın görevlendırdıkleri mil-
letvekilleri Abdülrezzak Erten
ıle EnverÖktem, örgütün pek de
sıcak bakmadığı Hüseyin Yü-
zer'ın aday gösterilmesi için yo-
ğun bir çaba yürütüyor.
Asıl önemli mücadele Ko-
nak'ta yaşanıyor. Ortaya çıkan
aday adaylan hem parride hem
de îzmir kamoyunda bir rüzgâr
estiremedi. Eski Belediye Baş-
kanı Ahmet Sanşuı'la ilgili ge-
niş bir tartışma yaşanıyor. Kimi-
len Sanşın'ın özelliİde varoş-
larda gücü olduğunu savunurken
kimileri de beraat ettiği ve affa
uğrayan çeşitli yolsuzluklarla il-
gili yargılamalan örnek göste-
rerek bu durumun partiyi sıkın-
tıya sokacağını söylüyor.
Piriştina için Konak çok önem-
li. Doğal olarak kendisiyle uyum-
lu çahşacak bir aday istiyor. Bu-
rada Piriştina'nın "Bddeyin, her-
kes olumlu karşüayacak" dedi-
ği sürpriz isim anlaşıldı. tzfaş Ge-
nel Müdürü Dilara Ersözlü, Pi-
riştina'nın adayı. Öte yandan
aday adaylanndan KadirSinan'a
yakın duran Yüksel de Ersöz-
lü'ye çekinceli duruyor.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Alman Hıristiyan Demokratlan'nın
lideri Angela Merkel'in Türkiye için
önesürdüğü "imtiyazlı ortaklık" sö-
zü, değişik tepkilere neden oldu.
"AB'ye zaten bizi almayacaklar"
diye düşünenler, "Bak gördünüz
mü, biz size demiştik, bizi AB 'ye al-
mayacaklar" diyorlar. "AB 'ye gire-
biliriz" diyenler ise Hıristiyan De-
mokratlar'ın da Türkiye'yi kabul
edebilecek bir noktaya gelmesini
olumlu bir durum olarak değerlen-
diriyorlar.
Alman Hıristiyan Demokratlan, Al-
manya'nınmuhafazakârlannın par-
tisi. Şu anda kamuoyu yoklamala-
nnda birinci parti göriinüyoriar. An-
cak daha seçimlere iki yıl var. Bu
nedenle 2004 Aralık'ındaTürkiye'ye
müzakere tarihi verilip verilmeyece-
ğini kararlaştıracaklar arasında Al-
man Hıristiyan Demokratlan olma-
yacak. Almanya'da şu anda iktidar-
da olan Sosyal Demokrat-Yeşiller
koalisyonu, son dönemde Türki-
ye'yetarih verilmesinden yana birtu-
tum içinde.
Alman Hıristiyan Demokratlan ve Türkiye
İlginç bir paradoks yaşıyoruz. Av-
rupa'nın solculan Türkİye'ye daha ya-
kın davranırken, Avrupa'nın sağcı-
ları daha mesafeli ve olumsuz bir
tutum içindeler. Uzun süreden beri
böyle bir aynm yaşanıyor. Türkiye'de
isekendisini "muhafazakârdemok-
rat" olarak tanımlayan bir siyasi par-
ti hükümet ediyor. AKP, Hıristiyan
Demokratlar'ın içinde bulunduğu bir
siyasi biriiğe girmek için başvuruda
bulunuyor. Kabul edilirse Avrupasa-
ğı içinde yer alacaklar.
Avrupa'daki sağ birlik içinde yer
almak isteyen "muhafazakâr de-
mokrat" AKP'nin eğilimi AB'ye gir-
mek. Bu amaçla yoğun bir çaba sarf
ediyor. Uyum yasaları çıkanyor. Ya-
ni Türkiye'deki sağcı parti ile AB
içindeki solcu partiler birbirine da-
ha yakın bir yerde duruyorlar. Tür-
kiye'deki sosyal demokrat parti ile
Avrupa sağı da acaba birbirine da-
ha yakın bir tutum içinde diyebilir mi-
yiz? Türkiye'de sosyal demokratla-
nn son dönemde izledikleri siyasi
çizgi insanın kafasında sorular ya-
ratıyor. Onların AB konusunda is-
tekli olmadıklan gibi bir izlenim edi-
niyoruz. Türkiye'deki siyasi açma-
zın belki de en önemli nedenlerin-
den birisi bu. Sosyal demokrarJar, de-
mokrasi mücadelesini bırakmış bir
hava içindeler.
Tabii bu Türkiye'nin geleceği açı-
sından çok riskli bir durum yaratıyor.
Solu olmayan, solu değişime ön-
deriik edecek bir yetenek göstere-
meyen bir ülke, bu sorunlann altın-
dan zor kalkar.
• • •
Aslında, Türkiye - AB ilişkileri açı-
sından ilginç başka noktalar da dik-
kat çekiyor. Alman Hıristiyan De-
mokratlan'nın "imtiyazlı ortaklık"
önerisine Alman Yeşiller Partisi'nin
önderlerinden Claudia Roth tepki
göstererek şunlan söyledi: "Sade-
ce Türkiye değil, AB de sorumluluk-
larüstlenmiştir. Türkiye üyelik kriter-
lerini yerine getirirse müzakereler
başlamalıdır. Türkiye'dekireformlar,
AB inandıncı birperspektif sundu-
ğu için başlamıştır. Türkiye'yi ikinci
sınıflılığa itmek yapıcı olmayacak
ve reform sürecini de olumsuz et-
kileyecektir."
Hatırlarsınız, Clauida Roth, daha
önceleri Türkiye'deki insan haklan
ihlalleri konusunda yaptığı eleştiri-
leryüzünden zaman zaman ağır ha-
karetlere uğramıştı. Hatta, bir Ba-
kan'ın hakareti üzerine açtığı haka-
ret davasını kazanmış ve kazandığı
parayı Türkiye'deki kadın örgütleri-
ne bağışlamıştı. Avrupa'nın solcu-
lan, Türkiye'deki demokrasi ve in-
san haklan konusunda hep eleştiri-
ci bir tutum aldılar. Muhafazakârlar
ise bu konularda pek seslerini çıkar-
madılar.
Iş Türkiye'nin üyeliğine gelince
durum değişti, eleştirenler daha sı-
cak bir tutum sergilediler. İnsan,
aynı duyarlılığın Türkiye'deki sol-
cular içinde de olmasını bekliyor. ör-
neğin muhalefetteki sosyal demok-
rat parti, Türkiye'de özgürlükler ve
insan haklan konusunda etkili bir du-
yarlılık sergilese daha doğru olmaz
mı?
• • •
Angela Merkel'in açıklaması, Tür-
kiye'nin AB üyeliğinin AB'yi iyice sı-
kıştırdığını da gözler önüne seriyor.
Düne kadar hiçbir şekilde Türkiye'yi
istemediklerini söyleyen Alman Hı-
ristiyan Demokratlan'nın şimdi do-
laylı bir kabule hazırtandıklan görü-
lüyor. Bu açıklamadan, Türkiye'nin
geçmişe göre epeyce mesafe aldı-
ğı da ortaya çıkıyor.
Zaman daraldıkça, bu tartışmalar
daha da ilginç boyutlar kazanacak.
Tabii bu arada Kıbns'ın kaderi, bu sü-
reci etkilemeye devam edecek.
G L O B A L P O L İ T İ K L T T Ü R
ERGİN YILDIZOĞLU
Birileri Bize Yalan
Söylüyor
Pazartesi günü, Cumhuriyet'te yer alan habere
göre Türkiye dünyanın en riskli 4. ülkesi. Türkiye'de
medyanın ülke ekonomisinde ve dış ilişkilerde "bü-
yük başan" hikâyeleri anlattığı bir dönemde, küre-
sel kapitalizmin önemli araştırma kurumlanndan
Economist Intelligence Unrt'in (EIU), Türkiye'nin,
Irak, Arjantin ve Venezüella'dan sonra, dünyanın en
riskli ülkesi olduğunu söylemesi garip.
Baştan dördüncü olmak...
EIU, ülkeleri, siyasi yapılanna, ekonomi politika-
lanna (döviz kuru riski, özelleştirme vb..) ve banka
sistemine bakarak değerlendiriyor. En riskli gördü-
ğü ülkeye 100, en az riskli gördüğü ülkeye sıfır pu-
an veriyor. Diğer taraftan bir ülkenin durumunu de-
ğeriendirirken aldığı puanın yani sıra genel sıralama-
daki yerine de bakmak gerekiyor.
The Economist'te yayımlanan değerlendirme, Tür-
kiye'yi, 60'ın üstünde bir puanla, 4. sıraya koymuş.
Birinci sıradaki Irak'ın puanı 10O'e, ikinci sıradaki Ar-
jantin'inki 80'e yakın; Venezüella'nınki de 60'ın üs-
tünde. Bu ülkelerden Irak'ta açık işgal ve kanlı bir
direniş var. Su, elektrik, sağlık, eğitim haberleşme
gibi altyapı hizmetleri hâlâ normale dönmedi. Istik-
rar, bir yana olağan anlamda bir ekonomik yaşam-
dan söz etmek olanaksız. Arjantin ise büyük bir eko-
nomik çöküş yaşadı. Ancak hâlâ toparianma nok-
tasından çok uzak. The Economist de zaten, Irak ve
Arjantin'in yabancı yatınmcılar açısından aynı dere-
cede riskli olduğunu yazıyor. Üçüncü sıradaki Ve-
nezüella'da küreselleşmecilerin nefret nesnesi, ABD
destekli bir darbe girişimine rağmen ayakta kalma-
yı başaran, Chavez iktidarda. Chavez'in toplumsal
desteği halkçı politikalanndan dolayı hâlâ çok güç-
lü.
Türkiye'den sonra,' 'daha az riskli" ülke olarak sı-
rasıyla Endonezya, Kolombiya ve Filipinler geliyor.
Endonezya'da Aceh bölgesinde, Filipinler'de Müs-
lüman gerilla hareketine, Kokvnbiya'da solcu FARC'ye
karşı, farklı yoğunluklarda da ABD'nin de katılımıy-
la bir iç savaş sürüyor. Kolombiya aynı zamanda
dünya kokain üretiminin merkezi; uyuşturucu kar-
telleri (mafya) kimi kentleri doğrudan yönetiyor. Işte
Türkiye böyle bir listede, bu ülkelerden daha riskli
bir ülke olarak dördüncü sırada. The Economist'e
göre, Irak'la Arjantin aynı derecederiskliolduğu için
de aslında 3. sırada!
2000'den 2004'e
AKP hükümeti halen medyanın sevgilisi. Tayip
Bey, ABD ve Avrupa'da, geçen 15 yılın en çok be-
nimsenen TC Başbakanı. Yurtdışına çıktığında, pay-
laşılamıyor; konferans, demeç, söyleşi derken.. ade-
ta diplomatiktoplantı yapmaya vakit bulamıyor. Ama
Türkiye yine Kolombiya'dan ve Endonezya'dan da-
hariskliülke. Haksızlık etmeyelim, belki de AKP hü-
kümeti döneminde Türkiye'nin genel sıralama için-
deki yerinde bir iyileşme olmuştur.
The Economist'te yılın başında yayımlanan ülke
riski tablolanna, 2000 yılından bu yana bakınca şöy-
le bir manzarayla karşılaşıyoruz. (2004 ve 2000 tab-
lolannın altında ElU'nun imzası var; 2001, 2002,
2003 tablolannın altında ise Lehman Brothers im-
zası. Ancak, The Economist'in bunlan aynı bölüm-
de yayımlamış olmasından, sıralamalarla puanla-
manın benzer biçimde sunulmasından hareketle
karşılaştınlabilir olduklannı varsayabiliriz) 2000 so-
nunda, Türkrye'nin puanı 55-60 arasında, yeri de 9.
sırada. Diğer bir deyişle ElU'nun risk anal'ızine gö-
re, 2004 Türkiyesi yabancı yatınmcılar açısından,
2000'e göre çok dahariskli(ekonomik ve siyasi açı-
dan daha az istikrariı) bir ülke. Lehman Brothers
(LB) tablolannı bu görüntüye eklersek, 2002'de Tür-
kiye 50-55 arası bir puanla 7. sırada. LB, Türkiye'nin
durumunda 2001 'e göre az da olsa bir iyileşme sap-
tıyor. LB'nin 2003 tablosu Türkiye'nin durumunun
2002'ye göre kötüleşerek puanı 60'a yaklaşınken
genel sıralamadaki yerinin 12'ye indiğini gösteriyor.
Tablolann tümüne birden bakınca da Türkiye'nin
yabancı sermaye açısından risk oranının 2000'den
bu yana kötüleştiğini, 2002'de(?!) biraz azaldıktan
sonra yeniden yükselerek bugünkü vahim durumu-
na ulaştığı görülüyor. Vahim çünkü EIU, hızla artan
cari açığa, dış borç ödeme yükü ve TL üzerindeki
baskılara bakarak yılın ikinci yansında bir mali kriz
bekliyor. Birileri bize yalan söylüyor, ama kim?
KURT-PBV kuruhıyor
• DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakır'da Kürtçe çalışmalan olan yazarlar bir
araya gelerek Diyarbakır KÜRT-PEN Derneği'ni
kuruyor. Edip Polat, Suzan Samancı, Sami Tan,
Arjen An, Serkeft Botan, Yulduz Çakar ve Sedat
Yurttaş'tan oluşan Diyarbakır KÜRT-PEN Derneği
Kuruluş Komitesi'nce yapılan yazılı açıklamada,
amaçlannın her kültüre, her dile ve her sanata
sahip çıkmak olduğu vurgulandı. Açıklamada
"Kuruluşumuz, Türkrye'nin AB süreci içinde
aülan pratik adrnılarm bir ifadesi olarak
Ortadoğu'da insani olan her türlü geiişmeye ve
demokratik adıma destek vermektedir" denildi.
Seçimler
öncesinde İran'ı
merak edenler
için...
• Kim kimdir?
• Muhafazakâriar
iktidan hangi
araçlarla ellerinde
tutuyorlar?
• Reformcuların
gücü nereden
geliyor?
• İran'ın geleceği
neolacak?
Yeni çıktı
İRAN'DAKİ MÜCADELENİN
PERDE ARKASI
Cendat Yavınları Tel: 0212 512 33 86