14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 Dünden Bugüne Cumhuriyel Seyircinin gördüğü mü, yoksa eleştirmenlerden dinleyip okuduğu mu daha nesnel? Futbol gerçeğin peşinde sanayileşme- siyle birlikte kitle iletişim araçlarının gelışmesi, futbolun gündelik yaşamdaki yerini önemli ölçüde etkılemiş ve bu oyuna bakış açısını değiştirmiştir. M A H M U T S E R T S eyircinin -maç öncesinde- ki duygu ve düşünceleriy- le harmanlayarak- alanda gördüğü mü gerçek; yoksa futbol eleş- tirmenlerinden dinlediği, okuduğu mu? Futbol izleyicilerinin sıkçayaşadığı kar- maşık bir duygu durumu... Aynı maçın, futbol uzmanlarından sıradan futbol iz- leyicisine dek geniş bir kitle tarafın- dan 'farklı' yorumlanması her zaman şaşırtıcı olmuştur. Bu durumu futbolun çok yönlü "gerçeklik" niteliğine bağla- mak olası. Ve belki de bu niteliği nede- niyle futbol yeni yüzyılda da kitleleri pe- şinden sürükleyecek bir oyun. Sporun sanayileşmesiyle birlikte kitle iletişim araçlarının gelişmesi, futbo- lun gündelikyaşamdaki yerini önemli öl- çüde etkilemiş ve bu oyuna bakış açı- sını değiştirmiştir. Yakın geçmişe dek futbol, top peşinde 22 kişinin koştuğu bir oyun olarak değerlendirilirken; bu- gün artık, oyunun gündelik yaşamla ör- tüşen nitelikleri bu düşünceyi değiştir- miştir. 'Futbolyalnız futbol değildir'de- yışi; ekonomik, sosyal, siyasal vefelse- fi düzeydefarklı bakış açılannı içeren ge- niş kapsamh bir yaşama dikkat çeker. Kişisel yaşamda başarılı olmak için yapılan değerlendirmeler, üretilen projeler ve politikalar futbolda 90 daki- ka içınde yoğun biçımde yaşanır. Ge- rek bireysel düzeyde, gerekse takım düzeyinde taktik oluşturmak ve bunu uygulama becensi, gündelikyaşamla bü- yük ölçüde uyuşmaktadır. Bu uyumda 'yaşam gerçeği' ıle futbol alanında üre- tilen 'gerçeklik' arasında ınsanın bir haz Aynı maçın farklı şekillerde yorumlanması her zaman şaşıtıcı olmuştur. Yorumlar, kimi zaman tribün terörünü de tetikleyen faktörler arasında yer alabiliyor. kaynağı bulduğu öne sürülebilir. Oyun- cu insan -Homo Ludens- niteliğiyle fut- bolun dinamikleri düşünsel ve fiziksel anlamda hazzın etkenleridir. Değişik yorum Futbol izlemek, sözünü ettiğimiz etkenlerle birlikte, izlendiği ortam ba- kımından da ilginç atmosferlerin oluş- masına olanak sağlar. örneğin bir ma- çı televizyondan ya da tribünden izle- mek veya radyodan dinlemek değişik zihinsel ve toplumsal farkındalık nok- talan ortaya çıkartabilir. Bunu, ızlediği- niz bir maçın tartışmasını arkadaşları- nızla yaparken ya da basındaki yorum- larını okurken, dinlerken gözlemeniz olasıdır. Bir karşılaşmayı tribünden iz- leyenler, oyunun butününden çok ay- rıntıları üzerinde yoğunlaşırlar. Bu yo- ğunlaşma alana bakış açılarıyla orantı- lıdır. Top kapmaya çalışan oyuncunun yüz ifadesi -beden dili-, çarpışan beden- lerden çıkan ter, hakemin otoritesini kullanış biçimi, tribünlerin alana uzak- lığıyla bağlantılı aynntıları yaratır. An- cak sonuçta bunlar izleyıcının kendi seçtiği fotoğraflardır. Televizyondan maç izleyenler yönetmenin seçtiği fo- toğraflarla yetinmek zorunda kalırken; radyodan dinleyenler anlatıcının sesi- ne göre pozisyonlan zihinlerinde oluş- turmayaçalışırlar. Maçı izleme biçimi ne olursa olsun ayrıntılardan oluşan imaj- lar, izleyicinin karşılaşmaya yoğunlaş- masıyla doğrudan ilgilidir. Karşılaşma- yı izleme nedeni, taraftar kimliği, gün- delik yaşamdan beklentileri, alandaki oyuncularlaözdeşleşme düzeyi, sosyo- kültürel yapısı vb. etkenler birbirleriyle karmaşık bir etkileşime girer. Bu etken- lerin her birinin, oyunun zihinde oluşan imajlarına tek tek ve birlikte etkisi var- dır. Ortaya çıkan bu imajlar -karşılaşma- nın sonucuna göre- birieştirildiğinde, izleyenin bakış açısından bir maç yo- rumu ortaya çıkar. Bir başka deyişle herkes kendı maçını yorumlar! Oyuna bu kadar kanşmak, onu istediği biçime sokabilmek elbette ya- şadığımız 'modem zamanlar1 için önem- li bir özgürlük. Kitle iletişim araçlannin ezici gücü attında giderek kamusal alan- dan uzaklaşıp, özel alanına -elektronik oyuncaklanyla- kapatılan insan için böy- lesi bir güç edinimi, kendini var etme bi- çimi. Bunun 'yaşamgerçeği'yadafut- bol alanında üretilen 'gerçeklik' üzeri- ne olması, karmaşık etkileşim düzene- ğinde farklı bir sonuç yaratmıyor. Küreselleşme poiitikalarında spo- run, futbolun önemı, elbette kısa birya- zıda değerlendirilemeyecek kadar bü- yük. Bu politikalan üreten güç odakla- rına karşı duruşlar, gelişen teknolojile- re koşut olarak değişen gerçeklik an- layışları ile kendilığinden ortaya çıkıyor. vFündüz Kılıç, Galatasaray'daki futbol yaşantısı sırasında sayısız esprinin baş aktörü olmuştu. Gheorge Hagi, kazandıklarını yatırıma dönüştürdü Romanya'nın en zengin 10 numarası Kaçamak eskiden de vardı G heorge Hagi... Karpatlann Ma- radonası... Üstün yetenekleri sayesinde taraflı tarafsız her- kesin takdirini kazananan yıldız futbolcu ülkesinde o kadar büyük bir öneme sahip ki alışveriş poşetleri de dahil olmak üzere pekçok şeyde onun resmi var. 125 ulusal maçta 35 gol atmış, iki süper kupa, bir UE- FA Kupası, üç Romanya Kupası, dört Tür- kiye Ligi Kupası, birdeTürkiye Kupası ka- zanmış büyük bir yetenek. Futbol kariyeri f\açamak bugünün bir sorunu değil ki... Kaçamak her zaman vardı hem de ne kaçamaklar. Bugün eski kaçamaklardan örnekler verelim. Ve bugünkü kaçamaklar bakalım eskilerin yanında zemzemle yıkanmış mı?. 10 ÇTrR AT 0004 ABDÜLKADİR YÜCELMAN G alatasaraylı 4 futbolcu Ümit, Berkant.Volkan veSuat Usta'nın kaça- makları günlerdir konuşuluyor. Kimi affetmekten kimi asmaktan yana. Zaten toplum olarak ortasını bula- mayız, ya göklere çıkanrız ya dara- ğacınagöndeririz... Kaçamak bugü- nün bir sorunu değil ki... Kaçamak her zaman vardı hem de ne kaça- maklar. Bugün eski kaçamaklardan örnekler verelim. Ve bugünkü kaça- maklar bakalım eskilerin yanında zemzemle yıkanmış mı?.. Uyur gezer Baba Gündüz Istanbulda Yugoslavlarla 3-3 berabere kaldığı maç için yapılan kampa Galatasaray'ın santrforu Gündüz Kılıç da alınmıştı. Ayni kampta Fenerbahçeli B.Fikret (An- can) de vardı. Bir sabah B.Fikret, Gündüz Kılıç'ın yanına yaklaşır, "Gündüz dün gece seni dolaşır- ken gördüm, galiba uykun kaçtı" der. Gündüz şaşınr, ama biryanıt ver- mesi gerektiğini düşünür, işi alaya alır; "Ben uyurgezerim. Farkında değilim, herhalde şöyle bir dolaş- maya çıkmışımdır. Zaten buyüzden annemle babam (babası Kılıç Ali) beni hiç yalnız bırakmamışlardır" di- yince B.Fikret de lafı yapıştırır "Ba- bam da kampa getirseydin ya" (B.Fikret'n anılarından alınmıştır) Damda antrenman G. Saraylı futbolcu Ahmet Berman gazetecilerin haber kayna- ğıydı. Hemen hemen iki üç günde bir Karagümrük karakolunu arar- dık, "Ahmet'le ilgilikarakollukbirdu- rum varmı?" diye sorardık. Ahmet dünya iyisi bir futbolcu. Hani dün- ya yıkılsa umurunda olmaz. Yaşa- mı alaya alan bu futbolcu Karagüm- rük'ten Galatasaray'a geçmiş, ama eski huylannı bırakmamıştı. Biryer- de adı geçtiğinde de "Hani şu zam- para Ahmet" derierdi onun için. Bir gün eşi sabah sabah bak- mış ki yanında Ahmet yok, kalkmış evin içinde aramış, yok. "Nereye giderbu adam?"... Aramaya devam etmiş, bir de ne görsün Ahmet kom- şunun damında dolaşıyor, hem de çıplak. Doğru karakola... Polisler gelmiş, Ahmet'i damdan indirmiş- ler. Karakolda verdiği ifade aynen şöyle "Hepiniz biliyorsunuz ben futbolcuyum. Sabah antrenman yapayım dedim. En uygun yer de komşunun damıydı..." Bu olay ga- zetelerde sıradan bir haber olarak yer almıştı. Çünkü Ahmet gazete- cilerin haber kaynağıydı. Ayncaspor yazarları da galiba daha bir hoş- görülüydü. Eşini uyuttu Yıl 1968.0 tarihlerde Istanbul Üniversitesinin güreş kolu başka- nıydım. Dünya Üniversiteler ser- best güreş şampiyonası da Istan- bul'da yapılacaktı. Üniversitelera- rası serbest güreş takımı kurmuş- tuk. Güreş federasyonu Başkanı Cihat Uskan (rahmetli) Fransızla- ra güreş öğreten Bayram Şit'i ant- renör olarak göndermişti. Üniversi- tetakımımız Dereağzındaki Rainbovv otelinde kamp yapıyordu. Bayram Şit kampa Federasyon Başkanının da iznini alarak birkaç günlüğüne eşini de getirmişti. Sonradan öğren- dik ki Bayram Şit akşamları eşine uyku ilacı verip "Ben şöyle birha- va alıp geleyim" der kaçamağa çı- karmış. Üniversitelerarası Şamptyo- na'da dünya ikincisi olduk, her şey unutulmuştu. Bu Abidin de bizim Abidin Bugünlerde herkesin ağzın- da bir "Abidin"ö\r gidiyor. Günü- müzün Popstarıymış. Eh öyle di- yorlarsa öyledir. Ama futbolumuz- dan da bir Abidin geçti. Hüzünlü bir öyküsü vardır. Popstarın adı geçin- ce hep bizim Abidin'i anıyorum. 1969 -1970 sezonuydu gali- ba. Samsunspor'da geleceği olan çok yetenekli bir futbolcu vardı; Abidin. Eskişehir'de oynadıkları maçta Abidin adeta uçarak kafa vurmaya hazırlanırken Nuri (Gü- vercin)'nin dirseği ile yere çakıldı. Çakılış o çakılış. Beyin kanaması geçirip has- taneye kaldırıldı. Abidin'in futbol yaşamı bitmişti. Beden Terbiyesi Genel müdürlüğü ona Samsun ll Müdürlüğü'nde bir görev verdiyse de Türkiye'de kalmadı ve Kana- da'ya gitti. Fethi Hocamın (He- per) dediğine göre de halen Kana- da'da yaşamını sürdürüyormuş. onuıiuol@yahoo.com Hagi, futboldaki başarısını iş yaşamında da sürdürüyor. boyunca Romanya'da 223, Ispanya'da 100, Italya'da 60, Türkiye'de 167 olmak üzere 550 lig maçında 279 gol attı. Roman- ya Ulusal Takımı ve Bursaspor'un teknik patronluğunu yaptı. Daha da önemli bir özelliği Romanya'nın en zengin adamı ola- rak nitelendirilmesi. Şimdi bir oteli var. As- lında ticarete o kadar da uzak bir insan de- ğil. Daha önceleri birkaç takım arkadaşıy- la fotoğraf stüdyosu açmıştı. Ama onun gibi "10numara"\\ kralabu tabii kiyetmez- di. 1956 yılında Romanya'nın en ünlü ote- li olarak kabul edilen Bucuresti 2000 yılın- da Hagi tarafından satın alındı. Altın ayak, oteli alışının öyküsünü şöy- le anlatıyor: "Galatasaray'daki son iki se- zonumda eşimin de benim de amacımız Romanya'ya birşeylerkazandırmaktı. Çün- kü kazandığımız paralan ülkemiz için har- camak istiyorduk. Bucuresti Oteli bizim için çok önemliydi ve onu satın almaya kararverdik. Orayı modemleştirdik ve şim- di yüzde 95 doluluk oranına sahibiz." Başarılı futbol adamının otele olan sevgisini ise Hagi'nin kayınbiraderi Popes- cu, "Binanın yenilenme aşamasını adım adım izledi. Neredeyse hergün oradaydı. Bu otelin kendisinin üçüncü çocuğu oldu- ğunu söylüyordu" diyerek ifade ediyor. Takım arkadaşlarından ilgi Başarılı futbolcu, ilk adımda işe ote- le çocuklarının ismini vermekle başladı. Ancak bunun çok uzun olacağını düşün- dü. Kızı lanis'in "W'sını, oğlu Kiri'nin ise "Kİ" kısmını alarak otelin adım IAKI olarak belirledi. Şimdilerde Hagi'nin bu yeni uğ- raşına en büyük ilgi eski takım arkadaşla- rından geliyor. Ancak Hagi'nin rüyasına ulaşması an- latılanlara göre o kadarda kolay olmadı. Ba- şarılı sporcunun otel projesini hoş karşıla- mayan yerel yönetim ve Romanya mafya- sı, Hagi'ye çeşitli güçlükler çıkardı. Ancak 12 yaşından beri bu binayla ilgili hayalle- ri olan Hagi, düşünden vaz- geçmedi. Ondan güç alan pekçok futbolcu da oteller açmaya ve dünyada yer edinmeye başladı. Yani Hagi, futbolda her zaman üstlendiği öncülüğü tica- rette de gösterdi. DERLEYEN: ELENA DEMİRYÜREK SAYJ 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle