19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 KASIM 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 1^ Irak'la 30 Ocak'ta ^ şeçim vamuş. —ij Ölen ölür kalan oo sağtar seçmendir! Bektronlk posta: denizsanScutnhtıriyBtttHiUr Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.21&512 44 97 - Insan Haklan Danışma Kurulu'na türbancılar alınmış... "Kara carsafcılara haksızlık!" Ulusoy Ulusoy Turizm'in çşeçen Salı Samsun'dan Izmir'e h*areket eden ortobüsünde bir komedi filmi oynuyor. Filmin yanm saati geride ttalmışken küçük bir /atak sahnesi geçiyor. Otobüsteki tek türbanlı bir yolcu yerinden kalkıp şoförün yanına gidryor, bir şeyler söylüyor ve şoför vîdeoya başka bir film koyuyor. Futbormaçındakı tribün cinayeti üzerine basın toplantısı düzenleyen Beşiktaş Başkanı Yıldınm Demirören, işine gelmeyen bir A soru soran • gazeteciye "Kapa W çeneni" demek yerine tüm nezaketi ile "Soru bitti" diyor. FenerbahçeFenerbahçe, Avrupa Şampiyonlar ügi'nden elenirken bir alt küme olan UEFA'ya geçme şansını yakalıyor. Fenerbahçe taraftarian küme düşmenin sevinci içinde gece yansı Kadıköy'de sokağa dökülüyor. uşüncenın temel diregınin eleştın olduğunu söylüyor Çukurova Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ibrahim Ortaş: "Eleştıriye pek çok kişi ya- naşmadığı gibi kurumlar da, devletler de iyi gözle bakmaz. Aslında eleştiriden korkulması yerine, tam tersine eleştiriden yararianılması genekir. Eteştirei düşünme olgulan ya da bulgulan eleştırmek veya red- detmek değil aynı zamanda mevcut bılgiyi doğru algı- lamak ve onun altematifi yaklaşımı da beraberinde ge- tirmektedir. Eleştiri ileri sürülen görüşün yerine bir şeyi koymak olarak da algılanabilir. Eleştiri tabiı kuşku üzerine kurgulandığı için bir ba- kıma bilimin en önemli unsurlanndan biridir. Bilim kuş- kuya dayandığı için beraberinde eleştiriyi getirmekte- dir. Bu şekilde bilgi irdelenmektedir. Bu anlamda bilim yuvaları eleştirinin özgür alanlan olmalıdır. Eleştiri bir şekilde kişiyi düşündürmek ve bilgilen- dirmek için yapılır ve mesajın yerine ulaşması beklenir. Eleştiri beyin fırtınasından geçer. Beyin fırtınası bir şe- Eleştiri kilde yeni fikir üretmekte istek sağlamaktır. Eleştiri in- sanı diri ve canlı tutar. Fakat eleştiri mantık çerçevesin- de olmalı ve kişinin önyaıgılannı dayatan bir çerçeve- deolmamalıdır. Herkes, herkesin kendisi gibi düşünme- diğini, her düşüncenin bir altematifi olduğunu kabul et- meli ve bilmelidir... Yaratıcı insan farklı insandır, farklı kişi renkliliğe dü- şünce farklılığının bir ölçüsü olarak çok boyutlu baka- bilen kişidir. Farklı insanı bol olan toplumlann farklı gör- me, yaratma potansiyeli yüksektir... Buna karşılık fark- lı düşünen sıradışı kişileri deli, anarşist diye tanımlayan toplumlann durumu ise hepimizin malumudur. Eğer ay- kın düşünceli kişiler olmasaydı belki bugün sahip oldu- ğumuz birçok yenilik olmayacaktı. Yaratıcı kişi her şeyden önce ben merkezinden çok biz merkezli, kendini aşma ve yenileme enerjisine sa- hip özeleştiri erdemliliğine sahip kişiliktir. Sorun çözü- münde analitik düşünen, motive edici yönüyle de lider karakterli kişidir. Yaratıcı kişi cesur, düşüncelerini oto- ritelere göre belirleyen değil, yaşamın kurallanna göre belirleyen her şeye rağmen, toplumdaki ve sistemdeki çirkinliklere, özürlere ve hatalara karşı duruşu olmakta- dır. Yaratıcı kişi, kişilikli veyetişkin bırey özetliğindedir... Başta öğrenciler olmak üzere gençlik kendini üniver- siteortamındaifadeedebilirdurumagelmelidir. Bugün- kü Batılı lider kadrolannın önemli bir kısmı öğrenci lider- leri ve düşünce akımlannın öncüleridir. özellikle de gençlik yıllannda radikal düşüncelerden beslenenler ilerleyen yaşlarda ayakları yere basan bir çizgiye gelirier. Insan, doğası gereği gençken kendini ispatlamak için dünyaları devirmek ister. Bu motivas- yon kişiyi hedefine ulaştırmak için otganize eder, sonun- da kişi yeteneği ve kendisine sunulan ortam kadar 'ken- disi' olur." SESSİZSEDASIZJ!) Avrupa Birliği'nin yolu Diyarbakır'a geldi! Ayrıntılan "www.acikistihbarat.com" sayfasında yazan yandaki fotoğraf Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde çekilmiş. Bismil Belediye Başkanlığı tarafından çevre düzenlemesi yapılan ve geceleri aydınlatılan bu yer Türk Silahlı Kuvvetleri ile girdikleri çatışmalarda ölen aynlıkçı teröristlerin mezarlığı. Mezarlığın girişindeki gönderde de PKK bayrağı dalgalanıyor. Komiser beyy hanım parmağını unuttu Avrupa Birliği'nin bir zamanlar ve her zaman Türkiye'den en sorumlu komiseri "Ferhuygen" son zamanlardaki veciz beyanlanndan birinde, "Doğu Avrupa'daki düşünce kuruluşlannın hepsini Amerika Birleşik Devletteri finanse etti; biz parmağımızı bile oynatmadık buyurunca, Ankara'dan Dinçer Kişoğlu: "Şimdi olmadı işte. Komiser bey, gerek Karen Fog'a ve gerekse Fog'un Türkiye'deki ve Kuzey Kıbns'taki evlatçıklanna haksızlık etmiş. Çünkü biz, Karen Fog hanımefendinin Türkiye'de ve Kıbns'ta para saymaktan tutmaz olan parmaklannın tedavisi için Isveç'e gittiğini duymuştuk!" 24 Kasım Oğretmenler trunu nun JJüşıındııratikıerı LGÜRŞENKAFKAS Çağımızın sürekli değişen ve gelişen koşullan eğitim ve özel- likle öğretmen eğitimini gün- demde tutuyor. öğretme ve bil- gi verme kavramı, öğretmen eği- timi konusuyta ilgili yapısal deği- şiklikteri yaşamataşımalıdır. Ge- leceğe yön verecek, karaniığı aydmlığa dönüştürecek öğret- menin eğitimi önemli bir süreç- tir. Cumhuriyetin tüm kazanım- lannda, topluma bilgiyle ulaşma- da, iike ve devrimleri aktarmada öğretmenin alınteri, emeği ve çabas vardır. Kars'tan Edime'ye kadar tüm coğrafi yerieşimlere, ulusal simge olan bayrağımızla özdeşleşip ulaşan öğretmendir. Alnında bilgi, elinde aydınlığın meşalesi ile karanlıktan aydınlı- ğa doğru yol alan da öğretmen- dir. Geçmişin ardındaki gelecek, 24 Kasım'ın bir günlük öğretme- ne övgü şölenleriyle yeterii değil- dir. Geleceğin aydınlık, çağdaş yüzüne, bilimin teknolojinin, sa- natın pınttılanyla donanmış öğ- retmenleri egemen olmalıdır. Eşıtliğe inanan, kafalardaki or- taçağ karanlığını aşmış, yete- nekli gençlerin öğretmen eğiti- minde yer alması için gerekli dü- zenlemeler yapılmaitdır. Bugü- nün öğretmen eğitimi politikası, gerekli araştırma ve incelemeyi yapmadan günü kurtarma biçi- mındedir. öğretmen eğitimi po- litikası, hükümet değil, devlet politikası olmalıdır. Geleceğe yö- nelik, bilimselliğe uygun araştır- ma yapabilen, yenilikçi, çağdaş düşünen bireyier öğretmen ola- bümelidir. 81 yıllık Cumhuriyetin öğretmen yetiştirme kazanımla- nndan yararlanılmalıdır. Köy Enstitüleri, Öğretmen/Yüksek ÖJretmen okullan gibi ömekler yaparak, yaşayarak, üreterek eğitim programlannın uygulama alanlanydı. Günümüzde eğitim sistemle- ri bilim ve teknolojideki geliş- rreler, bilen/öğreten/üreten öğ- ntmen modetine yönlendirmek- tedir. öğretmen eğitiminin altya- psı teknolojik donanımlarla, kü- tiphane, laboratuvar, işlik, sa- rat merkezi, spor, müzik vb. yjptınmlan olan eğitim kurumla- rvta olabilecektir. 21 yy'da nüfu- sjnun yüzde 15 - 20'si oku- ra/yazma bilmeyen ülkemizde, cğretmenin önemi, gerçeği iyice tevranmalıdır. AB toplumuna ttlgisiz birtoplum ayıbı iie değil, jydın, uygar, güvenli bir toplu- nun zenginliği ile katılmalıyız. Gelişmiş, çağdaş ülkelerde, öğ- etmen eğitimi veren kurumlar- ca kalite kontrolü ve kaliteyi art- ÎICI önlernler bizde de uygulan- nalıdır. Ülkemizin gereksinimi- * uygun nitelikte öğretmen ye- ıştirilmeüdir. Geçmiş kazanım- sr model ve ömek almmalıdır. Geleceğin öğretmeninin seçi- ninde devletin öğretmene gü- encesi, eğitim kurumlanna gi- işte ve seçimindeki seçkiler, ye- ıştirme programlannın kapsa- TJI, girişimci ruhu ve işbiriigi öl- ^itleri gibi araştırmalar önemli jyraçlardır. Ülkemizin en ücra •erlerindeki insanımızın eğiti- ninden her tür çağdaş verilere ulaşmış, kentliye kadar herkes için kendini gündemde tutan öğretmen yetıştirmeliyiz. "Hiç olmazsa öğretmen olurum"ö6- nemı yerine kaliteli, bilgili, ruhsal ve bedensel yönde sağlıklı öğ- rencileri öğretmenliğe yönlendi- rebilmeliyiz. Mesleki eğitim kap- samında, adaylara, insan sevgi- si, iletişim, insani ilişkiler, doğa bilinci gibi önemli gerekler veril- melidir. Görevdeki öğretmenle- rin Türkçe gelişim programlan- na, kaynak tarama, rapor yaz- ma, bilimsel araştırma yöntem- leri ve teknikleri edinme semi- nerleriyle bilgi gelişimi kazanma- lan önemlidir. Öğretmenin yap- tığı bilimsel araştırma sanatsal verileri, kültürel eser üretkenliği yetkililerce değerlendirilmelidir. "Aferin, teşekkür, takdirederim" kavramlannın kann doyuımadı- ğı 21. yy'da üretken öğretmen maddi değerde de ödüllendiril- melidir. öğretmen eğitim prog- ramlanmızın değişiminin ve ye- nilikçiliğinin miman olmalıdır. öğretmene bu degişimi, eğitimi sırasında verilebilmelidir. Çünkü öğretmen geleceğimiz ve göz- bebeklerimiz olan çocuklanmı- zm eğitimcisi olacaklardır. Gelişmiş uluslar, en büyükya- tınmı eğitime ye öğretmene yap- maktadırlar. Ülkemizde öğret- men, sınavla ve önemli değerie- rin verilemediği bireylerden se- çilerekalınmaktadır. Ulusal özel- liklerimizin, gereksinimlerimizin araştınlmadan yanlı ve ucuz hü- kümet politikalanyta öğretmen seçimi, atanmalan eğitimde ve öğretimde önemli sorunlar do- ğurmaktadır. Bugün, birçok alan öğretmeni veya değişik meslek çıkışlı sınıf öğretmeni görevdedir. "Benim asıl anlatılacak yanım öğretmenliğimdir" ve "öğret- men/erf.. Venı nesil sızın eseri- niz olacaktır" özdeyişleriyle Atatürk, önce öğretmenliğiyle övünerek, sonra geleceğin so- rumluluğunu öğretmenlerin omuzlanna güvenle yüklemek- tedir... 21 yy'ın Türk öğretmeni etkili ve verimli olmalıdır. öğretmenin etkili oluşu, bilgi, beceri, verim- liliği ve üretkenliği ile genç kuşa- ğa yönelişi ile olacaktır. Nrtetikli öğretmenin eğitimi için fakülte- lerin tüm birimleri bir laboratuvar biçiminde olmalıdır. Bu tür bir eğitim, Köy Enstitüleri'nin "ya- parak, yaşayarak, üreterek" öğ- renme ve öğretme becerilerini edinmelerini sağlayacaktır. 24 Kasım, Atatürk'ün Başöğret- menliği kabulünün "öğretmen- tere kutlama günü" olarak veri- lişinin günüdür. Tüm meslektaş- lanma kutlu olsun. Hükümetin eğitim soluklu, yanlı atamalannın hızlandığı, öğretmenin baskı al- tında tutulduğu, maddi ezikliği- nin ve sosyal sorunlannın dağ gibi yüceldiği, bir dokun, bin işit kavramının kulaklan çınlattığı bu ortamda nutuklar atılacak, şö- lenler, törenlerle oğretmenler övülecek. 24 Kasım Atatürk'ün aydınlık- çı, yenilikçi öğretmen bilincinin geriye dönüşümle gölgelendiği bugün, yine de saygıdeğer mes- lektaşlanmı kutlar ve eğitim yo- lunda başanlar dilerim. , KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak(a turk.net ÇtZGtLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraciü mynet.com HARBt SEMİH POROY semihporoy(a yahoo.com HAYAT EPtK TtYATROSU MLSTAFABILGIN hayatepiko mynet.com MAFYA i.. İ t 1 İ TARtHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 25 Knson ınrtr.munUaz-arikan. com VALIKUSlfNUN GETİRDİĞİ ÜN.. 1889'DA BUGÜN, ÜNLÛ YAZAK &E$AT /W«/ GÜNTtKİAI, BİR ASKEKİ DOtcrtXUN O6LU OLMAK İSTANBUL'DA OO&DU. 191? YIUHDA J(/SA ÖYKÛLEfİ YA2AAAYA R£ŞATNUBJ, tOJ/UVU/Ş &4VAŞIMIZ. 1 KA OLAKAK yAY/MLADISI(19Z2) 'Ç/H/KUŞu*BO MANIYLA BÜYÜK ÛN KA2ANPI- ROMANI, MUSTA^ı KBMAL PA$A M OKUMUÇ ÇOM. SeS&iMİÇTİ.Cm U ANLATHUIIYLA, KİV4P, YALNfZ AYD/NCAIZI O£ĞİL, AZ O/UJMUŞ KİMSELe/ZJ P£ ÇEK£gİUrOGCXJ. BÖYLEC£,G£NİŞ S/fi OkUYUCU KİTLESİ- NE S£SLENME OLANAĞ* SUCAAJ B£ ŞAT NUet, KOUULARI 6ENEU.İKLE ANA- POUI'DA 6£Ç£M 1B BOMAN VE BİR- ÖYKÜ YA2ACAIİ.rit. NOTA BILMBYEN BESTECİ! 1945 "TE BUGÜN, TÛRK MÛZİĞİ 8S£T£CJl£_ RlNPEH LEK4İ ATU 76 YAŞINM İSTAN- ' BUÛPA ÖL0Ü. HENÛZ ->4- YAÇtNOAYK£N klENDİ BESTBLEI2İMİ SÖYLEYEPMK, HAC1 ARİF BBY \f£ MAHMUT C£l/*L£TTiN f¥\- ŞA'NIN TMCOİRLEÜİNİ KA2ANMIŞT1. BES_ TELEfZİ KADAG S€SİNİN &Û2£LÜĞİYL£ DE PİKKAr/ ÇEKİYORDU. NOTA 8ÎL- MBMESl'; YAŞAMI 8OYUNCA SOO'E YAKIN ŞARKI BES7ELEMİ$ OLMtSI. NA KAZŞlN, YA2AMAPIĞI İÇihl BİRÇû- ĞUNUN UNUTULMASINA NEOEN OL- MUÇTU- BUNLARDAN yALUIZCA 168 TAHESİ GÜUÜMÜze UIAÇABİLMİŞ- TİR... _*_ DÜZ ÇİZGt ÜMİT ZtLELt Sürgün! Tam da Amerikan askerinin büyük bir fütursuzluk- la, ağır yaralı Iraklıyı, hem de sığındığı ibadet mekâ- nında öldürdüğü anlara rastladı... Aslında, çoluk çocuk, kadın demeden on binlerce zavallı insanın sokak ortasında, evde, okulda, hasta- nede boğazlanıp köpeklerin ziyafetine terk edildiği Felluce işgali sıralanna rastladı da diyebilirdim... Son derece kuşku çekiciydi; önce Hollandalı ünlü bir film yönetmeni "Islama hakaret" gerekçesiyle vahşice öldürüldü. Zaten 11 Eylül ve sonrasında Is- panya'daki tren katliamı ile Avrupa'daki Müslümanta- ra iyice soğuklaşan Batı kamuoyunun bu olayla aya- ğa kalkacağı belliydi. öyle de oldu; cinayet sonrasın- da Hollanda'nın dört bir yanında, iki dinin mensupla- rı arasında neredeyse elle tutulur yoğunlukta gergin- lik baş gösterdi. Camiler kundaklandı, Müslüman ka- dınlar, gençler tartaklanmaya başlandı. Ardından Al- manya'da, Belçika'da, Avusturya'da olaylar çtktı. Almanya'da din adamı kılıklı birtakım yobazlar, ate- şin üzerine benzinle gidip, Hıristiyanlan hedef alan "vaazlar" vermeye başladılar. Içişleri Bakanı Schily, camilerin bile kapanmasına varacak sürecin işaretini verdi. Belçika'da Başbakan Yardımcısı Onkelinx ile i- ki senatör ve bir milletvekili köktendincilerden tehdit aldıklan için hükümet tarafından korunmaya alındılar. Anvers kentinde genç bir Yahudi sokak ortasında öl- dürüldü. Aynı sıralarda ABD'li komutanlar, askerierine "Ha- reket eden herşeyivurun. 15-50yaş arası tüm er- kekleri öldürûn" emri verdi! Askerierin bu emre hiç ihtiyacı yoktu aslında, onlar zaten başından beri "ge- rekeni" fazlasıyla yapıyoriardı! Ve bu vahşet, bu soykınm Avrupa'da hiç yankı bul- madı! Binlerce kilometre ötedeki Şıli'de insanlar sokak- laradökülürken, Yunanistan dışındaAvrupa'nın kılı bi- le kıpırdamadı! Sanki birileri elbiriiği ile bugün yaşanan, yann Iran'da, Suriye'de yaşanması neredeyse kesin- lik kazanan "haçlı seferi" için dünyanın en etkili ka- muoyunu biçimlendiriyordu! Yann, Avrupa'da yerieşmiş Müslümanlann kitleler halinde "sürgünü" gündeme gelirse, 2. Dünya Sava- şı'nın o tüyler ürperten "toplama kamplan" hortlatı- lırsa inanın hiç şaşırmam... - Gidiş, o gidişü! Onlar ulusa düşman! Okuduğumda acı acı gülüp, "Bu kadar da olmaz, yazmak lazım" düşüncesiyle bir kenara ayırmıştım. Sevgili Özdemir Ince elini çabuk tutup, Hüniyet ga- zetesindeki köşesinde gereken yanıtı verdi. Ince, "U- lus-devlet düşmanlığı" başlıklı yazısında, Mehmet Attan'ın "Baü'nın icadı olan ulus-devlet örgûtlen- mesinin modasının geçtiği, bizzat Baü'nın AB ile ondan vazgeçtiği" safsatasını kendine özgü üslubu ile bakın nasıl mahkûm etti: "... önce 'Batı' ile AB işaret edil'ıyorsa, bu top- luluğun ulus-devleti bırakiığı kuyruklu biryalan. Ulus-devlet, AB'nin 25 ûyesinden hangisinde terk edilmiş? Bu devletler ulusal egemenliklehnin kü- çük birbölümünü AB'ye bırakmışlar, o kadar. Or- du yerinde, polis yerinde, mülki idare yerinde, ulusal eğitim ve maliye yerinde, devletlerin baş- kentleriyerinde duruyor, resmi dilyürüriükte, sı- nırlaraynı, toprak bütûnlüğü devam ediyor... Gö- rünürde Ingittere dışında bir tek para ortak, o ka- dar! Birliğin anayasası henüz onaylanmış değil... Gerçeklerböyleyken, Avrupa Birliği'nin 'ulus-dev- let'/ sona erdirdiği yalanı söyleniyor ve bazı 2. Cumhuriyetçi zevat da buna pek seviniyor, bay- ram ediyor... Ben kişisel olarak ulus-devletin so- na ereceğine inanmıyorum; ama diyelim ki sona erecek! O zaman Türkiye'nin, AB'ye tam üye ol- masım beklerim... AB'ye tam üye yapsınlar, ulus- devlet kendiliğinden tasfıye olur, eğer böyle bir şey olacaksa. AB'ye üye olmadan tasfiyeye giriş- mek ve bu tasfiyeyi tavsiye etmek (işte siyah harf- leıie yazıyonım) olsa olsa cehalettir!" Ah, sevgili Ince, cehalet hiç değil! Burada maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek! Onlara bu ulus- devlet gömülmedikçe uyku haramü! Polis ne yapsın! Stadyum cinayetinde ben en çok polisin suçlan- masına şaşırdım. Tam tersi polisin özenle korumaya alacağı stadyumun Inönü olması şart! Çünkü Içişleri Bakanı'nın oğlu Murat Aksu Beşiktaş Asbaşkanı! Her Beşiktaş maçından sonra ortalığı ayağa kaldıran, en sert demeçleri verip ortalığı geren hukukçu Aksu iste- seydi, polis Inönü'ye ne it-kopuk ne de tırnak çakısı sokardı diye düşünüyorum... - Çok mu yanılıyorum?.. e posta: umttzileliCa gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA; îyTopaüldığın- da kundağın geri tepmesi. 21 Birorganımız... Ekose desenli yünlü bir ku- maş. 3/ Arapça eylem çatısını konu edinen bi- lim ve kitap... AsafHaktÇe- lebi'nin bir şiir kitabı. 4/ Kişiyi haıekete geçmeye özendiren güdü... Sekiz notadan oluşan ses dizi- si. 5/ Nâzım Hikmet'in soyadı... Rengi atnuş olan. 6/ Batı ordulann- da, atlı ya da yaya ola- 5 rak çarpışan asker sını- fi... Türk resim sanatın- da önemli bir grubun ad 8 olarak benimsediğihaı- 9 fin okunuşu. 7/ Kö- pek... Aldatmaişi,hile... Tellibirbüriimcükcinsi. 8/Os- manlı mutfağına özgü, tel şehriye, tavuk ve balla yapı- lan yemek. 9/Bir soru sözü... Gelin başlığı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Akın, hücum. 2/Yabancı... Özellikle atletizm pist- lerinin kaplanmasında kullanılan plastik madde. 3/ Yapı... Hefyum elementinin süngesi. 4/Kimi cisimle- rin karşılıklı olarak birbirini itmesine neden olan kuv- vet... Tasa, kaygı. 5/ Akira Kurosava'nın bir filmi... Nefes. 61 Yelkenli bir yanş teknesi... Adın durum ek- lerinden biri. 7/Terbiyesiz kimse... Bir renk... Ülke- miz sulannda yaşayan ve "biz" de denilen mersinba- lığı türü. 8/Eskişehir'in bir ilçesi. 9/Neon elementi- nin simgesi... Yüksektepe, dağ. c
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle