29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 KASIM 2004 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR kurturcg cumhuriyet.com.tr 15 UYGARLIKLARIN İZİNDE.. OKTAY EKİNCİ Vaktiyle Akdeniz korsanlanndan bunalan antik Holmi kentinin bugün de 'tersanecilerle' başı dertte... Taşucu'nda çağdaşkorsanlarGeçen eylül ayında, Türkiye'mizin en gûney ucundaki Taşucu'ndaydık... Mimarlar Odası'nm yurdun tüm bölgele- rinden temsılcıleriyle oluşan "Danışma Ku- rulu" toplantısı için Mersin Şubesi ile Silifke Temsilciliği el ele verdiler, Taşucu'ndaki "Best Resort Hotel" otelinde ev sahipliği yaptılar. Sayılan 200'ü aşan mimann iki gün konuk- lan olmasını heyecanla karşılayan Belediye Başkanı Ali Şatain, bu beraberlikten yararlana- rak beldesinin güzelliğini ve kültür değerlerini korumak için ne denli "zorlu" ve "kararü" bir mücadele verdikJerini de anlattı. Özellikle Kuzey Kıbrıs ile Türkiye arasın- daki deniz taşımacıhğının, hem yük gemilen, hem de turizm amaçlı olarak "ana iskelesi" konumunda da olan Taşucu'na belki de en "acı- masız" darbeyi, buranın sahılindeyapılmak is- tenen "Tersane tesisleri" indirecekti. Oysa bu konudakı Bayındırlık Bakanh- ğı'nca onaylanan imar planı değişiklikleriyle Ulaştırma Bakanhğı'nın aynı plana dayanarak verdiği yapılaşma izinleri, yine Taşuculular ta- rafından açılan davada Danıştay karanyla "hu- kuka aykın" bulunarak durdurulmuştu. Ne var ki ülkeye egemen olan "hukuk tanımaz siya- set"ın sadece rantı gözeten yatınm anlayışı, Akdeniz m bu eşsiz kumsalına ve kıyılanna göz dikmıştı. Nitekim belediyenin, mahkeme kanm gere- ğince, tersane için önceden yapılan kaçak bina- lan yıkmasma bile aldırmayan Ulaştırma Ba- kanı Binali Yıldınm, halkın tepkilerine de ku- laklannı tıkayarak 30 Nisan 2004'te törenle te- mel atmış. Belediye Başkanfnın danışmanı Sadettin Ergen temel atılan yeri gösterirken dıyorduki: "Temeliçinseçtikleriyerdearke- olojik kalıntılar bile var; hemen önünde de deniz kaplumbağalarının yumurtladıkları sazhklarla kaplı kumsal..." Balıkçı baştcan Işftaşında Başkan ve arkadaşlanyla, olanı biteni daha iyi kavramak ve "tatarip edilmek istenen" kı- yılan yakından görmek üzere denizden incele- me gezisi yaptık. Yerel seçimlerde kazanması- nın birnedeni de en güçlü rakibi olan öncekibaş- kana, tersaneye yeşil ışıkyaktığı için halkın gös- terdiği tepki. Mazbatasını aldıktan sonra asıl işi olan balık- çıhğı bırakarak "teknesinden belediyeye ge- çip" kollan sıvayan Başkan Ali Şahin, bu gü- venin aynı anda "demokrasi görevi" olduğu- nu belirterek şunlan söylüyor: "Burada 3. ka- ta bile izin verilmeyen, tüm yapılan 2 katlı olan ve bu görünümüyle Mersin kıyılannda tek kalan Kum Mahallesi'nde çok sayıda mil- letvekilinin, üst düzey bürokrat ve paşaların yazlıkian var. Hemen tümû, mahalleyi ce- henneme çevirecek tersaneye karşı ortak di- lekçeye imza attılar ama oniar bile Ulaştırma Bakanhğı'nın inadını kıramıyorlar." Peki, onca "nüfuzlu" insanın ve hatta "mil- letvekülerinin" bile baş edemedikleri bu "ina- dın" arkasında ne var? Yıllardır titizlikle korunan Kum Mahallesi kumsalı, tersane yapılınca kim bilir ne duruma gelecek? Kentin simgesi olan 'deniz kızı' tersanecilerin inadını ürkerek izliyor... Türkiye'nin en önemli sulak alanlanndan olan, uluslararası sözleşmelerde bile korun- masına karar verilmiş ünlü "Göksu Delta- sı"nıntam yanındaki SEKA arazisi, bu tersa- neye arsa yerine aynı doğal çevrenin "layı parkı" olsa daha doğru değil mi? Firsatçıların nlyetlerl Sorunun yanıtını biraz araştırdığımızda, ortada sıradan bir "duyarsızüğm" olmadı- ğını, bu inatlaşmada "firsatçüığın" da et- kin olduğunu hemen anhyoruz. Çünkü, 1. derece S1T alanına dayatılanbu tersane, sa- dece "gemi onanmı ve yapımı" için de- ğil, aynı zamanda "gemi söküm işleri" için de planlanıyor. Koca gemilerin parçalan- malan ve sökülmeleri ise öylesine geniş ve güçlü bir çevre kirliliği yaratıyor ki bunun "uygun olabileceği" kıyı arazisini bulmak kolay değil. Dahası, aynı tesislerin, Bakû - Ceyhan boru hattından petrol taşıyacak dev tanker- lere bakım ve onanm hizmeti vermesi de düşünüldüğünden, aynı kıyı bölgesinde bu yatınmı yapmak bulunmaz nimet. Işte böylesi bir amaç için geçen yıllarda Bayındırlık Bakanhğı'nın nasılsa onayla- dığı planla Ulaştırma Bakanhğı'nın aynı aymazlık içinde verdiği izinleri "elden ka- çırmak istemeyen" yatınmcılar, Taşu- cu'ndan ellerini çekmek istemiyorlar. ÇED raporu ve gerçekler Banndırdığı 332 çeşit kuş türü ve nesli tüken- mekte olan sürüngenlerin yaşam alanı olduğu için de 1990 yılında Bakanlar Kurulu karan ile "Özel Çevre Koruma Bölgesi" ilan edilen, aynca sulak alanlarla ilgili uluslararası Ram- sar Sözleşmesi kapsamında da konımaya alı- nan bu bölgeden gitmek niyetinde değiller. 0 kadar kı aynı firsatçıhğa "dur" diyebile- cek ÇED Raporu'nu hazırlayan "Doğa-Çed Ltd. Şti." uzmanlan(!) bile, sadece 1.5 km. me- safedeki doğa koruma alanlannı "8 km'de" göstererekhazırladıklan "görüşlerinde" tersa- nenin kurulmasını bakın nasıl savunuyorlar. "Proje ile inşaat ve işletme aşamasında yöre halkı için istihdam ve iş imkânlannda artış olacak, büyük ekonomik fayda sağlanacak- tır..." Oysa yasa gereğince bu rapordan önce Taşu- cu'ndaki 1000 kişilik salonda düzenlenen "ÇED Tanıtım ve Danışma Toplantısı"na en az "3000 kişi" gelerek yatınmı ve buna daya- h "iş olanaklannr asla istemediklerini belirt- mişler. Ardından Ankara'da yapılan ÇED top- lantısma da "bağlı ilçe" olduğu gerekçesiyle Silifke Belediyesi çağnlırken, asıl "imardan sorumlu" ve arazinin bulunduğu Taşucu Be- lediyesi'ne haber bile verilmemiş. Işte, yaklaşık bir yıldır böylesi bir "kara- basanın" altında yaşayan Taşucu beldesinin amblemi "deniz km"... Çünkü, efsanevi "Deniz Kızı Mağarası" da buradaki "Hol- mi" antik kentinde... Bu kent, t.Ö. 7. yüzyılda Yunanlılar tara- fından "koloni yerleşimi" olarak kurulmuş. Ne var ki Akdeniz'i haraca bağlayan ünlü korsanlann sürekli baskın ve talanlan yüzün- den asırlar boyu kendini toparlayamamış, ge- lişememiş. Bunlan da öğrenince, "acaba" diyoruz, tarih gerçekten "tekerrür" mü ediyor? Bir zamanlann korsanlan, şimdi kılık ve iş de- ğiştirerek yeniden bu kıyılan ele geçirmek mi istiyorlar? Ne var ki o yıllarda Anadolu bir bakıma sahipsizdi. Şimdiyse Türkiye Cumhuriye- ti'nin vatanı ve her şeyi. Devletin en önemli görevlerinden biri de bu vatanı talancılardan korumak değil midir? Hele ki doğal cennet- lerini, kültür hazinelerini... 6 ülkeden 100 sanatçmm katılacağı 3. Uluslararası Ankara Caz Festivali başlıyor Cazın kalbiAnkara'daatacak MAKAUEYARIŞMASI KOŞULLAR: Cumhuriyet Gazetesi ve Türkiye Ziraatçılar Demeği taranndan "Türkiye Tan- mının Gelişmesinde Tanmsal Sanayinin Rolü" konulu bir makale yanşması düzen- lenmiştir. Yarışma, halenherhangibir ZiraatFakültesiveTartm MeslekYüksekOkulu'na kayıtlı tüm öğrencilere açıktır. Yanşmayakaolacak makalenin, 4 sayfayı 1A-4,tek satır aralığı, 14 punto) geçme- mesi, daha önce yayımlanmamış olması ve aşağıda belirtilen adrese 10 Aralık 2004 tarirüne kadar, kaükncınırı adı, adresi, telefon numarası ve yukanda belirtilen ögre- nim kurumlannda öğrenciliğinin devam ettiğini gösteren bir belge ile birlikte, taah- hüüü posta ya da kargo yoluyla ulaşünlması gerekmektedir. Yukanda belirtilen tarihte, verilen adrese ulaşmamış olan veya belirtilen bilgi ve belgelerden herhangi biri eksik olan makaleler yanşmaya dahil edilmeyecektir. Adlan aşağıdabelirtilen jüriüyeleri tarafincknyapılacak değerlendirmesonucun- da 1. seçilecek makaleye Türkiye ZiraatçılarDemeği, 1.000.000.000 TL (1.000 YTL) ödül verecektir. Yarışmacının ödülü, Türkiye Ziraatçılar Demeği tarafından 20-21 Aralık 2004 tarihleri arasında Ankara'da düzenlenecek 4. Ulusal Tanm Kongresi çerçevesi için- de yapılacak olan Sadullah Usumi Basın ve TV Ödül Töreni sırasında verilecektir. Kazanan makale, Cumhuriyet Tanm ve Hayvancıhk eki ileTZD yayın organı Zi- raat Dünyası dergjsinde yayımknacaktır. YARIŞMAJÜRlSt: Şükran SONER (Cumbunyet Gazetesi Yazan) Prof. Dt. Nurettin YTLDIRAK tbrahim YETKÎN (Jurktye Itraüçıkr Dernegf Genelha$kam) MAKALELERİN GÖNDERİLECEĞ1ADRES: Turkıye lıraatglar Derneğı GenelUerkezı, laskent Caddesı (1 Cadde) 7/6 Bahçdievlet/ANKARA EMRE ÇALIŞKAN ANKARA - 3. Uluslararası An- kara Caz Festivali ODTÜ Kültür Kongre Merkezi'nde bugün "Hava Kuvvetleri Komutanhğı Caz Or- kestrası ve Türk Caz Duayenle- ri"'nin vereceği konserle başhyor. 5 Aralık'a kadar sürecek ve 4'ü genç 15 topluluğun, 6 ülkeden 100 cazcının katılacağı festivalde "Tri- potia, Sibel Köse French Connec- tion, Timuçin Şahin Trio, Quartet Muartet, Michiel Borstlasp Tro Feat Edsilia Rombley, Logos,Ro- sario Giolani, Tenef(f)üs, Ericka Ovette Quartet Feat. Tuna Öte- nel, Daily, Tatsuya Nakamura Qu- artet, Ercüment Vural&Önder Focan Project" adlı topluluklar iz- leyiciyle buluşacak. Festivalin yö- netmeni Özlem Oktar Varoğlu ile caz ve festival üzerine konuştuk. - Ankara Caz Festivali üçüncü yüında. Festival hangi aşamalar- dan geçerek bugünlere geldi? ÖZLEM OKTARVAROĞLU - 1996'da Ankara Caz Demeği kurul- duktan hemen sonra ODTÜ Caz Günleri diye bir etkinliğe başladık. Yoğun ilgi sonucu bu etkinlik festi- vale dönüştü. Festivalimizin en önemli özelliği genç caztoplulukla- rınıyüreklendirip sahneye çıkanyor olması. - Böyle bir festival gerçekleştir- me düşüncesi nasvl oluştu? VAROĞLU - Bizimki aslında amatörce bir zevkle başladı. Her konser için Istanbul'a gitmek yeri- ne biraz da konserler Ankara'ya gel- se diye düşündük. Daha önce Anka- ra'da pek fazla caz konseri olmu- yordu. Çok eskiden babalanmız zamanında olurmuş. - Caz günlerini düzenlemeye başladığımzda nasü bir ilgiyle karşüaştınız? VAROĞLU - O zamanlar du- rum şimdikı gibi değildi. Anka- ra'da yerleşmiş bir caz dinleyici- si yoktu. llk konserlerde 30 bilet satnk diye mutlu olurduk. Açıhş konserimiz ODTÜ'de yapılacak. 850 kişilik salonun tüm biletleri- ni sattık, yoğun ilgi yüzünden ko- ridora dinleyici almaya başladık. Bu ilgi bizi mutlu ediyor. Amatör ruhumuzu koruyarak, profesyo- nel bir çalışma gerçekleştiriyo- ruz. Kurumsal bir Klmllk... - Destek almadan böyle geniş kapsamlı bir festivali nasıl ger- çekleştirivorsunuz? VAROĞLU - llk zamanlarda mü- zisyen dostlanmıza bu bir öğrenci festivali, bize destek olun, ücret al- madanya da azücretle çalın diye ri- ca ediyorduk. ODTÜ salonlarını üc- retsiz kullanıyorduk. Daha çok ime- ce usulüyle çahşıyorduk. Zaman geçtikçe işin boyutu değişti. Mali- yetler çoğaldı. Onun için her konse- re bir sponsor bulmaya çalıştık. Ba- zı konserlere sponsor bulamıyoruz. Katılımın fazla olması için bilet fi- yatlannı öğrencilerin sinemaya ver- dikleri parayla eşdeğer olarak belir- liyoruz. Ön sıralan biraz pahalandı- rarak, destekler arayarak festivali buralara kadar yürüttük. Ama festi- valin bugün geldiği noktada gerçek- ten kurumsal bir kimliğe ihtiyacı var. Bu açıdan ekonomik destekçi- ler anyoruz. - Ankara Caz Derneği olarak ne gibi çabşmalar yapıyorsunuz? VAROĞLU - Türk cazının geliş- mesine katkıda bulunmaya; kültü- rün ve dünya müziğininparçası olan cazı tanıtmak ve Türk cazının yurt- dışındatanınmasını sağlamaya çalı- şıyoruz. Anadolu'da gelişen cazı ör- gütlüyoruz. lzmir Caz Derneği'nin kuruluşunda etkin rol aldık. Af- yon'daki caz festivalini, Eskişehir Amatör Caz Festivali'ni, Bod- rum'daki caz konserlerini destekli- yoruz. Buyıl Zonguldak'ta da cazın gelişmesi için çahşmalar yapacağız. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Beyoğlu'nda Yeni Bir Tıyatro Salonu... Uzun zamandır yeni tiyatro salonlarının açıl- masına değil, eskilerinin kapanmasınaalışığız. 19 ve 20 Kasım akşamlarında ise neredeyse yazgı diye benimsemeye başlayacağımız bu durumun aksini yaşama mutluluğuna erdik. Stüdyo Drama Tiyatro Topluluğu, kendi sah- nesi olan Stüdyo Drama Sahnesi'ni Beyoğ- lu'nun göbeği diyebileceğimiz bir yerde açtı. Ağacamii'nin yanındaki Sakızağacı Soka- ğı'nda, eski bir Beyoğlu binasının dördüncü katında açılan bu sahne, gerçek anlamda yok- tan var edilen bir mekân oldu. Stüdyo Drama Tiyatro Topluluğu, perdelerini ilk kez bundan üç buçuk yıl önce, 7 Mart 2001 tarihinde aç- mıştı. Açılır açılmaz da kendini yeni ve eski her özel tiyatronun kaçınıimaz yazgısı olan salon sorunuyla karşı karşıya bulmuştu. Provalar için bile mekân bulabilmenin zorluğu, temsil başına ödenen salon kiralarının gişe geliriyle karşılanamaması, bir sezon sonra nerede oy- nanacağının kestirilememesi gibi sorunlar, anılan yazgının zorunlu evreleridir. Istanbul gi- bi, ülkenin kültür ve sanat yaşamının odak noktası sayılan bir kentte özel tiyatroların sü- rekli salon sıkıntısı çekmeleri ise kent adına ancak bir ilkellik ve çok vahim bir geri kalmış- lık belirtisi diye nitelendirilebilir. Bu olayda ilginç olan nokta, Stüdyo Dra- ma'nın kurucusu Onur Bayraktar'ın daha en baştan bu sorunları Türk tiyatrosunun genel sorunlan düzleminde düşünmesi ve çabaları- nı da bu yönde yoğunlaştırması oldu. Başka deyişle, Onur Bayraktar'ın kimliğinde karşı- mızda sadece kendi tiyatro topluluğunun so- runlarına çözüm arayan bir tiyatro kurucusu hiçbir zaman olmadı. O, kendi tiyatrosunun sorunları dayanılabilir sınırlan çok aştığı za- manlarda bile hep, bu türden sorunların Tür- kiye'de ancak tiyatro anlayışının ve tiyatroya bakışın genelinde köklü değişimlerle aşılabi- leceği tezini savundu. Onur Bayraktar'ın, ken- di tiyatro topluluğu henüz sanatsal kimliğini bulma çabasındayken, oyun çalışmalarının temposunu ağırlaştırıp sürekli bir sahne ara- yışına girmesinin en güçlü temeli de bu tezdi. Bu tez, açılış gecesi kendisinin yaptığı ko- nuşmayla iyice somutlaştı. Çünkü Onur Bay- raktar, Stüdyo Drama Sahnesi'ni sadece ken- di topluluğu için değil, fakatTürktiyatrosu için açtıklarını açıkça dile getirdi. Çok kesin inandığım bir gerçek vardır. Her büyükya da önemli girişimin arkasında büyük bir düş gizlidir. öte yandan büyük düşler ku- rabilen insanların sayısı hiç de az değildir; az olan, bu düşleri gerçekleştirme amacıyla, sar- sılmaz bir irade ve yüreklilikle yola çıkanların saıyısıdır. Onur Bayraktar, 19 ve 20 Kasım akşamlan yapılan açılışlarla birlikte, bu azınlığın üyele- rinden biri olma hakkını kazandı. Stüdyo Drama Sahnesi, resmi ya da özel hiçbir sponsor desteği olmaksızın, çok büyük özverilerle oluşturuldu. Sponsor bulma giri- şimleri hep kendilerinden talepte bulunulan- lann olaya soğuk bakmalarıyla karşılaştı! Böy- lece benim olumsuz bir tezim de ne yazık ki bir kez daha doğrulanmış oldu. Ne zaman ül- kemizde artık özel sektörün de sanatın elin- den tutmaya başladığı söylense, ben buna bu 'elinden fufma'nın genelde reklam amaçları- nın ötesine pek geçmediğini, örneğin sanatm eğitimine ya da mekânlarına -reklam amaçla- rı bağlamında çarpıcı olmadığı için!- yatınm yapmayan bir özel sektörün, Batı'daki burju- va kültürüyle karşılaştırılamayacağını savun- dum. Onur Bayraktar ve bu girişimde onun ya- nında yer alan arkadaşları, çok büyük güçlük- lerle yıprandılar. Ama böylesi, belki de daha iyi oldu. Şimdi Beyoğlu'nda, varlığını kurucu- larından başka kimseye borçlu olmayan ve Türk tiyatrosunun hizmetine tahsis edilmiş ye- ni bir tiyatro salonu var! e-posta: ahmetcemalfS superonline.com acem20(a hotmail.com kalyan şel Pirolli Bursa'da • BURSA (AA) - Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası (BBDSO), bu hafta Italyan şef Antonio Pirolli ve piyano sanatçısı Ayşegül Sanca'yı ağırlayacak. Antonio Pirolli yönetimindeki BBDSO, piyano sanatçısı Ayşegül Sanca solistliğinde R. Schumann'ın 'Piyano Konçertosu' ile F. Mendelshonn'un 4 numarah 'îtalyan Senfonisi'ni seslendirecek. Tayyare Kültür Merkezi'nde (TKM) bugün ve yann saat 20.00'de başlayacak iki konserin bilet fiyatlan, 3 ve 5 milyon lira olarak belirlendi. Müzikseverler biletlerini TKM gişesinden sağlayabilecekler. Bugün • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU'nda 19.30'da 'Mistik Müzik Festivali' kapsamında Dem Bu Dem konseri. (0 212 232 98 30) • İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde 19.00'da 'Istanbul'dan Yeni Müzik' adlı konser. (0 212 292_ 06 55) • ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ'nde 20.00'de tDOB'den 'Kiss Me Kate' müzikali. (0 212 251 56 00) U AKBANK KÜLTÜR SANAT MERKEZİ'nde 19. 00'da Jan Reinen (piyano), Owen Hart Jr. (davul) ve Udo Pannekeet (bas gitar) konseri. (0 212 252 35 00) • BABYLON'da 21.30'da Naim Dilmener'ın katılacağı 'Dünden Bugüne Türkçe Pop' gecesi. (0 212 292 73 68) „
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle