19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 KASIM 2004 SALI 4 HABERLER DWKADABUGUN ALİ StRMEN Sarıgül'ün Kanı Baykal'ı Boğar Sonra Fransız Devrimi'nin tarihi, son derecede ilginçtir, aynı zamanda da içinde mafyanın cirit attığı polıs romanlarından daha fazla entrika ve kanla doludur. Bu tarihi satır başlarıyta okumuş olanların bile bildik leri birkaç isimden ikisi de Danton ve Robes- pierre'dir. Her ikisi de iyi hatip ve de iyi bireravukattılar. Ama tenperest, /emeğin ve şarabın iyisine, cinsi latifin güzeline meraklı, büyük hatip Danton'un tersine, Ro- bespi«rre, belki deyoksul geçen çocukluğunun et- kisiyle dünya nimetlerinde gözü olmayan, erdemi savunan, devrimin başarısından başka bir şeyi dü- şünm«yen, acımasız bir politikacıydı. 17$M yılının 29 Mart'ı 30 Mart'a bağlayan gece- sinde, Convention'u ikna ederek, Danton'u tutuk- latan da, dört gün süren, başlarda parlak savun- masıyla sanığın lehine döner gibi görünen duruş- maya müdahale ederek, devrim arkadaşını giyoti- ne gönderen de Robespierre olmuştur. Ne var ki, aynı akıbet kendisini de beklemektey- di ve Robespierre olaydan sonra, üç ay bile yaşa- mayacak, o da 27 Temmuz (4 Thermidore) 1794'te- ki oturumda, ağır biçimde suçlanacak, çok iyi bir hatip olmasına karşın, bir ara kekeleyecek ve o sı- rada biri arka sıralardan ayağa kalkarak, tarihe ge- çecek olan şu ünlü sözü söyleyecekti: - Danton'un kanı onu boğuyor! Erdemli Robespierre, Danton'u göndermiş oldu- ğu gi/otinin yolunu tutacaktır. • • • Tarih ibret sayfalanyla doludur, tabii anlamak is- teyenler için. CHP içinde Deniz Baykal ın yerine göz dikmiş olan ve doğrusu, başlangıçtaki mücadelesi basın- da sağladığı destek ile rakiplerinin gözlerini korku- tan Mustafa Sangül'ün kesin ihraç talebiyle disip- lin kurvıluna sevk edilmesi girişimi karşısında, aklı- ma Danton ile Robespierre ilişkileri geldi. Bu yazı da Sayın Baykal'ın çokyanlış bir girişimi önlemesi için yazılıyor. Mustafa Sangül'ünyolsuzluksöylentileriüzerine, bu nedenle partiden ihraç edilmesi girişimi sonuç verirse, hiç kimse, bu öyküye inanmayacak, her- kes Deniz Baykal'ın parti içinde demokratik müca- dele yerine, rakibini tasfıye için bu yolu tuttuğunu düşünecektir. CHP'nin herhangi bir üyesinin.hangialandaolur- sa olsun, yolsuzluğunun üstüne gitmesi doğru ve alkışlanması gereken erdemli bir tavırdır. Ancak, bunun yöntemi eğer bir yolsuzluk belge- si bulunmuşsa, bunun için yargıya müracaat etmek- tir, yoksa Baykal'a yakınlığı ile bilinen, tarafsız bir yargı mercii olmayan bir kurul yoluyla üyeyi parti- den ihraç etmek degildir. Yolsuzlukla suçlanan kişinin yargı önüne gitme- sini engelleyecek hükümler, onun kendi girişimiy- le de aşılabilir. • • • Bu yol tutulmayıp da Sangül'ün ihracına karar ve- rilirse, zaten güç günler yaşayan ve birçok alanda haklı muhalefetine rağmen, kitlelerle buluşmayı be- ceremediği, kendisini kamuoyuna yeterince anla- tamadığı için, işlevini tam yerine getirmediği suç- lamalarına maruz kalan CHP, çok daha güç günle- rin eşiğine gelecek ve belki de böyle bir zafer son- rasında "Sangül'ün kanı Baykal'ı boğacaktır". CHP içinde "Baykalgitsin de kim gelirse gelsin!" diyenlerin haklı olduklannı düşünmüyorum. Baykal- Sarıgül nöbet değişiminin politik yakla- şım, kitlelerle kaynaşma, partiyi bir kadro örgütü ha- line getirme değişimleri olmaksızın, herhangi bir anlam taşıyacağı, bu partiyi ve Türkiye'yi daha iyi yerlere getireceği kanısında da değilim. Geçmişte AJtan Öymen'in Genel Başkanlığı sı- rasında, partinin kamuoyunda gördüğü itibarda, öy- men'in kişiliğinin Baykal'dan çok daha iyi olması, siyasi tecrübesinin bir önceki Genel Başkan'ınkin- den daha zengin görünmesinden değil, bu iki lide- rin politikaya ve CHP'nin örgütlenmesine değişik yaklaşımlanndan kaynaklanmaktaydı. Yoksa Sayın Baykal, herhangi bir rakibinden ne daha az erdemlidir, ne de daha az deneyimli. Siya- si tecrübeyse Baykal'da fazlasıyla var, hitabetse kimseden geride değil. Ama Baykal'a yöneltilen eleştiriler, partiyi dar bir kliğin hegemonyasına sokmak ve parti içindeki de- mokratik mücadelenin önünü keserek, onu kitleler- den kopartmaktır. Eh, partinin verdiği ihraç karariarı da yargıdan döndüğüne göre, CHP'de parti içi demokratik mü- cadelenin önünün kesildiği hukuken de sabit olmuş görünmektedir. Bu yüzdendir ki CHP Sarıgül'ü ihraç yanlışına düşmemeli, parti içinde demokratik mücadeleye ağır- lık vermeli, yolsuzluk konusunda kimi kuşkulan var- sa bunu daha isabetli yollardan takip etmelidir. Yoksa maazallah, geçmişte Robespierre'in ba- şına gelen, bir gün Baykal'ın da başına gelebilir... asirmen g cumhuriyet.com.tr Ölümünün 10. yılı Nejat Yazıcıoğlu törenle anüacak İstanbul Haber Servi- a-Eski TÎP kurucu üye- ;i, Tabip Odası Genel Sekreteri, eski Işçi Sağ- ığı Derneği 3aşkanı Dr. Vejat Yazmoğlu ölümü- ıün 10. yılı olan yann iüzenlenecet törenlerle mılacak. Yancıoğlu'nu anma etkinlikleri, yann saat 12.00'deZincirliku- yu'daki mezm başında yapılacak törenle başla- yacak. Saat .8.00'de İs- tanbul Tabip Odası'nda düzenlenecekpanelde ise Yazıcıoğlu' run yaşamı, düşünceleri ve mücade- lesi ele alınacak. Panele, Yazıcıoğlu* tun dostlan ve hekimlesrn Yanı sıra siyasi partiler, meslek odalan, sendikalar ve medyadan çok sayıda in- san kaülacak. Panelin ar- dından ise konuklar için kokteyl düzenlenecek. 1939 ydında, Adana'da Saimbeyli'de doğan Ya- zıcıoğlu, yaşamını işçi sınıfinın mücadelesine adadı. TtP'in ilkkong- resinde Yüksek Onur Ku- rulu üyesi olan Yazıcı- oğlu, 1975 yılında, yeni TÎP'in kurucu üyesi ol- du. 1981 istanbul Tabip Odası Genel Sekreterh- ği'ni de yapan Yazıcıoğ- lu, 1989 yılında Işçi Sağ- lığı Deraeğı başkanlığı görevini yürüttü. Mersin'de yapılan toplantıda İlerleme Raporu, Diyanet tşleri Başkanlığı ve din dersleri konulan görüşülüyor Alevîler AETyitarbşıyorMERStN(Cumhuriyet)-Ale\ı-Bek- taşi Demekleri Federasyonu üyesi der- nek temsilcileri, A\Tupa Birliği üyeli- ği sürecinde Alevilerin durumunu de- ğerlendirmek üzere Mersin'de bir ara- ya geldi. Alevi-Bektaşi Dernekleri Fe- derasyonu Genel Sekreteri Atilla Er- dem, Avrupa Birliği ilerleme Rapo- ru'nda Alevilerden "azmhk" olarak söz edilmesinden rahatsızlık duyduk- lannı yineleyerek "Baühulkderinoyun- lannı bildiğimiz için azınhk kavramı- nm uiuslararası si\-asettekuUanıhnasm- dan endişe ediyoruz" dedi. Alevi-Bektaşı Dernekleri Federas- yonu'nun Akdeniz bölgesi toplantısı dün Mersin'de başladı. Toplantıya Atil- la Erdem, Hacı Bektaş Veli Kültür ve Tanıtma Derneği Genel Sekreteri Hü- seyin Yıldınm. Hacı Bektaş Veli Kül- tür ve Dayanışma Vakfi Genel Sayma- Siyasiler bayramlaştı SP'nin derdi: Baltanın scıpı bizden • Saadet Partili Ertan Yülek, CHP'ye bayram ziyaretinde AKP'yi eleştirirken "Sizin derdiniz yok, bizim derdimiz var. O baltanın sapı bizden çünkü" diye konuştu. ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) - Siyasi partiler arasındaki bayramlaşma- larda, AB, Irak, ışsizlik ve DYP-ANAP bir- leşmesi konulan ön plana çıktı. TBMM Başkam BülentAnnç, CHP'yi ziyaret ederek CHPTilerin bayramını kut- ladı. Ziyarette ev sahipliğini CHP Genel Sekreteri Önder Sav, "Ülkemizin dış ve iç sorunlannın bulunduğu bir dönemde böy- le dikkatii bir başkanın Meclis'in başında buhınmasıtabö ki çokönemfi" dedi. CHP'yi sırasıyla DYP, DSP, SP, MHP, ANAP, AKP, BBP, SHP ve tP heyetleri ziyaret etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Sehi, AKP'nin ziyaretinde işsizliğin giderek arttığını, halkın büyük ekonomik sıkıntı- larla karşılaştığını anlattı. Selvi, DYP he- yetinin ziyareti sırasında DYP-ANAP bir- leşmesıne yönelik girişimleri gündeme getirdi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Serfaan Yücel de birleşmenin sandıkta ol- ması gerektiğini belirtti. DYP Genel Başkam Mehmet Ağar, dün partisinin istanbul II Başkanlığı nda gerçekleştirilen bayramlaşma törenine katıldı. Ağar, ANAP ile DYP'nın bırleş- mesi konusunda yöneltilen sorulara, "Bir- leşme makul bir parti içinde gerçekleşir. Bu konuda sabırh olahm" dedi. Ağar, Felluce'ye yönelik saldınlara da değine- rek "Türkrve hiçbir zaman manevi coğ- rafyasında meydana gelen ola>lara bu şe- küde duyarsız kalmamışür" dedi. Yülek'ten yakınma SP Genel Başkan Yardımcısı Ertan Yûlek de AKP'yi eleştirirken bir fikra anlattı. Yülek'in anlattığı fıkra şöyle: "EHnde baltayla ornıana giren şahıs ön- ce körpe fîdanlardan başlamış, sonra bi- raz daha büyükkri kesmiş, en son sıra ulu çınara gelnıiş. Ulu çınar baJtanın dar- bekriyie karşdaşukça,başlamış bağmp ça- ğjrmaya, ağlamaya. Ormandaki diğer ağaçlar, 'Ne oldu, neden ağlıyorsun, kör- pe fidanlar bile sesini çıkarmadı' diye so- runca, uluçınar 'Beni kesen baltanın sa- pı benden yapılmış. Ben onun için ağh- yorum' dhe cevap vermiş.'' Yülek, fikra- yı anlattıktan sonra CHP'lilere dönerek "Sizin derdiniz yok, bizim derdimiz var. O bahanın sapı bizden çünkü" dedi. 'Uluslararası siyasette kullanılmak îstemiyoruz' • Alevi-Bektaşi Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri Atilla Erdem, AB ilerleme Raporu'nda Alevilerden 'azınlık' olarak söz edilmesinden rahatsızlık duyduklannı yineledi. Erdem, "Azınlık kavramının uluslararası siyasette kullanılmasından endişe ediyoruz" dedi. m Ercan Geçmez'in yanı sıra dernek- lerin Mersin, Tarsus. Adana, Yenice, Ga- ziantep ve Antalya şube başkanlan ka- tıldı. Basına kapalı olarak gerçekleş- tirilen toplantı öncesinde bir açıklama yapan Hacı Bektaş Veli Kültür ve Ta- nıtma Derneği Genel Başkam ve Ale- vi-Bektaşi Dernekleri Federasyonu Ge- nel Sekreteri Atilla Erdem, AB tlerle- me Raporu, Diyanet tşleri Başkanlığı, zorunlu din dersleri ve cemevlerinin iba- dethane olarak kabul edilmesi gibi so- runlan ele alarak ortak bir zemin ara- yacaklanm söyledi. Gerekli olduğu takdirde sert tartışmalara da girecek- lerini ifade eden Erdem, Alevilerden "azmhk'' şeklinde söz eden Avrupa Birliği tlerleme Raporu'nun tam ola- rak tercüme edilmediğini, bu nedenle bazı endişeler taşıdıklanm vurguladı. 'Ortak zemln yakaladık* Alevilerin yüzde 99'unun kendisınin azınlık olarak isimlendirilmesine kar- şı olduklanm belirten Erdem. "Bizler geçmişten bu ywa Baüh ülkelerin oyun- lannıbfldiğimiz için bu konuda tenikin- hyiz. Bu kanTamın Uerde uluslararası sh^set alanında kullanılmasından en- dişe ediyoruz. Federasyonu oluşturan 400'eyakmAk%1-Bektaşi derneğibu ko- nuda ortak zemin yakalanuşür"1 diye konuştu. Alevi Diyanet Işleri Başkan- lığı kurulması yönündeki tartışmalara da değinen Erdem şunlan söyledi: "Fe- derasyonumuz Diyanet İşleri Başkan- hğıkıınımunakarşKbr.Laikdevlettedin işleri, de\ iettaraûndan idareedilemez. Bugün teokratik dev İet düzeni kurma- yaçalışanlarla Diyanrtin bütçesiniyük- seltenlertemücadele ederken paralan- nın nereden geldiği belü olma>an, ör- tülü ödenekkrle beslenen kimi gruplar AleviDiyanet işleri Başkanbğı kurmak istivorlar. Bu. lürki\eCumhuriveti'nin laiklik ilkesryle bağdaşmaz. Bize göre Diyanetİşleri Başkanhğı'nın tamamen lağ\edilmesi gereklL DiyanettşleriBaş- kanhğı bizi küçük bir mezhep olarak görüyor. Biz mezhep ya da din kavga- sı vernıiyoruz. Biz, bir kültürü, laik Türkiye Cumhuriveti'nin en önemli unsurİanndan biri olan Alevilik kültü- rünü yaşatmaya cahşryoruz." Alevi-Bektaşi Dernekleri Federas- yonu'nun cemevlerinin ibadethane ola- rak kabul edilmesi için imza kampan- yası başlattığını da anımsatan Erdem, "Bu sadeceAlevilerin sorunudegiLtüm aydınlann sorunudur. Cemevlerinin hukukentanuımasıiçin 10Arank'a ka- dar bir milyon imza toplayacağız ve bu imzalanCumhurbaşkanhğı'na ve Baş- bakanlüYa sunacağız" dedi. Alevi- Bektaşi Dernekleri Federasyonu'nun toplantısı bugün sona erecek. 1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Bashn savını reddeden Uzan,yurtgezilerineyeniden başlayacak Uzanlar'm çifltbğinde 4 define' aratıacak İLHANUYGU1N ADAPAZARI - Ta- sarruf Mevduatı Si- gortaFonu(TMSF) Satış Komisyonu Başkam Fethi Ça- hk,Genç Parti (GP) Genel Başkam Cem Uzan'ın duvarlan kırarak gizii bölme- lerden kasa çıkardığı iddia edilen villada ye- niden arama yapüaca- gını, çiftlikteki bü- tün güvenlik gö- revlilerinin de değiştirileceği- ni belirtti. Genç Parti Genel Baş- kam Cem Uzan ise çiftliğe baskın yapıldığı iddi- alannı kabul etmedi. Çalık, villada silahlann bulunduğu odadan bir metrelik bir delik açılarak gizli bölmeye ulaşıl- dığını belirterek "Duvann kı- nldığı yerden mutiaka bir şey- kr ahndı" diye konuştu. Gö- revden alınan güvenlik şefi AdemMemişoğlu iseolayge- cesi, kapılarakumandaedenfo- toselin anzah olduğunu ifade ederek "Cem Bey, bize bay- ramlaşmaya geld^ni söykdL Sonuçta o eski patronumuz- Biz de kendisine hal haür sor- duk" dedi. Uzan ile koruma- lannın çiftlikte bulunduğunu jandarmaya ileten NevzatÖz- kan ise Memişoğlu'nun gece saat 24.00'te çiftliğe geldiği- ni belirterek yanmda Cem Uzan'ın yakın koruması Gök- han Akböfö ve arkadaşlannın da bulunduğunu ileri sürdü. Cem Uzan dün, vekili Avu- kat Şaylan Çığgm aracılığıy- la yaptığı yazılı açıklamada Pamukova'daki çiftliğe aslabir baskın yapdmadığım ve anah- tanm kullanarak girdiğini be- lirtti. Evin duvannın yıkılarak içinden kasa çıkanldığı iddi- alannın asılsız olduğunu sa- vunan Uzan, Fethi Çahk hak- kında suç duyurusunda buhı- nacağım bildirdi. 8 aydır siya- si faaliyetlerine ara vermek zorunda kaldığını belirten Cem Uzan, yurt gezilerine yeniden başlayacağını bil- dirdi. Uzan, hukuk kuralla- nna aykın ' 'özel yasalaria" şahsına, eşine ve 4 çocuğu- na "zulûm'' yapıldığım ile- risürdü. CHP'li Canan Arıtman. Güneydoğu'dan çocukçeteleri geliyor ANKARA(ANKA)-TBMM'de sokak çocuklanyla ilgili kurulan araştırma ko- misyonunun da üyesi olan CHP tzmir MılleUekıli Canan Antman, özellikle Güneydoğu'dan yaşlan 16-18 arasında değişen gençlerin 3'lü 4'lü gruplar ha- linde büyük kentlere gelerek ve buralar- da hırsızlık ve gasp çeteleri oluşturduk- larım bıldırdı. Antman, "Buülerden ge- len otobüs ve kamyonlar durdurulup araşurmayapdsın. Reşit olmayanlar. yan- lannda yeteri kadar parası olmayanlar geri gönderilsin'1 önerisinde bulundu. TBMM'de yeni kurulan Sokak Ço- cuklan Araştırma Komisyonu, çalışma- lanna başladı. Komisyon öncelikle bü- yük kentlerde bazı yetiştirme yurtlann- da incelemeler yapacak. Bu komisyonun üyelerinden CHP Izmir Milletvekili Ca- nan Antman, Türkiye'de 15 yaşm altın- daki çocuklann yüzde 35'inin yoksul ailelerde olduğunu ve bunun da suç ora- nını arttu-dığım söyledi. Antman, kü- çük yaşlarda sokaklarda yaşayan veya aileleri tarafindan sokaklarda çalıştınlan çocuklann 18 yaşından itibaren suç ma- kinesi haline geldiklerini anlattı. 'Çocuklar sokaklara bırakılıyor' SHÇEK'in eskıden 18 yaşmı bitiren çocuklan kamuda işe yerleştirdiğini, geçen yıl bütçede yapılan değişiklikle bunun kaldınldığını belirten Antman, "Şimdi bu çocuklar 18 yaşından sonra yetiştirme yurtlanndan çıkanhyor ve sokaklara bıralahyorlar. AKPhüküme- tisoi^çoculdarmmsayısımarmrdı'' di- ye konuştu. Antman, son dönemde özellikle Güneydoğu'dan istanbul, tz- mir gibi büyük kentlere otobüsler veya kamyonlarla 16-18 yaş arası çocuklann geldiğini ve bu illerde çeteleştüderini bil- dirdi. Bunlann parklarda ve deniz ke- narlannda uyuduklanm anlatan Ant- man, bu gençlerin geceleri 3 'lü 4'lü çe- teler halinde gasp, hırsızlık ve soygun yaptıklannı ifade etti. Antman, bu çetelere karşı hemen ön- lem ahnması gerektiğini belirterek şun- lan söyledi: "Potisler tarafindan bu 0- lerden gelen kamyonlarve otobüslerkent çüaşlarmda durdurularakarama yapıl- mah. Yanlannda veüsi olmadan yolcu- hık edenler hakkmda, gidecekleri yer beffideğilse.kendilerinigeçindirecek ka- dar paralan yoksa e\1erine geri gönde- rilmeti. Bu belki çok kahcı bir çözüm değil, ancak yine de bir önlemdir." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı'nın "Toplumsal Tarih der- gisi", her zaman merak ve ilgiyle oku- nacak özenli bir dergi özelliğini ko- ruyor. Kasım 2004 tarihli 131. sayı- sındaki Yavuz Selim Karakışla'nın "Konyakçı Salime Hanım'ın Sonu" başlıklı belgesel öyküsü, Osmanlı döneminde bir kadının başına gelen olayian aktanyor. Yavuz Selim Kara- kışla, Salime Hanım'la ilgili bir bel- geyi 2003 yılında yayımlamıştı. O belge, bir dükkânda konyak içip ortalığı birbirine katan bir Müs- lüman kadının Bursa'ya sürgüne gönderilmesini konu ediniyordu. Ka- rakışla, arşivden belgelerin devamı- nı da bulmuş ve Salime Hanım'ın Bursa'daki sürgün yerinden yolladı- ğı af dilekçelerine ulaşmıştı. 1910 yılında sürgüne gönderilen Salime Hanım, 1911 yılında affa uğrayarak Istanbul'a dönüyor. Bunun da bel- gesi bulunmuştu. Toplumsal Tarih dergisinde benim ilgımi çeken bölümlerden birisi "Os- manlı Basınında Yüz Yıl önce Bu Yüz Yıl Öncenin İstanbuFu... Ay" "Beyoğlu At Cambazhanesi" başlıklı haber, 10 Kasım 1904tarihin- de dönemin Sabah gazetesinde ya- yımlanmıştı. Beyoğlu At Cambazha- nesi müdürü Mösyö Ramirez, şehir ahalisinin uzun kış gecelerini eğlen- celi şekilde geçirmeleri amacıyla mü- kemmel bir varyete kumpanyası ge- tirmek için Viyana'ya gidiyor. Orada- ki kumpanyalann icra eyledikJeri oyun- lan görüyor ve içlerinden birisinin hü- nerlerini beğeniyor ve bunu şehir ahalisinin de begeneceğini düşüne- rek getinmeye karar veriyor. Haber şöyle devam ediyon "Kam- panya bu akşam ilk defa olarak sah- ne-i temaşaya çıkıp fevkalade hüner- II ve calibi dikkat oyunlar oynaya- caktır. Kumpanyada bulunan gayet müdhik (komik) bir pantomima he- yeti herkesi eğlendireceği gibi, sine- matoğrafvasıtasıyla dahi birçok fen- nieğlencelertertip olunacaktır. Bun- dan başka kumpanyanın gayet zeki bir maymunu dahi vardır. Bunun ic- ra edeceği bütün oyunlar hakikaten heyet-i umumiyi mucip olacaktır. Bu maymun mızıka çalar ve hatta velos- pide dahibinerek üzerinde garip hü- nerlericra edermiş. Velhasıl Mösyö Ramirez'in bu defa Vlyana'dan ge- tirdiği varyete kumpanyası gayet mükemmel olup, oyunlan şayan-ı temaşa bulunmağa fırsattan istifa- de edilmesi hassaten tavsiye olu- nur." Bu bölümdeki ilginç haberierden birisi de Dersaadet Posta idaresinin Şeker Bayramı nedeniyle Istanbul'dan Anadolu'ya gönderilecek paketlerle ilgili. Ikdam gazetesinin 29 Kasım 1904 tarihli haberinde şunlar anlatı- lıyor: "Dersaadet Posta Müdihyet-i Behiyesi'nden: Id-i Said-i Fıtr (Şe- ker Bayramı) münasebetiyle Yeni Cami Postanesi paket şubelerine tevdian taşrada bulunan zevata tah- ta kutular derununda Istanbul'un nefis şekeheriyle kumaş ve melbu- sat ve çocuk oyuncaklan vesairbay- ram hediyelerigöndermek için pos- tanemizin vesaid-i saireye rücha- nından(diğervasıtalara üstünlüğün- den) bi'l-istifade müracaat eylemek- te olan ahaliye teshilat-ı fevkalade- ler ibraz edilmekte (büyük kolaylık- largösterilmekte) olduğundan irsa- latta bulunacakzevat bu misüllü mü- raselatın gidecekleri mahallerin bud- ı mesafelerini(uzaklığını) dikkate ala- rak bayrama kadar yetiştirebilmek üzere bunlan şimdiden postaneye teslim etmeleri ve sahil ile şimendi- fergüzergâhında bulunan mevkiiçin beş kiloya kadar olan paketle için dört kuruş mukabilinde gönderildi- ği gibi dahil vilayat-ı şahaneye ait olan mesafe hesabıylayine ehven bir ûcrete tabi bulunduğu ahali-i kira- ma ilan olunur." Bu haberin ilginç noktalanndan birisi de; bugün Ramazan Bayramı mı yoksa Şeker Bayramı mı diye anı- lıp anılamayacağı tartışılan bayramın o dönemde "Şeker Bayramı" adıy- la anılması. Bir başka nokta ise o dönemde trenin vegemilerin ulaşım- daki önemi. Belli ki posta idaresi o zaman eşyalan ve mektuplan gemi ve trenle yolluyordu. Karayolu he- nüz gelişmiş bir ulaşım yolu sayılmı- yordu. Yüz yıl önceki İstanbul, her zaman ilgi çekici. örneğin İstanbul o dö- nemde nasıl aydınlanıyordu? Bir baş- ka haber bu aydınlanma sorununa ışık tutacak nitelikte. Bir gazete haberi- ne göre, o dönemde köy olarak ka- bul edilen Yeniköy'e ve Bebek'e ha- vagazı borulan döşeniyor. Yüz yıl ön- ce Yeniköy ve Bebek sokakları ha- vagazıyla aydınlanan sokak lamba- lanna kavuşuyor. Yüz yıl önce İstanbul, yüz yıl ön- ce Türkiye. Acaba toplumsal yaşam- da neler değişti? Zamanın gazetele- ri bu konudaki en önemli başvuru kaynaklarından birisi. Tabii bir de es- ki alfabeyle olmasa...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle