19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 KASIM 2004 SALI 14 KULTUR [email protected] SAHIMEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL Insanındibevurduğu anAmerikalı yazar Horace McCoy'un 1935 'te yayımlanan romanı 'Atian da MırurUr'. 1969'da Sidnej Poüackta- rafindansinemalaştınlmıştı. Rocky'yi oynayan Gig Young'a Oscar ödülü ge- tiren, Jane Fonda* nın Gtoria'daki oyun- culuğuyla pariadığı film o yıilarda gençliğüıi yaşayan kuşağın 'unutul- mazlar'ı arasında yer alnuştır. Devlet Tiyatrolan dramaturglanndan Ozcan Özer'in oyunlaştırdığı yapıt daha ön- ce Şakir Gürzumar'ın rejisiyle bir özel tiyatro yapınru olarak tstanbul'da sahnelenmiş, ancak bir iki kez oynan- dıktan sonra sahneden kalkmıştı. Ay- nı metin yine Gürzumar'ın rejisiyle yeni tiyatro döneminde Ankara Dev- let Tiyatrosu tarafindan sahnelendi. Bu kez dönemin en çok seyirci çeken yapımlannın başanda geliyor. 'Atlan da Vururiar*. Amerika'nın 1930'lar- da yaşamış olduğu 'ekonomik buna- lın' siirecinde düzenlenen bir'dans ma- ratonu'nu dile getiriyor. Işsiz kalmış miryonlann yaşadığı geçim sıkıntısı so- nucunda insanlan büyük bir 'değersiz- Bk' uçurumuna sürüklemiş; suç ora- nının yükseldiği, ahlak ve onur kav- ramlarının hayatta ve ayakta kalabil- me savaşımı içinde eriyip gidiverdiği bir dönemin çarpıcı anlatımı. Oyıın boyunca, geçici olarak bedava 'yatak' ve 'yemek' bulmaJc uğruna haftalarca sürecek yıpratıcı bir dans yanşması- na -hele sonunda birinci olup 'ünlen- me' şansı da varsa- katılacaklann çok- luğundan yararlanan açıkgöz girişim- cilerin seyirciye açık olarak düzenle- diği bir 'ölümcül şov' akıyor gözleri- nizin önünde. Yarışma/Aldatmaca Akla hemen son yıilarda özel tele- vizyon kanallannda izleyegeldiğimiz yanşma maratonlan geliyor. Üretimin durduğu ve işsizliğin/çaresizliğin/kiın- lik arayışının insanlan milyonlann göz- bebegi'maskarası olma noktasında ki- litlediği bir dönemde, düzenleyicıle- rin 'gıdıklayıcf senaryolarlabesleyerek 'rating' tutturduklan 'şov'lar... Dar- win'in "Ancak en güçiü (ve koşullara en uvumlu) olan hayatta kahr" anlayı- zcan Özer'in Horace McCoy'un romanından oyunlaştırdığı 'Atlan da Vururlar', yönetmen Şakir Gürzumar'ın şık ve özenli bir çalışması. Ankara Devlet Tiyatrosu'nun Akün Sahnesi'ne yakışan, erdemleri kusurlanna ağır basan bir tiyatro olayı. Dönemin en çok seyirci çeken oyunlanndan... şının bu acımasız toplumsal görüntü- sünü izleyenlerin 'büyüklenmeleri' de ironiyi derinleşrirmekte. Çarkı döndü- renJerin (Rocky'nin) çok iyi bildiği gi- bi, seyirci kendisinden daha zor du- rumda olanlan görme ve onlara üstün- lük taslama adına izler bu yanşmala- n. Horace McCoy'un yapınnın daha da dennlennde 'ekonomik bunahnr döne- minin ötesine geçen, insanın varoluşu- nun anlamsızlığına karşı çıkan bir ta- vıryatmaktadır. Oyununbaşkişisi Glo- ria'da yansıyan bu tavır, insanoğlunun doğumla ölüm arasındaki anlamsız se- rüvenine ağıt yakar gibidir. Gloria'nın hüznü Rocky'nin 'şov'unda yaşanan- lar boyunca gitgide koyulaşır. Yanş- macılan adım adım yıpratarak insan- lıklanndan çıkaran 'dans' sahnelerin- den olusan oyun doğal olarak 'müzikal* nıtelık taşıyor. Ancak 'konu' ve 'me- tin' ne Amerikan tarzı müzikallerin ya- pay klişelenyle. ne de bütünüyle Brecht tiyatrosunun 'müziJdJovun' anlayışıy- la uyuşuyor Şakır Gürzumar'ın rejisi başanlı bir 'orta yol' yakalamış; dan- sın ve şarkının metne, metnin de dans ve şarkıya ağır basmadıgı, tam tersıne oyunun organik bütünlüğünün ve an- lamının metin-dans-şarkı bileşimiyle oluştuğu bir sahne olayı kotanlmasını sağlamış. çekici bir gosteri Gürzumar' ın, kalabalık bir oyuncu- dansçı-figüran kadrosuyla oluşturdu- ğu oyunu Akün Sahnesi'nin olanakla- nnı akıllıca değerlendirerek düzenle- diği görülüyor. Sahne tasanmını ya- pan Cem Köroğlu, sahnenin geniş- açık alanının iki yanım erkek ve ka- dın yanşmacılann 'dinlenme' bö'lme- leri, ön düzeyi dans pisti, arka düzeyi orkestra yeri, üst-arka düzeyi boydan boya kaplayan balkonu da yanşma dü- zenleyicilerinin uzamı olarak belirle- miş. Görsel düzeyde hoş bir bakışım- lılık! Ersen Tünççekiç'ın ışık tasanmı tüm bu alanlann tiyatrosal bir çarpı- cıhk kazanmasını sağlıyor. Vedat Sak- man'ın, oyunun dokusuna ve tınısına yaraşan caz temelli bestesiyle ve or- kestranın başanlı icrasıyla bütünleşe- rek sahne olayıru denetleyen birinci sı- nıfbir ışık tasanmı. BinnazDorkip'ın, yanşmacılann 'düşrü düşecek' duru- munu yansıtan, yınelemeye ve sende- lemeye dayalı dans adımlannı belirle- yen koreografisi de oyunu klişeleş- miş 'müzikal' anlayışının dışına ulaş- ftnyor. Romanı sahneye taşıyan Özcan Özer'in hem sahne tekniğı hem de ya- pıtın atmosferini sahneye aktarma açı- sından 'zor'u başardığı görülüyor. Ya- nşmanın düzenleyicisi ve sunucusu Rocky için yazdığı bölümlerin uzun oluşu ve oyun kişisinin 'bezirgân' kim- liğini bire bir yansıtıyor olması, Rocky'yi canlandıran \Iithat Erdem- li'nin, karakterin sevimli görünüşüy- le kara kişiliği arasında başanlı bir denge sağlayan bir yorum oluşturma- sına olanak tanıyor. Oyunun başkişi- si olan Gloria karakterinin biraz daha boyutlu olarak ışlenmemiş olması ise yazann "varoluşçu' yaldaşımının be- lirginleşmesini engelliyor. Usta oyun- cu Tülay Günal metnin tamdığı ola- naklan yine başanyla değerlendınyor. Durukan Ordunun, Gloria'mn dans partneri Robert'ta sunduğu duru ve yalın yorum etkileyici. çevlrl ml. uyarlama mı? Sahne olayında seyirciyı rahatsız eden bir sorun, dansçılann dinlenme bölmelerinde geçen olaylann ve ko- nuşmalann 'kadınlar bölmesi'nde da- ha ağırlıklı kılınmış ohnası. Erkekler bölmesine yakın oturan seyirci, uzak- taki kadıniar bölmesine odaklanmak zo- runda kalıyor. Hem oyunun, hem de sah- ne olayının dengeleri kayıyor; bakı- şımlılık bozuluyor. Bir başka sorun da Özer'in meminin, bir uyarlama olma- sına karşın, dil kullanımı bağlamında 'çeviri' duygusu veriyor ohnası. Sah- nedeki Türkçenin ve anlatımın Ame- rikancaya çahnası kimi noktalann an- laşıhnasını zorlaştırdığı gibi, oyuncu- lan da birkaç tümcelik 'solo' rolJerin- de -zaman zaman- Hollywood müzi- kalleri oyunculuğunu anımsatan 'do- nuk' yorumlara itiyor. Başka görsel ve işitsel öğelerle beslenmiş bir tiyatro olayında 'söz\ 'hedefi vurucu' bir yo- ğunluk taşımalı. Kimi oyun kişileri, söz gelimi, Socks ve DedektifMurphy ise yeterince işlenmemiş. Yine de er- demleri kusurlanna baskın çıkan, çe- kici bir tiyatro olayı var karşımızda. Ben keyifle izledim. ADT'de 'Fırtına' dindi. şimdi de dedikodu başladı! 'Ali Ayşe 'yi Seviyo 'muş SAYÂŞKÜRKLU ADANA- Adana Devlet Tiyatrosu'nda şimdi- lik 'Fırtına' dindi dinmesine ama, bir dedikodu- duraldıyürüdü. Söylentüere göre 'AMAyşe'yiSe- viyo' imiş. Dinçer Sümer böyle ya2mış, Musta- fa Kurt da şarkılı - türkülü, güldürülü olsun de- miş, veADT oyunculan da bu dedikodulu ortam- da hazırlanraışlar bir güzel. Şimdi sıra tiyatrose- verlere gelmiş; salı günü başlayacak oyunda de- dikoduyu kim yapıyor, Ah gerçekten Ayşe'yi se- viyo mu, görecekler. Şaka bir yana; yeni döneme, 'Şimditiyatroza- manı' sloganryla giren ve sanatseverlere "KMD- şunu. çocuğunu, anneni, babanı. eşini al da gel" çağnsı yapan ADT, öyle bir oyunla çıktı kı tıyat- roseverierin karşısına, söylenecek söz bulunama- cfa. ADT Müdürü tdffmderAtan'ın "Üçfeıttıkül- türün buluştuğu avıın" dediği Fırtına'da gerçek- ten isimlerde farklıydı. Shakespeare yazmış, ya- zın üstadımız, şair Can Yücel çevirmişti bir ke- re. ÜnlüBulgar JavorGardev'inyönettiğioyun- dan da elbette bu kadarzevk ahnacak, doyum ola- cakû. Işte tüm bu güzelliklerin ardından yine bomba gibi bir oyun hazırlandı. Dinçer Sümer'in yazdığı 'AK Aj'şe'yi Seviyo'yu bu kez ADT'nin eski müdürü Mustafa Kurt yönetiyordu. Yani, "Bu oyunseyredflir" dedirten bir oyun daha sah- nelenecekti. Oyun için Dinçer Sümer'in, "Bugün bakı\T)ruz da, çevTemizde gözii açümadık serçe- dkter,graü çöpKiktekalmış horoziar, ktrgmlar,bık- lonlar,\ılgHilar,sev^siz\«ıııutsuzkadınlar,adaın- tor™ Ben, bu oyunu, bu kuık yanımıa çatık kaşh \e umutsuz otanadan, çaigdaıia, türküleıie, bir- Kkte düşüncüm diye jazdun" sözlerini anımsa- yınca, çirkınlıklerden çok, güzelliklerin, aslında insanın insanı nasıl sevebileceğinin ortaya konu- labileceğim göstermeninkolay olduğu birkez da- ha görülüyordu. ADT Müdürü Iskender Altın ise 'Fıruna'dan sonraki sessizliği, 'AK Aj'şe'yi Seviyo' için boza- caktı elbette. "Biz, Adanahtlan,tiyatroseva1eribu dönem dahaçoksahneönünde görmektsoyvruz. Fırtına sırasuıda bunu gördük. Şimdi sıra Ali fle A>^'nindedikodusunda.TıyatrDseverterebirkez daha sesleniyonun ve yine 'Şimdi üyatro zama- m'diyorum.Gelsinlet;birtikteşarkıh, türkülü,eğ- lencehsaaüeribirlikte\ ı aşa\alun''derken,kendın- den, oyunculanndan emin bir şekilde oyun gü- nünü heyecanla beklediği görülebiliyordu. Kimler yoktu ki, .Ali ile Ayşe'nin macerasın- da. Savaş Özdemir, Şekip Taşgmar, Gökhan Do- gan, Mustafa Kurt, B. Börü Ozyumşak, Demet higün. Ö. Çağ)ar Çığşar,BernaYılmaztürk, Sa- bahartin Nazik. SonerKamber, Mustafa Kala ve Mine KaraceJü rolleri öyle paylaşmışlar ki, her biri kendini oynuyordu sanki. Kısacası, tiyatroseverlerin birkez daha Saban- cı Kültür Merkezi'ndeki salondan eğlenmekten, gülmekten yorgun ama mutlu bir şekilde evine dönmesi için herkes iyi çahşmış, iyi hazırlanmış- tı. Şimdi sıra sahneye çıkıp Ali'nin, Ayşe'yi se- vip sevmediğiııin dedikodusunu yapmaya, ger- çeği göstermeye kalmıştı. KÜLTUM • S*M*T (0212) 293 «« 71 ^ H KULTUK • SANAT (0212) 293 »9 7 * SES-1885 ORTAOYUNCULAR www.ortaoyuncular.com Ferhan Şensoy'un BENI BEN m DELİRTTİM? Cumartesi 20.00 / Pazar 15.00 UZUN DONLU KIŞOT EROL GONAVDIN - fESHAN SENSOt RASIM OZTEKIN - PARKAN ÖZTURAN - ERKAN UÇUNCU - ALİ ÇATALBAŞ HAICAN BILGIN EUF OURDU • EBRU SOYUERDEN - ECE ERDOĞUŞ - NECMj VAPICI KULTUft BAKAMLIOI'MIFsl KATKILABIYm Perşembe ve Cuma 20.00 Ferhan Ş&nsoy FELEK BİR CÜN SALAKKEN 9 16 Kasım Salı 20.00 ISTIKLAL CAD. N0:140 TEL: (0 212) 25118 65-66 FAX: (0 212) 244 43 27 SOPHOCLES LETRACHINIE SdeOer C T Ta*ts*m Sartnesı Gış«sınd< saftlmafc*a(Jif Mighty Sam McClain Little CharKe & The Nightcats "PhiladelpNa" Jerry Ricks ANTALYA TALYA CONVENTION CENTER 16 Kasım 2004 Saat: 19.30 Bilet Satış Noktalan: • Gima / Emo Optik: (0-242) 316 70 46 • Selekler / Emo Optik: (0-242) 247 27 01 • Migros / Emo Optik: (0-242) 230 10 38 • AKM Gişe; (0-242) 238 53 08-09 • Talya Otel (0-242) 248 68 00 www.efeskeyfi.com DOLU •v ı T ö İlanlarımz İçin (OZ12) 293 89 78 [email protected] [email protected] www.perareklam.com.tr E F E S PUsen'in kültür ve sanata katkıları artarak sürecek. BAKIRKÖY 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞl'NDEN Esas No: 2004'739 Karar No: 2004'1050 Istanbul ili, Silivri ilçesi, Ali Paşa Köyü, C: 005'02, S: 15. K- 64'te kayıtlı bulunan 1334 d.lu Rahüne Ercan'ın ta- sıtlanmasına. kendisine kızı 1936 d.lu Mesude Topaç'ın vası olarak tayinine karar venlmıştır. İlan olunur. Basın: 52021 YAZIODASI SELİM İLERİ Handan Kendini Arıyor (3) Handan'la ilgilı özlü yazılardan birini Yakup Kad- ri kaleme getirmiştir. Yakup Kadri, Nâzım'a olan aş- kı yalnız düşünsel planda alır. Handan onu "beyniy- le" sevmiştir. Genç kadının Hüsnü Paşa'ya yönelik aşkıysa, "si- nirlehnden" gelen bir tutku, cinsel yanı mutlaka ağır basan birilişkidir. Hüsnü Paşa erkek cinselliğini sim- geleyen özellikleriyle etkilemiştir Handan'ı. Görevi dolayısıyla yurtdışında bulunan Refik Ce- mal, "hayattan azıcık kirlenmiş" Marsilya'da, niha- yet Handan'la tanışır. "Birkayalığın tepesinde" Notr-Dam Kilisesi görun- mektedir. Kilisenin deniz yönünde siyahlı bir genç ka- dın, parmaklıklara dayanmış, uzaklara. hep uzakla- ra bakmaktadır. Yanındaki siyarı sakallı adam da, gözlerinde garip panltılarla, pembe matmazellere. Handan, Refik Cemal'i "resminden çıkanr". Bu "ince siyahlı kadın" yüzünü tüller, vualetler gerisine saklamıştır. Giyimkuşamı alafrangadır. Ve Neriman'ın kocası, daha o ilk gece, Handan'la Hüsnü Paşa'nın otel odasındaki içli dışlı görünüm- lerine, biraz göstermelik, teşhirci yakınlıklanna öfkf ve kıskançlık duyar. Işte, Avrupa'da olmak rahatlığıyla Handan hayli de- kolte giyinmiştir. Refik Cemal'le her konuda söytei şir. Hüsnü Paşa bu konuşmalardan bunalmış; başı- nı Handan'ın dizlerine koyar ve Handan metafizik- ten, hayatın bilinmeyen uzaylanndan söz açmışken, biryandan da ete, etin gelgeç çağnsına geri dönmüş- çesine, kocasının dudağını okşar. Şimdi Handan'ın mazisindeki acı aşkserüvenini öğ- reniriz. Handan, daha yeniyetmeliğinde Nâzım'la günler geçirmiştir. Uzun san saçlan, mavi gözleri, güzel gövdesiyle bu genç adam, Handan'ın babasının yakın arkada-; şı Selim Bey'in oğludur. Abdülhamid e başkakiın- sıyla çevresınde kaygılar uyandırmıştır. Kendini şöyle tanımlayacaktır Handan'a: "(...) ben bir sosyalist, birihtilalci, ben hayatı mu- ayyen olmayan birşeyim. Hatta yann bir bomba at-< mam, öbürgün tevkifedilmem ihtimali daima mev- cut." Nâzım'a göre "memlekette belki bir gün" büyük olaylar meydana gelecektir Ateş, kan, duman ve ölümü şimdiden görür gibidir o. Ülke, ancak pek çok ölümden geçerek, yeni ve özgür birdüzene kavuşa- caktır. Liszt ve Wagner'i seven Handan, Nâzım'da hem doğunun hem de batının felsefesini, sanatlanndaki renkleri, şekil duygusunu senteze ulaşmış bulur. Ona özenir. Nice zamanlar genç adamın etkisi artında ka- larak, "bu karanlık ve bedbaht" ülkenin aydınlana- bilmesi için çaba harcamayı özler. Handan, toplumda kaybolmayı ıstemektedir bun- dan böyle:"(...) ben bir hiç, fakat nıhum herşey ola~ cak!" Bununla birtikte, Nâzım'ın gelecek için mücadala etmek ülküsü Handan'a şaşırtıcı gelir. Sevdiği adam, ülküsünü aşktan üstün tutmaktadır. Gayeyle aşk ara-, sındaki bu çatışma, genç kadını sevdasından soğu- tur. ! Handan bu aşamada, memleket uğruna çalışmak- tan çok, kadınla erkek arasındaki sonsuz eşitlik tut- kusunu öne çıkanr ve Nâzım'dan aynlmayı göze alır, Aşk-ı Memnu'nun Bihter'i için yaşama alanı dara- cıktır. Hemen on yıl sonra yazılmış Handan'da, ro- manın kadın kişisi, bireysel diklenışiyle karşımıza çı- kar. Var olduğu alanı yıkıp geçmek konusunda ala- bildiğine gözü karadır. Öneriler Kitap / Roman ve Hayat, M. Fatih Andı, Türk Ede- biyatı Vakfı Yayınlan, 2004. Japon mimarın Anadolu aşkı • SFVAS (.\A) - Araştırma yapmak üzere 5 yıl önce geldiği Anadolu'daki kültürel ve tarihi yapıtlara hayran kalarak Istanbul'a yerleşen Kent Yerleşimı Birımleri Uzmanı Japon Nobuo Isome. Malatya'nın Darende ilçesınin tarihi kent planını çizmeye hazırlanıyor. Kadıköy Belediyesi'nin mimari danışmanlığım da yapan 65 yaşındaki Nobuo Isome, gezi için geldiği Darende'de yaptığı açıklamada, ilk defa geldiği Türkiye'dekı tanhı yapıların kendisini adeta büyülediğini ve Istanbul'a yerleşmeye karar verdiğım söyledi. Yıldız Teknik Üniversitesi'nde ve teknik eğitim veren çeşitli üniversitelerde Türkiye'deki tarihi dokular üzerinde yaptığı saptamalan anlatan Isome, özellikle Bizans, Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalan tarihi yapılann, ilçenin çekim merkezine dönüşmesini sağlayacak çok önemli yapıtlar olduğıuıu, bölgenin tarihi kent planım hiçbir ücret almadan çizerek Darende'ye hizmet etmek istediğini belirtti. Çoksesli müziğin genç yıldöan • ADANA (AA) - Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Devlet Konservatuvan'nda kurulan çoksesli müzik korosu, eğitim çalışmalarının yanı sıra etkinliklere katılarak, yurtıçinde çoksesli müziğin, yurtdışında ise Türkiye'nin tamtılmasına katkıda bulunmaya çalışıyor. Konser\aru\ar Müdürü Prof. Dr. Ahmet Hümi Yücel, yaptığı açıldamada, 1997 yılında kurulan koronun bu alanda gerçekleştirilen yanşma \e festivallere katılarak öğrenme süreci ve deneyimle çoksesli müziğin yaygınlaşması hedefini birleştirdiğini belirtti. Koro Şefi \ e Öğretim Görevlisi Oğuz Öztürk de topluluğun ağustos ayında Italya'da yapılan ve farklı dallardan toplam 60 koronun katıldığı 'Guido Arezzo Dünya Koro Festivali'nde Türkiye'yi temsil ettiğini söyledi. İlçe tiyatrosu Vende' diyor • TRABZON (AA) - Gıresun'un Bulancak ilçesinde kurulan 'Bulancak Sanat Tiyatrosu' (BST), 18 yıldır 'perde' diyor. Topluluğun oyunlannı, Giresun ve ilçelerinde, köylerinde, Ordu, Samsun, Bartın, Denizli ve Ankara 'daki ulusal ve uluslararası amatör tiyatro şenliklerinde, kültür ve sanat festivallerinde ' sergileme olanağı bulduğunu söyleyen BST Genel Sanat Yönetmeni Şenol Yaşar, bugüne kadar 'Güneşte On Kişi', 'Buzlar Çözülmeden', 'Rumuz Goncagül', 'Misafir', 'Özgürlüğün Bedeli', 'Bir Ceza Avukatımn Anılan', 'Ölüm Tuzağı', 'Böylesi Bir Aşk', 'Kuzguncuklu Fazilet' ve daha birçok oyunu sahneledikJerini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle