29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KASIM 2004 SALI + CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(S cumhuriyet.com.tr 15 Yunus Tonkuş'un heykel sergisi Z-D Sanat Galerisi'nde İnsan veyaşambağlamındaÖZSEZGİN Çağdaş heykelin yenilenme sü- reçleri, teknik ve estetik düzeyde, sanatçıdan sanatçıya değişmekle beraber, temel bir sorun çevresin- de odaklanır: Boşluğu (espas) kullanarak ona egemen olmak ve kullanılan malzeme aracıhğıyla boşluğu örgütlemek. Yapıtın, içincie yer aldığı boşluktaki konu- mu, biçimlendirilmiş maddenin olanaklan ölçüsünde yön değiş- tirir ve ifade ettiği anlamı dönüş- türür. Çağdaş heykeltraşlar, bu dö- nüşriirme işleminin bilincinde ol- duklanndan, ellerindeki malze- menin önemini bilir ve ona göre davranırlar. O nedenle de malze- menin çeşıtliliğı, benimsenmiş olan ifade biçimini gölgeleyici doğnıltuda olmamalı, aksine o ifade biçiminin değiştirime yat- kın öğelerini (varyantlannı) or- taya çıkarıcı yönde olmalıdır. İnsan ve yaşam Farklı malzemelerin devreye sokulması halinde, hareket nok- tasının gozden kaçınlması tehli- kesi her zaman söz konusu olabı- lecektir çünkü. Böyle durumlar- da sanatçı, bir malzemeden öte- kine geçerken, ortak anlamı boz- mayacak aynntılar üzerinde de- rinleşerek vurgu nüanslannın do- zunu belirlemekte titiz bir yol iz- ler. Yunus Tonkuş'un yeni sergi- sinde yer alan mermer, bronz ve ahşap malzemeyle oluşturulmuş işler, öncelikle bu ilkeye uyumlu davranıldığını kanıtlayıcı olma- lan bakımmdan dikkat çekiyor. Daha önceki çahşmalanndan da anımsayabileceğimiz gıbi Ton- kuş, figür çevresinde ya da kav- ramsal değerleri öne çıkaracak bir tercih düzeyinde biçimlendir- diği yapıtlarında, geleneksel hey- kel araç-gereçlerinden hazır nes- unus Tonkuş, gerek bronz gerekse beyaz mermer kullanarak oluşturduğu işlerde, doğmdan benimsenmiş bir tema olarak insan figürünü bedensel bir devinim nesnesi biçiminde yorumluyor. Bu türü kapsayan yapıtlarda heykel dinamizmine öncelikli yer ayırma endişesiyle de bağlantılı yönde, bitmemişlik ya da bitmemişlikten kaynaklanan "soyutlamacı" teknik ağır basıyor. Ahşap işlerde ise soyutlamacı yaklaşımın daha ileri aşamalarda ele alındığı görülebiliyor. nelere kadar uzanan oldukça ge- niş bir çalışma zemini üzerinde, ana düşünceyi muhafaza etme ça- basındaydı. Bu ana düşünceyi, heykelin, geçmiş dönemlerden miras aldı- ğı, ama üzerinde işleyip çağdaş boyutlarla zenginleştirdiği "in- san ve yaşam" olarak özetlemek mümkün. Yaşam gibi insan da de- ğişmekte ve değişim sürecinde sanatçının bu iki kavrama bakış açısı da doğal olarak, bu değişim süreciyle bağımlı bir içerik yan- sıtmaktadır. Aynca insanın yaşa- ma bakışı, içinde bulunduğu or- tamın moral ve estetik değerle- riyle karşılıklı bir etkileşim gös- terdiğinden, bu "bakış'Ma uyum- lu yorumsal göstergenin yapıtta kendini açığa vurması da gene doğal olarak sanatçının beklentı- leri arasındadır. Yunus Tonkuş, değişimi böyle bir birliktelik çizgisini bozmaya- cak yönde algılamış olduğundan, eski işleriyle yenilerini bağdaş- tırmakta zorlanmıyor; tam aksi- ne, organik yöndeki bu işlevsel- liğin yeni uzantılanyla karşı kar- şıya olduğumuz son çalışmala- nnda da aynı "sıcak" ifadeye ta- nık oluyoruz. Heykel mlmarlsi Gerek bronz, gerekse beyaz mermer kullanılarak oluşturulan işlerde, doğrudan benimsenmiş bir tema olarak insan figürü, be- densel bir devinim nesnesi biçi- minde yorumlanıyor. Bu türü kapsayan yapıtlarda heykel dina- mizmine öncelikli yer ayırma en- dişesiyle de bağlantılı yönde, bit- memişlik ya da bitmemişlikten kaynaklanan "soyutlamacı" tek- nik ağır basıyor. Burada söz konusu teknik, be- densel devınime etkinlik sağlayı- cı bir işlev açısından değerlendi- rilmekte ve modemizmin daha önce kazanılmış kalelerine yeni bir gönderi anlamı da taşımakta- dır. Tonkuş, bunu yaparken, söz konusu gönderinin, güncel sanat açısından içermesi gereken de- ğerleri de paranteze alıyor ve böylece heykeldeki "üslup" so- rununun, geriye dönüşümlü nok- talannı da sorgulamış oluyor. Ahşap işlerde, soyutlamacı yaklaşımın daha ileri aşamalarda ele alındığı görülebiliyor. Örne- ğin, farklı yönlerde konumlandı- rılmış geometrik biçimli ahşap parçalar, form ilişkisinı vurgula- yacak ölçülerde yapılandınlıyor. Bu işlerde "heykel mimarisi" ağırlık kazanıyor. Yer yer hazır nesnelerin devreye girdiği göz- lemlenebiliyor. (Sergi, 30 Kasım'a kadar görü- lebilir. Tel: 0212-236 73 80-81, Adres: Hüsrevgerede Cad. 112/4 Teşvikiye-lstanbul) Açılış, Istanbul'dan Akbank Kültür Sanat Merkezi Prodüksiyon Tiyatrosu ile yapıldı Berlin Diyalog Tıyatro Festivali başlıyor GÜNER YÜREKLİK BERLİN - Bu yıl 9. kez düzenlenen ve artık geleneksel hale gelen Diyalog Tiya- tro Festivali, 10 Kasım akşamı, Al- manya'dan ve Türkiye'den tiyatro ve müzik topluluklannın katıldığı görkemli bir şenlikle başladı. Üç hafta sürecek fes- tival 27 Kasım akşamı "Sultan Tunç & Oriental Groove Orchestra' adlı toplu- luğun vereceği konser ve kapanış şenliğiyle sona erecek. Bu yılki festivalde değişik uluslardan ve külrürlerden 13 tiyatro ve müzik topluluğu sahneye çıkacak. Gençlik ve çocuk oyun- lannın yanısıra bir kukla ve deneme tiya- trosunun da yer aldığı izlencede bir de 'Kreuzberg'den Portreler' başhklı resim sergisi var. Istanbul'dan Akbank Kültür Sanat Merkezi Prodüksiyon Tiyatrosu, Tankred Dorst'un 'Fernando Krapp Bana Mek- tup yazmış' adlı oyunuyla; Köln'den de Arkadaş Tiyatrosu, Haldun Taner'in 'Keşanlı Ali Destanı' ve Eric-Em- manuell Schmitt'in 'Mösyö İbrahim ve Kuran'ın Çiçekleri' adlı oyunlanyla fes- tivalin en ilgi çeken topluluklan. Enzo Corman'ın 'Diktat' adlı oyunuyla katıl- ması beklenen Istanbul'dan Semaver Kumpanya ise son anda katılamayacağını bildirdi. Maddl destek arıyor Diyalog Tiyatro Festivali'nin kurucusu ve yöneticisi Mürtüz Yolcu bu yıl festi- vali daha uluslararası hale getirdiklerini, örneğin Köhı'den bir Yunan topluluğunun 'Tavla' adlı Yunanca bir oyunla katıldığını belirtiyor ve Berlin'de yaşayan yabancı tcpluluklara da önem verdiklerini, alter- nıtif tiyatro yapan topluluklara öncelik tamdıklannı vurguluyor. Berlin'de her yıl aynı yerde, Türkler'in yoğun olduğu Kreuzberg ilçesinde, Naun- yy Sokağı'ndaki Ballhaus adlı tarihi yıpıda düzenlenen Diyalog Tiyatro Festi- -vıli, zaman içinde kendini ikinci, özellik- Jt üçüncü kuşak Türk gençleri arasında lcınıtlayarak aranan, ilgiyle izlenen bir •ekinlik haline geldi. Mürtüz Yolcu bu lonuda da şunları söylüyor: "Festivali i- zeyenlerin sayısı ikinci, üçüncü kuşak f»nçlerle birlikte oldukça çoğaldı. Son 1 erlin'de her yıl aynı yerde, Türkler'in yoğun olduğu Kreuzberg ilçesinde, Naunyn Sokağı'ndaki Ballhaus adlı tarihi yapıda düzenlenen Diyalog Tiyatro Festivali, zaman içinde kendini ikinci, özellikle üçüncü kuşak Türk gençleri arasında kanıtlayarak aranan, ilgiyle izlenen bir etkinlik haline geldi. yıllarda Almanya'daki bazı somut gelişmeler de Türk gençlerinin tiyatroya duydukları ilgiyi artırdı. Örneğin, Fatih Akın'ın 'Duvara Karşı' filmiyle ve Sibel Kekilli'nin, Birol Ünel'in bu filmdeki oyunculukJarıyla aldıkları ödüllerin bundaki payı önemli." Öte yandan, televizyon, tiyatro ve ede- biyat alanında görülen diğer başanlı çalışmalar da yeni kuşak Türk gençlerini geldiklere kültüre ilgi duymaya ve kendi kültürlerini öne çıkarmaya yöneltti. Ken- di kültürleriyle ve ana dilleriyle özdeşleşme gereği çıktı ortaya. ikinci kuşağın yaşadığı, iki kültür arasındaki kimlik arayışlannı üçüncü kuşak gençler artık büyük ölçüde halletmiş gibi görünüy- or ve Türk külrürüyle ilgili çalışmalara büyük önem veriyorlar. Ancak, önemi ve gereği artık Almanya sınırlannı aştığı, Türkiye'den ve Italya'dan öneriler geldiği halde festivale yapılan maddi yardun her yıl biraz daha kırpılıy- or. Maddi yetersizlikten, her yıl dört haf- ta olan festival bu yıl üç haftaya indirildi. 35-40 bin euro gibi komik bir miktara mal- olan üç haftalık festivale en büyük destek(!) Berlin Kültür Senatörlüğü'nden ve Kreuzberg Belediyesi ile sponsorlar- dan geliyor. Türkiye'den Devlet ve Şehir Tiyatro- lanyla, Semaver Kumpanya gibi özel tiy- atrolarla ortak çalışmalan olan Diyalog; şimdi Italya, Belçika, Hollanda gibi Avru- pa ülkeleriyle de ilişki içinde. Bu ülkelerde de, Berlin'deki gibi. çok kültürlü tiyatro festivali düzenlenmek istendiğini ve bunun için kendilerinden yardım beklen- diğini dile getiren Mürtüz Yolcu, "2006 yılında Roma'da bir festival düzenle- memiz söz konusu. İki hafta önce Roma Kent Belediyesi Kültür Dairesi'nden bir yetkili Berlin'e gelip benimle görüştü. Roma'da da, Berlin'deki gibi çok kültürlü bir festival düzenlememizi is- tiyorlar" dedi. 2007 yılında da Istanbul'da bir festival düzenleme önerisi aldıklarını belirten Mürtüz Yolcu, "azınlıkların olduğu her yerde böyle bir festivalin ol- ması gerektiğine inanıyorum" diye ek- liyor. Uluslararası bir festival Festivali 9 yıl içinde bugünkü ulus- lararası düzeyine getiren Mürtüz Yolcu, aldıklan parasal yardımın sürekli kısıtlan- masmdan duyduğu endişeyi şöyle an- latıyor: "Bunca yıl verilen emekten son- ra biraz düş kırıklığı var kuşkusuz. Biz bu festivali maddi çıkarlar için yapmıy- oruz. Tek amacımız Türk kültürünü Almanlara tanıtmak ve kültürler arası bir diyalog kurulmasına katkıda bu- lunmak. Bizi bu özverimizden dolayı ödüllendireceklerine, bu işi daha da iyi yapabilmemiz için daha fazla olanak sağlayacaklarına, verdiklerini her yıl daha da kısıyorlar. Son yıllarda üç-beş kuruş için kapı kapı dolaşıp para dilenir duruma geldik. Bu bizim motivasyonu- muzu ister istemez azaltıyor. Ama gerek Berlin'deki gençlerden; gerekse Italya, Belçika, Hollanda gibi dış ülkelerden ve Türkiye'den gelen ilgiyi gördükçe her şeye karşın bu işi sürdürmek istiyoruz." Küreselleşme doğası gereği çok kültür- lü yaşamı da birlikte getiriyor. Küre- selleşmeyi ekonomik alanda kabullenip toplumsal yaşamda bunun sonucu olan çok kültürlü birlikteliğe karşı çıkmak mümkün değil. Onun için Mürtüz Yolcu "Gelecekte çok kültürlü festivallerin gereği ve önemi daha da artacaktır" diye düşünüyor ve 2004 daha bitmeden, 2005 yılında Diyalog'un kuruluşunun 10. yıh etkinliklerine, 2006 Roma, 2007 Is- tanbul festivallerine şimdiden hazırlan- maya çalışıyor. ^ -^ - pânsuman * _ uzerine soyleşı Yunus hî de Tımuryn K* ja Bu çocuğun annesi yok mu? Git Leman Coğrafik Dergfci • Kültür Servisi - 'Git', Leman Coğrafik Dergi altbaşlığıyla 1996 yılının mayıs ayında, LeMan dergısinin desteğiyle yayına başladı. Dergi 2002 yılının Ağustos ayına kadar 77 sayı yayımlandı ve sonra yayınına ara verildi. Eskiden olduğu gibi yeniden, şimdilik iki ayda bir yayımlanacak olan 'Git Leman Coğrafik Dergi', cep kitap niteliğinde okurlanna merhaba dedi. Dergi TimurDanış'ın 'otostopla seyahatler'ınden, Duygu Yarsur'un 'Şahmerdan'ına, Doğan Palut söyleşisinden Aziz Yıldınm'ın 'Anadolu' yolculuğuna, 'Müsvedde Defteri'nden Mustafa Kemal Çoksen'in 'Ça dırkent Günlüğü' üzeri sohbetine, Aziz Alparslan'ın 'Caddebostan Sahil Grubu'nun bisiklet turlanndan, Gediz Akdeniz'in 'Hermetik Geziler'ine ve Karaburun'daki kampa kadar daha birçok konuyla okurlannı buluşturacak. Dergi, 'Yürüyüş Kulübü' adıyla, 28 Kasım Pazar günü düzenleyeceği yürüyüş parkurlanna okurlannı da davet ediyor. (0 212 245 58 28) 10. yılda 600. oyun • Kültür Servisi - Zakoğlu Tiyatrosu, Profilo Kültür Merkezi Oda Tiyatrosu'nda, her pazartesi 21.00'de Metin Zakoğlu'nun yönetip oynadığı Nikolay Gogol'ün 'Bir Delinin Hatıra Defteri' adlı oyunuyla 10. yılında 600. gösterisini gerçekleştirecek. Ekim 1994'den bu yana süren ve büyük beğeni toplayan, birçok olumlu eleştiri alan bu kült oyunda Metin Zakoğlu, Gogol'ün bu tek kişilik oyununu seyircilere aktarmada da gerçekle hayal arasındaki o ince çizgiyi dokunaklı bir şekilde yorumlayarak seyredenlere etkileyici bir oyunculuk başansı sunuyor. (0 53 7 599 63 02) Vefatmm 60. yılında Gürpınap • İSTANBUL (AA) - Hüseyın Rahmi Gürpınar'ın vefatınm 60. yıldönümü nedeniyle Istanbul Büyükşehir Belediyesi Kültürel ve Sosyal Işler Daire Başkanlığı'nca bir program düzenlendi. Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'ndeki programda konuşan yazar Selim ileri, Gürpmar'ın. yakınçağ edebiyatında kendine has çizgisi olan tek yazar olduğunu ama popüler bir halk sevgisi olmadığını dile getirdi. Yazarm romanlannda, toplumun olumsuz yanlannı iğnelemekten gizli bir zevk aldığını, tiplemelerinde hep olumsuz kişilikler anlatıldığını, buna karşın kitaplannda çocuklara, yaşlılara ve yalnız kadınlara merhamet duyduğunu belirtti. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Şükrü Çoruk da Gürpınar'ın Ahmet Mithat Efendi'den sonra Türk popüler romancılığının en önemli temsilcisi olduğunu, romanlannda konuyu gündelik hayattan aldığını ve bu nedenle halk tarafından çok sevildiğini söyleyerek yazann çok sade bir dil kullandığını belirtti. Çizgi animasyon endüstrisi I NAIROBI (ATP) - Birleşmiş Milletler eğitim birimi, Güney Afrika'da çizgi film endüstirisinin temellerini atmak için yetkililerle görüştü. Böylece, kıtada çağdaş bir sanat dalının gelişmesini sağlamak amaçlanıyor. Deneme amaçh olarak geçen haziran aymda düzenlenen beş haftalık kursun mezunlannın, yedi kısa animasyon filme imza attığı belirtilirken, UNESCO bölge iletişim ve danışma yetkilisi Alonso Aznar bu sonucun büyük bir başan olduğunu söyledi. Aznar, amaçlannuı 'Afrika audovisual endüstrisinin oluşturulması, desteklenmesi ve geliştirilmesi, bu sektörde Afrikahlarm yer ahnası' olduğunun altını çizdi. Venetfik'teki tarihi opera bması • VENEDİK (AFP) - Venedik'ın 1996'da yangın sonucu kapanan tarihi opera binası La Fenice, restorasyon çalışmalanmn arduıdan 'La Traviata'yla açıldı. Operada, orkestrayı, dünyaca ünlü şef Lorin Maazel yönetti. Bina, bugüne dek toplam üç kez yangın geçirmişti. Bugün • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU'nda 19.30'da Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası ve Korosu ndan Deli Dolu adlı operet. (0 212 232 98 30) • BABYLON'da 21.30'da Depeche Mode t Devotional Party. (0212 292 73£8)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle