Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SPORCumhuriyet
İMTİYAZ SAHİBİ: Cumhuriyet Vakfı Adına İLHAN SELÇUK • GENEL YAYIN
YÖNETMENİ: Ibrahim Yıldız • SPOR EKİ YÖNETMENİ: Arif Kızılyalın
• EDİTÖR: özgür özkü • SORUMLU MÜDÜR: Mehmet Sucu
YıyımbYaa: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayuıcılık A.Ş, Tiirtocağı Cad 39 41
Cagaloghı 34334 Istanbul PK: 246 - Sirkeci 34435 lst. Tel: (02121512 05 05 (20 hall
Faks: (0712) 513 85 95 Baskı: Basın Yatınm Sanayıi \e Ticaret AŞ Esenboğa Yolu-
Akşam Tesıslen Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş.YerelSüreli i'ayın
• Cumhuriyet REKLAM
Genel Müdür Özlem Aydeo Genel Mödür Yar-
dnncısı: Semra Yaacı Tel: (0212) 512 41 19-
512 48 30-512 47 78 Faks:(0212)513 84 63
KÂMİL MASARACI
toporite@hotmail.com
G
eçen hafta Deli Dana'lı kan sa-
tışıyla münasebetli olarak yapı-
lan münasebetsizlik hususunda
ingıltere'yi uyarmıştım.
Toni (Bleyr) aradı.. Özürdiledi.. 6-2'nin
ıptali içın Ingiliz TRT'sinde kamuoyundan
destek istediğini, gerekirse 840 şişe kanı Pi-
kadilli'de içeceğini ifade etti. Diplomatik bir
dille sakin olmasını rica ettim. Anadın mı?!..
Toni hadisenin takipçisiyim.. No kaçış!..
VEEE BU HAFTA TOPORİTE'NİN
ŞÖHRETLER KARMASINA SUNAYAKIN
KATILDIL HOŞ GELDİN TOP CANBAZI..
• PİTAGOL: Varolan her golün sonrasın-
da 'ruhgöçü' vardır.
• AÇIKLJYORUM: Fenerli olmak için yal-
varanlann listesini söz verdiğim üzere yayın-
lamaya devam ediyorum: David Gross, Da-
vid Politzer, Frank VVilczek, Emre Belözoğ-
lu, Hikmet Çetin, Mesut Yılmaz (devamı
var... Haftaya)
• PİNOKYO'NUN YALANCiSfYlM: Hagi,
Manchester yolunda!..
• DOPJNG: Yürü oolum be!.. Yüüürü oo-
lum be!..
• EYİ SORLh Futbolculanm elınden gele-
ni yaptı'nın derinlemesine maanası nedir?..
• VE FAKAT: lyi gruba düştük, rakiplerimi-
zi tanıyoruz, motivasyonumuz iyi... sonuncu
olduk.
• BU ARADA: Beyonce, Lopez'i tahtın-
dan indirdim diye havalara girme.. Nedenini
Lopez sana anlatır. öptüm.
• BURCÜN: Terazi burcundakiler hooop!..
Terazi var, tartı var, her şeyin vakti, saati var...
Yu noov!..
• KtSADAN FBCRA:Anne çocuğuna: - Sa-
na kaç milyon kere söyledim abartma diye!..
HAFTAYM
'Maç arası her şey konuşulur'
Prof. Dr. TARIK MJNKARİ
Yeni zengin olmuş adam bir golf kulübü-
ne yazılıyor. Takım elbise alıyor, sopalan tor-
baya koyuyor, bir hoca tutuyor,
sahaya çıkıyor. Soruyor: "Şimdi
[ ne yapacağız?"
Ântrenör topu yere koyuyor ve
vuruşun nasıl yapılacağını göste-
' riyor.
Adam onu taklit ediyor, belini kı-
vırarak topa ilk kez vuruyor. Topun
yanına gidiyoıiar, bizimki soruyor:
"Şimdi ne yapacağım?"
Hoca uzaktaki bayrağı
göstererek yanıt veriyor
FAUL
"Topu bayrağın yanındaki
çukurun içine sokacaksın."
Şımank öfkeieniyor "Be
birader bunu önceden söyleseydin ya..."
• • •
Zampara
golcüyesormuş-
lar:
"Sen seks
yaparken konu-
şur musun?"
- Kanm te-
lefon ederse ko-
nuşurum."
İLHAN ŞEŞEN
Sağolasın Semih Saygıner
Yeşil çuhası delik deşik olmuş bilardo
masasına eğildim. Istakanın ucunu kırmızı be-
nekli beyaz topun göbeğine denk getirdim.
Topu ittirdim, önce kırmızıya sonra benek-
siz beyaz topa değdirdim. Sayıyıyaptım. El-
li çekiyorduk. Yaptığım sayı kırkdokuzun-
cuydu. Son sayı için kasılarak doğruldum. Du-
dağımın kenanndaki sigarayı aldım. Içimde-
ki dumanı yukarı doğru üfledim. Marma-
ra kahvesinın camından içeri bakan baba-
mı o sırada gördüm. Babam gözlerini ba-
na dikmiş, hareketsiz ve ifadesiz bana ba-
kıyordu. Istakayı arkadaşlardan birine ver-
dim. Sigarayı avucumun içine gızieyerek, kah-
venin şap zeminine bıraktım. Başımı ye-
re eğip ayağımla ezdim. Tekrar cama bak-
tığımda babam yoktu. Gitmişti. lyibiradam-
dı babam. Besbellı beni arkadaşlanmın ya-
nında rezil etmek istememişti. Tabii bu ev-
de bir şeyyapmayacağı anlamına gelmiyor-
du. Tarifsiz bir korkuyla eve döndüm.
16yaşındaydım. Okulda hocalardan ye-
teri kadar dayakyediğimden olsagerek, ba-
bam beni dövmezdi. Dövmekten betereder-
di.
Bu kez hiçbir şey olmamış gibi davranı-
yordu. Bir kaç gün benimle hiç ilgilenme-
di, o kadar. Sigarayı gizli gizlı içmeye devam
ettim ama bilardoyu bıraktım.
Yıllar sonra, bir pazar akşamı 45 yaşla-
nndaki biryaşıtım, "bilardo oynayalım mı?"
dedi. Deyiş o deyiş.
Tertemiz bir bilardo salonuna gittik. 3
bant bilardoyla tanıştım. 3 bant müthiş bir
spor. Boş zamanlarımda artık 3 bant bilar-
do oynuyorum. Babam o zamanlar haklıy-
dı. Ama şimdi olsaydı, bu sporu benimle
beraber yapardı.
ALOOONS!
Sandalyenin bizim kültürümüzdeönem-
li bir yeri vardır, otururuz, uyuruz, tüneriz ve
hatta güreşiriz. Panayırlarda, düğünlerde
sandalyeyle güreşen pehlivanlan tek dal,
kündeye al, bastır gibi taktik çığlıklanyla,
kahkahalarla izlerdik.
Rahmetli Ayberk Çölok Düttürü Dün-
ya filminde
sandalyey-
le güreşen
bir eski
pehlivanı
oynaya-
cak... Bu
geleneksel
sporu bilmi-
yor, taktik
TOP CANBAZI
Hayatı düzenleyen yasalar, kurallaröde-
nen ağır bedeller sonucunda kazanılmıştır.
Penaltı da böyledir!.. Futbolda penaltı kura-
lı ilk kez 1891 yılında uygulanır... 1891 aynı
zamanda, hakemlerin oyun alanına ilk kez
girdikleri yıldır!..
Penaltı atışının yapılmasında Ingiltere'de
yayınlanan "Westminster" gazetesinin önem-
li bir payı vardır. Bu gazete, ceza alanında
gol atmak isterken ölen futbolculann adla-
nnı günlerce yayınlar ve penaltı kuralı için bir
kampanya başlatır.
1938 Dünya Kupası'nın Italya ve Brezil-
ya arasında oynanan yan final maçında, fut-
bol tarihinin en komik penaltı atışına tanık
oluruz... Maç, Brezilya'nın ceza alanı içinde
oynanırken, Italyan forvet Piola kendini ye-
re atar ve defans oyuncusu Guia'yı hake-
me gösterir. Bunun üzenne Isveçli hakem dü-
düğünü çalarak penaltı noktasına koşar...
Brezilyalı futbolcular hakemin başına üşü-
şürlerken Italyanların ünlü golcüsü Meazza
penaltı noktasına koyar topu... Itirazlann-
KÖŞE GÖNDERİ
Hojam sol ayağımla topa
vunıyorum, sağ ayağım ağnyo. Normalmi?
N'apmalıyım? Rumuz: Karides.
Sevgili Karides bi de sağla vur, baka-
lım solun ağrıcak mı? Ağrırsa bana bildir ki
ne ayak olduğuu anlayalım... Di mi yani?!..
NEZİH DANYAL
yardıma ihtiyacı var. Evde
salonun ortasını boşaltıp er
meydanı durumuna getire-
rek antrenman güreşleri yap-
tk. Benim taktiklerimle sandalyenin pestilini
çıkanp, sonunda pes ettirmişti. Sevgili Ay-
berk'in filmde de ne kadar başanlı olduğunu
izleyenler bilir. Sandafyeyle güreşmek eğlen-
celi de güreşe sandalye sokmak tatsız olu-
yor. Anımsar mısınız, pehlivanlanmızdan bi-
ri olimpiyat oyunlannda rakibine yenilince
sandalyeyi kapıp kovalamış, minderin namu-
sunu kurtarmak adına pehlivanı dertop edip
gerisin geri postalamışlardı. Pehlivan uçak-
tan inince gazeteciler sordu, 'Petevan n'ol-
du yav?', cevap bitimseldi, "Sorma abey
şuuraltı oldum"...
SUNAY AKIN
En komik penaltı
dan bir sonuç alamayan Brezilyalı futbolcu-
lar da umutlannı yitirmezler... Çünkü kaleci-
leri VVafter. penaltı kurtarmakla ünlüdüri...
Hakemin düdük çalmasıyla birlikte Me-
azza ok gibi fırlar ve topa doğru koşmaya
başlar...Amabirden,tribünleridolduranon-
binlerce taraftar ellerini ağızlanna götürür...
Meazza'nın lastiği kopan şortu, o koşarken
aşağıya doğru düşmektedir... Brezilyalı ka-
leci VValter topa konsantre olmuşken, gör-
düğü manzara karşısında dayanamaz oldu
ve o da, tribünlerden yükselen kahkahaya
katılır...
Meazza düşmekte olan şortunu aniden
yakalar ve penaltı vuruşunu yapmayı başa-
nr... Top ağlarla kucaklaştığında bife kaleci
VValter kasıklannı tutarak gülmeye devam
etmektedir!...
Bu gol, ttalya'yı finale taşıyacak ve de
şampiyon yapacaktır!...
ÇokSayın Hojam. Zirvelerde oynayan
bir takımın ileri uçlannda ter döken, ken-
dimce golcü biroyuncusuyum. Biryıldır ba-
caklanmda selülit hasıl oldu. Inanın gol at-
mayı, sahaya çıkmayı bile istemiyorum.
N'apmam lazım? Rumuz: Selo.
Bak yavrum herşeyden önce hiç uta-
nılacak birdurumun yok. Çık oyna. Rakip-
lerin selülrtine bakarken golünü at Ha canım.
VURKAÇ / FİKRETDOĞAN En tarafsız sporyazan Necmi Kadife yazıyor...
Başkanım emretsin çiğ tavuk yiyeyim
eilmem hatırlar mısınız,
bir zamanlar "atın atın
eskimiş çoraplannızı
atın" diye bir reklam vardı. Hakan
Şükür olayında nedense işte bu la-
ttf reklam geldi aklıma. Ama ben ço-
raplanmı değiştirmedim, çünkü bu
benim uğurum, aksi takdirde Fe-
ner altı gol fîlan yiyor, o zaman da
haklı olarak Aziz başkanım beni
locadan kovuyor. öbür türlü de
herkes bana Kokarca diyor. Olsun
takımın başarısı için gerekirse -
başkanımın emriyle- çiğ tavuk bi-
le yerim.
Şimdilerde moda, Ersun Ya-
nal'a vay efendim Hakan Şükür'ü
sen nasıl olur da milli takıma ça-
ğırmazsın diye efelenmek. Yahu
belki de adamcağızın kontürij an-
cak 23 futbolcu çağırmaya yeti-
yor. Niye yargısız infaz ediyorsunuz
hemen? Yoksa Anayasada milli ta-
kımın sistemi Hakan Şükür'dür,
değiştirilmesi teklif bile edilemez di-
ye bir kanun mu var? Mesele şun-
dan ibaret, Ersun Yanal yıllarca mil-
li takımı kendi özel otoparkı ilan
eden Sarı-Kıımızılı bir forvete dur
demiştir, kendisini alkışlamak ge-
rekirken habire yeriyoruz. Ayıptır ar-
kadaşlar. Hazır söz açılmışken söy-
leyim, ben Hakan Şükür'e vatan ha-
ini demedim, sadece başka bir ül-
kenin menfaatlerini kendi ülkesinin
menfaatlerine tercih ediyor dedim.
Yani laft bilmem neresinden anla-
mayın lütfen.
Efendim bir de diyorlar ki,
Ersun Yanal Fenerbahçe'yeyaran-
maya çahşıyor, o yüzden Hakan'ı
almadı. Bunda ne kötülük var an-
lamıyorum. Tarafsız bir gazeteci
olarak ben de Fenerbahçe'ye ya-
EL-ONTıN
KftİN
ranmaya çalış/yorum. Yanlış bu-
nun neresinde? Bunun karşılığm-
da hem Türk futboluna hizmet edi-
yorum hem de kirli çoraplanmla
başkanın locasında maç seyredi-
yorum. Hatta hakemlerimiz de Fe-
nerbahçe'ye biraz yaranmaya ça-
lışsalar fena mı olur? Beni kendi-
lerine örnek alsalar ya!
Fakat ben Ersun hocanın bir
kanaryasever olduğu görüşüne ka-
tılmıyorum. Aksi takdirde neden
10 futbolcu çağırarak Fenerbah-
çe'nin altını oysun ki? Milli takım-
dan yorgun dönen futbolcular lig-
deçatırçatıroynayabilirlermi? Pe-
ki Sarı-Lacivertlilerin ligde puan
kaybetmesi en çok kimin işine ya-
rar? Yahu sakın Ersun hoca gizli bir
Galatasaray casusu olmasın? Şey-
tanın kulağına kurşun!
Bu arada Kazakistan maçın-
da açılan bayrağı gördünüz mü?
Sadece kocaman değil, aynı zaman
da ay-yıldızlıydı. Avni Aker'de ilaç
niyetine tek bir Türk bayrağı salla-
mayan Bordo-Mavililer bunu gö-
rüp de acaba utanmışlar mıdır?
Bu millet onları asla affetmeyecek.
Ama Gökdeniz'i bize veririerse ne-
BASLAMA VURUSU / ÜSTÜN YILDIRIM
Üç usta hangisi en usta
Bir söyleşide Beşiktaş de-
ğerlendiriliyor Milliyet'te. Söyle-
şinin başında söyleşenler şöyle
tanrtılryor: "YıllardırBeşiktaş'ı çok
yakından takip eden Attila Gök-
çe Usta, Türk futbolunun ve fut-
bol yazımının duayeni Erdoğan
Şenay, futbolun ve futbol yo-
rumculuğunun ustası Rıdvan ve
Mehmet Demirkol." Mehmet
Demirkol, diyecek söz kalmadı-
ğından ya da yazılacak bir özel-
liği olmadığından salt adryla anı-
lıyortanıtımda. Genç kuşağın iyi-
lerindendir oysa. Gözlemi, çö-
zümlemesi, değerlendiımesi ve
de yazısı iyidir. Oyunculuğu var
mıydı bilemiyorum; ama yorum-
culuğu da iyi gelir bana. Es ge-
çilmiş işte.
Aslında diğerlerine söyle-
nenlere bakılınca Demirkol'un
kayrıldığı da düşünülebilir. Çün-
kü, Attila Gökçe'ye yeni bir so-
yad verilmiş, Attila Gökçe Usta
yapılmıştı. Cysa, onun sanı ola-
caktı 'usta', eğer ilk harfi büyük
yazılmasaydı. Erdoğan Şenay
da bir ustaydı; ama duayen bir us-
taydı o. Hem de Türk futbolunun
ve futbol yazımının. Yani ulusal
ayaktopunun duayeni; bir de ge-
nel anlamda futbol yazımının.
Türkçe sözlükte imla karşılığı olan
yazım, ayaktopu yazınında daha
başka bir anlam taşıyordu belki
de. Yoksa, ayaktopunun kendi-
ne özgü yazım kuralları vardı da
onun duayeni mi oluyordu Şe-
nay? Ayaktopu yazını olabilirdi
de yazım kurallarının değişik ol-
ması zordu, eğerTürkçe kullanı-
Iryorsa. Rıdvan Dilmen de bir us-
taydı; ama o salt yerli malı ayak-
topunun ya da Beşiktaş' ın değil
geniş ve genel anlamda ayakto-
punun; hem de Attila Gökçe us-
tayı, duayen Erdoğan Şenay'ı da
içinealan 'yommculuğun'daus-
tası. Yani o herkesin ustası.
Ne diyelim Demirkol iyi sı-
yırmış. Böyle usta olmaktansa?
MAZİDEN BİR YAPRAK / CEM ERTUĞRUL
Dayak korkusu!..
4 Nisan 1936... Izmirügi'nin
şampiyonluğu etkileyecek önemli
maçında Altay ve Altınordu takım-
ları karşı karşıya... Hakem Sab-
ri'nin yönetimindeki karşılaşmanın
ilk yanm saati hemen hemen Altı-
nordu yan sahasında geçti ve 8. da-
kikada Basri, 10. dakikada da Va-
hap'ın golleriyle Altay oyunun he-
men başında 2-0'ı yakalıyıverdi...
Oyun bundan sonra sertleşti ve
sahneye maçın kahramanı Izmir'li
hakem Sabri çıktı!.. Altınordu'nun
sert oyununu görmezlikten gelen
Sabri, ilk yarıda Altay'ın bariz iki
penaltısını vermedi ve devre 2-0
Altay'ın üstünlüğünde kapandı ve
55. dakikada Altay, llyas'ın aya-
eliek unutaoi!
1965- 66 fntbol Msomuda, ruurbaht*
BeytaB-a 1-O yralUr. Olyecei y»«lik
tornajg Mle bnlanııugntn Btytorta fttftnlraılırm maç»
orşiv unutmoz
den olmasın!
Madem milli takımdan ko-
nuşuyoruz, şu forma konusuna da
deginelim biraz. Şimdilerde kökü
dışardabıreğilimbaşgösterdi; "mil-
li takımın formaları güzel değil,
Stuttgart'ın veya Boluspor'un for-
malannı anımsatıyor, Arjantin, Bre-
zilya, Italya, Almanya 'nın formala-
rı akılda kalıcı, bizimk/si çok sıra-
dan" diye sağda solda yakınma-
mak bir suç haline geldi. Hele bir
de turkuaz formayla çıkalım de-
miyorlar mı, işte o an benim bittiğim
andır Sedat abi.
B U L M A C A / SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
ğından 3. golünü de kazanınca
oyun iyice çığnndan çıktı... Oyunun
bitmesine 20 dakika kala birden
sahaya bir Altınordu yöneticisi gir-
di ve hakem Sabri ile sert bir şekil-
de bir şeyler konuştu... 2 bini aş-
kın seyirci önünde açıkça yapılan
bu tehditten sonra polisler hemen
bu kişiyi sahadan çıkarttıysa da
Sabri birdenbire bütün variığı ile
Arbnordu takımının 12. oyuncusu ve
koruyucu meleği kesildi! Öyle ya
mart ayı içinde iki takımın özel ku-
pamaçından sonra Attınordulular-
dan sıkı bir dayak yemişti... önce
72. dakikada Sart'in ofsayttan at-
tiğı golü geçerli saydı... 5 dakika
geçmeden uydurduğu bir penalt ile
Altınordu'ya ikinci golü
deattrdı... 84.dakikada
komerden gelen topta
faulu görmezlikten gel-
di ve durum bir anda 3-
3 oluverdi... Tribündeki
bütün seyirciler hakem
ve Altınordu aleyhinde
bağınyorfakat Sabri bil-
diğinden şaşmıyordu!..
Ve oyunun bitmesine 3
dakika kala Altay aley-
hinde bir penaltı daha
vermek istedi ise de Al-
tay kaptanı Vahap bu
kadar haksızlığa daya-
namayıp,bu karşılaş-
manın geçerli olamaya-
cağını ileri sürerektakı-
mını sahadan çekmiş
ve Altınordu karşılaş-
mayı hükmen kazana-
rak 1935-36 Izmir Fut-
bol ügi şampiyonu ol-
muştu.
13 EKİ M 2004
S0LD.4N SAĞA: 1- Uzun yıllar Göztepe takımında oynamış, 1967-
1968 sezonunda Türkiye Ligi'nin "gol kralı" olmuş, aynı zamanda 18 kez
de ulusal formayı giymiş futbolcumuz.
2- Avustralya'da yaşayan bir cins devekuşu... Eski ve bilinmeyen bir tarihi
anlatmakta kullanılan deyim sözü... Istanbul'dan göç eden Rumlar tarafın-
dan Atina'da kurulan Yunan spor kulübü.
3- Dünya ve Avrupa şampiyonluklannın yani stra 1948 Londra Olimpiyatla-
n'nda da altın madalya kazanan ünlü güreşçımiz... Balık yakalama aracı.
4- Deriyle kaplı bir çeşit Eskimo kayığı... Voleybol ve tenıste oyunun her bir
bölümüne verilen ad.
5- Avrupa Birliği'nin ktsa yazılışı... Bir topluluğun oluşturdugu kültürel gruba öz-
gü her türlü özeJlik ya da belirtiyeverilen ad... Temeli taklide dayanan sözsüz oyun.
6-Yok olan. ortadankalkan...Kuran'da bir sure...Olumsuzlukbelirten bir ör-
nek.
7- "Ülfetbelalı şey fa-
kat — sıkıntılı/BİI-
mem nasıl geçırmeli-
yim son beş on yılı"
(Yahya Kemal)... Is-
laminananagöre, kı-
yamet günü bütün
ölülerin dirilerek top-
lanacağı yerin adı.
8-Bağ,bahçegibiyer-
lerin çevresine çalı, ka-
mş,ağaçdalıgibişey-
lerden çekilen duvar...
Yumurtave irmikle ya-
pılan bir tür taöı.
9- Hastalıklı, sakat...
Haydut,eşkıya..,Ba-
ğışlama.
10-ttalya'dabirkent...
Kürkü değerli bir yaban kedisi.
11- Kökeni Orta Asya'ya değin uzanan, en eski ve geleneksel Türk güreşi.
12- Bir derebeyinin himayesine girip kendini onun hizmetine adayan kim-
se... Eski Mısır'da günestannsı... En küçük izci kuruluşu.
Y U K A R I D A N AŞAGIYA; 1- Uzun yıllar Beşiktaş'ta oynamış, 1989-
1990 sezonunda Türkiye LJgi'nin "gol kralı" olmuş ve 11 kez de ulusal for-
mayı giymiş futbolcumuz.
2- "Bağırsaklar" anlamında eski sözcük... İki sıra sütunla üç salona aynlmış,
dikdörtgen biçiminde kilise.
3- Kungfuya benzeyen, Çin kökenli bir dövüş sporu... Birine herhangi bir ko-
nuda öncelik ve ayncalık tanıma.
4- Işçi... Para birimimiz.
5- Doğu efsanelerinde kötü ve korkunç bir cins... Türkiye'nin plaka işarefj...
" — sesleri sönüyor perde perde/Atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde"
Nâzım Hikmet).
6- FIFA tarafında 2003'te üçüncü kez dünyada "yılın futtx)lcusu" seçilen ve
halen Real Madrid'de oynayan ünlü Fransız futbolcu... Telli çalgılarda telleri
yüksekçe tutan tahta köprücük.
7- II. Dünya Savaşı'nın önemli çarpışmalanna sahne olmuş bir Japon ada-
sı...Tümör.
8- Başıyla kanat ve kuyruk uçlan aynı renkte olan güvercin... Yaşlı olduğu
halde saçı sakalı ağarmamış kimse.
9- Yunan mitolojisinde en büyük tann... Bir ilimiz.
10- Katılmış, ulanmış parça... İlaç... Bir nota... Yankı.
11- Bir Avrupa ülkesinin başkenti..."— Oerter": Olimpiyat Oyunlan'nda üst
üste 4 kez (1956,1960,1964 ve 1968) altın madalya kazanan ABD'li dıskçi.
12- Pamuk, yün gibi şeyleri eğirmekte kullanılan araç... Gemilerin bordala-
nnda bulunan ve sandallan asmaya yarayan dikmelere venlen ad.
SAYI 48