25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 EKİM 2004 ÇARŞAMBA 14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr Cumhuriyet Türkiyesi'nin aydınlanmacılanndan SabriEsat SiyavuşgiVin 36. ölümyıldönümü SeçkinhirhilimvesanatinsanıBÜLENTBERKOL(*) Sabri Esat Siyavuşgil, Cumhuriyet Türidyesi'nin önde gelen aydınlanma- cılanndandır. Edebiyat, felsefe, psiko- loji ve tiyatro çevirileri; şiirleri, ede- biyat eleştirileri, gazete fikralan, psi- koloji yazılan ve tiyatroya yaptığı ku- ramsal katkılanyla kültürümüze hizmet vermiş bulunan bu bilim ve sanat in- sanımızı, ölümünün 36. yüında saygıy- la anıyoruz. Sabri Esat Siyavuşgil, 7 Kasım 19O7'de Istanbul'da doğdu. Çocuklu- ğu AntaJya'da geçti, ilkokulu orada bi- tirdı. Ortaöğrenimini Kadıköy Sulta- nisi ile îstanbul Erkek îlköğretmen Okulu ve Istiklal Lisesi'nde yaptı. 1926 'da girdiği tstanbul Hukuk Fa- kültesi'nden, 1928'dedevletyurtdışısı- navını kazanması nedeniyle aynldı. Gönderildiği Fransa'da Dijon ve Lyon üniversitelerinde okudu. Lyon Üniver- sitesi Felsefe Bölümü'nübitirdi. 1932de yurda döndü ve Ankara Gazi Eğitim Ensritüsü'ne stajyer felsefe öğretmenı olarak atandı. 1933 'te îstanbul Üniversitesı Edebi- yat Fakültesi eğitim ve psikoloji doçen- ti, 1942'de de psikoloji profesörü olo- du. Psikoloji, eğitim bilimleri, Fransız dili ve edebiyatı kürsülerinde öğretim üyesi ve kürsü başkanı olarak çalıştı. Pedagoji Enstitüsü ile Yabancı Diller Okulu'nda müdür olarak görev yaptı. Gazetecüik Enstitüsü'nde "HaflcEM- n" dersi verdi. 6 Ekim 1968'de, geçir- diği bir ameliyat sonucu öldü. Odalar ve sofalaı" Sabri Esat Siyavuşgil, yazı hayatına 1927'de Güneş ve Hayat dergilerinde yayımladığı şiirlerle başladı. Arkadaş- lan Lütfii, Kenan Hulusi (Koray), Zj- ya Osnıan (Saba), Vasfi Mahir (Koca- türk), Cevdet Kudret (Solok), Yaşar Nabi (Nayır) ile birlıkte 1928'de "Ye- di Meşale" adıyla ortak bir şiir kitabı, daha sonra da "Meşale" adıyla bir der- gi çıkardılar. Sabri Esat Siyavuşgil bu nedenle Yedi Meşaleciler'den biridir. 1933 'te tek şiir kitabı olan "Odalar ve Solalar''ı yayımlandı. "Senfoni* adlı şi- ir kitabını ıse duyurmasınarağmen çı- karmadı. Daha sonra şiirlerini Muhit ve Varlık dergilerinde yayımladı. 1936'da şiiri bıraktı. Şiiri bırakmasına rağmen roman, öykü ve şiir çevirile- rini sürdürdü. BehçetNecatigü,"Eksp- resyonistbirressamtutıunuyla eşya ve görûnüm tasvirterinde yeni canlı şör- ler yazntıştır"; Mehmet Kaplan ise "~daima yeni, orijinal ve hayret verici olanıaralama" diyerek onun şiirini de- ğerlendirmektedir. Sabri Esat Siyavuşgil, Fransızcadan Türkçeye roman, öykü, şiir, tiyatro ve psikoloji yapıtlarını; Türkçeden Fran- sızcaya ise kendi psikoloji araşhrma- lannı ve Sait Faik'in öykülerini çevir- di. Türkiye'de Fransızcayı ve Türkçe- yi en iyi bilen, konuşan, yazan ve çe- virenlerdendi. 1940'ta kurulan Milli Eğitim Ba- kanlığı Tercüme Bürosu'nun etkinlik- lerine katılmış, çevirilerinin birçoğu Milli Eğitim Bakanlığı tarafından "Dünya Edebiyaondaıı Tercümeter" dizisinde defalarca bastınlmıştır. Çe- virileri bugün de aranan, nitelikli çe- virilerdir. Felsefe alanında Eflatundan "Pbile- bos" adlı diyaloğu Türkçeye kazan- dırmıştır. Fransız şiirinden şu şairle- rin şiirlerini çevirmiştir: Cnarles d'Orleans, Francois \Tllon, Joachim du Belh, Paul Valery. Sabn Esat Srya- vuşgil çok sayıda roman, öykü ve ti- yatro yapıtlan ile tiyatro üstüne yazı- lan yapıtlan da Türkçeye çevirmiştir. Andre Mouris'ten "Cephe Sohbet- 'abri Esat Siyavuşgil, Fransızcadan Türkçeye roman, öykü, şiir, tiyatro ve psikoloji yapıtlarını; Türkçeden Fransızcaya ise kendi psikoloji araştırmalannı ve Sait Faik'in öykülerini çevirdi. Türkiye'de Fransızcayı ve Türkçeyi en iyi bilen, konuşan, yazan ve çevirenlerdendi. lerT, Jean Giono'dan "Tepe", Alp- bonse Daudet den "Değirmenimden Meknıplar'', "Pazartesi OykülerT,Le- sage'den "Gil Blas", Foortunat Srrw«kyden •*Tiyatn)veBizler'\Vîc- tor Hugo'dan "Ruzy Blas", Ander- senden "Masaflar" bunlardan bazıla- ndır. Tiyatro çevirilen içinde ise Ed- mond Rostanddan çevirdiği "Cyrano de Bergerac" ayn bir yer tutar; Türki- ye'de değışik yıllarda oynanan ve çok beğenilen bu yapıtın başansında Sab- ri Esat Siyavuşgil'in yetİcin çevirmen- hğinin büyük payı vardır. Sabri Esat Siyavuşgil bizde ilk psi- koloji ve eğitim kitaplannı çevirenler- dendir. EroestMach,JeanPiaget,Alf- red Binet, Albert Maichein çalışma- lannı Türkçeye çevirmiştir. Sabri Esat Siyavuşgil Türkiye'de psi- koloji ile ilgili ilk araşhrmalan yapan- lardandır. bu alanlarda şu çalışmalan- nı yayımlamıştır: "îstanbul'da Kara- göz Karagöz'de îstanbul", "Folklor ve Psikoloji", ".Vümikleriıı Ka^Tanılma- 9 Üzerine Bir Araşürma*\ "Bugünün PsikolojisitçindeHafizaveHastahkla- n", -Psikoloji ve Edebiyat", "Okuyu- cu ve Roman". Fransızcaya çevirdiklen de şunlar- dır: -L«problemepsychologiquedela personalite lîtteraire", "Karagöz, son histoire, ses personnages, son esprit, mystiqueetsatirique", u L'âme tunjue â travers les nouvefles", "l n point sur lacaıte". Tan ve Ulus gazetelerinde 1936- 1944 yıllan arasuıda edebiyat eleştiri- len yapmıştır. Behçet Necatigil. bu ya- zıların kıtaplaştınlmamasını büyük ka- yıp olarak nitelendınr. Özgün katkılar Sabri Esat Siyavuşgil'in 1948-1964 yıllan arasuıda dönemın ünlü gazete- lerinden Yeni Sabah'ta yayımladığı kö- şe yazılan da önemlidır. Bızde tiyatro kuramıyla ilgili ilk çe- virileri yapanlardan biri de odur. Sabn Esat Siyavuşgil, ülkemizde ilk uygulamalı psikoloji çahşmalanna da katkıda bulunmuşrur. Bu katkı, 1950'lerde kurulan "İETT Pâkoteknik Laboratuvan"dır. Sabri Esat Siyavuş- gil'in; öğretim üyesi olarak eğitim bi- limleri, psikoloji, Fransız dili ve ede- biyatı alanlannda ve Gazetecüik Ens- titüsü'nde verdiği dersler, öğrencilerin belleklerinden yıllarca silinmemiştir. Sonuç; Sabri Esat Siyavuşgil çalıştığı alan- lara yaptığı özgün katkılanyla hep anı- lacak seçkin bir bilim ve sanat insanı- mızdır. Bu üretken bilim ve sanat in- sanımızın çalışmalan değerlendınl- meyi beklemektedir. (*) Yrd Doç. DK, Trakya Üniversite- si Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü. SelahattinGizkoleksiyonu 15Ekim-21 K^sımtariHeriarasmdaYapıKrcdiKültürMerk Cumhuriyet'e tanıkfotoğraflar • 193O'lardan7O'lere Cumhuriyet tarihinin görsel bir panoraması niteliği taşıyan sergi, yaklaşık 150 fotoğraf ile bu kez bir foto muhabirinin meslek aşkıyla dolu 43 yılını gözler önüne seriyor. Selahattin Giz'in Eminönü'nde Otlar başlıkb fotoğrafi Boğaz'da Spor \apan Kadınlar adlı fotoğraf sergide >er alan yapıtlar arasında F U A R C I L IK Giriş Ücretsjzdir... Onur Konuğıatıuz: Çetin ALTAM Fuar Te!: (0212) 327 95 00 - 01 www.kitapfuari.com Konu : Türkiye v« AvrupataşkılenfKteSon Durum Konuşmacı : Prot. Of- EftH MANİSALI Tarlh-Surt : 15 EkimCuma-1300/15.00 Arası DOzımleyen: Uiusai Pazariama 9-17 Ekim Dolmabahçe Kûltür Merkezi Beşiktaş - İSTANBUL (8. Hayrettin Paşa İskelesi Yanı) KültürServisi- 1930'lardan 70'le- re Cumhuriyet tarihinin görsel bir pa- noraması niteliği taşıyan Selahattin Giz sergisine Sermet Çifter Salonu, yaklaşık 150 fotoğraf ile bu kez bir foto muhabirinin meslek aşkıyla do- lu 43 yılına ev sahipliği yapıyor. 1914 yılında Selanik'te doğan Giz, ilk fotoğraf çahşmalanna amcasının hediye ettiği makine ile başlar. Galatasaray Lisesi yıllannda aldı- ğı 6x9 ve 6x 12 'hk Zeiss marka bir ma- kineyle ilk deneyimlerini kazanır. Okul arkadaşı DoğanNadi ile yaz ay- lannda çektiîderi fotoğraflan Cum- huriyet gazetesinin karanlık odasm- da yıkarlar. Milli maçta çektiği bir fo- toğrafm gazetede yayımlanmasıyla 43 yıl sürecek Cumhuriyetyıllan baş- lar. 1948 yılında FarukFenik, Müed- dep Erkmen ve Faik Şenol ile fotoğ- raflan zamanında yerine ulaştırmak içüı Basm Foto ajansmı kurarlar. 1973 yılında emekli olan Giz, Gazeteciler Cemiyeti tarafindan mesleğe 50 yıl- dan fazla emeği geçenlere verilen Burhan Felek Hizmet Ödülü'nü aln". 20 Şubat 1994'te îstanbul'da yaşa- mım yitirir. Sergi, sergi danışmam AlbertoModiaııo'nıın Yapı Kredi Ko- leksiyonu'nda yaklaşık 30 bin görsel arasında yaptığı uzun süreli bir çalış- ma sonrasında oluşturuldu. Teknîk ve estetik değerler açısından incele- nen fotoğraflar; Atatiirk, portreler. kent, sosyal oJaylar, eğitim, spor gi- bi başlıklar altmda toplandı. Cumhuriyet modernizmini politi- ka, sosyal yaşam, spor, şehircilik, mi- mari gibi pek çok açıdan görünür kı- lan sergi ve sergi kitabı, Nihal El- van'm koordinatörlüğünde hazırlan- dı. 2 bln 500 kare... Giz, meslek hayatı boyunca pek çokkonuyu görüntülemiştir. Özellik- le Atatürk ve spor fotoğraflarının Giz Koleksiyonu'nda özel bir yeri vardır. Zengin Atatürk koleksiyo- nunda; birçok yabancı devlet ada- mının ziyareti, Dil Kurultayı. Tarih Kurultayı. Dohnabahçe Toplantıla- n, Ankara-İstanbul tren seyahatleri, Florya Köşkü, deniz banyolan, din- lenceler ve balolar görüntülenmiş- tir. Atarürk"ün ölümünden sonra na- aşınm Dolmabahçe'den alınıp ge- miyle trene ve sonra Ankara Ernog- rafya Müzesi'ne nakli sırasmda çe- kilen fotoğrafların ise koleksiyonda özel bir yeri var. YakJaşık 2 bin 500 kareden oluşan bu fotoğraflarda Ata'nm huzurunda son görevini yenne getiren yediden yetmişe Türk halkı görülür. Sergi ki- tabmda Alberto Modiano'nun 'Bir Cumhuriyet Dönemi Foto Muhabi- ri' başlıklı yazısı ile Seyit Ali Ak'm sanatçıyla 1983 yılında yaptığı söy- leşi yer alıyor. DEFNE GOLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Tekirdağ'da Bir Giin önceki cumartesi dört şair, Refik Durbaş, Alova, Ahmet Erhan ve ben, yazın son güzel günlerinden birinde, birlikteTekirdağ'daydık. Çağn, Alova'dan gelmişti. Yaz başından bu ya- na, bir yanı deniz, öte yanı beş dönüm meyve bahçesi olan bir dünya cennetinde yaşıyordu. Haziran sonlannda da yine bir cumartesi onu görmeye gitmiş, dallarında meyvelerinin sarı- turuncu güneşler gibi parıldadığı kayısı ağaçla- rının gölgesinde unutulmaz bir gün geçirmiştik. Bu kez, elma ağaçlarının dalları meyvelerden yertere dek sarktı demişti telefonda. Once Göz- tepe'den Refik'i aldım, sonra Silivri'ye girip Ah- met'i. Kırmızı-yeşil elmalarla yüklü dalların ara- sında Alova bizi bekliyordu. Dört şairdik. kimimiz altmışlardan, kimimiz yetmişlerden... Hayattaşiırden başka tutunacak dalı olmamış, bu korkunç dünyada şiire sığına- rak yaşamlarını sürdüren dört şair. Bütün günümüz neredeyse edebiyat konuş- makla geçti. Edebiyatın hayata yön verici oldu- ğu 1970'lerden, edebiyatın hayatın dışında bir uğraşa dönüştüğü günümüze gelmiştik. Haya- tı anlama, anlatma aracı olan edebiyat, sanki hiç var olmamış gibi ortadan çekilmiş. yerini yalnız- ca para ve ün sağlamanın araçlarından biri ola- rak görülen edebiyata bırakmıştı. Ama şair doğru bildiğinden saşar mı? Bizlerin yazmaya başladığı yıllarda şiir, toplum- ca önemsenen bir sanat dalıydı. Şairlerin ne de- diği, ne diyeceğı merak edilirdi. Şiire ilgi duyan bir toplumumuz vardı. Refik Bey, 'Çırak Ara- nıyor' (1978), Ahmet Bey, Alacakaranlıktaki Ülke (1981) ile o yıllarda geniş okur kesimlerini sarsmışlardı. Ikı kitap da alışılmadık yüksek ba- sım sayılarına ulaşmıştı. Yirmi yılda dünya öyle bir yere geldi ki, ne şi- ir ne de başka bir şey, ınsanların gözü hiçbir şey görmüyor. Anlık yaşanan ve tüketilen bir şeye dönüştü hayat. Oysa şiir de öteki sanatsal ve düşünsel değerler gibi kalıcıdır. Insanların, top- lumların hayatında yer etmek, kalıcı olmak için üretilir. Elbette insanoğlu böylesi gelip geçici, içi boş bir yaşam biçimini kendine uzun süre baş tacı edemez. Sıkılacaktır bu anlamsız yaşam biçimin- den. Yeniden insani, kalıcı, gerçek değerlere dönecek, yaşamını ona göre düzenleyecektir. Yok- sa ne anlamı kalır şu dünyada yaşamamn? • • • Istanbul'dan Tekirdağ'a dek Marmara kyısı bo- yunca boş bir alana rastlamak olanaksız. Her yan yapılarla dolu. Konuk olduğumuz beş dönümlük meyve bah- çesinin sahibine de sürekli yapıcılar gelip gidi- yorlarmış, buraya şu kadar villa yapanz, sen de şunu kazanırsın, diyerek. Deniz kirli, gönül ra- hatlığıyla yüzülecek bir yer değil. Hâlâ nedir bu yapılaşma inadı, anlamak güç. Yaz aylarında buralara gelenler gelişte ve dö- nüşte büyük eziyet çekiyorlar. Çünkü bütün kı- yı boyunca ulaşım yalnızca karayoluyla. Yolun yansı sayılabilecek Kınalı aynmına dek otoyol var. Sonrası tek gidiş gelişli karayolu. Şimdi bu ke- simde 'duble yol' denilen bölünmüş yol çalış- malan yapılıyor. Ne garip, kimsenin aklına şu dümdüz kıyı bo- yunca iki sıra ray döşeyip tren seferleri koyalım ya da denizden deniz otobüsleri, vapurlar işle- sin diye bir düşünce gelmiyor. Herhalde istanbul'un 120 kilometre yakının- daki Tekirdağ'a demiryolu ulaşımı da bir gün Avrupa Birliği'nin baskısıyla gerçekleşecek. turgayv fisekci.com TNT Ekspres Mardin'de • Kûltür Servisi - Türkiye'nin 5 yıldır düzenlediği ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'yle birlikte yürütülen kitap toplama kampanyasına ilgi büyüyor. 'TNT Ekspres Bilgı ve Kûltür Taşıyor' başlıklı kampanyada bu yıl da 7 TIR dolusu 362 bin kitap Güneydoğulu öğrencilere ulaştınldı. TNT Ekspres kitap TIR'ının bu dönem ilk durağı Mardin.Kütüphaneler Haftası'nda başlayan geleneksel kitap toplama kampanyasına Türkiye genelinden 1650 kişinin kitap bağışladığı bildirdi. (0 212 351 91 81) K Ü L T Ü R • Ç t Z İ K K A M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle