08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S P O R Cumhuriye» I Sporları 10 Dağcılık ile spor tırrhanışı arasında özünde büyük farklılıklar var Alpinizm 15 - 20 yıl kadar önce, Türkiye'de dağcılıkla ve doğa sporlarıyla uğraşan hemen herkes bir ölçüde felsefeyle, şiirle ve edebiyatla da ilgilenirdi. Seyircisi olmayan bu sporu yapanların ortak noktası, düşünsel açlıkları ve kişisel tutkularını besleme yolunun dağlardan ve doğadan geçiyor olmasrydı. N A S U H M A H R U K t eundan 15 yıl önce henüz 20 yaşındayken, son derece atılgan ve riske girmeye mü- sait karakterimle, Bilkent Üniversitesi'nde okurken başladığım dağcılık ve diğer do- ğa sporlannın kişisel gelişimime ve kari- yenme en üst değildim. Bugün bile herfır- satta dile getirdiğim ve şükranla andığım gibi, o günlerin genç ve her yöne çekile- bilecek Nasuh Mahruki'si için en büyük şans, Ankara'da dağcılığı ve mağaracılı- gı, geleneksel doğa sporları anlayışıyla sürdüren Anadolu Dağcılar Birliği, o gün- lerin Türkiye Dağcılık Federasyonu, üni- versitelerin dağcılık kulüpleri ve Mağara Araştırma Derneği gibi, doğayı ve sporu önce güçlü bir felsefeye, bir ideale ve dü- şünsel bir platforma yerleştiren, yaşça ve deneyim olarak ondan daha ileride, ger- çek doğa aşığı, bilinçli sporculann bir ara- yageldiği gruplarlatanışmakolmuştu. Bu gruplar doğa ve insan sevgisini temel alan vizyonlanyla, iç dünyalanndaki kendileri- ni aşma, kendilerini gerçekleştirme çaba- lannda bilgiyi ve öğrenmeyi temel alan ve bunun bir dış yansıması olarak seyircisi ve alkışı olmayan dağcılık ve diğer doğa spor- lannı bedensel ve ruhsal gelişimleri için ken- di yeteneklerine en uygun bir yöntem ola- rak kullanan sporculardan oluşuyordu. O yıllarda en az dağlara tırmanmak ve mağaralara girmek kadar birlikte yap- maktan keyif aldığımız bir diğer etkinlik ise sohbetlerimizde şıirden, edebiyattan, felsefeden konuşmak, ilginç bulduğumuz özgün düşünceleri birbirimizle paylaşmak- tı. 20'li yaşlarda öğrenmeye büyük bir aç- lık duyduğumuz dönemde varoluşçuluk, Anadolu tasavvufu, budizm, etnik müzik- ler, dinler tarihi, kültürlerin kökenleri hak- kında araştırmalar, dünyanın değişik coğ- rafyalan, Hermann Hesse, Richard Bach, Jack London, Nietzsche, Jack Kerouac, Sartre, Erich Fromm, Camus, Antoine de Saint Exupery, Krişnamurti, Volta- ire, Montaigne, Kazancakis, Kavafis, Mevlana, Yunus Emre, Hayyam, Halil Cibran, Nazım Hikmet, Orhan Veli, Ah- met Telli ve daha pek çok fılozof, yazar ve şairin Gılgamış, Odysseus, Thor He- yerdahl, Amundsen, Hillary gibi eski kah- ramanlar ve kaşiflerın dünya görüşleri ve burada bıraktıklan hayranlık uyandıncı iz- lerdi aslında bizi birbirimize yaklaştıran ve bir arada dağlara, doğaya götüren... en seyırsporuna... >' 9 Spor tırmanışı, görsel ve estetik zenginliği içinde banndırdığı büyük rekabet, güç ve sürat unsurlan nedeniyle geniş bir izleyici kitlesine sahip. 15-20 yıl kadar önce, Türkiye'de dağcılıkla ve doğa sporlanyla uğraşan he- men herkes bir ölçüde felsefeyle, şiirle ve edebiyatla da ilgilenirdi. Seyircisi olma- yan bu sporu yapanlann ortak noktası, düşünsel açlıklan ve kişisel tutkulannı bes- leme yolunun dağlardan ve doğadan ge- çiyor olmasıydı. 20'li yaşlarım bugün bile geçerli olan dünya görüşümü şekillendi- ren müzik dinleme, kitap okuma, olaylan ve insanları kişisel olarak değil de birer ol- gu olarak değerlendirme konusundaki ilk temellerimin atıldığı günlerdir. Ben de di- ğerieri gibi en az dağlardan öğrendiğim ka- dannı, büyük yazar ve şairlerden, filozof- lardan öğrendim ve hâlâ da öğrenmeye de- vam ediyorum. Ayrım gerekli ~ * Seyircisi olmayan, doteyısıyla spor- cuyu kendi iç dünyasında büyük bir zen- ginleşmeye ve büyümeye götüren dağcı- lık (mountaineering veya alpinizm), bugün için dünyanın pek çok yerinde olduğu gi- bi Türkiye'de de hızla gelişen spor tırma- nıcılığıyla (sport climbing) birlikte anılır ol- muştur. Burada ince bir ayınm yapmak gerektiğini vurgulamak istiyorum. Doğal ka- yada veya kapalı salonda yapılan ve ara emniyet noktalan ve ip hatlanyla destek- lenerek neredeyse yüzde yüz güvenli hal- de gerçekleştirilen spor tırmanışı, gele- neksel dağcılıktan özü itibanyla aslında önemli farklılıklara sahiptir. Bu ayınmı yaparken elbette ki biri- nin diğerine üstünlüğünden değil de sa- dece olgusal olarak ve koşullan itibanyla çoğu zaman yanlış olarak aynı isimle ya- ni 'dağcılık' olarak anılmakla birlikte her iki disiplinin kendine özgü olarak sporcu- nun kişiliğinde önemli etkiler ve değişim- ler - gelışimler yarattığını vurgulamak is- tiyorum. Bugün dünyada olduğu gibi Tür- kiye'de de pek çok gencin dağcılık yeri- ne spor tırmanışını seçmesinin sebeple- rini alt alta yazmaya başlarsak; sorumu- zun cevabı doğal olarak ortaya çıkacak- tır. Spor tırmanışı, görsel ve estetik zen- ginliği ve içinde banndırdığı büyük reka- bet, güç ve sürat unsurlan sebebiyte bü- yük bir izleyici kitlesine sahiptir. Doğal ve- ya yapay kayaların üzerinde, kolsuz t- shirt'leri ve tight pantolonlanyla atletik vü- cutlannın bütün kaslannın rengarenkkıya- fetler, malzemeler ve iplerle süslenerek sergilendiği bu görsel şölen, her yaştan in- sanın ilgisini çekebilecek dinamizme faz- lasıyla sahiptir. Aynı karizmatik görüntü elbette ki dağcılarda da vardır. Antalya'da 200 tırmanıcı Kalabalık gruplar halinde bir şenlik havasında yanşmalar ve etkinlikler düzen- lemek, spor tırmanıcılığının dışa dönük ruhuna son derece uygun bir oluşum. Is- tanbul'da, Ankara'da, Antalya'da, Niğ- de'de gerek doğal kayada gerek yapay du- varlarda pek çok kez düzenlenen yanşma veya festıvallerin sonuncusu, geçen haf- ta Antalya Geyıkbayın'nda yaklaşık 200 tır- manıcının katılımıyla çok keyiflı geçen bir spor tırmanışı haftası olarak yapıldı. Sa- dece bu şenlik bile Türkiye'de de artık ne- Türkiye'de dağcılık sporunun sorunları neler, çözüm yolları ne olmalı? Emekliliği olmayantutkuŞ O N M E Z T A R G A N E ğer yürekten duymuş ve ya- şamışsa iki şeyden emekli olamıyor insan. Bu iki şey- den biri politikaysa diğeri de dağcılık ol- malıdır diye, düşünüyorum. Politika şimdilik bu yazının kapsa- mı dışında. Dağcılığa gelince, kırk yıla varan etkin dağcılık yaşamında son yıllarda susmuş gibi görünsem de konunun dı- şında kalmamaolanakyok. Sen kalmak istesen de birileri gelip seni buluyor. Cumhuriyet gazetesinin yeni bir atılımı olarak çıkarttığı spor eki için Sayın Arif Kızılyalın'ın beni bulduğu gibi. Dağcılık konusunda birşeyleryaz- mam ya da söylemem istendiğinde, be- nim dağcılığa başlamamda son derece önemli bir ilk adımı oluşturan şu zorlu kış tırmanışı gelir usuma. 1967 yılının mart ayınm sonları... Ağır bir kış yaşanıyor Türkiye'de. Özellikle Doğu ve İç Ana- dolu'da sürekli yağan yoğun kar, birçok kasaba ve ilçeterin yolunu kapatmış. Be- nim de içinde bulunduğum Dr. Bozkurt Ergör ve Yılmaz Özen'den oluşan üç- lü ekip, Erciyes'in kuzey-batı buzulun- dan ilk kış çıkışını Doğu doruğunda nok- talamayı başarmıştık. Etkinlik bitimi Kay- seri'den aynlıp Ankara yolu üzerinden özel otomuzla Istanbul'a dönüyoruz. Mu- cur'a varmadan yolda kalmış diğer tüm araçlar gibi biz de kara saplanıyoruz. Yoğun kar yağışı nedeniyle Kay- seri-Ankara karayolu trafiğe kapanmış ve biz yolda kalan diğer araçlann tüm yol- culanyla birlikte Mucur'da konuk edili- yoruz. Geceyi geçirmek için konakladı- ARALIK 2003 ğımız Mucur'un adliye binasının korido- runda uyku tulumlarının içinde yatmaya çalışıyoruz. Bizim gibi yolda kalmış ve adliye binasında geceyi geçirmeye zor- lanmış kadın erkek, çorçocuk yüzlerce kişi bir köşeye sinmiş uyuklamaya çalı- şırken bir yandan da garip giysiler (dağ- cılık giysileri) içinde uyku tulumlarında ya- tan bizleri dikizliyor. Merakını yenemeyen orta yaşlar- da bir adam: "Siz ne iş yaparsınız, bu haliniz ne" diye sormaktan kendini ala- madı. Onunla birlikte etrafımızı saran birçok meraklıya dağcı olduğumuzu, Er- ciyes'e tırmandığımızı, dönerken ken- dileri gibi yolda kaldığımız için burayası- ğındığımızı anlatmaya çalışıyorduk. Açıklamakta zorluk çektik Her şeyi anlatabiliyorduk ama dağ- cılığı aslaL Karda kıyamette insan doğ- ru yolda yürüyemezken hem de kış gü- nü dağda niçin tırmandığımızı açıkla- makta oldukça zorluk çekiyor, hatta be- ceremiyorduk. Sonraki yıllarda Anadolu'nun bir- çok yöresinde böylesi tutumlarla karşı- laştık. Kendi can ve geçim derdine düş- müş yoksul halkımtzın bu konuya ya- bancı kalmasını aslında çok görmemek gerekir. özellikle bir kitle ve seyir sporu olmaması nedeniyle dağcılığın daha işin başından ve doğasından gelen bir mar- jinalliği var. Bir de buna dağcılık araç, ge- reç ve donanımlarının diğer spor dalla- rına kıyasla daha pahalı, çok daha faz- la kalemden oluştuğu gerçeği eklenirse sorunun kaynağına daha nesnel bir bi- çimde inilmiş olunur. redeyse dünya ölçeğinde bile çok ciddi se- viyelerde kaya tırmanıcılannın olduğunu göstermesı açısından çokönemlidir. Spor tırmanıcılığının ülkemizde son 7-8 yılda katettiği mesafe neresinden bakılırsa ba- kılsın hayranlık uyandıncıdır. Bunun kişisel kanaatim olarak en önemli sebebi; hem sporu yapanın hem de izleyenin arzu ettiği tatmin duygusunu anın- da yaşamasıdır. Beğenmek, beğenilmek, rekabet etmek, yarışmak, alkışlanmak, ödüllendirilmek gibi olgulann eşzamanlı olması, pek çok genç için doğal olarak önemli bir çekicilik ve tercih sebebidir. An- cak bu eşzamanlı ve dışa dönük tatminin, spor tırmanıcılığının kazandırdığı bütün be- densel güç gelışımi, ruhsal keskinlik ve sü- ratli düşünme, sportif rekabet, sportif er- dem becerilerinin yanı sıra dağcılıktan önemli farkını da oluşturan ve eksik kalma- ya mahkûm noktasının işte bu içe dönük büyüme tutkusu eksikliğı olduğunu kabul etmek gerekir diye düşünüyorum. İçe dönük ve dışa dönük tatmin ara- yışının yanı sıra bir de yapılan sporda ger- çekleşme olasılığı bulunan riskfaktörü ve bu riskin bedelinde de her iki disiplinde önemli farklar vardır. Dağcı için düşmek neredeyse ölmekle eş anlamlı olduğu için, dağcı had safhada düşmekten kaçınır ve bütün stratejisini düşmemek üzerine ku- rar. Spor tırmancısı için ise durum olduk- ça farklıdır. Düşmek sınınna kadar ant- renman yapmak ve kendini geliştirebil- mek için düşmeyi her zaman göze alarak hareket etmek zorundadır. Ancak sürekli bağlı olduğu yukandan (top rope) veya aşağıdan gelen (lider tırmanış) emniyet hattı, her durumda onu koruyacak ve dü- şüşünü güvenli bir şekilde sönümlendire- rek, tekrar tırmanışını sürdürmesini sağ- layacaktır. Bu tırmanışlarda bazen sabit em- niyet noktalan - boltlar, bazen de tırmanı- cının yükselirken döşediği sikke, takoz, tri- cam, friend gibi kaya çatlağının yapısına göre kullanılan çok çeşitli durdurucu mal- zemeler kullanılmaktadır. Son derece ro- talarda hiçbir malzeme kullanılmadan ya- pılan (free - solo) tırmanışlan, uç bir de- neyim olarak nitelendirdigim için bu ko- nunun dışında tutuyorum. Unsurlar birarada olmalı Günümüzde her iki disiplinin iç di- namiklerinin bir arada kullanıldığı alpin spor tırmanıcılığı ise bu asil sporun her iki unsurunun da birlikte kullanıldığı ve spor- cunun ulasabileceği hedefleri çok üst dü- zey noktalara taşımasına imkân veren ve önü çok açık bir disiplin olarak gelişmek- tedir. Yine de son olarak Türk dağcılığı adına bir endişemden bahsetmek istiyo- rum. Bütün bu sportif gelişmeye ve UIAA ölçeğinde artık (10 -) derecelenne kadar ül- kemizde tırmanışlar yapılmasına rağmen yakın gelecekte alpinizmin bu durumdan olumsuz etkileneceğini gözlemlediğimi söylemek istiyorum. Son yıllarda alpin ve alpin spor rotalara giren elit sporcu sayı- sı, tırmanma derecelerinde görülen büyük gelişmeyle kıyaslandığında oldukça ye- tersiz durumdadır. Benimle aynı kuşak dağcıların son yıllarda açtığı pek çok alpin ve alpin spor tırmanışı rotasının ikinci tek- ran bile bunu yapabilecek seviyede pek çok genç tırmanıcı olduğu halde yapılmamış durumdadır Bu durumun uzun vade sonuç- lartnı hep birlikte izleyeceğiz E-Posta.nasuhmahrukiQnasuhmahruki.com ı SAYI3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle