28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 ARALIK 2003 ÇARŞAMBA 14 JVLJLiJ. U J \ kultur@cumhuriyet.com.tr Seyhun Topuz'un 'Ortak Bellek' sergisi 13 Aralık'a kadar Maçka Sanat Galerisi'nde Geometrik yalınlığınşiirselliğiGÜLŞEN ÇALIK "OrtakbeUek" sözcüklen ilk an- da bızı gafil avlar. Ne olabilir ortak bellek? Türk bayrağı mı? Çocuk- ken her sabah tekrarladığımız "Tür- küm, doğruyum, çalışkanım" andı- mız mı? Yoksa daha evrensel bir or- taklık mı söz konusu? Seyhun To- puz'un Maçka Sanat Galerisi'nde açılan heykel sergisi, "OrtakBeDek" adını taşıyor ve kurguladığı "Or- tak BeUek" evrensel bir belleği ko- nu alıyor Çocukluk yıllanna uzanan, kare kutulann ıçınde dıp dıbe dizi- li renkli tahta blokJardan oluşan, ge- ometnk yapı oyuncaklanna dayalı bir bellek. Dünyanın her ülkesinde bilinen bu yapı bloklanndan yola çıkan Topuz, bu son sergisinde ya- ratıcılığını modernist sanatın biçım- sel kurgu ve sorunlanndan bir adım öteye, post-modernizmın anlam zen- ginlığine aktanyor. Yapı oyuncaklanna gönderme Öncekı yapıtlannda Topuz, hey- kellerine egemen olan geometrik yalınlığı şiirsel bir soyutlamayla dal- galandınyordu. Başından beri, mo- dernist heykelin geometrik kaygıla- n doğrultusunda çalışmalannı sür- dürmüşrü. "Ortak BeUek"te yapı oyuncaklanna gönderme yaparken, biçimsel araştırmalanna, bellekle somutlaşan psikolojik bır alt anlam getiriyor. San, mavi, kırmızı ve ye- şil renldere boyah otuz blok, küp, köprü, ark, dikdörtgen ve üçgen prizma, galeride oyuncu bekJiyor. Çocuk olmanız gerekmiyor bu ya- pıtlan yerden kaldınp üst üste, yan yana koymanız için. Ne de çocuk- luğunuz sizi engelliyor bu sanat ya- pıtlannın yerlerini değiştirmekten. Alüminyum profilden yapılan bu oyun elemanlan, tahta asıllanndan 10 kat daha büyük. Üst üste konu- lunca devnlmiyor. Bir bakıyorsu- nuz saat kulesi, derken üçlü bir bı- S. na düzenlemesi, birkule, hemen üs- tünde birköprü... Bu modüllerve se- yirciye yaptırdıklan çağnşım, hem bina soyutlamalannı gerçeküsrü bir boyuta sürüklüyor, hem de her şe- yin olabilirliğine inandığımız ortak çocukluğumuzu bize geri veriyor. Sanat değerleri böylesine zengin ortak birikimlerle odaklanan bu ya- pıtlarda renk, Topuz'un öncekı yıl- larda zaman zaman kullandığı İcır- mızı ve sannın daötesınde dörtlü bır karma tatla zengınleşiyor. Bu ya- eyhun Topuz'un Maçka Sanat Galerisi'ndeki 'Ortak Bellek' adlı heykel sergisi, çocukluk yıllanna uzanan, kare kutulann içinde dip dibe dizili renkli tahta bloklardan oluşan, geometrik yapı oyuncaklanna dayalı bir belleği konu alıyor. pıtlarda kullanılan parlak yeşil, sa- n, kırmızı ve mavi, vibrasyon ola- rak eşdeğerde. Böylelikle hiçbır renk diğerinden öne çıkmıyor. Ya- pı modülleri bir arada gruplaşırken renk, Bauhaus örnekleri gibi, biçi- min bırparçası olarak kalıyor, duy- gusal bir veriye uzanmadan. Aynca, sergide yer alan bu yapıt- lan oyuncak dizesınden antarak göz- lemlersek, bunlarda çizgisel bir öğe görüriiz. Topuz, üç boyutlu araştır- malannı son otuz yıl süresince ken- di konusu bilinci ıçınde, enıne bo- yuna (ve derinlığine) sorgulamış bir sanatçı. Bu yapıtlar, daha önceki sergilerinde incelediği boyut konu- sunu, bu kez çizgisel bir anlatım içinde tartışıyor. Şöyle ki, prizma ve küp, heykelci dilinde, yüzeylerın bir araya baglantısından oluşan üç boyutlu varlıklardır. Bu sergide sa- natçının vurguladığı öğe ise yüzey- den çok, yüzeyin bir başka yüzey- le buluştuğu kesimdeki çizgisel ka- lıtımı. Yanı, daha grafik, daha çiz- gisel bir anlatım. Bunun ötesinde, sanatçmın kurguladığı geometrik dünyanın ona biçimlettirdiği yeni biranlatım değışimi görülüyor. Onü- müzdeki yıllarda daha da önemli kurgu ve çözümlere doğrultacağına inandığımız çok önemli birgelişim. Çocuk hayallerinden sanat kurgularına Sergı 13 Aralık'a kadar açık. Oyuncaklann seslerini duyuyor gi- bi oluyorsunuz bu sergide. Tak tuk seslerçıkanrlardı, oturma salonunun koltuk bacaklan arasında, köprüler, yollar ve binalan bır yandan yapıp öte yandan yıkarken. Maçka Sanat Galerisi sergi salonunda o sesler, artık madeni tmılarla yankılanarak, duvarlar, köprüler, pencereler örü- yor, koltuk altlannda olmasa da. Ço- cuk hayallerinden sanat kurgulan- na dönüşürken bız ortak belleğımı- zin göriintüleriyle yüz yüze gelıyo- ruz. 'HalkbilitnV için kûavuı niteliğinde Kültür Servisi - Çeşitli dallarda inceleme konusu olan 'HalkbiBıni' üzerine kapsamlı ve bilimsel bir yaklaşımla hazırlanan 'Haikbüimi Araşürmalan'nın bınnci ve ikincı sayılan E Yayınlan 'sürekli kitaplar' dızisınden çıktı. Halk Kiütürü, Tarih, Etnoloji, Sosyoloji ve Edebiyat gıbi halkbilimiyle ilgili çeşitli dallarda araştırma-inceleme yazılannın yer aldığı kitaplan basıma A. HaydarAvcı hazırladı. Bu alanın ülkemizden ve dünyadan yetkin ısimlerinin danışmanlığında hazırlanan kitaplarla, sosyal bilimler arasındakı önemine karşın üzennde yeterli çalışma yapılmayan •HalkbiHmi' dalında, daha önce yapılanlara ek olarak, yeni bır adun atılması amaçlanıyor. Kıtaplann ilkinde, ülkemizden ve dünyadan uzmanlaruı yazılanna yer venlmış. A. Haydar Avcı'nın 'Yeni Belgeve Bilgikrin IşığındaPir ( n ı , . . . . . .m SultanAbdal' araştırma yazısı, Dr. Anna S. Tveritinova'nın 'Türkrve'de Kara YazKi-DeH Hasan Isyanı - (1593 - 1603)', Dr. Krisztina Kehl - Bogdori'nın 'Türkiye'de Ritüel Akrabahk İhşküeri', Prof. Dr Mustafa Cenüloğhı'nun 'Bursa'da Derlenmiş Zeybek Tûrkûleri', dizının ılk kıtabında yer alan yazılardan bazılan sadece. Dizinin ikınci kitabı da konuyla ilgilenenlere araştırma yazılanyla zengin bır ıçerik sunuyor. A. Haydar Avcı, bu kez Atçab Kel Mehmet Isyanı'nı ele alırken Dr. Sabi Yetkin, 'Ege Böigesinde 19. Yûzyıluı îkinci Yansından 20. Yüzyıla Eşkıya-Devlet-Kövhj tüşkfleri', Prof Enno Littmann 'Çakırcah Mehmet Efe' üzerine araştırmalannı paylaşıyor okurla. Manas Destanındaki Kimi Motiflerin Türk Halk Kûltûründeki Yansımalan' üzerine araştırma - yazısıyla Dr. Bavram Durbilmez, 'Bergama Tahtacılannda Kostümler ve Semahlar' başhklı yazısıyla da Abdurrahim Karademir yer ahyorlar ikınci kitapta. 'Malatya-Arapgir Halk Oyunlan' üzerine kitapta yer alan yazıyı, Dr. Mehmet Ocal Özbilgin ve Merih Oldac ortak bir çalışmayla hazırlamışlar. tsmail Altuıtaş'ın 'Ahnanya'da Türk Dışgöçüyle Biıiikte Başlayan Karma Evtüikler Sonraa Ortaya Çıkan Sosyo- Kûltürel Sorunlara Sosyolojik Bir Yaklaşım' başhklı yazısı da kitapta yer verılen çalışmalardan bir başkası. ARtFDAMAR Türk şiirinin büyük ustalarmdan Melih Cevdet Anday'ı 28 Kasım 2002'de sonsuzluğa uğurladık. "Bir şair kendinden başka/Nereye gidebüir ld?" Bir uzun yıl geçmiş aradan. Ayırdında değiliz. Onu yitırdiğimiz aklımıza gelince derin bir keder ve özlemle anıyoruz. Anday'ın "Göçebe Denizin Üstünde" kitabından "Koştum Geldim'' adlı şiiri ölümsüzlüğüne tanık olsun istedim. ••• Kasım ayında çıkan ve şiire yer veren edebiyat dergilerinden: Adam Sanat, Agora, Ağır Ol Bay Düzyazı, Akatalpa, Amik, Aries, Berfin Bahar, Budala, Edebiyat ve Eleştiri, Eski, Evrensel Kültür, Güzel Yazılar, Hayvan, Kitap-lık, Kum, Islık, îmlâsız, Şiir Ülkesi, Tay ve Varlık dergilerinde yayımlanmış şiirleri okudum, inceledim. Evrensel Kültür dergisinde yer alan Aülcan Saday'ın "YalnızlıkŞiirleri''ni Aym Şiiri olarak değerlendirdim. Atılcan Saday şiir çalışmalannı Koştum Geldim Koştum geldim ta sınınna değin. Burdan ötesi suskuniuk, zaman Ve gözlerin. Delilik denizlerim benim. Yitişimin inatçı gömütleri. Boşalmış bir dünyada senin sessizliğini Oerleyen kayırmasız saat. Hadi dönüyorum eski yerime hiç Belki senden, belki başka şeylerden. MELİH CEVDET ANDAY yahıız bu dergide yayımlıyor. Başka dergilerde görünmüyor. EvTensel Kültür dergisinin ilk sayısından beri okuru olduğum için bundan birkaç yıl önce çıkan ilk şiirinden beri ilgimi çeken Saday'ın çok yetenekli bir şair olduğunu düşünüyorum. (Yetenek insanlarda çok az rastlanan bir özellik der büyük bir düşünür ve siyasetçi.) Yaşarken Memet Fuat'la da aynı düşünceyi paylaşmıştık. Atılcan'ın yayımlanmış bir kitabı yok sanıyorum ve de çok genç olduğunu düşünüyorum. Hani bilinir Ataç'ın kimi şairler, ömeğin Turgut Vyar için "zarunı aüyorum" sözleri. Ben de Atılcan Saday için zanmı atıyor ve beni utandırmayacağrna inanıyorum. Kendisine başan dileklerimi sevgilerimle gönderiyorum. PORTRE / ATILCAN S.4DAY 1977Konya doğumlu Aölcan Saday açık lise mezunu. îlk şiiri 1992 yılında yerel bir gazetede yayımlandı. 1995'te sıyasal nedenlerle cezaevine giren Saday, bir ay önce cezaevinden çıktı. Evrensel Kültür ve Nikbinlik dergilerinde şiirleri yayımlanan Saday, halen Nikbinlik dergisinin Istanbul temsilciliğini yürütüyor ve çalışmalannı Nâzım Kültürevi'nde sürdürüyor. Yalnızlık Şiirleri bozkınn ortasında tam ortasında, alıç ağacı yaşar bir başına susarak dal uçlarında bir kamaşma eski sevinç, kırgın heves, ince hasret yaşar içten içe tutuşarak aklında orman sesi gönlünde saka kuşu çoktan kururdu, eğer yaşamaktan vazgeçseydi yaşar senelerce dayanarak dalında üç yemişi biri toprağa biri rüzgâra biri sakaya yaşar bile isteye aldanarak II. yeraltı nehri gün yüzüne çıkar durmadan şaşırarak yaşadığına ve öldüğüne bir pınara dönüşüp güneşe kavuştuğu yerde III. denîzden aldım seni, Kırmızı Taş en dipte buldum seni, Kırmızı Taş soluğumu tutarak dip akıntılannda arrttım, yonttum seni, Kırmızı Taş bundan kafesine sığamayışın IV. yalnızlığım ipek örtüsü benliğimin ATILCAN SADAY Eylül2003, Sincan DEFNE GOLGESÎ TURGAY FtŞEKÇİ Güncel Eleştiri Edebiyatımızın başta gelen sorunlanndan biri de, günümüz edebiyatının eleştiri kurumuncaye- terincedeğerlendirilemeyişidir. Bu olgunun başta gelen nedenlerinden biri, ede- biyat eleştirisiyle ilgilenen çok az sayıda yazarımı- zın bulunmasıysa, bir başka güncel neden de bü- yük yayınevlerinin eleştiri yazarlannı yönlendirme girişimleri. Reklamlar nasıl yalnızca satılan mallann güzel yönlerini gösteriyorsa, edebiyat eleştirisinden de aynı işlev bekleniyor. Irdeleme, değerlendirmeça- balan hoş karşılanmıyor. Edebiyat bilinci, beğenisi gelişmiş okurlar, elbet eleştiriden yoksun kalsalar da kendi yollannı ko- layca bulabilirler. Bu olgunun zaran kendini moda eğilimlere kaptırarak kitap seçen sıradan okurla- raoluyor. Kendilerinı tanıtım kampanyalarıyla öne çıkaran çoğu değersiz yaprtlan okumak, hatta be- ğenmek zorunda hissediyoriar. Gürsel Korat'ın Kristal Bahçe (lletişim Yayınla- n) adlı kitabını, Semih Gümüş'ün önerisiyle oku- dum. Daha ilk sayfalardan başlayarak da özlediğim bir eleştiri kitabıyla karşı karşıya olduğumu anladım. Knstal Bahçe, bildiğimiz anlamda bir yazar, ya- pıt ya da yapıtlar üzerine yazılmış bir eleştiri, de- ğeriendirme kitabı değil. Günümüz Türk edebiya- tına genel, toplu bir bakış. Bu genel bakış, sözün çağnştırdığı soyut, kuram- sal yaklaşımlar içermiyor: Tersine somut olarak yazarlar, yapıtlar, olgular, sorunlar üstüne değer- lendirmeler getiriyor. Böyle olunca da okuriann sabır ya da özel ılgilerinı gerektiren eleştiri krtap- lan gibi değil, hangi konuda nelersöyleyeceğini sü- rekli merak ettiren bir anlatımla, heyecanla oku- nuyor. Knstal Bahçe'yl okurken, her şeyden önce gü- nümüz edebiyatının sorunlan neler, bunları aynm- sıyor ve üzerinde düşünmeye başlıyorsunuz. Yapıtı bunca değerli kılan etkenlerin başında ya- zann dünyaya ve edebiyata sağlam, tutariı bir dün- ya görüşüyle bakması geliyor. Sorunlara yaklaşır- ken bocalamıyor, yalpalamıyor. Bakışı, görüşleri net ve aydınlık. Okurunu da bu aydınlık dünyaya çe- kebiliyor. Gürsel Korat, başka yazariara ve yapıtlara ba- karken onlarla kişisel bir hesaplaşma peşinde de- ğil. Kıtap boyunca konuşan sanki yazann kendisi değil de edebiyatın temel değerieri. Dolayısıyla görüşlerini örtme, perdeleme gibi bir çekincesi yok. Ne düşünüyorsa açıklıkla söylüyor. Kitabı okurken yazann hayranlık uyandıncı ede- biyat kültürüyle karşılaşmak da okuru etkiliyor. Ya- zar, okuru karşısında inandıncılık sorunu yaşamı- yor. Edebiyat tarihinin başyapıtlanyla güncel ya- pıtlar arasında kolaylıkla bağlar kurup kıyaslama- iar, karşılaştırmafar yapıyor. Geçmişin büyük ede- biyat kuramcılanna, düşünüriere de başvuruyor. Ki- mi zaman bir edebiyat tarihi okuduğunuz duygu- suna kapılıyorsunuz, ama çoğun da güncel ede- biyatla ve toplumsal düzenle bır hesaplaşma için- de buluyorsunuz kendinızı. Roman sanatı üstüne bir yaprtKristalBahçe. Okur üzerinde de güzel bir roman okumanın tadını, bü- yük yapıtlara özgü bir düşünsel yoğunlukla biriik- te bırakıyor. Edebiyatımızın bunca çok satışlı yazarlannı iz- leyen okuriann, edebiyatın iç dünyasını okuriara tanıtan Kristal Bahçe'ye de aynı ilgiyi gösterme- lerini diliyorum. Bu ilgilerinin karşılığını daha bilinçli okurlar ol- ma yolunda göreceklerinden de kuşkum yok. to superonline.com Cervantes'te aralık sineması • Kültür Servisi - Çervantes Enstitüsü'nde sürmekte olan 'genlım filmleri gösterimleri' kapsarrunda bugün saat 20.00'de, Pedro Barbero'nun 2001 yapımı Tuno Negro adlı filmi gösterilecek. Film, mimarlık öğrencisi Alex ve arkadaşlannın sınavlar sırasında bilinmeyen bir katil tarafından taciz edilmesıni konu ediyor. 110 dakikalık film Çervantes Enstitüsü'nde ücretsiz ve Ingilizce alt yazılı olarak gösterilecek. (0 212 292 65 36) K Ü L T Ü R • Ç İ Z Î K K Â M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle