15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
JVT2Û01SAU CUMHURİYET SAYFA HABERLER RESTORAN GÖZDOYURAN TURHAN SELÇUK DÜRÜSÎ ÎABİAHLI İSTANBUL EFENDİSÎ Bu VAUHtM , r\ZP AVMÎ*EK*OY/,YİTTJORİZ.. BİZİM İN GrİZLÎ KA?AKLl YAPf- IS HARÎKUIı&DE MACERALARİI AbAHlN Af>l Tiyatro Yazarlan Derneği, genelkurul öncesinde çatısı altında olmayanyazarları da göreve çağınyor Kavgayerine akdcıişbirtiği TTYD Yönetim Kumhı'na: • Son dönemdeki birtakım üzücü olaylar bahane edilerek özelleştirme kisvesiyle kurumun kapatüması ve kaynak pastasının paylaşılması hevesleri büsbütün kabarmış görûnüyor. Devlet Tiyatrolan'nın sağlığı ya da sağlıksızhğı kişilere bağlı olamaz. Bu kurumun özelleştirilmesi ya da kapatıhnası değil, düzeltilmesi gerekir. tlgili ve yetkili herkesi bu yönde somut sonuçlar alınması için el ele vermeye davet ediyoruz. U lkemizin görüntüsü tt TV yatro toplumu yansrtMr" kuralını doğrulamakta. Uzlaşmazlığın kanserleş- tiği Türkiye'mizin devlet dorukla- nndabile 'HertMyesmuiarunaşma" ve "çamur ûsründe oturma" suçla- yışlanhavayı kirletirkentiyatro ala- nımızda da kavgacılik verimli ça- hşmalann ve yaratıcıhğm önüne geçmiş bulunuyor. Ancak bu paralelliği olağan say- ma yanhşına düşmemeliyiz. Sahne sanatlaruun toplumu yansıtma öte- sinde bir işlevi de vardır: tnsanı in- sana tanıtarak sağlıklı kişılikler ve ilişkileroluşmasınakatkı sağlamak. Yazıkkisonyülardakendiiçbölün- me ve çekişmeleri yüzünden Türk tiyatrosu o görevini yerine getir- mekten uzak kalmıştır. Bukonudaki sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Tiyatro yazarhğımı- zıngelişmesine yardımcıolma ama- cıyla kurulan derneğimiz, bugün meslektaşlann büyük çoğunluğunu çaüsıaltındatoplayabilmiş değildir. Söz konusu tersliğin oluşmasında sağlıksız ortamın da etki payı var- dır. Değişik odakların gözünde "yandaş yazartar", "hasun yazar- lar" gibianlamsızveyakışıkstzsaf- lar oluşturulmuş, üyelerimız "ya- zarlar lobisi" "yazariar mafyası", "baskıcı yazaıiar gruplan" kurma tûründen suçlamalarla karşılaşmış- lardır. Böyle çirkinhklere artık son verme amacıyla bugün şunukamu- oyumuza açıklamakta yarar görü- yoruz: Nasılher oyuncu sahneye çıkma- yı, nasıl her yönetmen oyun sahne- lemeyi isterse, her tiyatro yazan da elbette yazdıklannı sahnede gör- mek isteyecektir. Bu hem onun en doğal hakkı hem de toplumsal kül- tür yaşantısırun gerektirdiği bir so- nuçtur. Hangı yapıtın nerede ve ne zaman o olanağa kavuşturulacağını tiyatrobünyelerindeki seçmeve de- ğerlendırme süzgeçleribelirler. Bu- nun dışında herhangi bir üyemizin derneği şu ya da bu yönde kullan- maya kalkışarak "basta" diye nite- lenebilecek bir davranıştabulunma- sı yine derneğimiz kurallanna göre disiplin suçudur. Öyle ayıplannhoş- görüyle karşılanmayacağmı kesin- likle taahhüt ederiz. Derneğimizin dışında ya da uza- ğındakahnışbütûn arkadaşlanmıza -o temel yaklaşımı benimsemeleri koşuluyla- kapımız açıktır. Yöne- tim kurulumuzdadabirkandeğişik- liğinin yararh olacağını düşünûyo- ruz. Başta yeni oyun yazarlanna yol açma oünak üzere dernegin te- mel amaçlannı paylaşan, o uğurda zaman ve emekharcayabilecek du- rumda bulunan meslektaşlanmıza görev devretmeye hazırız. Yakında genel kurul toplantımız yapılacak. İyi niyetlerin orada somutlaşabil- mesi için bu açıklamanın içtenlikli bir çağn sayılacağını umanz. Bu vesileyle gündemdeki birkaç konuya ilişkin görüşlerimizi de be- lirtmek istiyoruz. • Daha verimli bir çalışma ortamı yaratıhnası amacıyla, yazarlanmızı yeni bir yönetim çerçevesinde derneğimiz kapsamına davet ediyor, üst düzey politikacılanmızın sanat kurumlan özerkleştiği ölçüde başanlı olacaklan ve bunun kendi sicillerine kazınmaz harflerle artılar kazandıracağı gerçeğini görmelerini bekliyor, genelde medyamızm bu konularda daha sorumlu ve bilinçli davranmaya başlayacağını umuyoruz. REFİK ERDURAN'IN AÇIKLAMASI BÎR BELGE 27EMml999 Siz dostlanmla çok açık konuşmam gerekiyor. Yetmiş bir yaşındayım. Uzun yazarlık ömrüm boyunca tüm ödenekti ve ödeneksiz tiyatmlanmızda, şimdi araşttrmadan hatırlayamayacağım sayıda oyunum sahnelendi. Bunlann hiçbiri şu ya da bu kuruluş üyeliğim nedeniyle oynanmadı. Aslında korkunç ölçüde zaman, enerji ve dikkat çarçur ettiren "mevkt** angaryalarını, ancak toplumsalya da profesyonel açıdan kaçınılmaz gördüğüm durumlarda yüklenmiş, fırsat buldukça bunlardan kaçınmış olduğumu bütün meslektaşlanm bilirler. (Uzak sayılamayacak geçmişte, derneğimiz başkanlığmdan da kendi ricamla ayrıldığımı hantiayın lütfen.) Devlet Tiyatroları Edebi Kurul üyeliğim de birkaç kez gûndeme geldi. Son olarak bakanhğı sırasında Saym Fikri &$fortelefonla arayarak o yönde ısrarda bulundu. Sözkonusu önerileri hep şu gerekçe üe geri çevirdim: "Kammca tdşilerin hem yarışçı, hem hakem durumunda bulunmalan yanlıştır. Tiyatro yazarüğı ülkemizde yeterince kabulg&rmüş veyaygtnlaşmış değildir. Kendim dahil herhangi biryazanmızh herhangi bir nedenle sahnelenme olanaklannın dışına itmek Türk tiyatrosunun henüz kaldıramayacağı bir lükstür. Edebi Kurul gibi organlarda bugün yazaHık yapmakta olmayan kişilennyer almasıgeretdr." Dahası, öyle organların kaldırılarak genel sanat yönetmenlerinin tüm sorumluluklanyla baş başa bırakılmasımn doğru olacağtna inancımı, burada sizlere bir kere daha vurgulamak isterim. Yazık ki uygulama ortamımızda hava gitgide oyun yazarhğımızın aleyhine dönmekte, edebi kurullar ve başka karar odaklan, oralan ele geçirenlerce kendi çıkarları için pervasızca kullanabilmektedir. O nedenle, bu yıl bir Edebi Kurul üyeliğim yine gündeme geldiğinde, kurucusu olduğum derneğimizin Yönetim Kurulu 'na danışmayi bir vefa ve dayanışma görevi saydım. öneriyi kabul ederek her olanaktan yaratianıp oyun yazariığımuın genel çıkarlanm ve onurunu gerekliyerlerde savunmamı istediniz. Görüşünüzün geçerliliğini koruyup korumadığını tarafima bildirmenizi rica ederim. Meslektaş talimatı saydtğım karannıza uyacağım. Bu bir taahküttür. Devlet Tiyatrolan Edebi Kurul üye- üğini iki buçuk yü önce, o zamanki adıyla Tiyatro ve Televizyon Yazarlan Derneği Yönetim Kurulu'nun görev- lendirmesiyle kabulettim. (Şimdi adm- dan "Tetevizyon'' sözcüğu çıkanldı.) Daha sonraYönetim Kurulu değtşince aşağıdaki yazıylagörevimin sürüp süf- mediğini sordum. Aldıklan kararla "DevsnT dediler. Sonra Kurul yine değiştt, yine sor- dum, yine aynıyarutı aldım. Arada ge- çen sürede Devlet Tiyatrolan koordi- nasyon toplantüannda ve her firsatta şu görüşü savundum: "Kurumun rotası yok. Hep kabukia ttğraşıfayor, içerik bdirlenmiyor. Daha çok yerti OVTMI aynanacağntm söyten- mesiyeteriiçÖzümsa^amaz.Sorunyer- ö-jubano dengesi değ^, ödenekiitiyat- rolann oe üretökleri ve topluma neyt, nasal,hangldûzevde verebödikleridir.'' O yöndeyeterli mesafe ahnamadığı- nı ve yararlı olamadığımı görünce yü- başmdanönceGenelMüdürîûğe istifa- mı verdim. tlk koordinasyon toplantısından ön- ce sorunun artık somutsonuçlara ulaş- tınhrbiçimde ele ahnacağınasöz veri- lerekbirazbeklememistendi.Otoplan- tıdaveTiyatroYazarîan Derneği genel kurulunda, bu konulann netleşeceğini umuyorum, ödenekiitiyatrolardaEdebiKurul ve RepertuvarKurulugibiorganlannkal- dınlarak oyun seçimi yeüd ve sorum- luluğunun genel yöneticilere bırakü- ması gerektiği yolundaki kanımı bu- gün de koruyorum. Ancak, gerekli düzenlemeler yapıl- madano yola gidilirse yaratılacakboş- luğu sorumsuz ve yetersiz firsatçılarm doldurması olasılığı da hesaba katıl- malıdır. Bütûnbunlanpekçokkez kamuoyu- muzun dikkatıne sunmama, DT ile gö- rev üişkisinin bana yükten başka bir şey getirmediğmi somutkarutlarla be- lirtmeme karştn, Cumhuriyet sütunîa- n dahil kimi basuı sayfalannda "E^b> bi KuruTdan çekilmemek suçlara or- takhknr"türündenmantıkdışı iddialar sürdürülüyor. Yinebelgesunmayı o ne- denle yararh gördüm. Devlet Tlyatrolan Atatûrk'ün yarattığı bu kurum, gunümüzde de Türk tiyatrosunun amiral gemisidir. Yok edibnesi tii- müyletiyatro alanmuzdabirçökün- tü anlamınagelir. Öyleyken son dö- nemdekibirtakımüzücüolaylar ba- haneedilereközelleştirmekisvesiy- le kurumun kapatılması ve kaynak pastasının paylaşılması hevesleri büsbütün kabarmış görûnüyor. Devlet Tiyatrolan'nın sağhğı ya da sağlıksızhğı kişüere bağh ola- maz. Bu kurumun özelleşürilmesi ya dakapatuması değil, düzeltilme- si gerekir. Onun da temel koşullan bellidir. Padişahlıktabiredilenkey- fı davramşlan olanaksu kılacak, merkeziyetçiliği azaltıp bölgelerin bağımsızhğmı arttıracak ve -en önemlisi- kurumu genelde özerk- leştirecekyasal düzenlemeleri artık gerçekleştirmek. tlgili ve yetkili herkesi bu yönde somut sonuçlar almması için el ele vermeye davet ediyoruz. Istanbul şehlr Tlyatrolan Son dönemde kamuoyu ilgisinin Devlet Tiyatrolan üstûnde yoğun- laşması, kültür ve sanat yapımızm bir başka temel taşı olan Istanbul Büyükşehir Belediyesi ŞehirTiyat- rolan'ndaki durumun gözlerden kaçmasma yol açmamahdır. Uzun sürediro kurumdaalabüdiğine key- füikle yönetilmekte, Repertuar Ku- rulu ve Dramatürji Bürosu gibi bi- rimlerinde tam birkıstaskaosundan kaynaklanan düzensizlikler yaşan- makta, sonuçta Türk tiyatrosunun tarihsel Darülbedayı'si acı bir kişi- lik sefaletine sürüklenmektedir. îstanbul, ülkemizin kültür baş- kentidir. Bu dünya metropolüne başka alanlardauluslararası saygın- hk kazandırmaya çalışmakta olan Îstanbul Belediye Başkanı'nın dik- katini biraz da kültür konulannda yoğunlaştırmasını bekliyoruz. Repertuvarlar Tiyatrolanmızın nasıl oyun seçe- cekleri konusu, eskiden beri en tar- tışmalı sorunlanndanbiri olmuştur. Yapay yollardan sık sık gündeme getirilen ^yertioyun-vabanaoyun" karşıthğı ise akıllan kanştırmaktan başka bir işe yaramamıştır. Çünkü elbette temel kıstas yerülik-yaban- cılık değil değerlilik ya da değer- sizliktir. Değerli oyun ise seyirciye en çok duygu ve düşünce yoğunlu- ğu yaşatan yapıtür. Sanatsal yeter- liğin tutturubnası koşuluyla, o ola- nağı her topluma en kolayca kendi yazarlannın sağlayabildiğidebir ta- rih gerçeğidir. Bu bakımdan, yeTİi oyununaynca"konmma" önlemle- rine ihtiyacı olmaması gerekir. Derneğimizin eskiden beri karşı çıktığı kültür ayxbı kimi kesimlerde sergilenen ters yöndeki çifte ölçü- dür. Ithal ürünün sırfithal ürünü ol- duğu için ûstün görülmesi, kimi za- man kötüyabancınıniyi yerlıye ter- cih edüebilmesi, bir kişilik sakath- ğıdır. Ödenekii üyatrolanmızda "Yûa- deşukadaryeıüoyun ovnayacağjnt" yönünde tartışmalar açılıyor. Bu iyi niyetli bir davraruş olsa da çözüm değildir, yeterli rota değildir. Hangi yerli oyununniçin ve nasıl sahnele- neceği konusundabilinçli bir netli- ğe ulaşıtaıasmı gerekh' görüyor, ar- tik bu amaçla da sonuç ahcı çalış- malar yapüacağuu umuyoruz. Oıel tlyatrolarımız özel tiyatrolar kesiminde her yıl duyulan "Batjyoruz" yakınmalan bu mevsim içinde doruğa çıktı ve yazıkki yer yer gerçekçi nitelikka- zandı. Aralannda çokdeğerli kuru- luşlannbulunduğunubildiğimiz bu topluluklan elbette önemli sayıyo- ruz. lster istemez daha "önü ffikfi" davranmak zorunda olan ödenekii tiyatrolanımzın girişemeyecekleri kimi işlerin özel sahnelerde daha özgürce yapüabileceğınin de bilin- cindeyiz. Bunu başaranlan her tür- den çok dahabüyük ve yaygın des- teğe layıkgörüyoruz. Ancak şu ger- çeği de vurgulamak gerek: Oncelikle kendi insanımızı ele alan, kendi toplumumuzunkonula- nm işleyen, düzey düşürmedenken- di seyircimizle gönül ve kafa bağ- lan kurabilentopluluklarhiç debat- mıyor, zaman zaman gişe rekorlan kınyorlar. Tiyatroculuğu körü kö- rüne ithalcilik, parlak galacılık ve medyadayandaş ayarlamahünerle- rinden ibaret sananlann ise fazlaca yakınmaya haklan olmadığını dü- şünmekteyiz. Sonuç Daha verimli bir çalışma ortamı yaratılması amacıyla, yazarlannu- zı yeni bir yönetim çerçevesinde derneğimiz kapsamına davet edi- yor, üst düzey politikacüanmızın sanatkurumlan özerkleştiği ölçüde başanlı olacaklan ve bunun kendi sicillerine kazınmaz harflerle artı- larkazandıracağı gerçeğini görme- lerini bekliyor, genelde medyamı- zın bu konularda daha sorumlu ve bilinçli davranmaya başlayacağını umuyor, Türktiyatrosunun her ke- siminde gereksiz kavgalann yerini akılcı işbirliği ömeklerinin ahnası- nı diliyoruz. DIJZYAZI ORHAN BtRGÎT KaümlanmızKıpiPdarken.. YeniMedeniKanunTasansı'nın AdaletKomisyo- nu'ndagörüşülmesi sırasında, malrejiminidüzen- leyen yeni hükümler, komisyonun MHP'li üyeteri- netosladı. Bakanlar Kuaılu'ndan geçmiş bir tasannın mu- halefet partilerince engellenmesi,reddedilmekis- tenmesi ne kadar doğalsa; iktidar milletvekiHerinin öyle bir ittifaktamuhalefet ilebiriiktehareket etttik- lerini görmek de öylesine şaşırtıcı otmalt. Nitekim mai rejimini düzenleyen 202. maddenin, komisyo- nun ANAP ve DSPMİ üyeteri dışmdaki çogunluğun hışmını çekmiş olduğunu görmek, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün tepkisine yol açtı. Karşılaştığı düş kınklığını içinesindiremeyen Ba- kan, istifadan söz etti. Aralannda DSP'li Ali Gü- nay'ındabulunduğu, evlilikte kadınamal eşitiiğita- nımakistemeyenterin oluşturduğu cephe, Bakan'ın istifa tehdidini görmezden geldi. ProfesörTürk'ün istifaniyetini açıklamasının, he- men her olaya magazin gözlükleri ile bakmayı ku- ralhalinegetirmişolan medyamızdakiyansımabiç- mi de son derecede ilginçti. Parlamento muhabir- lerinin çoğu, Adalet Bakanı'nın restini neredeyse alışılmışbirtiryakiliğin gereği imi§ gibidegeriendir- me yolunu seçmişti. Öysa Hikmet ^mi Türk, son derecede haklıydı istifa niyetini bir tehdide dönüştürmekte. 1926'da bir başka profesör Adalet Bakanı'nın, Mahmut Esat Bozkurt'un, Isviçre hukukundan alarakimpartorlukdöneminin Mecelle'siniyürürlük- ten kaldıran dönemin devrimci yasası, 75 yti son- ra elbette eskimiş olmalıydt. öyle olduğu için de kendisinin göreve gelmesinden çok önce yeni bir yasatasansıntn hazırtanmasınabasjanmış ve 1030 maddelik tasan oluşturulmuştu. Komisyondaki görüşmelerde, bu tasannın "beJ- kemiği" sayılan "evlılikte edınıimtş ma//ara katlma reyimi'nin, boşanmahalinde "paylaşmalı maiayn- • lımı"na çevrilmesi içinüç erkekmılletvekilintnoluş- turduğurttitakcephesi ilginçtir. Üç milletvekili, dünya görüşleri kâğrt üzen'nde ayn üç partinin üyesi olarak Adalet Komisyonu'na verdikleri ortak bir önerge ile birlikte hareket et- mektedir. FP'h FethuttahErbaş, MHP'liOrhan BH çakçtoğlu ve DSP'li Ali Günay. Bu üç milletvekilinin, aile birttkteliğindeki yenl- leşmeyi altüsteden ortakönergeleri, MHP'denSa- lih Erbeyin, Müjdat Karayerii ve Edip Özbaş'tn, FP'den Ramazan Toprak, Fahrettin Kukaracı, Mehmet AliŞahin'in de oylannı alıncaiktidar, ko- misyonda aztnliğa düşmüştü. Ondan ötesi de, elbette bu anlattiklanm gibi, Cumhuriyet okurlannca bilinıyor. Bakan Türk, so- luğuBaşbakanlık'ta aldıveEcevit'eolup biteni an- lattı. Başbakan, bir yandan partisinin ittifaka dahil üyesi Ali Günay'ın kulağınt çektirtirken öte yandan da Bahçeli devreye girdi ve 202. maddenin Ada- let Komisyonu'nda yann yeniden oylanması için komteyon başkanı Emin Karaabirönergehaztria- dı. Yannkigörüşmelerde,tasannın202. maddesinin, hükümetin istediğı biçimi ile zoraki de olsa kabul edilrneihtimalikuvvetli görülüyor. Ret cephesinde- ki9oyunsahiplerinden AliGünay, her haldekomis- yonda temsil ettiği siyası partinin Medeni Yasa'da maçoluk sistemine prim vermek istemediğini ez- berlemiş olarak görüşmelere katılacaktır. MHP'li Orhan Bıçakçıoğlu ile Salih Erbeyin, Müjdat Kara- yerli, ve Edip özbaş'ın da Devlet Bahçeli'nin uya- ntanndan ne ölçüde yarariandıklan, yannki oyla- mada görütecektir. Benim anlamadtğım, kendilerineevlilikbirliğinde ekonomik yönden güçlenme sağlayacak bir yeni- liğın, bizim kadınlanmız tarafından niçin anında ve hak ettiği tepkiyi görmeyişidir. Maşallah, birçok politik konuda sokaklan özel- likle hatta sonlannda doldurmaktan geri kalmayan ve buyüzden çoğuyla ekranlararacıltğı ile göz aşi- nalıgı sağladığımız kadınlanmız, tüm özgürtüklerin "abc"sinin ekonomiközgüriükle olustuğunu, yete- rince bu maço sistemtnin sürdürülmesinden yana olan milletvekilterine anlatmaktaçekimser davran- maktadıriar. Oysa fakslarla, elektronik posta yollu protesto- laria, bu milletvekillerini de, dahasıtasan genel ku- rula indiği zaman kurulacaktuzaklan şimdiden ön- lemek için tüm pariamento üyelerini de baskı altı- na almalı değil rniyditer? Tıpkı geçen haflasonu Diyarbakır ve çevresine gittikleri gibi, başkentin deyolunu tutan başka he- yeöerhazırtamalı, mttingyapmahaklannıkulianmak için AnkaraValisi'nin kapısını aşındırmalıydılar. ••• Bu son paragrafı tamamlarken haber portallan- na kadın örgütleritemsilcilerinden oluşan birheye- tîn partamontoda özellikle MHP'li Bıçakçıoğlu il© Karayerii'nin de aralannda bulunduğu milletvekil- leri ile görüştükleri notu geldi. Evlilikte mal birtiğine karşı olan bu milletvekilleri temsilcilerden kendilennin iknaedilmelerini ilerisü- rüyorlarmış. Kimi de komisyondaki olumsuz oyu- nu geçersiz kılmamak için, oyiamaya katılmamak- tan söz ediyormuş. Kadınlanmız, ah birkezbu ülke nüfusunun en az yansını oluşturduklannın bilincini taşryarak kervdi geleceklerinde ortak hareket edebilseler, partiter- den öyle kadın kotası gibi, kadtn kolu gibi azınlık koridorlan isteyeceklerine,tam sözhakkıiçin el ele verseler, bakın asıl değişim nasıi gerçekleşecektir. Faks:0212-6T70762 E-mai!:obirgit@e-kolay net • ; Rus uçağımn kaçırılması Havalimanında 'çakı' soruşturması IstenbulHaberSeni- si - lstanbul-Moskova seferini yapan uçağın kaçınhnasının ardm- dan hava korsanlan ta- rafından kullanılan ke- sici aletle ilgili olarak soruşturma başlatıldı. Uçağın kaçınldığı gûn görev yapan yaklaşık 100 kişinin ifadesi alı- nacak. Atatûrk Havalimanı Mülki Idare Amiri ve ÎstanbulValiYardımcı- sı Saim Eskioğlu, ken- dilerine gelen bilgiye görehavakorsanlanmn uçağı kaçınrken çakı kuUandıklannı belirte- rek tt Ogünosaatter içe- riandekigörevt3erinta- mamını kapsanan bir soruşturma başlaüktı" dedi. Öte yandan ope- rasyon timi taranndan öldürûlen Türk yolcu Gürsel Kambal. dün memleketi olan Or- du'nun Akpınaıbelde- sinde toprağa verildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle