Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
JVT2Û01SAU CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
RESTORAN GÖZDOYURAN TURHAN SELÇUK
DÜRÜSÎ
ÎABİAHLI
İSTANBUL
EFENDİSÎ
Bu VAUHtM
, r\ZP AVMÎ*EK*OY/,YİTTJORİZ.. BİZİM
İN GrİZLÎ KA?AKLl YAPf-
IS
HARÎKUIı&DE
MACERALARİI
AbAHlN Af>l
Tiyatro Yazarlan Derneği, genelkurul öncesinde çatısı altında olmayanyazarları da göreve çağınyor
Kavgayerine akdcıişbirtiği
TTYD Yönetim Kumhı'na:
• Son dönemdeki birtakım üzücü olaylar bahane edilerek özelleştirme
kisvesiyle kurumun kapatüması ve kaynak pastasının paylaşılması hevesleri
büsbütün kabarmış görûnüyor. Devlet Tiyatrolan'nın sağlığı ya da
sağlıksızhğı kişilere bağlı olamaz. Bu kurumun özelleştirilmesi ya da
kapatıhnası değil, düzeltilmesi gerekir. tlgili ve yetkili herkesi bu yönde
somut sonuçlar alınması için el ele vermeye davet ediyoruz.
U
lkemizin görüntüsü tt
TV
yatro toplumu yansrtMr"
kuralını doğrulamakta.
Uzlaşmazlığın kanserleş-
tiği Türkiye'mizin devlet dorukla-
nndabile 'HertMyesmuiarunaşma"
ve "çamur ûsründe oturma" suçla-
yışlanhavayı kirletirkentiyatro ala-
nımızda da kavgacılik verimli ça-
hşmalann ve yaratıcıhğm önüne
geçmiş bulunuyor.
Ancak bu paralelliği olağan say-
ma yanhşına düşmemeliyiz. Sahne
sanatlaruun toplumu yansıtma öte-
sinde bir işlevi de vardır: tnsanı in-
sana tanıtarak sağlıklı kişılikler ve
ilişkileroluşmasınakatkı sağlamak.
Yazıkkisonyülardakendiiçbölün-
me ve çekişmeleri yüzünden Türk
tiyatrosu o görevini yerine getir-
mekten uzak kalmıştır.
Bukonudaki sorumluluğumuzun
bilincindeyiz. Tiyatro yazarhğımı-
zıngelişmesine yardımcıolma ama-
cıyla kurulan derneğimiz, bugün
meslektaşlann büyük çoğunluğunu
çaüsıaltındatoplayabilmiş değildir.
Söz konusu tersliğin oluşmasında
sağlıksız ortamın da etki payı var-
dır. Değişik odakların gözünde
"yandaş yazartar", "hasun yazar-
lar" gibianlamsızveyakışıkstzsaf-
lar oluşturulmuş, üyelerimız "ya-
zarlar lobisi" "yazariar mafyası",
"baskıcı yazaıiar gruplan" kurma
tûründen suçlamalarla karşılaşmış-
lardır. Böyle çirkinhklere artık son
verme amacıyla bugün şunukamu-
oyumuza açıklamakta yarar görü-
yoruz:
Nasılher oyuncu sahneye çıkma-
yı, nasıl her yönetmen oyun sahne-
lemeyi isterse, her tiyatro yazan da
elbette yazdıklannı sahnede gör-
mek isteyecektir. Bu hem onun en
doğal hakkı hem de toplumsal kül-
tür yaşantısırun gerektirdiği bir so-
nuçtur. Hangı yapıtın nerede ve ne
zaman o olanağa kavuşturulacağını
tiyatrobünyelerindeki seçmeve de-
ğerlendırme süzgeçleribelirler. Bu-
nun dışında herhangi bir üyemizin
derneği şu ya da bu yönde kullan-
maya kalkışarak "basta" diye nite-
lenebilecek bir davranıştabulunma-
sı yine derneğimiz kurallanna göre
disiplin suçudur. Öyle ayıplannhoş-
görüyle karşılanmayacağmı kesin-
likle taahhüt ederiz.
Derneğimizin dışında ya da uza-
ğındakahnışbütûn arkadaşlanmıza
-o temel yaklaşımı benimsemeleri
koşuluyla- kapımız açıktır. Yöne-
tim kurulumuzdadabirkandeğişik-
liğinin yararh olacağını düşünûyo-
ruz. Başta yeni oyun yazarlanna
yol açma oünak üzere dernegin te-
mel amaçlannı paylaşan, o uğurda
zaman ve emekharcayabilecek du-
rumda bulunan meslektaşlanmıza
görev devretmeye hazırız. Yakında
genel kurul toplantımız yapılacak.
İyi niyetlerin orada somutlaşabil-
mesi için bu açıklamanın içtenlikli
bir çağn sayılacağını umanz.
Bu vesileyle gündemdeki birkaç
konuya ilişkin görüşlerimizi de be-
lirtmek istiyoruz.
• Daha verimli bir çalışma ortamı yaratıhnası amacıyla, yazarlanmızı yeni
bir yönetim çerçevesinde derneğimiz kapsamına davet ediyor, üst düzey
politikacılanmızın sanat kurumlan özerkleştiği ölçüde başanlı olacaklan ve
bunun kendi sicillerine kazınmaz harflerle artılar kazandıracağı gerçeğini
görmelerini bekliyor, genelde medyamızm bu konularda daha sorumlu ve
bilinçli davranmaya başlayacağını umuyoruz.
REFİK ERDURAN'IN AÇIKLAMASI
BÎR BELGE
27EMml999
Siz dostlanmla çok açık
konuşmam gerekiyor.
Yetmiş bir yaşındayım.
Uzun yazarlık ömrüm
boyunca tüm ödenekti ve
ödeneksiz
tiyatmlanmızda, şimdi
araşttrmadan
hatırlayamayacağım
sayıda oyunum
sahnelendi. Bunlann
hiçbiri şu ya da bu
kuruluş üyeliğim
nedeniyle oynanmadı.
Aslında korkunç ölçüde
zaman, enerji ve dikkat
çarçur ettiren "mevkt**
angaryalarını, ancak
toplumsalya da
profesyonel açıdan
kaçınılmaz gördüğüm
durumlarda yüklenmiş,
fırsat buldukça
bunlardan kaçınmış
olduğumu bütün
meslektaşlanm bilirler.
(Uzak sayılamayacak
geçmişte, derneğimiz
başkanlığmdan da kendi
ricamla ayrıldığımı
hantiayın lütfen.) Devlet
Tiyatroları Edebi Kurul
üyeliğim de birkaç kez
gûndeme geldi. Son
olarak bakanhğı
sırasında Saym Fikri
&$fortelefonla arayarak
o yönde ısrarda bulundu.
Sözkonusu önerileri hep
şu gerekçe üe geri
çevirdim:
"Kammca tdşilerin hem
yarışçı, hem hakem
durumunda bulunmalan
yanlıştır. Tiyatro
yazarüğı ülkemizde
yeterince kabulg&rmüş
veyaygtnlaşmış değildir.
Kendim dahil herhangi
biryazanmızh herhangi
bir nedenle sahnelenme
olanaklannın dışına
itmek Türk tiyatrosunun
henüz kaldıramayacağı
bir lükstür. Edebi Kurul
gibi organlarda bugün
yazaHık yapmakta
olmayan kişilennyer
almasıgeretdr."
Dahası, öyle organların
kaldırılarak genel sanat
yönetmenlerinin tüm
sorumluluklanyla baş
başa bırakılmasımn
doğru olacağtna
inancımı, burada sizlere
bir kere daha
vurgulamak isterim.
Yazık ki uygulama
ortamımızda hava
gitgide oyun
yazarhğımızın aleyhine
dönmekte, edebi kurullar
ve başka karar odaklan,
oralan ele geçirenlerce
kendi çıkarları için
pervasızca
kullanabilmektedir. O
nedenle, bu yıl bir Edebi
Kurul üyeliğim yine
gündeme geldiğinde,
kurucusu olduğum
derneğimizin Yönetim
Kurulu 'na danışmayi bir
vefa ve dayanışma görevi
saydım. öneriyi kabul
ederek her olanaktan
yaratianıp oyun
yazariığımuın genel
çıkarlanm ve onurunu
gerekliyerlerde
savunmamı istediniz.
Görüşünüzün
geçerliliğini koruyup
korumadığını tarafima
bildirmenizi rica ederim.
Meslektaş talimatı
saydtğım karannıza
uyacağım. Bu bir
taahküttür.
Devlet Tiyatrolan Edebi Kurul üye-
üğini iki buçuk yü önce, o zamanki
adıyla Tiyatro ve Televizyon Yazarlan
Derneği Yönetim Kurulu'nun görev-
lendirmesiyle kabulettim. (Şimdi adm-
dan "Tetevizyon'' sözcüğu çıkanldı.)
Daha sonraYönetim Kurulu değtşince
aşağıdaki yazıylagörevimin sürüp süf-
mediğini sordum. Aldıklan kararla
"DevsnT dediler.
Sonra Kurul yine değiştt, yine sor-
dum, yine aynıyarutı aldım. Arada ge-
çen sürede Devlet Tiyatrolan koordi-
nasyon toplantüannda ve her firsatta
şu görüşü savundum:
"Kurumun rotası yok. Hep kabukia
ttğraşıfayor, içerik bdirlenmiyor. Daha
çok yerti OVTMI aynanacağntm söyten-
mesiyeteriiçÖzümsa^amaz.Sorunyer-
ö-jubano dengesi değ^, ödenekiitiyat-
rolann oe üretökleri ve topluma neyt,
nasal,hangldûzevde verebödikleridir.''
O yöndeyeterli mesafe ahnamadığı-
nı ve yararlı olamadığımı görünce yü-
başmdanönceGenelMüdürîûğe istifa-
mı verdim.
tlk koordinasyon toplantısından ön-
ce sorunun artık somutsonuçlara ulaş-
tınhrbiçimde ele ahnacağınasöz veri-
lerekbirazbeklememistendi.Otoplan-
tıdaveTiyatroYazarîan Derneği genel
kurulunda, bu konulann netleşeceğini
umuyorum,
ödenekiitiyatrolardaEdebiKurul ve
RepertuvarKurulugibiorganlannkal-
dınlarak oyun seçimi yeüd ve sorum-
luluğunun genel yöneticilere bırakü-
ması gerektiği yolundaki kanımı bu-
gün de koruyorum.
Ancak, gerekli düzenlemeler yapıl-
madano yola gidilirse yaratılacakboş-
luğu sorumsuz ve yetersiz firsatçılarm
doldurması olasılığı da hesaba katıl-
malıdır.
Bütûnbunlanpekçokkez kamuoyu-
muzun dikkatıne sunmama, DT ile gö-
rev üişkisinin bana yükten başka bir
şey getirmediğmi somutkarutlarla be-
lirtmeme karştn, Cumhuriyet sütunîa-
n dahil kimi basuı sayfalannda "E^b>
bi KuruTdan çekilmemek suçlara or-
takhknr"türündenmantıkdışı iddialar
sürdürülüyor. Yinebelgesunmayı o ne-
denle yararh gördüm.
Devlet Tlyatrolan
Atatûrk'ün yarattığı bu kurum,
gunümüzde de Türk tiyatrosunun
amiral gemisidir. Yok edibnesi tii-
müyletiyatro alanmuzdabirçökün-
tü anlamınagelir. Öyleyken son dö-
nemdekibirtakımüzücüolaylar ba-
haneedilereközelleştirmekisvesiy-
le kurumun kapatılması ve kaynak
pastasının paylaşılması hevesleri
büsbütün kabarmış görûnüyor.
Devlet Tiyatrolan'nın sağhğı ya
da sağlıksızhğı kişüere bağh ola-
maz. Bu kurumun özelleşürilmesi
ya dakapatuması değil, düzeltilme-
si gerekir. Onun da temel koşullan
bellidir. Padişahlıktabiredilenkey-
fı davramşlan olanaksu kılacak,
merkeziyetçiliği azaltıp bölgelerin
bağımsızhğmı arttıracak ve -en
önemlisi- kurumu genelde özerk-
leştirecekyasal düzenlemeleri artık
gerçekleştirmek.
tlgili ve yetkili herkesi bu yönde
somut sonuçlar almması için el ele
vermeye davet ediyoruz.
Istanbul şehlr Tlyatrolan
Son dönemde kamuoyu ilgisinin
Devlet Tiyatrolan üstûnde yoğun-
laşması, kültür ve sanat yapımızm
bir başka temel taşı olan Istanbul
Büyükşehir Belediyesi ŞehirTiyat-
rolan'ndaki durumun gözlerden
kaçmasma yol açmamahdır. Uzun
sürediro kurumdaalabüdiğine key-
füikle yönetilmekte, Repertuar Ku-
rulu ve Dramatürji Bürosu gibi bi-
rimlerinde tam birkıstaskaosundan
kaynaklanan düzensizlikler yaşan-
makta, sonuçta Türk tiyatrosunun
tarihsel Darülbedayı'si acı bir kişi-
lik sefaletine sürüklenmektedir.
îstanbul, ülkemizin kültür baş-
kentidir. Bu dünya metropolüne
başka alanlardauluslararası saygın-
hk kazandırmaya çalışmakta olan
Îstanbul Belediye Başkanı'nın dik-
katini biraz da kültür konulannda
yoğunlaştırmasını bekliyoruz.
Repertuvarlar
Tiyatrolanmızın nasıl oyun seçe-
cekleri konusu, eskiden beri en tar-
tışmalı sorunlanndanbiri olmuştur.
Yapay yollardan sık sık gündeme
getirilen ^yertioyun-vabanaoyun"
karşıthğı ise akıllan kanştırmaktan
başka bir işe yaramamıştır. Çünkü
elbette temel kıstas yerülik-yaban-
cılık değil değerlilik ya da değer-
sizliktir. Değerli oyun ise seyirciye
en çok duygu ve düşünce yoğunlu-
ğu yaşatan yapıtür. Sanatsal yeter-
liğin tutturubnası koşuluyla, o ola-
nağı her topluma en kolayca kendi
yazarlannın sağlayabildiğidebir ta-
rih gerçeğidir. Bu bakımdan, yeTİi
oyununaynca"konmma" önlemle-
rine ihtiyacı olmaması gerekir.
Derneğimizin eskiden beri karşı
çıktığı kültür ayxbı kimi kesimlerde
sergilenen ters yöndeki çifte ölçü-
dür. Ithal ürünün sırfithal ürünü ol-
duğu için ûstün görülmesi, kimi za-
man kötüyabancınıniyi yerlıye ter-
cih edüebilmesi, bir kişilik sakath-
ğıdır.
Ödenekii üyatrolanmızda "Yûa-
deşukadaryeıüoyun ovnayacağjnt"
yönünde tartışmalar açılıyor. Bu iyi
niyetli bir davraruş olsa da çözüm
değildir, yeterli rota değildir. Hangi
yerli oyununniçin ve nasıl sahnele-
neceği konusundabilinçli bir netli-
ğe ulaşıtaıasmı gerekh' görüyor, ar-
tik bu amaçla da sonuç ahcı çalış-
malar yapüacağuu umuyoruz.
Oıel tlyatrolarımız
özel tiyatrolar kesiminde her yıl
duyulan "Batjyoruz" yakınmalan
bu mevsim içinde doruğa çıktı ve
yazıkki yer yer gerçekçi nitelikka-
zandı. Aralannda çokdeğerli kuru-
luşlannbulunduğunubildiğimiz bu
topluluklan elbette önemli sayıyo-
ruz. lster istemez daha "önü ffikfi"
davranmak zorunda olan ödenekii
tiyatrolanımzın girişemeyecekleri
kimi işlerin özel sahnelerde daha
özgürce yapüabileceğınin de bilin-
cindeyiz. Bunu başaranlan her tür-
den çok dahabüyük ve yaygın des-
teğe layıkgörüyoruz. Ancak şu ger-
çeği de vurgulamak gerek:
Oncelikle kendi insanımızı ele
alan, kendi toplumumuzunkonula-
nm işleyen, düzey düşürmedenken-
di seyircimizle gönül ve kafa bağ-
lan kurabilentopluluklarhiç debat-
mıyor, zaman zaman gişe rekorlan
kınyorlar. Tiyatroculuğu körü kö-
rüne ithalcilik, parlak galacılık ve
medyadayandaş ayarlamahünerle-
rinden ibaret sananlann ise fazlaca
yakınmaya haklan olmadığını dü-
şünmekteyiz.
Sonuç
Daha verimli bir çalışma ortamı
yaratılması amacıyla, yazarlannu-
zı yeni bir yönetim çerçevesinde
derneğimiz kapsamına davet edi-
yor, üst düzey politikacüanmızın
sanatkurumlan özerkleştiği ölçüde
başanlı olacaklan ve bunun kendi
sicillerine kazınmaz harflerle artı-
larkazandıracağı gerçeğini görme-
lerini bekliyor, genelde medyamı-
zın bu konularda daha sorumlu ve
bilinçli davranmaya başlayacağını
umuyor, Türktiyatrosunun her ke-
siminde gereksiz kavgalann yerini
akılcı işbirliği ömeklerinin ahnası-
nı diliyoruz.
DIJZYAZI
ORHAN BtRGÎT
KaümlanmızKıpiPdarken..
YeniMedeniKanunTasansı'nın AdaletKomisyo-
nu'ndagörüşülmesi sırasında, malrejiminidüzen-
leyen yeni hükümler, komisyonun MHP'li üyeteri-
netosladı.
Bakanlar Kuaılu'ndan geçmiş bir tasannın mu-
halefet partilerince engellenmesi,reddedilmekis-
tenmesi ne kadar doğalsa; iktidar milletvekiHerinin
öyle bir ittifaktamuhalefet ilebiriiktehareket etttik-
lerini görmek de öylesine şaşırtıcı otmalt. Nitekim
mai rejimini düzenleyen 202. maddenin, komisyo-
nun ANAP ve DSPMİ üyeteri dışmdaki çogunluğun
hışmını çekmiş olduğunu görmek, Adalet Bakanı
Hikmet Sami Türk'ün tepkisine yol açtı.
Karşılaştığı düş kınklığını içinesindiremeyen Ba-
kan, istifadan söz etti. Aralannda DSP'li Ali Gü-
nay'ındabulunduğu, evlilikte kadınamal eşitiiğita-
nımakistemeyenterin oluşturduğu cephe, Bakan'ın
istifa tehdidini görmezden geldi.
ProfesörTürk'ün istifaniyetini açıklamasının, he-
men her olaya magazin gözlükleri ile bakmayı ku-
ralhalinegetirmişolan medyamızdakiyansımabiç-
mi de son derecede ilginçti. Parlamento muhabir-
lerinin çoğu, Adalet Bakanı'nın restini neredeyse
alışılmışbirtiryakiliğin gereği imi§ gibidegeriendir-
me yolunu seçmişti.
Öysa Hikmet ^mi Türk, son derecede haklıydı
istifa niyetini bir tehdide dönüştürmekte.
1926'da bir başka profesör Adalet Bakanı'nın,
Mahmut Esat Bozkurt'un, Isviçre hukukundan
alarakimpartorlukdöneminin Mecelle'siniyürürlük-
ten kaldıran dönemin devrimci yasası, 75 yti son-
ra elbette eskimiş olmalıydt. öyle olduğu için de
kendisinin göreve gelmesinden çok önce yeni bir
yasatasansıntn hazırtanmasınabasjanmış ve 1030
maddelik tasan oluşturulmuştu.
Komisyondaki görüşmelerde, bu tasannın "beJ-
kemiği" sayılan "evlılikte edınıimtş ma//ara katlma
reyimi'nin, boşanmahalinde "paylaşmalı maiayn- •
lımı"na çevrilmesi içinüç erkekmılletvekilintnoluş-
turduğurttitakcephesi ilginçtir.
Üç milletvekili, dünya görüşleri kâğrt üzen'nde
ayn üç partinin üyesi olarak Adalet Komisyonu'na
verdikleri ortak bir önerge ile birlikte hareket et-
mektedir. FP'h FethuttahErbaş, MHP'liOrhan BH
çakçtoğlu ve DSP'li Ali Günay.
Bu üç milletvekilinin, aile birttkteliğindeki yenl-
leşmeyi altüsteden ortakönergeleri, MHP'denSa-
lih Erbeyin, Müjdat Karayerii ve Edip Özbaş'tn,
FP'den Ramazan Toprak, Fahrettin Kukaracı,
Mehmet AliŞahin'in de oylannı alıncaiktidar, ko-
misyonda aztnliğa düşmüştü.
Ondan ötesi de, elbette bu anlattiklanm gibi,
Cumhuriyet okurlannca bilinıyor. Bakan Türk, so-
luğuBaşbakanlık'ta aldıveEcevit'eolup biteni an-
lattı. Başbakan, bir yandan partisinin ittifaka dahil
üyesi Ali Günay'ın kulağınt çektirtirken öte yandan
da Bahçeli devreye girdi ve 202. maddenin Ada-
let Komisyonu'nda yann yeniden oylanması için
komteyon başkanı Emin Karaabirönergehaztria-
dı.
Yannkigörüşmelerde,tasannın202. maddesinin,
hükümetin istediğı biçimi ile zoraki de olsa kabul
edilrneihtimalikuvvetli görülüyor. Ret cephesinde-
ki9oyunsahiplerinden AliGünay, her haldekomis-
yonda temsil ettiği siyası partinin Medeni Yasa'da
maçoluk sistemine prim vermek istemediğini ez-
berlemiş olarak görüşmelere katılacaktır. MHP'li
Orhan Bıçakçıoğlu ile Salih Erbeyin, Müjdat Kara-
yerli, ve Edip özbaş'ın da Devlet Bahçeli'nin uya-
ntanndan ne ölçüde yarariandıklan, yannki oyla-
mada görütecektir.
Benim anlamadtğım, kendilerineevlilikbirliğinde
ekonomik yönden güçlenme sağlayacak bir yeni-
liğın, bizim kadınlanmız tarafından niçin anında ve
hak ettiği tepkiyi görmeyişidir.
Maşallah, birçok politik konuda sokaklan özel-
likle hatta sonlannda doldurmaktan geri kalmayan
ve buyüzden çoğuyla ekranlararacıltğı ile göz aşi-
nalıgı sağladığımız kadınlanmız, tüm özgürtüklerin
"abc"sinin ekonomiközgüriükle olustuğunu, yete-
rince bu maço sistemtnin sürdürülmesinden yana
olan milletvekilterine anlatmaktaçekimser davran-
maktadıriar.
Oysa fakslarla, elektronik posta yollu protesto-
laria, bu milletvekillerini de, dahasıtasan genel ku-
rula indiği zaman kurulacaktuzaklan şimdiden ön-
lemek için tüm pariamento üyelerini de baskı altı-
na almalı değil rniyditer?
Tıpkı geçen haflasonu Diyarbakır ve çevresine
gittikleri gibi, başkentin deyolunu tutan başka he-
yeöerhazırtamalı, mttingyapmahaklannıkulianmak
için AnkaraValisi'nin kapısını aşındırmalıydılar.
•••
Bu son paragrafı tamamlarken haber portallan-
na kadın örgütleritemsilcilerinden oluşan birheye-
tîn partamontoda özellikle MHP'li Bıçakçıoğlu il©
Karayerii'nin de aralannda bulunduğu milletvekil-
leri ile görüştükleri notu geldi.
Evlilikte mal birtiğine karşı olan bu milletvekilleri
temsilcilerden kendilennin iknaedilmelerini ilerisü-
rüyorlarmış. Kimi de komisyondaki olumsuz oyu-
nu geçersiz kılmamak için, oyiamaya katılmamak-
tan söz ediyormuş.
Kadınlanmız, ah birkezbu ülke nüfusunun en az
yansını oluşturduklannın bilincini taşryarak kervdi
geleceklerinde ortak hareket edebilseler, partiter-
den öyle kadın kotası gibi, kadtn kolu gibi azınlık
koridorlan isteyeceklerine,tam sözhakkıiçin el ele
verseler, bakın asıl değişim nasıi gerçekleşecektir.
Faks:0212-6T70762
E-mai!:obirgit@e-kolay net •
;
Rus uçağımn kaçırılması
Havalimanında
'çakı' soruşturması
IstenbulHaberSeni-
si - lstanbul-Moskova
seferini yapan uçağın
kaçınhnasının ardm-
dan hava korsanlan ta-
rafından kullanılan ke-
sici aletle ilgili olarak
soruşturma başlatıldı.
Uçağın kaçınldığı gûn
görev yapan yaklaşık
100 kişinin ifadesi alı-
nacak.
Atatûrk Havalimanı
Mülki Idare Amiri ve
ÎstanbulValiYardımcı-
sı Saim Eskioğlu, ken-
dilerine gelen bilgiye
görehavakorsanlanmn
uçağı kaçınrken çakı
kuUandıklannı belirte-
rek
tt
Ogünosaatter içe-
riandekigörevt3erinta-
mamını kapsanan bir
soruşturma başlaüktı"
dedi.
Öte yandan ope-
rasyon timi taranndan
öldürûlen Türk yolcu
Gürsel Kambal. dün
memleketi olan Or-
du'nun Akpınaıbelde-
sinde toprağa verildi.